Çeviri

Friday, November 29, 2024

İlim akışı "İfrag"

"İfrag" ( Vazgeçme, Meşgul olmama, Boşaltma, Dökme; Bir halden başka hale sokmak, Kalıba dökme, Şekil verme, Akıtma ) kelimesi çoklu anlamlara sahip gibi görünse de özünde "Boşaltmak, Dökmek, Akıtmak, Halden hale geçirmek" anlamını içermektedir.

"Ferag" ( Vazgeçmek, Meşgul olmamak, Boşaltmak ), "Feragat" ( Vazgeçmek; Boşalmak ), "Ferg" ( Sızma, Sızma yeri ) kelimeleri de "İfrag" kökünden türemiş kelimelerdir.

Kur'an'da "İfrag" kökünün geçtiği ayetlerde "Dökmek", "Boş kalmak, Boşalmak", "İlgilenmek / Hesaba çekmek / Hesap görmek" anlamlarının tezahür ettiği görülmektedir.

18/96 Atuni zuberal hadid hatta iza sava beynes sadafeyni kalenfuhu hatta iza cealehu naran kale atuni UFRİĞ aleyhi kitra

( Bana demir kütleleri getirin. Nihayet, iki ucun arasını eşleştirip müsavi kıldı. "Üfleyin." dedi. Nihayet ateşi oluşturduğunda "Getirin bana, onun üzerine erimiş bakır DÖKEYİM." dedi. )

--------

28/10 Ve asbeha fuadu ummi musa FARİĞA in kadet le tubdi bihi lev la en rabatna ala kalbiha li tekune minel mu'minin

( Ve Musa’nın annesinin yüreği BOŞ KALDI. Şayet inananlardan olması için kalbini sağlamca bağlamasaydık kesinlikle onu açığa vuracaktı. )

-------

94/7 Fe iza FERAĞTE fensab

( O halde BOŞ KALDIĞINDA çalış yorul. )

94/8 Ve ila rabbike ferğab

( Ve Rab’bine yönel. )

------

55/31 SeNEFRUĞU lekum eyyuhes sekalan

( Sizinle İLGİLENECEĞİZ / sizin HESABINIZI GÖRECEĞİZ / size BOŞ VAKİT AYIRACAĞIZ, ey iki ağır kalabalık. )

55/32 Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban

( O halde Rab’binizin hangi nimetlerini yalanlarsınız? )

7 kelimeden oluşan "Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban" ( O halde Rab’binizin hangi nimetlerini yalanlarsınız? ) cümlesinin 31 kere tekrarlandığı* Rahman suresinin 55/31 kodlu ayetindeki "Senefruğu lekum" cümlesi, meallerde "Sizinle ilgileneceğiz", "Size sesabınızı göreceğiz", "Sizin hesabınıza bakacağız", "Size boş vakit ayıracağız", "Size yöneleceğiz" vb. gibi cümleler ile karşılıklandırılmakta ise de esasen gramatik ve semantik yapı itibarıyla yukarıdaki anlamların dışında bir anlamın söz konusu olması muhtemeldir. Zira cümle "nefruğ lekum" ( Size .......cağız / .... ceğiz ) ifadesini içermektedir. Şayet "Sizin" veya "Sizinle" anlamı olsaydı "Lekum" ( Size ) yerine "Kum" ( Siz ) veya "Bikum" ( Sizinle ) ifadelerinin yer alması gerekirdi.

Bu bağlamda ayetin çevirisi şöyle olmaktadır. 

( Size DÖKECEĞİZ / BOŞALTACAĞIZ, ey iki ağır kalabalık. )

Bu noktada "dökülecek, boşaltılacak olanın" ne olduğu kritik önem taşımaktadır. Zira müteakip ayetlerde,  "kızgın ateşten maden", "duman", "kırmızı yağ", "kaynar su" gibi "maddi" unsurlarla ve teşbihen tasvir edilmiş akışın ( dökülüş, boşaltım ), esasen pişmanlık ve hüzün vasıtası olacak "manevi" bir akış olması muhtemeldir.

55/35 Yurselu aleykuma ŞUVAZUN MİN NARİN ve NUHASUN fe la tentesiran

( Üzerinize KIZGIN ATEŞTEN MADEN ve DUMAN gönderilir de yardımlaşamazsınız. )

55/37 Fe izen şakkates semau fe kanet VERDETEN KED DİHAN

( Böylece gök yarılıp da KIRMIZI YAĞ GİBİ GÜL RENGİNDE olduğunda, )

55/44 Yetufune beyneha ve beyne HAMİMİN an

( Onun ve KAYNAR SUYUN arasında dolaşırlar. )

Yukarıdaki ayetlerdeki tasvirlerde dolaylı olarak, akıtılıp dökülmelerinden bahsedilen maddi unsurlar, esasen idrak seviyesini yükselterek gerçeği görmeyi sağlayan ve dolayısıyla varlıkları "halden hale geçiren" kozmik bilgi, bilinç akışına işaret etmekte gibidirler. 

