23 Eylül 2024 Pazartesi

İki Yol ... Gerçek Din ve Din Addedilen

"Din" kelimesinin "Deyn" ( Borç, Haysiyet ) kelimesinin bir tezahürü olduğuna ve Allah'ın bahşettiği nimetlere karşılık varlıkların yükümlülüğünü ifade ettiğine ve tek ve gerçek dinin İslam ( Teslimiyet, Allah'a teslimiyet ) olduğuna evvelce defaatle değinilmişti. Yine evvelki bölümlerde, halihazırda "farklı dinler" olarak anılan kavramların esasen pratikte tarikatleşmeden yani belirli varlıkları ( melek, haberci, bilgeler vb. ) ilahlaştırmak suretiyle tek olan Allah'tan ve kitaplarından yani "Ruh"tan uzaklaşarak bölünmek olduğuna da değinilmişti.

"-izm" ile biten onlarca kavrama gerek olmadan din kelimesinin derin anlamı, düalite teşkil eden iki temel kelimeyle daha etkin şekilde incelenebilir. Spiritüalizm ( Ruhaniyet / Rahmaniyet ) ve Materyalizm ( Maddiyat / Şeytaniyet ) ...

Spiritüalizm, özün ruh olduğunu, dünya hayatının ve maddenin sadece ruhların tekamülü için sınav niteliğinde geçici bir vasıta olduğunu idrak etmek olarak tanımlanabilir. Spiritüalist yaklaşım maddi olgulardan ( mal, mülk ) ve bu olguların tesiriyle oluşan duygulardan ( iktidar, iştah, şehvet ) uzaklaşarak manevi olgulara ( iyilik, doğruluk, özveri, paylaşım, sevgi ) odaklanmak ve en yüksek değeri manevi olgulara vermekle şekillenir. Misalen, spiritüalist yaklaşım, herhangi bir eylem durumunda, öncelikle o eylemin etki alanındaki tüm varlıkların ruhsal iyiliğini yani huzurunu, mutluluğunu, tatminini hedefler. Dolayısıyla spiritüalizm, nefsani ve maddi arzulardan, hırslardan arınmış, başka varlıkların zafiyetlerini, zarara uğramalarını nefsani fayda vasıtası addetmeyen bir düşünce yapısının temsilidir.

Materyalizm ise, her şeyin maddi olduğunu, yaşamın amacının öncelikle nefsani ve maddi menfaatlerin temini olduğunu, bu amaç uğrunda gerekirse diğer varlıklara zarar verilebileceğini, onların mağdur edilebileceğini düşünmek ve dolayısıyla mal, mülk, iktidar, iştah ve şehvet elde etme yönünde hareket etmek olarak tanımlanabilir.  Dolayısıyla materyalizm, satanizmin diğer ismidir. Ve bugün maalesef, kendisini dindar, inançlı veya "iyi insan" olarak tanımlayan ancak düşünce ve eylem olarak tamamen materyalist yaklaşım sergileyen büyük bir çoğunluğun varlığı söz konusudur.

Din ve inanç üzerine ne kadar kavram üretilirse üretilsin, ne kadar akım oluşturulursa oluşturulsun, işin özü yukarıdaki iki ayrımdan yani "iki yoldan" ibarettir. Bu iki yoldan biri olan ve ilim gerektiren "gerçek din yolu", Beled suresinin aşağıdaki ayet grubunda "Akabet" ( Sarp yokuş ) olarak tanımlanmaktadır. Ve çoğunluğun da "sarp yokuşa" tahammül edemediği bildirilmektedir.

90/8 E lem nec'al lehu ayneyni

( Ona iki göz oluşturmadık mı? )

90/9 Ve lisanen ve şefeteyni

( Ve dil ve iki dudak.  )

90/10 VE HEDEYNAHUM NECDEYNİ

( VE ONU İKİ YOLA YÖNLENDİRDİK. )

90/11 FE LAKTEHAMEL AKABET

( BÖYLECE SARP YOKUŞA TAHAMMÜL EDEMEDİ. )

Aşağıdaki karikatür, "sarp yokuşa tahammül edemeyen çoğunluğu", ilim teması üzerinden tam da ayete uygun şekilde hicvetmektedir.

Karikatürde, "cevap arayan" büyük çoğunluğun, kendilerini "doğruya" ( right ) götürecek olan arka plandaki "sarp yokuşa" ( complex ) tahammül etmek istemediği, "basit ve yanlış" ( simple but wrong ) olan yola yöneldiği tasvir edilmektedir.

Maide suresinin 69. ayetinde, "din" adı altında gruplara ayrılarak birlikten kopmuş olanların, gerçek dine geçebilmeleri için tek yolun  "İyilik yapmak" ve "Allah'a ve ahiret gününe*" inanmak olduğu belirtilmektedir.

* Sembolik bir ifade olan "Ahiret günü" kavramı, dünya hayatında veya dünya hayatı sonrasında varlıklarda tezahür edecek idrak yükselişini, halden hale geçişi ve varlıkların, yaptıkları eylemlerin muhataplarında oluşturduğu ruhsal durumların aynısına maruz bırakılacakları süreci ifade etmektedir.

5/69 İnnellezine amenu vellezine hadu ves sabiune ven nesara MEN AMENE BİLLAHİ VEL YEVMİL AHİRİ  VE AMİLE SALİHAN fe la havfun aleyhim ve la hum yahzenun

( Kesinlikle, o inananlardan, Yahudilerden, Sabiilerden ve Nasıralılardan ALLAH'A VE SONRAKİ GÜNE İNANAN VE İYİLİK YAPAN KİMSELERE, onlara korku yoktur. Onlar hüzünlenmezler. )

Kevser suresinin 6. ayeti, "din" ve "din addetme" kavramlarına dolaylı misalleme yoluyla işaret etmektedir.

109/6 LEKUM DİNEKUM VE LİYE DİN

( SİZE DİNİNİZ VE BANA DİNİM. )

Yukarıdaki ayette, Allah yolundan sapmış olanların, bu müşrik ve inkarcı yaklaşımlarını "din addetmelerine" işaret edilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder