Varlıkların, kaba madde planı dünyadaki "Var olma arzusu" seviyesi, "frekanslarının" yani tekâmül seviyelerinin de göstergesidir.
Madde planında "Var olma arzusu" yüksek olan madde bağımlısı varlıklar negatif nitelikli düşük frekanslarda titreşmektedirler ki bu frekans seviyesini temsil eden temel olgular korku, öfke, nefret, bencillik, hırs, açgözlülük, saldırganlık, tahakküm, zulüm, zorbalık vb. olarak sıralanabilir. Zira bu varlıklar maddi olguların çokluğunun varlıklarını sürdürebilmeleri için yegane vasıta olduğunu düşünmektedirler.
"Var olma arzusu" düşük olan, madde bağı zayıflamış ve ruhsal yönü açığa çıkmış varlıklar ise pozitif nitelikli yüksek frekanslarda titreşmektedirler ki bu frekans seviyesini temsil eden temel olgular da huzur, hoşgörü, sevgi, yardımseverlik, tevazu, uzlaşı, anlayış, paylaşım, feragat vb. olarak sıralanabilir. ( Zira frekans yükselişi maksimize olan varlıklar kaba madde planı dünyadan üst süptil planlara geçiş yaparlar yani kaba madde planındaki varlıkları sonlanır. )
Dolayısıyla, ayetlerde de yer alan sembolik nitelikli "Ashabul meymenet" ( Sağdakiler ) ve "Ashabul meş'emet" ( Soldakiler ) tanımları gibi varlıklar ruhsal tekâmül seviyelerine göre ayrışmaktadırlar. Varlıkların "Sağ" ve "Sol" sembolizmiyle ayrışımına sebep olan ve bir düalite niteliğinde olan iki farklı zihniyet yapısı aşağıdaki şekilde ifade edilebilir.
Sol = Var olmak için Yok etmek
Sağ = Var etmek için Yok olmak
Dolayısıyla kaba madde planı dünyaya istinaden aşağıdaki gibi bir "Tekamül Eğrisi" grafiği oluşturulabilir. ( Ruhsal tekamül, frekans yükselişiyle doğru orantılıdır. )
Yukarıda zikredilen "Var olma arzusunun düşük olması" ifadesinin "eylemsiz olup, her şeyi bırakıp intihar eğiliminde olmak" anlamına gelmediğini aksine özveri dolu iyi işler yapmak anlamına geldiğini yazmaya esasen gerek olmadığı aşikardır. Bu ifade, "diğerlerinin varlığını kendi varlığından daha çok önemsemek" anlamını temsil etmektedir ki ruhsal tekamül yolculuğunda ilerleyebilmenin yegane koşulu da budur.
Bakara suresinin 154. ayetinde yukarıda değinilen husus "Allah yolunda ölenler" yani iyilik, doğruluk, güzellik uğrunda kaba madde planındaki varlıklarından seve seve vazgeçenlerden bahsedilmektedir.
2/154 Ve la tekulu li men yuktelu fi sebilillahi emvat bel ahyaun ve lakin la teş'urun
( Ve Allah yolunda öldürülenler için ölüler demeyin. Bilakis diridirler ve lakin farkedemezsiniz. )
Al'i İmran suresinin aşağıdaki ayetlerinde ise "Allah'ın bahşedeceği af ve rahmetin" - ki bu kavramlar sonsuz yaşamın kodlarıdır - cehennem niteliğindeki kaba madde planındaki "maddi ve nefsani varoluştan" daha hayırlı olduğu bildirilmekte ve esası "olum" olan aldatıcı "ölüm" olgusunun sadece sonsuz yaşama geçiş için bir vasıta olduğu vurgulanmaktadır.
( Ve eğer Allah yolunda öldürülürseniz veya ölürseniz, Allah’tan af ve rahmet, o toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. )
( Ve kesinlikle o Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın. Bilakis diridirler, Rab’lerinin indinde rızıklanırlar. )
Ayrıca bkz.
https://kuranilmi.blogspot.com/2019/10/yokluk-makam.html?m=1
No comments:
Post a Comment