Şura 42/30 - Ve ma esabeküm min müsıbetin fe bima kesebet eydıküm ve ya'fu an kesır
( Ve size musibetten ne isabet ederse o ellerinizin kazandıklarındandır. Çoğunu affeder. )
Şura suresinin 42/30 kodlu ayetinde, insanın maruz kaldığı musibetlerin ( isabet eden olumsuzlukların ) kök sebebinin kendisi olduğuna yönelik bilgi verilmektedir. Halk arasında da yaygın olan "Suçu kendinde ara." cümlesi de bu ayeti hatırlatmaktadır.
Peki bu nasıl olmaktadır? Kur'an'da belirtildiği gibi "İyi", "Samimi", "İnanan", "Teslim Olan" insanların çektiği ıstırabın sebebi nedir?
Kur'an'da belirtilen ve musibet sonucunu doğuran aşağıdaki kavramları hatırlayalım.
Zulm ( Haksızlık )
Cebr ( Zorbalık )
Cebr ( Zorbalık )
La Ta'dil ( Adaletsizlik )
Sue ( Kötülük )
Mekr ( Tuzak )
Küfr ( İnkar )
Ğadab ( Öfke )
Fahşa ( Ahlaksızlık )
Ğayz ( Kin )
Nüfur ( Nefret )
Hased ( Kıskançlık )
İhtiras ( Hırs )
Ğayz ( Kin )
Nüfur ( Nefret )
Hased ( Kıskançlık )
İhtiras ( Hırs )
Nahl 16/61 - Ve lev yüahızüllahün nase bi zulmihim ma terake aleyha min dabbetin ve lakin yüehhıruhüm ila ecelin müsemma fe iza cae ecelühüm la yeste'hırune saaten ve la yestakdimun
( Ve şayet Allah insanları zulümlerinden dolayı sorgulasaydı, onun üzerinde debelenen bırakmazdı. Lakin onları isimlendirilmiş belirli vadeye kadar erteler. Artık vadeleri geldiğinde saatini erteleyemezler ve öne de alamazlar. )
Allahü Teala, Nahl suresinin 16/61 kodlu ayetinde tüm insanların "Zulüm" adı verilen günahkar davranışı sergilediğini beyan etmektedir. Bu beyan saf, temiz, günahsız insan olmadığını ortaya koymaktadır. İşte bu nedenle, işlenen her günah bir şekilde insana karşılık olarak dönmekte ve onu ıstırap sınavından geçirmektedir.
Aşağıdaki ayetlerde, kendini "İyi" olarak niteleyen insanların, birçok olumsuz davranışı "Basit / Önemsiz", "Küçük" gördükleri, dikkate almadıkları ve farketmedikleri vurgulanmaktadır. Hatasını, günahını farketmeyen bir insan, aynı hatanın, günahın daha şiddetlisine maruz kaldığında "şikayet eden", "isyan eden" bir tutum içine girmektedir. Oysaki o anda vuku bulan, sadece evvelce yaptığının ancak farketmediğinin aynısı ile karşılıklandırılmasından öte bir şey değildir.
Nur 24/15 - İz telekkavnehu bi elsinetiküm ve tekulune bi efvahiküm ma leyse leküm bihı ılmün ve tahsebunehu heyyinen ve hüve ındellahi azım
( Onu dilinize doladığınızda, ağızlarınızla, o size ilmi olmayanı söylüyorsunuz. Onu basit, önemsiz sanıyorsunuz. O Allah' ın indinde büyüktür.
Kehf 18/49 - Ve vüdıal kitabü fe teral mücrimıne müşfikıne min ma fıhi ve yekulune ya veyletena ma li hazel kitabi la yüğadiru sağıraten ve la kebiraten illa ahsaha ve vecedu ma amilu hadıra ve la yazlimü rabbüke ehada
( Ve kitap konmuştur. Artık suçluları, onun içinde olanlardan korkarlarken ve "Vay halimize, ne kitap ki, küçük ve büyük bırakmamış, ille de onları saymış." derlerken görürsün. Ne yaptılarsa hazır buldular. Rabb' in hiçbir kimseye zulmetmez. )
Necm 53/32 - Ellezine yectenibune kebairal ismi vel fevahışe illel lemem inne rabbeke vasiul mağfirah hüve a'lemu biküm iz enşeeküm minel erdı ve iz entüm ecinnetun fi butuni ummehatiküm fe la tüzekku enfüseküm hüve a'lemu bi men itteka
( Onlar büyük günahtan ve ahlaksızlıktan, küçük günahlar haricinde, kaçınırlar. Kesinlikle Rabb' inin affı geniştir. Sizi yerden inşa ettiği zamanı ve sizin annelerinizin karnında cenin olduğunuz zamanı O bilir. O halde nefislerinizi temize çıkarmayın. O sakınan kimseyi bilir. )
Allahü Teala, insanın ancak Dünya hayatından geçtiği bu ıstırap sınavı ile temizlenebileceğini ve ahirete intikal edebileceğini ayetinde belirtmektedir.
Maide 5/6 - Ya eyyühellezine amenu iza kuntüm iles salati fağsilu vücuheküm ve eydiyeküm ilel merafikı vemsehu bi ruusiküm ve ercüleküm ilel ka'beyn ve in küntüm cünüben fettahheru ve in küntüm merda ev ala seferin ev cae ehadün minküm minel ğaitı ev lamestümün nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saıydan tayyiben femsehu bi vücuhiküm ve eydıküm minh ma yürıdüllahü li yec'ale aleyküm min haracin ve lakin yürıdü li yütahhiraküm ve li yütimme nı'metehu aleyküm lealleküm teşkürun
( Ey o inananlar, dua edecek olduğunuzda, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı ve iki topuğa kadar da ayaklarınızı meshedin. Eğer pis iseniz temizlenin. Eğer hasta iseniz veya seferde, yolculukta iseniz veya sizden biriniz dışkısını getirdiyse veya kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, o halde temiz toprağa niyet edin. Böylece yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah üzerinize güçlüğü istemez ve lakin sizi temizlemeyi ve üzerinize olan nimetini tamamlamayı ister. Umulur ki şükredersiniz. )
No comments:
Post a Comment