Çeviri

Monday, March 7, 2022

Madde azabı

"Ruh" kelimesi "Rih" ( Rüzgar ) kökünden türemiş bir kelime olup, tıpkı rüzgar gibi, etkisi hissedilen ancak maddi olmayan olgu anlamını barındırmaktadır. Ruh aleminin ve Madde aleminin ( plan ) birbirlerinden ayrı oldukları, her iki alemin de asli tesirlerle idare edildikleri, Madde aleminin işlevinin Ruhların tekamül süreçlerine katkı sağlamak ve ruhlara geçici bir tekamül platformu sunmak olduğuna evvelki bölümlerde değinilmişti.

Ruh ile Madde'nin etkileşimi "İdrakli Maddi Varlık"'ın yani kaba madde planında "Bedenlenmiş" halde var olan "İnsan"ın yani "Nefs"in ortaya çıkmasına vesile olmaktadır.

"Madde" kelimesi ise özünde "Yardım, Fayda, Yayma, Serilme, Uzatma" gibi anlamları barındırmaktadır. "Meded" ( Yardım, Fayda ), "Medde / Yemudd" ( Yardım Etmek ), "İmdad" ( Yardım ) kelimeleri de hep "Medde" kökünden türemiş kelimelerdir. "Medde" ve "Madde" kelimelerinin fonetik yapısı, "Debbe" ( Hareket etmek, Debelenmek ) ve "Dabbe" ( Hareket eden, Debelenen ) kelimelerininkiyle benzerlik taşımaktadır.

"Madde", niteliği itibarı ile düşük frekanslı bir olgudur. Zira düşük frekans, yüksek yoğunluğa ve buna bağlı olarak da somut, katı ve kaba haldeki olguların tezahürüne vasıta olmaktadır. Yüksek frekans ise incelmeye, seyrelmeye ve süptil haldeki olguların tezahürüne vasıta olmaktadır. Bu noktada yüksek frekanslı süptil olgu ifadesi ruhu değil, ruhun farklı madde hallerini ( kaba, yarı süptil, süptil ) kapsayan madde alemi kainattaki en üst seviye temsilcisi olan süptil Öz Varlığı tanımlamaktadır. Zira ruh konusu insan algısından münezzehdir. Ruh, maddeye tesir iletmek ve maddeyi kullanmak suretiyle tekâmül sürecinde ilerler. Dolayısıyla madde, ruh için bir tekâmül vasıtası, aracıdır.

Ancak Madde, Ruh için bir tekamül vasıtası olduğu gibi gerçek bir sınav vasıtasıdır da... Zira maddi frekanslara kapılarak "bir tekâmül aracı olan maddeyi amaç edinen ve şeytanlaşan ruhlar" ergeç maddenin gercek yüzü olan "azap" ile karşılaşırlar. Bu nedenledir ki her idrakli varlığın nihai hedefi maddi, dünyevi ve nefsani frekansların ( şeytani frekanslar ) tesirinden sıyrılarak özünü yani önce Öz Varlığını akabinde de Ruhunu keşfedebilmek, idrak edebilmektir.

Madde planına ve maddi olgulara çok sıkı bağlanmış olan ruhlarda en öne çıkan duygular hırs, kıskançlık, kin, endişe, şüphe, vesvese, kaybetme korkusu gibi duygulardır. Madde ( para, mal vb. ) biriktirmek ve maddi çoklukla tatmin olmaya çalışan insanlar sürekli olarak bu anılan duygu frekanslarının baskısı altındadırlar. Bu durum da onları, farkedemedikleri sürekli bir azap halinde tutmaktadır. Farkedilemeyen bu azap halinin dışa yansıması ise kibirli söylemler ve eylemlerdir.

Ayetlerde de geçen Arapça "Meta" kelimesi de "Fayda, Madde" anlamlarını içermekte ve batı dillerindeki "Matter" ( Madde, Fayda ) ve "Material" ( Maddi, Fayda veren ) kelimeleriyle ortak kökeni yansıtmaktadır. Kaba madde planı dünyadaki maddesel aldanma hususu aşağıdaki ayetlerde şöyle ifade edilmektedir.

