Çeviri

Friday, April 3, 2020

Sualler

"Sual" kelimesinin kökünde "Araştırma, Sorma" anlamları bulunmaktadır. "Mesele" ve "Sail" ( Sual Eden, Araştıran ) kelimesi de "Sual" kökünden türemiş olan kelimelerdir. 

Sual etmek yani soru sormak, bilgi sahibi olmanın ve dolayısıyla tekamülün yegane yoludur. Yusuf suresinin 7. ayetinde deneyimlenen her olgu ve olayın bir ayet olduğu ve sual edilmesi yani araştırılması durumunda o ayete ilişkin bilgilere erişilebileceği bildirilmektedir. Bir başka deyişle "Araştıran için sır diye bir şey olmadığı" dolaylı olarak bildirilmektedir.

12/7 - Lekad kane fı yusüfe ıhvetihı ayatün lis sailın ( Yusuf’ da, kardeşlerinde, sual edenler için ayetler vardı. )

Kur'an  ayetlerinde "Sual etme" konusu defaatle vurgulanmıştır. Nahl suresinin aşağıdaki ayetlerinde "Hatırlama sahiplerine sual edilmesi" ve "Suallerin cevaplarının da kitaplarda olduğu" bildirilmektedir.

16/43 - Ve ma erselna min kablike illa ricalen nuhıy ileyhim fes'elu ehlez zikri in küntüm la ta'lemun
( Ve senden önce, onlara vahyettiğimiz erkeklerin haricindekileri göndermedik. O halde, eğer bilmemekteyseniz, hatırlama sahiplerine sual edin. )

16/44 - Bil beyyinati vez zübür ve enzelna ileykez zikra li tübeyyine lin nasi ma nüzzile ileyhim ve leallehüm yetefekkerun
( Açık delillerle ve kitaplarla. İnsanlara, onlara o indirdiğimizi açıklaman için sana hatırlamayı indirdik. Umulur ki fikrederler. )

Ayetlerde geçen ve sual edilen konular şöyledir.

1- Allahü Teala ile ilgili

2/186 Ve kullarım sana benden sual ettiklerinde kesinlikle ben yakınımdır. Beni çağırdıklarında çağıranın çağrısını kabul ederim. O halde beni kabul etsinler ve bana inansınlar. Umulur ki onlar doğru olurlar. 

2- Ay'ın Hilalleri 

2/189 Sana hilalleri hakkında sual ederler. De ki: "Onlar insanlar için ve hac için vakitlerdir. İyilik eve arkasından gelmek değildir. Lakin iyilik kişinin sakınmasıdır. Eve kapılarından gelin ve Allah’tan sakının. Umulur ki iflah olursunuz."

3- Ne Harcanmalı?

2/215 Sana, neyi harcasınlar, ne harcanmalı diye sual ederler. De ki: "O hayırlısından harcadıklarınız ana baba, yakınlar, yetimler, yoksullar, yolda kalmışlar içindir. Hayırlısından ne yaparsanız kesinlikle Allah onu bilendir."

2/219 Sana şaraptan ve kumardan sual ederler. De ki: "Onlarda insanlar için büyük günah ve faydalar vardır. Onların günahları faydalarından daha büyüktür." Sana neyi harcayacaklarını sual ederler. De ki: "Fazlasını ve iyisini." İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki düşünürsünüz. 

4- Savaşın haram olduğu aylar

2/217 Sana savaşın, içinde haram olduğu aydan sual ederler. De ki: "Onun içinde savaşmak büyük günahtır. Allah yolunda engellemek, onu ve Mescid-i Haram’ ı inkar etmek, sahiplerini ondan çıkarmak Allah’ ın indinde daha büyük günahtır. Fitne öldürmekten daha büyük günahtır." Eğer istidatları olsa, sizi dininizden döndürene kadar savaşmaktan geri durmazlar. Sizden kim dininden dönerse ve inkarcı olarak ölürse işte onlar, onların çalışmaları dünyada ve ahirette boşa gitmiştir. İşte onlar ateşin sahipleridirler. Onlar onun içinde ebedidirler.

5- Şarap ve Kumar

2/219 Sana şaraptan ve kumardan sual ederler. De ki: "Onlarda insanlar için büyük günah ve faydalar vardır. Onların günahları faydalarından daha büyüktür." Sana neyi harcayacaklarını sual ederler. De ki: "Fazlasını ve iyisini." İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki düşünürsünüz. 

6- Yetimler

2/220 Dünyada ve ahirette ve sana yetimlerden sual ederler. De ki: "Onların iyileştirilmesi hayırlıdır. Eğer onlara karışıp, ortak olursanız onlar kardeşlerinizdir. Allah bozguncuyu, iyileştirenden bilir. Şayet Allah dileseydi sizi lanetlerdi. Kesinlikle Allah yücedir hakimdir."

7- Aybaşı Hali

2/222 Ve sana aybaşından sual ederler. De ki: "O eziyettir." O halde aybaşı içindelerken kadınlardan uzaklaşın. Onlar temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, onlara Allah’ ın size emrettiği yerden yetin. Kesinlikle Allah tevbekarları ve temizlenenleri sever. 

8- Resulden Kitap İndirmesinin Sual Edilmesi

4/153 Kitap sahipleri, sana, kendilerine gökten kitap indirmeni sual ederler. Musa' ya bundan daha da büyüğünü sual etmişlerdi de "Allah' ı bize açıkça göster." demişlerdi. Böylece zulümlerinden dolayı onları yıldırım yakaladı. Sonra, o kendilerine gelen açık delillerin ardından buzağıyı edindiler de onları bundan affettik. Musa' ya açık delil verdik. 

9- Helal Kılınanlar

5/4Sana, onlara neyin helal kılındığını sual ederler. De ki: "Size temizler helal kılındı." Allah' ın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların size tuttuklarından yiyin. Üzerine Allah' ın ismini hatırlayın ve Allah’tan sakının. Kesinlikle Allah, hızlı hesaplayandır. 

10- Vakia / Saat 

7/187 Sana, "Vuku bulması, karar kılınması ne zaman?" diye saati sual ediyorlar. De ki: "Onun ilmi kesinlikle Rab’bimin indindedir. Onu, O’nun haricinde vaktinde tecelli ettirecek yoktur. Göklerde ve yerde ağırdır. O size ancak ansızın gelecektir.” Kesinlikle sen onu gizleyenmişsin gibi sana sual ediyorlar. De ki: "Kesinlikle onun ilmi Allah' ın indindedir ve lakin insanların çoğunluğu bilmezler."

33/63 İnsanlar sana saat hakkında sual ederler. De ki: "Onun ilmi kesinlikle Allah' ın indindedir. Ne bilirsin belki saat yakındır."

70/1 Sual eden, vaki azabı sual etti.

79/42 Sana saatten sual ediyorlar "Onun oluşu ne zamandır?"

11- Enfal* ( Ganimetler ? )

8/1 Sana ganimetlerden sual ediyorlar. De ki: "Ganimetler Allah ve resul içindir. O halde, eğer inananlarsanız Allah’tan sakının. Aranızı iyileştirin ve Allah’a  ve O’nun resulüne itaat edin."

* Enfal kelimesi Nefl kelimesinin çoğulu olup, "Sevap için yapılan ibadet ve İhsan etmek" anlamına da gelmektedir.

12- Gerçek

10/53 Ve sana "O gerçek mi?" diye haber sual ediyorlar. De ki: "Evet ve Rab’bim, kesinlikle o gerçektir. Sizler aciz bırakanlar değilsiniz."

13- Ruh

17/85 Ve sana ruhtan sual ediyorlar. De ki: "Ruh, Rab’bimin işlerindendir. İlminden size azıcık haricinde verilmemiştir."

14- Zülkarneyn

18/83 Ve sana Zülkarneyn'den, iki boynuzludan sual ediyorlar. De ki: "Size ondan hatırlatma okuyacağım."

15- Dağlar

20/105 Ve sana dağlar hakkında sual ediyorlar. O halde de ki: "Rab’bim onları parçalar, temelinden yıkarak ufalayıp savurur."

16- Din Günü ( Yevmed Din )

51/12 “Din günü ne zamandır?” diye sual ederler.

17- Ayağa Kalkış Günü ( Yevmel Kıyameh ) 

7576 "Ayağa kalkış günü ne zaman?" diye sual eder.














