Çeviri

Sunday, October 27, 2024

Platonik aşk!

Sokrates'in öğrencisi, Aristoteles'in ise öğretmeni olan "Platon"* ( semitik telaffuzla "Eflatun" ) milattan önce 427 - 347 yılları arasında yaşamış Grek ( Yunan ) asıllı bir filozoftur.

* "Platon" kelimesi "Geniş, Yayvan, Düz" anlamlarını temsil etmektedir.

Platon, aşamalı bir öğrenim süreci olan "Yüksek Öğrenim"i tanımlayan Grekçe "Akademos / Akademi"** kavramını topluma kazandırmasıyla da meşhurdur.

** "Akademos" kelimesi, Arapça'daki "Kadem" ( Ayak, Adım; Derece, Mertebe ) kelimesinin çoğulu olan "Akdam" kelimesiyle ortak kökendendir. Bu kelime, Yunus suresinin ikinci ayetinde, "tekâmül seviyesi" kavramına işaret edecek şekilde yer almaktadır.

10/2 E kane lin nasi aceben en evhayna ila raculin minhum en enzirin nase ve beşşirillezine amenu enne lehum KADEME SİDKİN inde rabbihim kalel kafirune inne haza le sahirun mubin

( İnsanları uyarsın ve inananlara Rab’leri indinde DOĞRU, GERÇEK KADEMELERİN kesinlikle onlara olduğunu müjdelesin diye onlardan bir adama vahyetmemiz insanlara acayip mi geldi? İnkarcılar "Kesinlikle bu apaçık sihirbaz." dediler. )

Halk arasında "Karşılıksız aşk" anlamıyla bilinegelen "Platonik aşk" kavramı ise esasen cinsellik ( fiziksel ( cinsel ) temas ) içeren "beşeri aşkı" değil, Platon'un ifade ettiği cinsellik içermeyen ve en yüce sevginin temsili olan "ilahi aşkı" tanımlamaktadır. Platonik aşk ifadesi aynı zamanda insanlar arasındaki düşünselliğe dayalı aşkı da ifade etmektedir. Mevlana ve Şems ilişkisi bu fenomene bir örnek teşkil etmektedir.

Kur'an'da "Platonik aşk" ( İlahi aşk ) kavramının temsil ettiği anlama, bir insanın "Allah'ı hatırlamanın", babasını hatırlaması gibi olduğu ve hatta ondan daha yoğun bir duygu olduğu vurgulanmak suretiyle dikkat çekilmektedir.

2/200 Fe iza kadaytum menasikekum FEZKURULLAHE KE ZİKRİKUM ABEKUM EV EŞEDDE ZİKRA fe minen nasi men yekulu rabbena atina fid dunya ve ma lehu fil ahirati min halak

( İbadetlerinizi tamamladığınızda ALLAH'I, BABALARINIZI HATIRLADIĞINIZ GİBİ VEYA DAHA ŞİDDETLİ HATIRLAYIN. İnsanlardan kim "Rab’bimiz bize dünyada ver." derse, ona ahirette nasip yoktur.  )

"Platon" kelimesinin Arapça telaffuzu olan "Eflatun" kelimesinin bir anlamının da "Mor renk" olması ve bu rengin insandaki en üst çakra olan Taç Çakra'yı ve en üst ruhsal tekamül seviyesini simgelemesi de ayrıca dikkat çekmektedir.

2 comments:

  1. İnsan ve diğerleri… tesadüfün veya bilincin yaratımı. Her iki durumda da acı çekmeye mahkum edilmiş zavallı varlıklar. Varlıkların varlık sebebi tanrı kavramıyla açıklanamayacak kadar acı dolu. Bir kaldırım taşına bile bakınca üzülür insan, eğer görüyorsa. Kaldırım taşı bile merhamete layık olacak kadar acı bir şeydir. Eğer tanrı varsa, bütün bu acıların sebebi olan tanrı, tek seferde çarmıha gerilerek veya en sevdiklerini insanlar arasına yollayıp kaybederek kendini meşrulaştıramaz. Acıların müsebbibi olarak ancak nefrete layıktır.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Acıların müsebbibi Tanrı mı? Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış. Sizin ki de ona benziyor. Yaratan insana kendisi gibi olma fırsatı vermiş. İnsan seri katil de olabilir hayırsever de olabilir. Bakış açısına bağlı. Külli iradeyi belki değiştiremeyiz ama en azından bize biçilen rolü layıkıyla erdemlice oynayabiliriz.

      Delete