"Âlem" kelimesi "Yaşam planındaki varlıklar, olgular" anlamına gelen bir kelimedir. "LM" kökünden olan bu kelimenin yine aynı kökten olan "İlm" ( Bilgi ), "Âlim" ( Bilge, Bilgin ) kelimeleriyle batini ilişkisi de muhtemeldir. Zira yaratılış "ilim" üzerine tesis edilmiş olup her bir olgu, her bir varlık bir "bilgi" kümesidir.
Kur'an'da sıkça geçen "Faddalna alel alemin" ( Alemlerin üzerine üstün kıldık. ) ifadesi insanın, içinde bulunduğu kaba madde planında, idrak seviyesi olarak en üstün varlık olduğunu ifade etmektedir.
Ayetlerde bu ifadenin sıklıkla İsrailoğulları ile ilgili olarak geçmesi sanki İsrailoğulları'na ayrıcalık sağlanmış algısı yaratsa da esasen vurgulanmak istenen alemlere üstün kılınan tüm insanlar içinde Israiloğulları'nın asi ve inkârcı bir tutum sergilemiş olmaları ve bu nedenle Allah'ın bahşettiği nimetlerin kendilerine sıkça hatırlatılmasıdır.
Ancak maalesef, ayetlere bilinçli olarak yanlış şekilde isnad etmek suretiyle kendilerini diğer insanlardan üstün gören, ilahlaştıran, insanların kendilerine hizmet etmek üzere yaratılmış varlıklar olduğuna inanan bir şirk zihniyeti halen mevcut olup bugün dünyadaki kan ve göz yaşının yegâne müsebbibidir. Bu zihniyetin ismi Zionism ( Siyonizm ) olup, anlamı ise evvelce defaatle incelendiği üzere "Tanrısalcılık, Tanrı gibi olmacılık"tır. ( Zi ( Tanrı ) + on ( gibi ) )
"Alemlere üstün kılınmak" ifadesini içeren ayetler şöyledir.
2/47 Ya beni israilezkuru ni'metiyelleti en'amtu aleykum ve enni FADDALTUKUM ALEL ALEMİN
( Ey İsrailoğulları, o üzerinize verdiğim nimetimi ve SİZİ ALEMLERİN ÜZERİNE ÜSTÜN KILDIĞIMI hatırlayın. )
2/122 Ya beni israilezkuru ni'metiyelleti en'amtu aleykum ve enni FADDALTUKUM ALEL ALEMİN
( Ey İsrailoğulları, üzerinize nimet verdiğim o nimeti hatırlayın. Kesinlikle ben SİZİ ALEMLERİN ÜZERİNE ÜSTÜN KILDIM. )
Aşağıdaki ayetlerde tüm insanlığı temsil eden Hz. Adem'in ve diğer habercilerin ve dolayısıyla kavimlerinin yani tüm insanların alemlere üstün kılındıkları, alemlerin üzerine seçildikleri bildirilmektedir.
3/33 İnnellahESTAFA ademe ve nuhan ve ale ibrahime ve ale imrane ALEL ALEMİN
( Kesinlikle Allah, Adem’ i, Nuh’ u ve İbrahim’ in ailesini ve İmran’ ın ailesini ALEMLERİN ÜZERİNE SEÇTİ. )
6/84 Ve vehebna lehu ishaka ve ya'kub kullen hedeyna ve nuhan hedeyna min kablu ve min zurriyyetihi davude ve suleymane ve eyyube ve yusufe ve musa ve harun ve kezalike neczil muhsinin
( Ve biz ona İshak'ı ve Yakub'u bahşettik. Hepsini yönlendirdik. Önceden Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u da yönlendirdik. Biz iyilik yapanları işte böyle karşılıklandırırız. )
6/85 Ve zekeriyya ve yahya ve iysa ve ilyas kullun mines salihin
( Ve Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'ı da. Hepsi iyilerdendiler. )
6/86 Ve ismaiyle velyesea ve yunuse ve luta ve KULLEN FADDALNA ALEL ALEMİN
( Ve İsmail, Elyesea, Yunus ve Lut'u da. HEPSİNİ ALEMLERİN ÜZERİNE ÜSTÜN KILDIK. )
A'raf suresinin aşağıdaki ayetlerinde Hz. Musa'nın, nankörlükte ve putperestlikte ısrarcı olan kavmi İsrailoğulları'na Allah'ın nimetlerini ve lütfunu hatırlatması ve onları uyarması yer almaktadır.
