Bu blogda, yaratılışın kaynak kodları olan kelimelerin ve ayetlerin semantik, nümerolojik ve etimolojik açıdan incelenmesi ve bilimsel veriler ile ilişkilendirilmesi sonucunda ortaya çıkan tespitlere yer verilmektedir.
Çeviri
Monday, November 27, 2017
Sonsuz Sevgi ... Allah Sevgisi
Sunday, November 26, 2017
Meleklerin Vefat ve Reenkarne Ettirmesi
Friday, November 24, 2017
Ruhsal Tekamül Döngüsü
Bu çerçevede İnsan, kendisine tesir eden ruhun yönlendirmesiyle yaşam adı verilen sınav sürecini deneyimleyen bilinçli maddi bir varlıktır. Kainat olarak adlandırılan madde aleminin farklı seviyelerinde bir çok yıldız sistemleri yer almakta olup, bu sistemlerde madde deneyimi yaşamakta olan birçok varlık türü bulunmaktadır.
14/19 - E lem tera ennellahe halekas semavati vel erda bil hakk in yeşe' yüzhibküm ve ye'ti bi halkın cedid ( Görmez misiniz ki, kesinlikle Allah gökleri ve yeri gerçekten yarattı. Eğer dilerse sizi giderir ve yeni yaratış getirir. )
Yaratılış döngüsünün "Gökler ve Yer var olduğu sürece devam edeceği." yani madde alemi var olduğu müddetçe cennet ve cehennem kavramlarının da var olacağı Hud suresinin ilgili ayetlerinde bildirilmektedir.
11/106 - Fe emmellezine şeku fe fin nari lehüm fıha zefırun ve şehik ( O bedbaht olanlar ateşin içindedirler. Onlara orada hıçkırıkla nefes vererek inlemeler ve haykırışlar vardır. )
11/107 - Halidıne fıha madametis semavatü vel erdu illa ma şae rabbük inne rabbeke fe'alün li ma yürıd ( Rab’binin dilemesi hariç, gökler ve yer daimi olduğu sürece onun içinde ebedidirler. Kesinlikle Rab’bin ne isterse yapar. )
11/108 - Ve emmellezine süıdu fe fil cenneti halidıne fıha madametis semavatü vel erdu illa ma şae rabbük ataen ğayra meczuz ( Ve o mesud olanlar artık cennetin içindedirler. Rab’binin dilemesi hariç, gökler ve yer daim olduğu sürece, kesintisiz bağış olarak, onun içinde ebedidirler. )
Dünya hayatında, "İnsan" ismi altındaki madde deneyimini başarıyla tamamlayan varlıkların göklerin kapılarından geçerek üst realitelere ( üst frekans, üst gök seviyesi ) geçecekleri, başarısız olanların ise yerde kalacakları hatta yerin alt seviyelerine inecekleri ve böylelikle insanlar arasında bir ayrışımın gerçekleşeceği Tarık suresinin ilgili ayetlerinde bildirilmektedir.
86/11 - Ves semai zatir rec' ( Ve geri dönüşlü gök, )
86/12 - Vel ardı zatis sad' ( Ve çatlamalı yer, )
86/13 - İnnehu le kavlün fasl ( Kesinlikle o ayrışım sözüdür. )
Tarık suresinin sıra numarası 86 olup, "İkili Yedi" nümerolojisi içermektedir. ( 8+6 = 14 ... 2x7 veya 7+7 )
Dünya hayatı deneyimini tamamlayamamış olan varlıkların, reenkarne olarak dünya hayatı ( cehennemi ) deneyimini tekrar yaşayacakları Nahl suresinin aşağıdaki ayetinde "Ömrün en rezil dönemine geri döndürülmek." ifadesiyle bildirilmektedir.
16/70 - Vallahü halekaküm sümme yeteveffaküm ve minküm men yüraddü ila erzelil umuri li keyla ya'leme ba'de ılmin şey'a innellahe alimün kadır ( Ve Allah sizi yarattı. Sonra sizi vefat ettirir. Sizden kimileri, ilimden sonra eşyayı aynısı gibi bilmesin diye ömrün en rezil dönemine erdirilir, döndürülür. Kesinlikle Allah bilendir gücü yetendir. )
İnsanın yaratılışı ve tekamül döngüsünü, 7 ve 8 nümerolojisi içerecek şekilde betimleyen İnsan suresi 76. sure olup, 31 ayet içermektedir. Surenin ilk ayeti olan 76/1 kodlu ayetin kod numarasının nümerolojik değeri 14 olup, bu ayette İkili Yedi kavramı zikredilmektedir.
