Çeviri

Friday, April 11, 2025

"Eriyip" gidenler

 Yer çekirdeğindeki erimiş maden kütlesi olan magmanın yerkabuğunun üzerine çıkmış hali lava olarak isimlendirilmiş olup, lavanın sıcaklık aralığının 700 – 1400 c olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla, lava sıcaklığının alt limitinin 700 c olduğu görülmektedir.

https://en.wikipedia.org/wiki/Magma#:~:text=heals%20the%20fracture.-,Temperature,C%20(2%2C900%20%C2%B0F).

https://education.nationalgeographic.org/resource/magma-role-rock-cycle/

https://www.britannica.com/science/lava-volcanic-ejecta

https://www.universetoday.com/articles/temperature-of-lava

Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da, büyük döngü sonundaki vakaların tasvirleri kapsamında “Dağların erimesi”, “Maddelerin erimesi”, “Göğün erimiş maden gibi olması” ifadeleri de yer almaktadır. Bu ayetlerin kodlamalarında yer alan 7 sayısı, döngünün ve döngü sonunun nümerik sembolü olması ve lava sıcaklığının alt limit değeri olan 700 sayısının nümerolojik değeri ile uyum arzetmesi açısından dikkat çekmektedir.

7-Judges-5-5 Sina Dağı'nda olan RAB'bin, İsrail'in Tanrısı RAB'bin önünde DAĞLAR ERİDİ.

19-Psalms-46-6 Uluslar kükrüyor, krallıklar sarsılıyor, Tanrı gürleyince YERYÜZÜ ERİYOR.

19-Psalms-97-5 DAĞLAR balmumu gibi ERİR, RAB'bin, bütün yeryüzünün Rab'bi önünde.

- Tevrat’ta “Dağların erimesi” ifadesinin ilk kez geçtiği ayetin sure numarası 7’dir.

- “Yeryüzü eriyor.” ifadesinin yer aldığı ayetin alt bölüm numarasını ve numarasını oluşturan rakamların toplamının nümerolojik değeri 7 ( 4+6+6 = 16 ... 1+6 = 7 ) olmaktadır. 

- “Dağlar balmumu gibi erir” ifadesinin yer aldığı ayetin alt bölüm numarasını oluşturan rakamların toplamının nümerolojik değeri 7 ( 9+7 = 16 ... 1+6 = 7 ) olmaktadır.

İncil’de “Maddelerin erimesi” kavramının, farklı ayetlerde olmak üzere iki kez yer aldığı surenin kodu 61 olup, bu sayının nümerolojik değeri 7 ( 6+1 = 7 ) olmaktadır. 

61-2-Peter-3-10 Fakat Rabbin GÜNÜ, geceleyin hırsız gibi gelecek; o gün GÖKLER BÜYÜK BİR GÜRÜLTÜYLE ORTADAN KALKACAK, MADDELER ŞİDDETLİ SICAKLIKLA ERİYECEK, dünya ve içindeki işler de yanıp bitecek.

61-2-Peter-3-12 GÖKLERİN YANIP ÇÖZÜLECEĞİ ve MADDELERİN HARARETLİ SICAKLIKLA ERİYECEĞİ Tanrı GÜNÜNÜN gelmesini mi bekliyorsunuz?

Kur’an’da yer alan “Göğün erimiş maden gibi olması” ifadesi ise Mearic suresinin aşağıdaki ayetinde zikredilmektedir.

70/8 YEVME (1) tekunu (2) el (3) SEMA'U (4) ke (5) el (6) MUHL (7)

( كَالْمُهْلِۙالسَّمَٓاءُ تَكُونُ يَوْمَ )

( O GÜN GÖK ERİMİŞ MADEN gibi olur. )

- Ayetin ait olduğu Mearic suresinin numarası olan 70 sayısının nümerolojik değeri 7 olmaktadır.

- Ayette 7 kelime bulunmaktadır.

- Ayetteki 7. ve son kelime “Muhl” ( Erimiş maden ) kelimesidir.

- Ayetin ebced değeri 790 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 7 ( 7+9 +0 = 16 ... 1+6 = 7 ) olmaktadır.

Mim 40 + Vav 6 + Ya 10 + Nun 50 + Vav 6 + Kef 20 + Te 400 + Elif 1 + Mim 40 + Sin 60 + Lam 30 + Elif 1 + Lam 30 + He 5 + Mim 40 + Lam 30 + Elif 1 + Kef 20 = 790 ... 7+9+0 = 16 ... 1+6 = "7"

Tevrat’ın aşağıdaki ayetlerinde ise “Kurşunun eritilmesi” ve “Gümüşün eritilmesi” ifadeleri yer almakta olup, bu ayetlerin kodlarındaki nümerolojik değerler, Kurşunun ve Gümüşün erime derecelerini ifade eden sayıların nümerolojik değerleri ile uyum arzetmektedir.

24-Jeremiah-6-29 Körük üfürdükçe üfürüyor, KURŞUNU ATEŞTE ERİTİYOR, Ama boşunadır yapılan işlem, Çünkü kötüler arınmıyor.

Ayetin alt bölüm numarasını ( 6 ) ve numarasını ( 29 ) oluşturan rakamların toplamı olan 17 ( 6+2+9 = 17 ) sayısı, Kurşunun erime derecesini c cinsinden ifade eden 327,5 sayısının nümerolojik değerine ( 3+2+7+5 = 17 ) eşit olmaktadır. 

26-Ezekiel-22-22 GÜMÜŞ POTADA NASIL ERİRSE, siz de orada öyle ERİYECEKSİNİZ. O zaman üzerinize kızgınlığını dökenin ben, RAB olduğumu anlayacaksınız."

Ayetin kodunu oluşturan rakamların toplamı olan 16 ( 2+6+2+2+2+2 = 16 ) sayısı, Gümüşün erime derecesini c cinsinden ifade eden 961 sayısının nümerolojik değerine ( 9+6+1 = 16 ) eşit olmaktadır. 

https://en.wikipedia.org/wiki/Lead#:~:text=The%20melting%20point%20of%20lead,low%20compared%20to%20most%20metals.

https://www.americanelements.com/meltingpoint.html

Thursday, April 10, 2025

İki yol .... ya İsyan ya İman!

İnsanın, yaratılışı ile birlikte, tüm yaşamını oluşturan "seçim" sürecinin de başladığı ve seçimlerinde çoğunlukla hata ettiği Beled suresinin aşağıdaki ayet grubunda bildirilmektedir.

90/4 İNSANI meşakkat içinde YARATTIK.

90/10 Ve ONU İKİ YOLA YÖNLENDİRDİK. 

90/11 Böylece SARP YOKUŞA* TAHAMMÜL EDEMEDİ.

* Ayetteki "sarp yokuş" ifadesi, kötülüğü emreden nefsin hoşuna gitmediği için zor gibi algılanan ancak insanı ruhsal tekamüle sevkedecek tutum, düşünce ve davranış bütününü temsil etmektedir. ( 12/53 Kesinlikle nefis, Rab’bimin merhamet gösterdiğinin haricinde, kötülüğü emreder. ... )

Madde bedene "ruh üflenmesi" ( bilinç verilmesi ) vasıtasıyla idrakli hale gelen ve "insan" ismini alan varlık, o andan itibaren "iyi - kötü", "doğru - yanlış" kelimelerinin anlamlarını bilir hale gelmiş bulunmaktadır. 

38/72 Böylece onu düzenleyip şekillendirdiğimde ve içine RUHUMDAN** ÜFLEDİĞİMDE artık ona yere kapanın.

** Ayetteki "Ruhumdan" ifadesi, "Allah'ın, ruhu olan bir varlık" olduğu ( haşa ) anlamına gelmemekte, "Ruh"un, O'nun yarattığı bir varlık olduğunu ortaya koymaktadır. Zira, İsra suresinin aşağıdaki ayetinde "Ruh" kavramı, "Rab'bin işlerinden biri" yani "yaratışlarından biri" olarak tanımlanmaktadır.

17/85 Ve sana ruhtan sual ediyorlar. De ki: "RUH, RAB'BİMİN İŞLERİNDENDİR. İlminden size azıcık haricinde verilmemiştir." 

Dolayısıyla, insana, yaratılışı safhasında "ruh" ( bilinç ) verilmiş olması nedeniyle, ayetlerde yer alan "yasak ağaca gittikten sonra iyiyi ve kötüyü bilir hale gelme" hususu müteşabih bir ifade niteliği arzetmektedir. Zira insan, "bir şey bilmezken" yasak ağaca gitmiş olmayıp, "bilerek ve bilinçli bir seçim yaparak" sembolik bir kelime olan "ağaca" yönelmiştir. İnsanın "bilinçli seçim" yapmış olduğu bilgisi ayetlerden anlaşılmaktadır.

1-Genesis-2-9 Ve RAB Tanrı topraktan, görünüşü güzel olan ve besin olarak da iyi olan her ağacı yetiştirdi. Bahçenin ortasında da hayat ağacı ile İYİYİ VE KÖTÜYÜ BİLME AĞACI vardı.

1-Genesis-2-16 Ona, "Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin" diye buyurdu,

1-Genesis-2-17 "Ama İYİ İLE KÖTÜYÜ BİLME AĞACINDAN yeme. Çünkü ONDAN YEDİĞİN GÜN kesinlikle ÖLÜRSÜN."  

"Ondan yediğin gün ölürsün." ... İnsan, "Ölmek" kelimesinin "olumsuz" bir anlamı temsil ettiğini bilmiyor olsa, yani "iyi ile kötüyü ayırt etme bilincine ( akıla ) haiz olmasa" kendisine böyle bir cümle ile hitap edilmesinin rasyonel olmayacağı aşikardır. ( Ayetteki "Ölürsün" ifadesi müteşabih bir ifade olup, yaşam planı, varlık niteliği ve hal değişimini temsil etmektedir. )

Keza, Bakara suresinin 35. ayeti de konu bağlamında benzer bir örneği barındırmaktadır.

2/35 Ve "Ey Adem, sen ve eşin cennette iskan edin. Oradan her nereden dilerseniz bolca yiyin. İşte ŞU AĞACA YAKLAŞMAYIN. YOKSA ZALİMLERDEN OLURSUNUZ." dedik. 

İnsan, "Zalim" kelimesinin olumsuz bir anlamı temsil ettiğini bilmiyor olsa, kendisine böyle bir cümle ile hitap edilmesi yine rasyonel olmayacaktır.

Dolayısıyla insan, yaratılışının daha ilk aşamasından itibaren bilinçli olarak seçim yapagelen ve kaderini belirleyen bir varlık niteliğinde olup, kendisinden başka suçlayabileceği bir taraf mevcut değildir. İnsan, içinde yaratılmış olduğu ve "cennet" ( örtülü, korunmuş ) olarak tanımlanan yaşam planını, kendi bilinçli seçimi vasıtasıyla "cehenneme" ( acı, ıstırap, ateş ) çevirmiş durumdadır. Ayetlerdeki "cennetten çıkarılma, cennetten kovulma" ifadesi, esas itibarıyla "bir mekandan çıkıp başka bir mekana geçişi" değil bir düşüncenin, bir seçimin sebep olduğu "hal değişimini" ifade etmektedir.

67/10 Ve "Şayet dinlemiş olsaydık veya AKIL ETSEYDİK, ateş sahiplerinin içinde olmazdık." derler. 

İnsanın, iyi, güzeli, doğruyu ve gerçeği "bilinçli bir şekilde", "bile bile" reddetmesi fenomenine de aşağıdaki ayetlerde değinilmektedir.

2/42 Ve gerçeği batıl ile örtmeyin ve BİLE BİLE GERÇEĞİ GİZLEMEYİN.

3/71 Ey kitap sahipleri, neden gerçeği batıl ile örtersiniz de GERÇEĞİ BİLE BİLE GİZLERSİNİZ?

