Çeviri

Wednesday, December 13, 2023

Bilimi tekellerinde sanan gafiller

Sen kimsin?!

Formasyonun ne?

Makalen yayınlandı mı?

Ne mezunusun?

Senin uzmanlığın ne?

İlmi müktesebatın yok.

Ehil değilsin.

....

....

Yukarıda yer alan türde sorular ve söylemler genellikle tartışma ortamlarında, bilimi temsil ettiğini zanneden ve ünvanlarının* ardına sığınan bazı şahısların, doğruları ve gerçekleri dile getirip ifşa eden araştırmacı bilim insanlarına karşı, onları susturabilmek için sarfettikleri söylemlere örneklerdir. Bilimi tekellerinde sanan ve esasen belirli bir elit zümrenin küresel planlarına hizmet eden bu gafiller bu söylemlerini kalkan yapmak suretiyle hem kendilerini korumaya, hem üste çıkmaya, hem de haksızlıklarını, bilgisizliklerini, ard niyetlerini gizlemeye çalısmaktadırlar. 

* İtibar vasıtası olarak kullanılan "ünvanların" çoğunun nasıl elde edildiği de ayrı bir konudur. Zira gerçek itibar, birilerinin birilerine verdiği, kağıtta yazılı ünvanla değil, insanlığa fayda sağlama yolunda yani Allah yolunda yapılan çalışmaların karşılığında kalplere yazılan ünvanla elde edilebilecek manevi bir değerdir. 

Bilimsel araştırma yapmak,  bilgilenmek ve bilgiyi dile getirmek akli selim her bireyin toplumsal sorumluluğu olmasının yanısıra ilahi nizamın onlara yüklediği bir vazife ve ruhsal tekâmül vesilesidir. Bu eylemi herhangi bir şekilde engellemeye, inkâra ve ihmal etmeye kalkışmak en basit ifadeyle "sonsuz bilinci sınırlama girişimi" olarak nitelenebilir.

Kendilerini "bilim insanı" olarak niteleyen ancak esasen daha "bilim" kelimesinin anlamına dahi tam vakıf olamamış söz konusu kibirli kişiler yukarıda bahsedilen yaklaşımlarıyla esasen insanlığa büyük zarar vermektedirler. 

Bilginin gizlenmesi ve bilimin kötüye kullanılması olarak tanımlanabilecek yukarıdaki durum dini hususlarda ve kutsal kitap ilminde olduğu gibi son dönemde özellikle pandemi ve mRNA enjeksiyonu operasyonu, yapay zeka süreçleri, iklim krizi, deprem gibi konularda daha net bir şekilde müşahade edilmektedir.

Kur'an'da konuya ilişkin, üzerinde derin tefekkür gerektiren ayetler mevcuttur.

Aşağıdaki ayetlerde ilmi gerçeği nefsani, maddi ve dünyevi menfaatler uğruna gizleyen, ilmi ( bilimi ) rahmani değil de şeytani yolda kullanan, gerçeği beyan edenleri inkâr ve ihmal eden ilim sahiplerinden yani sözde "bilim insanlarından" bahsedilmektedir.

3/71 Ey kitap sahipleri, neden gerçeği batıl ile örtersiniz de gerçeği bile bile gizlersiniz? 

45/23 Hevesini ilahı edinen kimseyi görmez misin? Allah onu ilim üzerine saptırır. Kulağının ve kalbinin üzerine mühür basar. Gözünün üzerine perde oluşturur. Artık Allah’tan sonra onu kim yönlendirebilir? O halde hatırlamaz mısınız? 

22/8 Ve insanlardan kimi, ilimsizce, yönlendirme olmadan ve aydınlatıcı kitap olmadan Allah hakkında mücadele eder. 

No comments:

Post a Comment