Çeviri

Saturday, December 2, 2017

Dönüşünüz O'nadır.

Yartılış döngüsünün nihai durak noktası Allah'ın indindeki adem ( yokluk ) mertebesi olup, bu husus Kur'an ayetlerinde "10", "66"  ve "8" nümerolojisi vesilesiyle bildirilmiştir.

"Allah'a / O'na döndürülürsünüz" kavramı 55 ayette geçmektedir. ( 5+5 = 10 ) ( Ayrıca Allah'ın sıfatlarından biri olan Rahman kelimesinin ismini verdiği surenin numarası da 55'tir. ) 

"O'na döndürülürsünüz" ifadesi ilk kez Bakara suresinin 28 numaralı ayetinde geçmektedir. ( 2+8 = 10 )

2/28 - Keyfe tekfürune billahi ve küntüm emvaten fe ahyaküm sümme yümıtüküm sümme yuhyıküm sümme ileyhi türceun - Allah’ ı nasıl inkar edersiniz? Ve ölülerdiniz de sizi diriltti. Sonra sizi öldürür. Sonra sizi diriltir. Sonra O'na döndürülürsünüz.
2/46 - Ellezine yezunnune ennehüm mülaku rabbihim ve ennehüm ileyhi raciun - Onlar kesinlikle Rab’lerine kavuşacaklarını ve kesinlikle onlar O'na döneceklerini sezerler.
2/156 - Ellezine iza esabethüm müsıbetün kalu inna lillahi ve inna ileyhi raciun - Onlar onlara musibet isabet ettiğinde, "Kesinlikle biz Allah içiniz ve kesinlikle biz O'na döneceğiz." derler.
2/245 - Menzellezi yukridullahe kardan hasenen fe yüdaıfehu lehu ad'afen kesırah vallahü yakbidu ve yebsut ve ileyhi türceun - Kim Allah’a  güzel borcu borç verirse, ona kat kat çokça artırır. Allah daraltıp meşakkat verir ve genişlik verir ve O'na döndürülürsünüz.
2/281 - Vetteku yevmen türceune fıhi ilellahi sümme tüveffa küllü nefsin ma kesebet ve hüm la yuzlemun - İçinde Allah’a  döndürüleceğiniz günden sakının. Sonra tüm nefislere ne kazandılarsa vefa edilir. Onlara zulmedilmez.
3/55 - İz kalellahü ya ıysa innı müteveffıke ve rafiuke ileyye ve mütahhiruke minellezine keferu ve caılüllezınettebeuke fevkallezıne keferu ila yevmil kıyameh sümme ileyye merciuküm fe ahkümü beyneküm fıma küntüm fıhi tahtelifun - Zamanında Allah, "Ey İsa kesinlikle ben seni vefat ettireceğim ve seni kendime yükselteceğim ve seni o inkar edenlerden temizleyeceğim ve o sana tabi olanları ayağa kalkış gününe kadar o inkar edenlerin üstünde kılacağım. Sonra dönüşünüz banadır. Böylece o ihtilafa düşmüş olduğunuz hakkında aranızda hükmederim." dedi.
3/83 - E fe ğayra dınillahi yebğune ve lehu esleme men fis semavati vel erdı tav'an ve kerhen ve ileyhi yürceun - Yani, göklerde ve yerde kim varsa isteyerek veya istemeyip zorlanarak O’na teslim olmuşken, Allah’ ın dininden başkasını mı ararlar? Ve O'na döndürülürler.
5/18 - Ve kaletil yehudü ven nesara nahnü ebnaüllahi ve ehıbbaüh kul fe lime yüazzibüküm bi zünubiküm bel entüm beşerun min men halak yağfiru li men yeşaü ve yüazzibü men yeşa' ve lillahi mülküs semavati vel erdı ve ma beynehüma ve ileyhil mesır - Ve Yahudiler ve Nasıralılar, "Biz Allah' ın oğulları ve sevgilileriyiz." dediler. De ki: "O halde niçin günahlarınızdan ötürü size azap ediyor? Bilakis, siz de O’nun yarattıklarından birer insansınız. O dilediği kimseye af eyler ve dilediği kimseye azap eder. Göklerin, yerin ve o aralarındakilerin mülkü Allah içindir. Dönüş O’nadır."
5/48 - Ve enzelna ileykel kitabe bil hakkı müsaddikan li ma beyne yedeyhi minel kitabi ve mühayminen aleyhi fahküm beynehüm bima enzelellahü ve la tettebı' ehvaehüm an ma caeke minel hakk li küllin cealna minküm şir'aten ve minhaca ve lev şaellahü le cealeküm ümmeten vahıdeten ve lakin li yeblüveküm fı ma ataküm festebikul hayrat ilellahi merciuküm cemıan fe yünebbiüküm bima küntüm fıhi tahtelifun - Ve sana da, kitaplardan o ondan öncekileri doğrulayan ve onları kollayan kitabı gerçek ile indirdik. O halde, onların aralarında Allah' ın indirdiği ile hükmet. Onların heveslerine tabi olarak, sana o gerçekten gelen üzerine sapma. Biz, sizlerden herkes için yol ve usül oluşturduk. Şayet Allah dileseydi sizi tek topluluk kılardı. Lakin o size verdikleri hakkında sizi sınamak içindi. Öyleyse hayırlara ilerleyin. Hepinizin dönüşü Allah’a dır. Artık, o hakkında ihtilafa düştüklerinizi size o haber verir.
5/105 - Ya eyyühellezine amenu aleyküm enfüseküm la yedurruküm men dalle iz ehtedeytüm ilellahi merciuküm cemıan fe yünebbiüküm bima küntüm ta'melun - Ey o inananlar, nefsiniz sizin üzerinizedir. Sapık kimseler, siz yönlenmişken size zarar veremezler. Hepinizin dönüşü Allah’a dır. Artık o yapmakta olduklarınızı size haber verir.
6/36 - İnnema yestecıbüllezıne yesmeun vel mevta yeb'asühümüllahü sümme ileyhi yürceun - Kesinlikle ki o dinleyenler kabul ederler. Ölüler, Allah onları diriltir, sonra O'na döndürülürler.
6/60 - Ve hüvellezi yeteveffaküm bil leyli ve ya'lemü ma cerahtüm bin nehari sümme yeb'asüküm fıhi li yukda ecelün müsemma sümme ileyhi merciuküm sümme yünebbiüküm bima küntüm ta'melun - Ve sizi gece vefat ettiren ve gündüz ne açığa çıkardığınızı bilen, sonra isimlendirilmiş belirli vade tamamlansın diye onun içinde sizi dirilten O'dur. Sonra dönüşünüz O’nadır. Sonra o yapmakta olduklarınızı size haber verir.
6/62 - Sümme ruddu ilellahi mevlahümül hakk ela lehül hukmü ve hüve esraul hasibın - Sonra gerçek dostları Allah’a  döndürülürler. İyi bilin ki hüküm O’nadır. O hesap görenlerin en hızlısıdır.
6/108 - Ve la tesübbüllezıne yed'une min dunillahi fe yesübbullahe adven bi ğayri ılm kezalike zeyyenna li külli ümmetin ameleühüm sümme ila rabbihim merciuhüm fe yünebbiühüm bima kanu ya'melun - Ve onların o Allah' tan başka çağırdıklarına sövmeyin ki ilimsizce düşmanlıkla Allah’a  sövmesinler. Biz her topluluk için çalışmalarını işte böyle süsledik. Sonra dönüşleri Rab’lerinedir. O onlara o yapmış olduklarını haber verir.
6/164 - Kul e ğayrallahi ebğıy rabben ve hüve rabbü külli şey' ve la teksibü küllü nefsin illa aleyha ve la teziru vaziratün vizra uhra sümme ila rabbiküm merciuküm fe yünebbiüküm bima küntüm fıhi tahtelifun - De ki: "O herşeyin Rab’bi iken, Rab olarak Allah' tan başkasını mı arayayım? Her nefis kendi üzerine olması haricinde kazanmaz. Kendi ağırlığını, yükünü taşıyan başkasının ağırlığını, yükünü taşımaz. Sonra dönüşünüz Rab’binizedir. Artık o hakkında ihtilaf etmiş olduğunuzu size haber verir."
7/125 - Kalu inna ila rabbina münkalibun - "Kesinlikle biz Rab’bimize döneceğiz." dediler.
9/105 - Ve kulı'melu fe se yerallahü ameleküm ve rasulühu vel mü'minun ve se türaddune ila alimil ğaybi veş şehadeti fe yünebbiüküm bima küntüm ta'melun - Ve de ki: "Çalışın, böylece Allah, O’nun resulü ve inananlar yaptıklarınızı görecek ve gaybı ve şahitliği bilene döndürüleceksiniz. Artık o, yapmakta olduklarınızı size haber verecek."
10/4 - İleyhi merciuküm cemıa va'dellahi hakka innehu yebdeül halka sümme yüıydühu li yecziyellezine amenu ve amilus salihati bil kıst vellezine keferu lehüm şerabün min hamımin ve azabün elımün bima kanu yekfürun - Dönüşünüz topluca O’nadır. Allah’ ın vaadi gerçektir. Kesinlikle yaratışı o ortaya çıkarıp başlatır. Sonra o inananları ve adaletle iyilik yapanları karşılıklandırmak için onu döndürür, diriltir. O inkar edenler, inkar etmiş olmalarından dolayı onlara kaynar sudan içecek ve elim azap vardır.
10/23 - Fe lemma encahüm iza hüm yebğune fil erdı bi ğayril hakk ya eyyühennasü innema bağyüküm ala enfüsiküm metaal hayatid dünya sümme ileyna merciuküm fe nünebbiüküm bima küntüm ta'melun - Böylece onları kurtardığında, o zaman onlar yerde haksızca azarlar. Ey insanlar, kesinlikle azgınlıklarınız nefislerinizedir. Dünya hayatının faydasıdır. Sonra dönüşünüz bizedir. Artık o yapmakta olduklarınızı size haber veririz.
10/30 - Hünalike teblu küllü nefsin ma eslefet ve ruddu ilellahi mevlahümül hakkı ve dalle anhüm ma kanu yefterun - Burada tüm nefisler o geçmişte yaptıklarını denerler. Gerçek dostları Allah’a  döndürülürler. O uydurdukları onlardan sapmıştır.
10/56 - Hüve yuhyı ve yümıtü ve ileyhi türceun - O diriltir, öldürür ve O'na döndürülürsünüz.
11/4 - İlellahi merciuküm ve hüve ala külli şey'in kadır - Dönüşünüz Allah’a dır. O herşeye gücü yetendir.
11/18 - Ve men azlemü min men iftera alellahi keziba ülaike yu'radune ala rabbihim ve yekulül eşhadü haülaillezıne kezebu ala rabbihim ela la'netüllahi alez zalimın - Ve Allah’a  yalan uydurandan daha zalim kimdir? İşte onlar Rab’lerine döndürülüp arzolunurlar. Şahitler "İşte bunlar o Rab’lerini yalanlayanlardır." derler. İyi bilin ki Allah' ın laneti zalimler üzerinedir.
11/34 - Ve la yenfeuküm nushıy in eradtü en ensaha leküm in kanellahü yürıdü en yuğviyeküm hüve rabbüküm ve ileyhi türceun - Ve "Eğer Allah sizi azdırmak istediyse, eğer size nasihat etmeyi istesem de nasihatım size fayda etmez. Rab’biniz O' dur ve O'na döndürülürsünüz."
11/88 - Kale ya kavmi e raeytüm in küntü ala beyyinetin min rabbi ve razekanı minhü rizkan hasena ve ma ürıdü en ühalifeküm ila ma enhaküm anh in ürıdü illel ıslaha mesteta't ve ma tevfıkıy illa billah aleyhi tevekkeltü ve ileyhi ünıb - "Ey kavmim, görür düşünür müsünüz? Eğer Rab’bimden delil üzerinde isem ve beni güzel rızık ile rızıklandırdı ise. O size men ettiklerimden size ihtilaf etmek istemem. Kesinlikle ancak istidatım olduğu kadar iyileştirmeyi isterim. Muvaffakiyetim ancak Allah sayesindedir. O'na dayanıp sığınırım ve O'na dönerim." dedi.
13/36 - Vellezine ateynahümül kitabe yefrahune bima ünzile ileyke ve minel ahzabi men yünkiru ba'dah kul innema ümirtü en a'büdellahe ve la üşrike bih ileyhi ed'u ve ileyhi meab - Ve o kitap verdiklerimiz, o sana indirdiğimizden dolayı ferahlayıp seviniyorlar. Topluluktan kimseler de onun bir kısmını inkar ederler. De ki: "Kesinlikle ben Allah’a  kulluk etmeye ve O’na ortak koşmamaya emrolundum. O'na çağırıyorum ve O'na dönerim."