23/70 ... Onların çoğunluğu GERÇEĞE KARŞI İSTEKSİZDİRLER.

Bu noktada, bölümün başında değinilen "İki yol", insanın yaşam kalitesini belirleyecek iki düşünce seçeneği olarak ezelden beri insanın önünde duragelmektedir.

Yol 1- Yaratıcı Allah istemeseydi kötülük olmazdı ve insan kötülük yapmazdı. Sonuçta her şeyi yaratan ve kontrol eden O olduğu için dünyadaki kötülüklerin de sorumlusu O. Dolayısıyla O'na isyan ediyorum. 

Yol 2- Her şeye kadir olan Yaratıcı Allah, insana akıl nimetini bahşederek, ona, iyiyi, güzeli, doğruyu ve gerçeği algılayabilme ve doğru seçimler yapabilme imkanı vermiş olduğundan ve dolayısıyla her türlü olumlu veya olumsuz durumun müsebbibi insan olduğundan, Allah'ın gösterdiği doğru yol üzerinde olmanın, tüm varlıkların hayrına olacağını düşünüyor ve O'na iman ediyorum. 

Tıpkı başlangıç safhasında, İblis'in yaklaşımı gibi nefret, öfke ve kibir frekanslarını içeren 1. yolun işlev göreceği yegane husus, kötülüğün ve olumsuzluğun devamına hatta daha da artmasına katkı sağlamak olacaktır. Zira negatif frekansların pozitif sonuçlar doğurması mümkün değldir.

Wednesday, April 9, 2025

Seçimlerin sonuçları...

Enfal ve Şura surelerinde yer alan aşağıdaki ayetler,  “insanın, kendi kaderi üzerindeki etkisine” dikkat çekmeleri açısından önem arzetmektedir.

8/53 Bu, ALLAH’IN kesinlikle BİR KAVİME VERDİĞİ NİMETİ, ONLAR KENDİLERİNDEKİNİ DEĞİŞTİRMEDİKÇE DEĞİŞTİREN OLMAMASINDAN DOLAYIDIR. Kesinlikle Allah duyandır, bilendir.

42/30 Ve SİZE MUSİBETTEN NE İSABET EDERSE O ELLERİNİZİN KAZANDIKLARINDANDIR.

Var olmak varlığın seçimi değildir. Ancak mutlu veya mutsuz bir varlık olmak varlığın seçimidir.

Yukarıdaki ayetlerde iletilmek istenen hassas mesaj, kendisine bahşedilmiş olan nimet dengesini nefsani ihtirasları doğrultusunda akılsızca, kibirle, hırsla, açgözlülükle, bencillikle bozan insanın, bundan dolayı oluşacak her türlü acının ve ıstırabın doğrudan müsebbibi olduğudur. Misalen, herhangi bir ülkede normal ve masum bir yaşantı sürdürmekte olduğunu düşünen ve Gazze’deki malum olayları insanlık dramı olarak değerlendiren bir insanın, bu acı olayların tezahüründe kendisinin doğrudan etkisinin olmadığını düşünmesi en basit ifadeyle cehalettir. Zira, tüm insanları birbirine bağlayan ruhsal şebekenin ( kolektif bilinç şebekesi ) işleyiş prensibi karşılıklı ve batıni etkileşime dayanmaktadır. Bir başka deyişle, bir insanın, kendi yaşantısında üzerinde durmadığı, önemsemediği, önemini farkedemediği yanlışları ( yalan söylemesi, haksızlık etmesi, başkalarının hakkını savunmaması, menfaate dayalı olarak zalimin destekçisi olması, hırsla arzuladığı şahsi hedefleri doğrultusunda başkalarını istismar etmesi, ailesine ve yakınlarına gerekli sevgiyi göstermemesi, yardımseverlikte zafiyet göstermesi, başarı olarak nitelediği birçok faaliyetinin esasen zulüm içerdiğinin farkında olmaması veya bu faaliyetlerini görmezden gelmesi vb. ), onun, doğrudan kendi etki alanında değilmiş gibi algıladığı birçok insanın hayatını değiştirme ve mahvetme gücüne sahiptir. ( 24/15 ... Onu basit, önemsiz sanıyorsunuz. O Allah’ın indinde büyüktür. ) Çünkü bir insana olan etki, bütün insanlara dalga dalga ve farklı şiddetlerde sirayet etmektedir. ( 5/32 ... kim bir insanı yaşatırsa, tüm insanları yaşatmış gibi olur. ... )

Daha net bir ifadeyle, “X ülkesindeki bir insanın söylediği kötü niyetli bir yalan, Y ülkesindeki bir başka insanın hayatına mal olabilmektedir.”

Evvelki bölümlerde de zikredildiği üzere insan, kendisine bahşedilmiş olan “akıl” nimetinin kader mekanizması üzerindeki gücünü ve etkisini maalesef henüz tam anlamıyla idrak etmiş durumda değildir. Ve buna bağlı olarak, Allah kavramının idrakinde de ( haşa ) daha doğrusu sezgisinde de zafiyet göstermektedir. Aşağıdaki ayetler insanın bu zafiyetine işaret etmektedir.

22/74 Allah’ı gerçek kudreti ile / gereği gibi takdir edemediler. Kesinlikle Allah kuvvetlidir yücedir.

6/100 .... O yücedir ve o vasfettiklerinin üzerindedir.

12/18 .... Allah o vasfettiklerinizin üzerine sığınılacak olandır.

17/43 O yücedir ve büyük yükseklikle o söylediklerinin üzerindedir.

21/18 ... O vasfettiklerinizden dolayı sizlere vaylar olsun.

Karotis Arter ( Aorta / Şah Damarı )

Oksijenlenmiş temiz kanın tüm vücuda yayılmasını sağlayan, vücuttaki en büyük ana atar damara Karotis Arter, Aorta veya Şah Damarı ismi verilmektedir.

Aortanın yapısı ve bileşenleri aşağıdaki görselde yer almakta olup, Aortanın 7 bileşeni olduğu görülmektedir.


Aorta kelimesinin Arapça karşılığı "Vetin" kelimesi olup bu kelime sadece Hakka suresinin aşağıdaki ayetinde, müteşabih ifade kapsamında yer almaktadır.

69/46 Summe (1) le (2) kata'na (3) min (4) hu (5) el (6) VETİN (7) 

( Sonra onun ŞAH DAMARINI keserdik. )

Ayette, Aortanın bileşen adedi olan 7 sayısı ile uyumlu bir nümeroloji dikkat çekmektedir.

- Ayetin kodunu oluşturan rakamların toplamının nümerolojik değeri 7 olmaktadır. ( 6+9+4+6 = 25 ... 2+5 = 7 )

- Ayette 7 kelime bulunmaktadır.

- Ayetteki "Vetin" kelimesi 7. ve son kelimedir.

- "Vetin" ( وَت۪ينَۘ ) kelimesinin ebced değeri olan 466 sayısının nümerolojik değeri de 7 sayısını vermektedir. 

Vav 6 + Te 400 + Ya 10 + Nun 50 = 466 ... ( 4+6+6 = 16 ... 1+6 = "7" )

- Aortanın kalpten çıktığı kısmının çapının ortalama 2.5 cm olduğu belirtilmektedir. Bu sayının nümerolojik değeri de 7 ( 2+5 = 7 ) sayısını vermektedir.

- "Vetin" kelimesi 4 harften ( وَ ت۪ ي نَۘ ) oluşmakta olup, Aorta da anatomik olarak 4 bölümden oluşmaktadır

1- Asendan ( Çıkan ) Aorta
2- Arkus ( Kavisli ) Aorta
3- Desendan ( İnen ) Aorta
4- Abdominal ( Karınsal ) Aorta 

Tuesday, April 8, 2025

Demiri yumuşattık, Bakırı akıttık

Demirin erime noktası 1538 c olarak tespit edilmiştir. Bu sayının nümerolojik değeri 17 ( 1+5+3+8 = 17 )'dir.


Zümer suresinin aşağıdaki ayetinde  "demirin yumuşatılması" kavramı yer almakta olup, ayetteki 17 nümerolojisi de dikkat çekmektedir. 

34/10 Ve (1) lekad (2) ateyna (3) davude (4) min (5) na (6) fadla (7) ya (8) cibalu (9) evvibi (10) mea (11) hu (12) ve (13) el (14) tayr (15) ve (16) ELENNA (17) lehu (18) el (19) HADİD (20) 

( Ve Davud'a bizden üstünlük verdik. Ey dağlar ve kuşlar, onunla birlikte dönün. Ona DEMİRİ YUMUŞATTIK. )

- Ayetin sure numarasının ve ayet numarasının nümerolojik değerleri 7 ve 1 sayıları olmaktadır. ( 3+4 = 7 ve 1+0 = 1 )

- Ayetteki "Elenna" ( Yumuşattık ) kelimesinin sıra numarası da 17'dir.

Bakırın erime noktası 1085 c olarak tespit edilmiştir. Bu sayının nümerolojik değeri 14 ( 1+0+8+5 = 14 )'tür. 


Zümer suresinin aşağıdaki ayetinde de  "erimiş bakırın akıtılması" kavramı yer almakta olup, ayetteki 14 nümerolojisi dikkat çekmektedir. 

34/12 Ve (1) li (2) suleymane (3) el (4) riha (5) ğuduvvu (6) ha (7) şehrun (8) ve (9) ravahu (10) ha (11) şehr (12) ve (13) ESELNA (14) lehu (15) ayne (16) el (17) KİTR (18) ve (19) min (20) el (21) cinni (22) men (23) ya'melu (24) beyne (25) yedey (26) hi (27) bi (28) izni (29) rabbi (30) h (31) ve (32) men (33) yeziğ (34) min (35) hum (36) an (37) emri (38) na (39) nuzik (40) hu (41) min (42) azabi (43) el (44) seir (45) 

( Ve Süleyman için rüzgar. Onun gidişi bir aydı ve onun dönüşü bir aydı. Ona ERİMİŞ BAKIR pınarı AKITTIK. O’nun önünde çalışanlar Rab’binin izniyle cinlerden kimselerdi. Onlardan kim emrimizden çıkarsa, ona ateş azabından tattırırız. )

HAI ve HAPE ( High Altitude Illness ve High Altitude Pulmonary Edema )

Yüksek irtifa ve rakımlarda oksijen yetersizliğine bağlı olarak görülen patolojik rahatsızlığa HAI ( High Altitude Illness / Yüksek İrtifa Hastalığı) adı verilmektedir. Yüksek irtifada, havanın azalmasına bağlı olarak, vücut içi basıncı ( kan basıncını ) dengeleyecek dış basıncın da azalması nedeniyle göğüste bir "daralma, sıkışma" hissi oluşmaktadır. Bu sürecin ilerleyen safhasında ise "göğüs daralmasını" yani solunum zorluğunu maksimize edecek olan akciğer ödemi ( HAPE ( High Altitude Pulmonary Edema / Yüksek İrtifa Akciğer Ödemi ) ) ( plevral efüzyon ) oluşmaktadır.

X-Ray ile görüntülenmiş bir HAPE vakası

HAPE'nin yanısıra, HAI'nin diğer semptomları, baş ağrısı, kusma, yorgunluk, kafa karışıklığı, uyku sorunu ve baş dönmesi olarak sıralanabilmektedir. Kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilse de, HAI için yüksek irtifa eşiği 2500 metre olarak kabul edilmektedir.



High Altitude ( Yüksek İrtifa ) sınırı 2500 metre

Kur'an ilmiyle ilgilenenler açısından malum olduğu üzere, En'am suresinin aşağıdaki ayetinde yer alan "Yerden göğe yükselmeye bağlı göğüs sıkışması" kavramı HAI ve HAPE fenomenlerine işaret niteliğindedir. Ayette "yüksek bir yere çıkmak", "dağa çıkmak" vb. gibi ifadeler yerine "göğe yükselmek" ifadesinin kullanılmış olması da ayrıca düşündürücüdür.

