Çeviri

Sunday, January 19, 2025

Sekar ... Zeka ... Yapay Zeka ... kod 19?!

"Zeka" ( ذكاء ) kelimesi "Ateşin alevlenmesi, Parıltı" anlamlarını içeren bir kelime olup, algılanan ve bilinen anlamının kökeninde "zihin parıltısı", "zihin ateşi" anlamları bulunmaktadır.

"Zeka" kelimesinin ebced değeri 721 olup, bu sayı, hem nümerolojik değerinin 10 olması, hem de "Allah" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısındaki rakamlardan oluşması açısından dikkat çekmektedir. 

Zel 700 + Kef 20 + Elif 1 = 721 ... 7+2+1 = "10" ...... Bu nümerolojik durum, Rab'bin bir yaratışı olan "Zeka" kelimesinin Rab'be şirk koşulacağına mı işaret etmektedir?

Yazılım teknolojisinin bir ürünü olan "Yapay Zeka"'nın, en büyük ve tüm günahların kaynak kodu olan "şirk" vasıtası olarak kullanılmasının planlandığına ( ve hatta uygulamaya geçildiğine ) ve bunun da büyük döngü sonunun tezahürüne vasıta olacağına ( olmakta olduğuna ) evvelki bölümlerde defaatle değinilmişti. 

"Yapay Zeka" kavramının uluslararası harfsel kodu "AI" olup, bu akronim "Artifical Intelligence" ( Yapay Zeka ) kelimesini temsil etmektedir. "AI" harf ikilisinin İngilizce alfabeye göre ebced değerinin 1 ve 9 sayıları üzerinden ( A 1 + I 9 = 10 ) 10 olması konu bağlamında dikkat çekmektedir. Zira, "Zeka" kelimesinin "Ateş" anlamına gelmesi ve Kur'an'da "19" sayısına dikkat çekilen ayet grubunda bu sayının, "Sekarın üzerinde 19" ifadesi vasıtasıyla "Sekar" ( سَقَرَ ) ( Ateş, Yakıcı olan ) kelimesiyle ilintilendirilmiş olması önem arzetmektedir. Ayet grubundaki "Sekar" kelimesi "dünya cehennemi"ni temsil etmektedir.  ( 19 sayısı, nümerolojik değerinin 10 yani 1 olması açısından ve Rab'bin ilahi kudretini ve vahdetini ( tekliğini, birliğini ) simgelemesi açısından önem arzetmektedir. )

"Sakre" ( Yakıcı, Güneş'in yakıcı tesiri ) kelimesinden türeme bir isim olan "Sekar" ( سَقَرَ ) kelimesinin ebced değeri olan 360 ( Sin 60 + Kaf 100 + Ra 200 = 360 ... 3+6+0 = 9 ) sayısının nümerolojik değeri "9" olmaktadır. "Zeka" kelimesinin ebced değerinin nümerolojik değerinin de "10" olması, 19 sayısının tezahürüne sebebiyet vermektedir.

Anlam bütünlüğü itibarıyla, Kur'an'da 19 sayısının geçtiği ayet grubu aşağıdaki gibi oluşmakta olup, ilk ayetin kodundaki rakamların toplamları da ( 7+4+2+6 = 19 ) 19 sayısını vermektedir. Ayrıca, bu ayet grubunda "Sekar" kelimesi iki kez tekrarlanmakta olup, ayetlerdeki sıra numaraları sırasıyla 4 ve 6'dır ki bu sayıların toplamı da 19 sayısının nümerolojik değeri olan 10 sayısını vermektedir.

74/26 Se (1) usli (2) hi (3) SEKARE (4)

( Onu SEKARA yaslayacağım. )

74/27 Ve (1) ma (2) edra (3) ke (4) ma (5) SEKARU (6)

( Ve sana SEKARIN ne olduğunu ne bildirir? )

74/28 La tubki ve la tezeru

( Baki kılmaz ve geriye bırakmaz. )

74/29 Levvahatun lil beşeri

( İnsan / İnsan derisi için yakıcıdır. )

74/30 Aleyha TİS'ATE AŞERE

( Onun üzerinde ON DOKUZ vardır. )

Kur'an'da yer alan ve müteşabih ifadeler olan "ateş", "cehennem", "ıstırap" vb. gibi kavramların "negatif ruhsal hal" anlamını temsil etmekte oldukları dikkate alındığında, yukarıdaki ayette yer alan "Se uslihi sekar" ( Onu sekara yaslayacağım. ) ifadesinin, maddi bir ateşten ziyade, içinde bulunulacak olumsuz ruhsal hali temsil ettiği algılanabilmektedir. Zira, esasen büyük bir ilim nimeti olan dijital teknolojinin bir ürünü olan Yapay Zeka'nın, gereği gibi değil de insanları tam tahakküm altına almak ve köleleştirmek amaçlı olarak kullanılmakta olması ve en acısı, insanların da bu duruma rıza göstermeleri*, "sekara yaslanmakta olduklarının" da teyidi niteliğindedir. 