76/1 - Hel eta alel insani hıynün mined dehri lem yekun şey'en mezkura ( ( İnsana uzun zamandan hatırlanacak bir şey olmadığı zaman gelmedi mi? )
76/12 - Ve cezahüm bima saberu cenneten ve hariren ( Ve o sabırlarından dolayı onların karşılığı cennettir ve ipektir. )
Ayette inanan ve sabreden kulların sınav döngüsünü başarıyla tamamlamaları durmunda cennet yaşamına nail olacakları bildirilmektedir. Ayet kodunun nümerolojik değeri döngü sonunu simgeleyen "7" sayısı olmaktadır. ( 7+6+1+2 = 16 ... 1+6 = 7 )
76/13 - Muttekiine fiha alel eraiki la yerevne fiha şemsen ve la zemheriren ( Orada, koltuklar üzerinde yaslanıp otururlar. Orada ne Güneş’i, ne de şiddetli soğuğu görmezler. )
Ayette cennet olarak tanımlanan ortamda "Güneş'in olmayacağı" bildirilmektedir. Yani bu ortam Güneş Sistemi dışında bir ortam olacaktır. Ayet kodunun nümerolojik değeri döngüyü ve yeni döngü başlangıcını simgeleyen "8" sayısı olmaktadır. ( 7+6+1+3 = 17 ... 1+7 = 8 )
76. surede 31 ayet olması da "8" nümerolojisi açısından önem arzetmektedir. 76/31 ... 7+6+3+1 = "8"
Thursday, November 23, 2017
Parmak Uçları ( Enamile )
Wednesday, November 22, 2017
70 Kere af dilesen de...
9/80 - İstağfir (1) lehüm (2) ev (3) la (4) testağfir (5) lehüm (6) in (7) testağfir (8) lehüm (9) SEB'INE (10) MERRATEN (11) fe (12) len (13) yağfir (14) allahü (15) lehüm (16) zalike (17) bi (18) enne (19) hüm (20) keferu (21) bi (22) allahi (23) ve (24) rasuli (25) h (26) ve (27) allahü (28) la (29) yehdi (30) el (31) kavm (32) el (33) fasikın (34) ( Onlara af iste veya onlara af isteme. Onlar için YETMİŞ KERE af istesen de Allah onlara af eylemeyecektir. Bu, kesinlikle onların Allah' ı ve resulünü inkar etmelerinden dolayıdır. Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez. )
Ayette "70" tekrar veya "70" birimlik bir periyod sonunda bir değişim olması beklentisinden bahsedilmektedir. Bir başka deyişle "70" kere "Mağfiret" zikri yapılması neticesinde Allahü Teala'nın "Mağfiret" nimetine erişilebileceği beklentisi tasvir edilmektedir.
Ayette öncelikle bir şeyin sadece ve sadece Allahü Teala'nın istemesi sonucunda gerçekleşebileceği vurgulanmaktadır. Yani ister 70 ister 70,000 kere zikir yapılsın Allah istemediği ve izin vermediği müddetçe herhangi bir değişiklik oluşması mümkün değildir. Zira, ayetteki "Seb'ıne" ( Yetmiş ) kelimesinin sıra numarasının "10" ( İlahi mühür ) olması da bu hususu teyid etmektedir. Ancak, aynı zamanda "70" sayısının, kelime zikrine dayalı oluşum / değişim açısından bir döngü olduğu ve Allahü Teala'nın rızası durumunda değişimin tezahür etmesinin mümkün olabileceği de bildirilmektedir.
Ayette verilen bir diğer mesaj ise "70" sayısının döngü kavramını sembolize eden "7" kaynaklı bir başka ilahi sayı olduğudur.
Ayetin kod numarasını ( 9/80 ) oluşturan sayıların toplamı ise döngü ve yeni döngü başlangıcını sembolize eden "8" sayısını vermektedir. ( 9+8+0 = 17 ... 1+7 = "8" )
Ayetin 34 kelimeden müteşekkil olması da "7" ( 3+4 = 7 ) nümerolojisi açısından ayrıca önem arzetmektedir.