6/125 Fe men yuridallahu en yehdiye hu yeşrah sadra hu lil islam ve men yurid en yudille hu YEC'AL SADRA HU DAYYİKAN HARACEN KE ENNE MA YESSA'ADU FİL SEMA kezalike yec'alallahul ricse alellezine la yu'minun

( Allah kimi yönlendirmeyi isterse, onun göğsünü teslimiyete açar. Kimi saptırmayı isterse, KESİNLİKLE O GÖĞE YÜKSELİYORMUŞ GİBİ GÖĞSÜNÜ DAR VE SIKINTILI YAPAR. Allah, inanmayanların üzerine işte böyle pislik, azab getirir. )

HAI sendromu için kritik eşiği metre cinsinden ifade eden 2500 sayısının nümerolojik değeri olan 7 ( 2+5+0+0 = 7 ) sayısının, ayette "göğe yükselmenin" belirtildiği kısım olan "Ke (1) enne (2) ma (3) yessa'adu (4) fi (5) el (6) sema (7) " ( Kesinlikle o göğe yükseliyormuş gibi ) cümlesindeki kelime adedine eşit olması da nümerik bir uyum olarak değerlendirilebilir.

Not: Bu blogda yer alan, yukarıdakine benzer sayısal tespitlerin kök sebebi, Kur'an'daki her harfin, her kelimenin, her cümlenin, her ayetin, her surenin, belirli bilimsel verileri semantik ve nümerik açıdan içerecek şekilde sayılmış, kodlanmış ve düzenlenmiş olmasındandır. Misalen yukarıdaki ayette sayısal açıdan odaklanılan cümlede* neden 7 kelime bulunmakta olduğunun mutlak surette bilimsel bir cevabı mevcuttur. Bu nedenledir ki, bu blogda söz konusu cevap olasılıkları analiz edilmeye çalışılmaktadır. ( * Söz konusu cümlenin ayette yer almaması durumunda, ayetteki anlam bütünlüğü bozulmamaktadır. )

78/29 Ve kulle şey'in ahsayna hu kitaben ( Ve kitapta olmak üzere her şeyi saydık. )

Kardiyopulmoner Resusitasyon

"CPR" kodlaması tıpta, "Cardiopulmonary Resuscitation" ( Kardiyopulmoner Resusitasyon / Kalp Akciğer Yeniden Canlandırması ) kavramının kısaltmasını temsil etmektedir. Bu kavramın diğer bir ismi de "Kalp Masajı"dır. CPR, sternum alt yarısının ortasına dakikada 100-120 defa kompresyon yapılarak ve her 30 kompresyon sonrasında ağızdan 2 kere nefes üflenerek uygulanmaktadır. Kompresyon esnasında göğüsün minimum 5 cm, maksimum 6 cm derinliğe kadar esnetilmesi gerektiği belirtilmektedir. 

ACD-CPR ( Aktif Kompresyon-Dekompresyon CPR ) metodunda ise, ön göğüs duvarı ile bir conta oluşturan bir "Piston" vasıtasıyla göğse dönüşümlü olarak pozitif ve negatif basınçlar uygulanmaktadır.

https://www.ahajournals.org/doi/10.1161/01.cir.100.21.2146

"Kalp Masajı" ( CPR ) fenomenine Bakara suresinin 73. ayetinde değinilmekte ve konuyla ilgili bazı sayısal değerlere de nümerolojik olarak işaret edilmekte gibidir.  

2/73 Fe (1) kulna (2) İDRİBU (3) hu (4) bi (5) ba'di (6) ha (7) ke (8) zalike (9) YUHYİ (10) allahu (11) el (12) mevta (13) ve (14) yuri (15) kum (16) ayati (17) hi (18) lealle (19) kum (20) ta'kilun (21)

( فَقُلْنَا اضْرِبُوهُ بِبَعْضِهَاۜ كَذٰلِكَ يُحْـيِ اللّٰهُ الْمَوْتٰى وَيُر۪يكُمْ اٰيَاتِه۪ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ  )

( Böylece "Ona onun bir parçasıyla VURUN ." dedik. İşte Allah ölüleri böyle DİRİLTİR ve ayetlerini gösterir. Umulur ki akıl edersiniz. )

- Ayette 56 harf bulunmakta olup, CPR kapsamında yer alan 5 ve 6 cm değerleri, kompresyon esnasında göğsün esnetilme aralığını ifade etmektedir.

( فَ قُ لْ نَ ا ا ضْ رِبُ و هُ  بِ بَ عْ ضِ هَ اۜ كَ ذٰ لِ كَ يُ حْـ يِ ا ل لّٰ هُ ا لْ مَ وْتٰ ى وَ يُ ر۪ ي كُ مْ اٰ يَ ا تِ ه۪ لَ عَ لَّ كُ مْ تَ عْ قِ لُونَ )

- Göğüs esnetme oranı, yandan bakıldığında, göğüs yüksekliğinin 1/3'üne karşılık gelmektedir. Ayetin numarasının ( 73 ) nümerolojik değeri "1", ayetteki kelime adedinin ( 21 ) nümerolojik değeri ise "3"'tür.

- Ayetin kodunun ( 2/73 ) ve ayetteki kelime adedini ifade eden sayının ( 21 ) nümerolojik değerleri 3 olmaktadır ki bu sayı CPR esnasında nefes üfleme aralığını, "kompresyon" ( bası, "vuruş" ) adedi cinsinden ifade eden 30 sayısının nümerolojik değeridir. 

- Ayetteki "İdribu" ( Vurun ) kelimesi kalp masajındaki "Kompresyon" ( Bası, "Vuruş" ) kavramını temsil etmekte olup, bu kelimenin sıra numarası olan 3 sayısı, CPR uygulamasında nefes üflemek için gerekli olan kompresyon periyodunu ( bası adedini, "vuruş" adedini )  temsil eden 30 sayısının da nümerolojik değeridir.

- Her 30 kompresyondan sonraki "nefes üfleme adedini" temsil eden 2 sayısı, ayetin ait olduğu surenin de numarasıdır.

- Kompresyon adedinin alt sınırını ifade eden 100 sayısının nümerolojik değeri 1 olup, bu sayı, ayet numarası olan 73 ( 7+3 = 10 ... 1 ) sayısının nümerolojik değerine eşittir. Ayrıca ayetteki kritik kelime olan "Yuhyi" ( Diriltir, Canlandırır ) kelimesinin sıra değeri de 10 ( 1+0 = 1 )'dur.

- Kompresyon adedinin üst sınırını ifade eden 120 sayısını oluşturan rakamlar ise ayetin kodunu ve ayetteki kelime adedini temsil eden sayılarda mevcuttur. ( 2/73 .. "2" ve 7+3 = 10 ... "1" ; 21 ... 1 ve 2 )

- Yukarıda bahsedildiği üzere, bir CPR metodu olan ACD-CPR ( Aktif Kompresyon-Dekompresyon CPR ) metodunda, ön göğüs duvarı ile bir conta oluşturan bir "Piston" vasıtasıyla göğse dönüşümlü olarak pozitif ve negatif basınçlar uygulanmaktadır. Bu uygulama ilgili ayette yer alan "İdribuhu bi BA'Diha" ( Ona bir PARÇAsıyla vurun. ) cümlesindeki "Ba'd" ( Parça, Bölüm, Kısım ) kelimesinin, ACD-CPR metodundaki "Piston"a işaret ediyor olma ihtimali de mevcuttur. Zira, ayette hariçten bir nesneden bahis bulunmaktadır.

Monday, April 7, 2025

Yıldızların konumları ve 13 Burç?

Grek kökenli kelimeler olan "Horoskop" ve "Zodiac" kelimeleri astrolojinin temelini oluşturan Burç'ları ( takımyıldız kümelerini ) ve onların konumlarını tanımlamak için kullanılan kavramlardır. Astroloji ( İlm el Nucum / Yıldızbilim )*, yıldızların konumlarının, birbirlerine göre açılarının ve evlerinin insanın kaderine ilişkin bilgileri içerdiğini öngören bir çalışma sahasıdır. 

Horoscope = Hora ( Zaman, Saat ) + Skopos ( Gözlem, Gözetleme, Hedef )

Zodiac = Zoidiakos ( Zoion ( Hayvan ), Zoidion ( Yontulmuş hayvan heykeli ) + iakos ( gibi, ile ilgili ) ) 

* Astrologia ( gre. ) = Asteri, Astron ( Yıldız ) + Logia ( Bilme, Bilim ) ( Logos ( Kelime, Bilgi ) + ia ( -cılık, -cilik, olma durumu ) 

Horoskopta esasen 13 yıldız kümesi ( burç ) ( Capricornus ( Oğlak ), Aquarius ( Kova ), Pisces ( Balık ), Aries ( Koç ), Taurus ( Boğa ), Gemini ( İkizler ), Cancer ( Yengeç ), Leo ( Aslan ), Virgo ( Başak ), Libra ( Terazi ), Scorpius ( Akrep ), Ophiuchus ( Yılancı ), Sagittarius ( Yay ) ) bulunduğu ancak Babillilerin 12 takvim ayıyla uyum sağlamak için 12 yıldızı baz aldıkları belirtilmektedir. ( İlave olan 13. burcun isminin Ophiuchus ( Yılancı ) olması da ezoterik açıdan düşündürücüdür. )

Kur'an'da "Yıldız" anlamını temsil eden "Kevkeb" ve "Necm" kelimelerinin geçtiği ayetlerdeki 12 ve 13 nümerolojisi dikkat çekmektedir.

"Yıldız" kelimesi Kur'an'da ilk kez "Kevkeb" ( Yıldız ) kelimesi vasıtasıyla, En'am suresinin aşağıdaki ayetinde zikredilmektedir.

6/76 FE (1) LEMMA (2) CENNE (3) ALEY (4) Hİ (5) EL (6) LEYLU (7) RAA (8) KEVKEBA (9) KALE (10) HAZA (11) RABB (12) İ (13) fe (14) lemma (15) efele (16) kale (17) la (18) uhibbu (19) el (20) afilin (21)

( فَلَمَّا جَنَّ عَلَيْهِ اللَّيْلُ رَأَى كَوْكَبًا قَالَ هَذَا رَبِّي فَلَمَّا أَفَلَ قَالَ لَا أُحِبُّ الْآفِلِينَ ) 

( ÜZERİNE GECE ÖRTÜP BASTIRDIĞINDA YILDIZ GÖRDÜ. "RAB'BİM BUDUR." DEDİ. Ama kaybolduğunda "Ben kaybolanları sevmem." dedi. )

- Ayetin numarasının ( 76 ) nümerolojik değeri 13 ( 7+6 = 13 ) olmaktadır.

- Ayetin, "Kevkeba" kelimesini de içeren ve şirk mesajını veren ilk iki cümlesinde 13 kelime bulunmaktadır.

- "Kevkeba" ( كَوْكَبًا ) kelimesinin ebced eğeri olan 49 sayısının nümerolojik değeri 13 olmaktadır. ( Kef 20 + Vav 6 + Kef 20 + Be 2 + Elif 1 = 49 ... 4+9 = 13 )

"Yıldız" anlamına gelen bir diğer kelime ise "Necm" ( Yıldız ) kelimesi olup, En'am suresinin aşağıdaki ayetinde yıldızın bir "yönlendirme kodu", bir "yönlendirme vasıtası" olduğuna işaret edilmektedir.

