Allahü Teala Kur'an'da, insanları farklı özellikleriyle, içinde bulundukları farklı koşullarıyla birbirlerine üstün kıldığını ;
En'am 6/165 - Ve hüvellezi cealeküm halaifel erdı ve rafea ba'daküm fevka ba'dın deracatin li yeblüveküm fı ma ataküm inne rabbeke serıul ıkabi ve innehu le ğafurun rahım ( Ve sizi yerin halifeleri kılan ve size o verdikleri ile sizi sınamak için, bazınızı bazınıza derecelerle üstün kılan O'dur. Kesinlikle Rabb' in azabı hızlı olandır. Kesinlikle O affedendir merhametlidir. )
ancak bu farklı özelliklerin ve koşulların insanlar arasında salt bir üstünlük ayırımı yaratmadığını, verdiği nimetlerde insanların daima "eşit olmaları" gerektiğini ve insanın buınu sağlamak için gayret sarfetmesi gerektiğini ifade etmektedir.
Nahl 16/71 Vallahü faddale ba'daküm ala ba'dın fir rızk fe mellezine füddılu bi raddı rizkıhim ala ma meleket eymanühüm fe hüm fıhi seva' e fe bi nı'metillahi yechadun ( Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. Ancak o üstün olanlar rızıklarını o ellerinin malik olduklarına vermezler ki onda eşit olsunlar. Yani Allah' ın nimeti ile cihad mı ediyorlar? )
Rum 30/28 Darabe leküm meselen min enfüsiküm hel leküm min ma meleket eymanüküm min şürakae fı ma razaknaküm fe entüm fıhi sevaün tehafunehüm ke hıyfetiküm enfüseküm kezalike nüfassılül ayati li kavmin ya'kılun ( Size nefislerinizden misali beyan etti. O ellerinizin malik olduklarından, o sizi rızıklandırdıklarımız hakkında, onlarda eşit olduğunuz, nefislerinizden korktuğunuz gibi onlardan da korktuğunuz ortaklarınız var mı? Akıl eden kavim için, ayetleri işte böyle ayrıntılandırırız. )
Rum 30/28 Darabe leküm meselen min enfüsiküm hel leküm min ma meleket eymanüküm min şürakae fı ma razaknaküm fe entüm fıhi sevaün tehafunehüm ke hıyfetiküm enfüseküm kezalike nüfassılül ayati li kavmin ya'kılun ( Size nefislerinizden misali beyan etti. O ellerinizin malik olduklarından, o sizi rızıklandırdıklarımız hakkında, onlarda eşit olduğunuz, nefislerinizden korktuğunuz gibi onlardan da korktuğunuz ortaklarınız var mı? Akıl eden kavim için, ayetleri işte böyle ayrıntılandırırız. )
Fussilet 41/10 Ve ceale fıha ravasiye min fevkıha ve barake fıha ve kaddera fıha akvateha fı erbeati eyyam sevaen lis sailın ( Ve "Orada, onun üstünde dağlar oluşturdu. Orada bereket verdi. Orada, yiyecekleri azıkları, araştıranlar için dört günde eşit olarak düzenleyerek ölçülendirdi." )
Al'i İmran 3/64 Kul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevain beynena ve beyneküm en la na'büde illellahe ve la nüşrike bihı şey'en ve la yettehıze ba'duna ba'dan erbaben min dunillah fe in tevellev fe kulüşhedu bi enna müslimun ( "Ey kitap sahipleri, bizim ve sizin aranızda aynı, eş olan kelimeye geliniz. Ancak Allah’ a kulluk edelim ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Bazılarımız bazılarını Allah’ tan başka Rabler edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse, şahit olarak kesinlikle biz teslim olanlarız deyin." de. )
Kıyamet 75/4 Bela kadirine ala en nusevviye benanehu ( Bilakis biz onun parmak uçlarını eş kılmaya gücü yetenleriz. )
Kıyamet 75/4 Bela kadirine ala en nusevviye benanehu ( Bilakis biz onun parmak uçlarını eş kılmaya gücü yetenleriz. )
Allahü Teala, "Eşit olmama" durumunun, Allah yolunda olanlar, O'na kavuşmayı özleyenler ile Allah yolundan sapmış olanlar, O'nu inkar edenler ve O'ndan uzaklaşanlar arasında olduğunu ayetlerinde detaylı olarak açıklamıştır.
