14/24 - E lem tera keyfe
darabellahü meselen KELİMETEN TAYYİBETEN ke şeceratin tayyibetin ASLÜHA SABİTÜN
ve fer'uha fis sema' (
Görmedin mi ki Allah, KÖKÜ SABİT ve dalları göğün içinde olan temiz ağaç gibi
olan TEMİZ KELİMENİN misalini nasıl beyan etti? )
14/25 - Tü'tı üküleha
külle hıynin bi izni rabbiha ve yadribüllahül emsale lin nasi leallehüm
yetezekkerun (
Rab’binin izni ile her zaman yemişini verir. Allah misalleri insanlar için
beyan eder. Umulur ki hatırlarlar. )
14/26 - Ve meselü
kelimetin habısetin ke şeceratin habısetinictüsset min fevkıl erdı ma leha min
karar (
Ve PİS KELİMENİN misali, yerin üstünden ayrılmış, kendisine DURAK YERİ OLMAYAN
pis ağaç gibidir. )
İbrahim
suresinin teşbih içeren yukarıdaki ayetlerinde varlıkların “Özünün temiz olduğu”
ancak “Özünden uzaklaşanların” temizliklerini kaybedecekleri bildirilmektedir.
Varlıkların “Özü” yani “Kökü” esas itibarıyla “Kelime”’dir. Ruh veya Madde
olarak isimlendirilmiş olan varlıkların “Özü” kelimedir. Bir başka deyişle Allah’ın
izniyle yaşam bulan tek varlık “Kelime”dir. Yukarıdaki ayetlerde “Temiz Ağaca”
benzetilen “Temiz Kelimenin” kökünün sabit olduğu yani “Özüne Bağlı” olduğu, “Pis
Ağaca” benzetilen “Pis Kelimenin” ise “Özünden Uzaklaşmış” olduğu ve bu nedenle
asla doğrulamayacağı / ayakta duramayacağı yani doğruluk yolunda olamayacağı bildirilmektedir.
Türkçede
yer alan aşağıdaki kelimelerin kökleri / özleri de “Öz” kelimesidir.
ÖZlem
= ÖZe erişmeyi isteme hali ( Örnek: GÖZ+lem ( Görme hali ) , SÖYlem ( Söyleme
hali )
ÖZgür
= ÖZ gibi olma, Bağımsız olma
ÖZne
= ÖZündeki olgu
ÖZel
= ÖZe ilişkin
İncil'de yer alan ve "Özlem" kavramına ilişkin aşağıdaki ayetlerde, ilahi nizamdaki tüm varlıkların birbirlerine kavuşmak için yani "özlerine dönüp, bir olabilmek" için "özlem" içinde oldukları bildirilmektedir..
45 Romalılar 8-19 Yaratılış, Tanrı ÇOCUKLARININ ortaya çıkmasını büyük ÖZLEMLE bekliyor.
.....
.....
45 Romalılar 8-23 Yalnız yaratılış değil, biz de -evet Ruh'un turfandasına sahip olan bizler de- evlatlığa alınmayı, yani bedenlerimizin kurtulmasını ÖZLEMLE bekleyerek içimizden inliyoruz.
İncil'in bu ayetlerinde "Çocuk" kelimesi, "Öz" anlamında kullanılmış gibi görünmektedir. Zira varlığın "Özü", onun çocuk gibi saf ve tüm sorunların temeli olan kibir duygusundan arınmış halini ifade etmektedir.
40 Matta 18-3 "Size doğrusunu söyleyeyim, DÖNÜŞTÜRÜLÜP, KÜÇÜK ÇOCUKLAR GİBİ OLMADIKÇA, Göklerin Egemenliği'ne asla giremezsiniz.
40 Matta 18-4 Kim bu ÇOCUK GİBİ ALÇAKGÖNÜLLÜ OLURSA, Göklerin Egemenliği'nde en büyük odur.
40 Matta 18-5 Böyle bir çocuğu benim adım uğruna kabul eden, beni kabul etmiş olur.
Ayette, "Göksel Egemenliğe" yani "Üst Planlara / Boyutlara / Frekanslara / Alemlere / Cennete" girebilmek için "Dönüştürülmek" ( Öze Döndürülmek / Dönmek ) gerektiği yani "Çocuklar gibi saf ve arınmış" olunması gerektiği bildirilmektedir.
İncil'de yer alan ve "Özlem" kavramına ilişkin aşağıdaki ayetlerde, ilahi nizamdaki tüm varlıkların birbirlerine kavuşmak için yani "özlerine dönüp, bir olabilmek" için "özlem" içinde oldukları bildirilmektedir..
45 Romalılar 8-19 Yaratılış, Tanrı ÇOCUKLARININ ortaya çıkmasını büyük ÖZLEMLE bekliyor.
.....
.....
45 Romalılar 8-23 Yalnız yaratılış değil, biz de -evet Ruh'un turfandasına sahip olan bizler de- evlatlığa alınmayı, yani bedenlerimizin kurtulmasını ÖZLEMLE bekleyerek içimizden inliyoruz.
İncil'in bu ayetlerinde "Çocuk" kelimesi, "Öz" anlamında kullanılmış gibi görünmektedir. Zira varlığın "Özü", onun çocuk gibi saf ve tüm sorunların temeli olan kibir duygusundan arınmış halini ifade etmektedir.
40 Matta 18-3 "Size doğrusunu söyleyeyim, DÖNÜŞTÜRÜLÜP, KÜÇÜK ÇOCUKLAR GİBİ OLMADIKÇA, Göklerin Egemenliği'ne asla giremezsiniz.
40 Matta 18-4 Kim bu ÇOCUK GİBİ ALÇAKGÖNÜLLÜ OLURSA, Göklerin Egemenliği'nde en büyük odur.
40 Matta 18-5 Böyle bir çocuğu benim adım uğruna kabul eden, beni kabul etmiş olur.
Ayette, "Göksel Egemenliğe" yani "Üst Planlara / Boyutlara / Frekanslara / Alemlere / Cennete" girebilmek için "Dönüştürülmek" ( Öze Döndürülmek / Dönmek ) gerektiği yani "Çocuklar gibi saf ve arınmış" olunması gerektiği bildirilmektedir.
No comments:
Post a Comment