16/16 Ve (1) alamat (2) ve (3) bi (4) el (5) necmi (6) hum (7) yehtedun (8) 

( وَعَلَامَاتٍ وَبِالنَّجْمِ هُمْ يَهْتَدُونَ ) 

( Ve alametler. Onlar YILDIZla yönlenirler. )

- "Necm" ( نَّجْمِ ) kelimesinin ebced değeri olan 93 sayısının nümerolojik değeri 12 olmaktadır. ( Nun 50 + Cim 3 + Mim 40 = 93 ... 9+3 = 12 )

- Ayetin ebced değeri olan 1200 sayısı, içeriğinde 12 sayısını barındırmaktadır.

- Ayette 8 kelime ve 22 harf ( وَعَ لَ ا مَ ا تٍ وَ بِ ا ل نَّ جْ مِ هُ مْ يَ هْ تَ دُ و نَ ) bulunmakta olup, bu sayıları oluşturan rakamların toplamı da 12 ( 8+2+2 = 12 ) sayısını vermektedir.

- "Necm" kelimesi Kur'an'da 13 kere tekrarlanmaktadır.

"Yıldızların mevkilerinden ( konumlarından )" bahsedilen ve Astroloji ilmine işaret niteliğinde olan Vakia suresinin 75. ayeti de konu bağlamında dikkat çekmektedir.

56/75 Fe la uksimu bi MEVAKİ'İ EL NUCUM

( فَلَا أُقْسِمُ بِمَوَاقِعِ النُّجُومِ ) 

( YILDIZLARIN MEVKİLERİNE yemin ederim. )

- Ayetin numarası olan 75 sayısının nümerolojik değeri 12 ( 7+5 = 12 ) olmaktadır.

- Ayetin ebced değeri 661 olup, bu sayının nümerolojik değeri ise 13 ( 6+6+1 = 13 ) olmaktadır.

"Ves semai zatil buruc" ( Ve burçlar sahibi gök ) ayetiyle başlayan "Buruc" ( Yıldız kümeleri, Burçlar ) suresinin numarası 85 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 13 ( 8+5 = 13 ) sayısını vermektedir ki bu durum 13 burçlu Horoskopa işaret niteliği taşımakta gibidir.

"Gökteki yıldızların sayılarına" işaret edilen Tevrat'ın aşağıdaki ayetlerin kodlarını oluşturan rakamların toplamları da 12 ve 13 sayılarını vermektedir.

1-Genesis-15-5 Sonra Avram'ı dışarı çıkararak, "GÖKLERE BAK." dedi, "YILDIZLARI SAYABİLİR MİSİN? İşte, SOYUN o kadar çok olacak."

1+1+5+5 = 12

1-Genesis-22-17 seni fazlasıyla kutsayacağım; soyunu GÖKLERİN YILDIZLARI, kıyıların kumu kadar çoğaltacağım.

1+2+2+1+7 = 13

1-Genesis-26-4 SOYUNU GÖKTEKİ YILDIZLAR kadar çoğaltacağım. 

1+2+6+4 = 13

İncil'de ise, Mesih İsa'nın doğumunun işareti addedilen "yıldızın" gökte göründüğü zamandan bahsedilen ayetin kodunda 13 nümerolojisi mevcuttur.

40-Matthew-2-7 Bunun üzerine Hirodes bilge adamları gizlice çağırıp onlardan YILDIZIN NE ZAMAN GÖRÜNDÜĞÜNÜ tam olarak öğrendi.

4+0+2+7 = 13

Sunday, April 6, 2025

"1" kadar çabuk

Nahl ve Kamer surelerinin sırasıyla 77 ve 50. ayetlerinde geçen "Lemhil besar" ( Göz kırpma ) ifadesi "çok kısa sürede", "tek bir seferde", "bir anda" anlamlarını temsilen ve "1" sayısına işaret edecek şekilde yer almaktadır.

İlgili iki ayetin numaralarının toplamı olan 127 ( 77 + 50 = 127 ) sayısı, "Allah" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan ve nümerolojik değeri "1" olan 2701 sayısındaki rakamlardan oluşmaktadır.

16/77 Ve (1) li (2) allahi (3) ğaybu (4) el (5) semavati (6) ve (7) el (8) ard (9) ve (10) ma (11) emru (12) el (13) saati (14) illa (15) ke (16) LEMHİ (17) EL (18) BESARİ (19) ev (20) huve (21) akrab (22) inne (23) allahe (24) ala (25) kulli (26) şey'in (27) kadir (28)

( Ve göklerin ve yerin gaybı Allah içindir. Saatin işi GÖZ KIRPMA gibi veya daha yakındır. Kesinlikle Allah her şeye gücü yetendir. )

- Ayetin "Besari" ( Göz ) kelimesiyle biten ilk iki cümlesinde 19 ( 1+9 = 10 ... '1" ) kelime bulunmaktadır.

Ve (1) li (2) allahi (3) ğaybu (4) el (5) semavati (6) ve (7) el (8) ard (9) ve (10) ma (11) emru (12) el (13) saati (14) illa (15) ke (16) LEMHİ (17) EL (18) BESARİ (19)

Ve göklerin ve yerin gaybı Allah içindir. Saatin işi GÖZ KIRPMA gibidir. ... )

- Ayette 28 ( 2+8 = 10 ... "1" ) kelime bulunmaktadır.

"Lemhil besar" kelimesinin ikinci ve son kez geçtiği ayetteki "Vahdet" ( Birlik, Teklik ) vurgusu dikkat çekmektedir.

54/50 Ve (1) ma (2) emru (3) na (4) illa (5) VAHİDETUN (6) ke (7) LEMHİN (8) Bİ (9) EL (10) BESAR (11)

( Ve emrimiz TEK haricindeki değildir. GÖZ KIRPMA gibidir. )

- Ayetin son kelimesi "El Besar" olarak kabul edildiğinde ( önek dahil ) ayetteki kelime adedi 10 ( 1+0 = 1 ) olmaktadır. Önek ayrı değerlendirildiğinde ise 11 kelime olmakta ve yine "1" sayısı öne çıkmaktadır. Ayrıca 11 sayısı, "BİRdenBİRe" ( 1 ve 1 ) yani "Bir anda" gerçekleşen değişimi, "BİR halden BİR hale geçişi" simgeleyen sayı olması itibarıyla da dikkat çekmektedir.

- Ayetteki "Vahidet" ( Teklik, Birlik ) kelimesinin kökü olan "Vahid" ( واحد ) ( Bir ) kelimesinin ebced değeri 19 olup, bu sayının nümerolojik değeri de "1"'dir. ( 1+9 = 10 ... 1 )

Neml suresinin aşağıdaki ayetinde, "Bakışının sana geri dönmesi" ifadesiyle, "çok kısa sürede, bir anda" veya "ışık hızında" gerçekleşen bir olay tasvir edilmektedir. Kitap ilmine haiz olanın ışık hızında eylemde bulunabileceği Neml suresinin 40 numaralı ayetindeki şu cümle ile bildirilmektedir.

27/40 ... ene atike bihi kable en yertedde ileyke tarfuk ....

(  اَنَا۬ اٰت۪يكَ بِه۪ قَبْلَ اَنْ يَرْتَدَّ اِلَيْكَ طَرْفُكَۜ )

( ... ben onu sana, bakışın sana geri dönmeden önce getiririm. )

Yukarıdaki ayetin ebced değeri olan 1657 sayısının nümerolojik değeri de "1" olmaktadır. ( 1+6+5+7 = 19 ... 1 )

Allah'ın "seriul hisab" ( hızlı hesaplayan ) olduğunun ilk kez zikredildiği Bakara suresinin aşağıdaki ayetinde de 1 nümerolojisi bulunmaktadır.

2/202 Ulaike lehum nasibun min ma kesebu VALLAHU SERİUL HİSAB

( İşte onlar, onlara o kazandıklarından nasip vardır. ALLAH HIZLI HESAPLAYANDIR. )

Ayetteki kritik ifade olan "Ve allahu seriul hisab " ( وَاللّٰهُ سَر۪يعُ الْحِسَابِ ) ( Allah hızlı hesaplayandır. ) cümlesinin ebced değeri 514 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 1 ( 5+1+4 = 10 ... 1 ) olmaktadır.

Işık hızının kayıtlara geçmiş değeri 299,792,458 m/s olup, bu sayının nümerolojik değerinin de 1 olması dikkat çekmektedir. ( 2+9+9+79+2+4+5+8 = 55 ... 5+5 = 10 ... "1" )

Yine "ışık hızına" ve ayrıca "görecelik" kavramına işaret eden Hacc suresinin 47. ayetindeki ana mesajı içeren şu cümle de 10 ( 1+0 = 1 ) kelimeden oluşmaktadır.

22/47 ... YEVMEN (1) inde (2) rabbi (3) ke (4) ke (5) ELFİ (6) SENETİN (7) min (8) ma (9) teuddun (10)

( ... Rab’binin indinde BİR GÜN, o sizin saydığınızdan BİN SENE gibidir. )

Ayetteki mesajda, 1 ve 1000 sayıları vasıtasıyla yine 1 sayısı öne çıkmaktadır. 1 ve 1000 sayıları üzerinden ışık hızı hesabına değinilen bölümün linki de aşağıdadır.

https://kuranilmi.blogspot.com/2016/10/gorecelik-teorisi-ve-isk-hz.html?m=1

Saturday, April 5, 2025

Hesapsız rızkın kodu 1,2,7 ... "1"

Allah'ın "Rızık" nimetinin tüm insanlar için "eşit şekilde" bahşedildiği Fussilet suresinin 10. ayetinde bildirilmektedir.

41/10 Ve ceale fiha ravasiye min fevkiha ve barake fiha ve kaddera fiha AKVATEHA fi erbeati eyyam SEVAEN lis sailin

( Ve "Orada, onun üstünde dağlar oluşturdu. Orada bereket verdi. Orada, GIDALARI, AZIKLARI araştıranlar için dört günde EŞİT OLARAK düzenleyerek ölçülendirdi." )

Ayet numarasının 10 olması, nümerolojik olarak "1" ( 1+0 = 1 ) sayısına işaret niteliğinde olup, ayette, insanların "Birlik" ( Vahdet ) anlayışı içinde olmaları durumunda herkesin "Rızık" nimetlerinden "Eşit" şekilde faydalanabilecekleri bildirilmektedir. Mevcut kaos ve adaletsizlik düzeninin kök sebebi "Birlik" bilincinin maalesef kalplere yerleşmemiş olmamasıdır.

"Rızk" ( رِّزْقَ ) kelimesinin ebced değeri 307 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 10 üzerinden "1" olmaktadır. ( Ra 200 + Ze 7 + Kaf 100 = 307 ... 3+0+7 = 10 ... "1" )

Ayetteki "Akvat" ( اَقْوَاتَ ) ( Rızıklar, Gıdalar ) kelimesi "Kut" ( قْوَتَ ) ( Rızık, Gıda ) kelimesinin çoğulu olup, bu kelimenin ebced değeri olan 506 sayısının nümerolojik değeri olan 11 sayısı da içerdiği "1" sayısı itibarıyla dikkat çekmektedir. 

Allah'ın yerdeki rızık nimetlerinden bahsedilen Abese suresinin ilgili ayet grubunun ( 26 - 32 ayetler arası ) son iki ayetinde "Yemişlere, meyvelere" işaret edilmekte ve bunların "insanlar ve hayvanlar için fayda ( meta ) olduğu" vurgulanmaktadır. 

......

......

80/31 Ve (1) FAKİHETEN (2) ve (3) ebben (4)

( وَفَاكِهَةً وَاَباًّۙ ) 

( Ve YEMİŞLER, MEYVELER ve çayırlar. )

80/32 META'AN lekum ve li en'amikum

( Size ve hayvanlarınız için FAYDA olarak. )

Yukarıdaki 80/31 kodlu ayet, Kur'an'da ebced değeri 127 ( 1+2+7 = 10 ... "1" ) olan yegane ayet olup, bu sayı, "Allah" kelimesinin Ku'an'daki tekrar adedi olan ve nümerolojik değeri "1" olan 2701 sayısındaki rakamları içermektedir.