18/36 - Ve ma ezunnüs saate kaimeten ve le in rudidtü ila rabbi le ecidenne hayran minha münkaleba - Ve "Ayağa kalkış saatinin mevcut olduğunu da zannetmiyorum. Eğer Rab’bime döndürülürsem, kesinlikle geri dönüş olarak ondan daha hayırlısını bulacağım."
18/87 - Kale emma men zaleme fe sevfe nüazzibühu sümme yüraddü ila rabbihı fe yüazzibühu azaben nükra - "Kim zulmederse, yakında ona azap ederiz. Sonra Rab’bine döndürülür de ona kötü azap ile azap eder." dedi.
22/48 - Ve ke eyyin min karyetin emleytü leha ve hiye zalimetün sümme ehaztüha ve ileyyel mesır - Ve ülkelerden nicelerine, onlara süre verdim. Sonra onlar zulmederlerdi. Sonra onları yakaladım. Dönüş yeri banadır.
23/60 - Vellezine yü'tune ma aten ve kulubühüm veciletün ennehüm ila rabbihim raciun - Ve kesinlikle o Rab’lerine döneceklerinden, o verdiklerini kalpleri ürkerek verenler,
24/64 - E la inne lillahi ma fis semavati vel ard kad ya'lemü ma entüm aleyh ve yevme yürceune ileyhi fe yünebbiühüm bima amilu vallahü bi külli şey'in alim - İyi bilin ki göklerde ve yerde ne varsa kesinlikle Allah içindir. Neyin üzerinde olduğunuzu bilir. O'na döndürüldükleri o gün, artık ne yaptıklarını onlara haber verir. Allah herşeyi bilendir.
25/71 - Ve men tabe ve amile salihan fe innehu yetubü ilellahi metaba - Ve kim tevbe eder ve iyilik yaparsa, kesinlikle o, tevbesi kabul edilen olarak Allah’a  döner.
26/50 - Kalu la dayra inna ila rabbina münkalibun - "Zararı yok. Kesinlikle biz Rab’bimize döneceğiz." dediler.
28/70 - Ve hüvellahü la ilahe illa hu lehül hamdü fil ula vel ahırati ve lehül hukmü ve ileyhi türceun  - Ve o Allah' tır ki O' nun haricinde ilah yoktur. Öncede ve sonrada övgü O'nadır . Hüküm O'nadır . O'na döndürülürsünüz.
28/88 - Ve la ted'u meallahi ilahen ahar la ilahe illa hüve küllü şey'in halikün illa vecheh lehül hukmü ve ileyhi türceun - Ve Allah ile birlikte başka ilahı çağırma. O’nun haricinde ilah yoktur. O' nun yüzü haricinde herşey helak olur. Hüküm O'nadır  ve O'na döndürülürsünüz.
29/8 - Ve vassaynel insane bi valideyhi husna ve in cahedake li tüşrike bima leyse leke bihı ılmün fe la tütı'hüma ileyye merciuküm fe ünebbiüküm bima küntüm ta'melun - Ve insana, ana babasına güzellik yapmasını emrederiz. Eğer seninle, o sana hakkında ilmi olmayanı ortak koşman için cihad ederlerse, onlara itaat etme. Dönüşünüz banadır. Artık o yapmakta olduklarınızı size haber veririm.
29/17 - İnnema ta'büdune min dunillahi evsanen ve tahlükune ifka innellezine ta'büdune min dunillahi la yemlikune leküm rizkan febteğu ındellahir rizka va'büduhü veşküru leh ileyhi türceun - O Allah' tan başka kulluk ettikleriniz kesinlikle putlardır. Uydurma yaratıyorsunuz. Kesinlikle o Allah' tan başka kulluk ettikleriniz, size rızık olarak malik olup hükmedemezler. O halde, rızıkı Allah' ın indinde arayın. O'na kulluk edin ve O'na şükredin. O'na döndürülürsünüz.
30/11 - Allahü yebdeül halka sümme yüıydühu sümme ileyhi türceun - Allah yaratışı ortaya çıkarıp başlatır. Sonra onu tekrarlayıp döndürür. Sonra O'na döndürülürsünüz.
