Mutlak
birliğin ( singülaritenin ) ifadesi olan Allahü Teala'nın yaratılışı “Kelimeleriyle”
başlatmasıyla birlikte ikilik ( düalite ) olgusu da tezahür etmiştir. Zira
"Yokluk" ve "Varlık" birbirine zıt kavramlar olup
düalitenin temel bileşenleridir. ( Aynı şekilde Gök ve Yer kelimeleri de
dialite teşkil etmektedir. Allahü Teala Enbiya suresinin 21/30 kodlu ayetinde
"Gökler ve yerin bitişikken ayrıldıklarını" yani bir iken iki
oldukların bildirmektedir. )
"Varlık"
kavramının temel düalite bileşenleri ise Ruh ve Maddedir. Ruh ve Maddenin
özü ise “Kelime”dir.
Ruh : Allah'ın "Ol!" kelimesi ile bir kelime olarak tezahür eden bilinçli olgudur. Ruh, kainat adı verilen madde aleminin içinde olmayıp, sadece ona tesirler göndermektedir. Ruhun maddelere tesirlerde bulunmasıyla ( maddeye bağlanması ) tezahür eden varlığa ise Bilinçli Varlık adı verilir. Ruh, Bilinçli Varlık niteliğiyle ilahi sistemde görevler almak suretiyle tekamül sürecini gerçekleştirir. Tam tekamüle erişen ruhun maddeye ihtiyacı kalmaz ve tekamül sürecine saf ruh olarak devam eder. Ruhun tesirinden yoksun kalan madde ise amorf hale gelerek dağılır. Tam tekamüle erişmiş olan bir ruh ise Allahü Teala'nın indinde "Yokluk" kademesine kavuşur. Zira yaratılmış olan herşeyin tekamüle ihtiyacı vardır. Bir başka deyişle tekamüle ihtiyacı olmayan zaten yaratılmaz.
Madde : Allah'ın "Ol!" kelimesi ile bir kelime olarak tezahür eden kaba ve ince hidrojen kombinezonlarından oluşmuş olan ve içinde galaksileri, kara delikleri, yıldızları ve gezegenleri barındıran kainatın özünü tanımlayan bilinçsiz olgudur. Madde doğrudan Allah'tan gelen tesirler veya O'nun görevlendirdiği, tekamül sürecindeki ruhlardan gelen tesirler ile mevcudiyet arzeder. Tesir altında olmayan yani titreşmeyen ( debelenmeyen ) bir olgunun varlığından söz edilemez.
Dolayısıyla, Allah'ın doğrudan tesiri veya Allah'ın yetkinlik bahşettiği ruhun tesiri altında olan ve maddi alem olan kainat içinde yer alan olgulara Varlık adı verilir. Varlıklar aşağıdaki şekilde kategorilere ayrılırlar.
1-
Bilinçsiz Varlık : Sadece
Allah'tan gelen asli tesirler ile titreşip debelenebilen bilinçsiz varlık.
Örnek : Gezegen, Yıldız, Kara Delik, Taş, Toprak, Bulut vb. ) ( Allahü Teala,
İsra suresinin 17/50 kodlu ayetinde Haberci'den inkarcılara "Taş veya
demir olun." demesini istediği ve bunun sonucunda ceza olarak,
inkarcıların en alt seviye varlığa dönüştürüldüğü bildirilmektedir. Dolayısıyla,
70,000 yıllık reenkarnasyon döngüsü sonunda insan kademesinden üst varlık
kademesine tekamül edemeyip taş veya demir haline geri döndürülmüş olan varlıklar
Dünya’da ( Cehennemde ) yeniden tekamül sürecine
sokulacaklardır. )
2-
Yarı Bilinçli Varlık : İdraki tekamül sürecinin ilk evrelerindeki bir
ruhun tesiri altına girmiş, hem asli tesirler ile otomatik olarak, hem de temel
ruhi tesirler ile içgüdüsel ve yarı idraki olarak titreşip debelenen varlık. (
Örnek: Hayvanlar, Bitkiler ) ( Allahü Teala A'raf suresinin 7/166 kodlu
ayetinde Görevli Varlıkların / Meleklerin Allah'tan aldıkları yetkiyle
"Hor ve hakir maymunlar olun." diyerek inkarcıları bir başka
alt seviye varlık kategorisine dönüştürdüklerini, 5/60 kodlu ayette ise “Lanetlenmiş
olanların maymunlara, domuzlara dönüştürüldüklerini” bildirmektedir. Bu
varlıklar da yeni döngüde tekrar tekamül sürecine sokulacaklardır. )
Kainat adı verilen madde alemi ( materyel alem ) sayısız gezegenlerden ve yıldız sistemlerinden oluşmaktadır. Her yıldız sistemi barındırdığı varlıklar için ayrı bir tekamül ortamı teşkil etmektedir. Güneş sistemindeki en gelişmiş varlık "İnsan"dır. Güneş sistemindeki tüm varlıkların ( Bilinçsiz, Yarı Bilinçli ) temel hedefi tekamül sürecinden geçmek suretiyle İnsan kademesine erişmektir.