Eşit olma ( Yestevi, Seva ) ve Eşit Olmama ( La Yestevi ) kavramları Kur'an'da 33 kere geçmektedir. 33 sayısı ilahi mühür nümerolojisi açısından ayrıca önem taşımaktadır. 3+3 = 6
Bakara 2/6 İnnellezine keferu sevaun aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yu’minun ( O inkar edenleri uyarsan da uyarmasan da kesinlikle onlara eştir. İnanmazlar. )
Al'i İmran 3/113 Leysu sevaa min ehlil kitabi ümmetün kaimetün yetlune ayatillahi anael leyli ve hüm yescüdun ( Kitap sahiplerinden olanlar eşit değillerdir. Ayakta duran, doğru topluluk vardır ki, Allah’ ın ayetlerini gecenin geç vakitlerinde, yere kapanarak okurlar. )
Nisa 4/89 Veddu lev tekfürune kema keferu fe tekunune sevaen fe la tettehızu minhüm evliyae hatta yühaciru fı sebılillah fe in tevellev fe huzuhüm vaktüluhüm haysü vecedtümuhüm ve la tettehızu minhüm veliyyen ve la nesıra ( Onlar o inkar edenler gibi inkar etmenizi ve böylece onlarla eşit olmanızı arzularlar. O halde onlar, Allah yolunda hicret edip ayrılana kadar onlardan dostlar edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları her nerede bulursanız yakalayın ve onları öldürün. Onlardan dost ve yardımcı edinmeyin. )
Nisa 4/95 La yestevil kaıdune minel mü'minıne ğayru ülid darari vel mücahidune fı sebılillahi bi emvalihim ve enfüsihim feddalellahül mücahidıne bi emvalihim ve enfüsihim alel kaıdıne deraceh ve küllen veadellahül husna ve feddalellahül mücahidıne alel kaıdıne ecran azıma ( İnananlardan, özürlü darlıkta olmaksızın oturanlar ve Allah yolunda malları ve nefisleri ile cihad edenler eşit seviyede olamazlar. Allah malları ve nefisleri ile mücahit olanları, oturanların üzerine derece olarak üstün kıldı. Allah hepsine güzelliği vaad etti. Allah mücahitleri oturanların üzerine büyük ödül olarak üstün kıldı. )
Maide 5/100 Kul la yestevil habisü vet tayyibü ve lev a'cebeke kesratül habıs fettekullahe ya ülil elbabi lealleküm tüflihun ( "Şayet pisin çokluğu hoşuna gitse de, pis olanla temiz olan eşit seviyede olamaz. O halde Allah' tan sakının ey akıl sahipleri. Umulur ki iflah olursunuz." de. )
En'am 6/50 Kul la ekulü leküm ındı hazainüllahi ve la a'lemül ğaybe ve la ekulü leküm innı melek in ettebiu illa ma yuha ileyy kul hel yestevil a'ma vel besır e fe la tetefekkerun ( Size Allah' ın hazineleri benim indimdedir." demiyorum. Bilinmeyeni, yokluğu da bilmiyorum. Size, kesinlikle ben meleğim de demiyorum. Kesinlikle ben ancak o vahyolunana tabi oluyorum." de. "Kör ile gören eşit seviyede midir? Fikretmez misiniz?" de. )
A'raf 7/193 Ve in ted'uhüm ilel hüda la yettebiuküm sevaün aleyküm e deavtümuhüm em entüm samitun ( Ve eğer siz onları yönlenmeye çağırırsanız, size tabi olmazlar. Onları çağırsanız da sussanızda onlara eştir. )
