Çeviri

Wednesday, November 3, 2021

Ars Goetia - Clavicula Salomonis 

"Ars Goetia" ( Cadılık Sanatı, Kadılık Sanatı, Hükmetme Sanatı ), kaynaklarda Hz. Süleyman tarafından yazıldığı belirtilen,  içerisinde cinlere hükmetme metodlarına ilişkin bilgiler bulunan kadim kitaptır.

Ars = Sanat 
Goetia = Goet ( Cadı ) + ia ( -lik ) = Cadılık**, Kadılık, Hükmetme

* "Suleyman" kelimesi "Selamen" ( Barışçıl ) kelimesinin fonetik deformasyona uğramış halidir.

** Türkçede yer alan "Cadı" kelimesi esasen Arapçadaki "Kadi / Kadı" ( Hükmeden ) kelimesinin bir tezahürüdür. "Goet" kelimesi de "Cadı" ve "Kadı" kelimelerinin batı dilinde farklı telaffuz edilmiş halidir. Zira ortak kökene ait farklı dillerdeki kelimelerde yer alan G, C ve K harfleri birbirlerini ikame etmektedirler. İngilizcedeki "God" ( Tanrı, İlah ) kelimesi de "Kad" kökündendir.

Ars Goetia'nın birinci bölümü "Lesser Key of Solomon" / "Clavicula Salomonis" ( Süleymanın Küçük Anahtarı / Süleyman'ın Köprücük Kemiği ) olarak bilinmektedir. "Clavicula" ( Anahtarcık, Küçük Anahtar ) kelimesi "Clav" ( Anahtar ) ve "icula" ( küçük anlamı veren ek ) kelimelerinden oluşmaktadır. ( Örnek : "Particule" ... Part ( Parça ) + icule ( -cık, küçük ) ... Parçacık / Küçük parça, "Dracula" ... Dra = Ejder + cula ( -cik, küçük ) ... Ejdercik / Küçük Ejder )

"Clavier" ( Klavye, Anahtarlık ) kelimesi "Clav" ( Anahtar ) ve "ier" ( -lik ) kelimelerinden oluşmakta olup, bilgisayarda yazı yazmak için kullanılan tuşları içeren nesneyi tanımlamaktadır. Zira "Klavye" kelimesinin İngilizcesi de "Anahtar paneli" anlamına gelen "Keyboard" kelimesidir. Fransızcadaki "Clé" ( Anahtar ) kelimesi de "Clav" kelimesinin bir tezahürüdür. Arapçadaki "Kavl" ( Söz ), "Kale" ( Söylemek ) ve "Kelime" kelimelerinin de "Clav" kelimesiyle ortak "KL" kökünden olmaları kuvvetle muhtemeldir.

"Clavicle" kelimesinin "Köprücük kemiği" anlamına gelmesi, Köprücük kemiğinin omurga ile birlikte "T" şekli oluşturması, "Ankh" sembolü ve Göbeklitepe'deki "T" şeklindeki monolitler arasında ilinti de söz konusu gibidir. Ayrıca Arapçadaki "Terakiye" ( Köprücük kemiği ) kelimesi de baş harfinin "T" olması nedeniyle dikkat çekmektedir. "Terakiye" esasen "Terk" ve "iye" ( -lik, yeri ) kelimelerinden oluşmakta ve "Terk yeri, Yükselme yeri" anlamına gelmektedir. Ve bu anlam açıkça "boyutlar arası geçiş portalını" ve "halden hale geçişi" tanımlamaktadır. Keza "Türk" kelimesi de bu bağlamda önem arzetmektedir. Anılan tüm kavramların birbirleriyle ilintili oldukları ve batinen "değişim, dönüşüm, portal açılışı, halden hale geçiş" kavramlarını temsil ettikleri sezilmektedir. Bu durum da "Anahtar" anlamının sebebini ortaya koymaktadır.

Kıyamet suresinin 26. ayetinde de "Terakiye" kelimesi vasıtasıyla "halden hale geçiş aşaması, portal açılış aşaması" tanımlanmaktadır.

75/26 Kella iza beleğatit terakiye ( Hayır, köprücük kemiğine ulaştığında, )

                                                

   
Köprücükkemiği


Ankh


Göbeklitepe'deki T şeklindeki monolitler

Kitabın içeriğinde, Hz. Süleyman'a hizmet etmiş "yetmişiki cini"** çağırmak için açıklamalar ve semboller bulunmaktadır. ( ** Kur'an'daki "Cinn" suresi de 72. suredir. 72 sayısının nümerolojik değeri de sihirin ve negatif frekansın sembolü olan "9" sayısını vermektedir. )

                                                

"The Grand Grimore" ( Büyük Grimoire / Büyük Gramer ) olarak bilinen kitap da yine cinlerle temas ve iletişim hususundaki bilgileri içermektedir. "Grimoire" kelimesi Türkçede de "Gramer" olarak yer alan "Grammaire / Grammar" kelimesinin bir tezahürüdür. "Gramer", bir dildeki yazıma, şekilselliğe, seslendirmeye ve anlamsallığa ilişkin yapısal kurallar bütününü tanımlayan kelimedir. Dolayısıyla "Grimoire" kelimesi de cinlerle temas ve iletişim ritüelleri esnasında uygulanması gereken metodları ve uyulması gereken kuralları içeren kitaptır.




Clavicula Salomonis ( Süleyman'ın Anahtarı / Köprücük Kemiği )

Kitabın kapağında yer alan "Great Clavicle of Solomon" ( Süleyman'ın Büyük Anahtarı / Süleyman'ın Büyük Köprücük Kemiği ) ifadesi "Clavicula Salomonis" olarak da zikredilmektedir. 

Hz. Süleyman'ın cinleri muhtelif işlerde kullanmak üzere buyruğuna alması daha doğrusu Allahu Teala tarafından bu imkanın kendisine bahşedilmesine ilişkin bilgiler aşağıdaki ayetlerde yer almaktadır.

21/82 Ve mineş şeyatini men yeğusune lehu ve ya'melune amelen dune zalik ve kunna lehum hafizin

( Ve şeytanlardan ona dalgıçlık yapanları ve bundan başka işler yapanları. Onlara koruyucu, gözetici olduk. )

Yukarıdaki ayette "cinler, "şeytanlar" olarak tanımlanmaktadır.

27/17 Ve huşira li suleymane cunuduhu minel cinni vel insi vet tayri fe hum yuzeun

( Ve cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan orduları, askerleri Süleyman için toplandı. Artık onlar düzenlenip hizalanıyorlardı. )

34/12 Ve li suleymaner riha ğuduvvuha şehrun ve ravahuha şehr ve erselna lehu aynel kitr ve minel cinni men ya'melu beyne yedeyhi bi izni rabbih ve men yeziğ minhum an emrina nuzikhu min azabis seir

( Ve Süleyman için rüzgar**. Onun gidişi bir aydı ve onun dönüşü bir aydı. Ona erimiş bakır pınarı gönderdik. Önünde çalışanlar Rab’binin izniyle cinlerden kimselerdi. Onlardan kim emrimizden çıkarsa, ona ateş azabından tattırırız. )

38/36 Fe sehharna lehur riha tecri bi emrihi ruhaen haysu esab

( Böylece rüzgarı onun buyruğuna verdik**. Onun emriyle, yumuşak eserek nereye isabet ederse akardı. )

** Okültizmde "Air Magic" ( Hava Sihiri ) olarak bilinen hususa değinilmekte gibidir.

38/37 Veş şeyatine kulli bennain ve ğavvas

( Ve şeytanlar ki hepsi bina yapıcı ve dalgıç.  )

Bakara suresinin 102. ayetinde de cin şeytanlarının sihir uygulamalarından, ferdi menfaat için nefislerini negatif frekansa satmalarından bahsedilmektedir.

2/102 Vettebeu ma tetluş şeyatinu ala mulki suleyman ve ma kefera suleymanu ve lakinneş şeyatine keferu yuallimunen nasas sihra ve ma unzile alel melekeyni bi babile harute ve marut ve ma yuallimani min ehadin hatta yekula innema nahnu fitnetun fe la tekfur fe yeteallemune minhuma ma yuferrikune bihi beynel mer'i ve zevcih ve ma hum bi darrine bihi min ehadin illa bi iznillah ve yeteallemune ma yedurruhum ve la yenfeuhum ve lekad alimu men işterahu ma lehu fil ahirati min halakin ve le bi'se ma şerav bihi enfusehum lev kanu ya'lemun

( Ve o Süleymanın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o şeytanların okuduğuna tabi oldular. Süleyman inkar etmedi ve lakin şeytanlar inkar ettiler. İnsanlara sihiri ve Babil’ de iki melek olan Harut ve Marut’ un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "Kesinlikle biz sınavız. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı. )

"Clavicula Salomonis" ( Süleyman'ın Anahtarı / Süleyman'ın Köprücük Kemiği ) ifadesindeki "Clavicula" kelimesi "Köprücük Kemiği" anlamı itibarıyla Kıyamet suresinin aşağıdaki ayetlerindeki "Terakiye" ( Köprücük Kemiği ) kelimesiyle semantik uyum arzetmektedir. Zira "Clavicula" kelimesi "Anahtar" anlamında kullanılarak "Halden Hale Geçiş, Değişim, Dönüşüm, Portal Açılışı" kavramlarını temsil etmektedir. Aşağıdaki ayetlerde "Terakiye" kelimesi "Firak" ( Ayrılma ) kelimesiyle ilintilendirilmiştir.

75/26 Kella iza beleğatit terakiye
( Hayır, köprücük kemiğine ulaştığında, )

75/27 Ve kile men rakin
( Ve "Gözetip çare bulacak, tedavi edecek kimdir?" denilir. )

75/28 Ve zanne ennehul firaku
( Ve onun kesinlikle ayrılma olduğunu anlar. )

"Terakiye" kelimesi "Terak" ( Terk ) ve "iye" ( -lik, yeri ) kelimelerinden oluşmakta ve kök anlam itibarıyla "Terk Yeri, Çıkış Noktası, Portal" anlamlarını içermektedir. ( Bu bağlamda "Terakiye" kelimesiyle fonetik ve semantik anlam ilişkisi bulunan "Türkiye" kelimesi de bir "Ayrılış, Terk, Çıkış, Yükseliş" noktasını, yerini mi ifade etmektedir? Göksel yükseliş Türkiye vasıtasıyla mı gerekleşecektir? Bu sorular elbetteki ayrı araştırmaların konusu olup, evvelki bölümlerde farklı başlıklar altında incelenmiştir. )

Kur'an'daki ikinci ve son besmele Neml suresinin 30. ayetinde geçmektedir ki bu ayette "Süleyman" kelimesi de yer alır.

27/29 Kalet ya eyyuhel meleu inni ulkiye ileyye kitabun kerim

( "Ey ileri gelenler kesinlikle bana faydalı yüce kitap atılıp bırakıldı." dedi. )

27/30 İnnehu min suleymane ve innehu bismillahirrahmanirrahim

( Kesinlikle o Süleyman’ dandır. Kesinlikle o şefkatli merhametli Allah' ın ismi iledir. )

27/29 kodlu ayette, Hz. Süleyman'ın askeri olan Huhud kuşunun Sebe melikesine, Süleyman'dan bir kitap getirdiği bildirilir. Bu hangi kitaptır?! Ayrıca bu ayetin kodunda 9/11 nümerolojisi bulunmaktadır. ( 2+7 = 9 ve 2+9 = 11 )

"Eski Ahit'te Süleyman'ın öyküsü 1. Krallar kitabının ilk "11" bölümünde ve 2. Tarihler kitabının ilk "9" bölümünde anlatılır." ( Vikipedi ) ( Burada da 9/11 nümerolojisi dikkat çekmektedir. )

Krallar suresi 11. sure olup, Süleyman'dan ilk bahsedilen ayetler esasen birleşik olan 9 - 11 ayet aralığıdır. Yine 9/11 nümerolojisi tezahür etmektedir.

11 1 Krallar 1-9 Adoniya, Eyn-Rogel yakınlarında Sohelet Kayası denilen yerde davar, sığır ve besili buzağılar kurban edip bütün kardeşlerini, yani kralın oğullarını ve krala hizmet eden bütün Yahudalılar'ı çağırdı.

11 1 Krallar 1-10 Ama Peygamber Natan'ı, Benaya'yı, muhafızları ve kardeşi SÜLEYMAN'ı çağırmadı.

11 1 Krallar 1-11 Bunun üzerine Natan, SÜLEYMAN'ın annesi Bat-Şeva'ya, "Hagit oğlu Adoniya efendimiz Davut'un haberi olmadan kendini kral ilan etmiş, duymadın mı?" dedi.

Sebe suresinin aşağıdaki ayetlerinde cinlerin Hz. Süleyman için çalıştıkları bildirilmektedir.

34/12 Ve li SULEYMAN er riha ğuduvvuha şehrun ve ravahuha şehr ve erselna lehu aynel kitr ve MİNEL CİNNİ MEN YA'MELU BEYNE YEDEYHİ bi izni rabbih ve men yeziğ minhum an emrina nuzikhu min azabis seir

( Ve SÜLEYMAN için rüzgar. Onun gidişi bir aydı ve onun dönüşü bir aydı. Ona erimiş bakır pınarı gönderdik. ÖNÜNDE ÇALIŞANLAR Rab’binin izniyle CİNLERDEN KİMSELERDİ. Onlardan kim emrimizden çıkarsa, ona ateş azabından tattırırız. )

34/13 YA'MELUNE lehu ma yeşau min meharibe ve temasile ve CİFANİN KEL CEVABİ ve kudurir rasiyat i'melu ale davude şukra ve kalilun min ibadiyeş şekur

( ONA mihrablardan, timsallerden, HAVUZLAR GİBİ ÇANAKLARDAN ve sabit çömleklerden ne dilerse yaparlardı. Şükrederek çalışın Davud ailesi. Kullarımdan çok azı şükreder. )

Ayette yer alan "Havuzlar gibi çanaklar" ifadesi cinler tarafından inşa edilen "boyutlar arası geçiş portalını" temsil etmekte gibidir. Zira boyut kapısı ( Star Gate ) daima "içi su dolu çember" ile sembolize edilmektedir. Ayrıca ayetin kodunun ( 34/13 ) nümerolojik değerinin yine "11" ( 3+4+1+3 = 11 ) sayısını vermesi de konuyla uyumludur.