İnsan kademesine erişmiş olan bir bilinçli varlığın hedefi ise dünya hayatında karşılaşacağı türlü ıstırap, zahmet ve eziyetler karşısında, Allah'ın bir nimeti olan sabır mekanizmasından faydalanmak suretiyle, Kur'an kanalıyla bildirilmiş olan düşünce, tutum ve davranış esaslarına uymak ve bir üst alem olan Yarı Materyel aleme geçebilmektir. Yarı Materyel alem Kur'an'da "Cennet" olarak ifade edilen sevgi ortamıdır. Zira, insan özelliğini büyük ölçüde geride bırakarak Cennete intikal eden bir Bilinçli Varlık bu ortamdaki tekamülünü mutlak sevgi ve huzur ortamında tamamlamayacaktır. Varlığın cennet ortamındaki durumu "saf ve çocuk gibi" olarak tasvir edilebilir. ( Vakia suresinin 56/17 kodlu ayetindeki cennet tasvirinde "Onların üzerinde ebedi çocuklar dolaşır." ifadesi yer almaktadır. ) Varlıkların her tekamül aşaması sonrasında bir üst aleme geçiş öncesinde, adaptasyon süreçlerini tamamladıkları 7 adet Cennet bulunmaktadır. Yarı Materyel ealemdeki yani Cennet'teki tekamül sürecini tamamlayıp tamamen demateryel bir varlık niteliği kazanacağı ortama geçen bir Bilinçli Varlık artık ilahi sistem içerisinde görev almaya başlayacak ve Görevli Varlık sıfatını kazanacaktır. İnsan aşamasını geçip, tekamül sürecine devam eden bir varlığın yokluk kademesinden önce erişebileceği nihai nokta tam mütekamil Görevli Varlık olmaktır ki bu kademede Varlık, ilim ve kabiliyet açısından Meleklerin de üzerinde bir konumda yer almaktadır. Bu durum, Adem'in ilk yaratılışında meleklere göre daha üst bilgi seviyesine ve kabiliyete sahip olmasına benzemektedir. ( Adem kelimesinin "Yokluk" anlamına gelmesi de tam mütekamil varlık kavramı açısından anlamlıdır. Bakara suresinin 2/32-33 ayetlerinde Adem'in Meleklerden daha üst bir bilgi seviyesine haiz kılındığı ve kendisine gayba ilişkin bilgiler verildiği bildirilmektedir. )
Dünya hayatı olarak adlandırılan kaba madde ortamındaki yaşamında Allah'ın bildirdiği esaslara uyum gösteremeyen ve tekamül sürecinin bu ilk basamaklarında başarısız olan Bilinçli Varlıklar ( İnsan ) her ölüm sonrasında tekrar tekrar bedenlenmek suretiyle kaba madde ortamında yani Dünya'da ( Cehennem ) mahkum kalacaklardır ki bu durum A'raf suresinin 7/40 kodlu ayetindeki "Onlara göğün kapıları kesinlikle açılmaz." ifadesiyle bildirilmektedir.
Özetlenecek olursa, 70,000 yıllık dönemde kaba hidrojen yani madde deneyimi yaşamış tüm insanlar döngü sonunda reenkarne olarak yeryüzünde tezahür edeceklerdir. Bir başka deyişle yeryüzünün cehenneme dönmüş olan döngü sonu haline ( afetler, tufanlar, depremler vb. ) tanık olacaklardır.
