Çeviri

Friday, June 22, 2018

Kelimeyle Doyanlar ve Maddeyle Doymaya Çalışanlar

Döngü sonu aşamasına geçtiğimiz bu dönemde "Yevmel Fasl" ( Ayrışım Günü ) ve "İki Yol" ( Ecdeyni ) kavramlarının derin anlamlarını aşağıdaki ayetleri ineleyerek hatırlamakta fayda bulunmaktadır.

44/40 - İnne yevmel fasli mıkatühüm ecmeın

( Kesinlikle ayrışım günü, onların toplanma zamanlarıdır. )

78/17 - İnne yevmel fasli kane mikaten 

( Kesinlikle ayrışım günü tayin edilen vakit olmuştur. )

90/10 - Ve hedeynahün necdeyni

( Ve onu iki yola yönlendirdik. )

Yerdeki 7 kat ve Gökteki 7 kat dikkate alındığında, seçim "Yerin Dibine Girmek" veya "Göklerin Kapılarından Geçmek" arasında oluşmaktadır.

Son dönemde, evvelce hayat verilmiş tüm ruhlar reenkarne olarak yeryüzüne gelecekler ( nüfus artışı sebebi budur ) ve son sınavlarından geçeceklerdir. Bu aşamada idrak ve iradeye göre bir ayrışım gerçekleşecektir. Bu ayrışım varlıkların ( İnsan, Cin ) "Kelime ( Ruh )*" ve "Madde" arasında yapılacak seçime bağlı olarak tezahür edecektir. ( * Bilgi, İlim ) Bir başka deyişle madde bağımlısı olmuş ve "Madde İle Doymaya, Tatmin Olmaya Çalışan" ve bu nedenle dünyayı zulme gark olmuş yaşanmaz bir yer haline getiren satanist müşrikler ile "Allah'ın Kelimeleri, İlmi, Ruhu İle Doyan" inanan kullar arasında bir ayrışım gerçekleşecektir. Esas itibarıyla müşrik zalimler "olmayan bir şeye" ( madde ) erişmek uğruna dünyayı mahvetmektedirler.

Allahü Teala, dünya hayatının aldatıcı olani bir ilüzyondan ibaret olan yani esas itibarıyla "Olmayan", "Yok olan" maddesini, madde algısını sınav olarak bahşetmiştir.

3/185 Küllü nefsin zaikatül mevt ve innema tüveffevne ücuraküm yevmel kıyameh fe men zuhziha anin nari ve üdhılel cennete fe kad faz ve mel hayatüd dünya illa metaul ğurur

( Tüm nefisler ölümü tadacaktır. Ve ayağa kalkış gününde ödülleriniz kesinlikle size vefa edilip ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılıp, bahçeye sokulursa kurtulmuştur. Dünya hayatı aldatıcı fayda haricindeki değildir. )

57/20 İ'lemu ennemel hayatüd dünya le'ıbun ve lehvun ve zinetun ve tefahurun beyneküm ve tekasurun fil emvali vel evladi ke meseli ğaysin a'cebel kuffare nebatühu sümme yekunu hutamen ve fil ahıreti azabun şeduydun ve mağfiretun min allahi ve rıdvanun ve mel hayatüd dünya illa meta'ul ğurur

( Bilin ki o dünya hayatı kesinlikle oyundur, eğlencedir, süstür, aranızda övünmedir, mallardan ve çocuklardan çoğaltmadır. Bitirip yetiştirdiği, ekincilerin hoşuna giden yağmur misali gibidir. Sonra kırpılmış parça olur. Ahirette şiddetli azap, Allah' tan af ve rıza vardır. Dünya hayatı aldatıcı fayda haricindeki değildir. )

Allah'ın nimetleri, rızıkları tüm varlıklar için bol ve eşit olarak yayılmışken, nimeti gasp etmek suretiyle  kurdukları aldatıcı sistem içinde Allah'ın kullarını kendilerine köle yapmak isteyen satanist müşriklere de aşağıdaki ayetler atfedilmiştir.

