Dün gündeme gelen fetvada "evlatlıkların oğul veya kız gibi olmadığı, nesebe kaydedilmelerinin, mirasçı kılınmalarının caiz olmadığı ancak kendileriyle evlenilebileceği" ifade edilmişti.
Kur'an'da, yukarıda belirtilen fetvadaki gibi hükümler bulunmadığı gibi konu ile ilgili ayetler incelendiğinde farklı bir durum olduğu görülmektedir. Şöyle ki;
Tevbe suresinin 30. ayetinin başında yer alan ve inkarcıların söylemlerinden oluşan ilk iki cümle, üçüncü cümle olan "Bu onların kendi ağızlarıyla sözleridir." cümlesiyle batıl kılınmaktadır.
9/30 Ve kaletil yehudu uzeyrunibnullahi ve kaletin nesaral mesihubnullah ZALİKE KAVLUHUM Bİ EFVAHİHİM yudahiune kavlellezine keferu min kabl katellehumullahu enna yu'fekun
( Ve Yahudiler, "Uzeyir Allah’ın oğlu." dediler. Nasıralılar da "Mesih Allah’ın oğlu." dediler. BU ONLARIN KENDİ AĞIZLARIYLA SÖZLERİDİR. O önceden inkar etmişlerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları öldürsün. Nasıl da döndürülüyorlar. )
Aynı şekilde, konuyla ilgili olan Ahzab suresinin 4. ayetinin başındaki ilk üç cümle, yukarıda olduğu gibi, dördüncü cümle olan "Bunlar ağızlarınızdaki sözlerinizdir." cümlesiyle batıl kılınmaktadır.
33/4 "Allah erkek için çukurun boşluğunda iki kalp oluşturmadı. Kendilerinden eş yaptığınız eşlerinizi anneleriniz kılmadı. evlatlıklarınızı oğullarınız kılmadı." BUNLAR AĞIZLARINIZDAKİ SÖZLERİNİZDİR. Allah gerçeği söyler ve yola O yönlendirir.
Bir sonraki ayette de evlatlıkların, babaları adına, babaları hatırlanarak, baba gibi çağırılmaları gerektiği, babaları bilinmiyorsa zaten "kardeş"* olunduğu bildiriliyor. Ayrıca ayette evlatlığa "hataen" yanlış davranışta bulunulmasının günah addedilmeyeceği ancak haksızlık, zorbalık, zulüm, taciz, cinsellik, yoksun bırakma vb. gibi kasten, taammüden yapılacak davranışların - ki diyanet resmen buna yönlendiriyor - günah olduğu dolaylı olarak bildirilmektedir.
33/5 Onları babaları için çağırın. O Allah’ın indinde daha adildir, doğrudur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, böylece DİNDE KARDEŞLERİNİZDİR* ve dostlarınızdır. O hata ettikleriniz hakkında üzerinize günah yoktur. LAKİN KAakin kalbinizin o taammüd ettiği hariç. Allah affedendir merhametlidir.
* Hucurat suresinin 10. ayetinde "inananların kardeş oldukları" ve en yüce birlikteliğin "kardeşlik" olduğu bildirilmektedir. Yani biyolojik olarak baba ve oğul durumunda olan iki insan inanıyorlarsa esasen "kardeş" konumunda olmaktadırlar.
49/10 İNNEMEL MU'MİNUNE İHVETUN fe aslihu beyne ehaveykum vettekullahe leallekum turhamun
( KESİNLİKLE İNANANLAR KARDEŞTİRLER. O halde kardeşlerinizin aralarını iyileştirin. Allah’tan sakının. Umulur ki merhamet edilirsiniz. )
Hicr suresinin 47. ayetinde de "cennet" ortamındaki ilişkinin "Kardeşlik" olduğu bildirilmekte ve olabilecek en yüce ilişkinin "Kardeşlik" olduğu anlaşılmaktadır.
15/47 Ve göğüslerinde garezden ne varsa çıkarır atarız. KARDEŞÇE karşılıklı koltuklar üzerindedirler.
Hud suresinin 45. ve 46. ayetlerinde Hz. Nuh'un inkarcı olan "oğlu" için Allah'a yalvarması ve Allah'ın cevabı misali vasıtasıyla ilahi nizamda esasen fiziksel ( biyolojik ) soydan ziyade ruhsal soyun yani inancın insanlar arasındaki aile olgusunu teşkil ettiği bildirilmektedir
11/45 Ve Nuh Rab’bine seslendi de "Rab’bim kesinlikle OĞLUM AİLEMDENDİ. ... "
11/46 "Ey Nuh, kesinlikle O SENİN AİLENDEN DEĞİLDİ. Kesinlikle o iyi olmayanı yaptı.
33/6 kodlu aşağıdaki ayette "akrabalık" ilişkisi önceliklendirilmiş gibi algılansa da esasen öncesinde yer alan "dostlarınıza iyilik yapmanız haricinde" ifadesi önem arzetmektedir. Zira bu ifade vasıtasıyla inananlar arasındaki "kardeşlik" ve "dostluk" yine "akrabalığın" üzerinde tutulmuş olmaktadır.
33/6 .... ve ULUL ERHAMİ ba'duhum evla bi ba'din fi kitabillahi minel mu'minine vel muhacirine İLLA EN TEF'ALU İLA EVLİYAKUM ma'rufa kane zalike fil kitabi mestura
( ... ve Allah’ın kitabında, DOSTLARINIZA İYİLİK YAPMANIN HARİCİNDE, AKRABALIĞI OLANLAR olanlar birbirlerine inananlardan ve muhacirlerden evvel gelirler. Bu satırlanmış kitabın içindedir. )
Zira "evlatlıklar" için de "kardeş" ve "dost" nitelemesi mevcuttur.
33/5 ... ( ed'iyaekum ) fe ihvanukum fid dini ve mevalikum ...
( ... ( evlatlıklarınız ) böylece dinde kardeşlerinizdir ve dostlarınızdır. ... )
Ayrıca yukarıdaki 33/4 kodlu ayette inkarcılar "Allah erkek için çukurun boşluğunda iki kalp oluşturmadı. Kendilerinden eş yaptığınız eşlerinizi anneleriniz kılmadı." ifadeleriyle esasen "İki kalbimiz yok ki inananların eşlerini de annemiz gibi görelim / sevelim" ( iki anne için iki kalp mantığından ) demek istemektedirler. Oysa ki ayette bu ifadeler batıl kılınmakta ve dolaylı olarak "inananların eşlerinin, birbirleri için anne gibi oldukları" yani bir inananın diğer bir inananın eşine farklı bir gözle bakmaması, anne gibi görüp saygı duyması, zinadan kaçınması gerektiği bildiriliyor. Bu ifadenin bir benzeri resul ile ilgili olarak Ahzab suresinin 6. ayetinde geçmektedir.
33/6 ... ve ezvacuhu ummehatuhum ...
( ... Onun ( habercinin ) eşleri, onların ( inananların ) anneleridir. )
No comments:
Post a Comment