Tevbe 9/19 E cealtüm sikayetel hacci ve ımaratel mescidil harami ke men amen billahi vel yevmil ahıri ve cahede fı sebılillah la yestevune ındellah vallahü la yehdil kavmez zalimın ( Siz hacılara su dağıtmayı, Mescid-i Haram'ı imar etmeyi, Allah' a ve sonraki güne inananların ve Allah yolunda cihad edenlerin yaptığına eş mi kılıyorsunuz? Allah' ın indinde eşit olmazlar. Allah zalimler kavmini yönlendirmez. )
Hud 11/24 Meselül ferıkayni kel a'ma vel esammi vel basıri ves semiy' hel yesteviyani mesela e fe la tezekkerun ( Bu iki grubun misali kör ve sağır ile gören ve duyan gibidir. İki misal eşit olur mu? Hatırlamaz mısınız? )
Ra'd 13/10 Sevaün minküm men eserral kavle ve men cehera bihı ve men hüve müstahfin bil leyli ve saribün bin nehar ( Sizden sözü gizleyen ve onu açıklayan, gece gizlenen ve gündüz görünen eştir. )
Ra'd 13/16 Kul men rabbüs semavati vel erdı kulillah kul e fettehaztüm min dunihı evliyae la yemlikune li enfüsihim nef'an ve la darra kul hel yestevil a'ma vel besıru em hel testeviz zulümatü ven nur em cealu lillahi şürakae haleku ke halkıhı fe teşabehel halku aleyhim kulillahü haliku külli şey'in ve hüvel vahıdül kahhar ( Göklerin ve yerin Rabb' i kimdir? de. "Allah" de. "Kendileri için ne faydaya, ne de zarara malik olamayan, O’ndan başka dostlar mı ediniyorsunuz." de. "Kör ve gören, karanlıklar ve aydınlık eşit midir?" de. Allah için, O’nun yaratışı gibi yaratan ortaklar mı kıldılar? Yarattıkları onlara benzeşik mi göründü? "Allah herşeyi yaratandır ve o mutlak galip, kahredici olarak tektir." de. )
Nahl 16/75 Darabellahü meselen abden memluken la yakdiru ala şey'in ve men razaknahü minna rizkan hasenen fe hüve yünfiku minhü sirran ve cehra hel yestevun elhamdü lillah bel ekseruhüm la ya'lemun ( Allah, malik olunmuş, hükmedilmiş de hiçbir şeye kudreti yetmeyen kulun misali ile güzel rızıkla rızıklandırdığımız, ondan gizlice ve açıkça harcayan o kimsenin misalini beyan etti. Eşit olurlar mı? Övgü Allah içindir. Bilakis onların çoğu bilmezler. )
Nahl 16/76 Ve darabellahü meseler racüleyni ehadühüma ebkemü la yakdiru ala şey'in ve hüve kellün ala mevlahü eynema yüveccihhü la ye'ti bi hayr hel yestevı hüve ve men ye'müru bil adli ve hüve ala sıratım müstekım ( Ve Allah iki adamın misalini de beyan etti. Biri dilsizdir, hiçbir şeye kudreti yoktur ve o dostuna ağırlık olur. Yüzünü nereye çevirse hayır getiremez. O ve o adaletle emreden, iş yapan ve doğru yol üzerinde olan kimse eşit midirler? )
Hacc 22/25 İnnellezine keferu ve yesuddune an sebılillahi vel mescidil haramillezı cealnahü lin nasi sevaenil akifü fıhi vel bad ve men yürid fıhi bi ilhadin bi zulmin nüzıkhü min azabin elim ( Kesinlikle o inkar edenlere, Allah yolundan ve içinde sabit kalan ve dışında olan insanlar için eşit kılınan Mescid-i Haram' dan engelleyenlere döndürenlere, onun içinde zulümle saptırmayı isteyen kimselere elim azap tattırırız. )
Secde 32/18 E fe men kane mü'minen ke men kane fasika la yestevun ( O halde, o inanan olan kimse, o günahkar olan kimse gibi midir? Eşit olamazlar. )