41/10 - Ve ceale fıha ravasiye min fevkıha ve barake fıha ve kaddera fıha akvateha fı erbeati eyyam sevaen lis sailın

( Ve "Orada, onun üstünde dağlar oluşturdu. Orada bereket verdi. Orada, gıdaları azıkları, araştıranlar için dört günde eşit olarak düzenleyerek ölçülendirdi." )

16/71 - Vallahü faddale ba'daküm ala ba'dın fir rızk fe mellezine füddılu bi raddı rizkıhim ala ma meleket eymanühüm fe hüm fıhi seva' e fe bi nı'metillahi yechadun

( Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. Ancak o üstün olanlar rızıklarını o ellerinin malik olduklarına vermezler ki onda eşit olsunlar. Yani Allah' ın nimeti ile cihad mı ediyorlar? )

43/32 - E hüm yaksimune rahmete rabbik nahnü kasemna beynehüm meıyşetehüm fil hayatid dünya ve rafa'na ba'dahüm fevka ba'dın deracatin li yettehıze ba'duhüm ba'dan suhriyya ve rahmetü rabbike hayrun min ma yecmeun 

( Rab’binin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında, onların aralarında geçimliklerini biz bölüştürdük. Bazılarının bazılarını buyruk vermek üzere edinmeleri için bazılarını bazılarının üstüne derecelerle yükselttik. Rab’binin rahmeti, o toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. )

Satanist müşrikler asla tatmin olamayacakları ve doyamayacakları için bir kısır döngü içinde tüm dünya metasını ( maddesini / malını ) kendilerinde toplamak gayreti içindedirler. Esas tatmin ve doyum unsurları ise temelde meta, madde değil, dünya hayatında yaşamını sürdürebilmek için zorunlu olarak metaya / maddeye ihtiyaç duyan insanların kendilerine köle olduklarını, kendilerine mecbur olduklarını görmektir. İşte bu durum "Şirk" ( Ortak Koşma / Allah'a Ortak Koşma ) olarak tanımlanmaktadır.

38/23 - İnne haza ehıy lehu tis'un ve tis'une na'ceten ve liye na'cetün vahıdetün fe kale ekfilnıha ve azzenı fil hıtab

( Kesinlikle bu benim kardeşim. Ona doksandokuz dişi koyun ve bana bir dişi koyun. "Onu bana ver." dedi. Beni söylemde yendi. )

Doksandokuz koyunu olmasına rağmen, kardeşinde kalan tek koyuna da göz dikiyor, onu gasp etmek istiyor.

104/2 - Ellezi cemea malen ve addedeh

( O malı toplayan ve onu adet adet sayan,  )

102/1 - Elhakümüt tekasür

( Çokla övünme sizi alıkoydu, oyaladı. )

102/2 - Hatta zürtümül mekabir

( Kabirlere varıncaya kadar. )

İnsanın bedeni bile kendisine ait değilken ve diğer tüm meta / madde ile birlikte yok olup giderken, mala ve mülke karşı duyulan bu ihtiras ancak ve ancak şeytanın hipnotik zihin kontrolü ile açıklanabilir.

Kuantum fizikçileri ve bilim adamları yıllar süren araştırmaları ve bilimsel çalışmaları sonrasında şu sonuca vardıklarını artık medya kanalıyla paylaşmaktadırlar. "Madde yoktur." Yani "bilimsellik" peşinde koşan ve Kur'an'ın en temel ve en yüce bilim kitabı olduğundan habersiz olanlar için maddenin olmadığı "bilimsel" olarak da açıklanmış olmaktadır.

"Madde Bağımlılığı" ruhun tekamül zafiyetini ortaya koyan en önemli göstergedir. Madde ile doymaya çalışanlara atfedilmiş ayetler;

2/174 - İnnellezine yektümune ma enzelellahü minel kitabi ve yeşterune bihı semenen kalılen ülaike ma ye'külune fı bütunihim illen nara ve la yükellimühümüllahü yevmel kıyameti ve la yüzekkıhim ve lehüm azabün elim 

( Kesinlikle o kitaptan o Allah’ ın indirdiğini gizleyenler ve onu az değere satanlar, işte onlar karınlarına ateşin haricinde yemezler. Allah ayağa kalkış gününde onlara kelam edip söz söylemez ve onları temizlemez. Elim azap onlaradır. )

3/181 - Lekad semiallahü kavlellezine kalu innellahe fekırun ve nahnü ağniya senektübü ma kalu ve katlehümül enbiyae bi ğayri hakkın ve nekulü zuku azabel harık

( Kesinlikle "Allah fakirdir ve bizler zenginiz." diyenlerin sözlerini Allah duydu. O dediklerini ve habercileri haksızca öldürmelerini yazacağız. "Yakıcı azabı tadın." diyeceğiz. )

