Saffat 37/62 - E zalike hayrun nüzülen em ŞECERATÜZ ZEKKUM
( Ağırlama, ikram olarak bu mu daha hayırlı? Yoksa ZAKKUM AĞACİ mı? )
Saffat 37/63 - İnna cealnaha fitneten liz zalimın
( Kesinlikle biz onu zalimler için sınav kıldık. )
Saffat 37/64 - İnneha şeceratün tahrucü fı aslil CEHİM
( Kesinlikle o CEHENNEMİN kökünde, temelinde çıkan ağaçtır. )
Saffat 37/65 - Tal'uha ke ennehu RUUSÜŞ ŞEYATİN
( Onun tomurcukları, kesinlikle o ŞEYTANLARIN BAŞLARI GİBİDİR. )
Son ayet numarasının 65 ( 6+5 11 ) olması satanik nümerolojide Allah’a isyanın sembolü olan “11” sayısı açısından dikkat çekicidir.
Allahü Teala, Saffat suresinin yukarıdaki ayetlerinde kovulmuş şeytan neslinin fiziksel algı boyutundaki karakteristik bir paternine ilişkin bilgi aktarmaktadır. Ayetlere göre şeytan neslinin kafa şekli "zakkum ağacının tomurcuğuna" benzemektedir.
Zakkum ağacının tomurcukları;
Semazen kavuğunun formu da ilginç bir durum arzetmektedir.
Muharrif Tevrat'ta "İlahi Varlıklar" ( Alien ) olarak tanımlanan "Nefiller" esas itibarıyla Allah'ın huzurundan kovulmuş olan dev cüsseli insansı sürüngen ( reptoid ) yapısına sahip şeytan neslini ifade etmektedir. Nefil kelimesi Arapça'daki "Nefy" kelimesinden gelmekte ve "Sürgün etmek. Birisini kendi rızası olmadann bir yerden başka bir yere nakletmek." anlamını taşımaktadır. Kelimenin anlamı, şeytanların cennetten kovulması vakasını tasvir eder niteliktedir.
İblis'în cin kabilesi olan şeytan neslinin dünyevi menfaat aldatmacasına kanıp Allah yolundan sapmış olan satanist müşrikler Adem'den bu yana cinleri Allah'a ortak koşmakta ve cinlere kulluk etmektedirler. Bu nedenle, reptoid cinlerin fiziksel paternlerini her mecrada sembolize etmektedirler.
Yapılan antik kazılarda, Sirius B ve onun kaba madde projeksiyonu Mars kökenli Anunnaki olarak da bilinen reptoid nefil ( cin şeytanı ) nesline ilişkin kafatasları bulunmaktadır. Ve bu kafataslarının formlarının "zakkum ağacı tomurcuğuna" benzediği açıkça görülmektedir.
Reptoid nefil kafatasları;
Paskalya adasında bulunan Moai heykellerinin benzer formdaki kafa yapıları da dikkat çekmektedir. Alien ( İlahi Varlık ) olarak nitelenen cin nesline tapan müşrikler onları temsilen bu heykelleri inşa etmişlerdir.
İlki 1979 yılında çekilen "Alien" filminde resmedilen yaratığın kafa yapısı da reptoid nefil kafatasına benzemektedir.
Pagan kültürlerde kullanılan "Masklar"da uzun kafa formu yer almaktadır. Örneğin aşağıdaki maskta uzun kafa bölümünün üzerinde bir de reptil ( sürüngen ) figürü yer almaktadır.
Vatikan'daki Papa'nın ve Mısır'daki pagan karakter Nefertiti'nin* Anunnaki kafatası formundaki başlıkları dikkat çekmektedir. ( * Nefertiti kelimesiyle, Tevrat'ta kovulan melekler ( cinler ) anlamında kullanılan ve insan kızlarıyla cinsel ilişkiye girerek hibrid bir nesil oluşturdukları bildirilen varlıkları tanımlayan "Nefilim" kelimesindeki ortak "Nef" kökü de ilginç bir durum arzetmektedir. Ayrıca kibirin ve inkarın kaynağı olan "Nefsaniyet" kelimesinin kökünde yine "Nef" kelimesinin olması negatif anlama dikkat çekmektedir. Arapça'daki "Nefr" kelimesi, "korkarak bir yere çıkmak" anlamını içermektedir. "Nefret" kelimesi de bu kökten türemiş isimdir. "Nefr" kökü "düşman karşı seferber olmak" anlamında da kullanılmaktadır. )
Baş arkası uzatılmış türban modeli de hadiste "Deve Hörgücü" olarak teşbih edilir.
Pagan ilah Baal de uzun kafalı olarak tasvir edilmiştir.
Üstat diğer önceki yazılarında cinler mavidir, daha ileri seviye ateştir diyordun şimdi ise zakkum tomurcuğuna benzerler. Kafaları uzundur, insan kızlarıyla sevişirler diyorsun. Karar ver bu cinler mavi mi? uzun kafalı mı?
ReplyDelete"Suçluların masmavi toplanması", "Cinlerin dumansız ateş alevinden yaratılmış olmaları", "Şeytanların başlarının zakkum tomurcuğu gibi olması", "Şeytanların, çocuklarda insanlara ortak olması" ( İnsan soyu ile ilişki ) tasvirleri ilgili ayetlerde yer alan ve teşbih de ( sembolizm ) içeren ifadelerdir. Bu tasvirler henüz tam anlamıyla kavranamayan gerçekleri de barındırmakta olup, insanlarda sezgi oluşması ve insanların tefekküre yönlendirilmesi için bahşedilmişlerdir. "Cinlerin" ( Görünmeyenlerin, Örtülülerin, Farkedilmeyenlerin ) yani farklı frekanstaki süptil varlıkların, hem süptil planda hem de kaba madde planında, madde planı algısına göre farklı hallerde tezahür etmeleri fenomeni nedeniyle bu farklı tasvirlere yer verilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
ReplyDelete