31/14 - Ve vessaynel insane bi valideyh hamelethü ümmühu vehnen ala vehnin ve fisalühu fı ameyni en işkür lı ve li valideyk ileyyel mesır - Ve insana ana babasını emrettik. Annesi onu zayıflık kuvvetsizlik üzerine zayıflıkla kuvvetsizlikle yüklenip taşıdı. Onun sütten kesilmesi iki yıl içindedir. Bana ve ana babana şükredesin diye. Dönüş yeri banadır.
31/15 - Ve in cahedake ala en tüşrike bima leyse leke bihı ilmün fe la tütı'hüma ve sahıbhüma fid dünya ma'rufen vettebı' sebıle men enabe ileyy sümme ileyye merciuküm fe ünebbiüküm bima küntüm ta'melun - Ve eğer, o sana ilmi olmayanla ortak koşman üzere seninle cihad ederlerse, onlara itaat etme. Dünyada onlarla iyi geçin. O pişman olup bana dönenlerin yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz banadır. Böylece size, ne yapmakta olduğunuzu haber veririm.
32/11 - Kul yeteveffaküm melekül mevtillezı vükkile biküm sümme ila rabbiküm türceun - De ki: "Sizi, o size vekil edilen ölüm meleği vefat ettirir. Sonra Rab’binize döndürülürsünüz."
35/18 - Ve la teziru vaziratün vizra uhra ve in ted'u müskaletün ila hımliha la yuhmel minhü şey'ün ve lev kane za kurba innema tünzirullezıne yahşevne rabbehüm bil ğaybi ve ekamus salah ve men tezekka fe innema yetezekka li nefsih ve ilellahil mesır - Ve ağırlığını, yükünü taşıyan başkasının ağırlığını, yükünü taşımaz. Eğer yükü ağır gelen, onu yüklenip taşımaya çağırsa, şayet yakını bile olsa ondan hiçbir şeyi yüklenip taşımaz. Kesinlikle o Rab’lerinin korkusunu gıyabında duyanları ve duaya kalkanları uyarırsın. Kim temizlenirse, böylece kesinlikle nefsi için temizlenir. Dönüş yeri Allah’a dır.
36/22 - Ve ma liye la a'büdüllezı fetaranı ve ileyhi türceun - Ve "Ne oldu bana ki o beni yaratana kulluk etmeyeyim. O'na döndürülürsünüz."
36/83 - Fe sübhanellezi bi yedihı melekutü külli şey'in ve ileyhi türceun - Herşeyin mülkü elinde olan O, yücedir. O'na döndürülürsünüz.
39/7 - İn tekfüru fe innellahe ğaniyyün anküm ve la yerda li ıbadihil küfr ve in teşküru yerdahü leküm ve la teziru vaziratün vizra uhra sümme ila rabbiküm merciuküm fe yünebbiüküm bima küntüm ta'melun innehu alimün bi zatis sudur - Eğer inkar ederseniz, kesinlikle Allah sizden ganidir. Kulları için inkara razı, hoşnut olmaz. Eğer şükrederseniz, size ondan razı, hoşnut olur. Ağırlığını, yükünü taşıyan başkasının ağırlığını, yükünü taşımaz. Sonra dönüşünüz Rab’binizedir. Böylece size ne yapmakta olduğunuzu haber verir. Kesinlikle O göğüslerin sahip olduğunu bilendir.
39/44 - Kul lillahiş şefaatü cemıa lehu mülküs semavati vel ard sümme ileyhi türceun - De ki: "Tüm af vesileciliği Allah içindir. Göklerin ve yerin mülkü O’nadır. Sonra O'na döndürülürsünüz."
40/43 - La cerame ennema ted'unenı ileyhi leyse lehu da'vetün fid dünya ve la fil ahırati ve enne meraddena ilellahi ve ennel müsrifıne hüm ashabün nar - O beni çağırdığınıza, dünyada ve ahirette çağrı hakkı, hükmü yoktur. Kesinlikle dönüşümüz Allah’a dır. Kesinlikle müsrifler, onlar ateşin sahipleridir.
41/21 - Ve kalu li cüludihim lime şehidtüm aleyna kalu entaknellahüllezı entaka külle şey'in ve hüve halekaküm evvele merratin ve ileyhi türceun - Ve derilerine "Neden üzerimize şahitlik ettiniz?" derler. "Bizi, herşeyi konuşturan Allah konuşturdu. Sizi ilk keresinde yaratan da O' dur. O'na döndürülürsünüz." derler.
