Son dönemlerde İstanbul ile ilgili medya iletişiminde bir yoğunluk gözlemlenmektedir.
-
2016
yılında İstanbul’da çekilen ve Yerebatan
Sarnıcı’nı konu alan “Inferno” ( Cehennem ) filmi,
-
2018
yılında internette yayına giren “The Protector” isimli ve “İstanbul’un
korunması” ve “İstanbul düşerse Dünya düşer.” mesajı içeren ve "Ayasofya Kilisesi" odaklı dizi film,
-
Brianna
isimli bir şarkıcının 2018 yılında yayınlanan “Lost in İstanbul” isimli
şarkısı,
-
Whatsapp
mesajlarında viral bir şekilde dolaşan “İstanbul is not Konstantinopolis” ( İstanbul Konstantinopolis değildir. " isimli şarkıyı Atatürk’ün bestelettiği iddiası,
vb.
Son maddedeki konu ise,
bilginin doğru olup olmamasından bağımsız olarak ( ki önemli olan konunun
gündeme gelmesidir. ) oldukça ilgi çekicidir. Zira İSTANBUL isminin, Roma
İmparatorunun ismi olan KONSTANTİN kelimesinin şehirin ismine verilmesiyle oluşan
KONSTANTİNOPOLİS ( Konstantin’in Şehri ) kelimesi kaynaklı olduğu bilinegelmektedir.
( “Polis” kelimesi Grekçe “Şehir” anlamındadır. ) Ancak kelimeler fonetik
açıdan incelendiğinde “Konstantinopolis” kelimesinden, zaman içindeki telafuz
dejenerasyonu vesilesiyle “İstanbul” kelimesinin ortaya çıkması oldukça garip bir
durum arzetmektedir. Zira, baştaki “Konstan” kelimesinin hariç tutulması
koşuluna ! ve tünlü / ünsüz harf yapısına göre oluşması muhtemel kelimeler “Tinopol”,
“Tinabul”, “Tinbul” vb. olmaktadır. Ayrıca 16 harften oluşan bir kaynak
kelimeden 8 harflik bir kelime türetilmesi de düşündürücüdür. ( Örnek : “Bakırköy”
kelimesi Grekçe “Makrohori” ( Makro = Büyük, Hori = Köy ) yani “Büyük Köy”
kelimesinden telafuz dejenerasyonu vesilesiyle türemiş olup, harf adedi bazında
uyum arzetmektedir. )
"İstanbul" kelimesinin "Eis ( doğru ) + tin ( önek ) + polis ( şehir )" kelimelerinin birleşiminden oluşmuş olması ve "Şehire doğru" anlamına geliyor olması muhtemeldir. Ancak Grek kökenli yer isimlerinin Türkçe karşılıklarında "polis" ( şehir ) kelimesinin yerine "bolu" kelimesinin kullanılmış olması ( örnek: Gallipolis ( Gelibolu ), Tryapolis ( Tirebolu ), Chairopolis ( Hayrabolu ) vb. ) ancak İstanbul için bu kelimenin "bul" olarak telaffuz edilmiş olmadı dikkat çekmektedir.
Arapça ve Türkçe’de İS / IYS /
İSA olarak telafuz edilen kelime batı İngilizce, Fransızca ve Almanca’da JESUS,
Latince de IESVS / IESUS olarak telafuz edilmektedir. Jesus kelimesinin
başındaki “J” harfi esas itibarıyla “I” harfidir. Latincede “J” harfi yerine “I”
harfi bulunmaktadır. İngilizce, Fransızca ve Almanca’da sırasıyla yer alan ve “Olmak”
fiilinin üçüncü tekil şahıs çekimi olan “Is”, “Suis”, “Ist” kelimeleri de “Ruhsal
İnsanın” oluşumunu temsil eden İsa kelimesi kaynaklıdır.
Latincede kelime sonlarında yer
alan “US” ekleri fonetik bazda tamamlayıcı işlevi görmektedir.
Örnek :
NovUS = Nov ( Yeni ) (
İngilizce “New”, Fransızca “Nouveau”, Almanca “Neu” )
UnUS = Un ( Bir ) ( İngilizce “One”,
Fransızca “Un”, Almanca “Ein” )
FructUS = Frukt ( Meyve, Verim
) ( İngilizce “Fruit”, Fransızca “Fruit”, Almanca “Frucht” )
.....