19/71 - Ve in minküm illa varidüha kane ala rabbike hatmen makdıyya ( Ve kesinlikle sizlerden olanlar illa ki oraya varırlar. Rab’binin üzerine akdedilmiş hükümdür. )
Yaşam döngüsünde Allah'ın yolunu izlemiş, sebat ve sabır göstermiş olan insanlar vefat ettirilmek suretiyle tekamül edecekler ve bir üst alem olan Cennet'e ( Yarı Süptil Alem ) intikal edeceklerdir. İnkarcı ve isyankar olup şeytanın yoluna tabi olanlar ise tekamül edemeyecekleri için son dönemdeki felaketler esnasında ölemeyecekler ve üst aleme intikal edemeyeceklerdir.
19/72 - Sümme nüneccillezınettekav ve nezeruz zalimıne fıha cisiyya ( Sonra o sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada diz çökmüş olarak bırakacağız. )
Kurtulan bu kitle, deneyimlediği felaketler yüzünden aklını, bilincini, hafızasını yitirmiş sadece içgüdüleriyle hareket eden korku içindeki ilkel insan güruhuna dönüşecektir. Bu ilkel insanlar yeryüzünde yeniden başlayacak olan süreçte doğacak olan ve ilk kez insan deneyimi yaşayacak olan varlıkların ( bir önceki safhasında maymun vb. olan ) ebeveynleri olacaklardır. Bu insanlar Dünya olarak bilinen cehennemin üst tabakasında yaşayacaklardır.
16/70 - Vallahü halekaküm sümme yeteveffaküm ve minküm men yüraddü ila erzelil umuri li keyla ya'leme ba'de ılmin şey'a innellahe alimün kadır ( Ve Allah sizi yarattı. Sonra sizi vefat ettirir. Sizden kimileri, ilimden sonra eşyayı aynısı gibi bilmesin diye ömrün en rezil dönemine erdirilir, döndürülür. Kesinlikle Allah bilendir gücü yetendir. )
4/56 - İnnellezine keferu bi ayatina sevfe nuslıhim nara küllema nedıcet cüludühüm beddelnahüm cüluden ğayraha li yezukul azab innellahe kane azızen hakıma ( O ayetlerimizi inkar edenleri, yakında onları kesinlikle ateşe yaslarız. Derileri her piştiğinde azabı tatmaları için, onları deri olarak başkalarıyla değiştireceğiz. Kesinlikle Allah yücedir hakimdir. )
104/4 - Kella le yünbezenne fil hutameh ( Asla, hutameye atılacaktır. )
104/5 - Ve ma edrake mel hutameh ( Ve hutamenin ne olduğunu sana ne bildirir? )
104/6 - Narullahil mukadeh ( Allah' ın yakılmış ateşidir. )
16/45 - E fe eminellezine mekerus seyyiati en yahsifellahü bihimül erda ev ye'tiyehümül azabü min haysü la yeş'urun ( Kötülük hileleri, tuzakları kuranlar, Allah' ın onları yere geçirmesinden veya onlara farketmedikleri yerden azabın gelmesinden emin midirler, güvende midirler? )
14/50 - Serabilühüm min katıranin ve tağşa vücuhehümün nar ( Gömlekleri katrandandır ve yüzlerini ateş örter. )
81/6 - Ve izel biharu succiret ( Ve denizler ateşlenip kaynatıldığında, )
Magma açığa çıkıyor.
37/67 - Sümme inne lehüm aleyha le şevben min hamım ( Sonra kesinlikle onlara, onun üzerine kaynar sudan karıştırılmış içecek vardır. )
Magmanın sıcaklığıyla kaynayan suların altında kalanlar sıcak suyu yutuyor.
Özetlenecek olursa, 70,000 yıllık dönemde kaba hidrojen yani madde deneyimi yaşamış tüm insanlar döngü sonunda reenkarne olarak yeryüzünde tezahür edeceklerdir. Bir başka deyişle yeryüzünün cehenneme dönmüş olan döngü sonu haline ( afetler, tufanlar, depremler vb. ) tanık olacaklardır.