Enbiya suresinin 82. ve Sad suresinin 37. ayetlerinde "Cin şeytanlarının dalgıç" oldukları bildirilmektedir. Bu ifadenin çoklu anlamlarından biri de cinlerin boyut portalından geçerek farklı frekanslardan bilgi getirmeleridir.

21/82 Ve mineş ŞEYATİNİ MEN YEĞUSUNE LEHU ve ya'melune amelen dune zalik ve kunna lehum hafizin

( Ve ŞEYTANLARDAN ONA DALGIÇLIK YAPANLARI ve bundan başka işler yapanları. Onlara koruyucu, gözetici olduk. )

38/37 Veş ŞEYATİNE kulli bennain ve ĞAVVAS

( Ve ŞEYTANLAR ki hepsi bina yapıcı ve DALGIÇ. )

Cin şeytanlarının dalgıç olduklarından bahsedilen son ayetin kodunda 11 ve 111 nümerolojisi bukunmaktadır. ( 38 ... 3+8 = 11 ve 37 ... 3+7 = 10 ... 1 )







Sahte ışık meleği Lucifer ve Özgürlük Heykeli

"Lucifer" kelimesi Latince "Luci" ( Işık ) ve "Fer" ( Getirmek ) kelimelerinden oluşmakta ve "Işık Getiren" anlamına gelmektedir. Bu kelimenin Arapça "Luss" ( Hırsız ) "-i" ( bağlaç ), "Fer" ( Işık ) kelimelerini de temsil etme durumu muhtemeldir. Zira bu durumda ortaya "Işık Hırsızı"* tamlaması çıkmaktadır ki bu da negatif frekansın temsilcisi olan İblis ve onun neferi şeytanların temel niteliğidir. 

* Bu husus 2/257 kodlu ayette "..... O inkar edenler, onların dostları azgındır ki onları aydınlıktan karanlıklara çıkarır. Onlar ateşin sahipleridirler. Onlar onun içinde ebedidirler."cümleleriyle bildirilmiştir.

ABD'de bulunan ve "Statute of Liberty" ( Özgürlük Heykeli ) olarak bilinen kadın tasvirli heykel esasen okült satanik bir sembol olup, şeytanın insana sözde bilgi ve ışık getirerek onu, değerini algılayamadığı baki cennetten çıkarmasını ve fani dünyevi nimetlere kavuşturmasını simgelemektedir. ( Sembolizmde Işık = Bilgi formülü geçerlidir. ) Heykelin sol elinde kitap, sağ elinde ışık, tacında da 7 ışın bulunmaktadır. 

Sol elinde kitap, sağ elinde ışık, tacında da 7 ışın bulunan Lucifer

Özgürlük heykelinin kadın temalı olmasının sebebi Nisa suresinin 117. ayetinde bildirilmektedir.

4/117 İn yed'une min dunihi illa İNASA ve in yed'une illa ŞEYTANEN merida

( Kesinlikle onlar, O’nun haricinde ancak KADINLARI çağırırlar. Kesinlikle ancak asi inatçı ŞEYTANI çağırırlar. )

Ayrıca müşrik inkarcı satanistlerin "meleklere kadın isimleri" vermelerinin temelinde de yine aynı müşrik anlayış bulunmaktadır.

53/27 İnnellezine la yu'minune bil ahirati le yusemmunel melaiket tesmiyetel unsa

( Kesinlikle o ahirete inanmayanlar, melekleri kadın isimleriyle isimlendiriyorlar. )

Ayetlerde anlatılmak istenen, müşrik satanistlerin, şeytani negatif frekansları, kadın frekansı ile ilişkilendirdikleridir. Kadın enerjisi / frekansı, yüksek nitelikte olup, oluşumun, yeni başlangıcın ve doğumun sembolü niteliğindedir. Dolayısıyla burada, pozitif frekansa sahip bir olgunun negatif frekanslara hizmet amacıyla sembolleştirilmesi söz konusudur. Bu da zaten "kuzu postuna bürünmüş kurt olan**" şeytanların kadim metodudur. ( ** 40 Matthew 7-15 "Sahte peygamberlerden sakının! Onlar size kuzu postuna bürünerek yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır. )

Özünde okült ezoterik satanizm olan pagan mitolojide şeytani frekanslar daima kadın karakterler ile özdeşleştirilmiş ve simgelenmiştir. Aphrodite, Semiramis, Isis, Kybele, Ishtar, Mithras vb.

Sözde Özgürlük Heykeli'nin "sol elinde kitap" bulunması da batinen "kitabı soldan verilen" müşrik inkarcıların durumunu tasvir etmektedir.

69/25 Ve emma men utiye kitabehu bi şimalihi fe yekulu ya leyteni lem ute kitabiyeh

( Ve ama o kitabı solundan verilen, artık "Ey keşke kitabım bana verilmeseydi." der. )

Heykelin tacındaki 7 ışın da ilahi nizamdaki "tamamlanma" kavramını sembolize etmektedir. Yaratılışın tamamlanmasını ( 6+1 ) ve bir döngülük frekansı simgeleyen 7 sayısı ilahi kozmik nümerolojide çok önemli bir sayı olup, bu blogda da defaatle irdelenmiştir. 

1 Genesis 2-3 Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, Yarattığı bütün işi bitirip dinlendi. 

Düalite ilkesi gereği 7 sayısı cinler ile de ilintilidir. Kur'an'da ilk "Cin" kelimesi En'am suresinin 100. ayetinde "7." kelime olarak geçmektedir. Ayrıca ayetin kodunun nümerolojik değeri de "7" sayısını vermektedir. ( 6+1+0+0 = 7 )

6/100 Ve (1) cealu (2) li (3) allahi (4) şuraka (5) el (6) CİNNE (7) ve halekahum ve haraku lehu benine ve benatin bi ğayri ilm subhanehu ve teala an ma yesifun

( Ve Allah için cinleri ortaklar kıldılar. Halbuki onları yarattı. İlimsizce O’na oğullar, kızlar uydurdular. O yücedir ve o vasfettiklerinin üzerindedir. )

Cinlerin "ışık" ile ilintilendirilmesinin sebeplerinden biri cinlerin "ateş alevi" olarak tasvir edildikleri Rahman suresinin 15. ayetidir. Ayet kodunun nümerolojik değeri "7" sayısını vermektedir. ( 5+5+1+5 = 16 ... 1+6 = 7 ) 

55/15 Ve halekal canne min maricin min nar ( Ve cini dumansız ateş alevinden yarattı. )

Cin şeytanı İblis'in Lucifer ( Işık Getiren ) olarak anılmasına işaret eden İncil ayeti ise şöyledir.

