Çeviri

Tuesday, July 5, 2022

CERN yeniden ... 4.7

 

Küresel şeytanların, tüm aksiyonlarını Kur'an'daki semantik ve nümerolojik kodlara göre aldıkları ve amaçlarının negatif frekansları açığa çıkarmak olduğu düşünüldüğünde CERN'in yeniden aktive edilmesi haberi tarihinin "4 Temmuz" yani 4.7 olması da anlam kazanmaktadır.

4 Temmuz ( 4.7 ) tarihi hem portal açılışı / halden hale geçisin sembolü olan "11" ( 4+7 ) sayısı açısından hem de  47. sure olan "Muhammed" suresi açısından dikkat çekmektedir. 

- 47. sure ... 4+7 = 11

- 47. sure 38 ayetten oluşmaktadır. 3+8 = 11

"Muhammed" kelimesi "Övülmüş" anlamına gelmekte olup, satanizmde şeytanın sembolü olan hermafrodit nitelikli keçinin ismi de Muhammed kelimesinin farklı telaffuz edilmiş hali olan "Baphomet" kelimesidir. Yani inkârcı müşrik satanistler şeytanı Rab'be şirk koşmakta ve Allahu Teala yerine ona övgü sunmaktadırlar.

Dolayısıyla "Karanlık!* maddenin ve Tanrı! parçacığının"** arandığı söylemiyle gündemde olan ancak esas amacı negatif frekans kapılarını açmak olan CERN'in 4.7 tarihinde yeniden aktive edilmesi, Hinduizmde şeytani frekansı ( Baphomet ) ve yıkımı sembolize eden sözde ilahi karakter "Shiva"'ya bir "övgü" mesajı içeriyor olabilir. Zira İsviçre'deki CERN binasının önündeki heykel, boyut portalından geçerek dünyaya adım atan Shiva'yı tasvir etmektedir. 

* Neden "Karanlık madde"? Çünkü;

2/257 Allahu veliyyullezine amenu yuhricuhum minez zulumati ilen nur vellezine keferu evliyauhumut TAĞUTU YUHRICUNEHUM MİNEN NURİ İLEZ ZULUMAT ulaike ashabun nar hum fiha halidun

( Allah o inananların dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. O inkar edenler, onların dostları AZGINDIR Kİ ONLARI AYDINLIKTAN KARANLIĞA ÇIKARIR. Onlar ateşin sahipleridirler. Onlar onun içinde ebedidirler. )

** Neden "Tanrı parçacığı"? Çünkü amaç şirk;

52/43 Em lehum ilahun ğayrullah subhanellahi an ma yuşrikun

( Onlara Allah’tan başka ilah mı vardır? Allah o ortak koştuklarından yücedir. )


CERN binası önündeki Shiva 

Benzer şekilde resmedilmiş Shiva ( solda ) ve Baphomet ( sağda )

Nebe suresinin aşağıdaki ayetleri, özünde "portal açma, boyut kapısı açma ve zamanı bükme" hedefi olan CERN deneyinin gerçek amacının döngü sonunu getirip dünyanın gerçek yüzü olan cehennemi açığa çıkarmak olduğunu tanımlamakta gibidir.  

78/18 Yevme YUNFEHU FİS SURİ fe te'tune efvacen

( O gün BORUNUN İÇİNE ÜFLENİR de bölükler olarak gelirsiniz. )

78/19 Ve FUTİHATİS SEMAU FE KANET EBVABEN

78/19 Ve GÖK AÇILMIŞTIR DA KAPILAR HALİNDE OLMUŞTUR. 

78/20 Ve suyyiretil cibalu fe kanet seraben

( Ve dağlar seyirttirilmiştir de serap olmuştur. )

78/21 İnne CEHENNEME kanet mirsaden

( Kesinlikle CEHENNEM gözetleme yeri olmuştur. )

Zira CERN'de hadron çarpıştırıcısı olarak kullanılan "tünel hattı" yukarıdaki ayetlerdeki "Sur borusuna" karşılık gelmekte gibidir. Sura üflenmesinin çoklu anlam temsillerinden biri de CERN tünelinin aktive edilmesi olabilir.

Sur borusu = Solucan deliği = CERN tüneli

Borazan / Boru şeklindeki Solucan Deliği

CERN tüneli

Yani solucan deliği benzeri tünel vasıtasıyla büyük bir enerjiyi açığa çıkararak zamanı bükme, zamanı ileri alma ve döngü sonunu getirme girişimi söz konusu gibi görünmektedir.

