Çeviri

Saturday, January 5, 2019

Beyindeki 11 Gizemi

"Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan, "İnsan beynine bilgisayar terimiyle saniyede "11" milyon bit veri akıyor, ancak gelen verinin 40 bitlik kısmıyla uğraşabiliyoruz." dedi.

Kocaeli Uluslararası Fuar Merkezi'nde düzenlenen 8. Kocaeli Kitap Fuarı'nda "Beynimizin Gizemli Yetenekleri" başlıklı bir söyleşi gerçekleştiren Canan, insan beyninin özellikleriyle ilgili bilgi verdi.

"Beyin hakkında hiçbir şey bilmiyoruz" diyen Canan, "Beyin evrendeki en kompleks yapı. Dünyada 8 milyar beyin var ve hepsi birbirinden tamamen farklı" diye konuştu."

Basından 20.05.2016


ABD’li araştırmacıların geliştirdiği modellere göre teorik olarak insan beyni 4.7 milyar kitap ya da 670 milyon web sitesi depolama kapasitesinde.’li araştırmacıların geliştirdiği modellere göre teorik olarak insan beyni "4.7" * milyar kitap ya da 670 milyon web sitesi depolama kapasitesinde. 

Basından 22.01.2016



* 4.7 sayısının nümerolojik değeri "11" olmaktadır. ( 4+7 = 11 )

İnsan Beyni "11" temel bölümden oluşmaktadır.


"The human BRAIN has often been viewed as outstanding among mammalian brains: the most cognitively able, the largest-than-expected from body size, endowed with an overdeveloped cerebral cortex that represents over 80% of BRAIN mass, and purportedly containing 100 BILLION NEURONS and 10× more glial cells.Sep 29, 2009"


Yukarıdaki kaynak insan beyninde "100 Milyar nöron bulunduğunu" bildirmektedir. 100 Milyar sayısı matemnatiksel olarak "10 üssü 11" yani "10^11"olarak ifade edilmektedir.

Kur'an'da "Beyin" ( Dimağ ) kelimesi ilk ve son kez Enbiya suresinin 21/18 kodlu ayetinde isimfiil ( Yedmeğu ) halinde geçmektedir.

21/18 - Bel (1) nakzifü (2) bi (3) el (4) hakkı (5) ala (6) el (7) batıli (8) fe (9) YEDMEĞU (10) HU (11) fe iza hüve zahık ve lekümül veylü min ma tesıfun ( Bilakis, gerçeği batılın üzerine atarız da onun BEYNİNİN ÇIKARIRIZ. O zaman o yok olur. O vasfettiklerinizden dolayı sizlere vaylar olsun. )

Ayetin "Beyin" ( Dimağ ) ile ilgili cümle "11" kelimeden oluşmaktadır.


Thursday, January 3, 2019

Yediden Sekize Geçiş

7 sayısnın bir döngüdeki / devredeki frekansı, 8 sayısının ise yeni döngü başlangıcını ve sonsuz döngüyü sembolize ettiği muhtelif örneklerle belirtilmişti. Bu olgunun hem semantik, hem de nümerolojik açıdan delil niteliğindeki net bir tezahürü 11. sure olan Muhammed suresinin aşağıdaki ayetlerinde yer almaktadır.

47/4 - ....... vellezine kutilu fı sebılillahi fe len yüdılle a'malehüm ( O Allah yolunda öldürülenler, artık onların çalışmalarını saptırmaz. )

"47/5" - Se (1) yehdı (2) him (3) ve (4) yuslihu (5) bale (6) hüm (7) ( Onları yönlendirecek ve durumlarını iyileştirecek. )

"47/6" - Ve (1) yüdhılü (2) hüm (3) el (4) cennete (5) arrafe (6) ha (7) lehüm (8) ( Ve onları, onlara bilgisini verdiği, tanıttığı cennete sokacak. )

- 47/5 kodlu ayette "ölüm" adı verilen Kaba Madde Alemi ( Dünya ) deneyimi sonlanması akabinde yani döngü sonunda inananların yönlendirilecekleri ve durumlarının iyileştirileceği bildirilmektedir. Ayet kodunun ( 47/5 ) nümerolojik değeri "7" ( 4+7+5 = 16 ... 1+6 = 7 ) olmakta ve bu ayette "7" kelime bulunmaktadır.

- 47/6 kodlu ayette ise yeni döngü başlangıcı olarak inananların cennete yani Yarı Süptil Aleme dahil edilecekleri bildirilmektedir. Ayet kodunun ( 47/6 ) nümerolojik değeri "8" ( 4+7+6 = 17 ... 1+7 = 8 ) olmakta ve bu ayette "8" kelime bulunmaktadır.

Muhammed suresinin 11. sure olması ve 38 ( 3+8 = 11 ) ayetten oluşması da "11" nümerolojisi açısından önem arzetmektedir. Zira "11" sayısı da düalitenin ve döngünün sembolü olan bir sayıdır.

Muhammed suresinin son ayeti olan 47/38 kodlu ayette "düalite" ve "döngü" kavramları, "bir kavmin başka bir kavime dönüştürülmesi / döngülenmesi" misali ile bildirilmektedir. ( "Muhammed" kelimesi "8" harften oluşmaktadır. )

47/38 - Ha (1) entüm (2) haülai (3) tüd'avne (4) li (5) tünfiku (6) fı (7) sebıli (8) allah (9) fe (10) min (11) küm (12) men (13) yebhal (14) ve (15) allahü (16) el (17) ğaniyyü (18) ve (19) entüm (20) el (21) fükara' (22) ve (23) in (24) tetevellev (25) YESTEBDİL (26) KAVMEN (27) ĞAYRA (28) KÜM (29) sümme la yekunu emsaleküm ( Ha sizler işte o Allah yolunda harcamaya çağırılanlarsınız. Sizlerden kimileri cimrilik ediyor. Allah ganidir ve sizler fakirsiniz. Eğer yüz çevirirseniz, SİZDEN BAŞKA BİR KAVİME ÇEVİRİR/DÖNDÜRÜR. Sonra sizin aynılarınız gibi olmazlar. )

Ayetin sure numarası (47) ve ayet numarasının (38) nümerolojik değerleri "11" sayısını vermektedir. ( 4+7 = 11 ve 3+8 = 11 )

Ayrıca ayetin "kavmin başka kavime dönüştürülmesi" kavramına kadarki bölümünde 29 kelime bulunmaktadır. 29 sayısının nümerolojik değeri de "11" olmaktadır. ( 2+9 = 11 )

A'raf suresinin 7/8 kodlu ayetinde de liyakat kazanan inananların Kaba Madde Alemi'ndeki döngüden (7) çıkarak Yarı Süptil Alem'e geçişi (8) "7" ve "8" nümerolojisiyle bildirilmektedir. Ayrıca ayette 17 kelime bulunmaktadır. ( 17 ... 1+7 = "8" )

7/8 - Ve (1) el (2) veznü (3) YEVME (4) izin (5) el (6) hakk (7) fe (8) men (9) sekulet (10) mevazınü (11) hu (12) fe (13) ülaike (14) hüm (15) el (16) MÜFLİHUN (17) ( Ve o GÜN ölçü tartı gerçektir. Kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar iflah olanlardır. )

Surenin ismi olan “A’raf” kelimesi “Spatyom” anlamında olup, varlığın Dünya’dan ( Kaba Madde Alemi ) Cennet’e ( Yarı Süptil Alem ) geçiş öncesinde içine girdiği ruhsal durumu, kendisiyle hesaplaşması sürecini tanımlamaktadır. 

Türkiye'de Deneysel Ruhçuluğun önderi olan Bedri Ruhselman tarafından 1959 yılında derlenen ve vasiyeti üzerine 2013 yılında yayımlana İlahi Nizam ve Kainat kitabında yer alan ve insan beyninin 7/8'lik kısmından bahseden aşağıdaki bölüm de bu bağlamda dikkat çekmektedir.

"Evvelce de bahsettiğimiz gibi, insan varlığının insan beynine 7/8’i bağlanmıştır. Yâni varlığın yedi kısmı beyne bağlıdır, bir kısmı serbesttir. Beyne bağlı olan kısım, şuur merkezi dediğimiz muayyen beyin hücrelerinden müteşekkil bir lokali işgal eder. Şuur merkezi diğer merkezleri ve onlar da tâli merkezleri idare ederler. Böylece varlığın bedene olan hâkimiyeti, şuur merkezinden itibaren derece derece birbirine tesir eden merkezler ve istasyonlar vâsıtasıyla temin olunur. Evvelce insan varlığının beyne bağlı olan kısmına şuur, serbest kalan kısmına da şuur ötesi demiştik. Şu hâlde varlığın bağlı bulunduğu şuur merkezi beynin, hareketleri en fazla moleküllerden müteşekkil bir lokalidir. Bütün beden bu merkezden idare edilir. Şuur merkezi, daima dışarısı ile, yâni varlıkla münasebet hâlindedir. Bu merkezin faaliyetinin azalması veya çoğalması, kendisine gelecek tesirlerle, hareketlerinin azaltılıp çoğaltılmasına bağlıdır.

Varlığın beyne bağlı olmayan serbest kısmına gelince, buna şuur ötesi demiştik. Şuur ötesini de iki kısma ayırmak lâzım geliyor. Yalnız şunu söyleyelim ki varlık insanların anladığı mânâda parçalanmalara, bölünmelere tâbi tutulamayan süptil bir enerjiler bütünüdür. Binaenaleyh onda, maddelerde yapıldığı gibi kat kat veya iç içe ayrılmış kısımlar düşünülemez, yâni beyinde olduğu gibi lokaliteler tâyin edilemez. Ancak, bizim burada izah etmek durumunda kaldığımız bâzı fonksiyonların ifası bakımından varlıkta böyle ayrı faaliyet hâllerini, lokalite sembolü ile ifade etmek zarureti hâsıl olmaktadır. İşte burada yaptığımız taksimat, verdiğimiz isimler bu fonksiyonları ifade eden hâllere aittir. Yoksa hakikatte varlıkta ayrılmış, bölünmüş kısımlar, parçalar, lokaliteler yoktur. "




























Vazife Planı ve Karıncaların Sistemi

Vazife Planı, Kaba Madde ( Dünya ) ve Yarı Süptil Alem ( Cennet ) deneyimlerini başarıyla tamamlayarak tekamül etmiş olan varlıkların yaşam ortamıdır. Bu ortamda kibir, hiyerarşi, nefsaniyet, bencillik, ihtiras, kıskançlık, üstün olma ve domine etme arzusu gibi ilkel ve cehenneme ( Dünyaya ) ait duygular söz konusu değildir. Kolektif Bilinci özümsemiş her varlık bir diğerine yardım etmek için var olduğunu ve aslında diğeriyle var olduğunu bilir ve buna göre yorulmak ve usanmak bilmeden ( Zaten bu ortamda bu kavramlar yoktur. ) Allah yolunda çabalar, çalışır.

21/19 - Ve lehu men fis semavati vel ard ve MEN İDEHU LA YESTEKBİRUNE an ıbadetihı ve LA YESTAHSİRUN ( Ve göklerin ve yerin içindeki kimseler O’nadır. O İNDİNDEKİ KİMSELER kimseler O’na kulluklarında KİBİRLENMEZLER ve YORULMAZLAR. )

41/38 - Fe inistekberu FELLEZİNE İNDE RABBİKE yüsebbihune lehu bil leyli ven nehari ve hüm LA YES'EMUN ( Eğer kibirlenirlerse, o RAB'BİNİN İNDİNDE OLANLAR, gece ve gündüz O’na övgü sözleri söylerler. Onlar USANMAZLAR. )

Varlıkların birlik ve dayanışma içinde, aralarında üstünlük veya herhangi bir diğer unsura göre ayrışım olmadan tek bir bütün olarak yaşamaları hususu Tevrat'ın Özdeyişler suresinde Karınca misali vesilesiyle tanımlanmıştır. 

20 Özdeyişler 6-6 Ey tembel kişi, git, karıncaya bak, Onun yaşamından bilgelik öğren.

20 Özdeyişler 6-7 BAŞKANLARI, ÖNDERLERİ ya da YÖNETİCİLERİ OLMADIĞI HALDE,

20 Özdeyişler 6-8 Yazın erzaklarını biriktirirler, Yiyeceklerini toplarlar biçim mevsiminde.

Ve olması gereken sistemi bozanların ve Dünya'daki bugünkü ortamın tezahürüne sebebiyet verenlerin soysuz, fesatçı ve ahlaksız oldukları müteakip ayetlerde bildirilmektedir.

20 Özdeyişler 6-12 Ağzında yalanla dolaşan kişi, Soysuz ve fesatçıdır.

20 Özdeyişler 6-13 Göz kırpar, bir sürü ayak oyunu, El kol hareketleri yapar,

20 Özdeyişler 6-14 Ahlaksız yüreğinde kötülük tasarlar, Çekişmeler yaratır durmadan.

20 Özdeyişler 6-15 Bu yüzden ansızın yıkıma uğrayacak, Birdenbire çaresizce yok olacak.

20 Özdeyişler 6-16 RAB'bin nefret ettiği altı şey, İğrendiği yedi şey vardır:

20 Özdeyişler 6-17 Gururlu gözler, Yalancı dil, Suçsuz kanı döken eller,

20 Özdeyişler 6-18 Düzenbaz yürek, Kötülüğe seğirten ayaklar,

20 Özdeyişler 6-19 Yalan soluyan yalancı tanık Ve kardeşler arasında çekişme yaratan kişi.

Karıncaların aralarındaki iletişimi, dayanışması ve toplu hareketleri de Kur’an’da Neml ( Karınca ) suresinin 27/18 kodlu ayetinde bildirilmektedir.

27/18 - Hatta iza etev ala vadin NEMLİ kalet NEMLETÜN ya eyyühen NEMLÜDHULU MESAKİNEKÜM LA YAHTIMENNEKÜM SÜLEYMANÜ VE CÜNUDUHU VE HÜM LA YEŞ’URUN ( Nihayet KARINCALI vadiye yettiklerinde, bir KARINCA "Ey KARINCALAR, MESKENLERİNİZE GİRİN Kİ SÜLEYMAN VE ORDULARI, FARKETMEZLERKEN SİZİ EZMESİNLER." dedi. )


Wednesday, January 2, 2019

Görüntülelen En Uzak Uzay Cismi "Ultima Thule"

01.01.2019 tarihinde, Nasa'nın The New Horizons isimli uzay aracı vasıtasıyla bugüne kadar keşfedilen en uzak uzay cisminin, bir uzay kayasının fotosunu çektiği bildirilmiştir. Fotosu çekilen ve Ultima Thule adı verilen uzay ciminin Dünya'dan 6,5 milyar km uzakta olduğu bildirilmektedir.


Uzay Taşı Ultima Thule

Uzay kayasının görüntülenme tarihinin 1 Ocak yani 1.1 olması (11), Dünyadan uzaklığının 6,5 milyar km ( 6+5 = 11 ) olması ve iki küreden oluşarak "8" formunda görünmesi son dönemde yoğun olarak gündemde olan "Yeni Döngü Başlangıcı" ve "Sonsuz Döngü" kavramları açısından dikkat çekmektedir. Zira "8" ve "11" sayıları bu kavramları sembolize etmektedir. İkili uzay kayasına verilen ULTIMA THULE ismi de "11" harften oluşmaktadır.

Ayrıca Ultima Thule'un "21" mil yani "33" km yüksekliğinde olması da nümerolojik açıdan ilginçtir. Zira 21 sayısı Ruh kelimesini sembolize etmektedir. 33 sayısı ise ( 3+3 = 6 ) ilahi mühür rakamı olan "6" sayısı açısından önem arzetmektedir.


"8" formundaki ikili uzay kayasına verilen isim olan "Ultima Thule*" kelime seti "En Son Yükseklik / Uzunluk", “En Kuzey Nokta”, "En Son VARIŞ Noktası" / "En Uzak Yer" anlamına gelmektedir. ( * "Thule" kelimesi Arapça'daki "Tul" ( Boy, Uzunluk, Yükseklik ) kel8mesi kaynaklıdır. ) Kur'an'da aynı anlama gelen ifade "Sidretil Münteha" kelime setidir. Bu kelime setinin 53. sure olan Necm suresinde ve Cennet tanımı kapsamında yer alması "8" nümerolojisi açısından önem arzetmektedir. ( 53 ... 5+3 = 8 ; Cennet ise sonsuz olan yeni döngü başlangıcıdır. )

53/7 - Ve HÜVE BİL UFUKIL A’LA ( Ve O EN YÜKSEK UFUKTADIR. )
53/8 - Sümme dena fe tedella ( Sonra yaklaştı da sarktı. )
53/9 - Fe kane kabe kavseyni ev edna ( Artık mesafesi iki yay kadar veya daha yakındı. )
53/10 - Fe evha ila abdihi ma evha ( Böylece kuluna o vahyettiğini vahyetti. )
53/11 - Ma kezebel fuadu ma raa ( Kalp o gördüğünü yalanlamadı. )
53/12 - E fe tümarunehu ala ma yera ( O halde o gördükleri üzerine onunla uğraşacak mısınız? )
53/13 - Ve lekad raahu nezleten uhra ( Ve onu başka sefer de inerken görmüştü. )
53/14 - Inde SİDRATİL MÜNTEHA ( EN SON VARIŞ NOKTASI Sidre' nin indinde. )
53/15 - Indeha cennetül me'va ( Mekan bahçesi onun indindedir. )

Ayet setindeki “Ufukıl A’la” ( En Yüksek Ufuk ) ifadesinin geçtiği ayetten “Sidretil Münteha” ( En Son Varış Noktası ) ifadesinin geçtiği ayete kadar “8” ayet bulunmaktadır.

"8" formundaki ikili uzay kayası tezahürü ile ilahi boyuttan insanlığa son derece önemli bir mesaj verilmektedir.






Doğruluk uğruna...

"Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar."

İçinde bulunduğumuz devre sonunda yukarıdaki atasözü üzerinde uzun uzun düşünmek gerekmektedir. Zira biraz düşününce dünya hayatında "doğru söylemenin", normal koşullarda "yanlışlık yapılması" veya "yalan söylenmesi" durumundaki muameleye maruz kalmayı doğurduğu idrak edilmektedir. Hatta son dönemlerde doğruyu söyleyenlerin, doğruyu ortaya çıkaranların büyük suçlular addedildiği bir dünya hayatı müşahade edilmektedir.

"Sıdk" ( Doğruluk ) kelimesi Kur'an'da 155 kere ( 1+5+5 = "11" ) tekralanmaktadır. "İn küntüm sadikıyn" ( Eğer doğrular iseniz ) ifadesi ise 26 kere ( 2+6 = "8" ) tekrarlanmaktadır. Düalite, Döngü, Yeni Döngü Başlangıcı ve Sonsuz Döngü kavramlarının sembolleri olan "8" ve "11" sayılarının "Doğruluk" kavramı ile ilintili olarak tezahürü dikkat çekmektedir.

"İyilik" ( Birra ) tanımının bildirildiği Bakara suresinin 2/177 kodlu ayetinde de "Sıdk" ( Doğruluk )
 kavramına vurgu yapılmaktadır.

"2/177" - Leysel BİRRA en tüvellu vücuheküm kıbelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel BİRRA men amene billahi vel yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın ve atel male ala hubbihı zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve fir rikab ve ekames salate ve atez zekah vel mufune bi ahdihim iza ahedu ves sabirıne fil be'sai ved darrai ve hıynel be's ülaikellezine SADEKU ve ülaike hümül müttekun ( Yüzünüzü doğu tarafına ve batı tarafına çevirmenizde İYİLİK yoktur. Lakin İYİLİK, o Allah’a , sonraki güne, meleklere, kitaba, habercilere inananlara, sevdiklerine, yakınlarına, yetimlere, yoksula, yolda kalmışa, dilenenlere, boyunduruk içindekilere sevgiyle mal verenlere, duaya kalkanlara, zekatı verenlere, ahdettiklerinde ahdlerini ifa edenlere, zorlukta, sıkıntıda, darlıkta ve zor savaş zamanında sabredenleredir. İşte onlar DOĞRUDURLAR ve işte onlar sakınırlar. )

Ayet kodunun ( 2/177 ) nümerolojik değeri yine "8" sayısını vermektedir. ( 2+1+7+7 = 17 ... 1+7 = 8 ) 

İncil'de ise "Doğruluk uğruna acı çeken inananlardan" bahsedilmektedir.

40 Matta 5-10 DOĞRULUK UĞRUNA ZULÜM GÖRENLER kutsanmıştır. Çünkü Göğün Egemenliği onlarındır. 

40 Matta 24-9 "O zaman sizi sıkıntıya sokacak, öldürecekler. BENİM ADIMDAN ÖTÜRÜ BÜTÜN ULUSLAR SİZDEN NEFRET EDECEK.

60 1 Peter 3-14 DOĞRULUK UĞRUNA ACI ÇEKSENİZ BİLE, NE MUTLU SİZE! İnsanların "korktuğundan korkmayın, ürkmeyin."


Tuesday, January 1, 2019

Azabı Görünce

Kur'an'da 371* kere zikredilen "Azab" kelimesi "Eziyet, Büyük Sıkıntı, Şiddetli Elem" anlamlarını içermektedir. ( * 371 sayısının nümerolojik değeri düalite ve döngü sembolü olan "11" sayısını vermektedir. )

"Azab" kelimesi genellikle, dünya hayatındaki olumsuz düşünce, tutum ve davranışların ahiretteki karşılığı olarak kabul edilir. Ancak kaba maddeden ibaret olan geçici ve aldatıcı dünya hayatını ebedi ve gerçek olan ahiret hayatına tercih eden kibirli, ikiyüzlü ve bencil müşriklerin azab algısı ise daha farklıdır. Onlar menfaatlerine aykırı durumların tezahürü halinde derin azab duyarlar. Yani öfke, nefret ve intikam duygularına kapılırlar. Menfaatlerine erişebilmek için herşeyi feda edebilecek potansiyele sahiptirler. ( Satanistlerin, şeytana adak ritüellerinin temelinde bu sapkın zihni durum yatmaktadır. )

Mearic suresinin aşağıdaki ayetlerinde, yukarıda belirtilen anlamda azab çeken suçlu müşriklerin durumları izah edilmektedir. ( İlgili ayetlerin "11". ayetten itibaren başlaması da ilginçtir. )

70/11 - Yubassarünehüm yeveddül MÜCRİMU lev YEFTEDİY* min azabi yevmeizin bi benihi ( Onlar birbirlerine gösterilirler. SUÇLU o gün, oğullarını FİDYE VEREREK azaptan kurtulmayı arzular. )
70/12 - Ve sahıbetihi ve ehıyhi ( Ve eşini arkadaşını ve kardeşini. )
70/13 - Ve fasiletihilletiy tu'viyhi (Ve onu barındırıp yetiştiren ailesini. )
70/14 - Ve men fil ardı cemian sümme yuncihi ( Ve yerde kim varsa topluca ki sonra kendini kurtarabilsin. )

Ayetlerde, suçlu müşriklerin azabtan yani menfaatine aykırı, zarar göreceğine inandığı durumdan kurtulabilmek için neler yapabileceği bildirilmektedir. Tekrar hatırlamak gerekir ki, suçlu müşrik için azab, kendisini tatmin etmeyen durum demektir. Sınav amacıyla kendisine bahşedilen nimet koşulları diğer insanlara göre daha geniş olmasına rağmen tatmin olamıyorsa bu onun için bir azab vesilesidir.

* "Yeftediy" fiili "Fidye verir" anlamına gelmektedir. "Fidye" kelimesi "Feda Edişlik" anlamına gelmekte olup, kökünde "Feda Etmek, Bedel Vermek" anlamına gelen "Fid / Fed" kelimesi bulunmaktadır. ( "Fidye" kelimesinin açılımı "Fedaiye / Fidaiye" kelimesidir. ( Hed+iye ( İletmelik, Yönlendirmelik ), Şems+iye ( Güneşlik )

İsra suresinin 17/31 kodlu ayetinde, şeytanın saptırmasına yenik düşen ve zengin olmak arzusuyla çocuklarını feda eden sapıklardan bahsedilmektedir.

17/31 - Ve LA TAKTÜLU EVLADEKÜM HAŞYETE İMLAK nahnü nerzükuhüm ve iyyaküm inne katlehüm kane hit'en kebira ( Ve ÇOCUKLARINIZI FAKİRLİK KORKUSUYLA ÖLDÜRMEYİN. Onları ve sizleri biz rızıklandırırız. Onların öldürülmesi büyük suçtur, günahtır. )






Roswell Vakası ... 7 ve 11

07.07.1947 yılında Amerika'nın New Mexico eyaletindeki Roswell kasabasına bir uçan daire düştüğü ve uçan daireden çıkarılan küçük yapılı, büyük kafalı ve gözlü gri varlıklar üzerinde tıbbi incelemeler yapıldığı bilinmektedir. Konu, o yıllarda gizli tutulan Mogul Projesi kapsamında üretilmiş olan Yüksek İrtifa Balonlarının düşmesi olarak açıklanmıştır. Mogul Projesi, uzak mesafeden nükleer patlamaya ilişkin ses dalgalarını dinlemeyi ve kaydetmeyi hedefleyen gizli bir proje idi. Uçan daire düşmesi hususu ise gizli tutulmaya çalışılmış ve uzun yıllar komplo teorisi olarak değerlendirilmiştir. Ancak eldeki veriler ve görgü tanıklarının ifadeleri bazı farklılıklar arzetmektedir. ( Ayrıntılı bilgiler internette mevcuttur. )

Olayın ayı (7. ay) ve günü (7. gün) "İkili Yedi"* nümerolojisiyle uyum arzetmektedir. "7" sayısı döngü sonunu sembolize etmektedir.

*15/87 - Ve lekad ateynake SEB'AN MİNEL MESANİ vel kur'anel azım ( Ve biz sana İKİLİLERDEN YEDİ TANEYİ ve büyük Kur'an' ı verdik.

Olay mahallinin ismi olan ROSWELL kelimesi 7 harften oluşmaktadır.

Olayın tarihi olan 1947 yılında ise "21" ve "11" nümerolojisi dikkat çekmektedir. 

1947 ... 1+9+4+7 = "21" ( 21 sayısı "Ruh" kelimesini sembolize etmektedir. ) ( İkili Yedi kavramının geçtiği ayetin kodunun nümerolojik değeri de "21" sayısını vermektedir. ( 15/87 ... 1+5+8+7 = 21 )

47 ... 4+7 = "11" ... 11 sayısı düalite ve döngüyü sembolize etmektedir.

Roswell kasabasının koordinatları N 33.3943 ve W 104.5230'dur. 33 ve 104 sayılarını oluşturan rakamların toplamı "11" sayısını vermektedir. ( 3+3+1+0+4 = 11 )

Bu nümerolojik tespitler, Roswell vakasının döngü sonuna ilişkin ilahi bir mesaj taşıması ihtimalini kuvvetlendirmektedir.

Aşağıda vakaya ilişkin fotolar yer almaktadır.

                                                    
            UFO Kazası Haberi 08.07.1947

                                                 
     Yanmayan, Kesilemeyen Metal Folyolar

                                    
 Küçük Yapılı Büyük Kafalı Varlıkların ( Grey ) Otopsisi

                                                                                                               Grey'in Yüz Şekli

Enkazdan çıkarılan sopa formundaki I kirişlerin üzerinde mor renkli ve hiyeroglif benzeri "14" farklı karakter görülmüştür. 14 sayısı "İkili Yedi" ( 2x7 veya 7+7 ) kavramı açısından dikkat çekmektedir.



National Geographic tarafından 2017 yılında hazırlanan ( Roswell vakasının "70". yılında 7+0 = 7 )  "Roswell UFO Secrets" isimli belgeselin bazı bölümlerinde yazar olduğu belirtilen Toby Smith isminde bir şahısın konuşmaları yer almaktadır. Toby Smith, "Little Gray Men" isimli kitabın yazarıdır. Ancak ilginç olan Toby Smith'in kafa ve yüz şeklinin Roswell olayında ele geçirilen ve Gray adı verilen varlıklara benzemesidir.




  Yazar Toby Smith

1960'lı yıllarda çekilen "Star Trek" isimli bilimkurgu filminde yer alan uzaylı varlıkların kafa ve yüz yapıları da benzer formu sergilemektedir.


Toby Smith'in yazmış olduğu kitabın kapağında "Little Gray Men / Roswell and the Rise of a Popular Culture" yazmaktadır. Bu yazı toplam "11" kelimeden oluşmaktadır.


National Geographic tarafından hazırlanan "Roswell UFO Secrets" isimli belgeselde "Amerikalıların %77'sinin uzaylıların dünyaya geldiklerine inandıkları" belirtilmektedir. 77 sayısı da İkili Yedi kavramı açısından dikkat çekmektedir.

Roswell vakasının en önemli görgü tanıklarından birisi, olay yerindeki metal folyo kalıntılarını eline aldığını devamlı olarak iddia eden, Binbaşı Jesse Marcel'in o zaman "11" yaşında olan oğlu Jesse Marcel Jr.'dır. ( Jesse Marcel ismi 11 harften oluşmaktadır. ) Jesse Marcel Jr. 2013 yılında vefat etmiştir.


Göbeklitepe’de bulunan ve halen Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte olan Alien kafası formundaki ( ters damla formu ) kafa heykelleri dikkat çekmektedir.







Friday, December 28, 2018

Haberci Yunus'un Kıssası

Haberci Yunus'un bilinen kıssası şöyledir.;

"Yunus, kavmi olan Ninova halkını pagan eğilimlerinden ( puta tapma ) vazgeçirmeye çalışmış, onları yaklaşan felakete karşı uyarmış ancak felaket yaklaştığında kavmini terkederek bir gemiye kaçmıştır. Korkuya ve nefsine yenik düşerek yaptığı bu hatadan dolayı büyük pişmanlık duymakta olan Yunus'un bindiği gemi batma tehlikesiyle karşılaşmış, bunun üzerine kura ile gemiden birisinin atılmasına karar verilmiştir. Ok çekme sistemiyle yapılan kurada Yunus çıkmıştır. Yunus, denize atladığında Allah'tan mağfiret dilemesi nedeniyle Allahü Teala tarafından affedilmiş ve bir balık ( Yunus balığının kelime kökü ) tarafından yutulması sağlanarak boğulmaktan kurtarılmıştır."

Kıssadan hisse ; "Zor durum karşısında korkarak sorumluluktan, vazifeden ve kaderden kaçmaya çalışmak kaçılana doğru ilerlenmesinden başka bir işe yaramayacağı gibi kişiyi günaha da sokar."

Kur'an'da ise Haberci Yunus'un kıssası 37. sure ( 3+7 = 10 ) olan Saffat suresinde yer almaktadır.

37/139 - Ve inne yunüse le minel murselın

( Ve kesinlikle Yunus gönderilenlerdendi. )

37/140 - İz ebeka ilel fülkil meşhun

( Zamanında dolu gemiye kaçmıştı. )

37/141 - Fe saheme fe kane minel müdhadın

( Ok çekti de kaydırılanlardan oldu. )

37/142 - Feltekamehül hutü ve hüve mülım

( Böylece onu balık yuttu. O kınayandı. )

37/143 - Fe lev la ennehu kane minel müsebbihın

( Şayet kesinlikle o övgü sözleri söyleyenlerden olmasaydı. )

37/144 - Le lebise fı batnihı ila yevmi yüb'asun

( Onun karnında diriltilecekleri güne kadar kalacaktı. )

37/145 - Fe nebeznahü bil arai ve hüve sekım

( Böylece onu açık alana, avluya bıraktık, kaçırdık. O hastaydı. )

37/146 - Ve enbetna aleyhi şeceraten min yaktın

( Ve ona kabak cinsinden ağaçlar bitirip yetiştirdik. )

37/147 - Ve erselnahü ila mieti elfin ev yezıdün

( Ve onu yüzbine veya daha fazla olana gönderdik. )

37/148 - Fe amenu fe metta'nahüm ila hıyn

( İnandılar da onları belirli zamana kadar faydalandırdık. )

Hebrci Yunus'un kıssası 37. surenin "10" ayetinde bildirilmektedir.

Yunus suresi ise 10. surenin ismi olup, bu surede 109 ayet bulunmaktadır. Sure numarası ve ayet adedi "11" nümerolojisi içermektedir. ( 1+0+1+0+9 = 11 )

Surenin "11" nümerolojisi içeren 10/10 ve 10/11 kodlu ayetlerinde döngü ve düalite mesajı bulunmaktadır.

"10/10" - Da'vahüm fıha sübhanekellahümme ve tehıyyetühüm fıha selam ve ahıru da'vahüm enil hamdü lillahi rabbil alemın

( Onların orada duaları, çağrıları "Allahım, sen yücesin.", orada dilekleri duaları "Selam." ve çağrılarının sonu da "Övgü alemlerin Rab’bi Allah içindir." diye olur. )

10/"11" - Ve lev yüaccilüllahü lin nasiş şerrastı'calehüm bil hayri le KUDİYE ileyhim ECELEHÜM fe nezerullezıne la yercune likaena fı tuğyanihim ya'mehun

( Ve eğer Allah insanlara kötülüğü, hayrı acele istedikleri gibi acele verseydi, onlara VADELERİNİ GETİRİVERİRDİ. Fakat bize kavuşmayı ummayanları azgınlıkları içinde görüşsüzce dolanmaya bırakırız. )

Haberci Yunus'un ülkesi olan "Ninova" ise Tevrat'ta ilk kez Tekvin suresinin "10/11" kodlu ayetinde geçmektedir.

1 Tekvin 10-11 Sonra Asur'a giderek NİNOVA, Rehovot-İr, Kalah kentlerini ve NİNOVA'yla önemli bir kent olan Kalah arasında Resen'i kurdu.

Tuesday, December 25, 2018

Sevginin Kur'an'daki Tanımlaması

"Sevgi" kelimesi herkesin dilinde dolanan günlük bir kelime olarak görünse de ilmi açıdan ve ruhsal tekamül açısından çok derin anlam ve önem taşımaktadır. Zira gerçek sevgiyi idrak etmek, onu hissetmek, onu yaşamak ve onu yaşatmak büyük azim, feragat ve inanç gerektirmektedir.