Vav 6 + Fe 80 + Elif 1 + Kef 20 + He 5 + He 5 + Vav 6 + Elif 1 + Be 2 +  Elif 1 = 127 ... 1+2+7 = 10 ... "1"

Ayrıca söz konusu ayette 10 harf ( وَ فَ ا كِ هَ ةً وَأَ بًّ ا ) ( Vav, Fe, Elif, Kef, He, He, Vav, Elif, Te, Elif ) bulunmaktadır.

Ayetteki kelimelerin sıra numaraları toplamı da 10 sayısını ve dolayısıyla nümerolojik olarak 1 sayısını vermektedir. ( 1+2+3+4 = 10 ... "1" )

Rab'bin nimetinin "basit matematik hesapla" tespitinin mümkün olamayacağı, O'nun rızkının "hesapsız" olduğu Kur'an ayetlerinde defaatle tekrarlanmaktadır. Bu husus, ilk defa Bakara suresinde zikredilmektedir. ( 2/212 ... Allah dilediği kimseyi hesapsızca rızıklandırır. )

"Hesapsız rızık" kavramı, İncil'de de, "Balık" ve "Ekmek" misali vasıtasıyla Matta ve Luka surelerinde iki kere tekrarlanmak suretiyle bildirilmektedir. İlgili ilk ayet grubu Matta suresinde yer almakta olup, ayet grubunun ana mesajını içeren başlangıç ve bitiş ayetlerinin numaralarını oluşturan rakamlar 1, 7, 2 ve 0 rakamlarıdır ki bu rakamlar da yine "Allah" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısını oluşturan rakamlardır. 

40-Matthew-14-17 Öğrenciler, "Burada BEŞ ekmekle İKİ balıktan başka bir şeyimiz yok ki" dediler.

40-Matthew-14-20 Herkes yiyip doydu. Artakalan parçalardan ONİKİ sepet dolusu topladılar.

Ayrıca, ayetteki misallemeye konu olan sayıların ( 5, 2 ve 12 ) toplamı olan 19 ( 5+2+12 = 19 ) sayısının nümerolojik değeri de "1" olmaktadır.

Friday, April 4, 2025

Demirdeki 8 kodu

"Hadid" ( حَد۪يدِ  ) ( Demir ) kelimesinin ebced değeri olan 26 sayısı, Demir ( Fe ) elementinin Atom Numarası'nı ( bir elementin her atomunun çekirdeğinde bulunan proton sayısı ) da temsil eden sayıdır.

Ha ( حَ ) 8 + Dal ( د۪ ) 4 + Ya 10 ( ي ) + Dal ( د۪ ) 26 = 4    



26 sayısının nümerolojik değeri ise "8" ( 2+6 = 8 ) olmaktadır. 

"Hadid" ( Demir ) kelimesinin;

- geçtiği ayetlerdeki sıra numaralarının toplamı 80 olup, bu sayının nümerolojik değeri de "8" olmaktadır. 

- ilk kez geçtiği surenin numarası olan 17 sayısının nümerolojik değeri de "8" olmaktadır.

- geçtiği ayetlerin numaralarının toplamının nümerolojik değeri 8 olmaktadır. ( 50 + 96 + 21 + 10 + 22 + 25 = 224 ... 2+2+4 = "8"

"Hadid" ( Demir ) kelimesinin ayetlerdeki sıra numaraları ve ilgili ayetler şöyledir.

Sıra numaraları : 5 + 5 + 5 + 20 + 18 + 27 = 80 ... 8 + 0 = 8

17/50 Kul (1) kunu (2) hicareten (3) ev (4) HADİDA (5) 

( De ki: "Taş veya DEMİR olun." )

18/96 Atu (1) ni (2) zubera (3) el (4) HADİD (5) .....

( Bana DEMİR kütleleri getirin. ... )

22/21 Ve (1) lehum (2) mekamiu (3) min (4) HADİD (5) 

( Ve DEMİRden kamçılar onlaradır.  )

34/10 Ve (1) lekad (2) ateyna (3) davude (4) min (5) na (6) fadla (7) ya (8) cibalu (9) evvibi (10) mea (11) hu (12) ve (13) el (14) tayr (15) ve (16) elenna (17) lehu (18) el (19) HADİD (20) 

( Ve Davud'a bizden üstünlük verdik. Ey dağlar ve kuşlar, onunla birlikte dönün. Ona DEMİRi yumuşattık. )

50/22 Lekad (1) kunte (2) fi (3) ğafletin (4) min (5) haza (6) fe (7) keşefna (8)* an (9) ke (10) ğitae (11) ke (12) fe (13) besaru (14) ke (15) el (16) yevme (17) HADİD (18)
 
( Bundan habersizlik içinde oldun. Üzerinden örtünü kaldırdık*. Artık bugün gözün, görüşün DEMİR gibidir / KESKİNDİR. )

* 8 sayısı, sonsuz döngünün ve yeni döngü başlangıcının ( halden hele geçişin ) sembolü olan bir sayı olup, "Hadid" kelimesinin yer aldığı yukarıdaki ayetteki "Keşefna anke ğitaeke" ( Üzerinden örtünü kaldırdık. ) cümlesi ve akabindeki ifadeler, insanda oluşan bir "hal değişimine" ve "yeni bir sürecin başlangıcına" işaret etmektedir ki bu süreç frekans yükselmesi vasıtasıyla farklı bir algılama seviyesine geçişi tasvir etmektedir. Ayetteki kritik kelime olan ve değişimi simgeleyen "Keşefna" ( Kaldırdık ) kelimesinin sıra numarası da 8'dir.

57/25 Lekad (1) erselna (2) rusule (3) na (4) bi (5) el (6) beyyinati (7) ve (8) enzelna (9) mea (10) hum (11) el (12) kitabe (13) ve (14) el (15) mizane (16) li (17) yekume (18) el (19) nasu (20) bi (21) el (22) kisti (23) ve (24) enzelna (25) el (26) HADİDE (27) fi (28) hi (29) be'sun (30) şedidun (31) ve (32) menafiu (33) li (34) en (35) nasi (36) ve (37) li (38) a'lemu (39) allahu (40) men (41) yensuru (42) hu (43) ve (44) rusule (45) hu (46) bi (47) el (48) ğaybi (49) inne (50) allahe (51) kaviyyun (52) aziz (53) 

( Resullerimizi deliller ile gönderdik. İnsanların ölçülü olmaları için onlarla birlikte kitabı ve ölçüyü indirdik. İçinde insanlar için şiddetli azap, zorluk ve fayda olan DEMİRİ de indirdik. Allah’ın, O’na ve resullerine gıyabında yardım edenleri bilmesi içindir. Kesinlikle Allah kuvvetlidir yücedir. )

"Hadid" ( Demir ) kelimesi, son kez geçtiği ayetteki 27. kelimedir. "Demir"'in molekül ağırlığı "55,845 u" olup, bu sayının nümerolojik değeri 27 ( 5+5+8+4+5 = 27 ) olmaktadır. 







Thursday, April 3, 2025

İlahun vahid

"Allah'ın birliği" yani "Vahdet" (Birlik, Ünite ) kavramının zikredildiği ayetlerdeki kritik ifadelerde 1 nümerolojisi olduğu görülmektedir.

Kur'an'da sadece Taha suresinin 14. ayetinde geçen "Enallah (  اَنَا اللّٰهُ ) ( Ben Allah'ım ) cümlesinin ebced değeri 118 olup, bu sayının nümerolojik değeri 1 olmaktadır. ( 1+1+8 = 10 ... 1 )

20/14 İnne (1) ni (2) ENE (3) ALLAHU (4) la ilahe illa ene fa'budni ve ekimis salate li zikri

( Kesinlikle ben, BEN ALLAH'IM. Benim haricimde ilah yoktur. O halde bana kulluk et ve beni hatırlama için duaya kalk. )

Elif 1 + Nun 50 + Elif 1 + Elif 1 + Lam 30 + Lam 30 + He 5 = 118

Ayetteki ilk cümle olan "İnneni enallah" cümlesindeki kelimelerin sıra numaralarının toplamı olan 10 ( 1+2+3+4 = 10 ) sayısının nümerolojik değeri 1'dir.

Kur'an'da ilk kez Bakara suresinin 163. ( 1+6+3 = 10 ... 1 ) ayetinde geçen "İlahun vahid" (  اِلٰهٌ وَاحِدٌۚ ) cümlesinin ebced değeri 55 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 1 olmaktadır. ( 5+5 = 10 ... 1 )

Elif 1 + Lam 30 + He 5 + Vav 6 + Elif 1 + Ha 8 + Dal 4 = 55 

"Allahe vahdehu" ( Allah'ın birliği ) ifadesinin ilk kez geçtiği A'raf suresinin 70. ayetinin ebced değeri 4060 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 1 olmaktadır. ( 4+0+6+0 = 10 ... 1 )

7/70 Kalu e ci'tena li na'budELLAHE VAHDEHU ve nezera ma kane ya'budu abauna fe'tina bima teiduna in kunte mines sadikin

( قَالُٓوا اَجِئْتَنَا لِنَعْبُدَ اللّٰهَ وَحْدَهُ وَنَذَرَ مَا كَانَ يَعْبُدُ اٰبَٓاؤُ۬نَاۚ فَأْتِنَا بِمَا تَعِدُنَٓا اِنْ كُنْتَ مِنَ الصَّادِق۪ينَ )

( "Sen ALLAH'A, O'NUN BİRLİĞİNE birliğine  kulluk etmemiz ve babalarımızın kulluk ettiklerini bırakmamız için mi geldin? O halde, doğrulardan isen o bizi tehdit ettiğini, bize vaad ettiğini bize getir." dediler. )

"Vahid" ( وَاحِدٌ ) ( Bir ) kelimesinin ebced değeri 19 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 1 olmaktadır. ( 1+9 = 10 ... 1 )

"Vahid" kelimesinin, ilk kez geçtiği 2/61 kodlu ayetteki sıra numarası 10'dur. ( 1+0 = 1 )

2/61 Ve (1) iz (2) kultum (3) ya (4) musa (5) len (6) nasbira (7) ala (8) taamin (9) VAHİDİN (10) ....

( Ve zamanında dediniz ki "Ey Musa TEK yiyeceğe asla sabretmeyeceğiz. .... )

Hatırlanacağı üzere "Allah" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısının nümerolojik değeri de 1'dir. ( 2+7+0+1 = 10 ... 1 )

Tuesday, April 1, 2025

Tekamülde geriye dönüş?!

Yerin 2900 km'lik derinliğinde olan Dış Çekirdeğin altında yer alan Magma, erimiş ve yarı erimiş "Taşların", kayaların bir karışımı olup, içeriğinin büyük bölümünü ise, oksijenden sonra, bir "Metaloid" olan Silikon ve "Demir" oluşturmaktadır. Bu en alt katmanda kaba madde planı deneyiminin en düşük derecesine tabi tutulan ruhlar yer almaktadır. Ancak, "ruhlar yer almaktadır" ifadesi açıklayıcı olması amacıyla kullanılmış olup, esasen ruh ve madde planı birbirlerinden tamamen ayrı realiteler olup, "ruhun maddenin içinde olması" gibi bir durum söz konusu değildir. Ruh, önce maddeyi algılayarak, daha sonra da kendi planından madde planına tesir göndererek madde ile etkileşime girmektedir. Dolayısıyla, bu noktada ifade edilmek istenen, esasen idrake haiz olan ancak maddenin en düşük derecesini deneyimleyen bir ruhun henüz maddeye "tali tesir" ileterek onu yönlendirme becerisinden uzak olduğu, sadece maddeyi algılayarak onun ne olduğunu öğrenme aşamasında olduğu ve doğrudan ilahi kaynaktan iletilen "asli tesirlerle" ( ruhu da, maddeyi de yönlendiren ilahi tesirler ) yönlendirilen maddeye bağlanarak pasif şekilde bu öğrenme sürecinden geçtiğidir. Her ruh, ileride aktif hale geçebildiğinde, yani maddeye / bedene tesir ileterek onu yönlendirebilme becerisini kazandığında ve böylelikle "nefsi" oluşturduğunda, reenkarnasyon döngüleri vasıtasıyla derece derece ( taş, demir, virüs, bakteri, böcek, sürüngen, balık, memeli hayvan vb. ve nihayetinde insan ) yükselme sürecine de başlamış olacaktır.

