İblis ve ona kulluk eden insan ve cin şeytanlarının insanları ve cinleri Allah yolundan saptırmak için kullandıkları yegane yöntem "Zihin Kontrolü"dür. Zihin kontrolü teknolojik ( medya ), psişik ( hipnoz ) ve metapsişik ( büyü ) yöntemler uygulanarak gerçekleştirilmektedir.
Kur'an'da şeytanın zihin kontrolü hususu "Vahyetme" fiili kullanılarak bildirilmiştir. "Vahiy" eylemi olumlu yönde yani rahmani olacağı gibi, olumsuz yönde yani şeytani de olabilir. İkisi arasındaki fark ancak Kur'an ilminde derinleşmek suretiyle algılanabilir.
6/112 - Ve kezalike cealna li külli nebiyyin adüvven şeyatınel insi vel cinni YUHIY ba'duhüm ila ba'dın zuhrufel kavli ğurura ve lev şae rabbüke ma fealuhü fe zerhüm ve ma yefterun
( Ve her haberci için insan ve cin şeytanlarını işte böyle düşman kıldık. ONLAR BİRBİRLERİNE ALDATICI SÜSLÜ SÖZLER VAHYEDERLER. Şayet Rab’bin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları ve o uydurduklarını bırak. )
6/121 - Ve la te'külu min ma lem yüzkerismüllahi aleyhi ve innehu le fısk ve inneş şeyatıne le YUHUNE ila evliyaihim li yücadiluküm ve in eta'tümuhüm inneküm le müşrikun
( Ve üzerlerine Allah' ın ismi hatırlanmamış olanlardan yemeyin. Kesinlikle o günahkarlıktır. Kesinlikle ŞEYTANLAR DOSTLARINA SİZİNLE MÜCADELE ETMELERİ İÇİN VAHYEDERLER. Eğer onlara itaat ederseniz kesinlikle siz ortak koşanlar olursunuz. )
Şeytanın zihin kontrolünden bahseden iki ayetin de kodları 6,1 ve 2 sayılarından oluşmakta ve nümerolojik değerleri "10" olmaktadır. İki adet 10 sayısı ise "11" nümerolojisini vermektedir. 11 sayısı okült satanizmde Allah'a şirk koşmanın, O'na eş koşmanın ( haşa ) sembolüdür.
Şeytanın zihin kontrolünden bahseden iki ayetin de kodları 6,1 ve 2 sayılarından oluşmakta ve nümerolojik değerleri "10" olmaktadır. İki adet 10 sayısı ise "11" nümerolojisini vermektedir. 11 sayısı okült satanizmde Allah'a şirk koşmanın, O'na eş koşmanın ( haşa ) sembolüdür.
Evvelki bölümlerde de değinildiği üzere, insandan önce yaratıldığı gerekçesine dayanıp kendisini insandan üstün gören ve kibir duygusuna yenik düşerek insanı kıskanan İblis bu duyguları zihin kontrolüne aldığı topluluğuna da telkin etmektedir. Kıskançlık ve kibirden oluşan duygular insana zarar vermeyi hedefleyen büyü eylemine dönüşmektedir. Felak suresinde, büyücülerin belirli kelimeleri, belirli adetlerde ve telafuzlarına uygun şekilde tekrarlayarak yani "üfleyerek" büyü yaptıkları belirtilmektedir. "Üfleme" adı verilen eylem ise kelime frekanslarının insan beynindeki aksonlar arasında yer alan "Ranvier Düğümlerine" tesir ederek ( Bu husus evvelki bölümlerde irdelenmişti. ) onları bloke etmesi ve insanın idrak mekanizmasını bozması, akıl tutulmasına ve hipnotik davranışlara sebebiyet vermesi anlamına gelmektedir.
113/1 - Kul e'uzü bi rabbil felak
113/1 - Kul e'uzü bi rabbil felak
( De ki: "Gün ağarmasının Rab’bine sığınırım." )
113/2 - Min şerri ma halak
( “O yarattıklarının kötülüklerinden." )
113/3
- Ve min şerri ğasikın iza vekab
( Ve çöktüğünde, gecenin
karanlığının kötülüğünden. )
113/4
- Ve min şerrin NEFFASATİ fil UKAD*
( Ve DÜĞÜMLERİN* içine ÜFLEYENLERİN
kötülüklerinden. )
113/5
- Ve min şerri HASİDİN iza HASED
( Ve KISKANDIKLARINDA, KISKANANLARIN
kötülüklerinden. )
Aksonların üzerini kaplayan ve "Myelin
Sheath" ( Myelin Kılıfı ) adı verilen kılıfların aralarında periyodik
boşluklar bulunmaktadır. Bu boşluklara tıp literatüründe "NODES of
Ranvier" ( Ranvier DÜĞÜMLERİ ) adı verilmektedir.
"Ranvier DÜĞÜMLERİ"ni de gösteren Nöron figürü
* Halk
arasında kötülük amaçlı yapılan "Büyü Pratiği" olarak bilinen
"Düğüme Üfleme" fenomeni, esas itibarıyla beyindeki aksonlara yapılan
dış müdahale sonucunda beynin idrak, kavrama, anlama ve yorumlama yetilerinin
bloke edilmesi, felç edilmesini tanımlar gibidir. Yukarıdaki ayet setindeki "DÜĞÜM"
kelimesi "RANVİER DÜĞÜMLERİ", "ÜFLEME" kelimesi ise
"FREKANS İLETİSİ" olarak yorumlandığında anlamlı bir mesaj ortaya
çıkmaktadır. ( Düğüme Üfleme = Aksona Frekans İletisi )
Konuyu astral casusluk olarak anlatmak daha yerinde olacaktır.
ReplyDelete