İlahi Nizamda Ödül ve Ceza Kavramları

Ödül ve Ceza, bu kelimelerin bilinen en basit anlamları itibarıyla, bazı varlıkların bazı varlıkları yönlendirebilmeleri için kullandıkları totaliter, diktatorial ve aşağılayıcı bir sistemin bileşenleridir. Esas itibarıyla bu sistem henüz yeterli idrak seviyesine erişmemiş, nefsaniyet olgusundan sıyrılamamış, öz varlık bilinci oluşmamış yani henüz tekamül sürecinin başlarında olan varlıklar için geçerli olan bir sistemdir. Zira tekamül yolundaki varlıklar, eylemlerinin sonuçlarına ilişkin gerçekleşecek karşılıklandırılmanın kendi ruhlarında tezahür edecek hal değişimlerinden başka bir şey olmadığını bilirler. Bu nedenle Kur'an'da "Hesap görücü olarak nefsin sana yeter." ifadesi bulunmaktadır.

17/14 - İkra' kitabek kefa bi nefsikel yevme aleyke hasıba ( Kitabını oku. O gün nefsin, hesap görücü olarak sana yeter. )

Ödül ve Ceza kelimelerinin Kur'an'daki karşılıkları sırasıyla "Ecir" ve "Ceza" kelimeleri olup, anlamları ise şöyledir.

Ecir = Herhangi bir eylem karşılığında verilen maddi veya manevi olumlu karşılık ( Kök anlam olarak sadece "Karşılık" anlamı da bulunmaktadır. )

Ceza = Herhangi bir eylemin karşılığı ( Türkçe'deki "Eczahane" kelimesi "Ecza" ve "Hane " kelimelerinin birleşiminden oluşmakta ve "Karşılık evi" anlamına gelmektedir. Yani "tıbbi soruna tıbbi çare, karşılık bulma evi / yeri" anlamındadır. ) Dolayısıyla "Ceza" kelimesi kök anlam itibarıyla "Herhangi bir eylemden dolayı uygulanan maddi veya manevi mahrumiyet veya olumsuz durum" anlamına gelmektedir.

Kur'an'da "Ecir" kelimesi 108 kere, "Ceza" kelimesi ise 117 kere tekrarlanmaktadır. Her iki kavramın da  tekrar adetlerinin nümerolojik değerlerinin "9" olması aslında "Ecir" ve "Ceza" kelimelerinin özde aynı anlama işaret ettiklerini bildirir niteliktedir. Zira, "Ecir" kelimesi de "Ceza" kelimesi de kök anlam olarak "Karşılık" anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle, nihayetinde varlıkların tekamülü için tesis edilmiş olan ilahi nizamda "Kötü ve olumsuz anlam yüklenmiş" şekilde bir "Ceza" kavramı bulunmamakta sadece "Eylemlerin karşılığını alma" kavramı bulunmaktadır. 

"Ecir" ( Ödül ) kelimesi Kur'an ayetleri itibarıyla incelendiğinde ilahi nizamdaki ödül kavramının algılanandan, bilinegelenden çok farklı olduğu ve tamamen varlığın öz denetimine ve idrakine dayalı bir olgu olduğu görülmektedir.  Aşağıdaki ayetler "Ecir" kavramının ne olduğunun idrak edilmesine yardımcı olmaktadır.

2/62 - İnnellezine amenu vellezine hadu ven nesara ves sabiıne min amene billahi vel yevmil ahıri ve amile salihan fe lehüm ECRUHÜM ınde rabbihim ve LA HAVFÜN aleyhim ve LA HÜM YAHZENUN

( Allah’a ve sonraki güne inananlardan ve iyilikler yapanlardan olan o inanan Yahudilere, Nasıralılara ve Sabiilere, artık onlara Rab’lerinin indinde kesinlikle ÖDÜLLERİ vardır. Onlara KORKU YOKTUR. Onlar HÜZÜNLENMEZLER. )

2/112 - Bela men esleme vechehu lillahi ve hüve muhsinün fe lehu ECRUHU inde rabbihı ve la HAVFÜN aleyhim ve la hüm YAHZENUN

( Bilakis. Kim yüzünü Allah’a teslim ederse ve o iyilik yapan olursa böylece Rab’binin indinde ÖDÜLÜ onadır ve üzerlerine KORKU YOKTUR ve onlar HÜZÜNLENMEZLER. )

7/49 - E haülaillezıne aksemtüm la yenalühümüllahü bi rahmeh ÜDHULÜL CENNETE LA HAVFÜN ALEYKÜM VE LA ENTÜM TAHZENUN
( “Allah onları rahmetine erdirmiyecek." diye yemin ettikleriniz bunlar mıydı? GİRİN CENNETE, ÜZERİNİZE KORKU YOKTUR. SİZLER HÜZÜNLENMEZSİNİZ. )

Adedi artırılabilecek olan bu örnek ayetlerde açıkça görülen husus, Rab'bin en büyük ödülünün "Korku ve "Hüzün duygularından arınma" olduğudur. Zira, bir varlığın frekansının yükselmesi ve ruhsal tekamüle ermesinin önündeki en büyük engel, o varlığı kaba madde frekansına ( dünya / cehennem ) bir pranga gibi bağlayan ve "Azap" kavramının iki temel bileşeni olan düşük frekanslı "Korku" ve "Hüzün" duygularıdır. Küresel şeytanların insanları tam kontrol altına alma projesi kapsamındaki temel silahları da bu iki duygudur. Korku ve hüzün duygularından arınan bir varlık üst boyuta yani yarı süptil alem olan cennete geçişe hazır hale gelir.

"Ceza" kavramı aşağıdaki ayetlerde, "yapılan eylemlerin karşılığının alınması" anlamında yer almaktadır.

6/120 - Ve zeru zahiral ismi ve batıneh innellezine yeksibunel isme SEYÜCZEVNE BİMA KANU YAKTERİFUN
( Ve günahın açığını da, görünürünü de gizlisini de bırakın. Kesinlikle o günah kazananlar, o İŞLEDİKLERİNDEN DOLAYI KARŞILIKLANDIRILACAKLARDIR. )

66/7 - Ya eyyühellezine keferu la ta'tezirül yevme innema TUCZEVNE MA KÜNTÜM TA'MELUN
( Ey o inkarcılar, bugün özür dilemeyin. Kesinlikle O YAPMAKTA ODUKLARINIZLA KARŞILIKLANDIRILACAKSINIZ. )

Rab'bimiz, "Karşılıklandırma" kavramına, "Kalpteki Sükunet" ve "Kalpteki Hastalık / Azap" ifadeleriyle de işaret etmekte ve döngü sonunda tüm insanların yaptıklarına göre cennet veya cehennem* deneyimini tattıracağını ayetlerinde bildirmektedir. Cennet kavramının yarı süptil üst frekans olan Sirius, cehennemin ise kaba madde frekansı olan dünya olduğu hatırlanmalıdır. ( * Cehennem deneyimi, reenkarnasyonlar vesilesiyle dünyada deneyimlenen yaşamlarda maruz kalınan korku ve hüzün olgularıdır. )

48/4 - Hüvellezi ENZELES SEKINETE Fİ KULUBİL mü'minıne li yezdadu imanen mea ımanihim ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü alimen hakıma
( İnananların inançlarını inançlarıyla artırmak için KALPLERİNİN İÇİNE SÜKUNETİ İNDİREN O'dur. Göklerin ve yerin orduları, askerleri Allah içindir. Allah bilendir hakimdir. )

2/10 - Fİ KULUBİHİM MERADUN fe zadehümüllahü merada ve lehüm AZABUN elimun bima kanu yekzibun
( KAPLERİNDE HASTALIK VARDIR. Böylece Allah onlara hastalıklarını artırır ve yalanlamış olduklarından dolayı elim AZAP onlaradır. )












Thursday, April 2, 2020

Kadim bir saptırma metodu : Şirk

Cin şeytanları, insanları Allah yolundan ve Kur'an ilminden uzaklaştırabilmek, insanların ruhsal tekamüllerini engelleyip onları kaba madde alemi dünyaya hapsedebilmek için İblis'in Adem'i sevkettiği "Şirk" ( Ortak koşma ) fenomenini ana metod olarak kullanmaktadırlar. Şirk kavramı kısaca "Habercileri, bazı kişileri veya kendisini putlaştırma, ilahlaştırma ve Allahü Teala ile eş seviyede addetme " sapkınlığıdır. 

Bu duruma en çarpıcı örnek bazı cemiyetlerde Haberci Muhammed'in "Kainatın efendisi" olarak zikredilmesidir. Oysa ki Fatiha suresinin 2. ayetinde çok açıkça bildirilmektedir ki "Alemlerin Rab'bi Allahü Teala'dır." Ayrıca Marifetname’nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhanî'nin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13. sayfasında ve İmam-ı Rabbanî'nin Mektubat’ının 122. mektubunda Allahü Teala'nın, Haberci Muhammed'e hitaben "Sen olmasaydın kainatı yaratmazdım." cümlesini kurduğu iftira edilmektedir.