* Rahman kelimesine ve Rahman suresindeki "Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban" cümlesine ilişkin semantik ve nümerik tespitler için aşağıdaki linklere bakılabilir.

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/05/rabbin-nimetleri-7-13-31-ve-1.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/11/rahman-kelimesinin-numerik-nimetleri.html?m=1

Sunday, November 24, 2024

Sportif bir 11 senkronu!

Bayern Münih basketbol takımı oyuncusu Andreas Obst, 22.11.2024 tarihinde oynanan Bayern Münih - Barcelona maçında "11" üçlük atarak, bir maçta en fazla üçlük atan oyuncu oldu ve Euroleague tarihine geçti.

Bu sportif haber, içeriğinde ilginç bir 11 nümerolojisi barındırmaktadır.

- Söz konusu maç, Euroleague'in 11. haftasında oynanmıştır.

- Maç, 11. ayda oynanmıştır.

- İlgili basketbolcunun ismi olan "Andreas Obst kelime ikilisi 11 harften oluşmaktadır.

- "OBST" kelimesinin Germanik alfabeye göre sayısal değerinin ( ebced değeri ) numerolojik değeri 11 olmaktadır.

O ( 15 ) + B ( 2 ) + S ( 19 ) + T ( 20 ) = 56 ... 5+6 = "11"

- Obst'un doğum tarihi 13.07.1996 olup, günü ve ayı temsil eden sayıların nümerolojik toplamı 11 olmaktadır. 

Gün ( 13 ) + Ay ( 7 ) .... 1+3+7 = "11" 

- Oyuncunun boyu 1.91 m.'dir. ( 1+9+1 = 11 )

- Oyuncunun takımının ismi olan "Bayern Münih" kelime ikilisi 11 harften oluşmaktadır.

- Oyuncu 2018 yılında NBA seçmelerine katılmış ancak seçilmemiştir. ( 2+0+1+8 = 11 )

- Oyuncunun rekoru kırdığı gün, 11. ayın 22. günüdür. ( 22.11 .... 2x11 ve 11 )

-  Aşağıdaki ekran görüntülerinde de görüldüğü üzere, maçta 11. üçlük sayısı,  maçın bitimine 36.2 saniye kala gerçekleşmiştir. ( Gerçekleşme anı  topun fileden çıkış anıdır. ( 3+6+2 = 11 )



Ankara'nın sembolü "Ankyra"

Türkiye'nin başkentinin ismi olan "Ankara" kelimesinin kökeni Grekçe bir kelime olan "Aγκυρα" ( Ankyra / Gemi Demiri, Çıpa ) kelimesine dayanmaktadır. Ankyra, mistik sembolizmde "Güven" ve "Umut" kelimelerinin sembolüdür.

Şehire "Ankyra" ismi, çıpayı milli sembol edinen Galatyalılar ( Keltler ) tarafından verilmiştir. 

Çıpa sembolü içeren bir Ankyra sikkesi

Galatya, günümüzde Fransa'yı ve Batı Avrupa'nın büyük bölümünü kapsayan toprakların eski ismi olan Galya kelimesinin bir tezahürüdür. Galya kabileleri ( Galatyalılar, Keltler ), Balkanlara göçlerinin ardından, 3. yüzyılda Trakya'ya, oradan da Ankara ve Eskişehir illerinin bulunduğu bölgeye geçip yerleşmişlerdir.

Galatyalılar'ın göç grafiği

Galatya'nın Anadolu'daki konumu

Trakya'da bulunan Gelibolu ilçesinin ismi de Gallipolis ( Galya Şehri ) ( Galli* ( Galya ) + Polis ( Şehir ) ) kelimesinin tezahürüdür. 

* Galli, Keltoi = Kelt, Cesur, Savaşçı, Erdemli; Gizli 

Arapça'da yer alan ve "Hata, Yanlış, Aldatma, Aldanma, Yanıltma, Yanılma" anlamına gelen "Galat" kelimesinin, pagan inanç sistemine haiz Galatyalılar ile olan batıni ilintisi, en aşağıda linki olan bölümde incelenmiştir.

"Anchor"'un ( Çıpa ), umut ve güven sembolü addedilmesinin kökeni İncil'in İbraniler bölümünün aşağıdaki ayetine dayanmaktadır.

