Çeviri

Wednesday, January 18, 2017

Bir saatlik rüyadaki lanetlenmiş ağaç...

Yunus 10/45 - Ve yevme yahşüruhüm ke en lem yelbesu illa saaten minen nehari yetearafune beynehüm kad hasirallezıne kezzebu bi likaillahi ve ma kanu mühtedın ( Ve onları toplayacağı günde, sanki onlar gündüzden bir saat haricinde kalmamışlar da aralarında tanışmışlar gibi olacak. O Allah’a kavuşmayı yalanlayanlar ve yönlendirilmemiş olanlar hasarlanmışlardır. )

Rum 30/55 - Ve yevme tekumüs saatü yuksimül mücrimune ma lebisu ğayra saah kezalike kanu yü'fekun ( Ve saat olduğunda, suçlular, bir saat dışında kalmadıklarına yemin ederler. İşte böyle döndürülmüş oldular. )
Rum 30/56 - Ve kalellezine utül ılme vel ımane lekad lebistüm fı kitabillahi ila yevmil ba'si fe haza yevmül ba'si ve lakinneküm küntüm la ta'lemun ( Ve o ilim ve inanç verilenler, "Allah' ın kitabında, diriliş gününe kadar kaldınız. Artık bu diriliş günüdür. Lakin kesinlikle sizler bilmemekteydiniz." derler. )

İsra 17/60 - Ve iz kulna leke inne rabbeke ehata bin nas ve ma cealner ru'yelletı eraynake illa fitneten lin nasi veş şeceratel mel'unete fil kur'an ve nühavvifühüm fe ma yezıdühüm illa tuğyanen kebira ( Ve zamanında sana "Kesinlikle Rabb' in insanları kuşatmıştır." dedik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı ve o Kur'an' da lanetlenmiş ağacı insanlar için sınav olması haricinde oluşturmadık. Onları korkuturuz da onlara büyük azgınlık haricindekini artırmaz. )

Allahü Teala, Kur'an'da çok sık olarak insanın dünya hayatına aldanmaması gerektiğini, dünya hayatının bir aldanma, bir oyun, bir sınav olduğunu ayetlerinde vurgulamaktadır. İlgili ayetler incelendiğinde, "yaşam" olarak tanımladığımız Dünya hayatının, gerçek anlamda "bir saat" algısı yaratacak, çok kısa süren ve gerçeği yansıtmayan korkulu bir rüya, bu rüyanın da insanın, gerçek olan ahiret yaşamı öncesindeki sınavı olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

Ayetlerde ifade edilen "Saat" kavramının ise esas itibarıyla "Göz kırpma" süresi kadar, hatta daha da kısa bir sure olduğu Nahl suresinin 16/77 kodlu ayetinde beyan edilmektedir.

Nahl 16/77 - Ve lillahi ğaybüs semavati vel ard ve ma emrus saati illa ke lemhıl besari ev hüve akrab innellahe ala külli şey'in kadır ( Ve göklerin ve yerin gaybı Allah içindir. Saatin işi göz kırpması gibi veya daha yakındır. Kesinlikle Allah herşeye gücü yetendir. )

17/60 kodlu ayetteki rüyada bahsi geçen "Lanetlenmiş Ağaç" ( Şeceratel mel'unet ) botanik anlamda bilinen ağaç temsili midir? Yoksa Şeytan ve onun soyunu / kabilesini betimleyen soyağacı mıdır?

Bakara 2/35 - Ve kulna ya ademüskün ente ve zevcükel cennete ve küla minha rağaden haysü şi'tüma ve la takraba hazihiş şecerate fe tekuna minez zalimın ( Ve "Ey Adem, sen ve eşin cennette iskan edin. Oradan arzuladığınızca, her nereden dilerseniz bolca yiyin. İşte şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz." dedik. )


Bakara suresinin 2/35 kodlu ayetinde, insanın lanetlenmiş ağaca yaklaşması, şeytan ve onun cinlerden olan soyu ile yakınlık, akrabalık kurmasını yani cinsel ilişki kurmasını tasvir etmekte gibidir. Zira, ayette ağaca yaklaşmanın insanı "zalimlerden" yapacağı açıkça beyan edilmektedir. Cennet nimetine şükretmeyip, şeytanın aldatmasıyla ağaca yaklaşıp zalime dönüşen insan "korkulu rüya" olarak deneyimlemek durumunda kaldığı Dünya hayatındaki korkusunu, zulüm, adaletsizlik, hile, ahlaksızlık, hırsızlık, öfke, zorbalık, inatçılık, kıskançlık duygularıyla, kan ve gözyaşı dökerek gidereceğini düşünmektedir.
Şeytan'ın insanı aldatma metodunun temelini "Olanı yok", "Olmayanı var." gösterme yaklaşımı oluşturmaktadır. İnsanı kendi soyuyla cinsel ilişkiye ikna eden şeytan başlangıçta da bu metodu kullanmıştır. A'raf suresinin 7/20 kodlu ayeti durumu açıkça tasvir etmektedir.