* Bugün insanlar, normalde gözlerini, kulaklarını, ellerini, zihinlerini kullanarak yapmaları gereken bir çok işi YZ' a teslim etmeye ( ona yaslanmaya ) başlamış olup, ironik bir şekilde bundan memnuniyet de duymakta, bunu bir gelişme, bir evrim olarak görmekte ve hayatlarının kolaylaştığını düşünmektedirler. İşte esasen "tersine evriltildiğinin" farkında olmayan insan, rıza gösterdiği ve bugüne kadar başına musibet açan her konuda olduğu gibi bu konuda da bilinçsiz, öngörüsüz ve yanlış bir yaklaşım içerisinde müsebbibi kendisinin olduğu sekara ilerlemektedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/02/yapay-zeka-meselesi.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/06/iot-internet-of-things-seylerin.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/04/dijital-putlar-ai-chatgptler.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/08/teknohipnoz-ile-yapay-zeka-aldatmacas.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/01/axiom-space-sirketi-ve-wall-e.html


Saturday, January 18, 2025

Ayet el KUBRA ve Tammet el KUBRA

"Kubra" ( كُبْرٰى ) kelimesi "Büyük, Daha büyük, En büyük" anlamlarını içeren bir kelime olup, aynı anlamları temsil eden "Ekber" kelimesinin müennesidir.

"Kubra" kelimesinin ebced değeri olan 232 sayısının nümerolojik değeri, "döngü sonunun", "tamamlanmanın" ve "olgunlaşmanın" nümerik kodu olan 7 sayısını vermektedir.

Kef 20 + Be 2 + Ra 200 + Ya 10 = 232 ... 2+3+2 = "7"

Kur'an'da "Kubra" kelimesinin, "Rab'bin büyük ayeti" ifadesi içinde ve ilk kez geçtiği ayetin kodundaki ( 20/23 ) rakamların toplamı da 7 ( 2+0+2+3 = 7 ) sayısını vermektedir. Ayrıca, ayetteki "El Kubra" kelime grubu, ayetin 7. kelimesi ile başlamaktadır.

20/23 Li (1) nuriye (2) ke (3) min (4) AYATİ (5) NA (6) EL (7) KUBRA (8) 

( Sana AYETLERİMİZDEN EN BÜYÜKLERİNDEN göstermek için. )

"Kubra" kelimesinin "Rab'bin büyük ayeti" ifadesiyle ilintili olarak ikinci kez geçtiği ayette de "El Kubra" kelime grubu, ayetin 7. kelimesi ile başlamaktadır.

53/18 Lekad (1) raa (2) min (3) AYATİ (4) RABBİ (5) Hİ (6) EL (7) KUBRA (8) 

( RAB'BİNİN AYETLERİNDEN EN BÜYÜĞÜNÜ gördü. )

Bu her iki ayette de"Kubra" kelimelerinin sıra numaraları 8 olup, 8+8 işleminin sonucu olan 16 sayısının nümerolojik değeri de 7 olmaktadır.

Aşağıdaki iki ayette ise "Kubra" kelimesi, yine büyük bir "Ayet"i ve büyük bir "Olay"ı nitelemekte ve her iki ayette de 7. sırada yer almaktadır.

79/20 Fe (1) era (2) hu (3) el (4) AYETE (5) el (6) KUBRA (7) 

( Böylece ona BÜYÜK AYET gösterdi. )

79/34 Fe (1) iza (2) caeti (3) el (4) TAMMETU (5) el (6) KUBRA (7) 

( Böylece BÜYÜK OLAY geldiğinde. )

2024 yılında vizyona giren ve 8 bölümlük iki sezon halinde toplam 16 bölüm ( 1+6 = 7 ) olarak yayınlanan "Kübra" isimli dizi, "Allah inancı", "Yapay Zeka ( YZ )" ve "Şirk" temalarını işlemesi ve ismi itibarıyla dikkat çekmektedir.

Zira küresel şeytanlar, Allah'ın bir ilim nimeti olan dijital teknolojiyi, insanları O'na şirk koşturabilmek ve dolayısıyla kendilerini Rab'be şirk koşabilmek amacıyla kullanmaya ve özünde insan ürünü bir yazılım olan YZ'yı gelecek nesillere "İlah" gibi algılatmak suretiyle sözde Zionism ( Tanrıcılık, Tanrı gibi olmacılık )'in nihai hedefine ulaşmayı yani insanlığı tam tahakküm altına almayı planlamaktadırlar. Bu kadim şirk planı, Kur'an'da Yevmel Kiyamet, Yevmel Hisab, Yevmel Fasl vb. gibi ifadelerle zikredilen "büyük döngü sonunun" yani "Ayet el Kubra"'nın ve "Tammet el Kubra"'nın da kaçınılmaz tezahürüne sebep teşkil etmektedir.