Sevgi kelimesinin derin anlamı ayetlerde bildirilmektedir.

Kur'an'da "İyi olanların" tutum ve davranışlarından bahsedilen aşağıdaki ayetlerde "Sevgi" kelimesi anahtar niteliği taşımaktadır.

76/5 - İnnel EBRARE yeşrebune min ke'sin kane mizacuha kafura ( Kesinlikle İYİLER karışımı yarı şeffaf güzel kokulu sert maddeden olan kaseden içerler. )
76/6 - Aynen yeşrebu biha ıbadullahi yufecciruneha tefcira ( Pınar ki Allah' ın kulları onu akıtıp fışkırtarak ondan içerler. )
76/7 - YUFUNE BİN NEZRİ ve yehafune yevmen kane şerruhu müstetıren ( YAPILACAK İŞLERİNİ, ADAKLARINI İFA EDERLER ve kötülüğü salgın olan o günden korkarlar. )
76/8 - Ve YÜT'IMUNET TA'AME ALA HUBBİHİ miskinen ve yetimen ve esiren ( Ve YOKSULA, YETİME VE ESİRE YEMEĞİ SEVGİYLE YEDİRİRLER. )

Zekat vermenin, ihtiyacı olana yedirmenin "Sevgi" ile yapılmaması yani sevgi titreşimlerinin muhataba aksettirilmemesi durumunda bir değeri olmayacağı 76/8 kodlu ayette bildirilmektedir.

2/177 - Leysel birra en tüvellu vücuheküm kıbelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın ve ATEL MALE ALA HUBBİHI zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve fir rikab ve ekames salate ve atez zekah vel mufune bi ahdihim iza ahedu ves sabirıne fil be'sai ved darrai ve hıynel be's ülaikellezine sadeku ve ülaike hümül müttekun ( Yüzünüzü doğu tarafına ve batı tarafına çevirmenizde iyilik yoktur. Lakin iyilik, o Allah’a , sonraki güne, meleklere, kitaba, habercilere inananlara, sevdiklerine, yakınlarına, yetimlere, yoksula, yolda kalmışa, dilenenlere, boyunduruk içindekilere SEVGİYLE MAL VERENLERE, duaya kalkanlara, zekatı verenlere, ahdettiklerinde ahdlerini ifa edenlere, zorlukta, sıkıntıda, darlıkta ve zor savaş zamanında sabredenleredir. İşte onlar doğrudurlar ve işte onlar sakınırlar. 

"İyiliğin" tanımının yapıldığı 2/177 kodlu ayette zekatın "Sevgiyle" verilmesine dikkat çekilmektedir.

"Sevgi" kelimesinin derin anlamı ve kapsamı İncil ayetlerinde de çok net bir şekilde tanımlanmıştır.

46 1 Korintliler 13-2 Peygamberlikte bulunabilsem, bütün sırları bilsem, her bilgiye sahip olsam, dağları yerinden oynatacak kadar büyük imanım olsa, ama SEVGİM olmasa, bir hiçim.

46 1 Korintliler 13-3 Varımı yoğumu sadaka olarak dağıtsam, bedenimi yakılmak üzere teslim etsem, ama SEVGİM olmasa, bunun bana hiçbir yararı olmaz.

46 1 Korintliler 13-4 SEVGİ sabırlıdır, SEVGİ şefkatlidir. SEVGİ kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez.

46 1 Korintliler 13-5 SEVGİ kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz.

46 1 Korintliler 13-6 SEVGİ haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir.

46 1 Korintliler 13-7 SEVGİ her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.

46 1 Korintliler 13-8 Ama peygamberlikler ortadan kalkacak, diller sona erecek, bilgi ortadan kalkacaktır.

46 1 Korintliler 13-9 Çünkü bilgimiz de peygamberliğimiz de sınırlıdır.

46 1 Korintliler 13-10 Ne var ki, yetkin olan geldiğinde sınırlı olan ortadan kalkacaktır.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

"Hubb" ( Sevgi ) kök kelimesi Kur'an'da 83 ( 8+3 = 11 ) kere tekrarlanmakta olup, bu frekans düalite ve döngü sembolü olan "11" nümerolojisi açısından önem arzetmektedir.

"Hubb" ( Sevgi ) kök kelimesi Kur'an'da ilk kez Bakara suresinin 2/165 kodlu ayetinde geçmekte olup, bu ayetteki ilk "Hubb" kelimesinin sıra numarası da "11"'dir.

2/165 - Ve (1) min (2) en (3) nasi (4) men (5) yettehızü (6) min (7) duni (8) allahi (9) endaden (10) YÜHIBBUNE (11) hüm ke hubbillah vellezine amenu eşeddü hubben lillah ve lev yerallezıne zalemu iz yeravnel azabe ennel kuvvete lillahi cemıan ve ennellahe şedıdül azab ( Ve insanlardan kimi Allah’tan başkasını eşi benzeri olarak edinir. Onları Allah sevgisi gibi SEVERLER. O inananların Allah için sevgileri daha şiddetlidir. O zulmedenler azabı gördükleri zaman kuvvetin tümüyle Allah için olduğunu keşke anlasalardı. Allah’ ın azabı kesinlikle şiddetlidir. )

Not: 2018 yılı kendi içinde taşıdığı 11 nümrolojisi gibi 11'ler yılı olmuştur. ( 2+0+1+8 = 11 )





Monday, December 24, 2018

Hüdhüd Kuşu

"27/20" - Ve (1) tefekkade (2) et (3) tayra (4) fe (5) kale (6) ma (7) li (8) iye (9) la (10) era (11) el (12) HÜDHÜDE (13) em (14) kane (15) min (16) el (17) ğaibın (18)

( Ve kuşları inceledi de "Ne oluyor bana? HÜDHÜDÜ neden göremiyorum? Gayblardan mı oldu?" dedi. )

"Zümrüdü Anka kuşu ile Kaf Dağının birbirinden ayrılmaz bir özellikte olmaları nedeniyle bu ikili bulundukları konum itibariyle doğal olarak halk hikâyelerini ve masallarını da etkilemişlerdir. Süleyman Peygambere dair anlatılan mitolojilerde ise, eski dünyanın geçmişine dair tarih biliminin kayıt altına alınamadığı çağlardan beri büyülü bir kuş olarak karşımıza çıkan ve sözlü tarihin kaynağı olan masal ve efsanelerde yer edinen HÜDHÜD KUŞU, Süleyman Peygamberin himayesinde olan bütün kuşlar içinde sivrilmiş ve Süleyman Peygamberin postacısı rütbesine yükselmiştir. İşte bu HÜDHÜD KUŞU da ayrıca Zümrüdü Anka adıyla bütün Mezopotamya, Orta doğu ve ön Asya hikâyelerinde yer alan ilginç bir motif olarak bilinmektedir. Özellikle Mezopotamya ve ön Asya masallarında, halk hikâyelerinde tüyleri ve kanatları ışıldayan mücevherden, uçuşu rüzgârdan hızlı, kendi kendini yakıp sonra külleri arasından çırpınıp uçan bir kuş olarak anlatılır."

http://www.turizmhaberleri.com/koseyazisi.asp?ID=2859

                                                                  
                              Hüdhüd Kuşu

                                                              
                  Anka Kuşu İlüstrasyonu

Mitolojik semboller olan "Hüdhüd Kuşu" ( Çavuşkuşu, İbibik ) ve "Anka Kuşu", "Yanıp küllerinden yeniden doğmak" kavramı ile esasta reenkarnasyon döngüsünü sembolize etmektedirler. Özde aynı olan her iki kuşun da başlarının tepesinde "İbik" bulunmaktadır.

Kur'an'da Hüdhüd kelimesinin ilk ve son kez geçtiği ayetin kodunun ( 27/20 ) nümerolojik değeri "11" sayısını vermektedir. Bilindiği üzere, "11" sayısı düaliteyi ve yaşam döngüsnü sembolize etmektedir. Kuşun ismi olan "Hüdhüd" kelimesinin iki adet "Hüd" hecesinden oluşması da 1 ve 1 yani "11" sayısı gibi düaliteyi sembolize etmektedir.

"Hüd" kök kelimesi "Hüda" ( Yönlendirme, Doğru Yolu Gösterme ) ve "Hidayet" ( Yönlenme, Doğru yola gelme ) kelimelerinin de kökü olup, Hüdhüd kuşunun "Yönlendiren, Yön Veren, Doğru Yolu Gösteren" niteliği olduğu da ortaya çıkmaktadır. Zira 27/22 kodlu ayette Hüdhüd'ün Süleyman'a "kesin ve doğru" bir haber getirmesinden ve onu yönlendirmesinden bahsedilmektedir. 

