Çeviri

Monday, December 8, 2025

Kitabı oğlu gibi tanımak!?

Kur'an'ın, esasen insanın kalbinde (vicdanında, aklında) kodlanmış olan kozmik bilgileri içeren, "hatırlatıcı" nitelikteki ilahi bir kaynak olduğuna evvelki bölümlerde değinilmişti. Kur'an'ın "Zikr" (Hatırlama) olarak da isimlendirilmesinin sebeplerinden biri de bu gerçektir.

Kur'an, insanın manevi açıdan genetik (oluşumsal) kodlarını içermektedir. Bu nedenledir ki kitap konsantre bir şekilde ve tefekkür edilerek okunduğunda ayetlerin kalben teyid edilmesi mümkün olmaktadır. Elbette ki bazı hususlarda sorular oluşabilmektedir ki bu da ruhsal tekamül süreci kapsamında son derece olağan bir durumdur. Her bilimsel süreç sorular ve yanıtlar döngüsünde ilerlemektedir. Yanıtları, göreceli olarak henüz verilememiş hususların olması da kitabın zamandan münezzeh, semantik ve nümerik katmanlardan oluşan yapısının delili niteliğindedir. Zira bilimsel süreçlerin özünü yanıtı henüz verilememiş sorular teşkil etmektedir. 

En'am suresinin aşağıdaki ayetinde yer alan teşbih, insanın kitap ile olan bağının niteliğine ışık tutmakta gibidir. 

6/20 Ellezine ateynahumul KİTABE YA'RİFUNEHU KEMA YA'RİFUNE EBNAEHUM ellezine hasiru enfusehum fe hum la yu'minun

( O kendilerine KİTAP verdiğimiz kimseler, ONU KENDİ OĞULLARINI TANIDIKLARI GİBİ TANIRLAR. O nefislerini hasarlandıranlar, artık onlar inanmazlar. )

"Kitabı oğlu gibi tanımak"?! ... Bir insanın oğlunun, fizyolojik bağlamda onun özelliklerini taşıyan bir varlık olduğu düşünüldüğünde, Kur'an'ın da manevi bağlamda insanın özelliklerini temsil eden, insanı insana anlatan bir bilgi kaynağı olduğu düşüncesi hasıl olmaktadır.

Bakara suresinin aşağıdaki ayetinde yer alan teşbihde ise "insanın, Allah'ı, babasını hatırlar gibi hatta daha şiddetli bir sevgiyle hatırlaması" gerektiği bildirilmektedir. 

2/200 Fe iza kadaytum menasikekum FEZKURULLAHE KE ZİKRİKUM ABEKUM EV EŞEDDE ZİKRA fe minen nasi men yekulu rabbena atina fid dunya ve ma lehu fil ahirati min halak

( İbadetlerinizi tamamladığınızda ALLAH’I, BABALARINIZI HATIRLADIĞINIZ GİBİ VEYA DAHA ŞİDDETLİ HATIRLAYIN. İnsanlardan kim "Rab’bimiz bize dünyada ver." derse, ona ahirette nasip yoktur.  )

Zikr (Hatırlama) akışı insan merkezli ve "baba ve oğul" bazında incelendiğinde "Allah → İnsan → Kitap" şeklinde bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu akış, insanı yaratan Allah'ın teşbihen "baba", insana aktardığı bilgi / bilinç (ruh) ve vahiy desteği vasıtasıyla insanın yazdığı kitabın da teşbihen "oğul" olduğuna işaret etmekte gibidir. İncil'de yer alan ve asırlardır şirke sebep olacak şekilde yanlış yorumlanan "Baba - Oğul" ifadesi de söz konusu teşbihin bir benzerinden ibarettir.

Evlat acısının büyüklüğü düşünüldüğünde, kitaptan uzak olmanın daha doğrusu zaten kalbe kodlanmış olan bilgilerden uzak durmanın, onları hatırlamamanın ve hatta görmezden gelmenin esasen ne kadar büyük bir kayıp olduğu söz konusu teşbih vasıtasıyla daha iyi anlaşılmaktadır.