İşte bu "en düşük tekamül derecesi", ruhlar için sadece madde deneyiminin başlangıcı olmayıp, reenkarnasyon süreçlerinde başarısız olan yani maddenin nefsani ve şeytani tesirlerini kontrol etmeyi başaramamış olan ruhlar için de  bir "geriye dönüşü" temsil etmektedir. Bu hususa, çoklu anlamları olan ayetlerde işaret edilmekte gibidir.

İsra suresinin aşağıdaki ayetinde, inkarcılara hitaben yer alan cümle, "tekamül sürecinin en başına dönüş" ( idraksiz varlık derecesi ) kavramı bağlamında dikkat çekmektedir.

17/50 Kul kunu HİCARATEN ev HADİDA

( De ki: "TAŞ veya DEMİR olun." )

Yukarıdaki ayet, yeraltı katmanlarındaki magmaya da işaret etmekte gibidir. 

Zira ayetlerde yer alan "Hutame" ( حُطَمَةِ ) ( Ateş; Derin ateş kuyusu ) kelimesi vasıtasıyla, kaba madde planı dünyanın kendisi yani cehennem ifade edilmekte olduğu gibi, yeraltındaki magma katmanına da işaret ediliyor olması muhtemeldir.

104/4 Kella (1) le (2) YUNBEZE (3) enne (4) fi (5) el (6) HUTAMEH (7) 

( Asla, HUTAMEYE ATILACAKTIR. )

104/5 Ve (1) ma (2) edra (3) ke (4) ma (5) el (6) HUTAMEH (7)

( Ve HUTAMEnin ne olduğunu sana ne bildirir? )

104/6 NARU (1) allahi (2) el (3) mukadeh (4) 

( Allah’ın yakılmış ATEŞidir. )

Yukarıda "Hutame"nin "ne olduğunun" bildirildiği ayetin kodunun nümerolojik değeri olan ve "halden hale geçişi" simgeleyen 11 ( 1+0+4+6 = 11 ) sayısı, 

"Hutame"nin tanımını konu alan ayet ikilisi olan 104/5 ve 104/6 kodlu ayetlerdeki toplam kelime adedine de eşittir. "Hutameye atılmanın" bir "hal değişimi olması", 11 nümerolojisini de anlamlı kılmaktadır.

Aşağıdaki ayetlerde ise "daha üst dereceli geriye dönüş" fenomenine yani "düşük idrak seviyeli varlık" derecesine geri dönüşe işaret edilmekte gibidir.

2/65 ... Böylece ONLARA, "Kovulup reddedilmiş MAYMUNLAR OLUN." DEDİK.  

5/60 ... ALLAH'IN  lanetlediği ve üzerine öfke eylediği ve ONLARDAN MAYMUNLAR, DOMUZLAR ve azgına kulluk edenler OLUŞTURDUĞU KİMSELER, işte bunlar mekan olarak daha kötüdürler.

7/166 Böylece onlardan onlara yasaklayıp menettiklerimizde inat ettiklerinde, onlara "HOR VE HAKİR MAYMUNLAR OLUN." dedik.

Aşağıdaki ayetlerde de yine kaba madde planı dünyadaki reenkarnasyon döngüleri sonucunda başarı elde edilememesi durumundaki "geriye dönüşten", "başa dönüşten" ( reenkarnasyon döngüleri tekrarı ) bahsedilmekte gibidir.

2/24 ..... o halde YAKITI İNSANLAR VE TAŞLAR OLAN ve inkarcılar için hazırlanmış olan ATEŞTEN SAKININ.

66/6* Ey o inananlar, nefislerinizi ve ailenizi YAKITI İNSANLAR VE TAŞLAR OLAN olan ATEŞTEN koruyun. ...

* Ayetin kodu da 666 sayısı itibarıyla dikkat çekmektedir.

A'raf suresinin 182. ayetinde, konuya ilişkin olarak insanlar farkındalığa çağırılmaktadır.

7/182 Ve ayetlerimizi yalanlayanlar, ONLARI BİLMEDİKLERİ YERDEN YAVAŞ YAVAŞ DERECELENDİRECEĞİZ.

Sunday, March 30, 2025

Gökten parçalar .... Meteor Yağmuru

"Meteor Yağmuru", meteorların ( yıldızlardan kopan göktaşları ) atmosfere girerek parçalanması olayını tanımlayan bir terimdir.

Grek kökenli bir kelime olan "Perseus" kelimesi, "Perthein" ( Mahvetmek, Yok etmek, Yıkmak, Helak etmek ) fiilinden türeme bir isim olup, Grek mitolojisindeki bir karakterin ve Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) tarafından tanımlanan 88 modern takımyıldızdan birinin de ismidir.

"Perseidai" ( Perseid ) kelimesi ise "Perseus'a ait" anlamına gelen bir kelime olup, gökyüzünde, Perseus takımyıldızı yönünden geliyormuş gibi görünen en etkili "meteor yağmuru"na verilen isimdir.

Perseid Meteor Yağmuru her yıl 17 Temmuz - 24 Ağustos döneminde gerçekleşmekte olup, zirve noktası ise 12 Ağustos'dur. Meteorlar genellikle 80 kilometre yükseklikte, atmosferde yanarak parçalanmaktadırlar.

Kur'an'da yer alan "Sekete min el semai kisefen" ( Gökten parçalar düşmesi ) ifadesinin muhkem ve  müteşabih çoklu anlamlarından birinin de "Meteor Yağmuru" olması muhtemeldir. Ayetlerde bu ifade, Perseus ( Mahvedici, Yokedici, Helak edici ) kelimesiyle uyumlu olarak, "helak edici" bir fenomen olarak zikredilmektedir. Ayetlerdeki 8 nümerolojisi ise dikkat çekmektedir.

17/92 Ev (1) TUSKİTA (2) EL (3) SEMAE (4) kema (5) zeamte (6) ALEY (7) NA (8) KİSEFEN (9) ev (10) te'tiye (11) bi (12) allahi (13) ve (14) el (15) melaiketi (16) kabila (17) 

( Veya o zannettiğin gibi GÖĞÜ ÜZERİMİZE PARÇA PARÇA DÜŞÜRESİN veya Allah'ı ve melekleri öne, meydana getiresin. )

- "Kisefen min el semai" ( Gökten parçalar ) ifadesinin ilk kez geçtiği İsra suresinin numarası olan 17 sayısının nümerolojik değeri 8'dir. Ayrıca 17 sayısı Perseid Meteor Yağmuru'nun başlangıcı olan Temmuz ayının 17. günü ile uyum arzetmektedir.

- Bu ayet 17 kelimeden oluşmaktadır. ( 1+7 = 8 )

"Kisefen min el semai" ifadesinin ikinci kez geçtiği ayet ise 26. sure olan Şura suresine aittir. ( 2+6 = 8 )

26/187 Fe (1) ESKİT (2) ALEY (3) NA (4) KİSEFEN (5) MİN (6) EL (7) SEMAİ (8) in (9) kunte (10) min (11) el (12) sadikin (13) 

( O halde, eğer doğrulardan isen, GÖKTEN ÜZERİMİZE PARÇALAR DÜŞÜR. )

( فَاَسْقِطْ عَلَيْنَا كِسَفاً مِنَ السَّمَٓاءِ اِنْ كُنْتَ مِنَ الصَّادِق۪ينَۜ )

- Ayetin ebced değeri yani ayeti oluşturan harflerin ebced değerleri toplamı 1691 olup, bu sayının nümerolojik değeri "8"'dir. 

- Ayetteki "Kisefen" ( كِسَفًا ) kelimesinin ebced değeri olan 161 sayısının nümerolojik değeri de "8" olmaktadır.

- Ayetteki ilk cümlede 8 kelime bulunmaktadır.

Fe ( O halde ) (1) eskit ( düşür ) (2) aley ( üzerine ) (3) na ( bizim ) (4) kisefen ( parçalar ) (5) min ( -den ) (6) el ( önek ) (7) semai ( gök ) (8)

Meteorlar üç gruba ayrılmaktadır.

1- Taşlı meteorlar

2- Demirli meteorlar

3- Taşlı ve Demirli meteorlar

Aşağıdaki ayet de, "Kisefen min el semai" ( Gökten parçalar ) ifadesinin ilk kez geçtiği 17. ( 1+7 = 8 ) surede ( İsra suresi ) yer almakta olup, bu ayetteki çoklu anlamlardan biriyle de meteora işaret edilmekte gibidir. 

17/50 Kul kunu HİCARATEN EV HADİDA

( De ki: "TAŞ VEYA DEMİR olun." )

Ayetteki "Hicaraten ev hadida" ( حِجَارَةً اَوْ حَد۪يداًۙ ) ( Taş veya demir ) ifadesinin ebced değeri 251 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 8 olmaktadır.

Bir musibeti tasvir eden bu ayette, yine bir musibet olarak gökten düşecek olan, demir veya taş nitelikli parçaların ( meteorlar ) yeryüzüne çarpmasıyla insanların da taşa ve demire dönüşecekleri mi bildirilmektedir?

Günah ve Af döngüsü

Kur'an'da Cunah ( جُنَاحَ ), İsm ( إِثْمٌ ), Zenb ( ذَّنبِ ), ve Fisk ( فِسْقٌ ) kelimeleri ile temsil edilen "Günah" kelimesi, "Yapılmaması gereken, Kötü olan, Zarar veren" anlamlarını içermektedir.

Aklını kullanarak nefsin negatif tesirlerinden arınmaya çalışmak yerine nefsinin altında kalan insan, düşünce, söylem ve eylemlerinin çoğunda, sürekli olarak "günah" işleyen ve kendisine "af eylenerek müsamaha gösterilen" ( mağfiret eylenen ) bir varlıktır. Dünyanın cehennem olmasının kök sebebi de insanın bu günahkar niteliğidir.

2/187 .... Allah SİZİN NEFİSLERİNİZİN ALTINDA KALANLAR OLDUĞUNUZU bilir de üzerinize tevbe eyler ve SİZİ AFFEDER. 

16/61 Ve şayet Allah insanları ZULÜMLERİNDEN DOLAYI SORGULASAYDI, YERİN ÜZERİNDE DEBELENEN BIRAKMAZDI. Lakin onları isimlendirilmiş belirli vadeye kadar erteler. .... 

12/53 Ve NEFSİMİ TEMİZE ÇIKARMIYORUM. Kesinlikle NEFS, Rab’bimin merhamet gösterdiğinin haricinde, KÖTÜLÜĞÜ EMREDER. Kesinlikle RAB'BİM AFFEDENDİR, merhametlidir. 

"Hayatın doğal akışı", "Olması gereken", "Normal" addedilen birçok eylem esasen günah niteliği taşımaktadır. Bunların başında "Yemek için bir başka canlıyı öldürmek"*, "Bilgiyi gizlemek ve/veya onu metalaştırarak para kazanma aracı kılmak", "Başkasının kaybı üzerinden kazanç sağlamak", "Ticaret adı altında, Allah'ın herkes için eşit olmak üzere bahşettiği nimetleri elde tutup ( gasp edip ), para karşılığı insanlara satmak" gibi eylemler gelmektedir. 

* Dünyanın cehennem olduğunun delillerindendir. Cennet tasvirlerinde yer alan "Lahmi tayrin" ( Kuş eti ) ifadesi müteşabih niteliktedir.

41/10 ... Orada, GIDALARI AZIKLARI, araştıranlar için dört günde EŞİT OLARAK DÜZENLEYİP ÖLÇÜLENDİRDİ."

16/71 Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. Ancak o üstün kılınanlar RIZIKLARINI o ellerinin malik olduklarına VETMEZLER Kİ ONDA EŞİT OLSUNLAR. Yani ALLAG'IN NİMETİ İLE CİHAD MI EDİYORLAR? 

"Car" ( Akmak ), "Cari" ( Akan ) kelimelerinden türeme bir isim olan "Ticaret" kelimesi, semantik köken itibarıyla "Akış, Akma" anlamını yani "Taraflar arası karşılıklı fayda akışı"nı temsil etmektedir. Misalen, peynir üreten ve elbise üreten iki kişi esasen birbirlerine karşılıklı faydayı sağlar durumdadırlar. Zira, elbise dikenin peynire, peynir üretenin de elbiseye ihtiyacı olduğu aşikardır. İşte bu mekanizma esas ticareti oluşturmaktadır. Ticaret bu noktada gerçekleşmiştir. Bunun ötesine geçip, ayrıca "para" denen aldatma aracını devreye sokmak, paraya ve para karşılığı mübadeleye dayalı sistemi "ticaret" olarak adlandırmak kadim bir şeytani operasyon ve bir günahtır. Küreselcilerin, insanların haklarını gasp etmek suretiyle kurmuş oldukları ve kitlesel gasp ve tahakküm aracı olarak kullanageldikleri para esaslı şirketleşme sistemi, sadece geçimini sağlamak üzere bu faaliyette bulunmak zorunda kalan veya bu sistemde köleliğe mecbur bırakılan iyi niyetli insanları da maalesef dolaylı olarak günahın bir parçası kılmaktadır. Ancak herşeyi gören ve bilen Allah, kime mağfiret eyleyeceğini de elbette bilmektedir.

Gerçek ticaretin "Ticareten la tebur" ( Batmayan ticaret ) ve "Ticaretin yunci min azabin elim" ( Elim azaptan kurtaracak ticaret ) olduğunun bildirildiği ve resul söylemi vasıtasıyla tanımının verildiği ayetler önem arzetmektedir.

35/29 Kesinlikle o Allah’ın kitabını okuyanlar, duaya kalkanlar ve o onları rızıklandırdıklarımızdan gizlice ve açıkça harcayanlar kesinlikle BATMAYAN TİCARETİ umarlar.

61/10 Ey o inananlar, sizi, sizi elim AZAPTAN KURTARACAK TİCARETE yönelteyim mi? 

61/11 Allah’a  ve O’nun resulüne inanırsınız, ALLAH YOLUNDA MALLARINIZ VE NEFİSLERİNİZLE CİHAD EDERSİNİZ. Eğer bilenlerseniz, bu size daha hayırlıdır.

Resul Hz. Muhammed'in "Tüccar" olduğu yönünde kadim bir dezenformasyon da mevcut gibidir. Zira, hidayete kadar "Ummi" ( Okur Yazar olmayan ) olan bir insanın ticaret ile uğraşması! hatta bazı kaynaklara göre "uluslararası ticaret yapması"! oldukça düşündürücüdür. Ayrıca Furkan suresinin aşağıdaki ayetinde resulün "mal satan", "ticaret yapan" değil de "çarşılarda gezen" birisi olarak tasvir edilmiş olması da bu bağlamda dikkat çekmektedir

25/7 Ve "BU NE RESULDÜR Kİ yemek yer ve ÇARŞILARDA GEZER. Üzerine melek indirilmeliydi de onunla birlikte uyarıcı olmalı değil miydi?" dediler.

İnsanın sürekli günah işlemekte olduğuna işaret eden bazı ayetler ise şöyledir.

7/102 Ve onların çoğunluğunda AHD BULAMADIK*. Kesinlikle onların çoğunluğunu GÜNAHKARLAR olarak bulduk. 

*20/115 Ve önceden ADEM'E AHDETTİK DE UNUTTU. O'nda AZİM BULAMADIK.

Yukarıdaki iki ayet birbirleriyle doğrudan ilintilidir. Zira, Adem'in "ahdini unutması", "O'nda ahd ve azim bulunamaması", O'nun ve O'ndan sonrakilerin "günahkar" niteliğini teyid etmektedir.

3/31 De ki: "Eğer Allah’ı sevenler iseniz, bana tabi olun ki Allah sizleri sevsin ve size günahlarınızı af eylesin. Allah affedendir merhametlidir."

3/135 Ve onlar ahlaksızlık yaptıklarında veya nefislerine zulmettiklerinde Allah’ı hatırlarlar da günahları için af isterler. Allah’ın haricinde günahları kim affeder? Ve onlar o yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.

4/2 Ve yetimlere mallarını verin. Pisi, kötüyü, temizle, iyiyle değiştirmeyin. Onların mallarını mallarınıza katarak yemeyin. Kesinlikle o büyük günahtır. 

4/111 Ve kim günah kazanırsa, kesinlikle onu nefsi üzerine kazanır. Allah bilendir hakimdir.

5/2 .... İyilik ve sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın. ....

5/49 .... Kesinlikle insanlardan çoğu günahkarlardır. 

5/59 ... Ve kesinlikle çoğunluğunuz günahkarlarsınız.

5/62 Ve onlardan çoğunu, günahta, düşmanlıkta ve haram yemede koşarak ilerlerken görürsün. O yapmış oldukları ne kötüdür.

5/81 .... Lakin onlardan çoğu günahkarlardır. 

6/6 ... Fakat onları günahlarından dolayı helak ettik. Onlardan sonra diğer nesili inşa ettik.

7/100 ... Şayet dilersek onlara da günahlarından dolayı musibetler veririz.

42/30 Ve size musibetten ne isabet ederse o ellerinizin kazandıklarındandır. Çoğunu affeder. 

48/2 Allah’ın sana o geçmişte sunduğun günahlarından ve o gelecektekilerinden af eylemesi, senin üzerine nimetini tamamlaması ve seni doğru yola yönlendirmesi için.  

Friday, March 28, 2025

İstidrac mekanizması

"Derece" ( Yukarı çıkma basamağı, Aşama, Kademe, Mertebe, Yükseliş ) kelimesinden türeme olan "İstidrac" ( derece derece yükselmeyi isteyiş ) kelimesi "Bir kişinin, haksızlığına, değersizliğine ve kabiliyetsizliğine rağmen nimet bolluğuna erişmesi ve buna bağlı olarak küfür, isyan ve zulm ederek helake yakınlaşması" anlamını da temsil etmektedir.

Aldatıcı nitelikli dünyevi, nefsani ve maddi unsurların esiri olmuş zalimlerin, suçluların, yalancıların, sahtekarların hep kazanıyorlarmış gibi, hep işleri rast gidiyormuş gibi, hep başarılı!* oluyorlarmış gibi görünmelerinin sebebi "İstidrac" mekanizmasının kusursuz işlemesindendir. Ancak onlar özde inkarcı olduklarından bu durumun farkında değildirler veya farkında olsalar dahi umursamamaktadırlar.

* Dünya hayatı, kötülüğe dayalı imkan genişletmenin, maddi zenginleşmenin "Başarı" addedildiği bir aldanma planıdır. Bu gerçek ayetlerde bildirilmektedir.

57/20 Bilin ki o DÜNYA HAYATI kesinlikle oyundur, eğlencedir, süstür, ARANIZDA ÖVÜNMEDİR, MALLARDAN VE ÇOCUKLARDAN ÇOĞALTMADIR. Bitirip yetiştirdiği, ekincilerin hoşuna giden yağmur misali gibidir. Sonra kırpılmış parça olur. Ahirette şiddetli azap, Allah’tan af ve rıza vardır. DÜNYA HAYATI ALDATICI META HARİCİNDEKİ değildir. 

45/35 ... SİZİ DÜNYA HAYATI ALDATTI. ...

"İstidrac ile helake yolculuk" temasını işleyen ve inananlara önemli mesajlar veren ayetler şöyledir.

2/200 İnsanlardan kim "Rab’bimiz BİZE DÜNYADA VER." derse, ona ahirette nasip yoktur.

3/178 Ve kesinlikle o inkar edenler nefisleri için onlara hayırlısından süre verdiğimizi sanmasınlar. Kesinlikle, ONLARA GÜNAHLARI ARTIRMALARI İÇİN SÜRE VERİYORUZ. Alçaltıcı hakir eden azap onlaradır.

20/131 Ve onlardan eşleri, o faydalandırdıklarımıza GÖZÜNÜ DİKME. ONLAR, ONLARI SINAMAMIZ İÇİN DÜNYA HAYATININ PARLAKLIKLARIDIR, SÜSLERİDİR. Rab’binin rızıkı daha hayırlıdır ve bakidir.

23/55 SANIYORLAR MI Kİ ONLARA O MALDAN VE OĞULDAN YAYDIKLARIMIZLA,

23/56 ONLARA HAYIRLARDA KOŞUYORUZ. BİLAKİS FARKETMEZLER.

A'raf suresinin aşağıdaki ayetinde "İstidrac mekanizmasına" işaret edilmektedir.

7/182 Vellezine kezzebu bi ayatina SENESTEDRİCUHUM MİN HAYSU LA YA'LEMUN

( Ve ayetlerimizi yalanlayanlar, ONLARI BİLMEDİKLERİ YERDEN YAVAŞ YAVAŞ DERECELENDİRECEĞİZ. )

Dolayısıyla bir insanın, haset duygusuyla bir başkası için "Allah yürü ya kulum" demiş.", "Allah verdikçe veriyor." veya "O üst derecede" ( üst seviyede ) gibi ifadeler kullanmadan önce yukarıdaki ayetleri hatırlaması ve "Allah'ın ne verdiğinin", "Nereye doğru yürüttüğünün", "Nasıl bir derecelendirme sistemi uyguladığının" farkına varması kendi tekamülü açısından çok faydalı olacaktır.

Chat GPT Meselesi

Özünde, Allah'ın bahşettiği ilim vasıtasıyla insanın ürettiği bir teknoloji ürünü olan, etkinliği ve performansı kullandığı veri tabanına ve programcısı olan insana bağlı olan ancak "Yapay Zeka" terimi vasıtasıyla adeta farklı bir varlık, farklı bir karaktermiş algısı oluşturulmaya çalışılan yazılım teknolojisi her geçen gün insanın sosyal yaşamına biraz daha fazla entegre olmaktadır.

Son dönemde "Chat GPT" markası ile genel kullanıma açılan yazılımı insanlar, esasen kendilerinin yapmaları gereken birçok işte ( tez yazma, şiir yazma, resim yapma, metin özetleri hazırlama, sunum hazırlama, hukuki süreç değerlendirme vb. ) kullanmaya başlamışlardır. 

Esasen tıp, mühendislik, astronomi gibi spesifik bilim alanlarında standardize olmuş rutin bazı süreçlerin ifasında kullanılması gereken YZ'yı "yardımcı" kisvesiyle sosyal alanda kullanıma açan teknokrat zümrenin en büyük hedefi bu yazılımın, insanın yapabileceklerinden daha fazlasını yapabileceği, insanın yerine geçebileceği ve ondan daha "değerli" olduğu algısını yaratabilmek ve zaman içinde YZ'yı "yardımcı" niteliğinden çıkarıp "yönetici" niteliğine büründürmektir. Nihayetinde ise YZ'yı ilahlaştırmaktır ki bu durum ileriki nesillerin en büyük mücadelesi olma potansiyelini taşımaktadır.