Tarih boyunca, küresel şeytanlar tarafından toplumlarda hoca, şeyh, imam, hazret, efendi, derviş, evliya, mürşid, alim gibi muhtelif isimler altında tezahür ettirilen kişiler toplumları bölerek, onları mezhepler, cemaatler, tarikatler altında toplayıp ayrıştırarak Allah yolundan saptırmaya çalışmışlardır. Hem küresel kölelik sistemi projesinde görev almak, hem de şahsi menfaat sağlamak hırsına kapılmış bu küresel ajanların, ardına sığındıkları en önde gelen söylem ise "Kur'an'ın öyle herkes tarafından anlaşılamayacağı, insanların Kur'an'ı anlamak için mutlak surette bir mürşide, bir lidere ihtiyaçları olduğu." söylemidir. Bu söylem kullanılarak bugüne kadar "Hadis Kitabı" tanımlamasıyla veya başka isimler altında bir çok kitap yazılmış ve Kur'an ilmine tamamen ters olan şeytani öğretiler insanlara telkin edilmeye ve insanlar Kur'an ilminden uzaklaştırılmaya çalışılmıştır.

Kısaca "Şirk metodu" olarak tanımlanacak bu duruma ilişkin olarak Kur'an'da çok açık yani ayrıca açıklama gerektirmeyecek ayetler bulunmaktadır. Önemli kısımlar altı çizili olarak belirtilmiştir.

2/186 - Ve iza seeleke ıbadı annı fe innı karıb ücıbü da'veted daı iza deani fel yestecıbu lı vel yü'minu bı leallehüm yarşüdun
( Ve kullarım sana benden sual ettiklerinde kesinlikle ben yakınımdır. Beni çağırdıklarında çağıranın çağrısını kabul ederim. O halde beni kabul etsinler ve bana inansınlar. Umulur ki onlar doğru olurlar. )

Ayette insanların Haberci'ye Allah hakkında soru sormaları yerine doğrudan O'na yönelmeleri ve dua vesilesiyle Allahü Teala'yı hissetmeye, O'nu sezmeye çalışmaları gerektiği bildirilmektedir. Bir başka deyişle, Allah ile araya hiç bir insanın ( Haberci ve Melekler dahil ) konulmaması gerektiği misal yoluyla bildirilmektedir.

10/15 - Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatin kalellezine la yercune likaene'ti bi kur'anin ğayri haza ev beddilh kul ma yekunü lı en übeddilehu min tilkai nefsı in ettebiu illa ma yuha ileyy innı ehafü in asaytü rabbi azabe yevmin azım
( Ve onlara ayetlerimiz açık deliller olarak okunduğunda, o bize kavuşmayı ummayanlar "Bundan başka Kur'an getir veya onu değiştir." dediler. De ki: "Benim için onu bundan kendimce değiştirmek olmaz. Kesinlikle ben ancak o bana vahyedilene tabi olurum. Eğer Rab’bime isyan edersem, kesinlikle ben büyük günün azabından korkarım." )

6/114 - E fe ğayrallahi ebteğıy hakemen ve hüvellezi enzele ileykümül kitabe müfassala vellezine ateynahümül kitabe ya'lemune ennehu münezzelün min rabbike bil hakkı fe la tekunenne minel mümterın
( Size kitabı ayrıntılandırılmış olarak indirdiği halde Allah’tan başka hakem mi arayayım? Ve o kendilerine kitap verdiklerimiz, kesinlikle onun gerçekten Rab’lerinden indirilmiş olduğunu bilirler. O halde şüphe edenlerden olma. )

53/2 - Ma dalle sahıbuküm ve ma ğava ( Arkadaşınız sapmadı ve azmadı. )
53/3 - Ve ma yentıku anil heva ( Ve hevesinden konuşmaz. )

43/31 - Ve kalu lev la nüzzile hazel kur'anü ala racülin minel karyeteyni azım
( Ve "Bu Kur'an iki büyük şehirden bir adamın üzerine indirilmeli değil miydi?" dediler. )

46/9 - Kul ma küntü bid’an miner rusuli ve ma edri ma yuf’alu bi ve la biküm in ettebiu illa ma yuha ileyye ve ma ene illa nezirun mubin
( De ki: "Ben resullerin yeganesi, özeli değilim. Bana ve size ne yapılacağını bilmem. Kesinlikle ancak o bana vahyedilene tabi olurum. Ben apaçık uyarıcı haricindeki değilim." )

64/12 - Ve eti'üllahe ve eti'ür resule fe in tevelleytüm fe innema ala resulinel belağül mübin
( Ve Allah’a  itaat edin. Resule itaat edin. Artık eğer yüz çevirirseniz, kesinlikle resulün üzerine olan apaçık ulaştırmadır. )

6/100 - Ve cealu lillahi şürakael cinne ve halekahüm ve haraku lehu benıne ve benatin bi ğayri ılm sübhanehu ve teala an ma yesıfun
( Ve Allah için cinleri ortaklar kıldılar. Halbuki onları yarattı. İlimsizce O’na oğullar, kızlar uydurdular. O yücedir ve o vasfettiklerinin üzerindedir. )

3/64 - Kul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevain beynena ve beyneküm en la na'büde illellahe ve la nüşrike bihı şey'en ve la yettehıze ba'duna ba'dan erbaben min dunillah fe in tevellev fe kul üşhedu bi enna müslimun
( De ki: "Ey kitap sahipleri, bizim ve sizin aranızda aynı, eşit olan kelimeye geliniz. Ancak Allah’a  kulluk edelim ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Bazılarımız bazılarını Allah’tan başka Rabler edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse, şahit olarak kesinlikle biz teslim olanlarız deyin." )

3/80 - Ve la ye'müraküm en tettehızül melaikete ve nebiyyıne erbaba e ye'müruküm bil küfri ba'de iz entüm müslimun
( Ve size, melekleri ve habercileri Rabler edinmenizi emretmez. Teslim olanlar olmanızdan sonra, size inkarı mı emreder? )

17/73 - Ve in kadu le yeftinuneke anillezı evhayna ileyke li tefteriye aleyna ğayrahu ve izen lettehazuke halıla
( Ve neredeyse seni, o sana vahyettiğimiz hakkında, bize ondan başkasını uydurman için fitneye düşüreceklerdi. O zaman seni sadık samimi dost edineceklerdi. )

17/74 - Ve lev la en sebbetnake lekad kidte terkenü ileyhim şey'en kalıla
( Ve şayet sana sebat vermemiş olsaydık, onlara doğru, az şey kadar meyledecektin, terkedecektin. )

66/1 - Ya eyyühen nebiyyü lime tüharrimu ma ehallellahu leke tebteğıy merdate ezvacike vallahü ğafurun rahımun
( Ey haberci, eşlerinin rızasını arayarak, Allah' ın sana helal kıldığını neden haram kılıyorsun? Allah affedendir merhametlidir. )

10/59 - Kul e raeytüm ma enzelellahü leküm min rizkın fe cealtüm minhü haramen ve halala kul allahü ezine leküm em alellahi tefterun
( De ki: "Allah' ın size rızıklardan indirdiklerini görüyor musunuz? Onlardan haram ve helal kıldınız." De ki: "Allah size izin mi verdi? Yoksa Allah’a  uyduruyor musunuz?" )

66/1 ve 10/59 kodlu ayetlerde Haberci dahil hiç kimsenin Kur'an'da bildirilenlerin dışındakileri insanlara haram kılmaya hakkı olmadığı açıkça bildirilmektedir.

2/27 - Ellezine yenkudune ahdellahi min ba'di mısakıh ve yaktaune ma emerallahü bihı en yusale ve yüfsidune fil ard ülaike hümül hasirun
( O verdikleri sözleri sonrasında Allah’a  olan ahdini bozanlar ve Allah’ ın birleştirilmesini emrettiğini kesip ayıranlar ve yerde bozgun yapanlar, işte onlar hasarlananlardır. )

2/27 kodlu ayette kitapların ve insanların birleştirilmesi, Allah'ın ve dinin birlenmesi yerine kutsal kitapların birbirlerinden ayrıştırıldığından, insanların mezheplere ve tarikatlare bölünerek dinde bozgunculuk yapıldığından ve Allah'a şirk koşulduğundan bahsedilmektedir.




Kur'an'daki bilimsel verilere örnekler

Yaratılışın kodlarını içeren ve tüm bilimsel teorilerin ve teoremlerin yegane kaynağı olan Kur'an'da yer alan bilimsel verilerden bazıları "Konu ( İlgili Ayetin Kodu )" formatında aşağıda yer almaktadır. 

Aşağıdaki konular bu blogda bölümler halinde yer almakta olup, detaylar için ilgili bölümler incelenebilir. Tespitlerde, ayetin anlamsal içeriği, ayet kodu, ayetteki kelime adedi, ayette bulunan konuyla ilgili kelime veya kelimeler ve bu kelimelerin ayetteki sıra numaraları gibi parametreler dikkate alınmıştır. 

- Pi Sayısı ( 33/14, 30/14 )

- Atar Damar ( Aorta - Vetin ) ( 69/46 )

- Karbon Gezegen ( 14/50 )

- Epidermolysis Bullosa ( Derilerin pişmesi ) ( 4/56 )

- Hanacir ( Larynx-Gırtlaklar ) ( 33/10, 40/18 )

- Toplar damar ( Vena Cava - Verid ) ( 50/16 )

- Polifaze Elektrik Sistemi ( 12 Pınar ) ( 2/60 )

- Elektron Volt ( Sekar ) ( 54/48, 74/26-27, 74/42 )

- Göz Kırpma Hareketi ( Lemhil Besar ) ( 16/77 )

- Gözün Bileşenleri ( 2/7 )

- Yerçekimsel Dalgalar ( Gravitational Waves ) ( 7/187, 25/46 )

- Yılanın Kromozom Sayısı ( 20/20 )

- Kozmik İnci ( İncili Yıldız ( Kevkebün Dürriyyün ) ( 24/35 )

- Kalp Hastalıkları Adedi ( 2/10 )

- Kekemelik ( Dildeki Düğüm - 20/27 )

- Kulağın Anatomik Yapısı ( 2/7 )

- DSN ( Deep Space Network ) ( Sabit Çömlekler - 34/13 ) 

- Kemik İliğinden Sperm Üretilmesi ( 86/7 ) 

- Beyaz Cüce ( Güneşin dürülmesi - 81/1 ) 

- Kurt ( Canis Lupus ) ve Kurt Adam Sendromu ( 12/13 ) 

- Maymun Kromozomları ( 2/65 ) 

- Muz Çeşitleri ( 56/29 ) 

- Çekirdeksel Yarılma ( Nuclear Fission ) ( 6/95 ) 

- Nükleer Çekim Alanı Teorisi ( Nuclear Gravitational Field Theory - Intrinsic Spin ) ( 19/25 )

- Oksijenin Atomik Yapısı ve Fotosentez ( 81/18 ) 

- Yörünge ve Planck Sabiti ( 21/33 ) 

- Pastörizasyon ( 47/15 ) 

- Atmosferik Basınç ( 6/125 ) 

- Elementlerin Periyodik Tablosu ve Bohrium ( 65/12 )

- Progeria ( 73/17 ) 

- Aliin / Sarmısak ( 2/61 ) 

- Deniz Seviyesi Yükselmesi ( 21/44 ) 

- Ses Hızı ( 3/39 ) 

- Sirius - Canis Major ( 53/49 ) 

- Güneşin Çekim Kuvveti ( Solar Gravity ) ( 25/46 ) 

- Soygazlar ( Nühas - Yahmum ) ( 55/35, 56/43 ) 

- Stargate ( Kavseyni - İki yay ) ( 53/9 ) 

- Her Şeyin Sudan Yaratılması ve H2O ( 21/30 ) 

- Hipnotik Trans ( 18/18 ) 

- Yaprağın Bileşenleri ( 20/121 ) 

- Yerin Çapı ( 55/33 ) 

- Takımyıldızlar ( Buruc suresinin kodu ve Büruc kelimesinin Kur'an'daki frekansı ) 

- Atom ( Zerre ) ( Zerre kelimesinin tekrar adedi ve Avogadro Sayısı ) 

- İnsanın Yaratılışı ve 46 Kromozom ( 39/6 ) ( Nikah kelimesinin tekrar adedi 23 ) 

- Sülfürik Asit Yağmuru ( 30/51 ) 

- Korunmuş Tavan ( Van Allen Belt ve Atmosfer ) ( 21/32 ) 

- Beyinin Bileşenleri ( 21/18 ) 

- Dilin Bileşenleri ( Lisan kekimesinin tekrar adedi 17 ) 

- Kola Sondaj Kuyusu ( Kola Superdeep Borehole ) ( 12/10 )

- Yerin Yarıçapı ( 6/35 ) 

- Suni Döllenme ( 19/20 ) 

- Yin Yang Sembolü ( 6 sayısı 9 kere, 9 sayısı 6 kere tekrarlanır ) 

- Örümceğin Bileşenleri ( 29/41 ) 

- At Katır ve Eşek Kromozoları ( 16/8 ) 

- Katarakt VF 14 Tedavi Endeksi ( 2/7 ) 

- Soğuk Alev ( Cool Flame ) ( 21/69 ) 

- Fibonacci Sayıları ve Altın Oran ( 16/18 ) 

- Çekirgenin Anatomik Yapısı ( 54/7 ) 

- Telomer Kısalması ( 13/41, 21/44 ) 

- Demir ( 22/21 ) 

- Rüya ( 12/5 ) 

- Oktav ( 17/64 ) 

- Su ( "Ma" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi ) 

- Adem ve Atom ( Yokluk ) 

- Sağ Beyin ve Sol Beyin ( 56/8-9 ) 

- 70,000 Yıllık Reenkarnasyon Döngüleri ( 69/32 )

- SBSL ( Single Bubble Sonoluminiscence ) ( Tevrat 1 Tekvin1-3 )

- Akord Frekansı 440 mhz ( 22/5 ) 

- Güneş Tutulması Fazları ( 75/9 ) 

- Nebula ( 41/11 )

- Sonik Ateş Söndürme ( Ses ile ateşi söndürmek ) ( 36/29 )

- Zzakkum Tomurcuğu ( 37/65 )

- DMT ( Dimetil Triptamin ) ( 2/57 )

- Amniotik Sıvı ( 19/24 )

- Pulsar ( 86/3 )

- İkili Kara Delik ve Solucan Deliği ( 18/83 )

- Şi'ra Sirius Tiras Zürka Türk ( 17/93 )

- Mu Ma M Mumya

- Kristal Alıcı Verici ( 27/44 )

- Gölcük Depremi ( Zilzal suresi 99. sure 8 ayet ) 

- Kozmik Hizalanma ve Kuantum Sıçraması ( 84/17-18 )

- Hibrid ( Cibril - Cifril - İfrit )

- 47. Kromozom Teknolojisi ve DARPA ( 4/119 - 47 kelime )

- Metonik Döngü ve 19 Güneş Yılı ( 21/33 ) 

- Genetik Klonlamada Kulak Kök Hücresi ( 4/119 )

- Atom Altı Parçacıklar ( Kuarklar ) ( 10/61 )

- Evrenin Genişlemesi ( 51/47 )

- Evrenin Dürülmesi ( 21/104 )

- Big bang ( 21/30 )

- Ayın Yörüngesel Hareketi ( 36/39 )

- Ayın Yörüngesel Hareket Süresi 27 Gün ( Ay kelimesi 27 kere tekrarlanmaktadır. ) 

- Helium ve Hidrojen Atomları ve Güneş ( 91. sure Güneş suresi ve her ayet "He" harfiyle bitiyor. ) 

- Paralel Evrenler ( 2/29 ) 

- Görelilik ve Işık Hızı ( 22/47 )

- İp ( Sicim Teorisi ) ( 3/103 )

- Kova Burcu - Kova Çağı ve 11 ( 12/4-19 )

- Güç ( P ) ( İncil - 45 Roman 8-38/39 )

- Gün ve Yaz Gündönümü ( 25/45 )

- Alfabedeki Sesli ve Sessiz Harfler ( 8/21 )

- Byte Kavramı ( 2/127-128 )

- Prefrontal Cortex ( 96/16 )

- Ranvier Düğümleri ( 113/4 )

- Binary Kodları / İkili Sistem ( 39/23 )

- Doğadaki 7 Fenomeni ( Fatiha ve Maun sureleri, 7 Nota, 7 Rrenk, 7 Çakra, 7 Gök )

- Delüzyon ( 22/2 )

- Erkeğini Yiyen Dişi Örümcek ( 29/41 )

- Fraktal geometri, kaos teorisi döngüler ( 2/28, 2/260, 7/57 )

- 8 Harfli DNA Hachi Moji ( 39/23 )

- 3 Günlük Post Ovülasyon ( 19/10 )

- Cyanosis - Hipoksi Maviliği ( 20/102 )

- Katarakt ve Depresyon ( 12/84 )

- Hubble Sabiti 70 km/sn ( 25/46 )

- Spermin Bileşenleri ( 76/2 )