41/50 - Ve lein ezaknahü rahmeten minna min ba'di darrae messethü le yekulenne haza lı ve ma ezunnüs saate kaimeten ve lein rucı'tü ila rabbi inne lı ındehu lel husna fe le nünebbiennellezine keferu bima amilu ve le nüzıkannehüm min azabin ğalıyz - Ve eğer, ona dokunan darlıktan sonra ona bizden rahmet tattırırsak, "Bu banadır. Saatin mevcut olduğunu da zannetmiyorum. Eğer Rab’bime dönersem bana O’nun indinde kesinlikle güzellik vardır." der. Artık, o inkar edenlere o yaptıklarını haber vereceğiz. Kesinlikle onlara yoğun, sert azap tattıracağız.
43/14 - Ve inna ila rabbina le münkalibun - “Ve kesinlikle biz Rab’bimize döneceğiz."
43/85 - Ve tebarakellezi lehu mülküs semavati vel erdı ve ma beynehüma ve ındehu ılmüs saah ve ileyhi türceun - Ve O bereketlidir. Göklerin, yerin ve o onların aralarındakilerinin mülkü O’nadır. Saatin ilmi O' nun indindedir. O'na döndürülürsünüz.
45/15 - Men amile salihan fe li nefsih ve men esae fe aleyha sümme ila rabbiküm türceun - Kim iyilik yaparsa nefsi içindir. Kim kötülük yaparsa onun üzerinedir. Sonra Rab’binize döndürülürsünüz.
62/8 - Kul innel mevtellezi tefirrune minhu fe innehu mülakıküm sümme türeddune ila alimil ğaybi veş şehadeti fe yünebiiuküm bima küntüm ta'melun - "Kesinlikle o kendisinden kaçtığınız ölüm, kesinlikle o size kavuşacaktır. Sonra gaybı ve şahit olunanı bilene döndürüleceksiniz. Böylece ne yapmakta olduğunuzu size haber verecek." de.
67/15 - Hüvellezi ceale lekümül arda zelulen femşu fi menakibiha ve kulu min rizkıhi ve ileyhin nüşur - Yeri size yumuşak, boyun eğmiş kılan O’dur. O halde O’nun yollarının içinde yürüyün ve O’nun rızıklarından yiyin. Dirilerek dönüş O’nadır.
89/28 - İrci'ı ila rabbike radıyeten merdıyyet - Razı, hoşnut olarak ve razı, hoşnut olunmuş olarak Rab’bine dön.

"Dönüşünüz bizedir." kavramının da 11 ayette geçmesiyle birlikte Allah'ın indine dönüş kavramının toplam "66" kere tekrarlandığı ortaya çıkmaktadır.

10/46 - Ve imma nüriyenneke ba'dallezı neıdühüm ev neteveffeyenneke fe ileyna merciuhüm sümmellahü şehıdün ala ma yef'alun - Ve onlara vaad ettiğimizin bir kısmını sana göstersek veya seni vefat ettirsek de onların dönüşü bizedir. Sonra Allah ne yaptıklarına şahittir.
10/70 - Metaun fid dünya sümme ileyna merciuhüm sümme nüzıkuhümül azabeş şedıde bima kanu yekfürun - Dünyada faydadır. Sonra dönüşleri bizedir. Sonra o inkar etmiş olmalarından dolayı onlara şiddetli azap tattırırız.
19/40 - İnna nahnü nerisül erda ve men aleyha ve ileyna yürceun - Kesinlikle biz, biz yere ve üzerindeki kimselere varis oluruz ve bize döndürülürler.
21/35 - Küllü nefsin zaikatül mevt ve nebluküm biş şerri vel hayri fitneh ve ileyna türceun - Tüm nefisler ölümü tadar. Sizi deneme, sınav olarak kötülük ve iyilik ile sınarız. Bize döndürülürsünüz.
21/93 - Ve tekattau emrahüm beynehüm küllün ileyna raciun - Ve işlerini aralarında böldüler. Hepsi bize dönerler.
23/115 - E fe hasibtüm ennema halaknaküm abesen ve enneküm ileyna la türceun - Kesinlikle sizi boşuna yarattığımızı ve kesinlikle bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?