Hacc suresinin 47. ayetinde müşrik inkârcıların döngü sonunun gelmesi hususunda "acele ettiklerinden" bahsedilmekte ve ayrıca "1 gün = 1000 yıl" ifadesiyle hem "zamanın bükülmesi" ve "görecelik" fenomenine hem de 11 sayısına dikkat çekilmektedir.

22/"47" VE YESTA'CİLUNEKE BİL AZABİ ve len yuhlifellahu va'deh ve inne YEVMEN inde rabbike ke ELFİ SENETİN min ma teuddun

( VE AZABI SENDEN ACELE İSTERLER. Allah vaadine ihtilaf etmez. Kesinlikle Rab’binin indinde BİR gün, o sizin saydıklarınızdan BİN sene gibidir. )

Ayet numarasının 47 olması da hem 11 ( 4+7 ) sayısı hem de CERN'in yeniden aktive edilmesi haberinin verildiği 4 Temmuz ( 4.7 ) tarihiyle uyum arzetmektedir.

Ayrıca "4.7".2022 tarihinde, ABD'nin Chicago kentinde düzenlenen Bağımsızlık Günü yürüyüşünde silah saldırı gerçekleştirilmesi de CERN aktivasyonuyla eşzamanlı ve 11 sayısı odaklı satanik kan ritüeli izlenimi oluşturmaktadır.



Küreselcilerin sahip olduğu ve onların kitle operasyon planlarının habercisi konumunda olan bir derginin Mayıs 2022 ayı kapağında ( son sayısının kapağı ) "Yaklaşan gıda felaketi" başlığıyla üç adet başak resmi bulunmakta olup, başaklardaki tomurcuklar kafatası şeklindedir. Toplam 47 adet kafatası bulunması da bu bölümün konusu bağlamında dikkat çekmektedir.




Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/09/cern-deneyi-ve-beldeleri-delenler.html?m=1

2 comments:

  1. Birçok yazınızı okudum size soracak sürüyle sorum vardı fakat çok vaktinizi almak istemediğim için en çok merak ettiklerimi sormak istiyorum.
    Bir yazınızdan aldığım şu kısım:
    “ İnsanların müslim veya müşrik satanist olması yani iyi veya kötü olması da O'nun takdiridir. Bilinç seviyesi, algı kapasitesi ve idrak seviyesi hepsi Allah'ın belirlediği olgulardır.”
    Bu minvalde her şeyi evvelden belirlenmiş ve halihazırda tahakküm altında iyiliğe ve kötülüğe sevkedilen bir insanın iyi veya kötü oluşundan nasıl bahsedilebilir? Kendisi kendi eylemlerini belirleyemeyen bir mahlukun cennete yahut cehenneme gönderilmesi haksızlık değil midir? İnsanların farklı hayat yollarından geçiyor olmasın Allah’ın Adil ismiyle tenakuzlu bir hal değil midir? Sizi takip ettiğim kadarıyla eninde sonunda bütün ruhların cennet boyutuna erişeceğini iddia ediyorsunuz, o zaman bütün bu tantananın sebebi ne ki? Allah mahlukata bu zorlukları çektirmeden güzellikleri verebilecek kudrette değil mi? Kerim değil mi? Rahman ve Rahim değil mi? Ve bu eninde sonunda tekamül ederek cennete gidileceği iması Kurandaki ebedi cennet-cehennem ayetleriyle nasıl bağdaşabilir?

    ReplyDelete
  2. İdrakli varlıkların anlayışı itibarıyla "Yokluk" ve "Varlık" kavramları ilahi nizamdaki düalite ilkesinin temelini oluşturmaktadır. Düalitenin sonucu ise sürekli tekrarlanan döngülerdir. Bu hususa aşağıdaki ayette değinilmiştir.

    30/11 Allahu yebdeul halka summe yuiyduhu summe ileyhi
    turceun

    ( Allah yaratışı ortaya çıkarıp başlatır. Sonra onu tekrarlayıp
    döndürür. Sonra O'na döndürülürsünüz. )

    "Yokluk", varlıkların yani yaratılmışların idrakleri dışında olan ve ancak "İndallah" ( Allah'ın indi ) olarak tanımlanan bir safha niteliğindedir. Yukarıdaki ayette yer alan "O'na döndürülürsünüz." ifadesinin, ilk yaratılış ve sonrasındaki yaratılış döngüleri sonunda erişilecek "yokluk" safhasını tasvir ediyor olması kuvvetle muhtemeldir. ( Her ayetin çoklu ve katmanlı anlamlar içerdiği hatırlanmalıdır. )

    "Varlık" ise Allah'ın "Kun" ( Ol ) emriyle tezahür eden ve "Ruh" - "Madde" düalitesinden oluşan kavramdır. Ruh ve Madde kavramları sırasıyla idrakli ( bilinçli ) ve idraksiz ( bilinçsiz ) varlıkları tanımlamaktadır.