- Disposophobia ( Harcama Korkusu / Biriktirme Sendromu ) ( 3/157, 10/58, 43/32, 104/2, 17/100, 59/9 )

- İsland ( İsa'nın Adası ) - İstemplum / İstanbul 

- RADyo Dalgaları ( 2/19 ) 

- Right Ascension Left Descension ( 18/17 )

- Çift Yarık Deneyi ( Young deneyi ) ( 2/104, 15/8, 16/9, 44/29, 90/7 )

- Tinnitus ve Tını ( 6/2 )

Wednesday, April 1, 2020

Kontrol obsesyonu ve Nihilizm

"- Do you believe in fate, Neo? ( Kadere inanır mısın Neo? )

- No. ( Hayır )

-Why not? ( Neden olmasın ? )

- Because I don't like the idea that I'm not in control of my life." ( Çünkü hayatımın benim kontrolüm altında olmadığı fikrinden hoşlanmıyorum. )

Yukarıdaki replikler 1999 yılında vizyona girmiş olan ve nihilist bir yeni dünya düzeni mesajını veren Matrix filmindeki Morpheus ve Neo* karakterleri arasında geçmektedir. Bu diyalogda Neo, dolaylı olarak nihilizmin tanımını yapmaktadır. Zira, ateizm unsurlarını da içeren ve her türlü dini, ahlaki ve ilmi prensibin, ilahi kader mekanizmasının ve yaratıcının reddi anlamına gelen ve sistemsizliği savunmasına rağmen özünde bir inanç sistemi olan yani satanizm olan nihilizm anlayışı aşağıdaki başlıklarda özetlenebilmektedir.

1- Yaratıcının olmadığına inanmak
2- Kaderin olmadığına inanmak
3- Ahlaki değerlerin olmadığına inanmak
4- Özgürlüğün sınırsızca her istenenin yapılabileceği anlamına geldiğine inanmak
5- KONTROLÜN tamamen kendinde olabileceğine inanmak
6- Hayatın bir hedefi ve anlamı olmadığına inanmak

Neo ayrıca filmin sonunda ( Tanrı'ya hitaben ) şu sözleri söylemektedir.

“Biliyorum oradasın. Seni şimdi hissedebiliyorum. Korktuğunu biliyorum….bizden korkuyorsun. Değişimden korkuyorsun. Geleceği bilmiyorum. Sana bunun nasıl biteceğini söylemek için gelmedim. Sana bunun nasıl başlayacağını söylemek için geldim. Bu telefonu kapatacağım ve bu insanlara, senin onlara göstermek istemediğini göstereceğim. Onlara sensiz bir yaşam göstereceğim. Kuralsız ve kontrolsüz , sınırları ve kısıtlamaları olmayan bir Dünya. Herşeyin mümkün olduğu bir Dünya. Gitmeye başladığımız noktada sana bir seçim bırakıyorum.”

Yukarıdaki sözler açık ve net bir şekilde satanizmin hakim olduğu bir dünya düzenini tanımlamaktadır.

* "Neo" ( Yeni ) kelimesindeki harfler ile "One" ( Bir ) ve "Eon" ( Şeytan ) kelimeleri de oluşturulabilmektedir. "Neo" aslında "Eon"'u yani şeytanı temsil etmektedir.


Filmdeki şu sahnede soldaki sayfasının başında "On Nihilism" yazan bir kitap ve "Dolarlar" görüntüye gelmektedir. Bu sahnede telkin edilmek istenen subliminal mesaj “Tüm değer yargılarının ortadan kalkacağı ve tek değer yargısının para olacağı.” mesajıdır.


Görüleceği üzere, şeytanın kibir empozisyonunun sonuçlarından biri olan nihilizm özetle "her türlü sisteminin reddi" anlayışı olmasına rağmen kendi kendini tekzib eder nitelikte başka bir "inanç sistemini" tanımlamaktadır. "Sistemsizlik" ve "Kaos" .... Bu iki kavram, şeytanın temel aldatma ve kontrol metodu olup, dünyada kurmak istediği "Sistemin" de temel bileşenleridir.

Nihilistlerin en önemli tezlerinden biri de, filmde Neo'nun da söylediği gibi, "Kader mekanizmasından yani kontrolün kendisinde olmamasından duyulan rahatsızlık"tır. Kibir duygusu insanları yaratıcıdan uzaklaştıran ve saptıran temel kavramdır. Zira, yaratıcıyı reddeden, kadere inanmayan ve obsesif bir şekilde kontrolü elinde tutmak isteyen bu kibirli insanlar, bu arzularının tam tersi bir yaklaşımla, yaşamlarında bir çok insana itaat etmek ve onların kontrolleri altında olmayı kabul etmek suretiyle maddi menfaat peşinde koşmaktadırlar. Bu aynı zamanda açıkça ikiyüzlülüktür.

Kendilerini "Ateist" olarak tanımlayan kitlenin "bilimselliği" savunup, tüm bilimsel teorilere ve teoremlere esin kaynağı olan ve ilimler üstü bir ilim kaynağı olan Kur'an'ı reddetmeleri de aslında araştırmaktan ve bilimsellikten ne denli uzak olduklarını ortaya koymaktadır. Zira, Kur'an'ı okumamasına veya gerektiği gibi okumamasına ( ayetlerdeki sembolizm ve nümeroloji üzerine düşünerek ) rağmen Kur'an'ı doğrudan reddeden bu kitle esas itibarıyla dogmatizmin en net tezahürüne vesile olmaktadır. Ayrıca bu kitle, "Yoktan yaratılış ve yoktan yaratan" fenomenini dikkate almadan tüm tezlerini "Doğa" ve "Doğal seçilim" kavramlarının ardına sığdırmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla, Ateizm ve Nihilizm söylemlerinin ardındaki gerçeğin aslında "Cehilizm" ( Cahilcilik ) yani cehalet olduğu açığa çıkmaktadır.

Bu konuya ilişkin olarak Enfal suresinin 48. ve 49. ayetleri dikkat çekmektedir.

8/48 - Ve iz zeyyene lehümüş ŞEYTANÜ a'malehüm ve kale la ğalibe lekümül yevme minen nasi ve innı carul leküm fe lemma teraetil fietani nekesa ala akıbeyhi ve kale innı berıün minküm innı era ma la teravne İNNI EHAFÜLLAH vallahü şedıdül ıkab

( Ve ŞEYTAN, onlara çalışmalarını süslü gösterdiği zaman, "Bugün insanlardan size galip gelecek yoktur. Kesinlikle ben size yardımcıyım." dedi. İki topluluk göründüğünde topukları üzerinde döndü ve "Kesinlikle ben sizden beriyim. Kesinlikle ben sizin görmediklerinizi görüyorum ve KESİNLİKLE BEN ALLAH'TAN KORKARIM. Allah azabı şiddetli olandır." dedi. )

Yukarıdaki ayette şeytanın "Allah'tan korktuğunu" beyan etmesi çok önemli bir husustur. Zira şeytan insanı daima seçenek sunarak, ilahi ilmi çarpıtarak ve bilgide farklı anlam algısı oluşturarak aldatmaktadır. Şeytanın dahi Allah'a inandığı ve O'ndan korktuğu bir ilahi nizamda, yine şeytan telkini olan Ateizm, Nihilizm gibi kavramlarını üretip insanları doğru yoldan saptırmaya çalışmak beyhude ve helak ile sonuçlanacak bir çabadır.

8/49 - İz yekulül münafikune vellezine fı kulubihim meradun ğarra haülai dınühüm ve men yetevekkel alellahi fe innellahe azızün hakım

( Zamanında ikiyüzlüler ve o kalplerinde hastalık bulunanlar, "Şunları dinleri aldattı." diyorlardı. Kim Allah’a dayanıp sığınırsa, kesinlikle Allah yücedir hakimdir. )

Yukarıdaki ayette "İkiyüzlülerin ve kalplerinde hastalık olanların dinin aldatıcı bir olgu" olduğunu söyledikleri görülmektedir. Bu söylemin benzeri bugün ateistler ve nihilistler tarafından "Ateizm bilimsellik, dindarlık bilimsel olmamaktır." söylemiyle tezahür ettirilmektedir. Daha "Din" * kelimesinin, "Yaratıcının bahşettiği nimetlere olan hürmet, varlıkların O'na olan borcu" anlamına geldiğinden dahi habersiz olan bu kitle Kur'an'ın bilimler üzeri bilim kaynağı olduğundan, yaratılışın tüm kodlarını içerdiğinden, bilimsel teorilere ve teoremlere ilham kaynağı olduğundan da elbette habersiz olacaktır. ( * "Din" kelimesinin, Arapça'daki "Deyn" ( Borç ) kelimesiyle ve batı dillerindeki "Dignity" ( Haysiyet ) kelimesiyle kök anlam ilintisi bulunmaktadır. Zira "Borç" ve "Haysiyet" kelimeleri kişinin öz saygınlığını ve bu saygınlığını koruması için bağlı kalması gereken ahlaki ilkeleri temsil eden kavramlardır. Söz konusu ilkeler de iyilik, doğruluk, özveri, fedakarlık, yardımseverlik, ahlaksızlıktan uzak durmak olarak sıralanabilir. Bu ilkeler de zaten vicdan mekanizmasının temel bileşenleri olup Allah kavramının idrak edilmesini sağlamaktadırlar. Dolayısıyla din kavramı esas itibarıyla tüm insanların yaratılış kodlarında bulunmaktadır. )