28/39 - Vestekbera hüve ve cünudühu fil erdı bi ğayril hakkı ve zannu ennehüm ileyna la yurceun - Ve o ve orduları, askerleri yerde haksızca kibirlendiler. Kesinlikle onlar bize döndürülmeyeceklerini zannettiler.
29/57 - Küllü nefsin zaikatül mevti sümme ileyna türceun - Tüm nefisler ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürülürsünüz.
31/23 - Ve men kefera fe la yahzünke küfruh ileyna merciuhüm fe nünebbiühüm bima amilu innellahe alimün bi zatis sudur - Ve kim inkar ederse, artık inkarları seni hüzünlendirmesin. Onların dönüşleri bizedir. Onlara o yaptıklarını haber veririz. Kesinlikle Allah göğüslerin sahip olduğunu bilendir.
40/77 - Fasbir inne va'dellahi hakk fe imma nüriyenneke ba'dallezı neıdühüm ev neteveffeyenneke fe ileyna yürceun - O halde sabret. Allah' ın vaadi kesinlikle gerçektir. O vaad ettiğimizin bazısını sana kesinlikle göstersek de veya kesinlikle seni vefat ettirirsek de bize döndürüleceklerdir.
88/25 - İnne ileyna iyabehüm - Kesinlikle onların dönüşleri bizedir.

Öte yandan "İşler Allah'a döndürülür" ve "Saatin ilmi O'na döndürülür." ifadelerinin "8" kere tekrarlanması da yaratılışın döngüsel yapısını nümerolojik olarak sembolize etmektedir.

2/210 - Hel yenzurune illa en ye'tiyehümüllahü fı zulelin minel ğamami vel melaiketü ve kudıyel emr ve ilellahi türceul ümur - Onlar, ille de Allah onlara gölgeliklerin içinde, buluttan ve meleklerden getirsin de iş yapılsın diye mi bakarlar? Ve işler Allah’a  döndürülür.
3/109 - Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve ilellahi türceul ümur - Ve göklerde ne varsa ve yerde ne varsa Allah içindir. İşler Allah’a  döner.
8/44 - Ve iz yürıkümuhüm izil tekaytüm fı a'yüniküm kalılen ve yükallilüküm fı a'yünihim li yakdıyellahü emran kane mef'ula ve ilellahi türceul ümur - Ve onlarla karşılaştığınızda, onları sizin gözünüzde az gösteriyordu. Allah işin yapılmış olmasını sağlamak için sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. İşler Allah’a  döndürülür.
11/123 - Ve lillahi ğaybüs semavati vel erdı ve ileyhi yürceul emru küllühu fa'büdhü ve tevekkel aleyh ve ma rabbüke bi ğafilin an ma ta'melun - Ve göklerin ve yerin gaybı Allah içindir. İşlerin hepsi O’na döndürülür. O halde O'na kulluk et ve O'na dayanıp sığın. Rab’bin o yaptıklarınızdan habersiz değildir.
22/76 - Ya'lemü ma beyne eydıhim ve ma halfehüm ve ilellahi türceul ümur - Onların öncelerinde ne varsa ve sonralarında ne varsa bilir. İşler Allah’a  döner.
35/4 - Ve in yükezzibuke fe kad küzzibet rusülün min kablik ve ilellahi türceul ümur - Ve eğer seni yalanlarlarsa, senden önceki resuller de yalanlandılar. İşler Allah’a  döndürülür.
41/47 - İleyhi yüraddü ılmüs saah ve ma tahrucü min semeratüm min ekmamiha ve ma tahmilü min ünsa ve la tedau illa bi ılmih ve yevme yünadıhim eyne şürakaı kalu azennake ma minna min şehıd - Saatin ilmi O'na döndürülür. O' nun ilmi haricinde ürün, meyve tomurcuğundan çıkmaz, kadın yüklenip taşımaz ve doğurup bırakmaz. Onlara "Nerede ortaklarım?" diye seslendiği o gün, "Bizden şahit olmadığını sana bildiririz." derler.
57/5 - Lehu mülküs semavati vel ardı ve ilellahi türce'ul umur - Göklerin ve yerin mülkü O’nadır. İşler Allah’a  döndürülür.


No comments:

Post a Comment