"7" sayısının Kur'an'da 31 kere tekrarlanıyor olması ile Allah kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısının nümerolojik değeri arasında da ilişki bulunmaktadır. Zira ;
7 x 31 = 217 ... Bu sayı 2701 sayısındaki rakamlardan oluşmakta ve nümerolojik değer olarak "10" sayısını vermektedir. ( 2+1+7 = 10 )
Aldatıcı Dünya Hayatı ( Cehennem ), Reenkarnasyon Döngüsü ve Vazifeli Varlıklar
56/60 - Nahnü kadderna beynekümül mevte ve ma nahnü bi mesbukın ( Aranızda ölümü biz takdir edip ölçülendirdik. Önüne geçilebilecek olanlar değiliz. )
56/61 - Ala en nubeddile emsaleküm ve nunşieküm fi ma la ta'lemun ( Misallerinizi değiştirmemize ve sizi o bilmediğinizle inşa etmemize. )
Nihai ölüme yani dirilme nimetine nail olan ruhların Vazifeli Varlık olarak yaşamlarına devam ettiklerine ilişkin bilgi ise Al'i İmran suresinin 3/170 kodlu ayetinde bildirilmektedir.
"3/169" - Ve la tahsebennellezine kutilu fı sebılillahi emvate bel ahyaün ınde rabbihim yürzekun ( Ve kesinlikle o Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın. Bilakis diridirler, Rab’lerinin indinde rızıklanırlar. )
Ayet kodundaki "19" nümerolojisi dikkat çekmektedir. ( 3+1+6+9 = 19 ... 1+9 = "10" )
Ayrıca ayetteki "Emvat" ( Ölüler ) kelimesinin sıra numarasının "10" olması da ilahi mühür sayısı açısından önem arzetmektedir. )
3/170 - Ferihıne bima atahümüllahü min fadlihı ve yestebşirune billezıne lem yelhaku bihim min halfihım en la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun ( Allah’ ın onlara üstünlüğünden lütfundan verdiklerinden dolayı sevinirler. O arkalarında kalıp onlara katılamamış olanlara, üzerlerine korku olmadığını, hüzünlenmeyeceklerini müjdelemeyi isterler. )
Bir sonraki ayette de nihai ölüme yani dirilişe nail olmuş ruhların geride ( dünya hayatı / cehennem ) geride kalanlara Allah'ın izniyle bilgi aktarma ve rehberlik etme istekleri bildirilmektedir.
Nahl suresinin aşağıdaki ayetlerinde de kainat realitesinde ( gökler, evren ) vazifelendirilmiş varlıklardan ( Vazifeli Varlık ) bahsedilmektedir.
"16/49" - Ve (1) li (2) allahi (3) yescüdü (4) ma (5) fi (6) es (7) semavati (8) ve (9) ma (10) fi (11) el (12) erdı (13) min (14) dabbetin (15) ve (16) el (17) melaiketüe (18) hüm (19) la (20) yestekbirun "(21)" ( Ve debelenenlerden o göklerdekiler ve o yerdekiler ve melekler Allah için yere kapanırlar. Onlar kibirlenmezler. )
16/50 - Yehafune rabbehüm min fevkıhim ve yef'alune ma yü'merun ( Onların üzerinde olan Rab’lerinden korkarlar ve o emrolunduklarını yaparlar. )
Ayet kodunda ( 16/49 ) "7" ( 1+6 = 7 ) ve "İkili Yedi" ( 49 ... 7x7 ) nümerolojisi bulunmaktadır. Ayrıca 16/49 kodlu ayette "21" kelime bulunması "Ruh" kavramına işaret edilmekte olduğunun delili niteliğindedir.
https://atlantisjavasea.com/2017/03/05/lemuria-and-mu/
"Karn" kelimesi "Et, Nesil" anlamına da gelmekte olup Batı dillerinde "Et" anlamına gelen "Carn" veya "Charne" kelimelerine de kök teşkil etmektedir.
Allahü Teala'nın "yaratışı başlatıp döndürmesine" ilişkin ayetlerde reenkarnasyon döngüsünü tasvir eder niteliktedir.
