Bağışıklık sistemi kansere karşı kolektif bir savaş yürütür. Önce bireysel olarak başlayan yani NK hücrelerinin ve Sitotoksik T (CD8+) hücrelerinin kanser hücrelerine yapışarak başlattıkları bireysel mücadele daha sonra birçok hücre türünün (T helper (CD4+), makrofajlar, dendritik hücreler, T hücreleri) dahil olduğu kolektif (toplu) bir mücadeleye dönüşür. Bu mücadele verilmediği takdirde, küçük bir alanda gruplaşmış olan ve diğer hücrelere göre bir azınlık oluşturan kanser hücreleri kısa bir süre içinde tüm vücudu sararak organizmanın total çöküşüne sebebiyet verir.
Dünyayı tahakküm altına almış ve cennet (huzur ve mutluluk) potansiyelini cehennem (acı ve sıkıntı) frekanslarıyla örtmüş küçük bir azınlıktan ibaret olan küresel şeytan* zümresi de tıpkı kanser hücreleri gibi binlerce yıldır dünyayı "hasta" durumda tutmaktadırlar. Ve bunu da, büyük bir çoğunluğu oluşturan insan topluluğunun kolektif bilincini fiziksel veya metafiziksel vasıtalarla bloke ederek ve insanların organize tek bir topluluk olarak hareket etmesini engellemeye çalışarak gerçekleştirmektedirler.
*Hatırlanacağı üzere, "Şeytan" kelimesi bir varlığın ismi olmayıp, "Şeyt" (Helak olmak, Mahvolmak; Yanmak, Kaynamak) ve "an" (sıfat yapım eki) kelimelerinden oluşan ve "Helak eden, Mahveden; Yakan" anlamına gelen bir sıfattır. Her idrakli varlığın rahmanisi olduğu gibi şeytanisi yani şeytanı da mevcuttur.
Enfal suresinin aşağıdaki ayeti, mevcut küresel sorunun "azınlık" bir zümreden kaynaklandığı gerçeğinin idrak edilmesine vasıta olma özelliği taşımaktadır.
8/43 İZ YURİKEHUMULLAHU Fİ MENAMİKE KALİLA VE LEV ERAKEHUM KESİRAN LE FEŞİLTUM ve le tenaza'tum fil emri ve lakinnellahe sellem innehu alimun bi zatis sudur
( ZAMANINDA ALLAH, UYKUNDA SANA ONLARI AZ GÖSTERİYORDU. EĞER ALLAH SANA ONLARI ÇOK GÖSTERSEYDİ KORKACAKTINIZ. İş hakkında tartışacaktınız. Lakin Allah selamet, emniyet verdi. Kesinlikle O göğüslerin özünü bilendir. )
Aşağıdaki ayetlerde ise "toplu hareketin" gerekliliğine dikkat çekilmektedir.
9/36 .... ve KATİLUL MUŞRİKİNE KAFFETEN kema yukatilunekum kaffeh .....
( ...... Ortak koşanlarla, sizinle topluca savaştıkları gibi TOPLUCA SAVAŞIN. ..... )
Ayrışmamanın, gruplara ayrılmamanın gerektiği de aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.
3/103 VA'TESUMU Bİ HABLİLLAHİ CEMİAN VE LA TEFERRAKU vezkuru ni'metellahi aleykum .....
( VE ALLAH’IN İPİNE TOPLUCA SARILIP BAĞLANIN. AYRIŞMAYIN ve Allah’ın üzerinize olan nimetini hatırlayın. .... )
6/159 ..... İnnellezine FERREKU DİNEHUM VE KANU ŞİYEAN leste minhum fi şey’ ....
( ..... O DİNLERİNİ AYIRANLAR VE GRUPLAŞANLAR, onlardan sana asla bir şey yoktur. ..... )
Şura suresinin aşağıdaki ayetinde, ayrışmayıp birleşmenin, toplu halde hareket etmenin gerektiği bildirilmekle birlikte, "farklı haberci isimlerinin zikri" vasıtasıyla da önemli bir mesaj verilmektedir.
42/13 Şeraa lekum mined dini ma vessa bihi nuhan vellezi evhayna ileyke ve ma vessayna bihi ibrahime ve musa ve iysa EN EKİMUD DİNE VE LA TETEFERRAKU FİH .....
( DİNİ AYAKTA TUTASINIZ VE ONUN HAKKINDA AYRIŞMAYASINIZ DİYE o Nuh’a emrettiklerini, o sana vahyettiklerimizi, o İbrahim’e, Musa’ya, ve İsa’ya emrettiklerimizi size dinden yol yaptı. ..... )
Söz konusu mesaj bağlamında ayette, insanlığı bölmenin ve ayrıştırmanın en kolay yolunun "din"** kelimesinin kullanımı olduğu dolaylı olarak bildirilmektedir. Ve asırlardır insanlığı bölüp ayrıştırabilmek için "farklı dinler" olarak telkin edilen kavramların batıl olduğu, insanlığın tek bir dini olduğu, tüm habercilerin bu tek dinin "hatırlatıcıları" olduğu ve dinin de iyilik, doğruluk, dürüstlük, fedakarlık, iyi ahlaklılık ve adaletten başka bir şey olmadığı yani Allah bilinci olduğu vurgulanmaktadır.
Ancak "din" kisvesi altında kasten, planlı ve sistematik olarak icra edilen türlü kötülükler ve bölücü faaliyetler vasıtasıyla "din" kelimesinin gerçek anlamı zaman içinde zayıflatılmış ve bu kelime neredeyse tüm kötülüklerin sembolü olan nefret edilesi bir kavrama dönüştürülmüştür.
** Hatırlanacağı üzere "Din" kelimesinin kökeni "Deyn" (Borç, Yükümlülük, Sorumluluk; Haysiyet) kelimesi olup, esasen din denen kavram zaten her insanın sahip olması gereken temel anlayışı temsil etmektedir.
Netice itibarıyla, kolektif bilinci tesis etmek ve gerekirse fedakaralık da yaparak küresel sistemin her sunduğu koşula rıza göstermemek, toplu tutum ve davranış sergileyebilmek insanlığın yegane kurtuluş yolu olacaktır.
No comments:
Post a Comment