İşini
yapan suçlu sayılıyor.
Hakkını
arayan hapse atılıyor.
Doğruyu
söyleyen enayi addediliyor, dışlanıyor.
Yalan
söyleyen kayırılıyor, korunuyor.
Sadakat
geçersiz, ihanet geçerli olmuş.
Liyakat
umursanmazken, yakınlık ve ilişkiler dikkate alınıyor.
İnsanların
“neyi bildiği” değil, “kimi tanıdığı” önemli olmuş.
Hile
yapan, tuzak kuran “iş bilen” addediliyor.
Hırsız
saygın oluyor, itibar görüyor.
Fakir
suçlanıyor, zengin övülüyor.
Yardımseverlik
enayilik olmuş.
Erkekler
kadın gibi, kadınlar erkek gibi davranıyor. Eşcinsellik özendiriliyor.
Çocuklar
yetişkin gibi olmuş çocukluklarını yaşayamıyor.
Kötü
konuşma, saldırgan tavır ve küfretmek özgüven ve “cool” olma aracı olmuş.
Bireysel
menfaat, her türlü değerin üzerine çıkmış hatta var olan tek değer olmuş.
Haberlerde
iyiye, güzele dair hiçbir şey yok. Sadece cinayet, terör, tutuklama, soruşturma
ve yalanlar...
Doktor
iyileştirmiyor.
Öğretmen
öğretmiyor.
Öğrenci
öğrenmiyor.
Eşler
birbirlerini sevmiyor.
“Herşey tersine dönmüş.”
.... İşte bu durum, yeni döngü başlangıcı safhasına erişilebilmesi için döngü
sonunda olması gereken dejenerasyon sürecini yansıtıyor. İlahi nizamda
dejenerasyon ( soysuzlaşma ), rejenerasyon ( yeniden soylanma ) için temel koşuldur.
Yeni döngünün başlayabilmesi için Allahü Teala tarafından takdir edilen bir
süreçtir. Ancak aynı zamanda uyanışın, ayağa kalkışın ( kıyamet ) tezahür
ettiği ve kolektif bilincin tesis edildiği bu süreçte, yukarıda bahsedilen
durumların tam tersine yani Allah’ın doğru nizamına uygun anlayışa ve yaşam
tarzına nail olmuş insanların da varlığı söz konusudur. İşte bu insanlar
dejenerasyon / kıyamet ( ayağa kalkış ) süreci sonrasındaki Altın Çağ
dünyasının mirasçıları olacak insanlardır.
“Tersine dönme” fenomeni Kur’an’da döngü sonundaki
duruma ilişkin olarak zikredilmektedir.
4/88
- Fe ma leküm fil münafikıne fieteyni vallahü ERKESEHÜM bima kesebu e türıdune
en tehdu men edallellah ve men yudlilillahü fe len tecide lehu sebıla (
O halde size ne oluyor da ikiyüzlüler hakkında iki topluluğa ayrılıyorsunuz.
Allah o kazandığından dolayı onları TERSİNE DÖNDÜRÜR. O Allah’ ın saptırdığını
yönlendirmeyi mi istersiniz? Ve Allah kimi saptırırsa artık ona yol bulamazsın.
)
9/70
- E lem ye'tihim nebüllezıne min kablihim kavmi nuhın ve adin ve semude ve
kavmi ibrahıme ve ashabi medyene vel MÜ’TEFİKAT etethüm rusülühüm bil
beyyinat fe ma kanellahü li yazlimehüm ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun
( Onlara onlardan öncekilerin haberi gelmedi mi? Nuh’ un kavminin, Ad’ ın,
Semud’ un ve İbrahim’ in kavminin ve Medyen’ in sahiplerinin ve TERSİNE
DÖNMÜŞLERİN. Resulleri onlara açık deliller verdi. Allah onlara
zulmetmemekteydi ve lakin nefislerine zulmetmiş oldular. )*
*Ayette, “Tersine
dönenlerin” döngü sonundaki akıbetleri hatırlatılmaktadır.
69/9
- Ve cae fir'avnu ve men kablehu vel MÜ’TEFİKATÜ bil hatıet (
Ve Firavun, ondan öncekiler ve TERSİNE DÖNMÜŞLER o hatayı getirdiler. )
Kur’an’da son “Mü’tefikat”
( Tersine Dönmüşler ) kavramı “69.” surede ( Hakka suresi ) geçmektedir. “69”
sayısı “Yin Yang” sembolüne temel teşkil etmektedir. “6” sayısı Allah’ın ilahi
nizamını ( kusursuz yaratışını ) sembolize ederken “9” sayısı ilahi nizamın
bozulmasını, zıttını, “terse döndürülmesini” sembolize etmektedir. Bu
nedenle “9” sayısı okült satanizmde önde gelen bir sayıdır. Ve son “Mü’tefikat”
( Tersine Dönmüşler ) kelimesinin 69. surenin “9”. ayetinde yer alması da bu
açıdan önem arzetmektedir.
No comments:
Post a Comment