58-Hebrews-6-19 Which HOPE we have as an ANCHOR of the soul, both SURE and stedfast, and which entereth into that within the veil;

( ÇIPA ( GEMİ DEMİRİ ) gibi, cana GÜVENLİK ve sarsılmazlık sağlayan bir UMUDA sahibiz. Göklere, perdenin iç bölümüne atılan demirdir bu. )

Atatürk'ün Ankara'yı başkent yapmasının sebeplerinden biri de ve belki de en önemlisi, Ankara'nın stratejik açıdan "güvenli" bir coğrafi konumda olması ve Ankara halkının, Kuva-i Milliye hareketine gönülden destek vererek "güven" ve "umut" duygularını yaymış olmasıdır.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/05/keltler-druidler-ve-medusa-sahmiran.html?m=1

Friday, November 15, 2024

Hücresel Hafıza ve "organların şehadeti"

Hücresel Bellek / Hücresel Hafıza ( Cellular Memory ), anılar, alışkanlıklar, ilgi alanları, tat, koku gibi bilgilerin beyin hücreleri haricinde, insan vücudunun diğer tüm hücrelerinde de depolanabildiğini ( hafızaya alınabildiğini ) ifade eden bir hipotezdir. Bu hipotez Vücut Belleği / Vücut Hafızası ( Body Memory ) olarak da anılmaktadır.

Mitokondri hücresel hafızanın bir substratıdır.

Örneğin, araştırmalar iki tür kas hafızası olduğunu da ortaya koymakta olup, bunlar, öğrenilmiş hareketlerin  hatırlanmasını tanımlayan Nörolojik Bellek / Nörolojik Hafıza ( Neurological Memory, beyin hücreleriyle ilgili hafıza ) ve kas dokusunun tekrar büyüyebilmesini tanımlayan Fizyolojik Bellek / Fizyolojik Hafıza ( Physiological Memory, kas hücreleriyle ilgili hafıza ) olarak adlandırılmaktadırlar.

Bir hücrenin iki yavru hücreye bölünmesini tanımlayan Hücre Döngüsü ( Cell Cycle ) veya Hücre Bölünmesi Döngüsü ( Cell Division Cycle ), tek hücreli canlıların çoğalması, çok hücreli canlıların büyümesi, erkek ve dişi eşey hücrelerinin meydana gelmesi için gerekli olan ve özü "Hücresel Bellek" hipotezine dayanan biyolojik bir fenomendir. Zira bu süreçte "hücre belleğindeki" bilgiler yeni oluşan hücreye aktarılmaktadır. 

Ökaryotik "Hücre Döngüsü"nün süresi 24 saat olup, bu sürecin kırılımı, hızla çoğalan tipik bir insan hücresi için G1 fazı yaklaşık 11 saat, S fazı yaklaşık 8 saat, G2 fazı yaklaşık 4 saat ve M fazı yaklaşık 1 saat olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla vücuttaki hücreler 24 saatte bir bölünerek yeni, özdeş bir kopya oluşturabilmektedirler.  Hücre kimliğini korumak için gerekli olan ve transkripsiyon faktörleri adı verilen DNA bağlayıcı proteinler yavru hücrelerin ana hücreleriyle aynı işleve sahip olmalarını sağlamaktadırlar. Böylece örneğin kas hücreleri kasılabilmekte veya pankreas hücreleri insülin üretebilmektedirler. Ancak, bir hücre her bölündüğünde, transkripsiyon faktörlerinin belirli bağlanma örüntüsü silinmekte olup, hem ana hem de yavru hücrelere geri yükleme gerekmektedir. Bu bağlamda, Karolinska Enstitüsü'ndeki bilim insanları DNA'yı çevreleyen belirli protein halkalarının "Hücrenin Belleği" ( Hücrenin Hafızası / Cell memory ) olarak işlev gördüğünü keşfettiler.

"Hücre Belleği / Hücre Hafızası", hücrelerin başlatıcı çevresel sinyal sona erdiğinde gen ifade programlarını sürdürebilme yeteneğini tanımlamaktadır. 

Nur suresinin 24/24 kodlu ayeti, gerek içeriği ve gerekse kodu itibarıyla "Hücresel Bellek" ve "Hücre Döngüsü" kavramlarına işaret etmekte gibidir. 

24/24 Yevme teşhedu aleyhim elsinetuhum ve eydihim ve erculuhum bima kanu ya'melun

( O gün dilleri, elleri ve ayakları, o yapmış olduklarından dolayı onlara şahit olurlar. )

Muhkem olduğu kadar muteşabih nitelik de arzeden ve her ayet gibi çoklu anlamları olan bu ayetteki, "dil, el ve ayakların şahitliği" ifadesi, dolaylı olarak "vücut ve hücre hafızası" fenomenini bildirir niteliktedir. Zira "şehadet" ( şahıtlik, tanıklık ) evvelce gerçekleşmiş bir olayın "hatırlanması" sonucunda tezahür eden bir olgudur.

Ayrıca surenin ve ayetin numaralarının 24 olması ve "Hücre Döngüsü"nün 24 saatlik bir süreyi kapsaması da konu bağlamında nümerik bir uyum arzetmektedir.

Yukarıdaki bilimsel açıklamaların kaynaklarına ilişkin linkler aşağıda yer almaktadır.

https://www.nature.com/articles/s41467-024-53922-x

https://en.m.wikipedia.org/wiki/Body_memory

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/H%C3%BCcre_b%C3%B6l%C3%BCnmesi

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK9876/#:~:text=For%20a%20typical%20rapidly%20proliferating,can%20divide%20much%20more%20rapidly.

https://en.m.wikipedia.org/wiki/Cell_cycle

https://news.ki.se/cell-memory-mechanism-discovered

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17503357/#:~:text=A%20typical%20proliferating%20human%20cell,is%20a%20major%20synchronizing%20factor.

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38416817/


Thursday, November 14, 2024

Narin, Rojin, Şirin ... Teslis ritüeli?!

Son üç ayda katledilen üç merhume kızın isimleri ( Narin, Rojin, Şirin ) ile ilgili olarak, sosyal medyada bir yazar tarafından paylaşılan etimolojik tespit, paganizmdeki ( satanizm ) teslis ( üçleme ) olgusuna işaret etmesi açısından dikkat çekicidir. ( İsimler Arapça, Farsça ve Kürtçe kelimelerden oluşmaktadır. )

Narin ... Nar ( Ateş ) + in ( gibi )
Rojin  ... Roj ( Güneş, Gün ) + in ( gibi )
Şirin ... Şir ( Aslan; Süt ) + in ( gibi )

Yukarıdaki isimlerin kökleri, satanizmin önde gelen kavramı olan "Ateş"i temsil eden ve simgeleyen kelimelerden oluşmaktadır. Söz konusu etimolojik tespit, nümerolojik olarak da desteklenebilir görünmektedir. Şöyle ki;

Bu üçlü vaka setinde şirki temsil eden Teslisin ( Üçleme / Trinity ) kodu olan 3 sayısına ilişkin nümeroloji de bulunmaktadır. Söz konusu teslis yaklaşımı farklı kültürlerde farklı isimler ile tezahür etmiştir. Mısır kültüründe Horus, Osiris, İsis, Grek kültüründe Zeus, Athena, Apollo, Roma kültüründe Jupiter, Juno, Minerva, Hinduizmde Brahma, Vişnu, Şiva, Sümer / Babil kültüründe Semiramis, Temmuz, Nimrod, İncil'in muharrif yorumunda Baba, Oğul, Kutsal Ruh gibi... )

Özünde satanizm bulunan pagan mitolojisinin üçleme esasına dayandığı ve şeytani adak ritüellerinde daima belirli bir semantik veya nümerik kodlamalara uyulduğu bilinmektedir. Ancak bu kodlamaların tamamının, bu tür vakaların dünyevi failleri tarafından belirlenip hesaplanması, planlanması mümkün değildir. Zira vakalar incelendiğinde çok derin semantik ve nümerik detayların olduğu da görülmektedir ki bu durum farklı boyutlardan müdahalenin olduğunun da delili niteliğindedir. 

En büyük günahlardan olan şirk yani "teslis ( üçleme )" ve şeytani adak ritüellerinde "çocuk katli" hususunda Kur'an ayetlerinde de uyarılar mevcuttur.

5/73 "Kesinlikle Allah, üçün üçüncüsüdür." diyenler inkar etmişlerdir. .... 

4/171 ... Allah’a  ve O’nun resullerine inanın ve üçtür demeyin. Kendi hayrınıza bundan imtina edin, vazgeçin. Kesinlikle Allah tek ilahtır. .... 

17/31 Ve fakirlik korkusuyla / mülk kaygısıyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları ve sizleri biz rızıklandırırız. Onların öldürülmesi büyük suçtur, günahtır. 

Bölüme konu üç vakadaki, 3 ve 9 ( 3x3 ) sayılarına işaret eden destekleyici nümerik tespitler ise şöyle sıralanabilir; 

- Vakalarda 3 kız söz konusudur.  ( İnkarcı müşriklerin şeytana dişil anlam yükledikleri Nisa ( Kadınlar ) suresinin aşağıdaki ayetinde de bildirilmektedir. Ayetin numarasının ( 117 ) nümerolojik değerinin 9 olması konu bağlamında dikkat çekmektedir. )

4/117 Kesinlikle onlar, O’nun haricinde ancak kadınları çağırırlar. Kesinlikle ancak asi inatçı şeytanı çağırırlar. 

- 3 kızın da isimlerinin kökü 3 harfli ( Nar, Roj, Şir ) ( 3x3 = 9 )

- Kızların kök isimlerinin sayısal değerlerinin toplamlarının nümerolojik değeri 3 olmaktadır.

( Nar 39 + Roj 52 + Şir 56 = 147 ... 1+4+7 = 12 ... 1+2 = "3" )

- Kızların tam isimlerin sayısal değerlerinin toplamlarının nümerolojik değeri 9 yani "3x3" olmaktadır.

( Narin 68 + Rojin 81 + Şirin 85 = 234 ... 9 ... "3x3" ( Bu durum, kök isimleri 3 harften oluşan 3 kızı simgelemekte gibidir. )

- Kayboldukları ve bulundukları ayların toplamlarının nümerolojik değerlerinde de 3 sayısı bulunmaktadır.

