Çeviri

Wednesday, May 31, 2017

Nefsani Arzular ve Hevesleri İlah Edinmek

Esas itibarıyla ruhsal bir varlık olup, dünya hayatında madde deneyimini yaşayarak, sınava tabi tutulan insanın "doğal" addettiği ve aslında sadece bir aldatmaca, bir yanılgıdan ibaret olan "nefsani arzular" şeytanın insanı saptırma yolundaki en önemli aracıdır.
Taha suresinin aşağıdaki ayetleri incelendiğinde, ilk yaratılış sonrasında Allahü Teala'nın insanı, dünyevi düşünceyle temel ihtiyaçlar olduğunu düşündüğümüz yemek yeme, su içme ve barınma ( sıcaktan veya soğuktan korunma ) kavramlarından dahi arındırdığı görülmektedir.
Taha 20/117 - Fe kulna ya ademü inne haza adüvvün leke ve li zevcike fe la yuhricenneküma minel cenneti fe teşka ( Böylece, "Ey Adem, kesinlikle bu senin için ve eşin için düşmandır. O halde, kesinlikle sizi bahçeden çıkarmasın. Yoksa meşakkat içinde bedbaht olursun." dedik. )
Taha 20/118 - İnne leke en la tecua fıha ve la ta'ra ( Kesinlikle sana orada acıkmaman ve çıplak olmaman vardır. )
Taha 20/119 - Ve enneke la tazmeü fıha ve la tadha ( Ve kesinlikle sen orada susamazsın ve sıcakta yanmazsın. )
Taha 20/120 - Fe vesvese ileyhiş şeytanü kale ya ademü hel edüllüke ala şeceratil huldi ve mülkin la yebla ( Böylece şeytan ona vesvese verdi. "Ey Adem, seni ebediyet ağacına ve çökmeyen mülke yönelteyim mi?" dedi. )
Ayetler, bir önceki yazıda da behsedildiği üzere, dünya hayatında "olması gereken" olarak düşünülen nefsani arzulara dayalı olguların "aldatmaca ve sınav" olduğunu açıkça göstermektedir.

“Heveslere tabi olma” olgusu ise aşağıdaki ayetlerde açıklanmıştır.

Kasas 28/50 - Fe in lem yestecıbu leke fa'lem ennema yettebiune ehvaehüm ve men edallü min men ittebea hevahü bi ğayri hüden minellah innellahe la yehdil kavmez zalimın ( Artık eğer sana cevap veremezlerse, bil ki kesinlikle heveslerine tabi oluyorlar. Allah' tan yönlendirmesiz olarak, o hevesine tabi olan kimseden daha sapık kimdir? Kesinlikle Allah zalimler kavmini yönlendirmez. )

Casiye 45/23 - Fe raeyte men ittehaze ilahehu hevahü ve edallehüllahü ala ılmin ve hateme ala sem'ıhı ve kalbihı ve ceale ala besarihı ğışaveh fe men yehdıhi min ba'dillah fe la tezekkerun ( Hevesini ilahı edinen kimseyi görmez misin? Allah onu ilim üzerine saptırır. Kulağının ve kalbinin üzerine mühür basar. Gözünün üzerine perde oluşturur. Artık Allah' tan sonra onu kim yönlendirebilir? O halde hatırlamaz mısınız? )

Muhammed 47/14 - E fe men kane ala beyyinetin min rabbihı ke men züyyine lehu suü amelihı vettebeu ehvaehüm (O halde, Rab'binden deliller üzerinde olan kimse, ona kötü işleri süslü gösterilen ve onların heveslerine tabi olan kimse gibi olur mu? )

No comments:

Post a Comment