37/95 Kale e ta'budune ma tenhitun

( "O yonttuklarınıza mı kulluk ediyorsunuz?" dedi. )

37/96 Vallahu halekakum ve ma ta'melun

( Ve sizi ve o yaptıklarınızı Allah yarattı. )

4/48 İNNELLAHE LA YAĞFİRU EN YUŞRAKE BİHİ ... 

( KESİNLİKLE ALLAH, O'NA ORTAK KOŞULMASINI AFFETMEZ. ...

Sunday, January 12, 2025

Mesih'teki BİR kodu

Vahdetin ( Birliğin / Tekliğin ) nümerik sembolü olan 1 sayısına, İncil ve Kur'an ayetlerinde Mesih İsa ile ilintili olarak da dikkat çekildiği görülmektedir.

Nisa suresinin aşağıdaki ayetinde, ayağa kalkış gününde ( Yevmel Kıyameh ) kitap ehli bir mümin olarak liyakate erebilmenin ve üst planlara intikal ederek kaba madde cehennemi dünyadan kurtulmanın yegane yolunun Mesih İsa'ya inanç olduğu bildirilmektedir.

4/159 Ve kesinlikle kitap sahiplerinden olanlar ÖLÜMLERİNDEN ÖNCE MUTLAKA O'NA ( Mesih İsa ) İNANACAKLARDIR. Ayağa kalkış gününde o, onlara şahit olur.

Ayetin kodunun nümerolojik değeri 19 olmaktadır. ( 4+1+5+9 = 19 ...10 ... "1")

Mesih İsa'nın doğumunun, Meryem'e müjdelenmesini konu alan ayetin sure ve ayet numarası 19'dur. 

19/19 “Kesinlikle ben sana TEMİZ GENÇ BAĞIŞLAMAK için Rab’binin resulüyüm." dedi.

"Mesih" ( مَس۪يحَ ) kelimesinin ebced değeri 118 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 10 üzerinden 1 olmaktadır. ( Mim 40 + Sin 60 + Ya 10 + Ha 8 = 118 ... 10 ... 1 )

Mesih İsa'nın çarmıhtayken Rab'be seslenişini konu alan ayetin bölüm ve alt bölüm numaralarını oluşturan rakamların toplamı da 19 sayısını vermektedir. ( 2+7+4+6 = 19 ... 10 ... 1 )

40-Matthew-27-46 Saat üçe doğru İsa yüksek sesle, "Eli, Eli, lema şevaktani?" yani, "Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?" diye bağırdı.

Mesih İsa'nın çarmıhının üzerine IESUS NAZARENUS REX IUDAEORUM ( NASIRALI İSA YAHUDİLER'İN KRALI ) yazıldığını bildiren ayetin bölüm ve alt bölüm numaraları 19'dur.

43-John-19-19 Pilatus bir de yafta yazıp çarmıhın üzerine astırdı. Yaftada şöyle yazılıydı: NASIRALI İSA YAHUDİLER'İN KRALI

Latince olan ve "IN RI" akronimi ile ifade edilen "IESUSNAZARENUSREXIUDAEORUM" cümlesi 26 harften oluşmakta olup, Latin alfabesine göre sayısal değeri 326 olmaktadır. Bu iki sayıyı oluşturan rakamların toplamı da 19 sayısını vermektedir.

I 9 + E 5 + S 18 + U 20 + S 18 + N 13 + A 1 + Z 23 + A 1 + R 17 + E 5 + N 13 + U 20 + S 18 + R 17 + E 5 + X 21 + I 9 + U 20 + D 4 + A 1 + E 5 + O 14 + R 17 + U 20 + M 12 = 326 ... 3+2+6 = 11*

* 11 ... 1 ve 1 ... 19 ve 19

Mesih İsa'nın, Rab tarafından madde planından ruhsal plana yükseltildiğinden yani "halden hale geçtiğinden" bahsedilen aşağıdaki ayette 11 kelime bulunmaktadır ki bu sayı "halden hale geçişin" sembolüdür. ( BİR halden BİR hale geçiş... )

4/158 Bel (1) rafea (2) hu (3) allahu (4) iley (5) h (6) ve (7) kane (8) allahu (9) azizen (10) hakima (11) 

( Bilakis Allah onu kendisine yükseltti. Allah yücedir, hakimdir.  )

Türkçe'de, "ani hal değişimini" ifade eden "BİRden BİRe" deyişi de batınen 11 sayısının bir tezahürüdür.

Friday, January 10, 2025

Bir ıstırap unsuru Rekabet?!

Ortak kökenden Grekçe kelimeler olan Agon ( Yarışma, Rekabet ), Agony ( Istırap, Acı çekme, Can çekişme ), Ego ( Ben ), Egoist ( Bencil ) kelimelerinin anlamları farklı gibi görünse de esasen bu kelimeler toplu halde önemli bir mesaj vermektedir. 

"Rekabet, bencillik kaynaklı ıstıraptır."