Satanist müşriklerin kurdukları kapitalist emperyalist sistem, insanlara ne düşüneceklerini, ne yapacaklarını, nasıl yaşayacaklarını, neleri hedefleyeceklerini, neler ile mutlu olacaklarını, neleri sevmeleri neleri sevmemeleri gerektiğini telkin etmek üzerine kurulu bir sistemdir. "Yaşam standardı" denilen aldatıcı kavram da satanistler tarafından dizayn edilmiştir. "Yaşam standardı" kavramı tamamen maddesel, materyel kriterlere göre belirlenmiştir. Nedir bunlar? İyi maaş, iyi mevki, ev, araba mülkiyeti, belirli bir para harcama seviyesi vb. Sistem, bu kriterlere uyumlu yaşamayan  insanların kendilerini mutsuz, talihsiz, başarısız ve ezik hissetmelerin, bu sahte hedefler doğrultusunda ölümüne koşmalarını ve koşarken de menfaat kavgası yaparak birbirlerini helak etmelerini istemektedir. "Fakir çalmasını bilmediği için fakirdir." sözü zaten sistemdeki gasp, zulüm, zorbalık ve adaletsizlik durumunu açıkça ortaya koymaktadır. Zaten bir toplumda "zengin" ve "fakir" kavramları ( düalitesi ) var ise orada sorun var demektir.

Konuya ilişkin Zuhruf ( Süs, Zinet ) suresinin aşağıdaki ayetleri önem arzetmektedir.

43/30 - Ve lemma caehümül hakku kalu haza sıhrun ve inna bihı kafirun

( Ve onlara gerçek geldiğinde "Bu sihirdir. Biz onu kesinlikle inkar ederiz." dediler. )

43/31 - Ve kalu lev la nüzzile hazel kur'anü ala racülin minel karyeteyni azım

( Ve "Bu Kur'an iki büyük ülkeden bir adamın üzerine indirilmeli değil miydi?" dediler. )

43/32 - E hüm yaksimune rahmete rabbik nahnü kasemna beynehüm meıyşetehüm fil hayatid dünya ve rafa'na ba'dahüm fevka ba'dın deracatin li yettehıze ba'duhüm ba'dan suhriyya ve rahmetü rabbike hayrun min ma yecmeun 

( Rab’binin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında, onların aralarında geçimliklerini biz bölüştürdük. Bazılarının bazılarını buyruk vermek üzere edinmeleri için bazılarını bazılarının üstüne derecelerle yükselttik. Rab’binin rahmeti, o toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. )

43/33 - Ve lev la en yekunen nasü ümmeten vahıdeten le cealna li men yekfüru bir rahmani li büyutihim sukufen min fiddatin ve mearice aleyha yazherun

( Ve şayet insanların tek topluluk olma durumu olmasaydı, Rahman' ı inkar eden kimselerin evleri için gümüş çatılar, tavanlar ve onun üzerine çıkmaya merdivenler oluştururduk. )

43/34 - Ve li büyutihim ebvaben ve süruran aleyha yettekiun

( Ve onların evleri için kapılar ve üzerinde yaslanıp oturacakları koltuklar. )

43/35 - Ve (1) zuhrufa (2) ve (3) in (4) küllü (5) zalike (6) lemma (7) metau (8) el (9) hayati (10) ed (11) dünya (12) ve (13) el (14) ahıratü (15) ınde (16) rabbi (17) ke (18) li (19) el (20) müttekın (21)

( Ve altın, süs zinet. Kesinlikle bunların hepsi dünya hayatının maddesidir, faydasıdır. Rab’binin indindeki ahiret sakınanlar içindir. )

43/35 kodlu ayette "Dünya Hayatı" ve "Ahiret" birlikte yer almakta olup, ayet kodundaki ( 43/35 ) "7" ( 43 ... 4+3 = 7 ) ve "8" ( 35 ... 3+5 = 8 ) nümerolojisi "döngü sonu" ve "yeni döngü başı" kavramları açısından dikkat çekmektedir. Ayette "21" kelime olması da Ruh kelimesi ve nümerolojisi açısından önem arzetmektedir.

Enbiya suresinin 21/8 kodlu ayeti de maddi ihtiyaç olan "yemek yeme"ye ihtiyaç duymayan  varlıklardan bahsedilmektedir. Sure numarasının "21", ayet numarasının ise "8" olması Ruh ve Yeni Döngü kavramları açısından önem arzetmektedir.

21/8 - Ve ma cealnahüm ceseden la ye'külunet taame ve ma kanu halidın

( Ve onları yemek yemeyen gövdeler, vücutlar kılmadık. Ebedi de değillerdi. )

Doyum ve tatminin tek yolu vardır.

13/28 - Ellezine amenu ve tatmeinü kulubühüm bi zikrillah e la bi zikrillahi tatmeinül kulub

( Onlar inanırlar ve kalpleri, Allah' ın hatırlanması ile tatmin olur. İyi bilin ki, kalpler Allah' ın hatırlanması ile, zikredilmesiyle  tatmin olur. )







No comments:

Post a Comment