47 2 Corinthians 11-14 Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir.

Ayetin numarası 11-14 olup, "7" nümerolojisi içermektedir. ( 1+1+1+4 = 7 ). Ayrıca ayette 9/11 nümerolojisi bulunması da dikkat çekmektedir. Sure numarasının ( 47 ) nümerolojik değeri "11" ( 4+7 = 11 ) sayısını  ve ayet numarasının ( 2 11-14 ) nümerolojik değeri ise "9" ( 2+1+1+1+4 = 9 ) sayısını vermektedir. 

Özgürlük Heykeli 28.10.1886 tarihinde açılmıştır. Bu tarihteki gün ve ay da "11" nümerolijisi oluşturmaktadır. ( 2+8+1+0 = 11 )

Özgürlük Heykel'inin sol elindeki kitabın üzerinde "JULY IV MDCCLXXVI" ( 4 Temmuz 1776 ) yazmaktadır. Amerika'nın "Independence Day" ( Özgürlük Günü ) addettiği bu tarihteki gün ve ay da "11" nümerolojisi oluşturmaktadır. ( 4+7 = 11 )



Özgürlük Günü'nün bilinen hikayesine göre, Amerika Kıta Kongresi 2 Temmuz 1776 tarihinde 13. Amerikan kolonisinin bundan böyle Britanya monarkı King George III'ün tebası olmayacağını beyan etmiştir. Kongre, özgürlüğün beyan edilmesine 2 Temmuz günü karar vermesine rağmen deklarasyon ( bildiri ) 4 Temmuz tarihinde yapılmıştır. Bu noktada "11" nümerolojisi uyumu gözetilerek tarihin 4 Temmuz olarak ( 4+7 = 11 ) belirlendiği izlenimi oluşmaktadır. Ayrıca "13. koloni" kavramı da kutsal kitaplarda geçen "12 kabile "ve kayıp 13. kabile kavramlarıyla ilintili görünmektedir.

Tuesday, November 2, 2021

Melek ve Cin kelimeleri

"Melek" kelimesi "Lak" ( Atmak, Göndermek, Karşılaşmak, Erişmek, Ulaşmak ) kökünden türemiş olup "Gönderilen, Ulak, Atılan" anlamına gelmektedir. "Lak" kökünden türeyen diğer bazı kelimeler "Mülk" ( Eriştirilmiş olan ), "Malik" ( Erişmiş, Ulaşmış, Elde etmiş ), "Meleke" ( Eriştirilmiş yeti, Beceri ) olarak sıralanabilir. Bu kelimeler köken olarak "Üzerine atılma, Karşılaşma" anlamlarını içermektedir. ( Arapçada baştaki "M" harfi, kökü isime veya sıfata dönüştürmektedir. ) 

Kur'an'da "Melek" kelimesi kader mekanizmasının işleyişinde ve kozmik bilgi iletisinde vazifelendirilmiş pozitif frekanslı süptil varlıkları tanımlamaktadır. Kök anlamı itibarıyla "Melek", insan ile "karşılaştırılan", insana "gönderilen, atılan, eriştirilen" varlıktır.

"Cinn" kelimesi ise "Görünmeyen, Örtülü olan, Gizli olan" anlamına gelmekte olup negatif frekanslı süptil varlıkları tanımlamaktadır. "Cennet" ( Örtülü olma, Kaplı olma ), "Cünnet" ( Kalkan, Kapayan, Gizleyen, Koruyan ), "Cenin" ( Embriyo, Örtülü olan, Kapalı yerde olan ) kelimeleri de CN kökündendir.

İlahi nizamdaki düalite ilkesinin bir tezahürü olan "Melek" ve "Cin" kelimeleri esasen maddi nitelik olarak aynı, manevi nitelik olarak farklı varlıkları temsil etmekte olup, her iki kelime de süptil boyut frekansında titreşen ve dolayısıyla kaba madde boyutunda doğrudan algılanamayan varlıkları tanımlamaktadır. Melekler, iyilik, doğruluk, sevgi, hoşgörü, tevazu, merhamet, feragat, adalet, yardım, paylaşım, birliktelik, huzur, sevinç, güzellik, temizlik, ilim gibi pozitif ve yüksek frekanslı manevi nitelikleri temsil ederken Cinler kötülük, aldatma, nefret, kibir, zulüm, bencillik, gasp, zorbalık, adaletsizlik, korku, depresyon, çirkinlik, pislik, cehalet gibi negatif ve düşük frekanslı manevi nitelikleri temsil etmektedirler. Melek niteliğine haiz iken negatif frekansların tesirine kapılarak doğruluktan sapan ve cin niteliği edinen varlıklar "Meleki Sakit" ( Düşmüş Melek ) olarak isimlendirilmektedir

Melekler, insana bilgi iletme vazifesine haiz oldukları için yani insan ile "karşılaşma", insana "erişme" durumları olduğu için "Melek" ismini almış olabilirler. Cinlerin ise insana bilgi "eriştirme" gibi ilahi vazifeleri olmadığı yani insan ile "karşılaşma" vazifeleri olmadığı için "Cinn" ismini almış olabilirler. Cinler insanlarla elbette ki temas halindedirler. Ancak burada ifade edilmek istenen ilahi bir vazife olan vahiy işlevi ( ilahi kozmik bilgi iletisi ) ve kader mekanizmasındaki vazifedir. Cinler "kulak hırsızlığı" yaparak yani yetkisizce ve kaçak olarak meleklerden bilgi kaparak bu bilgileri kendilerine kulluk eden müşrik ve fasik insanlara iletmektedirler. Bu husus Hicr ve Saffat surelerinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmektedir.

15/17 Ve hafiznaha min kulli şeytanir racim ( Ve onu tüm kovulmuş şeytanlardan koruduk. )

15/18 İlla men isterekas sem'a fe etbeahu şihabun mubin ( O kulak hırsızlığı yapan kimse hariç. Artık onu apaçık kıvılcım takip eder. )

37/6 İnna zeyyennes semaed dunya bi zinetinil kevakib ( Kesinlikle biz en yakın göğü yıldız süsüyle süsledik. )

37/7 Ve hifzan min kulli şeytanin marid ( Ve tüm inatçı azgın şeytanlardan koruduk. )

37/8 La yessemmeune ilel meleil a'la ve yukzefune min kulli canib ( Onlar yüksek ileri gelenleri duyamazlar. Her taraftan atılırlar. )

Bakara suresinin 34. ayetinde halk arasında "şeytan" olarak anılan İblis'in esasen bir melek olduğu bildirilmektedir. "Şeytan" kelimesi, "Şeyt" ( Yakmak, Helak etmek ) ve "an" ( gibi olan, -an ) kelimelerinden oluşan ve "Yakan, Helak eden" anlamlarına gelen bir "niteleme sıfatı"dır. Zira Kur'an'da yer alan "İnsan ve cin şeytanları" ifadesi bu durumun bir ifadesidir. 

2/34 Ve iz kulna lil melaiketiscudu li ademe fe secedu illa iblis eba vestekbera ve kane minel kafirin

( Ve zamanında meleklere "Adem için yere kapanın." dedik. Böylece İblis haricinde yere kapandılar. O diretti ve kibirlendi ve inkarcılardan oldu. )

Kehf suresinin 50. ayetinde ise negatif tutumundan dolayı İblis'in cin olarak nitelendiği bildirilmektedir. 

 18/50 Ve iz kulna lil melaiketiscudu li ademe fe secedu illa iblis kane minel cinni fe feseka an emri rabbih e fe tettehizunehu ve zurriyyetehu evliyae min duni ve hum lekum aduvv bi'se liz zalimine bedela

( Ve zamanında meleklere "Adem için yere kapanın." dedik de cinlerden olan İblis hariç yere kapandılar. Böylece o, Rab’binin emri üzerine günah işledi. "O halde onu ve soyunu, onlar size düşmanlarken, benden başka dostlar mı edineceksiniz? Zalimler için ne kötü değişimdir." )

Bakara suresinin 36. ayetinde "Sakit melek" ( Düşmüş melek ) ifadesinin dolaylı bir tezahürü yer almaktadır. Özlerinde süptil varlıklar olan İnsan ve Cin, inkarcılık yapıp birbirlerine tabi olmaları nedeniyle cennet olarak sembolize edilen üst süptil boyuttan kaba madde boyutu dünyaya inmişlerdir, "düşürülmüşlerdir." 

2/36 Fe ezellehumeş şeytanu anha fe ahracehuma min ma kana fih ve kulnehbitu ba'dukum li ba'din aduvv ve lekum fil erdi mustekarrun ve metaun ila hiyn

( Böylece şeytan onları oradan kaydırdı da onları içinde olduklarından çıkardı. "Birbirinize düşman olarak inin. Size yerde belirli zamana kadar durak yeri ve fayda vardır." dedik. )

Aşağıdaki ayetlerde de Meleklerin ve Cinlerin maddi yaratılış nitelikleri konu edilmektedir. 43/19 ve 15/18 kodlu ayetlerde meleklerin maddi niteliğine , 55/15 kodlu ayette ise cinlerin maddi niteliğine ilişkin bilgi verilmektedir. Bu noktada, "madde" kelimesiyle ifade edilmek istenen "süptil madde" kavramıdır. Zira kainat adı verilen olgu, ruh aleminin maddi yansıması olup, içeriğinde kaba, yarı süptil ve süptil madde halindeki varlıkları barındırmaktadır. Bu üç farklı madde halindeki varlıklar ruhların farklı tekamül seviyelerine göre kainattaki yansımalarıdır.

43/19 Ve cealul melaiketellezine hum ibadur rahmani inasa e şehidu halkahum setuktebu şehadetuhum ve yus'elun

( Ve o melekleri, onları "Rahman' ın kadın kulları." kıldılar. Onların yaratılışına şahit mi oldular? Onların şahitlikleri yazılacak ve sual edilecekler.  )

15/18 İlla men isterekas sem'a fe etbeahu şihabun mubin ( O kulak hırsızlığı yapan kimse hariç. Artık onu apaçık kıvılcım takip eder. )

55/15 Ve halekal canne min maricin min nar ( Ve cini dumansız ateş alevinden yarattı. )

İncil'in aşağıdaki ayetinde ise şeytanın kendisini melek olarak algılattığı mesajı yer almaktadır.

47-2 Corinthians 11-14 Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir.

Dünyevi ve maddi menfaat ve insanlar üzerinde tahakküm kurmak hevesiyle süptil boyut varlıklarını "ilah edinme" sapkınlığı aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

3/80 Ve la ye'murakum en tettehizul melaikete ve nebiyyine erbaba e ye'murukum bil kufri ba'de iz entum muslimun

( Ve size, melekleri ve habercileri Rabler edinmenizi emretmez. Teslim olanlar olmanızdan sonra, size inkarı mı emreder? )

34/41 Kalu subhaneke ente veliyyuna min dunihim bel kanu ya'budunel cinn ekseruhum bihim mu'minun

( "Sen yücesin. Sen onlardan başka dostumuzsun. Bilakis cinlere kulluk etmekteydiler. Onların çoğunluğu onlara inanmışlardı." derler. )

"Melek" kelimesi Kur'an'da 88 kere, "Cin" kelimesi 43 kere, "Can" ( Cin anlamındadır. ) kelimesi 7 kere, "Şeytan" kelimesi ise 88 kere tekrarlanmaktadır. Bu dört kelimenin Kur'an'daki frekanslarının nümerolojik değeri "7" sayısını vermektedir. ( 8+8 = 16 ... 1+6 = 7 ve 4+3 = 7 )




Monday, November 1, 2021

Hipnotik

"Hypnosis" ( Hipnoz ) Yunanca "Uyku" anlamına gelen bir kelime olup, kelimesel telkin metoduyla süjenin trans haline sokulması ( frekansının değiştirilmesi ) ve algı seviyesinin yükseltilmesi uygulamasına verilen isimdir.

Hipnoz esnasında transa giren süje uyanık gibi gözükse de esasen bilinç açık uyku hali söz konusudur. Hipnoz metodu, transa geçirilerek süjeye bilgi ekimi metodu olan "Suggestology" ( Telkinbilim ) tekniğinin de özünü oluşturmaktadır. Antik Yunan'da bol oksijenli mağaralarda hipnotik trans tekniğiyle egitim yapıldığı ve çok kısa sürelerde çok miktarda bilginin aktarılabildiği bilinmektedir.

Hipnoz metodunun, MK Ultra adı verilen zihin kontrol ve programlama uygulamalarında da kullanıldığı bilinmektedir. Transa sokulan süje, kelimeler kullanılmak suretiyle tıpkı bir bilgisayar yazılımı gibi kodlanabilmekte, düşünce, söylem ve eylemleri kontrol edilebilmekte ve yönlendirilebilmektedir. 

Hipnotik trans halindeki bir süje için zaman, gerçekte olduğundan çok daha çabuk geçmektedir. Örneğin 2 saatlik bir hipnoz seansı süje tarafından birkaç dakikalık bir süre olarak algılanmaktadır. Bu fenomene "Time Distortion" ( Zaman Bükülmesi ) denmektedir.

Hipnotik trans hususu yukarıdaki tüm tanımlamaları içerecek şekilde Kehf ( Mağara ) suresinin aşağıdaki ayetlerinde yer almaktadır.

18/11 Fe (1) darabna (2) ala (3) azani (4) him (5) fi (6) el (7) kehfi (8) sinine (9) adeda (10)

( Böylece mağaranın içinde seneler adediyle kulaklarına vurgulayıp beyan ettik. )

Bu ayette açıkça hipnotik transa sokma tekniği yani "kelimeler ile telkin ve bilgi aktarımı" tanımlanmaktadır. Ayet kodunun nümerolojik değeri 11 ( 1+8+1+1 = 11 ) ve ayet numarası da 11'dir. Ayette de 10 kelime bulunmaktadır. Bu durum 11 ve 111 nümerolojisini ortaya çıkarmaktadır ki bu sayılar halden hale geçişin / geçiş portalının nümerik sembolleridir.

Kehf suresinin 12. ayetinde ise mağarada hipnotik trans halindeyken geçen zamanın gerçeğine göre farklı algılanması hususuna dikkat çekilmektedir.

18/12 Summe beasnahum li na'leme eyyul hizbeyni ahsa li ma lebisu emeda

( Sonra bu iki gruptan hangisinin, kaldıkları süreyi daha iyi sayacağını bilmek için onları dirilttik. )

18. ayette hipnotik transtaki "uyanık görünüp uykuda olma hali" tanımlanmaktadır.

18/18 Ve tahsebuhum eykazan ve hum rukudun ve nukallibuhum zatel yemini ve zateş şimali ve kelbuhum basitun ziraayhi bil vesiyd lev ittala'te aleyhim le velleyte minhum firaran ve le muli'te minhum ru'ba 

( Ve onları uyanık sanırdın ama onlar uykudaydılar. Onları sağa ve sola çevirirdik. Köpekleri ön ayaklarını kapı eşiğine uzatıp yaymıştı. Şayet onları görseydin firar ederek onlardan yüz çevirirdin ve onlardan korku ile doldurulurdun. )

19. ayette ise "Ashabi kehf" ( Mağara sahipleri ) transtan çıktıklarında mağarada kısa bir süre, günün bir bölümü kadar kaldıklarını ifade etmektedirler. Bu ayette de yukarıda değinilen "Time Distortion" ( Zaman Bükülmesi ) fenomenine işaret edilmektedir.

18/19 Ve kezalike beasnahum li yetesaelu beynehum kale kailun minhum kem lebistum kalu lebisna yevmen ev ba'da yevm kalu rabbukum a'lemu bima lebistum feb'asu ehadekum bi verikikum hazihi ilel medineti fel yenzur eyyuha ezka taamen fel ye'tikum bi rizkin minhu vel yetelattaf ve la yuş'iranne bikum ehada

( Ve işte onları aralarında sual etmeleri için böyle dirilttik. Onlardan sözcü "Ne kadar kaldınız?" dedi. "Bir gün veya günün bazısı, bir bölümü kadar kaldık." dediler. "Ne kadar kaldığınızı Rab’biniz bilir. O halde birinizi bu gümüşünüz ile şehire gönderin de yiyecek olarak onların hangisi en temiz baksın. Böylece size ondan rızıkları getirsin ve nazik, dikkatli olsun, sizi kimseye farkettirmesin, sezdirmesin." dedi. )

25. ayette de mağarada günün bir bölümü kadar değil tam 309 sene ( veya 300x9 = 2700 sene ) kaldıkları bildirilnektedir.

18/25 Ve lebisu fi kehfihim selase mietin sinine vazdadu tis'a

( Ve mağaralarının içinde üçyüz sene kaldılar ve dokuz artırdılar. )

2021 yılı yapımı olan "Hypnotic" isimli film hipnoza ilişkin detayları içeren bir filmdir. 


Filmdeki hipnozcunun malikanesinin adresinin "1010 HAVEN" olması hem 11 nümerolojisi, hem de "Cennet / Yarı Süptil Boyut" kavramı sembolizmi açısından dikkat çekmektedir.


Ayrıca bir sahnede görüntüye gelen künyede 6 Mart ( 6.3 ) tarihinin olması da 9 nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir. Zira Kehf suresi 18. sure olup, bu sayının nümerolojik değeri 9 ( 1+8 = 9 ) sayısını vermektedir. 





Sunday, October 31, 2021

Ankh sembolü ( Hayat Anahtarı ve Hayat portalı )

Mısır mitolojisinin önemli sembollerinden olan "Ankh" sembolü "Hayat Anahtarı"  / "Hayat Portalı" olarak da bilinmektedir. "Ankh" kelimesinin kökeni Farsça'da "Kapı" anlamına gelen "Ank" kelimesidir. Bu çerçevede "Ankh" işareti, "Kapı" ve "Kapı Açılması"nı sembolize etmektedir. Bir başka deyişle "Ankh", farklı ve yeni boyutlara ( alemlere, planlara, frekanslara ) portal ( kapı ) açılmasını da simgelemektedir.  


Rölyefte kraliçe Nefertiti'ye Ankh sembolünü sunan sözde ilah Horus görülmektedir. Bu komposizyon, bir insan olan Nefertiti'ye ilahi yetenek bahşedilmesini sembolize etmektedir. 


Tapınak girişindeki obeliskte yer alan Ankh sembolü

"Ankh" sembolünün üst kısmındaki ters damla şekli vajinayı, alttaki dikit ise penisi sembolize etmektedir. Bu iki şeklin birleştiği noktadan yatay çizgi geçmesi ile oluşan şekil ise hayat bulmuş ve kollarını iki yana açmış insanı simgelemektedir. Bu durumda damla baş, dikit beden, yatay çizgi de kollar olmaktadır.

Mitolojide "İlahi varlık" olarak anılan karakterler esasen pozitif veya negatif frekanslı üst süptil boyut varlıklarıdır. Yani melekler veya cinlerdir. Horus, Set, Osiris, Isis vb. karakterlerin ellerinde "Ankh" sembolünü tutarken resmedilmeleri, onların sözde "diriltme ve öldürme" yetileri olduğuna işaret etmektedir. Sembole yüklenen bu anlam çerçevesinde Allah'a şirk koşulmakta olup, O'nun yarattığı varlıklar ilahlaştırılmaktadır.

Luxor tapınağında yer alan aşağıdaki rölyef ise ilginç bir sembolizm içermektedir.


Yukarıdaki rölyefte Horus ve Set'in ellerindeki kaplardan "Ankh" sembolü dökerek bir portal oluşturmaları ve açılan portalden de tanımlanamayan bir varlığın geldiği resmedilmiştir. Bu kompozisyon "cinlere portal açmak için insan kurban edilmesi" temalı satanik ritüeli tanımlamakta gibidir.