Fatir 35/12 Ve ma yestevil bahrani haza azbün füratün saiğun şerabühu ve haza milhun ücac ve min küllin te'külune lahmen tariyyen ve testahricune hılyeten telbesuneha ve teral fülke fıhi mevahıra li tebteğu min fadlihı ve lealleküm teşkürun ( Ve iki deniz eşit olmuyor. Bu içilmesi tatlıdır, onun içilmesi kayar gibidir. Bunun ki acıdır tuzludur. Hepsinden taze et yersiniz ve giydiğiniz süs eşyası çıkarırırsınız. O’nun üstünlüğünden, lütfundan aramanız için gemileri onun içinde yararak akıp giderken görürsün. Umulur ki şükredersiniz. )
Fatir 35/19 Ve ma yestevil a'ma vel besır ( Ve kör ve gören eşit olmaz. )
Fatir 35/22 Ve ma yestevil ahyaü ve lel emvat innellahe yüsmiu men yeşa' ve ma ente bi müsmiım men fil kubur ( Ve diriler ve ölüler de eşit olmaz. Kesinlikle Allah dilediği kimseye duyurur. Sen o kabirlerin içindekilere duyuracak değilsin. )
Yasin 36/10 Ve sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü'minun ( Ve onları uyarsan da uyarmasan da onlara eştir. İnanmazlar. )
Zümer 39/9 Em men hüve kanitün anael leyli saciden ve kaimen yahzerul ahırate ve yercu rahmete rabbih kul hel yestevillezıne ya'lemune vellezine la ya'lemun innema yetezekkeru ülül elbab ( O gecenin geç vakitlerinde yere kapanarak ve ayakta durarak dua okuyan, ahiretten çekinen, korkan ve Rabb' inin rahmetini uman gibi midir? "Bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Kesinlikle akıl sahipleri hatırlarlar." de. )
Zümer 39/29 Darabellahü meseler racülen fıhi şürakaü müteşakisune ve racülen selemen li racül hel yesteviyani mesela elhamdü lillah bel ekseruhüm la ya'lemun ( Allah, ihtilaf halinde olup geçinemeyen ortakları olan adamın ve bir adama teslim olan adamın misalini beyan etti. İkisi misal olarak eşit olurlar mı? Övgü Allah içindir. Bilakis onların çoğunluğu bilmezler. )
Müm'min 40/58 Ve ma yestevil a'ma vel besıru vellezine amenu ve amilus salihati ve lel müsi' kalılen ma tetezekkerun ( Ve kör ile gören, o inananlar ve iyilik yapanlarla kötülük yapanlar eşit değillerdir. O hatırlamanız çok azdır. )
Fussilet 41/34 Ve la testevil hasenetü ve les seyyieh idfa' billetı hiye ahsenü fe izellezi beyneke ve beynehu adavetün ke ennehu veliyyün hamım ( Ve güzellik ve kötülük eşit değildir. Onu en güzeliyle sav. O zaman o seninle kendi arasında düşmanlık olan, kesinlikle o samimi sıcak dost gibi olur. )
Casiye 45/21 Em hasibellezınecterahus seyyiati en nec'alehüm kellezine amenu ve amilus salihati sevaen mahyahüm ve mematühüm sae ma yahkümun ( O kötülükler işleyenler, o dirilmelerinde ve ölümlerinde onları o inananlar ve iyilik yapanlar gibi eşit kılacağımızı mı sandılar? O hüküm verdikleri kötüdür. )
Tur 52/16 Islavha fasbiru ev la tasbiru sevaun aleyküm innema tüczevne ma küntüm ta'melun ( Oraya yaslanın. Sabredin veya sabretmeyin, üzerinize eştir. Kesinlikle o yapmakta olduklarınızın karşılığını alırsınız. )