    Kâinat / Evren / Kozmos / Uzay olarak adlandırılan varlık planı "Madde" âlemini ( planını ) temsil etmektedir. "Madde" âlemi, özü bilinç ve kaynağı Ruh âlemi olan "Ruhlar" için bir tekâmül vasıtası olarak takdir edilmiştir. ( Ruh ve Madde âlemleri farklı yaşam planlarıdır. ) Yani ruhlar, önce maddeye bağlanmak, maddeyi öğrenmek, maddeyi deneyimlemek, daha sonra maddeyi yönlendirmek ve nihayetinde de maddeden kopmak ve madde âlemini terketmek suretiyle tekâmül yolculuklarını sürdürürler. Tekâmül, varlık algısı itibarıyla ebedi bir süreçtir. Zira var olmanın sebebi ruhsal tekâmül ihtiyacından kaynaklanır. Bir varlık var olduğu sürece tekâmüle muhtaçtır. Tam ruhsal tekâmüle ermiş bir varlık ise yokluk safhasına geçer ki bu safha, yukarıda değinildiği üzere, yaratılmışların idrak sınırlarının ötesindedir.

    Kâinat / Evren olarak anılan Madde âlemi süptil ( ince ), yarı süptil ve kaba olmak üzere üç faza ayrılmıştır. "Kaba madde planı", Dünya ( Alçak olan ) olarak anılan düşük frekanslı ve nefsani yaşam planıdır.

    Ruhların kaba madde planındaki tekâmül süreçleri reenkarnasyon ( maddeleşme / bedenlenme ) döngülerinden oluşmaktadır. Zira insan algısıyla, yaklaşık 70,000 yıllık bir büyük döngü içinde ortalama 90 yıl / ömür hesabıyla ruhlar yaklaşık olarak 700-800 kere bedenlenmektedirler.

    Ruhun kaba madde beden ile birleşmiş hali Nefs'tir. Yukarıda belirtilen reenkarnasyon döngülerinin sebebi, Ruhların farklı Nefs hallerini yani farklı "bedenli hayatları" deneyimlemeleri ve bu deneyimleri sonucunda tekâmül ederek madde âlemindeki ( kâinattaki ) üst yaşam planlarına ( yarı süptil, süptil ) erişmelerinin sağlanmasıdır.

    Reenkarnasyon döngüleri Allahu Teala'nın "Adil" sıfatının bir tezahürü niteliğindedir. Zira reenkarnasyon döngüleri olmasaydı "Üç yaşında vefat eden bir çocuk" ile "Doksan yaşına kadar yaşayan bir adamın" veya "Acılar içinde yaşayan bir insan" ile "Huzur içinde yaşayan bir insanın" durumu izah edilemezdi. Her ruh, içinde bulunduğu yaşam planında olası her koşulu, her yaşamı ve her duyguyu deneyimlemek suretiyle reenkarnasyon döngülerini tamamlamaktadır.

    Bir düalite oluşturan "Cennet" ve "Cehennem" kavramları ise esasen zaman ve mekândan münezzeh olan ve varlıkların ilgili yaşam planlarında deneyimledikleri "ruhsal durumları" ( psikolojik halleri ) tanımlayan kelimelerdir. Dolayısıyla tüm varlıklar, insan algısıyla sonsuz bir döngü içinde, bu iki olguyu da deneyimlemektedirler.

    Allahu Teala'nın ruhlar için takdir ettiği sevinç - hüzün, güven - korku, sıkıntı - rahatlık gibi duygu düalitelerinden ( döngülerinden ) oluşan tekâmül yolculuğu tıpkı bir okuldaki eğitim süreci gibidir. Yüce Allah'ın "Rab" ( Öğretmen ) isminin anlamı da bu noktada daha net idrak edilebilmektedir. Dolayısıyla "Allah mahlukata bu zorlukları çektirmeden güzellikleri verebilecek kudrette değil mi? Kerim değil mi? Rahman ve Rahim değil mi?" sorusunun yanıtı da "Rab" isminin derinliklerinde yatmaktadır.

    ReplyDelete