Bu noktada, Yaratıcı'nın ve dinin reddi olarak tanımlanan Ateizm kavramı açısından önemli bir ayırıcı hususu da belirtmek gerekmektedir. Din olgusu, maddi ve dünyevi menfaati çoklayabilmek için insanları kontrol altına almaya, istismar etmeye ve sömürmeye çalışan alim görünümlü müşrik şeytanlar tarafından binlerce yıldır saptırılmıştır. İnsanlar, Kur'an ilminden uzak tutulmuş, icra edilen şeytani ritüeller, ahlaksızlıklar ve türlü kötülükler insanlara din olarak telkin edilmiştir. Bu nedenle, din adı altında yapılan bu uygulamaları görüp de "Din buysa ben ateistim." diyen insanları ayrı tutmak, onların gerçek Kur'an ilmi ve dinin gerçek anlamı hakkında bilgilenmelerine vesile olmak gerekmektedir. Öte yandan Ateizm'i, "Tek Tanrıya inanç ancak çok tanrıyı red" olarak yorumlayan insanların varlığı da hatırlanmalıdır. Bu düşünce yapısındaki Ateistler, aslında "Deizm" anlayışına yakındırlar. Zira "Deizm" sadece tek tanrının varlığından başka hiçbir şeyi ( kitaplar, haberciler, melekler vb. ) kabul etmeyen bir akımdır.

Şeytanın telkini ve tesiriyle “Kontrolü elinde tutma” obsesyonuna kapılmış olan, kadere inanmayan ve Allahü Teala'nın tüm varlıklara tekamül imkanı sağlaması için bahşettiği ilahi nizamına başkaldıran bu kibirli kitleye sorulacak şu basit soruların tekrar düşünmelerine fırsat vermesi ümit edilir.

- Evrenin nasıl oluştuğunu ve öncesini ispatlayıp, açıklayabilir misiniz? ( Ateistlerin kadim söylemi şudur. "Bilimsel olarak açıklanmamış, ispatlanmamış olana inanmam." Bu durumda evrenin varlığına inançlarını da sorgulamaları gerekir. )

- Dünyanın dönüşünü kontrol edebilir misiniz?

- Kalp atışlarınızı kontrol edebilir misiniz?

- İç organlarınızın faaliyetlerini düzenleyip, yönlendirebilir misiniz?

- Aklınıza bir fikrin gelmesini veya gelmemesini kontrol edebilir misiniz?

- Çok çalışmanıza rağmen herhangi bir konuda istediğiniz sonuca ulaşacağınızı garanti edebilir misiniz?
......
......


İlahi nizamdaki tüm olgular alemlerin Rab'bi Allahü Teala'dan ve O'nun izniyle vazifeli varlıklardan ( melekler ) iletilen kozmik tesirlerle sevk ve idare edilmektedir. Kur'an'da, yaratılışa ve kader mekanizmasına ilişkin bilgi aktaran ve bazıları "inançsızlara soru formatında" düzenlenmiş aşağıdaki ayetler önem arzetmektedir.

54/49 - İnna külle şey'in halaknahü bi KADER* ( Kesinlikle biz herşeyi ÖLÇÜ ile yarattık. )

* "Kader" kelimesi, "Mikdar" ( Miktar ) kelimesinin de kökü olup, "Ölçü" anlamına gelmektedir.


36/12 - İnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şey'in AHSAYNAHÜ fı imamin mübin

( Kesinlikle biz, biz ölüleri diriltiriz ve o sunduklarını, eserlerini yazarız. Herşeyi, apaçık delil içinde SAYDIK. )

78/29 - Ve külle şey'in AHSAYNAHÜ kitaben

( Ve kitapta olmak üzere herşeyi SAYDIK. )

2/258 - E lem tera ilellezi hacce ibrahıme fı rabbihı en atahüllahül mülk iz kale ibrahımü rabbiyellezi yuhyı ve yümıtü kale ene uhyı ve ümıt kale ibrahımü fe innellahe ye'tı biş şemsi minel meşrikı FE'Tİ BİHA MİNEL MAĞRİBİ fe bühitellezi kefer vallahü la yehdil kavmez zalimın

( Allah kendisine mülkü, hükümdarlığı verdi diye, İbrahim’ le Rab’binin hakkında o tartışıp mücadele edeni görmedin mi? Zamanında İbrahim "O Rab'bim ki diriltir ve öldürür." dedi. "Ben de diriltirim ve öldürürüm." dedi. "Kesinlikle Allah Güneş’i doğudan getirir, O HALDE ONU BATIDAN GETİR." dedi. Böylece o inkar eden şaşırdı. Allah zalimler kavmini yönlendirmez. )


16/20 - Vellezine yed'une min dunillahi la yahlükune şey'en ve hüm yuhlekun

( Ve o Allah’tan başka çağırdıkları hiçbir şey yaratamazlar ve onlar yaratılmışlardır. )


56/57 - Nahnü halaknaküm fe levla tusaddikun

( Biz yarattık sizi. O halde doğrulamanız gerekmez miydi? )

56/58 - E fe reeytüm ma tümnun

( O akıttığınızı gördünüz mü? )

56/59 - E entüm tahlukunehu em nahnül halikun

( ONU SİZ Mİ YARATTINIZ? Biz miyiz yaratan? )





Tuesday, March 31, 2020

La İlahe İllallah

"La ilahe illallah" ( Allah'tan başka ilah yoktur. ) cümlesi, inananlara vahdet ( birlik, ünite ) bilincini telkin eden Kur'an'daki en önemli cümlelerden biridir.

Bu cümle Kur'an'da 33 kere tekrarlanmakta olup, 33 sayısının nümerolojik değeri 6 sayısını ( 3+3 = 6 ) vermektedir. 6 sayısı Allahü Teala'nın yaratışını ve O'nun yüceliğini sembolize eden ilahi mühür sayısıdır. ( 33 sayısı ayrıca okült ezoterik cemiyetlerde de üst dereceyi sembolize eder. Ancak bu sembolizme okült anlamlar da yüklenebilmektedir.! )

"La ilahe illallah" ifadesinin ilk kez geçtiği ayetin numarası 163 ( 1+6+3 = 10 ),

2/163 - Ve ilahüküm ilahün vahid la ilahe illa hüver rahmanür rahım
( Ve ilahınız tek ilahtır. Şefkatli ve merhametli olan O’nun haricinde ilah yoktur. )

son kez geçtiği surenin numarası 73 ( 7+3 = 10 ) ve ayetin kodu ise 73/9'dur. ( 7+3+9 = 19 ... 1+9 = 10 ) Ayrıca bu ayetin ilk cümlesi 10 kelimeden oluşmaktadır.

73/9 - Rabbü (1) el (2) meşrikı (3) ve (4) el (5) mağribi (6) la (7) ilahe (8) illa (9) HÜVE (10) fettehizhu vekilen
( Doğunun ve batının Rab’bidir. O’nun haricinde ilah yoktur. O halde O’nu vekil olarak edin. )

Nümerolojik değeri "1" olan 10 sayısı, Allahü Teala'nın tekliğini ve birliğini sembolize eden sayıdır.




Hipnoz ( Uyku ) mekanizması ve Gerçeklik

Evvelki bölümlerde gerçeğin temelini hayalin oluşturduğuna, "Hayal" kelimesinin kökündeki "Hay" kelimesinin "Diri, Yaşayan, Gerçek" anlamına geldiğine değinişmişti. Yaratılıştaki her şey ilahi imajinasyonun bir tezahürüdür. Bu bağlamda Allah'ın ruhundan üflediği idrakli varlıkların da aynı şekilde imajinasyon ( hayal etme ) sayesinde gerçeklik ( realite ) yaratma potansiyelleri bulunmaktadır. Bu fenomenin oluşabilmesi için beyin dalgalarını kaba madde alemi olan dünya frekansından daha üst frekanslara çıkarmak gerekmektedir. Meditasyon, Trans, Hipnoz, Yoga gibi muhtelif isimlerle anılan çalışmalarının temel amacı söz konusu frekansı yükseltmektir.

