23 Nisan 2016 Cumartesi

Trans Hali ve Ashabı Kehf

* Trans kelimesinin kökeni fransızcadaki "transir" ( korkudan veya heyecandan donakalmak ) fiiline ve "trans" ( ötesinde ) köküne dayanmaktadır. Psikolojide trans, iradi hareketlerin kaybolması ve bilincin, uyanık hali olan "beta" düzeyinden, hipnotik telkine açık yani uyku hali olan "alfa" düzeyine geçişi olarak tanımlanır.
 
* Yoğun trans hali ise hipnoz olarak adlandırılmaktadır. Kişi hareket halindeyken, ayakta dururken veya otururken transa geçebilir. Trans halindeki kişinin beyni, algılama ve bilgi depolama açılarından "beta" düzeyine göre 25 kat daha etkin hale gelmektedir.

* Trans halindeki kişinin zaman algısı da değişmekte ( time distortion ) ve kişi zamanın gerçekte olduğundan çok daha hızlı geçtiğini zannetmektedir. Uzmanlar 5 saatlik bir hipnoz seansının, süje tarafından 15 dakika olarak algılandığına tanık olduklarını ifade etmektedirler.

* Hipnotik trans ( Nörotik hipnoz ) 1842 yılında İskoç cerrah James Braid tarafından keşfedilmiştir. 1960' lı yıllarda ise Bulgar psikolog Profesör Georgi Lozanov, trans halinden faydalanarak bilgi ekimine dayanan "suggestology" ( telkinbilim ) tekniğini geliştirmiş ve bu teknikle insanlardaki öğrenme kapasitesinin artırılabildiğini ortaya koymuştur. Lozanov' un bu tekniği, 1970' li yıllarda UNESCO ( United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization ) tarafından da onaylanmıştır. Öte yandan bazı araştırmalar, eski Mısır' da ve Yunanistan' da, mağara gibi bol oksijenli ancak kapalı doğal ortamlarda trans halinden faydalanılarak eğitim yapıldığını ortaya koymaktadır.
 
Kur'an'daki "Kehf" suresinin aşağıdaki ayetleri Trans halini tanımlar niteliktedir.

Kehf 18/11 - Fe darabna ala azanihim fil kehfi sinıne adedaBöylece mağaranın içinde seneler adediyle kulaklarına vurgulayıp beyan ettik.

Kehf 18/18 - Ve tahsebühüm eykazan ve hüm rukudün ve nükallibühüm zatel yemıni ve zateş şimali ve kelbühüm basitun ziraayhi bil vesıyd lev ittala'te aleyhim le velleyte minhüm firaran ve le müli'te minhüm ru'baVe onları uyanık sanırdın ama onlar uykudaydılar. Onları sağa ve sola çevirirdik. Köpekleri ön ayaklarını kapı eşiğine uzatıp yaymıştı. Şayet onları görseydin firar ederek onlardan yüz çevirirdin ve onlardan korku ile doldurulurdun.

Kehf 18/19 - Ve kezalike beasnahüm li yetesaelu beynehüm kale kailün minhüm kem lebistüm kalu lebisna yevmen ev ba'da yevm kalu rabbüküm a'lemü bima lebistüm feb'asu ehadeküm bi verikıküm hazihı ilel medıneti fel yenzur eyyüha ezka taamen fel ye'tiküm bi rizkın minhü vel yetelattaf ve la yüş'ıranne biküm ehada Ve işte onları aralarında sual etmeleri için böyle dirilttik. Onlardan sözcü "Ne kadar kaldınız?" dedi. "Bir gün veya günün bazısı, bir bölümü kadar kaldık." dediler. "Ne kadar kaldığınızı Rabb' iniz bilir. O halde birinizi bu gümüşünüz ile şehire gönderin de yiyecek olarak onların hangisi en temiz baksın. Böylece size ondan rızıkları getirsin ve nazik, dikkatli olsun, sizi kimseye farkettirmesin, sezdirmesin." dedi.

Kehf 18/25 - Ve lebisu fı kehfihim selase mietin sinıne vazdadu tis'a Ve mağaralarının içinde üçyüz sene kaldılar ve dokuz artırdılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder