Çeviri

Wednesday, March 24, 2021

Aptallık ve Tembellik

Evvelki bölümlerde değinildiği üzere "Türk" kelimesinin "Tür" ( Yüksek, Yükselme ) kökü ve "k" ( -miş, gibi olan ) ekinden oluşmakta ve "Yükselmiş olan, Yükselen" anlamlarını içermektedir.

Atatürk'ün "Türk milleti zekidir. Türk milleti çalışkandır." söylemi esasen ayırımcı bir yaklaşım ile belirli bir coğrafyada yaşayan insanlardan ziyâde ruhsal bir yaklaşım ile, yüksek frekansta yani iyilik, doğruluk ve sevgi frekansında titreşen tüm dünya insanlarını kapsamaktadır. Atatürk'ün, dillerin ve insanlığın kökeninin "Türk" olduğuna yönelik inancı da "Türk" kelimesinin içerdiği bu küresel anlama dayanmaktadır. Zira yapılan genetik araştırmaların sonuçları dünya insanlarının aslında sandıklarından farklı kökenlere daha doğrusu özde ortak kökene sahip olduklarını ortaya koymaktadır. Zaten insanlığın özü de kitaba göre "Adem" olarak anılan tek bir varlığa dayanmaktadır. 

Atatürk'ün yukarıdaki söylemi bu bağlamda incelendiğinde "Türk" olmayan yani "Yüksek frekanslı" olmayan insanların "Aptal" ve "Tembel" oldukları sonucu ortaya çıkmaktadır. İşte zaten dünyadaki temel sorun bu iki düşük frekansın kitleleri etkisi altına almış olmasıdır.

Düşük frekanslı her iki kavram da Kur'an'da "Sefih" ( Akılsız ) ve "Kâid" ( Oturan) kelimeleriyle zikredilmektedir.

Aptal / Akılsız ( Sefih );

2/13 - Ve iza kile lehum aminu kema amenen nasu kalu e nu’minu kema amenes SUFEHAU e la innehum humus SUFEHAU ve lakin la ya’lemun

( Ve onlara o inanan insanlar gibi inanın denildiğinde "O AKIKSIZLARIN inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki kesinlikle onlar, onlar AKILSIZLARDIR ve lakin bilmezler. ) 

Ayette inkârcıların "Allah yolunda" yani "İyilik ve doğruluk yolunda olan" ve "kötülük ile mücadele eden" insanları "Aptal" olarak nitelendirmelerinden ancak esas aptalların kendileri olduklarından bahsedilmektedir. 

Tembel / Oturan ( Kâid );

9/88 - Lakinir rasulu vellezine amenu mea hu CAHEDU bi emvalihim ve enfusihim ve ulaike lehumul hayratu ve ulaikehumul muflihun

( Lakin resul ve onunla birlikte olan inananlar malları ve nefisleriyle CİHAD ETTİLER. İşte onlar, hayırlar onlaradır ve onlar iflah olurlar. )

9/90 - Ve cael MUAZZİRUNE minel a'rabi li YU'ZENE lehum ve KAADellezine kezebullahe ve rasuleh se yusibullezine keferu minhum azabun elim ( Ve Araplardan ÖZÜR BEYAN EDENLER, onlara İZİN VERİLMESİ için geldiler. O Allah' ı ve resulünü yalanlayanlar da OTURDULAR. Onlardan inkarcılara elim azap isabet edecektir. )

3/167 - Ve li ya'lemellezine nefeku ve kile lehum tealev katilu fi sebilillahi evidfeu kalu LEV NA'LEMU KITALEN letteba'nakum hum lil kufri yevmeizin akrabu minhum lil iman yekulune bi efvahihim ma leyse fi kulubihim vallahu a'lemu bima yektumun

( Ve o ikiyüzlülük yapanları bilmesi içindir. Onlara "Allah yolunda savaşa gelin veya müdafaya geçin." denildi. "ŞAYET SAVAŞMAYI BİLSEYDİK, size tabi olurduk." dediler. Onlar o gün, inanç yerine inkara onlardan daha yakındırlar. O kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylerler. Allah neyi gizlediklerini bilir. )

3/168 - Ellezine kalu li ihvanihim ve KAADU lev etauna ma kutilu kul fedrau an enfusekumul mevte in kuntum sadikin

( O OTURANLAR, kardeşleri için "Şayet bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi." dediler. De ki: "Eğer doğrular iseniz, o halde nefislerinizden ölümü uzaklaştırın." ) 

Yukarıdaki ayetlerde de Allah yolunda cihad etmekten imtina eden "Tembel" inkârcıların misâli bildirilmektedir.

Bir varlığı bir başka varlığın kölesi haline dönüştüren temel kavram "Aptallığın" bir sonucu olan "Tembellik" kavramıdır. Kendisinin ve toplumun özgürlüğü ve selâmeti için hiçbir eylemde bulunmayan, bunun yerine biyad etmek suretiyle hayatını bir başkasına ihale edenler ebediyen şeytanların tahakkümü altında kalmaya mahkûmdurlar.

Not: Bir varlık zeki olsa dahi aptalca yaklaşımlar sergileyebilmektedir. 

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/09/zeki-aptallar.html

No comments:

Post a Comment