Çeviri

Wednesday, October 22, 2025

Anarşist karıncalar

“Anarşi” kelimesi Yunanca kökenli bir kelime olup, etimolojik analizi şöyledir.

An (Yokluk ve Olumsuzluk ön eki) + Archia (Başkanlık, Hükümdarlık, Tahakküm, Yönetim, Otorite) (Arkhos (Şef, Baş, Başkan, Reis, Hükümdar) ) + Eia (Durum eki) )

“Anarşi” kelimesinden türemiş olan “Anarşizm” kavramının tanımı ise şöyledir. 

“Özel mülkiyeti ve şirketleşmeyi toplumda bir baskı kaynağı, siyasi kurumları da onun bir aracı olarak gören, toplumsal merkezi otoriteyi, zorlamayı, tahakkümü, erki ve hiyerarşinin tüm biçimlerini ortadan kaldırmayı ve böylelikle özgürleşmeyi savunan düşünce sistemi”

Yukarıdaki tanım, küresel bağlamda mevcut durumu tasvir eden ifadeler de içermektedir. Zira dünya toplumları her geçen gün, kaynakları gasp ederek zenginleşmiş ve neredeyse tüm mülkiyeti ve sosyal erki ele geçirmiş olan ve siyaseti de bir demokrasi ve özgürlük illüzyonu olarak kullanmakta olan şirketlerin küresel tahakkümüne biraz daha fazla girmektedir.

Dünyanın içinde bulunduğu bu durumun kök sebebi, “99 koyunu olmasına rağmen kardeşinin tek koyununa da göz diken” (38/23) zihniyettir. 

İnsanların, aralarında güvene dayalı, eşitlikçi, adaletli, paylaşımcı ve dürüst bir sistem kuramamalarının ve daima kendilerine fayda sağlayacağına inandıkları bir “başkan” arayışı içinde olmalarının kök sebebi de yine yukarıdaki zihniyettir. Bu nefsani ve cehalet sembolü zihniyet, maalesef tarih boyunca hep tiranların tezahür etmesine ve insanlığın da, esasen kendisinin sebep olduğu bu durum karşısında acı çekmesine sebebiyet vermiştir.

“Kapitalizm” kelimesi incelendiğinde de yine “Baş, Başkan” kelimesiyle karşılaşılmaktadır. Zira “Başlılık, Başta olma” kök anlamını içeren bu Latince kelimenin etimolojik analizi “Caput” (Baş) + alis (ile ilgili) + ismus (isim yapım eki)” şeklindedir. 

Birilerinin tahakkümüne girmeden, birlikte, toplu olarak fayda elde edebilmenin, sosyal sınıf, statü vb. gibi bölücü ve ayırıcı kavramları zihinlerden uzak tutabilmenin ve birleşik insanlık realitesini tesis edebilmenin yegane yolu ise, her insanın bir diğer insanı kendisi gibi görebilmesine, bir bütünün parçaları olduklarını idrak edebilmesine ve dolayısıyla insan için bıkmadan, usanmadan özveriyle "çalışmasına" bağlıdır. Herkesin aynı zihniyette olduğu bir dünyanın cennet olması da zaten beklenen sonuçtur. İnsanı mutluluğa götürecek yol ve mutluluk için yapılması gerekenler zaten bellidir. Bu bir sır değil, esasen herkesin bilincinde olduğu bir gerçektir. Ancak bu gerçeğin görmezlikten gelinmesinin ve buna bağlı olarak dünyanın bir cehennem niteliğinde olmasının sebebi de yine “99 koyun 1 koyun” obsesyonudur. Yani “kibir”dir. 

Tevrat’ın aşağıdaki ayetlerinde, "çalışkanlık" ile özdeşleştirilmiş bir varlık olan “Karınca” misali vasıtasıyla, “İnsan”’a çok net bir mesaj verilmektedir. 

20-Proverbs-6-6 Ey tembel kişi, git, karıncaya bak, Onun yaşamından bilgelik öğren.

20-Proverbs-6-7 BAŞKANLARI, ÖNDERLERİ YA DA YÖNETİCİLERİ OLMADIĞI HALDE,

20-Proverbs-6-8 Yazın erzaklarını biriktirirler, Yiyeceklerini toplarlar biçim mevsiminde.

20-Proverbs-30-25 Karıncalar güçlü olmayan bir topluluktur, Ama yiyeceklerini yazdan biriktirirler.

Tuesday, October 21, 2025

Gökler ve yer daim olduğu sürece ...

Evvelki bölümlerde de değinildiği üzere, Cennet ve Cehennem kavramlarının maddeden bağımsız ruhsal haller (psikolojik durum) oldukları hususu ayetlerle de dolaylı olarak teyid edilmektedir. 

Al'i İmran suresinin aşağıdaki ayetinde "Cennet" (Örtü, Koruma, Sakınma) kavramı "Göklerin ve yerin genişliği kadar" ifadesiyle tasvir edilmektedir. Cennet kavramının madde planı ile ilintilendirilmesi, her yaşam planının kendine özgü cenneti ve cehennemi olduğunu, dolayısıyla bu kavramların bir yer veya mekandan ziyade ruhsal durumu temsil ettiğini teyid etmektedir.

3/133 Ve (1) sariu (2) ila (3) mağfiratin (4) min (5) rabbi (6) kum (7) ve (8) CENNETİN (9) ARDU (10) HA (11) EL (12) SEMAVATU (13) VE (14) EL (15) ERDU (16) uiddet (17) li (18) el (19) muttekin (20)

( Ve Rab’binizden affa ve sakınanlar için hazırlanmış, GENİŞLİĞİ GÖKLER VE YER KADAR OLAN CENNETE koşun. )

Hud suresinin aşağıdaki ayetlerinde, kaba madde planı varlığı olan insan için Cennet (Örtü, Koruma, Huzur) ve Cehennem (Sıkıntı, Üzüntü, Istırap) hallerinde kalış sürelerine ilişkin bilgi aktarılmakta ve bu süreler "Gökler ve yer daim olduğu sürece kalıcı olmak" ifadesiyle bildirilmektedir.

11/106 Fe emmellezine ŞEKU fe FİN NARİ lehum fiha zefirun ve şehik

( O BEDBAHT OLANLAR ATEŞİN İÇİNDEDİRLER. Onlara orada hıçkırıkla nefes vererek inlemeler ve haykırışlar vardır. )

11/107 HALİDİNE Fİ HA (NAR) MADAMETİS SEMAVATU VEL ERDU illa ma şae rabbuk inne rabbeke fe'alun li ma yurid 

( Rab’binin dilemesi hariç, GÖKLER VE YER DAİM OLDUĞU SÜRECE ONUN (ATEŞ) İÇİNDE KALICILARDIR. Kesinlikle Rab’bin ne isterse yapar. )

11/108 Ve emmellezine SUİDU fe fil CENNETİ HALİDİNE Fİ HA MADAMETİS SEMAVATU VEL ERDU illa ma şae rabbuk ataen ğayra meczuz

( Ve o mesud olanlar artık CENNETİN içindedirler. Rab’binin dilemesi hariç, GÖKLER VE YER DAİM OLDUĞU SÜRECE, kesintisiz bağış olarak, onun içinde KALICILARDIR.  )

Yukarıdaki ayet, ruhsal hal düalitesini niteleyen Cennet ve Cehennem hallerinin, her yaşam planında mevcut olduğu gibi kaba madde planı dünyada da mevcut olduğunu ve bu hallerin mal, para vb. gibi maddi unsurlara bağlı olmadığını ifade etmekte gibidir. Zira, aldatıcı unsurlar olan mal ve para kavramlarının esasen nefsani frekansları açığa çıkararak insana cehennemi yaşattığı da batıni bir gerçektir.

Netice itibarıyla kötülük ve günahtan yana olan "Bedbaht"ların kaba madde planı dünyadaki yaşam döngüleri boyunca cehennemi (negatif ruh hali) deneyimleyecekleri, iyilik ve doğruluktan yana olan "Said"lerin ise kaba madde planı dünyadaki yaşam süreçleri boyunca cenneti (pozitif ruh hali) deneyimleyecekleri bildirilmektedir. Ve söz konusu ruhsal hallerin "zenginlik, fakirlik, hastalık, sağlık, ölüm, yaşam" kelimelerinin aldatıcı maddi anlamlarına bağlı olmadığı, bu kelimelerin esasen "maddi" olmayan kavramları temsil ettiklerine de işaret edilmektedir. Söz konusu kelimelerin gerçek anlamları şöyle tanımlanıp formüle edilebilirler.

Zenginlik : İlimde, inançta ve sevgide çokluk

Fakirlik : İlim, inanç ve sevgi yoksunluğu

Sağlık : Tevazu, özveri, paylaşım

Hastalık : Kibir, hırs, öfke

dolayısıyla;

Yaşam : Zenginlik + Sağlık

Ölüm : Fakirlik + Hastalık

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/12/cennet-cehennem-ve-ebediyet.html?m=1

Sunday, October 19, 2025

Harf kelimesi ve 22 sayısı

İbranice ve Arapça, Semitik dil ailesine ait olan iki dil olup, ilk İbranice metinler M.Ö. 10.–6. yüzyıllarında, ilk Arapça metinler ise M.S. 4.–5. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla İbranice, Arapça'ya göre yazılı bağlamda daha eski bir dil niteliği arzetmektedir.

İbrani alfabesinde 22, Arap alfabesinde ise 28 harf bulunmaktadır. Arap alfabesinde olup da İbrani alfabesinde olmayan 6 (28-22 = 6) harf bulunmaktadır ki bu harfler ث (Se), خ (Hi), ذ (Zel), ض (Dad), ظ (Zi), غ (Ğayn) harfleridir. Esasen Arap alfabesinde, bu harfleri ikame edebilecek harfler (س (Sin), ح (Ha), ز (Ze), د (Dal), ع (Ayn) ) bulunmaktadır. 

Arapça’daki kelimelerde, sessiz harflerin üstünde ve altında yer alan ve hereke olarak anılan fetha (üstün), kesra (esre), damma (ötre) işaretleri sessiz harflerin hangi sesli harflerle okunacağının temel belirleyicileridir. Dolayısıyla örneğin “He”, “Ha” ve “Hi” harflerinin kök telaffuzunda sesli harfler yer alsa da bu harflerin kelime içinde hangi sesli harf ile telaffuz edileceğini herekeler belirlemektedir. Dolayısıyla bu harfler birbirlerini ikame etme potansiyeline haizdir. (Ancak öte yandan, Arapça’nın çok spesifik ve hassas telaffuza dayalı bir dil olduğu, telaffuz farklılıklarının anlamsal farklar yaratığı da hatırlanmalıdır.)

“Harf” kelimesi “Uç, Kıyı, Kenar, Çizgi, Hat” anlamına gelmekte olup, sesleri ifade eden harfler de “çizgilerden”, “hatlardan” oluşmaktadır. Kur’an’da “Harf” kelimesi sadece Hacc suresinin aşağıdaki ayetinde geçmektedir. Hacc suresinin bir özelliği de içerdiği ayet adedinin, Kur’an’daki “hurufu mukatta” (kesilmiş harfler, ayrıştırılmış harfler) adedi ile aynı olması yani 78 olmasıdır.

22/11 Ve (1) min (2) el (3) nasi (4) men (5) ya'budu (6) allahe (7) ala (8) HARF (9) fe (10) in (11) esabe (12) hu (13) hayrun (14) itmeenne (15) bi (16) h (17) ve (18) in (19) esabet (20) hu (21) fitnetun (22) inkalebe (23) ala (24) vechi (25) hi (26) hasira (27) el (28) dunya (29) ve (30) el (31) ahirah (32) zalike (33) huve (34) el (35) husranu (36) el (37) mubin (38) 

( Ve insanlardan kimi Allah’a  UCUNDAN KIYISINDAN kulluk eder de eğer ona hayır isabet ederse onunla tatmin olur. Eğer ona fitne isabet ederse yüzüstü döner. Dünyada da, ahirette de hasarlanmıştır. İşte bu, o apaçık hüsrandır. )

Yukarıdaki ayette 22 sayısı dikkat çekmektedir. Zira ayetin sure numarası 22 olup, ayetin numarasındaki (11) rakamların, ayetteki “Harf” kelimesinin sıra numarasının (9) ve ayetteki kelime adedini temsil eden sayıdaki (38) rakamların toplamı 22 (1+1+9+3+8 = 22) olmaktadır.

Ayrıca bkz.

Saturday, October 18, 2025

Tatlı su ve Tuzlu su

"Tatlı su" ile "Tuzlu su"yun birbirlerine karışmaması ve aralarında sınır gibi bir hat, bir tabaka oluşmasının sebebi yoğunluk farklarıdır.

Tatlı suyun yoğunluğu ≈ 1000 kg/m³

Tuzlu suyun yoğunluğu ≈ 1030 kg/m³

https://brainly.com/question/41762586

https://kg-m3.com/material/water-salt

https://my.gauthmath.com/solution/1793550576099333/13-The-density-of-sea-water-is-1030kg-m3-The-gravitational-field-strength-on-the

Alaska'dan bir görüntü

Söz konusu fenomen Furkan suresinin aşağıdaki ayetinde semantik ve nümerik olarak bildirilmektedir.

25/53 Ve (1) huve (2) ellezi (3) merace (4) el (5) bahr (6) eyni (7) haza (8) azbun (9) FURATUN (10) ve (11) haza (12) MİLHUN (13) ucac (14) ve (15) CEALE (16) beyne (17) huma (18) BERZEHAN (19) ve (20) hicran (21) mahcura (22) 

( Ve İKİ DENİZİ salan O'dur. Bu iyidir, TATLIDIR. Bu ise TUZLUDUR, acıdır. Onların aralarında PERDE ve menedici yasak OLUŞTURUR. )

Ayetteki "Furat" (Tatlı) kelimesinin sıra numarası 10, "Milhun" (Tuzlu) kelimesinin sıra numarası ise 13'tür. Bu iki sayı, tatlı ve tuzluyun yoğunluk değerleriyle rakamsal uyum arzetmektedir. 

Tatlı su 1000 kg/m3 ... 10. sıra

Tuzlu su 1030 kg/m3 ... 13. sıra

Aynı tema Rahman suresinin aşağıdaki ayet ikilisinde de yer almaktadır.

55/19 Merace (1) el (2) bahr (3) eyni (4) yeltekiyan (5)

( İki denizi saldı ki kavuşurlar. )

55/20 Beyne (1) huma (2) berzahun (3) la (4) yebğiyan (5)

( Aralarında perde vardır, azıp sınırı aşmazlar. )

Bu ayette de 10 ve 13 sayılarına işaret edilmekte gibidir. Zira sure numarasının nümerolojik değeri 10 (5+5 =10) olup, sure numarasının nümerolojik değeri (10) ile ayet numaralarını oluşturan rakamların toplamının nümerolojik değeri (3) (1+9+2+0 = 12 ... 1+2 = 3) toplandığında ise 13 sayısı elde edilmektedir. Ayrıca ayet ikilisinde toplam 10 kelime bulunması da baz değer olan suyun yoğunluğuna işaret niteliğindedir.


Friday, October 17, 2025

Atmosfersiz gezegen Merkür

Merkür, Güneş Sisteminde yer alan ve atmosferi olmayan tek gezegendir. Dolayısıyla ultraviyole Güneş ışınlarından koruma işlevi gören Ozon tabakası da olmayan bir gezegendir. 

Merkür'ün Güneş'e uzaklığı 0.387 AU (Astronomic Unit) veya 58.050.000* km'dir.

1AU ≈ 150.000.000 km (Dünya ile Güneş arasındaki ortalama mesafe)

0.387 AU x 150.000.000 km = 58.050.000 km

Yukarıda AU veya Km cinsinden belirtilmiş olan iki sayının (0 387 ve 58.050.000) da nümerolojik değerleri 18 üzerinden 9 olmaktadır.

https://www.universetoday.com/articles/how-far-is-earth-from-the-sun#:~:text=We%20orbit%20the%20Sun%20at,point%2C%20it's%20152%20million%20km

https://www.cuemath.com/ncert-solutions/the-distance-between-earth-and-sun-is-150-million-kilometres-which-can-be-written-in-exponential-form-as/

Kehf suresinin, Zulkarneyn* ve Ye'cuc ve Me'cuc isimli farklı boyut varlıkları ile ilgili olan kısmında yer alan aşağıdaki ayet konu bağlamında dikkat çekmektedir. 

*Evvelki bölümlerde bir karakter ismi olarak zikredilen "Zulkarneyn" (İki Boynuzlu) kelimesinin ve Yec'uc - Mec'uc kelimelerinin kozmik bağlamda semantik incelemeleri yapılmış olup, Zulkarneyn kelimesi "Wormhole" (Solucan Deliği) fenomeni ile ilişkilendirilmiştir.

18/90 Hatta (1) iza (2) belağa (3) matlia (4) el (5) ŞEMSİ (6) vecede (7) ha (8) tatluu (9) ala (10) kavmin (11) LEM (12) NEC'AL (13) lehum (14) MİN (15) DUNİ (16) HA (17) SİTRA (18) 

( Nihayet GÜNEŞ’in doğduğu yere ulaştığında, onu, kendilerine ONDAN BAŞKA ÖRTÜ OLUŞTURMADIĞIMIZ kavmin üzerine doğarken buldu. )

- Ayette "üzerinde örtü olarak sadece Güneş'in bulunduğu" yani "üzerinde herhangi bir katmanın mevcut olmadığı" bir kavimden bahsedilmektedir. "Kavim" kelimesi "Topluluk" anlamına gelmekte olup, diğer gezegenlerde farklı yaşam formları halinde mevcut idrakli varlıklar olması muhtemeldir. Zira Ye'cuc ve Me'cuc da farklı plan varlıklarıdır.

Aşağıdaki durumlar, en yukarıda AU veya Km cinsinden belirtilmiş olan iki sayının da nümerolojik değeri olan 9 sayısıyla uyum arzetmektedir.

- Ayetin sure numarası 18 (1+8 = 9)'dir.

- Ayetin numarası 90 (9+0 = 9)'dır.

- Ayette 18 (1+8 = 9) kelime bulunmaktadır.

Not: Bu ayet Dünya'nın kutup bölgelerinde, şafak vaktinde atmosferdeki ozon seviyesinin minimum seviyeye hatta 0 seviyesine inmesine neden olan "Ozone Depletion" fenomeni ile de ilintilendirilmiştir.

Yerin çapı 2

Geoit bir forma sahip olan yerkürenin ekvatoryal çapı (en geniş çap) 12,756 km olarak kayıtlarda yer almaktadır. (Bu sayının nümerolojik değeri 21 olmaktadır.)


https://imagine.gsfc.nasa.gov/features/cosmic/earth_info.html#:~:text=The%20diameter%20of%20a%20circle,the%20Earth%20is%20slightly%20flattened.

https://science.nasa.gov/earth/facts/

https://www.universetoday.com/articles/diameter-of-earth

Rahman suresinin aşağıdaki ayetinde “Kutr el ard” (Yerin çapı) ifadesi yer almakta olup, bu ifadeyi oluşturan kelimelerin ayetteki sıra numaraları, yukarıda belirtilen “yerkürenin çapı” değeri ile nümerolojik uyum arzetmektedir.

55/33 Ya (1) ma'şere (2) el (3) cinni (4) ve (5) el (6) insi (7) in (8) isteta'tum (9) en (10) tenfuzu (11) min (12) AKTARİ (13) el (14) semavati (15) ve (16) EL (17) ARDİ (18) fe (19) infuzu (20) la (21) tenfizune (22) illa (23) bi (24) sultan (25) 

( Ey cin ve insan toplulukları, eğer göklerin ve YERİN ÇAPLARINDAN nüfuz edip geçmeye istidatınız varsa, haydi ötesine geçin. Kuvvet, delil olmadan geçemezsiniz. ) 

Ayetteki ilgili kelimeler “Aktar” (Çaplar), “El” (Ön ek, Artikel, Tamlama eki) ve “Ard” (Yer) kelimeleri olup, sıra numaraları ise sırasıyla 13, 17 ve 18’dir. Bu sayıları oluşturan rakamların toplamı da 21 sayısını vermektedir. (1+3+1+7+1+8 = 21)

Not: Bazı kaynaklar yerkürenin çap değerini 13000 km olarak yuvarlamaktadır. Ayete bu bağlamda bakıldığında ise "Aktar" (Çaplar) kelimesinin 13. kelime olduğu görülmektedir.

Zerreden daha küçüğü .... Elektron

Maddenin yapıtaşı olan atomların yapıtaşları ise, “atom altı parçacık” adı verilen yapılardır. Elektron, en önemli atom altı parçacık addedilebilir. Zira periyodik tablodaki bir kimyasal elementin “atom numarası”, o elementin “elektron sayısı” anlamına gelmektedir. Ayrıca, elektronlar atomun çekirdeği etrafında bulunurlar ve elementlerin kimyasal özelliklerini belirlerler. Elektronların, atomlar arası bağları ve molekül oluşumlarını sağlama gibi kritik işlevi de bulunur.

Bir elektronun kütlesi 9.11 x 10^-31 kg olarak ölçülmüştür.

https://www.wyzant.com/resources/answers/711840/the-mass-of-an-electron-is-9-11x10-31-kg-if-the-de-broglie-wavelength-for-a

https://atominsan.com.tr/atomalti-parcaciklar/

“Atom” kelimesinin Arapça karşılığı “çok küçük parça, partikül” anlamına da gelen “Zerre” kelimesi olup, bu kelime ilk kez Sebe suresinin aşağıdaki ayetinde geçmektedir. Ayetteki “Miskale zerrah” (Zerre ağırlığı) ve “Asğaru min zalike” (Bundan daha küçüğü) ifadeleri “atom altı parçacık”, “elektron” kavramına işaret niteliğindedir.

34/3 Ve (1) kale (2) ellezine (3) keferu (4) la (5) te'ti (6) na (7) el (8) saah (9) kul (10) bela (11) ve (12) rabb (13) i (14) le (15) te'tiye (16) enne (17) kum (18) alimi (19) el (20) ğayb (21) la (22) ya'zubu (23) an (24) hu (25) miskalu (26) ZERRATİN (27) fi (28) el (29) semavati (30) ve (31) la (32) fi (33) el (34) erdi (35) ve (36) la (37) ASĞARU (38) min (39) zalike (40) ve (41) la (42) ekberu (43) illa (44) fi (45) kitabin (46) mubin (47) 

( Ve o inkar edenler "Bize saat gelmez." dediler. De ki: "Bilakis ve Rab’bim, size kesinlikle gelecektir. Gaybı bilendir. Ne göklerde, ne de yerde ZERRE ağırlığı ölçüsü bile O’ndan gizli kalamaz. Bundan DAHA KÜÇÜĞÜ ve daha büyüğü apaçık kitapta olmasının haricinde yoktur." )

Ayetteki “Zerrat” (Atom) kelimesinin sıra numarası 27 (2+7 =9), “Asğaru” (Daha küçük) kelimesinin sıra numarası ise 38 (3+8 = 11)’dir. Bu iki sayının nümerolojik değerleri sırasıyla 9 ve 11 olmakta ve elektronun kütklesini kg cinsinden ifade eden “9.11 x 10^-31” ifadesinin sayısal kökü ile tam uyum arzetmektedir. 


11 yıldız sembolizmi

Kur’an’da ve Tevrat’ta geçen “Ehade aşera kavkeben” / “Ehad-aşar kokhavim” (On bir yıldız) ifadesi, ayetlerde 11 nümerolojisini içerecek şekilde yer almaktadır. Hz. Yusuf’un rüyası bağlamında zikredilen ve Hz. Yusuf’un “hal değişimi” yaşayarak habercilik mertebesine yükseleceğini haber veren “11 yıldız” sembolizmi, Neolitik Çağ’a (Kalkolitik Dönem) (M.Ö. 4500) ait olduğu belirtilen Sümer tabletinde de yer almaktadır.

Sümer Tabletindeki 11 yıldız

“11 Yıldız” konulu ayetlerdeki nümerolojik tespitler şöyledir.

12/4 İz (1) kale (2) yusufu (3) li (4) ebi (5) hi (6) ya (7) ebeti (8) in (9) ni (10) raeytu (11) EHADE (12) AŞERA (13) kevkeben (14) ve (15) el (16) şemse (17) ve (18) el (19) kamera (20) raeytu (21) hum (22) li (23) i (24) sacidin (25)

( Zamanında Yusuf babasına "Ey baba, kesinlikle ben ON BİR yıldız, Güneş ve Ay gördüm. Onları benim için yere kapanırlarken gördüm." dedi. )

- Ayetin numarası ile ayetteki “Ehade aşera” (On bir) kelime ikilisinin sıra numaralarını oluşturan rakamların toplamı 11 olmaktadır. (4+1+2+1+3 = 11)

- Ayetin numarası ile ayetteki kelime adedini temsil eden sayıyı oluşturan rakamların toplamı da 11 (4+2+5 =11) olmaktadır.

- “Ehade aşera kevkeben” (كَوْكَباً عَشَرَ اَحَدَ) (On bir yıldız) kelime grubunun ebced değeri olan 632 sayısının nümerolojik değeri 11 (6+3+2 = 11) olmaktadır.

- “Ehade aşera kevkeben” (كَوْكَباً عَشَرَ اَحَدَ) (On bir yıldız) kelime grubu 11 harften (ا ب ك و ك ر ش ع د ح ا) oluşmaktadır.

“On bir yıldız” kavramı, aynı misal kapsamında olmak üzere Tevrat’ta da yer almaktadır.

1-Genesis-37-9 Yusuf bir düş daha görüp kardeşlerine anlattı. "Dinleyin, bir düş daha gördüm" dedi, "Güneş, ay ve ON BİR YILDIZ önümde eğildiler."

Thursday, October 16, 2025

Mükemmel sayılar

Kendisi hariç tam bölenlerinin toplamı kendisine eşit olan sayılara “Mükemmel Sayılar” denmektedir. 1-10 arasında tek mükemmel sayı, tam bölenleri 1, 2 ve 3 olan 6 sayısıdır. 

1+2+3 = 6

Mükemmel sayılardan bazıları ve nümerolojik değerleri aşağıdadır.

6 ... 6

28 ... 1

496 ... 1

8128 ... 1

33.550.336 ... 1

8.589.869.056 ... 1

137.438.691.328 ... 1

....

Görüleceği üzere yukarıdaki dökümde 6 ve 1 sayıları dikkat çekmektedir. Sayılar ilerletildiği takdirde bazı istisnalar haricinde 1 döngüsüne girilmektedir.

6 sayısı “Yaratılış”ın, 1 sayısı ise “Bir”liğin, “Tek”liğin sembolü olması açısından önem arzetmektedir. Zira “Allah” kelimesinin ebced değeri 66 ve “Allah” kelimesinin Kur’an’daki tekrar adedi de 2701 (2+7+0+1 = 10 ... 1+0 = 1)’dir.

Kur’an’da “Altı günde yaratılış” kavramıı ilk kez A’raf suresinin aşağıdaki ayetinde geçmektedir.

7/54 İnne (1) rabbe (2) kum (3) allah (4) ellezi (5) HALEKA (6) el (7) semavati (8) ve (9) el (10) erda (11) fi (12) SİTTETİ (13) eyyamin (14) .....

( Kesinlikle Rab’biniz Allah, gökleri ve yeri ALTI günde YARATTI. ....)

Ayetteki kritik kelimeler olan “Haleka” (خَلَقَ) ve “Sitteti” (سِتَّةِ) kelimelerinin ebced değerleri sırasıyla 730 ve 465’tir ki bu sayıların nümerolojik değerleri 1 ve 6 olmaktadır.

Fecr nimeti

“Fecr”in yani “Şafak vakti”nin insan üzerinde hormonal, bilişsel, psikolojik ve metabolik faydaları olduğu bilimsel olarak tespit edilmiştir. 

Şafak vakti, beynin biyolojik saati olarak da anılan sirkadiyen ritim ile uyumludur. Sabah ışığıyla birlikte melatonin seviyesinin azalması ve kortizol seviyesinin yükselmesi uyanıklık, dikkat, enerji ve zihinsel performans artışı sağlamaktadır. Şafak vaktinde prefrontal korteks daha etkili çalışmakta, problem çözme ve planlama kapasitesi artmaktadır. Sabahın ilk ışıklarındaki öğrenme ve bilgi işleme kapasitesinin daha yüksek olduğu da tespit edilmiştir. Ayrıca, şafak vaktindeki sessizlik ve düşük çevresel uyaranlar, düşünme ve idrak derinliğini de artırabilmektedir.

Kur’an’da “Fecr” (Şafak vakti, Gün doğumu anı, Tan zamanı) kavramının, “Kur'an" (Okuma) için ideal zaman olarak belirtilmiş olması, konu bağlamında önem arzetmektedir. "Sabah ilk ışığını" temsil eden “Fecr” kelimesi “Facara” (Parlamak, Doğmak, Belirmek, Ortaya çıkmak) fiilinden türeme bir kelime olup, bir anlamda “halden hale geçişi”, “yenilenmeyi” ve “yeni döngü başlangıcını” simgelemektedir. Hatırlanacağı üzere 8 sayısı bu kavramların nümerik sembolüdür.

17/78 Ekime (1) el (2) salate (3) li (4) duluku (5) el (6) şemsi (7) ila (8) ğaseki (9) el (10) leyli (11) ve (12) kur'ane (13) el (14) FECR (15) inne (16) kur'ane (17) el (18) FECRİ (19) kane (20) meşhuda (21) 

(اَقِمِ الصَّلٰوةَ لِدُلُوكِ الشَّمْسِ اِلٰى غَسَقِ الَّيْلِ وَقُرْاٰنَ الْفَجْرِۜ اِنَّ قُرْاٰنَ الْفَجْرِ كَانَ مَشْهُوداً )

( Güneş’in batışından gecenin karartısına kadar duaya kalk. ŞAFAK OKUMASı. Kesinlikle ŞAFAK OKUMASI şahit olunandır. )

- Ayetin sure numarası olan 17 sayısının nümerolojik değeri 8 olmaktadır.

- Ayetin numarası olan 78 sayısı ise 7 ve 8 sayılarını yani döngü sonu ve yeni döngü başlangıcı kavramlarını simgeleyen rakamları ( 7 ve 8) yanyana barındırması açısından dikkat çekmektedir.

- “Fecr” (فَجْرِ) kelimesinin ebced değeri olan 283 sayısının nümerolojik değeri 4 (2+8+3 = 13 ... 1+3 = 4) olup, bu kelimenin ayette iki kere tekrarlanmasının da 2x4 = 8 bağlamında bir işaret olması muhtemeldir.

- “El Fecr” (الْفَجْرِۙ) kelimesinin yani “el” ön eki ile birlikte “Fecr” kelimesinin ebced değeri ise 314 olmaktadır ki bu sayının nümerolojik değeri de 8’dir. (3+1+4 = 8) 

Kur’an’da “Fecr” isimli bir sure ve sadece bu kelimeye tahsis edilmiş bir ayet de bulunmakta olup, bu surenin numarası olan 89 sayısının nümerolojik değeri de 8’dir. (8+9 = 17 ... 1+7 = 8) 

89/1 Vel fecri

( Ve ŞAFAK VAKTİ. )

Kur’an’daki ilk “El Fecr” (Şafak) kelime ikilisi Bakara suresinin aşağıdaki ayetinde 62. (6+2 =8) kelimeden itibaren tezahür etmektedir. 

2/187 ...... (50) lekum (51) el (52) huytu (53) el (54) ebyadu (55) min (56) el (57) hayti (58) el (59) esvedi (60) min (61) EL (62) FECRİ (63) summe (64) ......

İntrosepsiyon ... Altıncı Duyu?!

“Bilim insanları, insan bedeninin yalnızca beş değil, “gizli bir altıncı duyuya” da sahip olduğunu ortaya koydu. “İnterosepsiyon” adı verilen bu duyu, beynin kalp, akciğer ve mide gibi iç organlardan gelen sinyalleri algılayarak vücudun iç dengesini korumasını sağlıyor.

Royal Holloway Üniversitesi’nden Jennifer Murphy ve UCL’den Freya Prentice, şu ifadeleri kullanıyor: “İnterosepsiyon; karar verme, sosyal beceri ve duygusal iyi oluş gibi pek çok psikolojik sürece katkıda bulunur. Bu sistemdeki bozulmalar, depresyon, anksiyete ve yeme bozuklukları gibi ruhsal rahatsızlıklarda da görülmektedir.” “

Basından 16.10.2025

Yukarıdaki bilgi, iç organların da düşünsel iletişim mekanizması içinde aktif işlevleri olduğunu ortaya koymaktadır.

Kitaplarda, iç organların (kalp, mide, böbrek), düşünen varlıklar gibi tasviri “interosepsiyon” kavramına da bir işaret niteliğindedir. 

Kur’an’da “Kalp”, bir düşünce, bilgi, idrak ve akıl merkezi olarak zikredilmektedir.

22/46 ... Onu AKIL ETMEYE KALPLERİ veya onu duymaya kulakları olsun. ...

2/97 De ki: “Kim Cibril’e düşman ise, inananlara müjde, yönlendirme ve ondan öncekileri doğrulayıcı olarak ONU (KİTABI) KALBİNİN ÜZERİNE Allah’ın izni ile kesinlikle O indirdi."  

2/204 Ve dünya hayatında insanlardan kiminin sözleri senin hoşuna gider. O KALBİNİN İÇİNDEKİNE ALLAH’I ŞAHİT EDER. O, düşmanların en sertidir inatçısıdır.

2/260 Ve zamanında İbrahim, "Rab’bim ölüleri nasıl diriltirsin bana göster." dedi. "İnanmıyor musun?" dedi. "Bilakis ve lakin KALBİMİ TATMİN ETMEK İÇİN." dedi. .....

2/283 .... Onu gizleyen kimse, kesinlikle O KALBİ GÜNAHKAR OLANDIR. ....

8/24 .... Bilin ki ALLAH, KESİNLİKLE KİŞİ İLE KALBİ ARASINA GİRER. Kesinlikle O’na toplanacaksınız.

Tevrat’ta “Kalp” ve “Böbrek” düşünsel merkezler olarak zikredilmektedir. Böbreğin bir özümseme ve temizleme organı olması bu sembolizmle uyum arzetmektedir.  

19-Mezmur-7-9 Kötülerin kötülüğü sona ersin; fakat doğruları sağlamlaştır. Çünkü doğru TANRI YÜREKLERİ VE BÖBREKLERİ* SINAR.

Yukarıdaki ayetin İbranicesi “Boḥen levavot u-kelayot Elohim tesaddik” olup, bu cümledeki “Levavot” kelimesi “Kalpler”, “Kelayot” kelimesi “Böbrekler” anlamına gelmektedir.

Bohen (sınar) + levavot (yürekler) + u (ve) + kelayot (böbrekler) + Elohim (Allah) + tesaddik (doğru, adil)

*Ezoterik felsefede “böbrek”, insanın aklının, duygularının merkezi addedilmekte, “kalp” ve “ruh” kavramlarıyla eşleştirilmektedir. Ayetlerdeki “Tanrı kalpleri ve böbrekleri sınar” ifadesi, Tanrı’nın insanın iç dünyasını bildiği anlamına gelmektedir.

19-Psalms-26-2 Sına beni, ya RAB, sına; BÖBREKLERİMİ VE KALBİMİ sına.

24-Yeremya-11-20 Fakat ey orduların RABBİ, adaletle hükmeden, KALPLERİ ve BÖBREKLERİ SINAYAN sen, onlara karşı öcünü göreyim; çünkü davamı sana açıkladım. 

24-Yeremya-17-10 Ben, RAB, KALBİ ARAŞTIRIRIM, BÖBREKLERİ SINARIM; her adama yollarına ve işlerinin sonuçlarına göre karşılık veririm.

26-Ezekiel-3-3 Bana, "Ey insanoğlu, SANA VERDİĞİM TOMARI YE, MİDENİ ONUNLA DOLDUR*." dedi. Bunun üzerine tomarı yedim. Bal gibi tatlı geldi bana.

* Ayette “bilginin içselleştirilmesi, özümsenmesi” anlamını içeren teşbih kapsamında “mide” kelimesi bir idrak vasıtası olarak nitelenmektedir. 

İncil’de de “kalp” kelimesi, akıl, duygu anlamlarıyla özdeşleştirilmiştir.

45-Romalılar-10-10 Çünkü İNSAN KALBİYLE İMAN EDEREK doğruluğa ulaşır, ağzıyla da itiraf ederek kurtuluşa ulaşır.

58-İbraniler-10-22 İmanımızın tam güvencesiyle, KALPLERİMİZ KÖTÜ VİCDANDAN ARINMIŞ, bedenlerimiz temiz suyla yıkanmış olarak, içten bir yürekle yaklaşalım.

Wednesday, October 15, 2025

Yenilenmelerin ve Yeni Başlangıçların sayısı 8

 Bilindiği üzere 7 sayısı döngünün ve döngü sonunun (tamamlanmanın, olgunlaşmanın), 8 sayısı ise yenilenmenin, yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün sembolü olan sayıdır. Bu duruma en net örneklerden biri müzikteki “Oktav” kavramıdır. Müzikte, sekiz sesten oluşan yani bir do sesiyle ondan sonraki do sesi arasındaki uzaklık, Yunanca bir kelime olan “Oktav” (Sekizli)* kelimesiyle tanımlanmaktadır. Bir oktavda, do sesi ile başlayan ilk 7 nota bir döngüyü, 8. nota olan ikinci do sesi ise yeni döngü başlangıcını temsil etmektedir. Zira ikinci do sesi artık yeni ve farklı bir frekansa sahiptir.

* Oktavos : Okto (Sekiz) + Abos, Avos (Sıra, Dizi, Mesafe, Uzaklık)

Kutsal kitaplarda 8 sayısına işaret edecek şekilde döngülerden, yenilenmelerden bahsedilmektedir.

Kur’an’ın 8. suresi olan Enfal suresinin 8. ayetinin ilk 8 kelimelik bölümünde yer alan “Gerçeğin gerçekleşmesi” ve “Batılın batıl olması” ifadeleri, “kavramların gerçek anlamlarına kavuşmaları, anlamların tezahürü“ bağlamında birer yenilenme ve yeni döngü başlangıcını sembolize etmektedir.

8/8 Lİ (1) YUHİKKA (2) EL (3) HAKKA (4) VE (5) YUBTİLE (6) EL (7) BATİLE (8) ve (9) lev (10) kerihe (11) el (12) mucrimun (13) 

( GERÇEĞİ GERÇEK KILMAK VE BATILI BATIL KILMAK İÇİN. Şayet suçlular hoşlanmayıp istemeseler de. )

Mağarada trans haline geçerek frekans yükselmesini deneyimleyen ve idrak seviyeleri yükselen kişilere kozmik bilgi aktarımından bahsedilen Ashabı kehf (Mağara sahipleri) suresinin aşağıdaki ayetindeki, mağara sahiplerinin adedine ilişkin son ifadenin “yedidirler, sekizincileri köpekleridir” ifadesi de 7 ve 8 sayılarının anlamlarına işaret etmekte gibidir. Ayetin ilgili bölümünde 26 (2+6 = 8) kelime bulunmaktadır.

18/22 SE (1) YEKULUNE (2) SELASETUN (3) RABİU (4) HUM (5) KELBU (6) HUM (7) VE (8) YEKULUNE (9) HAMSETUN (10) SADİSU (11) HUM (12) KELBU (13) HUM (14) RACMEN (15) Bİ (16) EL (17) ĞAYB (18) VE (19) YEKULUNE (20) SEB'ATUN (21) VE (22) SAMİNU (23) HUM (24) KELBU (25) HUM (26) kul (27) rabb (28) i (29) a'lemu (30) bi (31) iddeti (32) him (33) ma (34) ya'lemu (35) hum (36) illa (37) kalilun (38) fe (39) la (40) tumari (41) fi (42) him (43) illa (44) miraen (45) zahiran (46) ve (47) la (48) testefti (49) fi (50) him (51) min (52) hum (53) ehada (54)

("ÜÇTÜRLER DÖRDÜNCÜLERİ KÖPEKLERİDİR." DİYECEKLER. "BEŞTİRLER ALTINCILARI KÖPEKLERİDİR." DİYECEKLER. GAYBA TAHMİN YÜRÜTEREK. "YEDİDİRLER VE SEKİZİNCİLERİ KÖPEKLERİDİR." DERLER. De ki: "Onların adetlerini Rab’bim bilir." Onları azın haricindekiler bilmezler. O halde açıkça görünenlerin haricinde onlar hakkında tartışma. Onlardan hiçbirine de onlar hakkında soru sorma.)

Hacc suresinin aşağıdaki ayetinde ise “tekrarlayan döngüler” kavramı,”geri döndürülmek” ifadesiyle temsil edilmektedir. Ayetin kodundaki rakamların toplamı 8 (2+2+2+2 = 8) olmakta ve ayette 17 (1+7 = 8) kelime bulunmaktadır. Ayrıca “22/22” sayı ikilisi, “sonsuz döngü” sembolizmi açısından önemli bir koddur.

22/22 KULLE (1) MA (2) ERADU (3) EN (4) YAHRUCU (5) MİN (6) HA (7) MİN (8) ĞAMMİN (9) UİDU (10) Fİ (11) HA (12) ve (13) zuku (14) azabe (15) el (16) harik (17) 

( GAMDAN DOLAYI, ORADAN HER ÇIKMAYI İSTEDİKLERİNDE ORAYA GERİ DÖNDÜRÜLÜRLER. Tadın yakıcı azabı. )

Sad suresinin aşağıdaki ayetinde, “8 yıllık bir hizmet” durumunda bir “hal değişiminden” yani ayetteki bağlamda “nikahtan” bahsedilmektedir. Ayetteki “Semaniye” (Sekiz) kelimesinin sıra numarasının 17 (1+7 = 8) olması da dikkat çekmektedir.

28/27 Kale (1) in (2) ni (3) uridu (4) en (5) unkiha (6) ke (7) ihda (8) ibnete (9) iye (10) hate (11) eyni (12) ala (13) en (14) te'cura (15) ni (16) SEMANİYE (17) hicec (18) fe (19) in (20) etmente (21) aşran (22) fe (23) min (24) indi (25) k (26) ve (27) ma (28) uridu (29) en (30) eşukka (31) aley (32) k (33) se (34) tecidu (35) ni (36) in (37) şae (38) allahu (39) min (40) el (41) salihin (42) 

( "Kesinlikle ben, bana SEKİZ YIL ücretlenmen karşılığında şu iki kızımdan birini sana nikahlamayı isterim. Eğer ona tamamlarsan senin indindendir. Sana meşakkat vermeyi istemem. Eğer Allah dilerse beni iyilerden bulacaksın." dedi. )

Hakka suresinin aşağıdaki ayetinde “7 gece” ve “8 gün” ifadeleriyle döngü sonu ve yeni döngü başlangıcı kavramlarına batınen işaret edilmektedir.

69/7 Sahhare (1) ha (2) aley (3) him (4) SEB'A (5) LEYALİN (6) ve (7) SEMANİYETE (8) EYYAMİN (9) husumen (10) fe (11) tera (12) el (13) kavme (14) fi (15) ha (16) sar'a (17) ke (18) enne (19) hum (20) a'cazu (21) nahlin (22) haviyet (23) 

( Onu üzerlerine YEDİ GECE ve SEKİZ GÜN aralıksız fırtına olarak salıp musallat etti. Böylece orada kavmi yere serilmiş görürdün. Kesinlikle onlar çökmüş, boş hurma kütükleri gibiydiler. )

Yine Hakka suresinin aşağıdaki ayetinde, “Yevm” olarak ifade edilen “yeni döngü başlangıcı” safhasında “8 melek”ten bahsedilmektedir. Ayetin numarası olan 17 sayısının nümerolojik değeri 8’dir.

69/17 Ve (1) el (2) meleku (3) ala (4) ercai (5) ha (6) ve (7) yahmilu (8) arşe (9) rabbi (10) ke (11) fevka (12) hum (13) YEVME (14) izin (15) SEMANİYET (16) 

( Ve melekler onun çevresindedir. O GÜN onların SEKİZİ, üstlerinde Rab’binin arşını, tahtını taşırlar. )

İncil’in aşağıdaki ayetinde, Nuh’un gemisinden  kurtulan yani yeni döngüye intikal eden kişi sayısının 8 olması da konu bağlamında nümerik uyum arzetmektedir.

60-1-Peter-3-20 Bir zamanlar, Nuh'un günlerinde gemi yapılırken, Tanrı'nın sabırla beklemesine karşın bu ruhlar söz dinlememişlerdi. O gemide birkaç kişi, daha doğrusu SEKİZ KİŞİ SUYLA* KURTULDU.

*”Suyla kurtulmak” ifadesi de "su ile açılan boyut portalı" kavramı açısından dikkat çekmektedir.

Mesih İsa'nın, çarmıha asılması sonrasındaki dirilişine yani yeni döngüye geçişine ilişkin ayetlerde de "Haftanın ilk günü" yani 7 gün sonrasındaki 8. gün kavramına işaret edilmektedir.

40-Matthew-28-1 Şabat Günü'nü izleyen HAFTANIN İLK GÜNÜ, tan yeri ağarırken, Mecdelli Meryem ile öbür Meryem mezarı görmeye gittiler.

41-Mark-16-2 HAFTANIN İLK GÜNÜ sabah çok erkenden, güneşin doğuşuyla birlikte mezara gittiler.

Tevrat’ın aşağıdaki ayetlerinde de 8 sayısı aynı batıni anlam kapsamında zikredilmektedir.

21-Ecclesiastes-11-2 YEDİ, HATTA SEKİZ KİŞİYE PAY VER, Çünkü ülkenin başına ne felaket geleceğini bilemezsin.

2-Exodus-22-30 Öküzlerinize, davarlarınıza da aynı şeyi yapacaksınız. YEDİ GÜN ANALARIYLA KALACAKLAR, SEKİZİNCİ GÜN ONLARI BANA VERECEKSİNİZ.

3-Leviticus-8-35 YEDİ GÜN BOYUNCA gece gündüz Buluşma Çadırı'nın giriş bölümünde bekleyecek, RAB'bin buyruğunu yerine getireceksiniz. Öyle ki, ölmeyesiniz. Bana böyle buyruk verildi."

3-Leviticus-9-1 SEKİZİNCİ GÜN Musa Harun'la oğullarını ve İsrail ileri gelenlerini çağırdı.

Tuesday, October 14, 2025

Mariana Çukuru ve Gayabet el cubb

Dünya’nın en derin noktası, Batı Pasifik Okyanusu'nda yer alan Mariana Çukuru olup, derinliği 10,984 metredir. Derinliği ifade eden bu sayının nümerolojik değeri 22 (1+0+9+8+4 = 22) olmaktadır.





Kur’an’da, “büyük derinlik” anlamını temsil eden ifade, evvelki bölümlerde incelendiği üzere, zahiri ve batıni olmak üzere çoklu anlamları bulunan “Ğayabet el cubb” (Kuyunun bilinmezliği, Kuyunun derinliği, Kuyunun boşluğu) ifadesidir. Bu ifade ilk kez Yusuf suresinin aşağıdaki ayetinde geçmekte olup, ayette, yukarıdaki sayısal veriyle uyum arzeden 22 nümerolojisi bulunmaktadır.

12/10 Kale (1) kailun (2) min (3) hum (4) la (5) taktulu (6) yusufe (7) ve (8) elku (9) hu (10) Fİ* (11) ĞAYABETİ (12) EL (13) CUBBİ (14) yeltekit (15) hu (16) ba'du (17) el (18) seyyarati (19) in (20) kuntum (21) failin (22) 

( Onlardan söz sahibi "Yusuf'u öldürmeyin. Onu KUYUNUN DİBİNE / BİLİNMEZLİĞİNE / BOŞLUĞUNA / YOKLUĞUNA atın. Onu bazı seyyarlar bulsun. Eğer yapanlar olursanız." dedi. )

- Ayetin sure ve ayet numaralarının toplamı 22 (12+10 = 22) olmaktadır.

- Ayette 22 kelime bulunmaktadır.

- Ayette, “derinlik, boşluk” anlamına işaret eden kelime olan “Ğayabet” kelimesinin sıra numarası ile ayet numarasının toplamı 22 (12+10 = 22) olmaktadır.

*Söz konusu derinlik ölçüsü, yuvarlak olarak 11,000 metre olarak baz alınacak olduğunda ise, ayetteki "Fİ ğayabet el cubbi" (Kuyunun derinliğinin İÇİNE) ifadesinin 11. kelimeden itibaren başlaması dikkat çekmektedir. Ayrıca söz konusu derinlikte ışık mevcut olmayıp karanlık söz konusudur. "Zulumat el bahr" (Denizin karanlıkları) ifadesinin yer aldığı aşağıdaki ayetin "Bahr" (Deniz) kelimesiyle biten ilk cümlesi 11 kelimeden oluşmaktadır.

6/63 Kul (1) men (2) yunecci (3) kum (4) min (5) ZULUMATİ (6) EL (7) berri (8) ve (9) el (10) BAHRİ (11) ....

(Karanın ve DENİZİN KARANLIKLARINDAN sizi kim kurtarır? .... )

Tevrat’ta “Denizin derinlikleri” ifadesi ilk kez Psalms (Mezmurlar) suresinin 22. ayetinde geçmektedir. 

19-Psalms-68-22 Rab, "Onları Başan'dan, DENİZİN DERİNLİKLERİNDEN geri getireceğim" der,

"Derinlik" kelimesinin ilk kez geçtiği ve elbetteki çoklu anlamları olan aşağıdaki Tevrat ayeti de 11 ve 22 sayıları açısından dikkat çekmektedir. ( Sure numarası ve bölüm numarası 1, 1 ... 11 ve ayet numarası 2 ... 1+1 = 2 ve 2 ... 22)

1-Genesis-1-2 Yer şekilsizdi ve boştu ve karanlık, DERİNLİĞİN üzerini kaplamıştı. Ve Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde hareket ediyordu.


Evrenin anahtarları ... 3, 6, 9 !?

Sırp mucid Nikola Tesla’ya ait olduğu belirtilen şu cümle kozmik açıdan büyük önem taşımaktadır.

"Eğer üç, altı ve dokuz'un muhteşemliğini bilseydiniz, o zaman evrenin anahtarı sizde olurdu."

1-9 arası sayılar 3x3'lük bir kare matris olarak düzenlenebilmektedir ki bu format her gün kullanılan telefon tuşlarının dizilim formatıdır. 


Yukarıdaki matriste;

Her bir satırdaki sayıların toplamlarının nümerolojik değerleri 6 olmaktadır.

Her bir sütundaki sayıların toplamlarının nümerolojik değerleri sırasıyla 3, 6 ve 9 olmaktadır. Bu sayıların toplamı ise, aynı zamanda 6+6+6 işleminin de sonucu olan ve nümerolojik değeri 9 olan 18 sayısıdır.

Matrisin köşegenlerini oluşturan sayıların ve orta satırdaki ve orta sütundaki sayıların toplamlarının sonucunun nümerolojik değeri hep 6 olmaktadır. 

Kur’an’da, kodu 3, 6 ve 9 sayılarından oluşan ilk ayet Al’i İmran suresinin aşağıdaki ayetidir.

3/69 Veddet (1) taifetun (2) min (3) ehli (4) el (5) kitabi (6) lev (7) yudillune (8) kum (9) ve (10) ma (11) yudillune (12) illa (13) enfuse (14) hum (15) ve (16) ma (17) yeş'urun (18)

(وَدَّتْ طَٓائِفَةٌ مِنْ اَهْلِ الْكِتَابِ لَوْ يُضِلُّونَكُمْۜ وَمَا يُضِلُّونَ اِلَّٓا اَنْفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ )

( Kitap sahiplerinden bir grubunuz sizi saptırmayı arzuladılar da nefisleri haricindekini saptırmazlar ve farketmezler. )

Ayet, cümle bazında aşağıdaki şekilde ayrıştırılabilmektedir.

Veddet (1) taifetun (2) min (3) ehli (4) el (5) kitabi (6)

(Kitap sahiplerinden bir grubunuz istedi.)

lev (7) yudillune (8) kum (9)

(Keşke sizi saptırsalar)

ve (10) ma (11) yudillune (12) illa (13) enfuse (14) hum (15)

(ve nefisleri haricindekini saptırmazlar.)

ve (16) ma (17) yeş'urun (18)

(ve farketmezler.)

Yukarıdaki ayırışımda yer alan cümleler sırasıyla 6, 3, 6 ve 3 kelimeden oluşmaktadır.

Bu cümlelerin son kelimelerinin ayetteki sıra numaralarının nümerolojik değerleri de sırasıyla 6, 9, 6 ve 9’dur.

Ayet 18 (1+8 = 9) kelimeden ve 54 (5+4 = 9) harften oluşmaktadır. 
 
Tesla’nın cümlesindeki “evrenin anahtarı” ifadesi Enam suresinin ilk cümlesi itibarıyla önem arzetmektedir. 

6/59 Ve (1) inde (2) hu (3) mefatihu (4) el (5) ğaybi (6) ....

( الْغَيْبِ مَفَاتِـحُ وَعِنْدَهُ )

( Ve gaybın anahtarları O’nun indindedir. .... )

Bu cümle sadece, numarası 6 olan Enam suresinde yer almaktadır. 

Bu cümlede 6 kelime bulunmaktadır.

Söz konusu cümlenin ebced değeri olan 1707 sayısının nümerolojik değeri de 6’dır. (1+7+0+7 = 15 ... 1+5 = 6)

Ve cümle 15 (1+5 = 6 ) harften oluşmaktadır.

İlk kez A'raf suresinin 54. (5+4 =9) ayetinde geçen "ALTI günde yaratılış" ifadesi ve sadece 39/6 (3, 6 ve 9 sayıları) kodlu ayette geçen "Rahimlerde ÜÇ karanlıkta yaratılış" kavramları da konu bağlamında önem arzetmektedir.

Kur'an'da 6 sayısı 9 kere, 9 sayısı ise 6 kere tekrarlanmakta olup, bu iki sayının toplamının nümerolojik değeri de yine 6 (6+9 = 15 ... 1+5 = 6) olmaktadır. 

Kitab-ı Mukaddes'in (Tecrat + İncil) 66. bölümü olan Vahiyler bölümünün 18 (1+8 = 9) numaralı ayetinde zikredilen ve "insanın sayısı" olarak nitelenen 666 (6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9) sayısı da konu bağlamında önem arzetmektedir.

Kutsal kitaplardaki sure adetleri de 3, 6 ve 9 sayıları açısından dikkat çekmektedir.

- Kur'an'da 114 (1+1+4 = 6) sure bulunmaktadır.

- Tevrat'ta 39 (3+9 = 12 ... 1+2 = 3) sure bulunmaktadır.

- İncil'de 27 (2+7 = 9) sure bulunmaktadır.

- Tevrat ve İncil'de toplam 66 (6+6 = 12 ... 1+2 = 3) sure bulunmaktadır. 

- Kur'an ve Kitab-ı Mukaddes'te toplam 180 (1+8+0 = 9) sure bulunmaktadır.

Monday, October 13, 2025

Yüksek ateş yeri ... Piramit

Mısır'daki en büyük piramit 146 metre yüksekliğindeki Keops Piramididir. Bu piramit Khufu Piramidi veya Büyük Giza Piramidi olarak da anılmaktadır. Grekçe bir kelime olan "Kheops" kelimesi Mısır dilindeki "Khufu" (Korur, Gözetir, Esirger) kelimesinin farklı telaffuz edilmiş halidir.

https://smarthistory.org/pyramid-of-khufu/

https://www.pyramid-of-giza.com/pyramids-of-giza-facts/

https://www.arthipo.com/artblog/en/history-of-art/cheops-pyramid.html

Mısır dili kökenli olup, Grekçeye geçmiş olan "πυραμίς" (Pyramis) kelimesi "Pyr" (Ateş, Yakıcı, Sivri, Uç nokta, Sivrilen Yapı) + "amis" (dişil isim yapım eki) kelimelerinden oluşmaktadır. Piramit, dört eşit kenarlı bir tabanın (kare) her köşesinden yükselen ve yukarıdaki bir noktada birleşen dört eşit kenardan oluşmaktadır. Yani piramit toplam sekiz kenardan oluşan üç boyutlu geometrik bir şekildir.

Sad suresinin aşağıdaki ayetinde yer alan "Sarh" (Yüksek yapı, Köşk) kelimesi semantik ve nümerik açıdan piramite işaret etmekte gibidir. 

28/38 Ve (1) kale (2) fir'avnu (3) ya (4) eyyu (5) ha (6) el (7) meleu (8) ma (9) alemtu (10) lekum (11) min (12) ilahin (13) ğayr (14) i (15) fe (16) EVKİD (17) li (18) i (19) ya (20) hamanu (21) ala (22) el (23) tiyni (24) fe (25) ic'al (26) li (27) i (28) SARHAN (29) lealle (30) i (31) ettaliu (32) ila (33) ilahi (34) musa (35) ve (36) in (37) ni (38) le (39) ezunnu (40) hu (41) min (42) el (43) kazibin (44) 

(وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَٓا اَيُّهَا الْمَلَأُ مَا عَلِمْتُ لَكُمْ مِنْ اِلٰهٍ غَيْر۪يۚ فَاَوْقِدْ ل۪ي يَا هَامَانُ عَلَى الطّ۪ينِ فَاجْعَلْ ل۪ي صَرْحاً لَعَلّ۪ٓي اَطَّلِعُ اِلٰٓى اِلٰهِ مُوسٰىۙ وَاِنّ۪ي لَاَظُنُّهُ مِنَ الْكَاذِب۪ينَ)

( Ve Firavun "Ey ileri gelenler, ben size benden başka ilah bilmem. Haydi bana çamurun üzerine ATEŞ YAK ey Haman. Bana YÜKSEK YAPI oluştur. Umulur ki ben Musa'nın ilahına yükselirim. Kesinlikle ben onu yalancılardan zannederim." dedi. )

- Ayetteki "çamurun üstunde ateş yakılması" ve "yüksek yapı oluşturulması" ifadeleri piramitle semantik ve morfolojik açıdan uyum arzetmektedir.

- Ayette 44 kelime bulunmakta olup, piramitin de tabanında 4, üst kısmında da 4 kenar bulunmaktadır.

- "Sarh" (صَرْحاً) (Yüksek Yapı) kelimesi 4 harften oluşmaktadır. (Sad, Ra, Ha, Elif)

- Ayetin numarasının (38) ve ayetteki "Sarh" (Yüksek yapı, Köşk) kelimesinin sıra numarasının (29) nümerolojik değeri olan 11 sayısı Keops Piramidinin yüksekliğini metre cinsinden ifade eden 146 sayısının da nümerolojik değeridir.

- Ayetin kodundaki rakamlarla ayetteki kelime adedini temsil eden sayıdaki rakamların toplamının nümerolojik değeri de 11 olmaktadır. (2+8+3+8+4+4 = 29 ... 2+9 = 11)

- Ayet 128 harften oluşmaktadır ki bu sayının nümerolojik değeri de 11 (1+2+8 = 11) olmaktadır.

Ayette, Firavun'un, Sarh'ı (Piramit) bir yükseliş ve halden hale geçiş portalı addetmesi 11 sayısıyla uyum arzetmektedir.

Nebula, Yaratılış Sütunu ve 21 cm Çizgisi

Latince bir kelime olan ve “Bulutsu” olarak çevirilen “Nebula” (Bulut, Sis) kelimesi astronomide yıldızlararası ortamın, iyonize, nötr veya moleküler hidrojen ve kozmik tozdan oluşan ve ışıldayan kısmını tanımlamaktadır. Bulutsular genellikle "Serpens" (Yılanlar Takımyıldızı)'deki "Eagle Nebula" (Kartal Nebulası Kartal Bulutsusu)'da bulunan "Pillars of Creation" (Yaratılış Sütunları) gibi yıldız oluşum bölgeleridir. 

1995 yılında Hubble Teleskopuyla çekilen görüntü

Eagle Nebula (Kartal Nebulası) ve Pillars of Creation (Yaratılış Sütunları)

"Hidrojen Çizgisi", veya “21 cm Çizgisi”, nebulaların yaydığı 21 cm (1420 mhz) dalga boyuna sahip ışınıma verilen isimdir. Evrendeki en önemli radyasyon dalga boyu olarak nitelenen bu ışınım kozmolojide “Magic Lenth” (Sihirli Uzunluk) olarak da anılmaktadır.






Tevrat ve Kur'an ayetlerinde yer alan “Bulut Sütunu", Buluttan Gölgelik” ve “Toplanmış Bulut” ifadeleri ve ilgili 21 sayısı tezahürü, Hidrojen Çizgisi (21 cm Çizgisi) fenomenine işaret etmekte gibidir.

“Bulut Sütunu” kavramının Tevrat’ta ilk kez aşağıdaki ayette geçmektedir. 

2-Exodus-13-21 And the LORD went before them by day in a PILLAR OF A CLOUD, to lead them the way; and by night in a PILLAR OF FIRE, to give them LIGHT; to go by day and night

( Gece gündüz ilerlemeleri için, RAB gündüzün bir BULUT SÜTUNU içinde yol göstererek, geceleyin bir ATEŞ SÜTUNU içinde IŞIK VEREREK onlara öncülük ediyordu.)

Ayetin numarası 21, alt bölüm kodunu (13-21) oluşturan rakamların toplamı ise 7’dir. Bu durum Hidrojen Çizgisinin 21 cm’lik ve 1420 mhz’lik (1+4+2+0 = 7) dalga boyu ile uyum arzetmektedir.

Aşağıdaki ayetin alt bölüm kodunu (9-12) oluşturan sayıların toplamı da 21 (9+12 = 21) olmaktadır.

16-Nehemia-9-12 Gündüzün bir BULUT SÜTUNUYLA, geceleyin yollarına IŞIK TUTMAK için bir ateş sütunuyla atalarımıza yol gösterdin.

Kur’an’da ise “Zulelin Minel Ğamam" (Buluttan Gölgelikler) ve “Sehabun Merkum (Toplanmış Bulut)” kavramlarını içeren aşağıdaki ayetler semantik ve nümerik açıdan konuyla uyum arzetmektedir. 

2/210 Hel yenzurune illa en ye'tiyehumullahu fi ZULELİN MİNEL ĞAMAMİ vel melaiketu ve kudiyel emr ve ilellahi turceul umur

(Onlar, ille de Allah ve melekler onlara BULUTTAN GÖLGELİKLERİN* içinde gelsin de iş yapılsın diye mi bakarlar? Ve işler Allah’a döndürülür.)

Ayetin numarası olan 210 sayısı 21 sayısındaki rakamları içrmektedir.

*”Zilal / Zulel” (Gölge / Gölgeler)” kelimesi kök anlam itibarıyla “Örten, Kaplayan, Üzerine Gerilen” anlamını içermekte olup, “Zilal” kelimesi bir ateş veya ışık örtüsünü de temsil edebilmektedir.

52/44 Ve (1) in (2) yerav (3) kisfen (4) min (5) el (6) semai (7) sakitan (8) yekulu (9) SEHABUN (10) MERKUM (11) 

( Ve eğer parçayı gökten düşerken görseler, "TOPLANMIŞ BULUT." derler. )

Ayetteki “Sehabun Merkum” (Toplanmış Bulut) kelime ikilisinin sıra numaralarının toplamı 21 (10+11 = 21) olmaktadır.

İkiyi birleyenler ... Kadın ve Erkek

Malum olduğu üzere Ruh ve Madde, yaratılıştaki temel düalite öğelerindendir. Evvelce de defaatle tekrarlandığı üzere, kaba madde planındaki varlıkların tekamül yolundaki ilk hedefi, mümkün olabildiğince yani imkanları “samimi şekilde” el verdiği oranda maddeyi ihmal edip ruha odaklanmaktır. Bu yaklaşım spiritüalizmde “ikiyi birlemek” olarak anılmaktadır. 

Ruh kelimesinin Kur’an’da 21 kere tekrarlanması, ruh ilminden bahsedilen tek ayet olan 17/85 kodlu ayetin kodundaki rakamların toplamının 21 (1+7+8+5 = 21) olması ve bu ayette 21 kelime bulunması “ikiyi birlemek” kavramına işaret etmekte gibidir.

17/85 Ve (1) yes'elune (2) ke (3) an (4) el (5) RUH (6) kul (7) el (8) RUHU (9) min (10) emri (11) rabb (12) i (13) ve (14) ma (15) utitum (16) min (17) el (18) ilmi (19) illa (20) kalila (21) 

( Ve sana RUHTAN sual ediyorlar. De ki: "RUH, Rab’bimin işlerindendir. İlminden size azıcık haricinde verilmemiştir." )

Evvelki bölümlerde incelenen ve bir alışkanlığın edinilmesi için 21 gün tekrarlama gerektiğini öne süren “21 Gün Kuralı / 21 Gün Alışkanlık Teorisi” de konu bağlamında dikkat çekmektedir. Zira, alışkanlık edinilmesi ruhsal, bilişsel bir fenomendir. 

Aşağıdaki Tevrat ayetlerinde de bir düalite öğesi olan erkek ve kadın kavramlarının birlikte “biri” oluşturmaları gerektiğinden bahsedilmektedir.

1-Genesis-2-24 Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, İKİSİ TEK BEDEN OLACAK.

40-Matthew-19-5 ve şöyle dedi: 'Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, İKİSİ TEK BEDEN OLACAK.'

40-Matthew-19-6 Şöyle ki, onlar artık İKİ DEĞİL, TEK BEDENDİR. O halde Tanrı'nın birleştirdiğini, insan ayırmasın."

41-Mark-10-8 İKİSİ TEK BEDEN OLACAK.' Şöyle ki, onlar artık iİKİ DEĞİL TEK BEDENDİR.

41-Mark-10-9 O halde Tanrı'nın birleştirdiğini insan ayırmasın."

49-Ephesians-5-31  "Bunun için adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, İKİSİ TEK BEDEN OLACAK."

Spiritüalizmde “Hasat” olarak adlandırılan, ruhların (bilinçlerin) gelişimsel döngülerinin tamamlandığı ve gelişim durumlarına göre bir ayrışımın ve üst plana geçişin gerçekleştiği büyük döngü sonu (yevmel hisab, yevmel fasl, yevmel kiyamet vb.) fenomeni, İncil’in aşağıdaki ayetlerinde “İkinin biri” ifadesiyle ve “Kadın & Erkek” misaliyle tasvir edilmektedir.

40-Matthew-24-40 O gün tarlada bulunan İKİ KİŞİDEN BİRİ alınacak, biri bırakılacak.

40-Matthew-24-41 Değirmende buğday öğüten İKİ KADINDAN BİRİ alınacak, biri bırakılacak.

42-Luke-17-34 Size şunu söyleyeyim, o gece aynı yatakta olan İKİ KİŞİDEN BİRİ alınacak, öbürü bırakılacak.

42-Luke-17-35 Birlikte buğday öğüten İKİ KADINDAN BİRİ alınacak, öbürü bırakılacak."

42-Luke-17-36 İKİ ADAM tarlada olacak; BİRİ alınacak diğeri bırakılacak.

Erkek ile kadın arasında salt bir üstünlüğün olmadığının, muhtelif niteliklerinden dolayı birbirlerine üstünlükleri olduğunun ve bu nedenle de esasen “ikisinin tek bir” bütünü tamamladıklarının bildirildiği Nisa suresinin aşağıdaki ayetinin ilgili ilk cümlesinde 21 kelime bulunması da konu bağlamında dikkat çekmektedir. 

4/34 El (1) ricalu (2) kavvamune (3) ala (4) en (5) nisai (6) bi (7) ma (8) faddale (9) allahu (10) ba'da (11) hum (12) ala (13) ba'din (14) ve (15) bi (16) ma (17) enfeku (18) min (19) emvali (20) him (21) .... 

( Allah’ın, onları birbirlerine üstün kılmasından ve mallarından harcamalarından dolayı erkekler kadınlar üzerinde koruyan ve gözetendirler. ... )

Ayette, yaratılıştaki en önemli iki varlıktan biri olan “dişil varlığın”, eril varlık tarafından  korunması, sakınılması, gözetilmesi gerektiği bildirilmekte ve erkeğe bu anlamda büyük bir görev ve sorumluluk yüklenmektedir. Bu durum “dişil varlığın” önemine ve özel konumuna ayrıca dikkat çekilmekte olduğunun bir göstergesidir.

Sunday, October 12, 2025

Bilgeler ve Bilgili cahiller

"Bilge" kelimesi derin bilgiye, sezgiye ve anlayışa sahip olan kimse anlamına gelmektedir.

Bilgelik, bilgiyi iyilik, adalet, ölçülülük, merhamet gibi değerlerle yoğurarak hayata doğru şekilde yansıtabilme, doğru, dengeli ve erdemli bir şekilde kullanabilme yetisidir.

Bilgeliğin değerinin dünyevi parametrelerle ölçülemeyeceği aşağıdaki Tevrat ayetlerinde şöyle bildirilmektedir.

18-Job-28-12 Ama bilgelik nerede bulunur? Aklın yeri neresi?

18-Job-28-13 İnsan onun değerini bilmez. Yaşayanlar diyarında ona rastlanmaz.

18-Job-28-14 Derinlikler “Bende değil” der. Deniz ise “Yanımda değil.”

18-Job-28-15 Onun bedeli saf altınla ödenmez, değeri gümüşle ölçülmez.

18-Job-28-18 Yanında mercanla billurun sözü edilmez. Bilgeliğin değeri mücevherden üstündür.

18-Job-28-23 Onun yolunu Tanrı anlar. Yerini bilen O’dur.

Sadece bilgili ve zeki olmanın bilgelik olmadığı, bilgili olmanın tek başına bir anlam ifade etmediği, insanlık için iyilik ve fayda üretmeyip nefsaniyete hizmet eden bilginin ve zekanın nihayetinde "cehalet" olduğu ise kitaplarda şu ayetlerle bildirilmektedir.

45/23 Hevesini ilahı edinen kimseyi görmez misin? ALLAH ONU İLİM ÜZERİNE SAPTIRIR. ...

23-Isaiah-47-10 “Kötülüğüne güvendin. "Beni gören yok diye düşündün. BİLGİN VE BİLGELİĞİN SENİ SAPTIRDI. İçinden, "Kraliçe benim, başkası yok." diyordun.

Aşağıdaki Tevrat ayetlerinde ise "bilgeliğin sırrı" verilmektedir.

18-Job-28-28 İnsana, “İŞTE RAB KORKUSU, BİLGELİK BUDUR” dedi. ”KÖTÜLÜKTEN KAÇINMAK AKILLILIKTIR.”

18-Job-39-26 “Atmaca senin bilgeliğinle mi süzülüyor,Kanatlarını güneye doğru açıyor?

18-Job-39-27 Kartal senin buyruğunla mı yükseliyor, yuvasını yükseklere kuruyor?

19-Psalms-111-10 BİLGELİĞİN TEMELİ RAB KORKUSUDUR.

20-Proverbs-9-10 RAB KORKUSUDUR BİLGELİĞİN TEMELİ. AKIL, KUTSAL OLAN'I TANIMAKTIR.

"Her şey “Ölçü” iledir."

Kur’an’da yer alan ve tekrar adetleri yanlarına yazılmış olan aşağıdaki kelimeler, “Ölçü, Ölçme” anlamını içeren “KDR” kökünden türeme kelimelerdir.

Kadr / Kadara : Ölçmek, Değer biçmek; Güç, Kudret (#45)

Kader : Ölçü (#12)

Kadir : Ölçen, Değerlendiren, Gücü yeten, Muktedir, Kudretli, Güçlü, Kuvvetli (#59)

Mikdar : Ölçü, Sayısal değer (#3)

Makdur : Ölçülendirilmiş (#1)

Takdir : Ölçme, Ölçülendirme, Değerlendirme (#7)

“KDR” kökünden olan yukarıdaki kelimelerin tekrar adetlerinin toplamı 127 (45+12+59+3+1+7 = 127) olmaktadır. Bu sayı “Allah” kelimesinin kitaptaki tekrar adedi olan ve nümerolojik değeri de 1 olan 2701 sayısında yer alan rakamlardan oluşmakta olup, nümerolojik değeri de yine 1’dir.

Yaratılıştaki manevi ve maddi her öğenin belirli bir “mikdar” ile yaratıldığını ve her olgu ve olayın belirli bir sayısal prensibe dayandığını yani “takdir edildiğini” bildiren bazı ayetler şöyledir.

13/8 Allahu ya'lemu ma tahmilu kulli unsa ve ma teğiydul erhamu ve ma tezdad ve KULLİ ŞEY'İN İNDEHU Bİ MİKDAR

( Allah, her kadının ne yüklenip taşıdığını ve rahimlerin ne azalttığını ve ne artırdığını bilir. O’NUN İNDİNDE HER ŞEY ÖLÇÜ İLEDİR. )

25/2 Ellezi lehu mulkus semavati vel erdi ve lem yettehiz veleden ve lem yekun lehu şerikun fil mulki VE HALEKA KULLE ŞEY'İN FE KADDERAHU TAKDİRA

( O’dur ki, göklerin ve yerin mülkü, hükümdarlığı O’nadır. Çocuk edinmez ve mülkte, hükümdarlıkta O’na ortak olmaz. HER ŞEYİ YARATIP, ONLARI ÖLÇÜ İLE ÖLÇÜLENDİRMİŞTİR. )

Her şeyin ölçü ile yaratıldığının tek cümlelik bir ayet olacak şekilde bildirildiği aşağıdaki ayetin ebced değeri olan 1504 sayısının nümerolojik değeri de 1 olmaktadır.

54/49 İNNA KULLE ŞEY'İN HALAKNAHU Bİ KADER

(اِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ)

( KESİNLİKLE BİZ HER ŞEYİ ÖLÇÜ İLE YARATTIK. )

Türkçedeki “Ölüm ve “Olum” kelimelerinin fonetik benzerliği, yaratılıştaki temel düaliteyi temsil eden bu iki kavramın esasen özdeş olduklarının yani yeni döngü başlangıçları olduklarının, Türk dili vasıtasıyla bildirildiğine işaret gibidir. Zira her “ölüm” yeni bir “olum”dur ki zaten ilahi sistemde “algılanagelen” anlamıyla “ölüm” yani “yok olma” yoktur. Sadece ruhsal tekamüle yönelik sonsuz halden hale geçişler, dönüşümler, yenilenmeler vardır ki esas kritik husus da bu halden hale geçişin nasıl olacağıdır. Yani “tekamül etmiş olmaya” dayalı pozitif bir dünüşüm mü, “tekamül edememiş olmaya” dayalı negatif bir dönüşüm mü olacağıdır. Bu da bir varlığın, yaşam döngüsü içinde “bir diğer varlığın yaşamına maddi ve manevi anlamda fayda sağlamak ve icabında bu yolda ölmek” düşüncesini mi benimsediğine veya “bir diğer varlığın yaşamına maddi ve manevi anlamda zarar vermek ve bu yolla nefsani fayda sağlamak” düşüncesini mi benimsediğine bağlıdır.

Bu noktada hassasiyet arzeden husus ise “bir varlığın kaba madde planında fizyolojik olarak yaşamını sürdürebilmesi için diğer bir varlığı öldürmesi” meselesidir. Dünyevi algıyla yani kaba madde planı algısıyla “hazin, saçma, acımasız, anlamsız, zalimce” olarak nitelenebilecek bu durum esasen ilgili varlıklar için, yukarıda zikredilen bir diğer varlığın yaşamına maddi ve manevi anlamda fayda sağlamak ve icabında bu yolda ölmek” kavramı kapsamında bir ruhsal tekamül ve üst yaşam formu haline geçiş vasıtası niteliği arzetmektedir. Kitapta sıkça zikredilen “Ahiret” kavramının da özünü teşkil eden bu durum insana yönelik olmak üzere ayetlerde şöyle ifade edilmektedir.

2/154 Ve Allah yolunda öldürülenler için ölüler demeyin. Bilakis diridirler ve lakin farkedemezsiniz.

3/169 Ve kesinlikle o Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın. Bilakis diridirler, Rab’lerinin indinde rızıklanırlar.

Vakia suresinin aşağıdaki ayet ikilisinin ilkinde “ölüm”ün de bir “takdir” olduğu bildirilirken, ikincisinde ise yukarıda da değinildiği üzere, “ölümün yeni bir döngü başlangıcı, bir halden hale geçiş, dönüşüm, yeniden yaratılış safhası” olduğuna işaret edilmektedir.

56/60 NAHNU KADDERNA BEYNEKUMUL MEVTE ve ma nahnu bi mesbukin

( ARANIZDA ÖLÜMÜ BİZ ÖLÇÜLENDİRDİK / TAKDİR ETTİK. Önüne geçilebilecek olanlar değiliz. )

56/61 ALA EN NUBEDDİLE EMSALEKUM VE NUNŞİEKUM FI MA LA TA'LEMUN

( MİSALLERİNİZİ DEĞİŞTİRMEMİZE VE SİZİ O BİLMEDİĞİNİZLE İNŞA ETMEMİZE.*  )

*Çoklu anlamları olan bu ayetteki “misallerin değiştirilmesi ve bilinmeyen şekilde yeniden inşa edilme” ifadesi, kaba madde planı dünyadaki reenkarnasyon döngüleri sonunda ruhsal tekamülünü tamamlamış insanların üst yaşam planlarına intikallerini ve oralarda farklı yaşam formu (yarı süptil, süptil) halindeki yeniden yaratılışlarını tanımlamakta gibidir. Bu ifade, dünyadaki insan dışı varlıklar yani organizmalar, bitkiler ve hayvanlar için ise bir üst yaşam formu  haline (bakteriden böceğe, böcekten sürüngene, sürüngenden kuşa, kuştan dört ayaklı hayvana, dört ayaklı hayvandan insana) geçiş olarak değerlendirilebilmektedir.  

Bir kaba madde planı varlığı olan insanın, ruhsal tekamüle giden yolu, dünyevi, maddi, nefsani unsurlarla olan bağını zayıflatmasından geçmektedir. Bu yaklaşım onu, düşük nitelikli madde frekansının sonucu olan kibir, hırs, kin, nefret, öfke, hodkamlık, iştah, şehvet, açgözlülük gibi helak edici duygulardan yani nefsaniyetten uzak tutacak, onu daha özverili, daha paylaşımcı, daha iyi, daha tekamüle layık bir varlığa dönüştürecek ve onu, “yemek yemeyen gövde”, “sıcak, soğuk, açlık, susuzluk bilmeyen varlık” haline (Kur'an 20/118-119, 21/8) geçişe hazırlayacaktır. İncil'deki şu ifadeler de konu bağlamında dikkat çekmektedir. "46-1-Korintliler-6-13 "Yemek mide için, mide de yemek içindir" diyorsunuz, ama Tanrı hem mideyi hem de yemeği ortadan kaldıracaktır."

Friday, October 10, 2025

Harshad sayıları

Rakamlarının toplamına (nümerolojik değerine), tam olarak bölünebilen sayılara Harshad Sayıları denmektedir. Bu fenomen ilk önce Hint matematikçi Dattathreya Ramachandra Kaprekar tarafınfan bulunmuş olup, ismi de Sanskritçe "Harşa" (Sevinç) ve "Da" (Veren) kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Bu fenomen Kanadalı-Amerikalı matematikçi Ivan Morton Niven tarafından yaygınlaştırılmış olduğu için Niven Sayıları olarak da bilinmektedir.

Örneğin 1729 sayısı bir Harshad Sayısı'dır. (1+7+2+9 = 19 ... 1729/19 = 91 (Tam sayı)

1-200 arası sayılar içindeki Harshad Sayıları şöyledir.

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 12, 18, 20, 21, 24, 27, 30, 36, 40, 42, 45, 48, 50, 54, 60, 63, 70, 72, 80, 81, 84, 90, 100, 102, 108, 110, 111, 112, 114, 120, 126, 132, 133, 135, 140, 144, 150, 152, 153, 156, 162, 171, 180, 190, 192, 195, 198 ....

Yukarıdaki dizide, 1-100 arasında nümerolojik değeri 9 olan 9 adet Harshad Sayısı bulunmakta olup, bu durumun 100-200, 200-300 vb aralıkları için de aynen devam ettiği görülmektedir. Harshad Sayıları dizisindeki bu patern matematiksel bir fenomen olan 9 sayısının bir özelliğini daha ortaya koymaktadır.

"Tis'a" (تِسْعًا) (Dokuz) kelimesinin ebced değeri de 9'dur. (Te 400 + Sin 60 + Ayn 70 + Elif 1 = 531 ... 5+3+1 = 9)

"Tis'a" (Dokuz) kelimesinin geçtiği ayetlerde de 9 nümerolojisi dikkat çekmektedir.

17/101 VE (1) LEKAD (2) ATEYNA (3) MUSA (4) TİS'A (5) AYATİN (6) BEYYİNATİN (7) fe (8) es'el (9) beni (10) israile (11) iz (12) cae (13) hum (14) fe (15) kale (16) lehu (17) fir'avnu (18) in (19) ni (20) le (21) ezunnu (22) ke (23) ya (24) musa (25) meshura (26)

( VE MUSA'YA DELİL OLARAK DOKUZ AYETİ VERDİK. O halde İsrailoğulları'na sual et. Zamanında onlara geldi de Firavun ona "Kesinlikle ben zannederim ki sen ey Musa,  sihirlenmişsin." dedi. )

Ayetin numarasını (101) oluşturan rakamlar ile ayetin, "Tis'a" kelimesini de içeren ilk ayetindeki kelime adedi olan 7 sayısının toplamı 9 olmaktadır. (1+0+1+7 = 9)

18/25 Ve (1) lebisu (2) fi (3) kehfi (4) him (5) selase (6) mietin (7) sinine (8) ve (9) ezdadu (10) TİS'A (11)

( Ve mağaralarının içinde üç yüz sene kaldılar ve DOKUZ artırdılar. )

Yukarıdaki ayetin sure numarasının nümerolojik değeri 9'dur. (1+8 = 9)

Ayetin numarasını (25) oluşturan rakamlar ile ayetteki kelime adedini (11) oluşturan rakamların toplamı da 9 olmaktadır. (2+5+1+1 = 9)

27/12 Ve (1) edhil (2) yede (3) ke (4) fi (5) ceybi (6) ke (7) tahruc (8) beydae (9) min (10) ğayri (11) suin (12) fi (13) TİS'İ (14) ayatin (15) ila (16) fir'avne (17) ve (18) kavmi (19) h (20) inne (21) hum (22) kanu (23) kavmen (24) fasikin (25)

( Ve elini koynuna sok. Firavun'a ve kavmine yönelik DOKUZ ayetin içinde olarak kusursuz beyaz olarak çıkacaktır. Kesinlikle onlar günahkarlar kavmi oldular. )

Yukarıdaki ayetin sure numarası olan 27 sayısının nümerolojik değeri de 9'dur.

27/48 Ve (1) kane (2) fi (3) el (4) medineti (5) TİS'ATU (6) rahtin (7) yufsidune (8) fi (9) el (10) erdi (11) ve (12) la (13) yuslihun (14)

( Ve şehirin içinde, yerde bozgun yapan ve iyileştirmeyen, iyileşmeyen DOKUZ çete vardı. )

Yukarıdaki ayetin sure numarası olan 27 sayısının nümerolojik değeri de 9'dur.

Ayetin numarasını (48) oluşturan rakamlar ile ayetteki "Tis'atu" kelimesinin sıra numarasının (6) toplamının nümerolojik değeri de 9 olmaktadır. (4+8+6 = 18 ... 1+8 = 9)

Akl ve Hicr

"Akıl" kelimesinin öz anlamının "insanı yanlıştan uzaklaştıran, insanın yanlış yapmasını engelleyen" bir frekans olduğuna evvelce "Bilişsel Kavramlar" başlıklı bölümde değinilmiş ve tanımı şöyle yapılmıştı.

AKIL : Arapça “Akl” olarak telaffuz edilen bu kelime, “Akala” ( Kontrol etmek, Gem Vurmak, Men etmek, Dizginlemek, Engellemek, Bağlamak, Akletmek ) fiilinden türemiş olup, kök anlamıyla ilintili olarak düşünceyi kontrol etme, iyi-kötü, doğru-yanlış ayrımını yapabilme ve tutkulara dayalı nefsani davranışlardan, eylemlerden alıkoyma yetisi anlamını temsil etmektedir. Geniş bir şemsiye kavram olan bu kelime, algılama, düşünme, anlama, öğrenme, problem çözme, mantık yürütme, yargılama ve karar verme yetisi olarak da tanımlanmaktadır.

"Akala" kök fiilinin "Engelleme, Men etme, Uzak tutma" anlamı, Fecr suresinin aşağıdaki ayetinde "Hicr" kelimesiyle de temsil edilmektedir.

89/5 Hel fi zalike kasemun li Zİ HİCR

( Bunda AKIL SAHİBİ için yemin var mı? )

"Hicr" kelimesi "Hacara" (Yasaklamak, Engellemek, Sınır Koymak, Men Etmek, Mani Olmak), Mahcur (Yasaklanmış, Engellenmiş, Kısıtlanmış, Kısıt Altına Alınmış, Kısıtlı, Sınırlanmış, Sınırlı) fiilinden türeme bir kelime olup, "Mahcur" (Yasaklanmış, Engellenmiş, Kısıtlanmış, Kısıt Altına Alınmış, Kısıtlı, Sınırlanmış, Sınırlı) kelimesiyle aynı fiil kökünden türemedir.

Ayette yer alan ve "Yanlış yapmaktan kendini engelleme yetisine haiz olan" anlamını içeren "Zi Hicr" ifadesinin, içerdiği bu anlam ile "Akıl sahibi / Akıl Sahipleri" anlamını temsil etmesi "Akl / Akıl" kelimesinin öz anlamını da teyid etmektedir. 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2025/04/bilissel-kavramlar.html

Zeker, Unsa ve 9

Evvelce "İnsanın kaynak kodu 9" başlıklı bölümde insan ile 9 sayısı arasındaki ilinti incelenmişti. 

İnsanı temsil eden iki kavram "Zeker" (Erkek) ve "Unsa" (Kadın) kelimeleridir. Bu kelimelerin ayetlerdeki tekrar adetleri ve nümerik yapıları incelendiğinde yine 9 sayısı ile karşılaşılmaktadır.

"Zeker" (Erkek) kelimesi Kur'an'da 18 kere tekrarlanmaktadır. (1+8 = 9)

"Unsa" (Kadın) kelimesi Kur'an'da 90 kere tekrarlanmaktadır. (9+0 = 9)

"Zeker" ve "Unsa" kelimeleri birlikte olmak üzere ilk kez Al'i İmran suresinin aşağıdaki ayetinde geçmektedir. Ayetin numarasının (36) ve ayetteki kelime adedinin (45) nümerolojik değerleri 9 (3+6 = 9 ve 4+5 = 9) olmaktadır. 

3/36 Fe (1) lemma (2) vedaat (3) ha (4) kalet (5) rabbi (6) in (7) ni (8) veda'tu (9) ha (10) unsa (11) ve (12) allahu (13) a'lemu (14) bi (15) ma (16) vedaat (17) ve (18) leyse (19) el (20) ZEKERU (21) ke (22) el (23) UNSA (24) ve (25) in (26) ni (27) semmeytu (28) ha (29) meryeme (30) ve (31) in (32) ni (33) uizu (34) ha (35) bi (36) ke (37) ve (38) zurriyyete (39) ha (40) min (41) el (42) şeytan (43) el (44) racim (45)

( Böylece onu doğurduğunda, "Rab’bim kesinlikle ben onu kız doğurdum." dedi. Allah ne doğurduğunu bilirdi. ERKEK KIZ gibi değildir. Kesinlikle ben onu Meryem olarak isimlendirdim. Ben onu ve soyunu, kovulmuş şeytandan sana sığındırırım." dedi. )

Yukarıdaki ayetteki "Zeker" ve "Unsa" kelimelerinin yanyana yer aldıkları bölümdeki "Zeker" kelimesinin ve "Unsa" kelimesinin sıra numaralarını oluşturan rakamların toplamı da 9 (2+1+2+4 = 9) olmaktadır.

Kur'am'da "Erkek" ve "Kadın" kelimelerinin, "Zeker / Racul" (Erkek / Adam) ve "Unsa" (Kadın) kelimeleri vasıtasıyla birlikte yer aldıkları diğer ayetler 3/195 ve 4/32 kodlu ayetlerdir. Bu ayetlerin kodlarını oluşturan rakamların toplamlarının nümerolojik değerleri de 9 olmaktadır. (3+1+9+5 = 18 ... 1+8 = 9 ve 4+3+2 = 9)

"İnsan" (إِنْسَانُ) kelimesinin ebced değeri olan 162 sayısının nümerolojik değeri 9 (1+6+2 = 9) olup, "İnsan" kelimesi Kur'an'da ilk kez Ahzab suresinin 72. (7+2 = 9) ayetinde geçmektedir.

Bilindiği ve bu blogda da defaatle zikredildiği üzere, İnsan ve 9 sayısı ilişkisine İncil'in 18 (6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9) numaralı bir ayetinde 666 (6+6+6 = 18 ...1+8 = 9) sayısı vasıtasıyla işaret edilmektedir.

66-Vahiyler-13-18  Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı ALTIYÜZALTMIŞALTIdır

Ayrıca, "Erkek" anlamına gelen "Racul" ve Zeker" kelimelerinin ebced değerleri ve kitaptaki tekrar adetleri dikkate alındığında 9/11 kodunun tezahür ettiği de görülmektedir.

"Zeker" kelimesinin ebced değeri 920 (9+2+0 = 11), tekrar adedi ise 90 (1+8 = 9)'dır.

"Racul" kelimesinin ebced değeri 234 (2+3+4 = 9), tekrar adedi ise 56 (5+6 = 11)'dır.

Ayrıca bkz.