"Tarık" kelimesi "Parlak Yıldız" ve "Yol" anlamlarına gelmekte olup, bu kelimenin çoğulu olan "Turuk" kelimesi ile "Türk" kelimesi arasında kök ortaklığı olması muhtemeldir. "Türk" kelimesi "Yükselen, Yükselmiş olan" anlamı yanısıra "Türemek" kökünden gelen "Türemiş, Yaratılmış" anlamına da gelmektedir. Bu bağlama "Göktürk" kelimesi "Göğe yükselen / Gökten türemiş" anlamlarını taşımaktadır.
Tarık suresinin ilk ayetindeki ifade "Göktürk" kavramına dikkat çekmekte olup, Göktürk kelimesinin "Gökteki Yıldız / Gök Yıldızı"
86/1 - Ves SEMAİ vet TARIK ( Ve GÖK ve PARLAK YILDIZ. )
Göktürk bayrağındaki "Mavi" zemin "Gök"ü, "Köpek" figürü ise Cennet veya Sevgi Planı olarak bilinen Sirius Yıldızını temsil etmektedir.
Köpek figürünün "Yeşil" rengi ise cennet tasvirlerinde geçen "Yeşil İpekten Elbise" ( Siyaben Hudran Min Sündüsin ), "Yeşil Yastık" ( Rafrafin Hudrin ) kavramlarındaki "Yeşil"i temsil etmektedir. Ayrıca "Yeşil" renk 4. boyutun yani madde alemi ( dünya ) üstündeki ilk alemin sembolüdür. Gökkuşağı ve çakra renkleri sırlamasında da Yeşil renk 4. sıradadır.
Tarık suresinde 17 ( 1+7 = 8 ) ayet bulunması da döngü kavramı nümerolojisine dikkat çekmektedir.
Tarık suresinin 86/5 kodlu ayetinde de "İnsanın Yaratılışından" bahsedilmektedir. "Tarık" ve "İnsanın Yaratılışı" kavramlarının ard arda yer alması tüm insanlarının kökeninin "Türk" yani "Tarık" yani "Parlak Yıldız" olduğunu teyid eder niteliktedir.
86/5 - Fe (1) el (2) yenzur (3) el (4) insanü (5) min (6) ma (7) hulik (8) ( O halde insan neden yaratıldığına baksın. )
86/5 kodlu ayette "8" kelime bulunması da Sirius ve döngü kavramları nümerolojisinin tezahürüdür.
Suredeki diğer ayetlerdeki ifadeler de döngü sonuna ve ilahi adaletin tecelli edeceğinin yakın olduğuna ilişkin bilgiler içermektedir.
86/2 - Ve ma edrake met TARIK ( Ve sabah yıldızının ne olduğunu sana ne bildirir? )
86/3 - En necmüs sakib ( Kesinlikle delip geçen yıldızdır. )
86/4 - İn küllü nefsin lemma aleyha hafiz ( O zaman kesinlikle her nefsin üzerinde koruyucu, gözetici vardır. )
86/5 - Fel yenzuril insanü min ma hulik ( O halde insan neden yaratıldığına baksın. )
86/6 - Hulika min main dafik ( Atılarak dökülen sudan yaratıldı. )
86/7 - Yahrücü min beynis sulbi vet teraib ( Omurga kemiği ve kaburgaların arasından çıkar. )
86/8 - İnnehu ala rec'ıhı lekadir ( Kesinlikle o, onu geri döndürmeye gücü yetendir. )
86/9 - Yevme tübles serair ( O gün sırlar ortaya çıkarılır. )
86/10 - Fe ma lehu min kuvvetin ve la nasır ( Artık ona ne kuvvet, ne de yardımcı yoktur. )
86/11 - Ves semai zatir rec' ( Ve geri dönüşlü gök, )
86/12 - Vel ardı zatis sad' ( Ve çatlamalı yer, )
86/13 - İnnehu le kavlün fasl ( Kesinlikle o ayrışım sözüdür. )
86/14 - Ve ma hüve bil hezl ( Ve o şaka mizah değildir. )
86/15 - İnnehüm yekiydune keyden ( Kesinlikle onlar hile yapıp tuzak kuruyorlar. )
86/16 - Ve ekiydü keyden ( Ve ben de hile yapıp tuzak kurarım. )
86/17 - Fe mehhilil kafirine emhil hüm rüveyden ( O halde inkarcılara mühlet, zaman ver. Onlara az mühlet, zaman ver. )
No comments:
Post a Comment