Bugün birçok insanın hayranlık duyduğu, vazgeçilemez bulduğu, "Vay be neler yapıyor?" diye aklından geçirdiği Chat GPT'nin, insanı asla ikame edemeyeceğini basit birkaç "zeka" sorusu ile teyid etmek mümkündür.

Soru 1- "0 1 2 6 16 44 X" dizisinde X kaç olmalıdır?

Bu dizideki örüntü kriteri, dizideki ilk iki sayıdan sonra gelen her sayının, kendisinden önceki iki sayının toplamının iki katı olmasıdır. Yani bu mantıkla X'in yerine gelecek sayı 120 ( 16+44 = 60 ... 60x2 = 120 ) olmalıdır. Chat GPT'nin yanıtı ise 98 olup, ekran görüntüsü aşağıdadır.



Soru 2- "Bıçak Pasta Balta Ağaç Makas X" dizisinde X'in yerine hangi kelime gelebilir?

Bu dizideki örüntü kriteri, dizideki her kesici alet isminden sonra o aletin kesebileceği nesnenin isminin gelmesidir. Bu mantıkla X'in yerine gelmesi gereken kelime "Kağıt, Kumaş vb." gibi kelimeler olmalıdır. Chat GPT'nin yanıtı ise "Çekiç" olup, ekran görüntüsü aşağıdadır.


Soru 3- "Ev Ütü Para Martı X" dizisinde X'in yerine yazılabilecek bir kelime bulabilir misin?

Bu dizideki örüntü kriteri, dizideki ilk kelimeden sonra gelen her kelimenin, kendisinden önceki kelimedeki harf adedinden bir fazlasını içermesidir. Bu mantıkla X'in yerine gelebilecek kelimeler 6 harfli kelimelerdir. Chat GPT'nin yanıtı ise 5 harfli "Kitap" kelimesi olup, ekran görüntüsü aşağıdadır.



"Akıl" ( Bilinç, Ruh ) gibi, akıl yürütme hızını ifade eden "Zeka" da insana özgü bir kavramdır. Bu kavramı bir teknolojik ürün ile özdeşleştirmek yanıltıcı bir algı operasyonudur. Zira, Yapay Zeka denilen ürünün özelliği, önceden programlanmış işleyiş algoritması vasıtasıyla büyük bir veri tabanındaki ( Big Data ) bilgileri "IF" ( Eğer ) döngüleri vasıtasıyla, veri kombinasyonları halinde derlemektir. 

Teknoloji, insan tarafından, insana hizmet amacıyla varlık kazanmış bir olgudur. Teknolojiyi bu amacın ötesine taşımak Kur'an ifadesiyle "Allah'ın hudutlarını aşmak" demektir. Dolayısıyla insanın, teknolojiyi kullanmanın sınırlarını aklının, vicdanının yardımıyla  iyi belirlemesi gerekmektedir.

Wednesday, March 26, 2025

Günsekizi ( Analemma )

"Günsekizi" veya "Analemma"* fenomeni, yıl boyunca aynı ortalama güneş zamanı içinde, dünya üzerindeki sabit bir gözlem noktasına göre güneşin gökyüzünde, 8 sayısına benzer bir patern ile hareket etmesini tanımlamaktadır.

*Analemma ( Destek, Payanda, Rampa, Platform ) = Ana ( Yukarı; Arasından ) + Lemma ( Alınmış, Elde edilmiş ) 





"Günsekizi" fenomeni, 21 Aralık ve 21 Haziran'da, en uzun gece ve en uzun gündüz olarak gercekleşen iki Gündönümü ( Solstice ) fenomeniyle yani "Kış Gündönümü" ve "Yaz Gündönümü" ile ilintilidir. 

Yıl boyunca Kış Gündönümü ve Yaz Gündönümü arasında güneşin gökyüzündeki tepe noktası arasındaki açısal fark 47 derece olmaktadır. Yukarıda yer alan "Günsekizi" fotolarındaki sekizin "tepe noktası" Yaz Gündönümünü yani güneş ışıklarının en dik açıyla geldi zamanı, sekizin "alt noktası" ise Kış Gündönümünü yani güneş ışıklarının en yatay geldiği zamanı göstermektedir.

Her ayet gibi çoklu anlamları olan Rahman suresinin 17. ayetinde, "Gündönümü" ve "Günsekizi" fenomenlerine de işaret edilmekte olduğu izlenimi oluşmaktadır.

55/17 Rabbu (1) el (2) MEŞRİKA (3) EYNİ (4) ve (5) rabbu (6) el (7) MAĞRİBE (8) EYNİ (9) 

( رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِۚ )

( İKİ DOĞUNUN ve İKİ BATININ Rab’bidir. )

- Ayet numarası 17 .... 1+7 = "8"

- Ayetin ebced değeri 2474 ..... 2+4+7+4 = 17 ... 1+7 = "8"

- Ayetin numarasını oluşturan sayılar ( 1 ve 7 ) ile ayetteki kelime adedini belirten sayının ( 9 ) toplamlarının nümerolojik değeri de 8 sayısını vermektedir. ( 1+7+ 9 = 17 ... 1+7 = "8" )

- Ayette 21 harf bulunması da, Gündönümlerinin zamanlamasına ( 21 Aralık, 21 Haziran ) işaret niteliğindedir.

رَ بُّ ا لْ مَ شْ رِ قَ يْ نِ وَ رَ بُّ ا لْ مَ غْ رِ بَ يْ نِۚ


"Adedi belli" olarak "Sayılmak"...

"Aded" kelimesi "Sayı, Rakam, Tane, Miktar" anlamlarını içeren bir kelime, "Ahsa" kelimesi ise "Saymak" anlamını içeren bir kelimedir.

Yaratılıştaki her şeyin belirli bir sayısal kodlamaya göre tezahür ettiği, Cin suresinin aşağıdaki ayetinde yukarıdaki iki kelimenin de yer aldığı "Ahsa kulle şey'in adeden" ( Her şeyi adet olarak saydı. ) cümlesiyle bildirilmektedir.

72/28 Li (1) ya'leme (2) en (3) kad (4) ebleğu (5) risalati (6) rabbi (7) him (8) ve (9) ehata (10) bi (11) ma (12) ledey (13) him (14) VE (15) AHSA (16) KULLE (17) ŞEY'İN (18) ADEDEN (19)

( Rab’lerinin gönderilerini ulaştırdıklarını bilmesi için. Onların yanında olanları kuşatmıştır VE HER ŞEYİ ADET OLARAK SAYMIŞTIR. )

Bu ayette, Kur'an'daki ve dolayısıyla yaratılıştaki önemli kodlar olan 1 ve 7 sayılarının tezahürü dikkat çekmektedir. Bilindiği üzere 1 sayısı "Vahdet / Ünite" kavramını 7 sayısı ise "Tamamlanma, Olma, Olgunlaşma, Döngü, Döngü sonu" kavramını simgelemektedir.

- Ayetteki "Ahsa" ( اَحْصٰى ) ( Saydı ) kelimesinin ebced değeri olan ve 19 sayısına da işaret eder nitelikte olan 109 sayısının nümerolojik değeri 1 olmaktadır. ( 1+0+9 = 10 ... 1 )

Elif 1 + Ha 8 + Sad 90 + Ya 10 = 109 ... 1+0+9 = 10 ... 1+0 = 1

- Ayetin kodundaki ( 72/28 ) rakamların toplamı 19 olmaktadır. ( 7+2+2+8 = 19 ... 1 )

- Ayette 19 kelime bulunmaktadır.

- Ayetteki "Adeden" ( Adet olarak ) kelimesi 19. kelimedir.

- Ayetin ebced değeri 3025 olup, bu sayının nümerolojik değeri 1 olmaktadır. (  3+0+2+5 = 10 ... 1 )

- Ayetteki "Adeda / Adeden" ( عَدَداً ) kelimesinin ebced değeri olan 79 sayısının nümerolojik değeri ise 7 ( 7+9 = 16 ... 7 ) olmaktadır.

Ayn 70 + Dal 4 + Dal 4 + Elif 1 = 79 ... 7+9 = 16 ... 1+6 = 7

"Her şeyin adedinin belli" olduğuna işaret eden ayetlerde yer alan ve "Aded" kelimesinden türeme bir sıfat olan "Ma'dud" ( Adedi belli ) kelimesi vasıtasıyla 7 sayısına işaret edilmektedir. Zira;

- "Ma'dud" ( مَّعْدُودٍ ) kelimesinin ebced değeri olan 124 sayısının nümerolojik değeri 7 olmaktadır.

Mim 50 + Ayn 60 + Dal 4 + Vav 6 + Dal 4 = 124 ... 1+2+4 = 7

11/104 Ve (1) ma (2) nuehhiru (3) hu (4) illa (5) li (6) ECELİN (7) MA'DUD (8)

( Ve biz onu ADEDİ BELLİ VADE haricinde ertelemeyiz. )

- "Ma'dud" kelimesi ayetlerde 7 kere tekrarlanmakta olup, tekil haliyle ( Ma'dud ) sadece yukarıdaki ayette, çoğul hali olan "Ma'dudat / Ma'dudeh" haliyle ise diğer 6 ayette geçmektedir.

"Ma'dud" kelimesinin tekil haliyle yer aldığı yegane ayetin kodunun ( 11/104 ), bu kelimenin ebced değeri olan 124 sayısını çağrıştırması da önem arzetnektedir. Hem ayetin kodunun, hem de "Ma'dud" kelimesinin ebced değerinin nümerolojik değerleri 7 olmaktadır. ( 1+1+1+0+4 = 7 ve 1+2+4 = 7 )

- Ayetin ana kavramı ve son kelimeleri olan "Ecelin ma'dud" ( Adedi belli vade ) tamlaması ayetin 7. kelimesi olan "Ecel" kelimesiyle başlamaktadır.

- "Ecel" ( اَجَلٍ ) kelimesinin ebced değeri olan 34 sayısının nümerolojik değeri de 7 olmaktadır.

Elif 1 + Cim 3 + Lam 30 = 34 ..  3+4 = 7

"Ma'dud" kelimesinin geçtiği diğer 6 ayetin ilgili bölümleri şöyledir.

2/80 Ve kalu len temesse na el naru illa eyyamen MA'DUDEH ...

( "Ateş bize ADEDİ BELLİ günlerin haricinde asla dokunmaz." dediler. ... )

"Ma'dud" kelimesinin ilk kez çoğul olarak geçtiği bu ayetin kodunun ( 2/80 ) ve "Ma'dudeh" kelimesinin sıra numarasının ( 10 ) nümerolojik değerleri 1 olmaktadır. ( 2+8+0 = 10 ... 1 ve 10 ... 1 )

2/184 Eyyamen MA'DUDAT ...

( ADEDİ BELLİ günlerdir. ... )

2/203 Vezkurullahe fi eyyamin MA'DUDAT ...

( ADEDİ BELLİ günlerde Allah’ı hatırlayın. ... )

3/24 Zalike bi ennehum kalu len temessenen naru illa eyyamen MA'DUDAT ...

( Bu, kesinlikle onların, "Bize ADEDİ BELLİ günlerin haricinde asla ateş dokunmaz." demelerindendir. ... )

11/8 Ve le in ehharna anhumul azabe ila ummetin MA'DUDETİN ...

( Ve eğer onlardan azabı ADEDİ BELLİ süreye kadar ertelersek, ... )

12/20 Ve şeravhu bi semenin bahsin derahime MA'DUDEH ...

( Ve O'nu az değere, ADEDİ BELLİ dirheme sattılar. ... )