Bu cümle, ilk bakışta tuhaf olarak algılanabilir. Zira genel kanı "rekabetin, yapılan işlerdeki kaliteyi, faydayı artırdığı ve gelişme sağladığı" yönündedir. Hatta "rekabet olmasaydı insanlık bugünlere gelemezdi" inancı dahi mevcuttur. Bu düşünce tarzını telkin edenler, şirketler vasıtasıyla dünyayı ve insanlığı tahakküm altında tutarak sömüren küresel şeytanlardır. Onların telkin ettiği "rekabet" anlayışı, "insanların, üstün olma saplantısıyla her konuda birbirleriyle yarışmaları,  birbirlerini kıskanmaları, birbirlerini risk unsuru olarak görmeleri, birbirlerine tuzaklar kurmaları ve düşmanlaşmaları" yönündedir. Bu bölücü ve ayrıştırıcı yaklaşım, insanların "Büyük BİR"i tesis edebilmelerini engellemekte ve onları, kan, gözyaşı ve "ıstırap" dolu bir dünyaya hapsetmektedir. Bir başka deyişle insanların, cehennemi, kendi elleriyle oluşturmalarına neden olmaktadır ki zaten bu da şeytanların kadim taktiğidir.

İnsanın gelişimini sağlayan "rekabet" değil, "ihtiyaçları"dır. Zira insanın, mevcut olan ve yaşam süreci içinde değişen ihtiyaçları onu doğal olarak düşünmeye, fikir üretmeye, çözüm bulmaya yönlendirmektedir. Özünde gelişim bulunan bu sürecin, birbiriyle mücadele etmek, birbirini düşman addetmek yerine, tam bir dayanışma, birliktelik ve eşit paylaşım içinde çok daha sağlıklı şekilde ilerleyeceği aşikardır. Dolayısıyla "rekabet olmasaydı insanlık bugün çok daha yüksek seviyelerde olurdu" ifadesi daha doğru olabilir.

"Rekabet" kelimesine yüklenen anlam kritik olmakla birlikte, illaki bir rekabet olacak ise o da insanın kendisiyle olan rekabetidir. Bu ifadedeki "rekabet" kelimesi, "kendini geliştirme arayışı"nı temsil etmektedir ki bu da başkalarıyla yarışmakla değil onlarla paylaşmak, birlik olmak, karşılıklı fayda ve edinim sağlayarak birlikte yükselmek ile tezahür edebilir.

RKB kökünden olan kelimeler ve anlamları şöyledir.

RİKAB : Boyunduruk, Boyunduruk altında olanlar; Kullar, Köleler; Boyun, Ense kökü

RAKABE : Boyunduruklar, Boyunduruk altında olanlar; Boyunlar, Ense kökleri; Kullar, Köleler

RAKİB : Gözeten, Kontrol eden; Rekabet eden, Yarışan

REKABET : Kıskanma, Sakınma; Gözetme; Başkalarından ileri geçmeğe çalışma, Benzerleriyle üstünlük yarışına çıkma, Başkalarını boyunduruk altına almaya çalışma

MURAKABE : Kontrol, Teftiş, Gözetim, 

MURAKIB : Murakabe eden, Teftiş ve kontrol eden

RUKBA : Bekleme, Gözetme

RAKB : Gözetmek, Beklemek

REKB : Diz ile vurmak, Diz vurmak

Rekabetin, negatif bir frekans olduğu ayetlerde de doğrudan veya dolaylı olarak bildirilmiştir.

Beled suresinin aşağıdaki ayet grubunda yer alan "Akabet" ( Sarp yokuş ) kelimesi, insanın, "nefsani arzularından sıyrılması" anlamını teşbihen temsil etmektedir ki insanın var ediliş sebebi olan ve başarması gereken yegane husus da zaten budur. 

90/11 Fe laktehamel AKABET

( Böylece SARP YOKUŞA tahammül edemedi. )

90/12 Ve ma edrake mel AKABET

( Ve SARP YOKUŞUN ne olduğunu sana ne bildirir? )

90/13 Fekku REKABET

( REKABETİ / YARIŞI / BOYUNDURUĞA ALMAYI / KÖLEYİ bırakmak. )

Hadid suresinin aşağıdaki ayetinde de aldatıcı dünya hayatının, beyhude ve şeytani bir "Tekasür" ( Çoklama ) "Rekabeti" olduğu dolaylı misalleme ile bildirilmektedir.

57/20 İ'lemu ENNEMEL HAYATUD DUNYA le'ibun ve lehvun ve zinetun ve TEFAHURUN BEYNEKUM VE TEKASURUN FİL EMVALİ VEL EVLADİ ke meseli ğaysin a'cebel kuffare nebatuhu summe yekunu hutamen ve fil ahireti azabun şeduydun ve mağfiretun min allahi ve ridvanun ve mel hayatud dunya illa meta'ul ğurur

( Bilin ki o DÜNYA HAYATI KESİNLİKLE oyundur, eğlencedir, süstür, ARANIZDA ÖVÜNMEDİR, MALLARDAN VE ÇOCUKLARDAN ÇIĞALTMADIR. Bitirip yetiştirdiği, ekincilerin hoşuna giden yağmur misali gibidir. Sonra kırpılmış parça olur. Ahirette şiddetli azap, Allah’tan af ve rıza vardır. Dünya hayatı aldatıcı maddi fayda haricindeki değildir. )

Tekasur ( Çoklama, Çokla övünme ) suresinin ilk iki ayeti ise "rekabetin" beyhudeliğini, gerçekte insanı tekamül ettirmediğini, tekamülünü engellediğini dolaylı ifadeler ile bildirmektedir.