Hadid 57/10 Ve ma leküm en la tünfiku fi sebilellahi ve lillahi mirasus semavati vel ardı la yesteviy minküm men enfeka min kablil fethı ve katele ulaike a'zamü dereceten minellezine enfeku min ba'du ve katelu ve küllen ve'adallahül hüsna vallahü bi ma ta'melune habir ( Ve ne oldu size ki Allah yolunda harcamazsınız? Göklerin ve yerin mirası Allah içindir. Sizlerden, açılıştan önce harcayan ve savaşan eşit olmaz. İşte onlar sonradan harcayanlardan ve savaşanlardan derece olarak daha büyüktürler. Allah hepsine güzelliği vaad etmiştir. Allah ne yaptığınızdan haberdardır. )
Haşr 59/20 La yesteviy ashabün nari ve ashabül cenneti ashabül cenneti hümül faizun ( Ateşin sahipleri ve bahçenin sahipleri eşit olmaz. Bahçenin sahipleri, onlar kurtulanlardır. )
Münafikun 63/6 Sevaun aleyhim estağferte lehüm em lem testağfir lehüm len yağfirallahü lehüm innallahe la yehdil kavmel fasikın ( Onlara af istesen de af istemesen de onlara eştir. Allah onlara af eylemez. Kesinlikle Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez. )
Nahl 16/76 Ve darabellahü meseler racüleyni ehadühüma ebkemü la yakdiru ala şey'in ve hüve kellün ala mevlahü eynema yüveccihhü la ye'ti bi hayr hel yestevı hüve ve men ye'müru bil adli ve hüve ala sıratım müstekım ( Ve Allah iki adamın misalini de beyan etti. Biri dilsizdir, hiçbir şeye kudreti yoktur ve o dostuna ağırlık olur. Yüzünü nereye çevirse hayır getiremez. O ve o adaletle emreden, iş yapan ve doğru yol üzerinde olan kimse eşit midirler? )
Hacc 22/25 İnnellezine keferu ve yesuddune an sebılillahi vel mescidil haramillezı cealnahü lin nasi sevaenil akifü fıhi vel bad ve men yürid fıhi bi ilhadin bi zulmin nüzıkhü min azabin elim ( Kesinlikle o inkar edenlere, Allah yolundan ve içinde sabit kalan ve dışında olan insanlar için eşit kılınan Mescid-i Haram' dan engelleyenlere döndürenlere, onun içinde zulümle saptırmayı isteyen kimselere elim azap tattırırız. )
Secde 32/18 E fe men kane mü'minen ke men kane fasika la yestevun ( O halde, o inanan olan kimse, o günahkar olan kimse gibi midir? Eşit olamazlar. )
Fatir 35/12 Ve ma yestevil bahrani haza azbün füratün saiğun şerabühu ve haza milhun ücac ve min küllin te'külune lahmen tariyyen ve testahricune hılyeten telbesuneha ve teral fülke fıhi mevahıra li tebteğu min fadlihı ve lealleküm teşkürun ( Ve iki deniz eşit olmuyor. Bu içilmesi tatlıdır, onun içilmesi kayar gibidir. Bunun ki acıdır tuzludur. Hepsinden taze et yersiniz ve giydiğiniz süs eşyası çıkarırırsınız. O’nun üstünlüğünden, lütfundan aramanız için gemileri onun içinde yararak akıp giderken görürsün. Umulur ki şükredersiniz. )
Fatir 35/19 Ve ma yestevil a'ma vel besır ( Ve kör ve gören eşit olmaz. )
Fatir 35/22 Ve ma yestevil ahyaü ve lel emvat innellahe yüsmiu men yeşa' ve ma ente bi müsmiım men fil kubur ( Ve diriler ve ölüler de eşit olmaz. Kesinlikle Allah dilediği kimseye duyurur. Sen o kabirlerin içindekilere duyuracak değilsin. )
Yasin 36/10 Ve sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü'minun ( Ve onları uyarsan da uyarmasan da onlara eştir. İnanmazlar. )