30/11 - Allahü yebdeül halka sümme yüıydühu sümme ileyhi türceun ( Allah yaratışı ortaya çıkarıp başlatır. Sonra onu tekrarlayıp döndürür. Sonra O'na döndürülürsünüz. )
30/27 - Ve hüvellezi yebdeül halka sümme yüıydühu ve hüve ehvenü aleyh ve lehül meselül a'la fis semavati vel ard ve hüvel azızül hakım ( Ve yaratışı ortaya çıkarıp başlatan sonra onu tekrarlayıp döndüren O’dur. O O’na olağandır. Göklerde ve yerde en yüksek misaller O'nadır. O yücedir hakimdir. )
Hizalanma
Bilindiği üzere, Maya takvimindeki son gün olan 21.12.2012* tarihi Güneş sisteminin, ait olduğu Samanyolu Galaksisi'nin ekseniyle hizalanmasını yani "Kozmik Hizalanma"'yı ( Kuantum Sıçraması ) belirten tarihtir. Bu kozmik fenomen sonrasında bir portal açılmış, farklı ve yeni bir döngü başlamıştır. Bu döngü Yevmel Kıyameh ( Ayağa Kalkış Günü ) olarak da isimlendirilen ve 70,000 yıllık büyük döngünün kapanışı olan süreçtir. ( * 21.12.2012 tarihini oluşturan rakamların toplamı, farklı boyuta geçiş portalının sembolü olan 11 sayısını vermektedir. )
Kozmik hizalanmayı müteakip insanların algı ve bilinç seviyelerinde de bir yükseliş, bir kuantum sıçraması, oluşmuştur. "Hizalanma" kavramı, insanlar arasındaki bilinç ve algı farklılıkların azalmaya başlaması, bilinç ve algının eş seviyeye gelme süreci olarak tanımlanabilir. Kur'an'da "Gün" olarak tanımlanan bu süreçte, bir ayrışım da ( Yevmel Fasl / Ayrışım Günü ) yaşanmakta olup, "İyilerin" ve "Kötülerin" algıları ve bilinçleri bir üst seviyeye yükselerek kendi aralarında eş seviyeye gelmektedir. Böylelikle, insanlar arasında çok net bir ayrışım oluşmakta, farklı iki yolda düşünsel olarak hizalanan insanlar ortaya çıkmakta, iyi olan daha iyi, kötü olan daha kötü olmaktadır.
Allah zulmetmez. İnsan kendisine zulmeder.
Tuesday, November 21, 2017
Tek Nefis / Ortak Bilinç ... Ben = Sen = O = Biz = Siz = Onlar
"Tek nefisten yaratılmış olmak" kavramı esas itibarıyla "Tek Bilinç" veya "Kolektif / Ortak Bilinç"'in varlığının delili niteliğindedir. Bu durumda, insanlar arasında ben, sen, o ayrımının olmadığı, herkesin aslında tek bir benlik ( nefis ) olduğu ortaya çıkmaktadır.
"Tek nefisten yaratılış" kavramının ilk kez geçtiği 4/1 kodlu ayette 43 ( 4+3 = 7 ) kelime bulunması yaratılıştaki döngüsel periyodu simgeleyen "7" sayısı açısından önem arzetmektedir.
Dolayısıyla insanın, "diğerleri", "başkaları" için oluşturduğunu veya gerçekleştirdiğini sandığı tüm olumlu, olumsuz düşünceler ve eylemler ( İyilik veya Zulüm ) esas itibarıyla kendisi hakkındaki düşünceleri ve eylemleridir. Bu husus Bakara ve En'am surelerinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmektedir.
"Kendilerinden başkasını aldatmamak" kavramının ilk kez geçtiği 2/9 kodlu ayette 14 ( 2x7 veya 7+7 ) kelime bulunması yaratılıştaki düaliteyi simgeleyen "İkili Yedi" kavramı nümerolojisi açısından önem arzetmektedir.
Ayrıca, "Nefs" ( Benlik, Kendisi ) kelimesinin 293 kere tekrarlanıyor olması da "İkili Yedi" nümerolojisi açısından dikkat çekicidir. ( 293 ... 2+9+3 = 14 ... 2x7 veya 7+7 )
"Tek Nefis" kavramı, muhteif ayetlerde "İnsanın kendisine zulmetmesi" ifadesiyle de dolaylı olarak vurgulanmaktadır. "Zulüm" kelimesi "İnatçı ve zorba bir şekilde haksızlık yapılması ve bu haksızlığın sürdürülmesi" anlamına gelmektedir. Allah'ın ruhundan üfleyerek yaratmış olduğu insanın zulmetmesi ve özellikle bu zulmü kendisinden başkasına yapmıyor olması, zulmün Allah'ın indinde en büyük günahlardan olmasını sebebiyet vermektedir. İnsanın kendisine zulmetmekte olduğundan bahseden 22 ayet bulunmaktadır. Konuya ilişkin ilk ayet Bakara suresinin 2/57 kodlu ayetidir.