Adı geçen çalışmaların isimleri incelendiğinde ortak bir kavram açığa çıkmaktadır. "Bir halden başka bir hale geçiş" yani "UYKU"

Meditasyon = Aracılık etmek
Trans = Geçiş
Hipnoz / Hupnosis ( Yun. ) = Uyku ( Uy + ku* ... "Uyum sağlatıcı" )
Yoga ( Sans. ) = Birleşme ( Bir başka frekans ile temas, farklı frekansa erişim )

* -ku eki Keski, Biçki, Atkı, Tepki kelimelerinde olduğu gibi ki -ki/kı eki sonuna geldiği fiil köküyle birlikte isim oluşturmakta ve "Eylemin yapılmasına aracı olan" anlamını vermektedir. 

Tüm bu imajinatif realite tesisi süreçlerinin temelinde "Kelime" iletişimi bulunmaktadır. Zira kelimeler, ruhun da maddenin de yaratılış kodlarıdır. 

Yunus suresi / Kur'an

10/82 - Ve yühıkkallahül HAKKA bi KELİMATİHİ ve lev kerihel mücrimun
( Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah GERÇEĞİ KELİMELERİ ile gerçekleştirir. )

Yuhanna suresi / İncil

43-Yuhanna-1-1 Başlangıçta KELİME vardı. KELİME Tanrı'yla birlikteydi ve KELİME Tanrı'ydı.
43-Yuhanna-1-2 Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi.
43-Yuhanna-1-3 Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı.

İdrakli varlıkların gerçeklik deneyiminin üç temel unsuru olduğuna evvelce değinilmişti. Olgu, Algı ve Duygu. İdrakli tüm varlıklar bu üç unsurun tezahürü ile gerçekliği ve var olmayı deneyimlerler. Maddi veya manevi bir unsurun ( Olgu ) varlıkta oluşturacağı farkındalık ve yorumlama ( Algı ) sonucunda varlıkta oluşan ruhsal durum ve hissiyat ( Duygu ) gerçekliği deneyimleme sürecinin özüdür.

Bu çerçevede, beynin kaba madde alemindeki gerçeklik deneyimleme sürecine ilişkin insandaki süreç akışı, maddesel bir olgu olan "Şeker" kelimesi örneğiyle şöyle tanımlanabilir. ( Titreşimsel olgular "" olarak işaretlenmiştir. )

1- Belirli bir frekansta titreşen "Şeker", yine belirli bir frekansta titreşen "Dil" ile temas eder.
2- "Dil" bu temas sonucunda deneyimlediği "Lezzet" frekansını, "Sinirler" vasıtasıyla "Beyine" iletir. 
3- "Beyin", kendisine iletilen "Lezzeti" analiz eder ve "Tatlı" olarak tanımlar.
4- "Tatlı" kelimesinin, yaratılış kodlarındaki titreşimsel karşılığı olan "Hoş", "Keyif veren" kelimeleri aktive edilir.
5- "Beyin", aktive edilen bu kelimeleri talimat olarak algılayarak "Keyif" duygusunu, ilgili "Hormonları" salgılayarak, sağlar.

Manevi bir olgu olan "Saygılı" kelimesi örneği incelenecek olsaydı,  sadece akıştaki 4. ve 5. maddeler gündeme gelecekti.

Yukarıdaki akışlarda da görüleceği üzere kaba madde aleminde deneyimlenen gerçeklik, varlığa dışarıdan gelen ve kaba madde frekansında titreşen uyarıcı olgular ( maddi, manevi ) vasıtasıyla tezahür etmektedir.

Dış telkin veya öz odaklanma ve konsantrasyon vesilesiyle oluşturulabilen Hipnoz ( Uyku ) ve Trans durumu, varlığın kaba madde frekansından sıyrılıp daha üst frekanslara ve gerçeklik seviyelerine yükselmesi halidir. Dolayısıyla artık varlığın kaba madde frekansıyla etkileşimi kalmamıştır. İşte frekansı böyle yükselmiş olan bir varlık, herhangi bir maddesel olgu olmadan, sadece kendisine dışarıdan yapılacak ( Örnek: Hipnotizatör vasıtasıyla ) veya kendisinin yapacağı iletişimdeki "Kelimelere" göre gerçeklik deneyimleyebilmekte ve hala kaba madde frekansında titreşmekte olan vücut yapısında değişiklikler de oluşabilmektedir. Bu durum, kaba maddenin düşük frekanslı planı ( alemi ) olan dünyanın sadece bir ilüzyon olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Zira Kur'an auetlerinde "Dünya hayatının aldatıcı olduğu" defaatle bildirilmektedir.

Hipnotik trans ( Uykuya dayalı trans ) hali ve bu haldeki bilgi iletişimine ilişkin bilgiler Enfal ve Kehf suresinin aşağıdaki ayetlerinde misallendirilmektedir.

8/11 - İz yüğaşşikümün NÜASE emeneten minhü ve yünezzilü aleyküm mines semai maen li yütahhiraküm bihı ve yüzhibe anküm riczeş şeytani ve li yerbita ala kulubiküm ve yüsebbite bihil akdam
( Zamanında, kendinden güvenlik olarak size UYKU örtüyordu. Sizi onunla temizlemek, şeytanın pisliğini sizden gidermek, kalplerinize kuvvet vermek ve ayaklarınızı, adımlarınızı onunla sabitlemek için gökten üzerinize su indiriyordu. )

8/43 - İz yürıkehümüllahü fı MENAMİKE kalıla ve lev erakehüm kesıran le feşiltüm ve le tenaza'tüm fil emri ve lakinnellahe sellem innehu alimün bi zatis sudur
( Zamanında Allah, UYKUNDA sana onları az gösteriyordu. Eğer Allah sana onları çok gösterseydi korkacaktınız. İş hakkında tartışacaktınız. Lakin Allah selamet, emniyet verdi. Kesinlikle O göğüslerin sahip olduğunu bilendir. )

18/18 - Ve tahsebühüm eykazan ve hüm RUKUDÜN ve nükallibühüm zatel yemıni ve zateş şimali ve kelbühüm basitun ziraayhi bil vesıyd lev ittala'te aleyhim le velleyte minhüm firaran ve le müli'te minhüm ru'ba
( Ve onları uyanık sanırdın ama onlar UYKUDAYDILAR. Onları sağa ve sola çevirirdik. Köpekleri ön ayaklarını kapı eşiğine uzatıp yaymıştı. Şayet onları görseydin firar ederek onlardan yüz çevirirdin ve onlardan korku ile doldurulurdun. )














Monday, March 30, 2020

Okült ezoterik cemiyetler

Dinde ayrışıp gruplaşılmaması gerektiği, aksine Kur'an ilminin şemsiyesi altında birleşilmesi gerektiği aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

2/27 - Ellezine yenkudune ahdellahi min ba'di mısakıh ve yaktaune ma emerallahü bihı en yusale ve yüfsidune fil ard ülaike hümül hasirun

( O verdikleri sözleri sonrasında Allah’a olan ahdini bozanlar ve Allah’ ın birleştirilmesini emrettiğini kesip ayıranlar ve yerde bozgun yapanlar, işte onlar hasarlananlardır. )

42/13 - Şeraa leküm mined dıni ma vessa bihı nuhan vellezi evhayna ileyke ve ma vessayna bihı ibrahıme ve musa ve ıysa en ekımüd dıne ve la teteferraku fıh kebüra alel müşrikıne ma ted'uhüm ileyh allahü yectebı ileyhi men yeşaü ve yehdı ileyhi men yünıb

( Dini ayakta tutasınız ve onun hakkında ayrışıp gruplaşmayasınız diye o Nuh' a emrettiklerini, o sana vahyettiklerimizi, o İbrahim' e, Musa' ya, ve İsa' ya emrettiklerimizi size dinden yol yaptı. O onları çağırdığın, ortak koşanlara büyük geldi. Allah dilediği kimseyi kendine seçer. Pişman olup gerçeğe yönelen kimseyi kendine yönlendirir. )

Ancak küreselciler, kaosa dayalı şeytani dünya düzeni ilkelerinin gereği olarak tüm coğrafyalardaki insanların öz ve vicdani değerlerinden kopmalarına ve gruplara ayrışmalarına sebep olmuşlardır. Bunun sonucunda Allah'ın birliği kavramından uzaklaşılmış, insanların ilahlaştırıldığı, mürşid - mürid ilişkisinin, şirkin ve en önemlisi negatif enerji frekansı salınımı sağlayan satanik pagan ritüellerin  ( kan dökme, pedofili, eşcinsellik, ensest ilişki, bestializm ) hakim olduğu tarikatler, mezhepler, okült ezoterik cemiyetler ve gizli örgütler ortaya çıkmıştır. Ancak tüm bu gruplar esas itibarıyla küreselcilerin şeytani planlarına hizmet etmek üzere organize ve manipüle edilmektedirler. Bu noktada hatırlanması gereken en önemli husus ise özünde küresel şeytanların küresel hedeflerine hizmet eden tüm bu bölünmüş ve ayrıştırılmış cemiyetler aslında tek bir merkezden sevk ve idare edilmektedir. Bu merkez esas itibarıyla dev bir küresel şirket olan ve dünyadaki büyük bir para akışının yönetildiği "Vatikan"'dır. "Vatican Holly See", Vatikan'ın sembolüdür.