A'raf 7/20 - Fe vesvese lehümeş şeytanü li yübdiye lehüma ma vuriye anhüma min sev'atihima ve kale ma nehaküma rabbüküma an hazihiş şecerati illa en tekuna melekeyni ev tekuna minel halidın ( Şeytan onların ayıplarından, çirkinliklerinden o onlara gizlenmişleri, örtülmüşleri onlara açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi. "Rabb' iniz, ancak iki melek veya ebedilerden olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi. ) *
* Şeytan, insana, kendi soyuyla cinsel ilişkiye girmesi durumunda meleke dönüşüp, ebedi yaşayacağını vadetmiş ve insanı aldatmıştır.

7/22 - Fe dellahüma bi ğurur fe lemma zakaş şecerate bedet lehüma sev'atühüma ve tafika yahsifani aleyhima min verakıl cenneh ve nadahüma rabbühüma e lem enheküma an tilkümeş şecerati ve ekul leküma inneş şeytane leküma adüvvün mübın ( Böylece onları aldatma ile aşağı sarkıttı. Ağacı tadınca, ayıpları, çirkinlikleri onlara ortaya açığa çıktı. İkisi bahçenin yapraklarından üzerlerini örtüp yamamaya başladılar. Rab’leri onlara seslendi "Ben size o ağaç hakkında hüküm vermedim mi? Ve "Şeytan kesinlikle size apaçık düşmandır" demedim mi?" )

Adem ve eşi "Ağaçtan tadınca" ( Zakaş şecerat ), edep yerlerinin ( cinsel organlarının ) açığa çıkması cin soyu / soyağacı ile cinsel ilişki tezahürünün teyidi niteliğindedir. Ayetteki “ZAKaş şecerat” ( Ağaçtan TADınca ) kelimesindeki ZAK ( Tatmak ) kökü ile cehennem ağacı olarak bilinen “ZAKkum” ağacı arasında anlamsal bir ilinti olması kuvvetle muhtemeldir. Halk arasında kullanılan “Zıkkım ye” ifadesindeki      Zıkkım” kelimesi “Zakkum” kelimesidir. “Zıkkım ye” ifadesi “Cehenneme git” veya “Cinlere karış” ifadesiyle aynı anlamı taşımaktadır. "ZAKkum", "ZEKer" ( Erkek ), "ZİKr" ( Tekrar, Gidip Gelme ) kelimelerinin kökündeki ZAK / ZEK / ZİK kelimesi "Tatmak" ve "Erkek Açısından Cinsel İlişkide Bulunmak" anlamlarını taşımaktadır. Keza İngilizcede penis anlamına gelen "DİCK" kelimesinin kaynağı "ZİK / ZEK / ZAK" kelimesidir. Aynı şekilde Türkçe'deki "DİK" ve "DİKEN" kelimelerinin kökü de "ZİK / ZEK / ZAK" kelimeleridir. Erkek cinsel organının ereksiyon halindeki durumuna ve cinsel ilişki esnasında kadın cinsel organına girmesi / batması olgusuna isnad edilerek sırasıyla "Dik" ve "Diken" kelimeleri anlam kazanmıştır. ( Arapça'da "D" harfi "Z" olarak da telafuz edilmektedir. )

Öte yandan, lanetlenmiş ağaç olarak tanımlanan “Zakkum” ağacından bahseden aşağıdaki ayetlerde, Şeytan döllerine ve soyuna vurgu var gibi görünmektedir.
Saffat 37/60 - İnne haza le hüvel fevzül azım (Kesinlikle bu, o büyük kurtuluştur. )
Saffat 37/61 - Li misli haza fel ya'melil amilun (Çalışanlar bunun aynısı için çalışsınlar. )
Saffat 37/62 - E zalike hayrun nüzülen em şeceratüz zekkum (Ağırlama, ikram olarak bu mu daha hayırlı? Yoksa zakkum ağacı mı? )
Saffat 37/63 - İnna cealnaha fitneten liz zalimın ( Kesinlikle biz onu zalimler için sınav kıldık. )
Saffat 37/64 - İnneha şeceratün tahrucü fı aslil cehım ( Kesinlikle o cehennemin kökünde, temelinde çıkan ağaçtır. )
Saffat 37/65 - Tal'uha ke ennehu ruusüş şeyatın ( Onun tomurcukları, kesinlikle o şeytanların başları gibidir. )







No comments:

Post a Comment