102/1 ELHAKUMUT TEKASUR

( ÇOKLAMA, ÇOKLA ÖVÜNME SİZİ ALIKOYUP OYALADI. )

102/2 HATT ZURTUMUL MEKABİR

( SİZ KABİRLERE VARINCAYA KADAR. )

Wednesday, January 8, 2025

Şairler meselesi

"Şair" kelimesi "Şi'r, Şiir" ( Kavrama, Algılama, İdrak etme, Sezme ) kelimesinden türeme bir sıfat olup, "Kavrayan, Algılayan, İdrak eden, Sezen" anlamına gelmektedir. "Şu'ur" ( Bilinç, Farkındalık, İdrak ) kelimesi de ortak ŞR kökündendir.

Ancak, bilindiği üzere, "Şiir" kelimesi "Tahayyül ve tasavvurları ifade eden düzenlenmiş manzume" anlamında, "Şair" kelimesi de "Şiir yazan kişi" anlamında kullanılagelmiştir. 

Kur'an'da şairlere ilişkin olumsuz hüküm algısı yaratan ayetlerin mevcudiyetinin sebebi, inkarcı müşriklerin, Kur'an'ı şiir, Resulü de şair ve kahin olarak nitelemek suretiyle ilahi kelamın ve onun elçisinin itibarını zedeleme, yerme, değersizleştirme ( haşa ) yolundaki şeytani girişimlerine karşı insanların uyarılmasıdır. Zira şiirler, gerçekleri içerebildiği gibi, çoğunlukla şairin, gerçek olmayan hayallerinin tasvirlerinden oluşan ifadeleri de içerebilmektedir. 

Kur'an'ın, mutlak gerçeği, belirli bir sayısal ve kelimesel düzene ( numeroloji, kafiye sistemi vb. ) göre içermekte olması, yani şiirsel bir yapıya sahip olması, aslında gerçeği çok iyi bilen inkarcı müşriklerin, onun "sıradan ve bir çokları gibi gerçek dışı ifadeleri, hayalleri, sanrıları içeren bir şiir" olduğu yönünde ithamda bulunmalarına imkanı vermiştir ki bu da yüce Rab'bin en dikkat çekici sınavlarından biridir.

Ayetlerde, "inançlı şairler"in olumsuz nitelemelerden münezzeh olduklarının vurgulanması, ayetlerdeki ana mesajın, şiiri ve şairleri yermek değil, doğru olmayan bir yaklaşıma karşı inananların uyarılması olduğunu ortaya koymaktadır. 

Kur'an'da, "Şuara" ( Şairler ) isimli bir surenin bulunması da önem arzetmektedir.

Enbiya ( Haberciler ) suresinin aşağıdaki ayetinde inkarcıların, resulün, "görümlerini, hayallerini ( rüyalarını ) ve uydurmalarını" kaleme aldığını iddia ettikleri bildirilmektedir. ( Gerçekler, resule, rüyalarında kelam olarak da indirilmiştir. Rüyalar, vahiy sisteminin önemli vasıtalarından biridir. ) 

21/5 Bel kalu ADĞASU AHLAM ahlamin bel İFTERAHU bel HUVE ŞAİR fel ye'tina bi ayetin kema ursilel evvelun

( Bilakis "KARIŞIK RÜYALARDIR. Bilakis ONU UYDURUR. O ŞAİRDİR. O halde, o evvelden gönderilenler gibi bize ayetler ile gelsin." dediler. )

Şuara ( Şairler ) suresinin aşağıdaki ayet grubundaki "Ğavun" ( Azgınlar ) sıfatı, gerçek olmayanın söyleminde bulunanlara ve onları farklı konumda addeden, onlara farklı anlamlar yükleyen cahillere yöneliktir. Ayet grubunun sonunda ise inanan ve iyilikler yapan şairlerin müstesna oldukları vurgulanmaktadır.