19/71 - Ve in minküm illa varidüha kane ala rabbike hatmen makdıyya ( Ve kesinlikle sizlerden olanlar illa ki oraya varırlar. Rab’binin üzerine akdedilmiş hükümdür. )
Yaşam döngüsünde Allah'ın yolunu izlemiş, sebat ve sabır göstermiş olan insanlar vefat ettirilmek suretiyle tekamül edecekler ve bir üst alem olan Cennet'e ( Yarı Süptil Alem ) intikal edeceklerdir. İnkarcı ve isyankar olup şeytanın yoluna tabi olanlar ise tekamül edemeyecekleri için son dönemdeki felaketler esnasında ölemeyecekler ve üst aleme intikal edemeyeceklerdir.
19/72 - Sümme nüneccillezınettekav ve nezeruz zalimıne fıha cisiyya ( Sonra o sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada diz çökmüş olarak bırakacağız. )
Kurtulan bu kitle, deneyimlediği felaketler yüzünden aklını, bilincini, hafızasını yitirmiş sadece içgüdüleriyle hareket eden korku içindeki ilkel insan güruhuna dönüşecektir. Bu ilkel insanlar yeryüzünde yeniden başlayacak olan süreçte doğacak olan ve ilk kez insan deneyimi yaşayacak olan varlıkların ( bir önceki safhasında maymun vb. olan ) ebeveynleri olacaklardır. Bu insanlar Dünya olarak bilinen cehennemin üst tabakasında yaşayacaklardır.
16/70 - Vallahü halekaküm sümme yeteveffaküm ve minküm men yüraddü ila erzelil umuri li keyla ya'leme ba'de ılmin şey'a innellahe alimün kadır ( Ve Allah sizi yarattı. Sonra sizi vefat ettirir. Sizden kimileri, ilimden sonra eşyayı aynısı gibi bilmesin diye ömrün en rezil dönemine erdirilir, döndürülür. Kesinlikle Allah bilendir gücü yetendir. )
Son
dönem felaketleri sonrasında vefat ettirilip üst aleme intikal ederek insan
kategorisinden üst kategoriye geçen varlıklar olacağı gibi, tekrar Dünya adı
verilen cehenneme reenkarne olarak insan kategorisinden yarı idrakli maymun,
domuz kategorilerine;
17/50
- Kul kunu hıcareten ev hadıda ( De ki: "Taş veya demir
olun." )
7/166
- Fe lemma atev an ma nühu anhü kulna lehüm kunu kıradeten hasiın ( Böylece
onlardan onlara yasaklayıp men ettiklerimizde inat ettiklerinde, onlara
"Hor ve hakir maymunlar olun." dedik. )
2/65
- Ve lekad alimtümüllezına'tedev minküm fis sebti fe kulna lehüm kunu kıradeten
hasiın ( Ve
sizlerden yedinci gün içinde hududu aşanları bildiniz. Böylece onlara,
"Kovulup reddedilmiş maymunlar olun." dedik. )
veya
idraksiz taş, demir gibi alt kategorilere indirgenecek varlıklar da olacaktır.
Örneğin demire indirgenen bir varlık yeraltındaki magma ortamında tezahür
edecek, lav olarak yeryüzüne çıkacak ve sonra bir kısır döngü içinde tekrar
cehennemin alt tabakası olan magma ortamına dönecektir.
104/4 - Kella le yünbezenne fil hutameh ( Asla, hutameye atılacaktır. )
104/5 - Ve ma edrake mel hutameh ( Ve hutamenin ne olduğunu sana ne bildirir? )
104/6 - Narullahil mukadeh ( Allah' ın yakılmış ateşidir. )
16/45 - E fe eminellezine mekerus seyyiati en yahsifellahü bihimül erda ev ye'tiyehümül azabü min haysü la yeş'urun ( Kötülük hileleri, tuzakları kuranlar, Allah' ın onları yere geçirmesinden veya onlara farketmedikleri yerden azabın gelmesinden emin midirler, güvende midirler? )
14/50 - Serabilühüm min katıranin ve tağşa vücuhehümün nar ( Gömlekleri katrandandır ve yüzlerini ateş örter. )
81/6 - Ve izel biharu succiret ( Ve denizler ateşlenip kaynatıldığında, )
Magma açığa çıkıyor.
37/67 - Sümme inne lehüm aleyha le şevben min hamım ( Sonra kesinlikle onlara, onun üzerine kaynar sudan karıştırılmış içecek vardır. )
Magmanın sıcaklığıyla kaynayan suların altında kalanlar sıcak suyu yutuyor.
No comments:
Post a Comment