3/185 Kulli nefsin zaikatul mevt ve innema tuveffevne ucurakum yevmel kiyameh fe men zuhziha anin nari ve udhilel cennete fe kad faz ve mel hayatud dunya illa metaul ğurur

( Tüm nefisler ölümü tadar. Ve ayağa kalkış gününde ödülleriniz kesinlikle size vefa edilir. Kim ateşten uzaklaştırılıp, cennete sokulursa kurtulmuştur. Dünya hayatı aldatıcı madde, fayda haricindeki değildir. )

13/26 Allahu yebsutur rizka li men yeşau ve yakdir ve ferihu bil hayatid dunya ve mel hayatud dunya fil ahirati illa meta

( Allah, rızkı dilediği kimseye genişletir ve daraltır. Dünya hayatıyla ferahlayıp sevinirler. Oysa dünya hayatı ahiretin yanında fayda haricindeki değildir. )

İnsanın, maddenin azap kaynağı olduğunu, döngü sonunda kalbindeki mühürün, gözündeki perdenin ve kulağındaki ağırlıkların kaldırılması vesilesiyle idrak ettiği ve hem döngü sonunda hem de ahirette ( reenkarnasyon süreçlerinde ) azabı deneyimlediği ayetlerde şöyle bildirilmektedir.

Tevbe suresinin 35. ayetinde, kaba madde planında birktirilen ve zenginleme vasıtası olan maddenin ( para, mal vb. ) esasen azabı çoklamaktan, azap vesilesi biriktirmekten başka bir anlamı olmadığı teşbihi anlatımla bildirilmektedir. Kur'an'da yer alan "Cehennem", "Ateş", "Kaynar su" vb. gibi ifadeler esasen ruhsal sıkıntı ve ıstırabı temsil eden "Azap" kavramının sembolik tezahürleridir.

9/35 Yevme yuhma aleyha fi nari cehenneme fe tukva biha cibahuhum ve cunubuhum ve zuhuruhum haza ma keneztum li enfusikum fe zuku ma kuntum teknizun

( O gün onların üzerlerinde cehennem ateşi kızdırılır da onlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanır. İşte bunlar o nefisleriniz için biriktirip haznettikleriniz. Haydi, o haznetmiş olduklarınızı tadın. )

Mearic suresinin 11. ayetinde ise maddenin esasen azap vasıtası olduğunu ve maddeden kurtulmanın azaptan kurtulmak anlamına geldiğini döngü sonunda idrak eden gafil müşriklerin durumları bildirilmektedir. 

70/11 Yubassarunehum yeveddul mucrimu lev yeftediy min azabi yevmeizin bi benihi
( Onlar birbirlerine gösterilirler. Suçlu o gün, oğullarını fidye vererek azaptan kurtulmayı arzular. )

70/12 Ve sahibetihi ve ehiyhi
( Ve eşini arkadaşını ve kardeşini. )

70/13 Ve fasiletihilletiy tu'viyhi
( Ve onu barındırıp yetiştiren ailesini. )

70/14 Ve men fil ardi cemian summe yuncihi
( Ve yerde kim varsa topluca ki sonra kendini kurtarabilsin. )

"Azap" kavramı ayetlerde muhtelif sıfat tamlamalarıyla desteklenmiştir. Toplam 24 adet olan bu farklı sıfat tamlamaları ayetlerde toplam 62 kere tekrar edilmektedir. Şöyle ki;

Azabel huld ( Ebedi azap ) ( 2 )
Azabel ahirah ( Ahiret azabı ) ( 1 )
Azabel cehim ( Cehennem azabı ) ( 3 )
Azabel hizy ( Zillet azabı ) ( 2 )
Azaben nar ( Ateş azabı ) ( 7 )
Azabes semum ( İçe işleyen zehir azabı ) ( 1 )
Azabes seir ( Ateş azabı ) ( 1 )
Azabin min riczin elim ( Elim pislik azabı ) ( 2 )
Azabel harik ( Yakıcı azab ) ( 4 )
Azabel huni ( Alçaltıcı azap ) ( 2 ) 
Azabin elim ( Elim azap ) ( 4 )
Azabi ekber ( En büyük azap ) ( 1 )
Azabun muhin ( Alçaltıcı hakir eden azap ) ( 12 )
Azabeş şedid ( Şiddetli azap ) ( 7 )
Azabin azim ( Büyük azap ) ( 1 )
Azabi nukra ( Kötü azap ) ( 1 )
Azaben kebira ( Büyük azap ) ( 1 )
Azaben sa'aden ( Yükselen azap ) ( 1 )
Azaben kariben ( Yakın azap ) ( 1 )
Azabin mukim ( Daimi azap ) ( 4 )
Azabin gayri merdud ( Geri çevrilemez azap ) ( 1 )
Azabin galiz ( Sert azap ) ( 1 )
Azabin vasib ( Sürekli azap ) ( 1 )
Azabin mustekirr ( Kararlı azap, Kalıcı azap ) ( 1)






























No comments:

Post a Comment