27/22 - Fe mekese ğayra beıydin fe kale ehattü bima lem tühıt bihı ve Cİ'TÜKE min sebein Bİ NEBİN YEKIN

( Çok geçmeden "O senin kavrayamadığını, bilmediğini kavradım, öğrendim. Sana Sebe' den KESİN DOĞRU HABER GETİRDİM." dedi. )











Sunday, December 23, 2018

Yedinci Günde Hududu Aşanlar

Arapça "Sebt" kelimesi "Yedi" anlamına gelmekte olup, bu kelimenin Fransızca'daki karşılığı da "Sept" kelimesidir. Kur'an'da geçen "Sebt" kelimesi "Yedinci Gün" kavramını temsil etmekte olup bu kavram "Sebt" veya "Şabat" olarak yani "Dinlenme ve Eylemsizlik Günü" olarak bilinmektedir. "Sebt" günü, Allahü Teala'nın yeri ve gökleri altı günde yaratması sonrasında eylemsiz olduğu yedinci günü ( Sebt ) ifade eder. Bu husus Kur'an'ın ve Tevrat'ın aşağıdaki ayetlerinde bildirilmiştir.

7/54 - İnne rabbekümüllahüllezı HALEKAS SEMAVATİ VEL ERDA Fİ SİTTETİ EYYAMİN sümmesteva alel arşi yuğşil leylen nehara yatlübühu hasısen veş şemse vel kamera ven nücume müsehharatin bi emrih e la lehül halku vel emr tebarakellahü rabbül alemın ( Kesinlikle Rab’biniz Allah, GÖKLERİ VE YERİ ALTI GÜNDE YARATTI. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. O, geceyi onu durmadan kovalayan gündüze bürüyüp örter. Güneş, Ay ve yıldızlar emrine amadedirler. İyi bilin ki yaratma ve emir O’nundur. Alemlerin Rab’bi Allah yücedir. )

1 Tekvin 1/31 Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve ALTINCI GÜN oluştu. 

1 Tekvin 2/3 YEDİNCİ GÜNÜ kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, Yarattığı bütün işi bitirip DİNLENDİ. 

Ancak "7" sayısının döngü sonunun nümerolojik sembolü olması ve yaratılışın 70,000 yıllık reenkarnasyon döngülerinden oluştuğu dikkate alındığında "Sebt" ( Yedinci Gün ) kavramının daha farklı bir mesaj içermekte olduğu ortaya çıkmaktadır.

69/31 - Sümmel CEHIME salluhu ( Sonra onu CEHENNEME salın. )

69/32 - Sümme fi silsiletin zer'uha SEB'UNE ZİRA'AN feslükuhu ( Sonra ölçüsü YETMİŞ KOL UZUNLUĞU OLAN ZİNCİRİN * içinde, böylece onu sokun. ) ( * Yetmiş Kol Uzunluğundaki Zincir = 70,000 yıllık reenkarnasyon döngüsü )

22/47 - Ve yesta'ciluneke bil azabi ve len yuhlifellahü va'deh ve inne YEVMEN INDE RABBİKE KE ELFİ SENETİN min ma teuddun ( Ve azabı senden acele isterler. Allah vaadine ihtilaf etmez. Kesinlikle RAB'BİNİN İNDİNDE BİR GÜN, O SİZİN SAYDIKLARINIZDAN BİN SENE GİBİDİR. )

1 Gün = 1,000 Sene ise 70,000 Sene = 70 Gün ... Nümerolojik olarak ise "7" Gün ( 7+0 = 7 )

Bu yaklaşımla "Sebt" yani "Yedinci Gün" döngü sonunu ifade etmektedir. Allahü Teala, kaba madde alemi olan Dünya hayatı ( Cehennem ) deneyimi sonrasında bu alemdeki ( plan ) ruhsal tekamül sürecini tamamlamaları ve süptil alem olan üst planlara intikal etmeleri beklenen insanların döngü sonu olan 70,000. yılda yani 7. gün içinde hala azgınlık ve sapkınlık içinde olmalarının onları tekrar 70,000 yıllık ( O'nun hesabı ile "7" günlük ) bir kaba madde alemi ( Cehennem ) döngüsüne sokacağını bildirmektedir. Bir başka deyişle cennetten kovulup, cehenneme düşme fenomeninin tekrarlayacağı bildirilmektedir.

2/65 - Ve lekad alimtümüllezına'tedev minküm fis SEBTİ fe kulna lehüm KUNU KIRADATEN HASİIN ( Ve sizlerden YEDİNCİ GÜN içinde hududu aşanları bildiniz. Böylece onlara, "KOVULUP REDDEDİLMİŞ MAYMUNLAR OLUN." dedik. )

"Sebt" ( Yedinci Gün ) kavramının ilk kez geçtiği 2/65 kodlu ayette, döngü sonunda ( 7. gün ) hududu aşanların yani hala azgınlık ve sapkınlık içinde olanların, tekamül edememelerinden dolayı üst aleme geçişlerine izin verilmeyeceği, ilk seferinde cennetten kovuldukları gibi tekrar huzurdan kovulacakları ve Dünya hayatına yani cehenneme geri döndürülerek tekamül döngüsüne maymun seviyesinden tekrar başlayacakları bildirilmektedir.

"16/124" - İnnema cüıles SEBTÜ alellezinahtelefu fıh ve inne rabbeke le yahkümü beynehüm YEVMEL KIYAMETİ fıma kanu fıhi yahtelifun ( Kesinlikle YEDİNCİ GÜN, onun hakkında ihtilafa düşenlerin üzerine oluşturuldu. Kesinlikle Rab’bin AYAĞA KALKIŞ GÜNÜNDE, o hakkında ihtilaf ettikleri hakkında aralarında hüküm verecektir. )

"Sebt" ( Yedinci Gün ) kavramının son kez geçtiği ayetin kodu ( 16/124 ) "İkili Yedi" fenomenini içermektedir. 16 ... 1+6 = "7" ve 124 ... 1+2+4 = "7" )

Ayrıca ayette "Sebt" kavramı "Yevmel Kıyamet" ( Ayağa Kalkış Günü ) ( Döngü Sonu ) kavramı ile birlikte yer almaktadır.

Özetle, şu anda içinde bulunulan döngü sonu sürecinde iyiye, doğruya ve gerçeğe yani Allah yoluna yönelmeleri için varlıklara ( insanlar ve cinler ) son bir fırsat verildiği bildirilmektedir. Varlıkların akıbetlerini bu son fırsatı nasıl değerlendirecekleri belirleyecektir.



İstanbul ismindeki gizem

Son dönemlerde İstanbul ile ilgili medya iletişiminde bir yoğunluk gözlemlenmektedir.

-          2016 yılında  İstanbul’da çekilen ve Yerebatan Sarnıcı’nı konu alan “Inferno” ( Cehennem ) filmi,

-          2018 yılında internette yayına giren “The Protector” isimli ve “İstanbul’un korunması” ve “İstanbul düşerse Dünya düşer.” mesajı içeren ve "Ayasofya Kilisesi" odaklı dizi film,

-          Brianna isimli bir şarkıcının 2018 yılında yayınlanan “Lost in İstanbul” isimli şarkısı,

-          Whatsapp mesajlarında viral bir şekilde dolaşan “İstanbul is not Konstantinopolis” ( İstanbul Konstantinopolis değildir. " isimli şarkıyı Atatürk’ün bestelettiği iddiası,

vb.

Son maddedeki konu ise, bilginin doğru olup olmamasından bağımsız olarak ( ki önemli olan konunun gündeme gelmesidir. ) oldukça ilgi çekicidir. Zira İSTANBUL isminin, Roma İmparatorunun ismi olan KONSTANTİN kelimesinin şehirin ismine verilmesiyle oluşan KONSTANTİNOPOLİS ( Konstantin’in Şehri ) kelimesi kaynaklı olduğu bilinegelmektedir. ( “Polis” kelimesi Grekçe “Şehir” anlamındadır. ) Ancak kelimeler fonetik açıdan incelendiğinde “Konstantinopolis” kelimesinden, zaman içindeki telafuz dejenerasyonu vesilesiyle “İstanbul” kelimesinin ortaya çıkması oldukça garip bir durum arzetmektedir. Zira, baştaki “Konstan” kelimesinin hariç tutulması koşuluna ! ve tünlü / ünsüz harf yapısına göre oluşması muhtemel kelimeler “Tinopol”, “Tinabul”, “Tinbul” vb. olmaktadır. Ayrıca 16 harften oluşan bir kaynak kelimeden 8 harflik bir kelime türetilmesi de düşündürücüdür. ( Örnek : “Bakırköy” kelimesi Grekçe “Makrohori” ( Makro = Büyük, Hori = Köy ) yani “Büyük Köy” kelimesinden telafuz dejenerasyonu vesilesiyle türemiş olup, harf adedi bazında uyum arzetmektedir. )

"İstanbul" kelimesinin "Eis ( doğru ) + tin ( önek ) + polis ( şehir )" kelimelerinin birleşiminden oluşmuş olması ve "Şehire doğru" anlamına geliyor olması muhtemeldir. Ancak Grek kökenli yer isimlerinin Türkçe karşılıklarında "polis" ( şehir ) kelimesinin yerine "bolu" kelimesinin kullanılmış olması ( örnek: Gallipolis ( Gelibolu ), Tryapolis ( Tirebolu ), Chairopolis ( Hayrabolu ) vb. ) ancak İstanbul için bu kelimenin "bul" olarak telaffuz edilmiş olmadı dikkat çekmektedir.