"Ankh" sembolü aynı zamanda Yunan alfabesindeki ilk harf olan "Alfa" ( Elif ) ile son harf olan "Omega"'nın birleşmesini de simgelemektedir. "Alfa" harfi erkekliğin, "Omega" harfi kadınlığın ikisinin birleşmesi ise "Yaşam"ın ifadesidir. Dolayısıyla "Ankh" sembolü bir düalite oluşturan eril ve dişil enerjinin birleşimini yani yaratışı simgelemektedir. "A" şekli eril, "Ω" şekli dişil enerjiyi temsil etmektedir. Yani şekil itibarıyla da "Phallus" ve "Uterus" tezahür etmektedir. Arapçadaki "Elif" harfi de sekil itibarıyla Phallus'a ve aynı zamanda da "1" rakamına benzemektedir ki bu da "ilk" kavramına işaret etmektedir. "Ankh" sembolü aynı zamanda "İlk" ve "Son" düalitesini de ( Alfa - Omega ) simgelemektedir.


Grek alfabesinin ilk harfi Ankh sembolünün alt kısmındaki şekile benzeyen "A" ( Alfa ) harfi, son harfi ise Ankh sembolünün üst kısmındaki şekile benzeyen "Ω" ( Omega ) harfidir.

İncil'in aşağıdaki ayetlerinde Rab, "Alfa" ve "Omega" harfleri ile teşbihen temsil edilmektedir. 

66 Vahiy 1-"8" VAR OLAN, VAR OLMUŞ* ve GELECEK OLAN, Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı, "ALFA VE OMEGA BEN'İM" diyor.

66 Vahiy 21-6 Bana, "Tamam!" dedi, "ALFA VE OMEGA, İLK VE SON BEN'İM. Susayana YAŞAM SUYUNUN PINARINDAN karşılıksız SU VERECEĞİM.

Dolayısıyla "Ankh" sembolünün "Alfa" ve "Omega"yı simgelediği düşünüldüğünde, bu sembolü elinde tutma kompoziyonu ile üst süptil boyut varlıklarının açık bir şekilde Rab'be ortak koşulduğu müşahade edilebilmektedir. 

Omega harfi minüskül olarak ω şeklinde yazılmaktadır. Bu karakter yan yatmış 3 sayısına benzemektedir. Alfa ( Elif ) harfinin şekli olan "1" ve Omega harfinin şekli olan "3" düşünüldüğünde, Alfa ve Omega harfleriyle Allah kelimesinin Arapça yazılışının ortaya çıktığı görülür.


"Ankebut" ( Örümcek ) kelimesi de "Ank" ( Kapı ) ve "Bud / But"** ( Var Olan, Var Eden ) kelimelerinin birleşmesinden oluşmaktadır. "Ank-i Bud" ( Var Olan / Edilen Kapı ). Zira örümceğin ördüğü "ağ" bir "kapı" işlevi görmektedir. Haberci Muhammed mağarada iken mağaranın girişine ağ ören örümcek esas itibarıyla bir "kapı" inşa etmiştir.

** İngilizcedeki "Boot" ( Açmak, Başlatmak, Oluşturmak ) kelimesi de "Bud / But" kelimesi ile ortak kökene sahiptir.

Elektrik akımına ilişkin iki nokta arasındaki "Potansiyel Farkı"'nın birimi "Volt", formülü ise ;

V = I x R

olarak gösterilir. Formülde ;

V = Potansiyel Farkını ifade eden "Voltage" kelimesinin baş harfi
R = Direnci ifade eden "Resistance" kelimesinin baş harfi
I = Akımın şiddetini ifade eden "Intensity" kelimesinin baş harfi

Potansiyel Farkı'nın dolayısıyla elektrik akımının tezahürünü sağlayan iki değişken olan I ve R'nin birimleri sırasıyla Amper ve Ohm'dur. Amper "A" harfi ile Ohm ise "Ω" harfi ile sembolize edilir. Her iki harf te Grek alfabesinde yer almakta olup, "A" ( Alfa ) 1. harf, "Ω" ise 24. ve son harftir.

İncil'in aşağıdaki ayetinde

66 Vahiy 21-6 Bana, "Tamam!" dedi, "ALFA VE OMEGA, ilk ve son benim. Susayana YAŞAM suyunun "PINARINDAN" karşılıksız su vereceğim.

"PINAR" kelimesi bir "Akışı / AKIMI" ifade eder. Bu noktada "Elektrik Akımı", "Alfa" ve "Omega" harfleri ve "Yaşam" kelimesi ilginç bir kompozisyon oluşturmaktadır. Madde alemi olan kainatın özünde "Düalite" ( İkilik ) yani "Değer Farklanması" prensibi bulunmaktadır. ( Bu kavramın sembolü de son yazılarda sıklıkla değinilen "11" sayısıdır. ) Bir başka deyişle "Yaşam Vibrasyonlarının / Titreşimlerinin" oluşabilmesi için ikili bir yapı gerekmektedir. Söz konusu ikili yapıyı oluşturan unsurlardan birinde hasıl olan ve diğerine göre farklılık arzeden durum, nötrlüğü ortadan kaldırarak titreşime ve bu da yaşamın  tezahürüne sebebiyet vermektedir. Bu çerçevede, "Potansiyel Farkı" ve "Değer Farklanması" ifadeleri "Yaşam Vibrasyonlarının / Titreşimlerinin" oluşması veya "Yaşam Veren Akımın" oluşması anlamları açısından özdeşlik arzetmektedir.

Nikola Tesla'nın geliştirdiği "Elektrik Osilatörü"'nün formu da Alfa ve Omega harflerinin birleşmesinden oluşan "Ankh" sembolü açısından dikkat çekicidir.



Ayrıca bkz.







Bir Mavi Surat

Bilindiği üzere, "Mavi" renk okültizmde "Üst boyutu, Farklılığı, Üstünlüğü, Gökselliği" sembolize eden bir renktir. Mavi renk üst boyut varlıklarını sembolize etmek amacıyla da kullanılmaktadır. Küresel elit zümre de kendilerini "Mavi Kanlılar" olarak ayrıştırmaktadır. Bunun sebebi, kendilerinin üst boyut varlıklarının ( cinler ) soyundan geldiklerine ve insanlığı tam tahakküm altına alma gibi kadim ve ilahi bir görevleri olduğuna inanmalarıdır. 

34/41 Kalu subhaneke ente veliyyuna min dunihim bel kanu ya'budunel cinn ekseruhum bihim mu'minun

( "Sen yücesin. Sen onlardan başka dostumuzsun. Bilakis cinlere kulluk etmekteydiler. Onların çoğunluğu onlara inanmışlardı." derler. )

"Avatar" isimli 2009 yılı yapımı filmdeki varlıkların "dev"*, "mavi renkli" ve "sivri kulaklı" olarak tasvir edilmesi cin sembolizminin bir yansımasıdır. ( "Avatar" kelimesi Hinduizmde bedenlenmiş ruh, bedenlenmiş üst süptil boyut varlığını ifade etmektedir. )


Mavi renkli uzun boylu ve sivri kulaklı Avatar

* "Dev" tasviri Tevrat'ta "Sakit melekler" ( Düşmüş melekler ) olarak tanımlanan ve "Nefiller" olarak anılan cinler için kullanılmaktadır. Nefillerin ( Cinlerin ), insan soyundan kızları dölledikleri de ayetlerde bildirilmektedir. Avatar esasen Nefil sembolizmidir.