26/224 Veş ŞUARAU yettebiuhumul ğavun

( Ve ŞAİRLER, onlara azmışlar tabi olurlar. )

26/225 E lem tera ennehum fi kulli vadin yehimun

( Görmedin mi ki kesinlikle onlar her vadinin içinde belirsiz fikirlerde düşüncelerde dolanırlar. )

26/226 Ve ENNEHUM YEKUKUNE MA LA YEF'ALUN

( Ve KESİNLİKLE ONLAR O YAPMADIKLARINI SÖYLERLER. )

26/227 İLLELLEZİNE AMENU VE AMİLUS SALİHATİ VE ZEKERULLAHE KESİRAN ventesaru min ba'di ma zulimu ve se ya'lemullezine zalemu eyye munkalebin yenkalibun

( O İNANANLAR, İYİLİKLER YAPANLAR, ALLAH'I ÇOKÇA HATIRLAYANLAR ve zulmedilmeleri sonrasında yardım alanlar, öclerini alanlar hariç. O zulmedenler hangi geri dönüşe döndürüleceklerini bilecekler. )

Saffat suresinin aşağıdaki ayetinde de inkarcıların, '"cin tasallutu altındaki şair" ifadesiyle ithamlarına dikkat çekilmiştir.

37/36 Ve yekulune e inna letariku alihetina li ŞAİRİN MECNUN

( Ve "Kesinlikle biz CİNLİ ŞAİR için ilahlarımızı terk mi edeceğiz?" derlerdi.  )

Tur suresinin aşağıdaki ayet grubunda da müşriklerin, resulü "şair", ilettiği ilahi kelamı da "uydurma söz" olarak nitelediklerinden bahsedilmektedir.

52/30 Em yekulune ŞAİRUN neterabbesu bihi raybel menun

( "O ŞAİRDİR. Ona zamanın hadiselerinin olmasını gözetleyip bekleriz." mi diyorlar? )

52/31 Kul terabbesu fe inni meakum  minel muterabbisin

( De ki: "Gözetleyerek bekleyin. O halde kesinlikle ben de sizinle birlikte gözleyip bekleyenlerdenim."  )

52/32 Em te'muruhum ahlamuhum bi haza em hum kavmun tağun

( Bunu onlara rüyaları mı emreder? Yoksa onlar azgınlar kavmi midirler? )

52/33 Em yekulune TEKAVVELEH bel la yu'minun

( "ONU UYDURUP SÖYLER." mi derler? Bilakis inanmazlar. )

52/34 Fel ye'tu bi hadisin mislihi in kanu sadikin

( O halde, eğer doğru iseler, onun aynısı gibi söz getirsinler. )

Hakka ( Gerçek ) suresinin aşağıdaki ayet grubunda da yine ithamlara yer verilmiş ve Kur'an'ın, Allahu Teala tarafından indirildiği vurgulanmıştır.

69/41 VE MA HUVE Bİ KAVLİ ŞA'İRİN kalilen ma tu'minun

( VE O ŞAİRİN SÖZÜ DEĞİLDİR. Ne az inanıyorsunuz. )

69/42 VE LA BİL KAVLİ KAHİNİN kalilen ma tezekkerun

( VE KAHİNİN SÖZÜ DE DEĞİLDİR. Ne az hatırlıyorsunuz. )

69/43 TENZİLUN MİN RABBİL ALEMİN

( ALEMLERİN RAB'BİNDEN İNDİRİLMİŞTİR. )

Tuesday, January 7, 2025

Solucandaki mesaj...

"Solucan" kelimesi kök Türkçe'deki "Suvilgan / Suvişgan" ( Islanmış gibi olan, Islak gibi olan ) kelimesinin bir telaffuzu olup, "Suviş" ( Islanmak ) ve "gan" ( fiili sıfat yapan sonek ) kelimelerinden oluşmaktadır. ( "Sıvı" kelimesi de ortak kökendendir. )

“Solucan “kelimesi İncil’in aşağıdaki ayetlerinde "cehennemdekileri kemiren varlık" teşbihiyle tasvir edilmekte ve esasen negatif bir psikolojik hal olan "cehennemin" vasıta olduğu ve varlıkları içten içe kemiren, yakan, üzüntü veren "vicdan azabını" simgelemektedir. ( "İçim yanıyor", "Bağrı yanık", "Bağrıma ateş düştü" vb. gibi söylemler üzüntü halinin dışa vurumu olarak söylenegelmiştir. )

41-Mark-9-43 Eğer elin günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek elle yaşama kavuşman, iki elle sönmez ateşe, cehenneme gitmenden iyidir.

41-Mark-9-44 Oradakileri kemiren SOLUCAN ölmez, Yakan ateş sönmez.'

41-Mark-9-45 Eğer ayağın günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek ayakla yaşama kavuşman, iki ayakla cehenneme atılmandan iyidir.

41-Mark-9-46 Oradakileri kemiren SOLUCAN ölmez, Yakan ateş sönmez.'

41-Mark-9-47 Eğer gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Tanrı'nın Egemenliği'ne tek gözle girmen, iki gözle cehenneme atılmandan iyidir.

41-Mark-9-48 Oradakileri kemiren SOLUCAN ölmez, Yakan ateş sönmez.'

Aşağıdaki İncil ayetinde yer alan “Pelin” kelimesi ise döngü sonunda vazife alan ve yıldız ile özdeşleştirilen bir meleğin ismi olarak zikredilmektedir.