Kayboldukları aylar 8., 9. ve 10. ay ... 8+9+1+0 = 18 ... 1+8 = "9" ... "3x3"

Bulundukları aylar 9., 10. ve 11. ay ... 9+1+0+1+1 = 12 ... 1+2 = "3"

Kaybolma + Bulunma = 9+3 = 12 ... 1+2 = "3"

- Vakaların gerçekleştiği illerin plakaları;

Narin ( Diyarbakır ) 21 + Rojin ( Van ) 65 + Şirin ( İstanbul ) 34 = 120 ... 1+2+0 = "3"

- İl isimlerindeki harf adetleri ve isimlerin sayısal değerleri;

Harf adetleri;

Diyarbakır 10 + Van 3 + İstanbul 8 = 21 ... 2+1 = "3" 

Sayısal değerler;

Diyarbakır 116 + Van 45 + İstanbul 118 = 279 ... 2+7+9 = 18 ... 1+8 = 9 ... "3x3"

Merhumeler Narin, Rojin ve Şirin ( Allah rahmet eylesin. )

81/8 Ve izel mev'udetu suilet

( Ve vadedilmiş kıza sual edildiğinde, )

81/9 Bi eyyi zenbin kutilet

( Hangi günahtan dolayı öldürüldü?  )

Ayrıca bkz.





Tuesday, November 12, 2024

Dokuz doğuran Dokuz!

"Dokuz doğurmak" ifadesinin kökeni Çengeloğlu Tahir Paşa isimli bir şahısla ilgili hikayeye dayandırılsa da "İnsan", "Doğmak" ve "Dokuz" kelimeleri arasında semantik ve ezoterik bir ilinti bulunmakta gibidir.

Aşağıda linki yer alan "İnsanın kaynak kodu 9" ve "İnsanın sembolü Ney ve 9" ve "Sihirli 9 sayısı" başlıklı bölümlerde detaylı olarak değinildiği üzere çoklu anlamları simgeleyen ve matematiksel bir fenomen olma özelliği de arzeden 9 sayısı "İnsan" ile de yakından ilintilidir.

"Dokuz" kelimesi kök Türkçe bir kelime olan "Tok, Toğ, Doğ" ( Doğmak, Oluşmak, Yaratılmak ) kök kelimesine "uz" ( ile ilgili, gibi olan ) eki almak suretiyle tezahür etmiş bir sayıdır. Dolayısıyla 9 sayısı, "Doğum, Doğmak" anlamını da simgelemektedir. Bu nedenle, bölümün başında bahsedilen "Dokuz doğurmak" deyimi, anlatılagelen hikayesinin dışında esasen ezoterik bir anlam ilişkisine yani "insanın 9 sayısının bir tezahürü olduğuna" işaret etmekte gibidir. 

Türkçe kökenli bir kelime olan "Doğmak" kelimesinin sayısal değerinin ( ebced değeri ) nümerolojik değeri de 9 olmaktadır. ( D 5 + O 18 + Ğ 9 + M 16 + A 1 + K 14 = 63 ... 6+3 = "9" )

"İnsan" ( انسان‎ ) kelimesinin ebced değeri olan 162 sayısının nümerolojik değerinin 9 ( 1+6+2 = 9 ) olması ve "Adem" ( لِآدَمَ ) kelimesinin ebced değeri olan 45 ( Elif 1 + Dal 4 + Mim 40 = 45 ) sayısının nümerolojik değerinin de 9 ( 4+5 = 9 ) olması dikkat çekmektedir.

İnsan embriyosunun 9 formunda olması da yine batıni bir mesaj niteliğindedir.

9 sayısı formundaki insan embriyosu


Ayrıca bkz.



Monday, November 11, 2024

Hasat zamanı!

"Delusion" ( Delüzyon ) ve "Post Truth Era" ( Gerçek Ötesi Dönem ) kavramları insanlığın halihazırda içinde bulunduğu "gerçekten uzaklaşma", "gerçeği istememe" halini tanımlamaktadırlar. Evvelki bölümlerde de örneklerle irdelenmiş olan ve esasen büyük döngü sonunun habercisi olan bu kavramlar şöyle tanımlanmaktadır.

Delusion = Yanlış veya yalan olduğu delillerle aşikar olanı inkar etme sendromu, sanrı ( deludere ( taklit etmek, alay etmek ) de ( olumsuzluk öneki, yokluk, aşağılama, eksiltme ) + ludere ( oynamak ) )

Post Truth Era = Yalanın ve yanlışın mutlak gerçekmiş gibi ifade edildiği ve toplumun da bunu sorgulamadan, araştırmadan kabul etme eğilimi gösterdiği dönem

23/70 Em yekulune bihi cinneh bel caehum bil hakki ve ekseruhum lil hakki karihun

( "Onda cinlik var." mı diyorlar? Bilakis onlara gerçek ile geldi. Onların çoğunluğu gerçek için isteksizdirler, zorlanıp hoşlanmayanlardır. )

Delüzyon kavramının açık olarak tanımlandığı İncil ayeti ise şöyledir.

53-2-Thessalonians-2-11 İşte bu nedenle Tanrı yalana kanmaları için onların üzerine güçlü bir yanıltıcı inanç gönderiyor.

53-2-Thessalonians-2-12 Öyle ki, gerçeğe inanmayan ve doğrulukdışılıktan hoşlananların hepsi yargılansın.

Kur'an'da Yevmel Fasl ( Ayrışım Günü ), Yevmel Hisab ( Hesap Günü ), Yevmel Ahiri ( Sonraki Gün ) gibi kavramlarla da ifade edilen Büyük Döngü Sonu süreci spiritüalizmde "Hasat " olarak anılmaktadır ki bu ifade Tevrat ayetlerinde yer almaktadır. Hasat, olgunlaşmış ürünün biçilerek toplanması işlemidir. Kaba madde planı dünyada tekamülünü tamamlamış olan ruhların toplanarak üst süptil plana intikal ettirilmeleri fenomeni hasat işlemiyle benzerlik arzettiğinden bu kelime kullanılmıştır. Bu süreçte, henüz olgunlaşmamış ruhlar, tıpkı hasattaki gibi oldukları yerde yani kaba madde planı dünyada bırakılacaklar ve reenkarnasyon döngüleri devam ettirilecektir. Ta ki olgunlaşana kadar...

23-Isaiah-17-4 O gün Yakup soyunun görkemi sönecek, Hepsi bir deri bir kemik kalacak.

23-Isaiah-17-5 İsrail, ekinin elle biçilip Başakların devşirildiği bir tarla, Refaim Vadisi’nde hasattan sonra Başakların toplandığı bir tarla gibi olacak.

23-Isaiah-18-4 Çünkü RAB bana şöyle dedi: “Gün ışığında duru sıcaklık gibi, Hasat döneminin sıcaklığındaki Çiy bulutu gibi durgun olacak Ve bulunduğum yerden seyredeceğim.”

28-Hoşea-6-11 Ayrıca, ey Yahuda, halkımın esaretini kaldırdığımda O, senin için de bir hasat ayarladı.

60'lı yıllarda yayınlanmaya başlayan Ruh ve Madde dergisinin Eylül 1990 sayısının kapağında yer alan "Dünya hasata hazır!" ifadesi, esasen döngü sonu sürecinin başladığına ve sürmekte olduğuna işaret etmektedir.


Deneysel Ruhçuluk'un Türkiye'deki öncüsü Bedri Ruhselman'ın ekolünü devam ettiren Ergün Arıkdal  tarafından yazılmış olan Eylül 1990 sayısının önsözündeki aşağıdaki cümle "Post Truth Era" ve "Delüzyon" kavramlarının örneklemesi ve insanlığın bugünkü halinin net tasviri niteliğindedir.

"Pek önemsedikleri "kalblerinin" ağırlaşmasından artık zihinsel uykunun uyurgezerlik safhasında olmayı uyanıklık hali olarak ifade edecek kadar sabuklama içine girmişlerdir."

Monday, November 4, 2024

Gün isimlerindeki paganizm

Paganizm*, nesne, bitki, hayvan, insan, farklı boyut varlığı, hayali karakter, gök cismi vb. gibi olguları ilahlaştırmayı içeren bir inanç sistemidir. Özünde putperestlik yani şirk ve dolayısıyla satanizm bulunan bu inanç sistemi Kuzey Avrupa, İskandinav, Yunan, Roma, Mezopotamya ve İran merkezli olup, küresel çapta etkili olmuştur.

* Paganus ( köylü, kırsal; putperest ) + ismus ( ile ilgili ) ( putperestlik )

Batı dillerinde haftanın günlerini belirten kelimelerde paganizmin yansımalarını görmek mümkündür. Zira aşağıda detaylı olarak yer aldığı üzere, haftanın her bir günü pagan bir olguya atfedilerek sözde kutsanmıştır.

Gün isimleri incelendiğinde Cumartesi gününün haftanın 7. günü, Pazar gününün ise haftanın 1. günü olarak kabul edildiği görülmektedir.

Haftanın günlerinin Türkçe isimlerinin kökeni Farsça ve Arapça olup, haftanın 2. gününü ifade eden "Salı" kelimesinin kök anlamı "salis" ( üçüncü ), haftanın 3. gününü ifade eden "Çarşamba" kelimesinin kök anlamı "car ( dört ) + şenbe ( gün )" yani "dördüncü gün", haftanın 4. gününü ifade eden "Perşembe" kelimesinin kök anlamı ise "penc ( beş ) + şenbe ( gün )" yani "beşinci gün"dür. 

Kur'an'da yer alan ve "dinlenme gününü, sabitlenme gününü" ifade eden "Sebt"** kelimesi "Sabitlenme, Hareketsiz olma, Dinlenme, Yedinci gün" anlamına gelmektedir. Latince "Septem", Fransızca "Sept", Almanca "Sieben" ve İngilizce "Seven" kelimeleri de "Yedi" sayısını ifade etmektedirler.