Zümer 39/9 Em men hüve kanitün anael leyli saciden ve kaimen yahzerul ahırate ve yercu rahmete rabbih kul hel yestevillezıne ya'lemune vellezine la ya'lemun innema yetezekkeru ülül elbab ( O gecenin geç vakitlerinde yere kapanarak ve ayakta durarak dua okuyan, ahiretten çekinen, korkan ve Rabb' inin rahmetini uman gibi midir? "Bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Kesinlikle akıl sahipleri hatırlarlar." de. )
Zümer 39/29 Darabellahü meseler racülen fıhi şürakaü müteşakisune ve racülen selemen li racül hel yesteviyani mesela elhamdü lillah bel ekseruhüm la ya'lemun ( Allah, ihtilaf halinde olup geçinemeyen ortakları olan adamın ve bir adama teslim olan adamın misalini beyan etti. İkisi misal olarak eşit olurlar mı? Övgü Allah içindir. Bilakis onların çoğunluğu bilmezler. )
Müm'min 40/58 Ve ma yestevil a'ma vel besıru vellezine amenu ve amilus salihati ve lel müsi' kalılen ma tetezekkerun ( Ve kör ile gören, o inananlar ve iyilik yapanlarla kötülük yapanlar eşit değillerdir. O hatırlamanız çok azdır. )
Fussilet 41/34 Ve la testevil hasenetü ve les seyyieh idfa' billetı hiye ahsenü fe izellezi beyneke ve beynehu adavetün ke ennehu veliyyün hamım ( Ve güzellik ve kötülük eşit değildir. Onu en güzeliyle sav. O zaman o seninle kendi arasında düşmanlık olan, kesinlikle o samimi sıcak dost gibi olur. )
Casiye 45/21 Em hasibellezınecterahus seyyiati en nec'alehüm kellezine amenu ve amilus salihati sevaen mahyahüm ve mematühüm sae ma yahkümun ( O kötülükler işleyenler, o dirilmelerinde ve ölümlerinde onları o inananlar ve iyilik yapanlar gibi eşit kılacağımızı mı sandılar? O hüküm verdikleri kötüdür. )
Tur 52/16 Islavha fasbiru ev la tasbiru sevaun aleyküm innema tüczevne ma küntüm ta'melun ( Oraya yaslanın. Sabredin veya sabretmeyin, üzerinize eştir. Kesinlikle o yapmakta olduklarınızın karşılığını alırsınız. )
Hadid 57/10 Ve ma leküm en la tünfiku fi sebilellahi ve lillahi mirasus semavati vel ardı la yesteviy minküm men enfeka min kablil fethı ve katele ulaike a'zamü dereceten minellezine enfeku min ba'du ve katelu ve küllen ve'adallahül hüsna vallahü bi ma ta'melune habir ( Ve ne oldu size ki Allah yolunda harcamazsınız? Göklerin ve yerin mirası Allah içindir. Sizlerden, açılıştan önce harcayan ve savaşan eşit olmaz. İşte onlar sonradan harcayanlardan ve savaşanlardan derece olarak daha büyüktürler. Allah hepsine güzelliği vaad etmiştir. Allah ne yaptığınızdan haberdardır. )
Haşr 59/20 La yesteviy ashabün nari ve ashabül cenneti ashabül cenneti hümül faizun ( Ateşin sahipleri ve bahçenin sahipleri eşit olmaz. Bahçenin sahipleri, onlar kurtulanlardır. )
Münafikun 63/6 Sevaun aleyhim estağferte lehüm em lem testağfir lehüm len yağfirallahü lehüm innallahe la yehdil kavmel fasikın ( Onlara af istesen de af istemesen de onlara eştir. Allah onlara af eylemez. Kesinlikle Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez. )
No comments:
Post a Comment