Bu çerçevede, JESUS yani IESUS
kelimesinin sonundaki “US” eki hariç tutulduğunda ortaya IES kelimesi
çıkmaktadır. Bu kelime Kur’an’da geçen ve İsa’nın telafuzu olan IYS
kelimesidir.
Haberci İsa’nın çarmıha
gerilmesini sembolize eden figürün tepesinde “IN RI” harfleri yer alır. Bu
harflerin açılımı Iesus Nazarenus Rex Iudaeorum ( Yahudiler Kralı Nasıralı İsa
) olmaktadır. Görüleceği üzere orijinal yazımda “J” harfi yerine “I” harfi
bulunmaktadır.
Bu çerçevede, İstanbul
kelimesinin kökenine ilişkin fonetik açıdan daha anlamlı görünen, Latince köke
sahip muhtemel iki kelime bulunmaktadır. IS / IYS ( İsa ) ve TEMPLUM ( Tapınak
) kelimeleri....
Bir başka deyişle bu kadar önem
arzeden, tarih boyunca odak noktası olmuş ve 70,000 yıllık döngü sonunun ve İsa’nın
tesirlerinin idrak edildiği bu dönemde yoğun olarak gündemde olan şehrin ismini
temsil eden “İSTANBUL” kelimesinin “IS ( İsa ) +TEMPLUM ( Tapınak ), “ISTEMPLUM”
yani “İSA’NIN TAPINAĞI” anlamı içerip içermediği bir araştırma konusu olabilir
gibi görünmektedir. ( TEMPLUM kelimesinin TANBUL
olarak telafuz edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. ) ( Ayrıca Cenevizli’lerin Galata Kulesi’ni
onardıktan sonra ona “İsa Kulesi” ismini vermeleri de dikkat çekmektedir. )
Bilindiği üzere, İstanbul’a “Yedi
Tepe Şehri” adı verilmiştir. Bunun sebebi eski İstanbul’un “7” tepe üzerine
kurulmuş olmasıdır. Topkapı Sarayı Tepesi ( Sarayburnu Tepesi ), Çemberlitaş
Tepesi ( Nuruosmaniye Tepesi ), Beyazıt Tepesi, Fatih Tepesi, Yavuzselim
Tepesi, Edirnekapı Tepesi, Kocamustafapaşa Tepesi....Peki neden “Yedi Tepe”?
İstanbul’un “7” sayısı ile ilgili okült bir özelliği, derin bir anlamı mı
bulunmaktadır?
İstanbul’un plakası “34” olup
bu sayının nümerolojik değeri bir döngülük frekansı ve döngü sonunu ifade eden “7”
sayısıdır. İncil’de bahsedilen “Yedi Kilise”’nin Türkiye’de olmasının yanısıra
yine “7” sayısı ve İstanbul’un “7” nümerolojisi bu bağlamda dikkat çekmektedir.
66 Vahiy 1-4 Ben Yuhanna'dan, Asya İli'ndeki YEDİ KİLİSEYE selam! Var olan, var olmuş ve gelecek olandan, O'nun tahtının önünde bulunan yedi ruhtan ve ölüler arasından ilk doğan,
66 Vahiy 1-11 Şöyle diyordu; "Alfa ve Omega Ben'im. llk ve son Ben'im. Gördüklerini kitaba yaz ve Asya'daki YEDİ KİLİSEYE, Efes, İzmir, Bergama, Tiyatira, Sart, Filadelfya ve Laodikya'ya gönder" dedi.
66 Vahiy 1-20 Sağ elimde gördüğün YEDİ YILDIZLA YEDİ ALTIN KANDİLLİĞİN sırrına gelince, YEDİ YILDIZ YEDİ KİLİSENİN MELEKLERİ, YEDİ KANDİLLİKSE YEDİ KİLİSEDİR."
İncil'de "Yedi Kiliseden" bahsedilen ayetlerin numaraları toplamı 35 sayısını ( 4+11+20 = 35 ) yani nümerolojik değer olarak "8" ( 3+5 = 8 ) sayısını vermektedir. "8" sayısı Haberci İsa'nın tesirleriyle başlayacak olan yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün ( yaşamın ) sembolüdür.
No comments:
Post a Comment