2/57 - Ve zallelna aleykümül ğamame ve enzelna aleykümül menne ves selva külu min tayyibati ma razaknaküm ve ma zalemuna ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun ( Ve bulutu üzerinize gölgeledik. Üzerinize helva ve bıldırcın indirdik. O sizi rızıklandırdıklarımızın temizlerinden yiyin. Bize zulmetmediler. Ve lakin nefislerine zulmetmekteydiler. )
Ayetin kodundaki "İkili Yedi" nümerolojisi dikkat çekmekedir. ( 2/57 ... 2+5+7 = 14 ... 2x7 veya 7+7 )
Emanet ... İlahi Bilgi, İlahi Kod ... Gayb İlmi
Sonsuz Kelimeden Oluşan Yazılım Ağı ... İlahi Bilgi
Monday, November 20, 2017
İki Kere...
Sunday, November 19, 2017
Bildiri ve İdrak Mekanizması
Benzer şekilde, "Vahiy" adı verilen ilahi veri aktarımı esnasında da haberci resullerin, aldıkları bilgileri o anda "idrak etmiş olmamaları" *, anlamlarını kavrayabilmiş olmamaları kuvvetle muhtemeldir. Bu husus, Kur'an'ın muhtelif ayetlerinde Haberci'nin kendi söylemiyle aktarılmaktadır. Habercinin "Bilmesi / Bilememesi / İdrak Etmesi / Edememesi" kavramının Kur'an'da ilk olarak "21/109" kodlu ayette yer alması yukarıda zikredilen "21" nümerolojisi açısından dikkat çekicidir. ( * Ayetlerin anlamlarının , ayetlerle gelen bilgilerin içeriğinin "idrak edilmesi" süreci insan için sonsuz bir ilim ve araştırma yolculuğudur. )
21/109 - Fe in tevellev fe kul azentüküm ala seva' ve İN EDRI e karıbün em beıydün ma tuadun ( Artık eğer yüz çevirirlerse, "Size düpedüz açıkladım. O vaad edildiğiniz, tehdit edildiğiniz yakın mı uzak mı BİLSEM." de. )
21/111 - Ve İN EDRI leallehu fitnetün leküm ve metaun ila hıyn ( Ve BİLSEM. Belki o size belirli zamana kadar sınav ve faydadır. )
6/50 - Kul la ekulü leküm ındı hazainüllahi ve LA A’LEMÜL ĞAYBE ve la ekulü leküm innı melek in ettebiu illa ma yuha ileyy kul hel yestevil a'ma vel besır e fe la tetefekkerun ( Size Allah' ın hazineleri benim indimdedir." demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Size, kesinlikle ben meleğim de demiyorum. Kesinlikle ben ancak o vahyedilene tabi oluyorum." de. "Kör ile gören eşit seviyede midir? Fikretmez misiniz?" de. )
Ayette Haberci, ilahi gayb bilgisine haiz olmadığını, sadece kendisine vahyedilene tabi olduğunu ve vahyedileni aktardığını ifade etmektedir.
46/9 - Kul ma küntü bid’an miner rusuli ve MA EDRİ ma yuf’alu bi ve la biküm in ettebiu illa ma yuha ileyye ve ma ene illa nezirun mubin ( "Ben resullerin yeganesi, özeli değilim. Bana ve size ne yapılacağını BİLEMEM.. Kesinlikle ancak o bana vahyedilene tabi olurum. Ben apaçık uyarıcı haricindeki değilim." de. )
Ayette Haberci, kendisinin de diğerleri gibi bir insan olduğunu, dünyevi alemde ayrıcalıklı veya üstün bir konumu bulunmadığını, iletilen vahyi paylaşmak ve uyarıda bulunmak ile yükümlü olduğunu kibirden arınmış ve samimi şekilde bildirmektedir.
72/25 - Kul İN EDRİ e karibun ma tu'adune em yec'alu lehu rabbi emeden ( "O vaad edildiğiniz yakın mı yoksa Rab’bim size uzun süre mi kıldı BİLSEM." de. )