7/138 Ve cavezna bi beni israilel bahra fe etev ala kavmin ya'kufune ala asnamin lehum kalu ya musec'al lena ilahen kema lehum aliheh kale innekum kavmun techelun
( Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik de kendilerine mahsus putlara kullukta sebatkar bir kavime vardılar. "Ey Musa, sen de bize onların ilahları gibi ilah getir." dediler. "Kesinlikle siz cahillik eden kavimsiniz." dedi. )
7/139 İnne haulai mutebberun ma hum fihi ve batilun ma kanu ya'melun
( Kesinlikle şu helak olmuşlar, onlara onun hakkında yoktur. O yapmış oldukları batıldır. )
7/140 Kale e ğayrallahi ebğiykum ilahen ve HUVE FEDDALEKUM ALEL ALEMİN
( “O SİZİ ALEMLERİN ÜZERİNE ÜSTÜN KILMIŞKEN, size ilah olarak Allah’tan başkasını mı arayayım?” dedi. )
Firavun'un da ilmen alemlere üstün kılındığı ancak onun da inkâr ve isyânda direttiği ayetlerde belirtilmektedir.
44/31 Min fir'avn innehu kane aliyen minel musrifin
( Firavundan. Kesinlikle o ululanan müsriflerdendi. )
44/32 Ve lekadihternahum ala ilmin alel alemin
( Ve onları ilim üzerine alemlere üstün seçtik. )
Casiye suresinin 16. ayetinde İsrailoğulları'na da tüm insanlara olduğu gibi kitap ve rızık verildiği ve onların da diğer insanlar gibi alemlere üstün kılındıkları belirtilmektedir.
45/16 Ve lekad ateyna beni israilel kitabe vel hukme ven nubuvvete ve razaknahum minet tayyibati ve FADDALNAHUM ALEL ALEMİN
( Ve İsrailoğulları' na kitabı, hükmü ve haberciliği verdik. Onları temizlerinden rızıklandırdık. ONLARI ALEMLERİN ÜZERİNE ÜSTÜN KILDIK. )
İsrail ישראל Yaşarel anlamına gelir. Yani Yaradana doğru olanlar. Tsadik doğru sadık insanlar anlamında. Tanrıyla bir olan içindeki kibirden ilahtan arınan gerçek inanan herkes israiloğludur. Bugünkü satanist, siyonist örgüt ile israili bir tutmayalım lütfen. Hristiyanlıkta, İslamda Yahudilikten ortaya çıkmıştır ve Yahudi Ehaddan gelir ehad olan yaradanla bir olan anlamında. İster afrikalı, ister çinli, ister meksikalı olsun kim ki gönlünde onu arıyor, ruhu onun aşkıyla tutuşuyor. O Yahudidir!
ReplyDeleteArapça "İsrail" ( إِسْرَائِيلَ ) olarak telaffuz edilen İbranice "Yisra'el" ( יִשְׂרָאֵל ) kelimesi, "Sara" ( שָׂרָה ) ( Mücadele etmek, Uğraşmak, Çekişmek, Dövüşmek, Savaşmak ) fiilinin üçüncü tekil şahıs çekim hali olan "Yisra" ( Mücadele eder, Uğraşır, Çekişir, Dövüşür, Savaşır ) kelimesi ile "El" ( İlah, Tanrı ) kelimesinin birleşiminden oluşmakta ve "İlah / Tanrı mücadele eder, İlah / Tanrı uğraşır, İlah / Tanrı savaşır" anlamına gelmektedir. "İsrail / Yisra'el" kelimesinin anlamına işaret edilen ayet, içeriği düşündürücü olan, Tevrat'ın Tekvin suresinin 32-28 kodlu ayetidir.
ReplyDelete1-Genesis-32-28 Ve dedi: Artık ADIN Yakup değil, İSRAİL OLACAK; ÇÜNKÜ sen bir önder gibi TANRI VE İNSANLAR ÜZERİNDE KUDRETİNLE GALİP GELDİN.
Kur'an'da "Yahudiler" anlamında yer alan "Yehudu ( يَهُودُ ) / Hadu ( هَادُواْ ) / Huden ( هُودًا )" kelimeleri, İbranice "Todah / Hudah" ( תודה ) ( Övmek, Şükran duymak ) ve "Yehudah" ( יהודה ) ( Öven, Şükran duyan ) kelimelerinin farklı telaffuz edilmiş halleridir. "Yehudah" kelimesinin anlamına işaret edilen ayet ise Tevrat'ın Tekvin suresinin 29-35 kodlu ayetidir.
1-Genesis-29-35 Dördüncü kez hamile kaldı ve bir erkek çocuk daha doğurdu. "Bu kez RAB'Bİ ÖVECEĞİM / RAB'BE ÖVGÜLER SUNACAĞIM." dedi. ONUN İÇİN ÇOCUĞA YAHUDA ADINI VERDİ. Bir süre doğum yapmadı.