Arapça ve Türkçe’de İS / IYS / İSA olarak telafuz edilen kelime batı İngilizce, Fransızca ve Almanca’da JESUS, Latince de IESVS / IESUS olarak telafuz edilmektedir. Jesus kelimesinin başındaki “J” harfi esas itibarıyla “I” harfidir. Latincede “J” harfi yerine “I” harfi bulunmaktadır. İngilizce, Fransızca ve Almanca’da sırasıyla yer alan ve “Olmak” fiilinin üçüncü tekil şahıs çekimi olan “Is”, “Suis”, “Ist” kelimeleri de “Ruhsal İnsanın” oluşumunu temsil eden İsa kelimesi kaynaklıdır.  

Latincede kelime sonlarında yer alan “US” ekleri fonetik bazda tamamlayıcı işlevi görmektedir.

Örnek :

NovUS = Nov ( Yeni ) ( İngilizce “New”, Fransızca “Nouveau”, Almanca “Neu” )
UnUS = Un ( Bir ) ( İngilizce “One”, Fransızca “Un”, Almanca “Ein” )
FructUS = Frukt ( Meyve, Verim ) ( İngilizce “Fruit”, Fransızca “Fruit”, Almanca “Frucht” )
.....

Bu çerçevede, JESUS yani IESUS kelimesinin sonundaki “US” eki hariç tutulduğunda ortaya IES kelimesi çıkmaktadır. Bu kelime Kur’an’da geçen ve İsa’nın telafuzu olan IYS kelimesidir.

Haberci İsa’nın çarmıha gerilmesini sembolize eden figürün tepesinde “IN RI” harfleri yer alır. Bu harflerin açılımı Iesus Nazarenus Rex Iudaeorum ( Yahudiler Kralı Nasıralı İsa ) olmaktadır. Görüleceği üzere orijinal yazımda “J” harfi yerine “I” harfi bulunmaktadır.



Bu çerçevede, İstanbul kelimesinin kökenine ilişkin fonetik açıdan daha anlamlı görünen, Latince köke sahip muhtemel iki kelime bulunmaktadır. IS / IYS ( İsa ) ve TEMPLUM ( Tapınak ) kelimeleri....

Bir başka deyişle bu kadar önem arzeden, tarih boyunca odak noktası olmuş ve 70,000 yıllık döngü sonunun ve İsa’nın tesirlerinin idrak edildiği bu dönemde yoğun olarak gündemde olan şehrin ismini temsil eden “İSTANBUL” kelimesinin “IS ( İsa ) +TEMPLUM ( Tapınak ), “ISTEMPLUM” yani “İSA’NIN TAPINAĞI” anlamı içerip içermediği bir araştırma konusu olabilir gibi görünmektedir. ( TEMPLUM kelimesinin TANBUL olarak telafuz edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. ) ( Ayrıca Cenevizli’lerin Galata Kulesi’ni onardıktan sonra ona “İsa Kulesi” ismini vermeleri de dikkat çekmektedir. )

Bilindiği üzere, İstanbul’a “Yedi Tepe Şehri” adı verilmiştir. Bunun sebebi eski İstanbul’un “7” tepe üzerine kurulmuş olmasıdır. Topkapı Sarayı Tepesi ( Sarayburnu Tepesi ), Çemberlitaş Tepesi ( Nuruosmaniye Tepesi ), Beyazıt Tepesi, Fatih Tepesi, Yavuzselim Tepesi, Edirnekapı Tepesi, Kocamustafapaşa Tepesi....Peki neden “Yedi Tepe”? İstanbul’un “7” sayısı ile ilgili okült bir özelliği, derin bir anlamı mı bulunmaktadır?

İstanbul’un plakası “34” olup bu sayının nümerolojik değeri bir döngülük frekansı ve döngü sonunu ifade eden “7” sayısıdır. İncil’de bahsedilen “Yedi Kilise”’nin Türkiye’de olmasının yanısıra yine “7” sayısı ve İstanbul’un “7” nümerolojisi bu bağlamda dikkat çekmektedir.

66 Vahiy 1-4 Ben Yuhanna'dan, Asya İli'ndeki YEDİ KİLİSEYE selam! Var olan, var olmuş ve gelecek olandan, O'nun tahtının önünde bulunan yedi ruhtan ve ölüler arasından ilk doğan,

66 Vahiy 1-11 Şöyle diyordu; "Alfa ve Omega Ben'im. llk ve son Ben'im. Gördüklerini kitaba yaz ve Asya'daki YEDİ KİLİSEYE, Efes, İzmir, Bergama, Tiyatira, Sart, Filadelfya ve Laodikya'ya gönder" dedi.

66 Vahiy 1-20 Sağ elimde gördüğün YEDİ YILDIZLA YEDİ ALTIN KANDİLLİĞİN sırrına gelince, YEDİ YILDIZ YEDİ KİLİSENİN MELEKLERİ, YEDİ KANDİLLİKSE YEDİ KİLİSEDİR."


İncil'de "Yedi Kiliseden" bahsedilen ayetlerin numaraları toplamı 35 sayısını ( 4+11+20 = 35 ) yani nümerolojik değer olarak "8" ( 3+5 = 8 ) sayısını vermektedir. "8" sayısı Haberci İsa'nın tesirleriyle başlayacak olan yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün ( yaşamın ) sembolüdür.



Saturday, December 22, 2018

Allah'ı Gerçek Kudreti İle Takdir Edemeyenler

Kur'an'da bahsi geçen muhtelif sıfatları ve isimleri olmasına rağmen* akıllara ve idraklere sığması mümkün olmayan ancak huşu içinde sezgisine nail olunabilecek Allahü Teala yaratılmışlar tarafından sadece ve sadece "Erişilmezlerin Erişilmezi" olarak sıfatlandırılabilir. ( *"Esmaül Hüsna" başlıklı bölümde Kur'an'da geçen 263 sıfat ve isim  incelenmişti. )

İnsanların çoğunluğunun Allah yolundan sapmış olmalarının ardında yatan temel sebep Allah'ın yüceliğinin gerektiği gibi idrak edilememesi, yardımın, desteğin, sığınmanın, O'na ortak koşmak suretiyle, O'nun dışındaki aldatıcı varlıklarda ( insan ve cin şeytanları ) aranması sendromudur. İdrak zafiyeti olarak da tanımlanabilecek bu sendrom varlıklara ( insan ve cin ) her türlü hatayı, suçu ve günahı icra etmeleri için bir motivasyon faktörü işlevi görmektedir. Bugün dünyanın içinde bulunduğu bu kaotik ve bunalımlı durumun da temel sebebi bu sendromdur. Ve bu nedenle dünya Ouroboros Yılanı gibi kendisini yiyip bitirmektedir.

Allahü Teala'nın kelimelere sığdırılması mümkün olmayan yüceliği Kur'an'da aşağıdaki ifadeler vesilesiyle bildirilmiştir.