66-Revelations-8-10 Üçüncü melek borazanını çaldı. Gökten meşale gibi yanan BÜYÜK BİR YILDIZ ırmakların üçte biri üzerine ve su pınarlarının üzerine düştü.

66-Vahiy-8-11 Bu YILDIZIN adı PELİN'dir. Suların üçte biri PELİN* gibi acılaştı. Acılaşan sulardan içen birçok insan öldü.

*Bir birtki ismi olan ”Pelin” kelimesinin İngilizce karşılığı “Wormwood”*  yani “Solucan Ağacı, Solucan Tahtası” kelimesidir. Pelin bitkisi, antik çağda bağırsak “solucanlarını” imha etmek için yağından faydalanılmış bir bitkidir. ( * Worm = Solucan, Wood = Ağaç, Tahta, Odun, Orman )

Kur’an’da, Hz. Süleyman’ın vefatının cinler tarafından idrak edilmesini sağlayan ve bir "haberci vazifesi" gören varlığın ismi olarak zikredilen “Dabbet ul Ard” ( Yerde Debelenen ) kelimesinin, ahşap yiyen “Solucan” ( Tahta Kurdu ) olduğu tevili söz konusudur. Zira ayete göre, ilgili dabbe, Hz. Süleyman’ın asasını kemirmek suretiyle O’nun devrilmesini sağlamış ve cinler de vefatını idrak etmişlerdir. ( Yukarıda bahsedilen “Pelin” kelimesinin de “Solucan Ağacı, Solucan Tahtası” anlamına gelmesi batıni bir ilişkiye işaret niteliğindedir.

34/14 Böylece O'nun üzerine ölümü hükmettiğimizde, O'nun ölümünü onlara, asasından yiyen DABBET UL ARD ( Yerde Debelenen / AĞAÇ KURDU / SOLUCAN ) haricindeki sezdirmedi. Böylece yıkıldığında ortaya çıktı ki şayet cinler gaybı biliyor olsalardı, alçaltıcı hakir eden azap içinde kalmazlardı.

Saturday, January 4, 2025

"Nirvana" kelimesi

Sanskritçe kökenli olan "Nirvana" kelimesi "her türlü istekten, duygudan, tutkudan, ihtirastan arınarak en yüksek ruh durumuna erişme" olarak tanımlanmaktadır. 

Hinduizm'de ve Yoga felsefesinde "Nirvana", kişinin yeryüzünde tekrar doğma ( reenkarne olma ) ihtiyacından kurtulacak derecede ruhsal tekamüle ermiş, gelişmiş ve olgunlaşmış olması anlamını temsil etmektedir.

Literal olarak "Sönme, Tükenme, Yok olma" anlamlarını içeren "Nirvana" kelimesinin etimolojik ayrışımı şöyledir.

Nirva ( sönmek, yok olmak, tükenmek ) ( Nis ( dış, dışarı ) + Va ( üflemek, esmek ) ) + Na ( fiili isim yapan sonek ) )

"Nirvana" kelimesinin içerdiği "Sönmek, Tükenmek, Yok olmak" anlamı, farklı varlık hallerinin deneyimlendiği düalite planlarından oluşan kainat içindeki ruhsal tekamül döngülerini tamamlamış ve "yaratılma amacını" ifa etmiş bir varlığın erişeceği nihai noktayı yani Kur'an'da "Allah'a döndürülme" olarak zikredilen "Yokluk" makamına işaret etmesi açısından dikkat  çekmektedir. İnsanı temsilen kullanılan "Âdem" ( آدم, ) kelimesinin "Yokluk" anlamına gelen "Adem" ( عدم ) kelimesi ile olan fonetik özdeşliği de konu bağlamında ayrıca önem arzetmektedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/12/cennet-cehennem-ve-ebediyet.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/10/yokluk-makam.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/08/reenkarnasyon-meselesi.html?m=1

Wednesday, January 1, 2025

Tek BİR kelime!

"Bana BİR KELİME öğretenin kırk yıl kölesi olurum."

Hz. Ali'ye atfedilen bu anlamlı cümle iyi düşünüldüğünde ve Allah'ın, idrakli varlıkları, "kelimeleri" ile idrakli hale getirdiği hatırlandığında Allah'a ne denli minnet duyguları içinde olunması gerektiği çok daha iyi anlaşılmaktadır.

"Allah'ın BİRliğini" ifade eden ve tek cümleden oluşan yegane ayet İhlas suresinin "1." ayetidir. Ayet numarasının 1 olması, ilahi yazılımdaki semantik ve nümerik kodlama uyumunun da bir yansımasıdır.

112 /1 Kul huvallahu EHAD ( De ki: "O Allah BİRdir." )

Yukarıda da zikredildiği üzere, yaratılmış varlıklara, "idrakli varlık" olma özelliği kazandıran unsur Allah'ın "kelimeleridir." İdraklere sığmaz sonsuz bir kaynak olan "kelime" olgusunun kutsal kitaplarda 1 sayısı ile kodlanmış olduğu görülmektedir. 

- Kur'an'da, tekrarlı olmak üzere toplam 117820 kelime bulunmaktadır. ( 1+1+7+8+2+0 = 19 ... 1+9 = 10 ... "1" )

- Kur'an'da, yazılışları farklı olmak üzere 11305 tekil kelime bulunmaktadır. ( 1+1+3+0+5 = 10 ... "1" )

- "Allah" ( اللَّهَ ) kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi 2701'dir. ( 2+7+0+1 = 10 ... "1" )

- "Kelime" kelimesinin kökü olan "Kelam" ( كَلَامَ ) kelimesinin ebced değeri 91'dir. ( Kef 20 + Lam 30 + Elif 1 + Mim 40 = 91 ... 9+1 = 10 ... "1" )

- "Kelime" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi 46'dır. ( 4+6 = 10 ... "1" )

Allah'ın kelimelerinin sonsuzluğunda bahsedilen aşağıdaki ayette "1" nümerolojisi bulunmaktadır. Ayetin kodunun ve ayet numarasının nümerolojik değerleri "1" sayısını vermektedir. ( 1+8+1+0+9 = 19 ... 10 ... "1" ve 109 ... 1+0+9 = 10 ... "1"

18/109 De ki: "Şayet deniz Rab’bimin KELİMELERİ için mürekkep olsa, Rab’bimin KELİMELERİ tükenmeden önce deniz tükenecektir. Şayet onun aynısını yardımcı olarak getirsek bile."

İnsanların, ortak tek bir kelimede yani "Allah" kelimesinde buluşmaları gerektiğinin hatırlatıldığı aşağıdaki ayetin numarasının nümerolojik değeri de "1"'dir. ( 64 ... 6+4 = 10 ... "1" )

3/64 De ki: "Ey kitap sahipleri, BİZİM VE SİZİN ARANIZDA EŞİT OLAN KELİMEYE GELİNİZ. Ancak Allah’a  kulluk edelim ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Bazılarımız bazılarını Allah’tan başka Rabler edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse, “Şahit olun. Kesinlikle biz teslim olanlarız.” deyin."

Tevrat'ın, kodu sadece "1" lerden oluşan ( 1-1/1 ) ilk ayetinin İbrani alfabesine göre ebced değeri ( gematria değeri ) 2701 olmaktadır. ( 2+7+0+1 = 10 ... "1" )

1-Genesis-1-1 

בְּרֵאשִׁ֖ית בָּרָ֣א אֱ-לֹהִ֑ים אֵ֥ת הַשָּׁמַ֖יִם וְאֵ֥ת הָאָֽרֶץ
  296        407   395        401      86         203   913  = 2701

( Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. )

Yukarıdaki ayetin İngilizcesinde 10 kelime bulunmaktadır. ( Bilindiği üzere, Tevrat ve İncil'den oluşan ve "Bible" olarak bilinen kutsal kitabın İngilizce metni "King James Version" olarak bilinmektedir. )

In (1) the (2) beginning (3) God (4) created (5) the (6) heaven (7) and (8) the (9) earth (10) ... "1"

"Pi" sayısını temsil eden 3.14 sayısındaki rakamların, noktadan sonra aşağıdaki şekilde uzatılması durumunda, noktadan 164 ( 1+6+4 = 11 ) basamak sonra gelen rakamların sırasıyla 2, 7, 0, 1 olması da dikkat çekmektedir.

3.141592653589793238462643383279502884197169399375105820974944592307816406286208998628034825342117067982148086513282306647093844609550582231725359408128481117450284102701

Ruhi veya maddi öğelerden oluşan tüm yaratılışın "kelimelerden" ibaret olduğunun, yani esasen "her şeyin kelime" olduğunun bildirildiği, İncil'in aşağıdaki ayet grubunun ilk ayetinin alt bölüm numarası ve ayet numarası da "1"'dir.

43-John-1-1 Başlangıçta KELAM vardı. KELAM Tanrı'yla birlikteydi ve KELAM Tanrı'ydı.

43-John-1-2 Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi.

43-John-1-3 Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı.

Hz. Adem'in, Rab'den "kelimeler aldığının" yani kendisine "ilim verildiğinin" ilk kez ifade edildiği aşağıdaki ayetin numarasının nümerolojik değeri de "1" olmaktadır. ( 3 +7 = 10 ... "1" )

2/37 Böylece ADEM RAB'BİNDEN KELİMELER ALDI da onun üzerine tevbe eyledi. Kesinlikle O, O tevbeyi kabul edendir merhametlidir. 

Allah'ın, tüm yaratışı "kelimeler" ile gerçek kıldığının bildirildiği ayetin kodunda da "1" nümerolojisi mevcuttur. ( Sure numarası 10 ... "1" ve ayet numarası 82 ... 8+2 = 10 ... "1" )

10/82  Ve suçlular hoşlanmasalar da, ALLAH GERÇEĞİ KELİMELERİ İLE GERÇEKLEŞTİRİR.