** İbranicesi "Şabat"'tır.

Pazartesi ( haftanın 1. Günü );

Deftera = deuteros ( ikinci ) + hemera ( gün ) ( ikinci gün )

dies Lunae ( lat. ) = dies ( gün ) + lunae ( ay )

Monday ( ing. ) = moon ( ay ) + day ( gün ) ( Ay günü )

Lundi ( fra. ) = lunae ( ay ) + dies ( gün ) ( Ay günü ) ( Latin kökenli kelimeler )

Montag ( alm. ) = Mond ( ay ) + Tag ( gün ) ( Ay günü )

Salı ( haftanın 2. günü );

Triti ( gre. ) = tritos ( üçüncü ) ( üçüncü gün )

dies Martis ( lat. ) = dies ( gün ) + Martis ( Mars )

Tuesday ( ing. ) = Tiwes ( savaş ve gök tanrısı ) + day ( gün ) ( Tiwes günü )

Mardi ( fra. ) = Martis ( Mars )

Dienstag ( alm. ) = Tyr ( savaş tanrısı ) + tag ( gün ) ( Tyr günü )

Çarşamba ( haftanın 3. günü );

Tetarti ( gre  ) = teartos ( dördüncü )

dies Mercurii ( lat. ) = dies ( gün ) + Mercurii ( Merkür )

Wednesday ( ing. ) = Wodan ( Odin, yaratıcı tanrı ) + day ( gün )

Mercredi ( fra. ) = Mercurii ( Merkür ) + dies ( gün )

Perşembe ( haftanın 4. günü );

Pempti ( gre. ) = pemptos ( beşinci )

dies Jovis ( lat. ) = dies ( gün ) + Jovis ( jo ( gök ) + vis ( baba ) ( göğün babası ) ( Jupiter ( ju ( baba ) + piter ( baba ) )

Thursday ( ing. ) = Thor ( gök gürültüsü tanrısı ) + day ( gün )

Jeudi ( fra.  ) = Jovis ( jo ( gök ) + vis ( baba ) ( göğün babası ) + dies ( gün )

Donnerstag ( alm. ) = Donner ( gök gürültüsü ) + Tag ( gün )

Cuma ( haftanın 5. günü );

Paraskevi ( gre. ) = paraskeue ( hazırlık )

dies Veneris ( lat. ) = dies ( gün ) + Venus, Veneris ( şehvet, cinsel zevk, arzu )

Friday ( ing. ) = Frigga ( Venus ) + day ( gün )

Vendredi ( fra. ) = Veneris ( Venus ) + dies ( gün )

Freitag ( alm. ) = Frija ( Venus ) + Tag ( gün )

Cumartesi ( haftanın 6. günü );

Savvato ( gre. ) = sabatos ( sabat, sebt, yedinci; dinlenme, sabitlenme )

dies Sabbatum ( lat. ) = dies ( gün ) + sabbatum ( sabat, sebt, yedinci; dinlenme, sabitlenme )

Saturday ( ing. ) = Saturn ( Satürn, ekin ekmek ) + day ( gün )

Samedi ( fra. ) = sabbatum, sambatum ( sabat, sebt, yedinci; dinlenme, sabitlenme ) + dies   ( gün )

Samstag ( alm. ) = sabat ( sabat, sebt, yedinci; dinlenme, sabitlenme ) + Tag ( gün )

Pazar ( haftanın 7. günü );

Kyriaki ( gre  ) = kuriakos ( efendiye ait )

dies Dominica ( lat. ) = dies ( gün ) + dominica ( efendi )

Sunday ( ing. ) = sun ( güneş ) + day ( gün )

Dimanche ( fra. ) = dies ( gün ) + dominicus ( efendi )

Sontag ( alm. ) = Sonne ( güneş ) + Tag ( gün )

Haftanın günlerinin Türkçe isimleri, etimolojik kökenleri ve anlamları da şöyledir.

Pazartesi = bazar ( ürün satış yeri ) ( far. ) + ertesi ( sonrası ) ( tür. ) ( pazar kurulma günü sonrası ) 

Salı = salis ( üçüncü ) ( üçüncü gün ) ( ara. )

Çarşamba = car, çar ( dört ) + şenbe ( gün ) ( dördüncü gün ) ( far. )

Perşembe = penc, penç ( beş ) + şenbe ( gün ) ( beşinci gün ) ( far. )

Cuma = cuma ( toplanma ) ( ara. )

Cumartesi = cuma ( toplanma ) ( ara. ) + ertesi ( sonrası ) ( tür. )

Pazar = bazar ( halka açık ürün satış yeri ) ( far. ) Pazarın kurulduğu yani işlerin başladığı gün haftanın ilk günü addedilmiştir. )

Sunday, November 3, 2024

Çorlar, Nevali Çori ve "Ides of March"

Nevali Çori, Göbeklitepe ve Karahantepe gibi höyük ( tepe ) niteliği arzeden ve Şanlıurfa ili sınırları içinde yer alan antik bir ören yeridir.