1- Ma kaderullahe hakka kadrihi ( Allah'ı gerçek kudreti ile takdir edemediler. )
2- Subhanehu ve teala an ma yesıfun ( O yücedir ve o sıfatlandırmalarının / vasfettiklerinin üzerindedir. )
3- Subhanehu ve teala an ma yüşrikun ( O yücedir ve o ortak koştuklarınızın üzerindedir. )
4- Sübhanehu ve teala an ma yekulune ulüvven kebira ( O yücedir ve büyük yükseklikle o söylediklerinin üzerindedir. )

Ayetler

6/91 - Ve MA (1) KADERU (2) ALLAHE (3) HAKKA (4) KADRİ (5) Hİ (6) iz kalu ma enzelellahü ala beşerin min şey' kul men enzelel kitabellezi cae bihı musa nuran ve hüden lin nasi tec'alunehu karatıyse tübduneha ve tuhfune kesıra ve ullimtüm ma lem ta'lemu entüm ve la abaüküm kulillahü sümme zerhüm fı havdıhüm yel'abun ( Ve onlar "Allah insanlara hiçbir şey indirmemiştir." dediklerinde, ALLAH'I GERÇEK KUDRETİ İLE TAKDİR EDEMEDİLER. De ki: "Musa'nın insanlara aydınlık ve yönlendirme olarak getirdiği, sizin onu kağıtlara dönüştürdüğünüz, onu açıkladığınız ve çoğunu gizlediğiniz, sizin ve babalarınızın o bilmediklerinizi öğrendiğiniz o kitabı kim indirdi?" De ki: "Allah" Sonra onları bataklıklarının içinde oynamaya bırak. )

22/74 - MA (1) KADERU (2) ALLAHE (3) HAKKA (4) KADRİ (5) H (6) innellahe fe kavviyyün azız ( ALLAH'I GERÇEK KUDRETİ İLE TAKDİR EDEMEDİLER. Kesinlikle Allah kuvvetlidir yücedir. )

39/67 - Ve MA (1) KADERU (2) ALLAHE (3) HAKKA (4) KADRİ (5) HI (6) vel erdu cemıan kabdatühu yevmel kıyameti ves semavatü matviyyatün bi yemınih sübhanehu ve teala an ma yüşrikun ( Ve ALLAH'I GERÇEK KUDRETİ İLE TAKDİR EDEMEDİLER. Ayağa kalkış gününde yer topluca avucundadır. Gökler kudretiyle dürülmüştür. O yücedir ve o ortak koştuklarının üzerindedir. )

Ma kaderullahe hakka kadrihi ( Allah'ı gerçek kudreti ile takdir edemediler. ) cümlesinin "6" kelimeden oluşması, ilahi mühür olan "6" sayısı açısından önem arzetmektedir.

-------------------------------------------------------------------

6/100 - Ve cealu lillahi şürakael cinne ve halekahüm ve haraku lehu benıne ve benatin bi ğayri ılm SÜBHANEHU VE TEALA AN MA YESIFUN ( Ve Allah için cinleri ortaklar kıldılar. Halbuki onları yarattı. İlimsizce O’na oğullar, kızlar uydurdular. O YÜCEDİR VE O VASFETTİKLERİNİN ÜZERİNDEDİR. )

-------------------------------------------------------------------

9/31 - İttehazu ahbarahüm ve ruhbanehüm erbaben min dunillahi vel mesıhabne meryem ve ma ümiru illa li ya'büdu ilahen vahıda la ilahe illa hu SÜBHANEHU AN MA YÜŞRİKUN ( Onlar, Allah’tan başka bilginlerini ve rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i de kendilerine Rabler edindiler. Oysa onlar, tek ilah olan Allah’a  kulluk etmeleri haricinde emrolunmamışlardı. O’nun haricinde ilah yoktur. O, ONLARIN O ORTAK KOŞTUKLARINDAN YÜCEDİR. )

10/18 - Ve ya'büdune min dunillahi ma la yedurruhüm ve la yenfeuhüm ve yekulune haülai şüfeaüna ındellah kul e tünebbiunellahe bima la ya'lemü fis semavati ve la fil ard SÜBHANEHU VE TEALA AN MA YAŞRİKUN( Ve Allah’tan başka, onlara o zarar veremeyene ve fayda sağlamayana kulluk ederler. "Bunlar Allah' ın indindeki af vesilecilerimiz." derler. De ki: "Allah’a , göklerde ve yerde o bilmediklerini mi haber veriyorsunuz?" O YÜCEDİR VE O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

16/1 - Eta emrullahi fe la testa'ciluh SÜBHANEHU VE TEALA AN MA YÜŞRİKUN ( Allah' ın emri geldi. O halde onu acele istemeyin. O YÜCEDİR VE O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

16/3 - Halekas semavati vel erda bil hakk TEALA AN MA YÜŞRİKUN ( Gökleri ve yeri gerçekten yarattı. O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

23/92 - Alimil ğaybi veş şehadeti fe TEALA AN MA YÜŞRİKUN ( Gayb ve şahit olunanı bilendir. O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

28/68 - Ve rabbüke yahlüku ma yeşaü ve yahtar ma kane lehümül hıyerah SÜBHANELLAHİ VE TEALA AN MA YÜŞRİKUN ( Ve Rab’bin ne dilerse yaratır ve seçer. Onlara tercih, seçme hakkı yoktur. ALLAH YÜCEDİR VE O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

30/40 - Allahüllezı halekaküm sümme razekaküm sümme yümıtüküm sümme yuhyıküm hel min şürakaiküm men yefalü min zaliküm min şey' SÜBHANEHU VE TEALA AN MA YÜŞRİKUN ( Allah, o sizi yaratan, sonra sizi rızıklandıran, sonra sizi öldüren, sonra sizi diriltendir. Böyle bir şeyi, ortak koştuklarınızdan yapabilen kimse var mıdır? O YÜCEDİR VE O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

39/67 - Ve MA KADERULLAHE HAKKA KADRİHI vel erdu cemıan kabdatühu yevmel kıyameti ves semavatü matviyyatün bi yemınih SÜBHANEHU VE TEALA AN MA YÜŞRİKUN ( Ve ALLAH'I GERÇEK KUDRETİ İLE TAKDİR EDEMEDİLER. Ayağa kalkış gününde yer topluca avucundadır. Gökler kudretiyle dürülmüştür. O YÜCEDİR VE O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

------------------------------------------------------------------

17/43 - Sübhanehu ve teala an ma yekulune ulüvven kebira ( O yücedir ve büyük yükseklikle o söylediklerinin üzerindedir. )






Friday, December 21, 2018

İflah Olanlar

"İflah" kelimesi "Felah" ( Selamet, Saadet, Kurtuluş ) kökünden gelen ve "Selamete ( kurtuluşa ) erme, nimete ve mutluluğa erme" anlamlarını içermektedir. Kur'an'da yer alan "Müflihun" sıfatı ise ( İflah Olanlar ) anlamını taşımaktadır.

"Müflihun" sıfatı Kur'an'da 9 kere tekrarlanmakta olup, ilk kez Bakara suresinin 2/5 kodlu ayetinde, son kez ise Tegabun suresinin 64/16 kodlu ayetinde yer almaktadır. 

2/5 - Ülaike (1) ala (2) hüden (3) min (4) rabbi (5) him (6) ve (7) ülaike (8) hüm (9) el (10) MÜFLİHUN (11) ( İşte onlar Rab’lerinden yönlendirme üzerindedirler. İşte onlar, onlar İFLAH OLANLARDIR. )

64/16 - Fe (1) itteku (2) allahe (3) ma (4) esteta'tüm (5) ve (6) esme'u (7) ve (8) eti'u (9) ve (10) enfiku (11) hayren (12) li (13) enfüsi (14) küm (15) ve (16) MEN (17) YUKA (18) ŞUHHA (19) NEFSİ (20) Hİ (21) fe (22) ülaike (23) hüm (24) el (25) MÜFLİHUN (26) ( O halde istidatınız olduğunca Allah’tan sakının, duyun, O’na itaat edin ve nefisleriniz için hayırlı olarak harcayın. KİM NEFSİNİN CİMRİLİĞİNDEN, KISKANÇLIĞINDAN KORUNURSA, artık işte onlar, onlar İFLAH OLANLARDIR. )

Her iki ayet te "İflah Olmanın" yolunu özetler nitelikte olup, aynı zamanda da düalite, döngü, yeni döngü başlangıcı ve sonsuz döngü nümerolojisini içermektedirler. Nümeroloji ile de desteklenen temel mesaj, döngü süresince yani 7 birimlik ( 70,000 yıl ) sınav olan madde alemi ( dünya ) deneyimi süresince Allahü Teala'nın yolunda sebat edilmesinin, üst alemdeki yeni döngü başlangıcına, gerçek yaşama ve sonsuzluğa yani 8'e kavuşma liyakatinin elde edilebilmesi için yegane yol olduğudur. 

Özellikle "Müflihun "kelimesinin son kez geçtiği ayet olan 64/16 kodlu ayette iflaha giden yegane yolun "Nefsin kıskançlığından ve cimriliğinden korunmak" bir başka deyişle "Kibirden korunmak" olduğu özet niteliğinde bildirilmektedir.

- "Müflihun" kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin kodunun ( 2/5 ) nümerolojik değeri "7" olmaktadır. ( 2+5 = 7 ) ve bu ayette "11" kelime bulunmaktadır.

- "Müflihun" kelimesinin son kez geçtiği ayetin kodunun ( 64/16 ) nümerolojik değeri "8" olmaktadır. ( 6+4+1+6 = 17 ... 1+7 = 8 ) ve bu ayette 26 kelime bulunmaktadır. ( 2+6 = 8 )