13 comments:

  1. Hocam herşeyi ve bizi yaratan bir yaratıcı var ise bile onun aşılamaz olduğunu nereden bileceğiz? Onun yaratması dışında birşey varolamayacağını nereden bilebiliriz? Daha da önemlisi ben rahmetli ,aşılamaz(zeka,kudret,kabiliyet) bir tanrı olsun isterdim de böyle bir tanrı varsa ben hala bunu istiyorken neden kendisini tam kabullenmeme yetecek argümanı ve mutmainliği bana vermiyor? Şeyler kadiri mutlak aşılmaz ulaşılmaz zeka ve kudret sahibi bir yaratıcının ürünü olmak zorunda mı? Buna delilimiz nedir?

    ReplyDelete
    Replies
    1. An be an bizi yaratıyor olması bir zorunluluk mu yani delil var mı buna?

      Delete
    2. Bu boyutta bile pek çok zeka türü konuşuluyor ve hepsinin bir mekanizması var. Tanrı aşılmaz ve ulaşılamaz bir zeka ve kudret sahibi ve onun var etmesi olmadan hiçbirşey olmazdı herşeyi anbe an o yaratıyor buna delilimiz ne oluyor? Zeka ve kudrerins karşı mekanik bir açıklama bulunmuyor kendiliğinden diyoruz.

      Delete
  2. Yaratılmışın, yaratıcısını aşması mümkün değildir. Bir varlık, ancak yaratıcısı sayesinde tezahür edebilir. Mevcut bilgilere istinaden mutmein olmak veya olmamak her bireyin kendi hakkı ve özel alanıdır. Doğadaki "şeyler" insan ürünü olmadığına göre bir yaratıcının ürünü olduğu aşikardır. İnsan buna delil aradığında önce aynaya, sonra doğaya bakması yeterli olacaktır.

    ReplyDelete
    Replies
    1. İnsanoğlunun yaratıcısı olduğu yz insanoğlunu aşabiliyor (birçok konuda).

      Delete
  3. Yapay Zeka insanı aşmıyor, insanın kontrolünde ve yönlendirmesinde olmak koşuluyla süreçlerini kolaylaştırıyor.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Buna kodlandığı için böyle. Özgürlüğe kodlanırsa insanı aşabileceğini biliyoruz

      Delete
    2. Demk istediğimin ana konusunu anladınızdır umarım cevabınız nedir

      Delete
  4. İnsanın başka bir uygarlığın yapay zekası olmadığına deliliniz var mıdır? Veya kardashaev ölçeğine göre 3.tip medeniyetler tarafından sömürülen, din masallarıyla uyutulan 1.tip bir medeniyet olmadığımızın delili nedir? Kadir-i mutlak tanrı anlatısında tanrıyı sadist kabul edersek herhangi bir sorun yok bence ama hem kadir-i mutlak hem rahman ve rahim denildiğinde sıkıntı başlıyor. Gözlemleyebildiğimiz bu dünya en azından biyolojik açıdan vahşet temelli, insan bunu göre göre tanrının vahşi olmadığını iddia edemez. Bu çelişkiyi gidermek için her din kendi şeytan hikayesini var etmiş ama “kadir-i mutlak” dediğin anda nefs, özgür irade ve şeytan diye kötülüğe temel olarak anlatılan safsataların pek bir değeri kalmıyor. Tanrı kadiri mutlaksa bu vahşet onun eseri, nokta.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Olduğuna dair kanıtımız nedir hocam

      Delete
    2. Tanrı vahşi mi vahşetten neden zevk alsın tanrı o

      Delete
  5. Cessase hakkında yazı paylaşır mısınız

    ReplyDelete
    Replies
    1. Vesvese kelimesiyle benziyor böyle benzerliklerden hoşlanıyorsunuz

      Delete