Evvelki bölümlerde de incelendiği üzere, Göbeklitepe ve Karahantepe'deki antik kalıntılar, monolitler ve bunlar üzerindeki semboller bu yapıların adak ritüeli için kullanılmış tapınaklar olması ihtimalini de düşündürmektedir. Bilindiği üzere, "Cin" ( Görünmeyen ) olarak anılan ve farklı frekansta, farklı boyutta titreşen varlıklar, satanik pagan kültürlerde daima ilahlaştırılmış, maddi, dünyevi ve nefsani menfaatler uğruna onlara adaklar verilmiş, cinayetler* işlenmiştir. Ve bu ritüeller bugün de mikro ve makro düzeyde ve daha da yoğun şekilde devam etmektedir. ( * "Cinayet" kelimesi CN / GN kökünden olan "Cunah, Cinaya, Cunaya" ( Günah, Suç ) kelimesinin bir tezahürü olup, dolaylı olarak "Cin" kelimesiyle ilintili olması da muhtemeldir. )

Göbeklitepe ve Karahantepe ile aynı bölgede yer alan Nevali Çori isimli ören yeri, isminin etimolojisi itibarıyla bu bölgedeki harabelerin niteliğine ilişkin bilgi vermekte gibidir. Kürtçe'de "Veba Vadisi" ( Newal ( Vadi ) + Çori ( Veba ) ) anlamına geldiği de belirtilen Nevali Çori kelimesinin etimolojik ayrışımının aşağıdaki anlamları da kapsıyor olması muhtemeldir;

Nevale ( İhsan, Yolluk, Bahşiş, Besin, Gıda, Yiyecek, Verme, Sunma, Sunu, Adak ) + Çor** ( Cin, Görünmeme; Hastalık ) + i ( ile ilgili ) .... buna göre ortaya "Cin Sunusu", "Cin Adağı", "Cine Verilen Kurban", "Cin Yiyeceği", "Hastalıklı Yiyecek" gibi anlamlar çıkmaktadır.

* Eski Türkçe'de "Çoraman" kelimesi "Cinci, Cin çıkaran" anlamında kullanılmıştır. Ortak kökenden olan "Çorak" kelimesi de "Boş, Ürün yetişmeyen, Verimsiz"  anlamına gelmektedir.

Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde "Urfa Adamı" isimli  bir heykel sergilenmektedir.  


"Urfa Adamı"'nın "ağzının olmaması" ( konuşmuyor veya konuşamıyor olması?! ) ve yaka kısmında "iki adet V" şekli yer alması dikkat çekmektedir. 

Bir satanik adak ritüelinde hayatını kaybetmiş olması kuvvetle muhtemel olan Münevver Karabulut'un katilinin kız kardeşi tarafından sosyal medyada paylaşılan ve cinayet ile ilintilendirilen aşağıdaki görsel, İtalyan heykeltıraş Valeriano Trubbiani’nin 1970’te yaptığı “Idi Di Marzo 1” ( The Ides of March 1 /  Mart'ın Yeminleri 1 ) isimli figürdür.  

Sosyal medyadaki paylaşım

"İdi di Marzo 1" ( The Ides of March 1 / Mart'ın Yeminleri 1 ) isimli figür

Roma takviminde üç önemli gün yer almakta olup, yukarıdaki figürün ismindeki "Ides" ( Idus ) kelimesinin kökeni de Roman Takvim sistemidir. ( "Idus" kelimesinin "Yemin" anlamına gelen, diğer dillerdeki karşılıkları "Oath" ( ing. ) ve "Eid" ( alm. ) kelimeleridir.

Kalends : Her ayın ilk günü
Nones : 30 gün çeken ayların 7. günü, 29 çeken ayların 5. günü, her ayın Ides'ının 8 gün öncesi
Ides : 30 gün çeken ayların 15. günü, 29 çeken ayların 13. günü, her ayın ortasındaki günden bir önceki gün

"The Ides of March", Eski Roma takviminde 15 Mart'a denk gelmekte olup, talihsizlik ve felaket ile ilişkilendirilmiştir. 

Münevver Karabulut'un, 03.03.2009 tarihinde yani "Mart" ayında öldürülmüş olması, "The Ides of March 1" ( Mart'ın Yeminleri 1 ) figürüyle uyum arzetmektedir. Otopsi raporuna göre, merhumenin "boynunda V şeklinde iki kesik" bulunmuş olması da Urfa Adamı'nın "yakasındaki iki adet V şekli" ile uyum arzetmektedir. Ayrıca figürün isminde yer alan "Yemin" kelimesi de sözde ilahlara "adak verme sözü, yemini" anlamını içermekte gibidir. 

Daima hatırlanmalıdır ki, ilk bakışta birbirlerine çok uzakmış, birbirleriyle ilgisizmiş gibi görünen birçok olgu veya olay esasen bibirleriyle yakın ilişki arzedebilmektedir. 

Ayrıca bkz.