1 Yaratılış 6-4 İlahi varlıkların insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefiller vardı. ....

4 Sayılar 13-33 Nefiller'i, Nefiller'in soyundan gelen Anaklılar'ı gördük. Onların yanında kendimizi çekirge gibi hissettik, onlara da öyle göründük."

Rahman suresinin 15. ayetinde cinlerin "dumansız ateş alevinden" yaratıldıkları bildirilir. 

55/15 Ve halekal canne min maricin min nar 

( Ve cini dumansız ateş alevinden yarattı. )

Çoklu anlamı olan "Maricin min nar" ( Dumansız ateş alevi ) kelimesi bir anlamı ile yoğun oksijenli yanma esnasında oluşan dumansız ve "sivri"  formlu aleve işaret etmektedir.


4. ateş tipi sivri ve dumansızdır. 

Avatar'ın kulakların sivriliği de bu fenomen ile ilintilidir. Aynı şekilde 60'lı yıllarda çekilen "Star Trek" ( Uzay Yolu ) dizisindeki karakterlerden biri olan "Vulkanlı Mr. Spock" da mavi üniformalı ve sivri kulaklı olarak resmedilmiştir.


Taha suresinin 102. ayetinde "Suçluların masmavi toplanması" hususundan bahsedilmektedir. Yine çoklu anlamı olan bu ayetin anlamlarından biri de cinleri işaret etmektedir. 

20/102 Yevme yunfehu fis suri ve nahşurul mucrimine yevmeizin ZURKA 

( Borunun içine üflendiği gün. O gün suçluları MASMAVİ toplarız. )

Tüm mecralarda cinler hep mavi renk ile sembolize edilmektedirler.

Mavi renkli bir cin sembolizmi. "Dileklerin cinlere iletilmesi" kavramı ile özellikle çocuklara cinlerin herşeyi yapabilecekleri, tüm dilekleri gerçekleştirebilecekleri mesajı verilmeye ve Allah inancı daha küçük yaşta bloke edilmeye çalışılmaktadır.




Eski resimlerde cinlerin mavi renk ile tasvir edildikleri de görülmektedir.

2019 yılı yapımı "Aladdin" isimli filmdeki maci renkli cin sembolizmi


X Men film serisindeki cin sembolü mavi renkli karakterler... "X Men" kelimesi de batinen "Ölü İnsanlar" mesajını yani "cinlerin insanları öldürmesi" mesajını vermektedir. 

İnsan görünümündeki üstün varlık konulu filmlerin en ünlüsü olan "Superman" film serisinde de ana karakterin giysisi mavi renktedir. 


Hinduizmdeki mitolojik varlıklar da ( Brahma, Vishnu, Shiva ) mavi renk ile tasvir edilmektedir. İndigo mavisi denen çivit rengi, Hindistan'daki Indigofera Tinctoria isimli bitkinin fermantasyonu yoluyla elde edilmektedir.




Mısır firavunlarının tasvirlerinde de koyu mavi renk dikkat çekmektedir.






Nazar Boncuğu ( Bakış Boncuğu ) olarak anılan ve "kem gözden" koruduğuna inanılan, "göz sembolünün" koyu mavi renk olması da dikkat çekmektedir.



Son dönemde yoğun olarak gündemde olan küresel şirket sahibi bir şahsın insanlı uzay yolculuğu  için ürettiği uzay kapsülünün isminin "Blue Origin" ( Mavi Köken ) olması da küresel elitlerin kendilerini cin soyundan addetmeleri ile ilgildir. 



"Phallus" ( Penis ) şeklindeki uzay kapsülü de ayrıca "Pindar" ( Pinnacle of Dragon / Ejderin Penisi* ) mesajı vermektedir. ( * İnsan soyunun cin tarafından döllenmesi konusu... )

Ve son olarak bu bölüme vesile olan tespit ise 29 Ekim'de, en üst makam binasındaki resepsiyon alanına yerleştirilen dev boyutlu "Mavi Suratlı Çocuk" resmidir. Fotoda "tek göz" sembolizmi de yer almakta olup, sağ göz farklılaştırılmış ve gözbebeği olarak da "Reptil" ( Sürüngen ) / "Horus" figürü kullanılmıştır. Ayrıca resimde görülen "İki Ağız" ile 11 sembolizmi de yapılmıştır. Suratın sağ tarafında da "ONE" ( Bir ) yazısı yer almaktadır. Bu sembolizm, "küreselcilerin kontrolünü" ve "tek dünya devleti" projesini mi simgelemektedir?

                                               

Suratın altında bir ağız daha bulunmakta olup, iki ağız ile 11 sembolizmi yapılmaktadır.


Suratın sağ tarafında "One" ( Bir ) yazmaktadır.



Gözbebeğinin yerinde "Reptil" ( Sürüngen ) / "Horus" figürü

Halloween Kills filmi ve 11 ritüeli

İlki 1978 yılında vizyona giren "Halloween" isimli "slasher & horror" kategorisindeki film serisinin sonuncusu 2021 yılında vizyona girmiştir. Film kısaca üstün fiziksel özelliklere sahip bir seri katilin bir kasabaya korku salmasını konu almaktadır.

"Halloween Kills" isimli son film incelendiğinde 11 nümerolojisine yine hassasiyet gösterildiği dikkat çekmektedir. Zira, düalite, döngü ve halden hale geçiş kavramlarının nümerik sembolü olan 11 sayısına okült ezoterik bazda farklı anlamlar ( Yaratıcının üzerinde olma ( haşa ), Ölüm vb. ) da yüklenmektedir. Bu filmde de 11 sayısının "ölüm" kavramı ile ilintilendirildiği görülmektedir.


Film 2021 yılı yapımı olmasına rağmen, filmdeki yıl 2018 yılıdır. 2+0+1+8 = 1

Haber kanalının isminde "11" sayısı yer almaktadır.




Hastanedeki adam sağlık durumunu 10 üzerinden "11" ile tanımlamaktadır.


"11" cesetten bahsedilmektedir.



Bir sahnede arka planda "Pervane Kelebeği"* figürü yer almaktadır.


"Pervane Kelebeği", Kur'an'da "Feraş" kelimesi ile ifade edilmekte olup, sadece 101. sure ( 1 ve 1 ... 11 ) olan Karia ( Ansızın Gelen Bela ) suresinde geçmektedir. Küresel şeytanlar tüm eylemlerini Kur'an ilmini ( kelimeler ve nümeroloji ) kötü yönde kullanmak suretiyle gerçekleştirdiklerini bu ince detayla da ispatlamaktadırlar.