"Vatican" kelimesi "Vatis" ( Kavga) ve "Can"* ( Yılan / Cin ) kelimelerinden oluşmakta olup, "Yılanın / Cinin Kavgası" anlamını içermektedir.

*27/10 Ve elkı asak fe lemma raaha tehtezzü ke enneha CANNün vella müdbiran ve lem yüakkıb ya musa la tehaf innı la yehafü ledeyyel murselun ( Ve asanı at." Böylece onu kesinlikle YILAN gibi deprenip sürünürken gördüğünde arkasına dönmedi ve ardına bakmadı. "Ey Musa korkma. Kesinlikle benim. Gönderilenler huzurumda korkmazlar. )

15/27 - Vel CANNE halaknahü min kablü min naris semum ( Ve CİN, onu önceden, içe işleyen zehirli ateşten yarattık. )

Zira Vatikan oditoryumunun dış yapısının yılan kafası formunda olması ve konferans salonunun da yılanın gözlerini, ağzını, dişlerini ve pullu derisini sembolize edecek şekilde dizayn edilmiş olması rastlantı değildir.


                               
Vatikan Oditoryumunun dıştan görüntüsü ( Yılan kafası formu )

                    
Vatikan Oditoryumunun içten görüntüsü...( Yılan kafası, gözleri, ağzı ve dişleri )

Ayrıca son yıllarda Papa'lar hakkında açığa çıkan pedofili, eşcinsellik vb. skandalları da zaten bu yapının iç dinamiklerini ifşa eder niteliktedir. Öte yandan yoğun bir okült ezoterik sembolizmin hakim olduğu bu yapıda en göze çarpan sembolik unsur psikoposların ve kardinallerin, İncil'de geçen ve "Dünya fahişelerinin ve iğrençliklerinin anası" olarak tanımlanan Babil Fahişesi'nin giysisinin tasvirinde yer alan mor ve kırmızı renklerden oluşan cüppeler giymeleridir.

Öte yandan, Mesih İsa'nın "çarmıha gerilmiş" halinin sembol olarak kullanılması da çok düşündürücü bir konudur. Zira kutsal sayıldığı iddia edilen bir kavramın mağduriyet içeren bir tasvirle sembolleştirilmesi tezat teşkil etmektedir. "Çarmıha gerilmiş Mesih İsa" sembolü okült ( batıni )  açıdan satanik bir semnol olarak görünmekte ve şeytanın Mesih İsa üzerindeki zaferini ( haşa ) sembolize etmekte gibi durmaktadır. 

Nihayetinde ortak satanik pagan anlayışa dayanan küresel bazdaki önemli okült ezoterik örgütler şöyle özetlenebilir. ( Bu örgütlenme doğu kültüründe de aynı zihniyet ve ritüellerle cemaat  ve tarikat yapılanması olarak tezahür etmiştir. )

JESUIT ORDER

Merkezi Roma'da olan Katolik Kilisesi kültüdür. Papa Paul III'ün onayıyla 1540 yılında Ignatius of Loyola tarafından kurulmuştur.


CLUB OF ROME

Roma'daki Accademia dei Lincei'de 1968 yılında kurulmuştur. Mevcut ve geçmiş devlet başkanlarının, Birleşmiş Milletler bürokratlarının, üst düzey politikacıların, hükümet yetkililerinin, diplomatların, bilimadamlarının, ekonomistlerin ve işadamlarının oluşturduğu küresel bir örgüttür.


HERMETIC ORDER OF THE GOLDEN DAWN

Geç 19. yüzyılda okültizm, metafizik ve paranormal aktivite çalışmaları için kurulmuş örgüttür.


SKULL AND BONES SOCIETY ( KAFATASI VE KEMİKLER CEMİYETİ )

Order 322 ( 322 Kültü ) veya The Brotherhood of Death ( Ölüm Kardeşliği ) olarak da anılan örgüt, Yale Üniversitesi öğrencileri tarafından kurulmuştur.


KNIGHTS OF MALTA ( MALTA ŞÖVALYELERİ ) 

Hospitalye Şövalyeleri ya da Aziz Yuhanna Şövalyeleri tarikatı ( Cavalieri Ospitalieri / Hastane Şövalyeleri) 1070 civarında kurulmuş bir şövalye tarikatıdır. Sonradan ismi Rodos Şövalyeleri, çok sonralarıysa Malta Şövalyeleri olarak anılmıştır. İlk Başefendisi 1100 civarlarında seçilmiş olan Peter Gerard idi.


Opus Dei ( Tanrı'nın Eseri ) 

2 Ekim 1928 tarihinde Madrid'de bir papaz olan Jose Maria Escriva de Balaguery Albas tarafından kurulan katolik bir örgüttür.



ORDO TEMPLİ ORIENTIS ( DOĞU TAPINAKLARI KÜLTÜ )

20. yüzyıl başlarında Aleister Crowley, Carl Kellner, Heinrich Klein, Franz Hartmann ve Theodor Reuss tarafından kurulmuştur.  


ROSICRUCIANS ( GÜLHAÇÇILAR ) 

17. yüzyıl başlarında Avrupa'da kurulan ve Kabala, Hermeticism, Alşimi ve Hristiyan Mistisizmi alanlarında faaliyet gösteren örgüttür.



COUNCIL OF FOREIGN RELATIONS ( CFR )

David Rockefeller ve Paul Warburg tarafından 1921 yılında New York’ta kurulmuş olan ve halen küresel bazda sosyoekonomik ve sosyopolitik stratejileri belirleyen örgüttür.


TRILATERAL COMMISSION

David Rockefeller tarafından 1973 yılında kurulan düşünce kuruluşu niteliğindeki örgüttür. Logosunda sübliminal 666 sembolizmi bulunur.


THE TAVISTOCK INSTITUTE

İnsan davranışlarına, sosyopsikolojiye ve sosyopolitik hususlara ilişkin araştırmalar ve analizler yapmak üzere 1916 yılında bir klinik olarak İngiltere'de kurulmuş olan ve daha sonra bir Think Tank düşünce kuruluşu yapısına bürünen örgüttür. Enstitünün ilk kuruluş amacı savaşa katılıp geri dönen askerleri yaşadıkları travmadan kurtarıp topluma kazandırmak olarak açıklanmıştır. Ancak daha sonra ana çalışma konusu kitlelerde tutum ve davranış alterasyonu oluşturan zihin kontrol tekniklerinin geliştirilmesi ve uygulanması olmuştur.


COMMITTEE OF 300

1727 yılında Britanya Aristokrasisi tarafından kurulan ve Olympians olarak da bilinen örgüttür.

FABIAN SOCIETY

Demoktatik sosyalizm felsefesini temsilen 1884 yılında Londra'da kurulan cemiyettir. Cemiyetin logosundaki "Kurt ve Kuzu" sembolü İncil'deki "Kuzu postuna bürünmüş kurt" kavramını çağrıştırmaktadır.


CLUB BILDERBERG

1954 yılında kurulmuş olan, mevcut ve geçmiş devlet başkanlarının, Birleşmiş Milletler bürokratlarının, üst düzey politikacıların, hükümet yetkililerinin, diplomatların, bilimadamlarının, ekonomistlerin ve işadamlarının oluşturduğu küresel bir örgüttür.


PILGRIM SOCIETY ( HACILAR CEMİYETİ )

1902 yılında Sir Harry Brittain tarafından kurulmuş olan örgüttür. 


KU KLUX KLAN

1865 yılında kurulmuş olan ve faaliyetlerine ilk olarak Afrika kökenli Amerikalı'lara karşı düşmanlığı telkin etmek ve uygulamak ile başlamış ırkçı örgüttür.


ADL - ANTIDEFAMATION LEAGUE

1913 yılında merkezi Amerika'da olmak üzere, dünya Yahudilerinin itibarsızlaştırılması girişimlerine karşı bir savunma mekanizması olmak üzere kurulmuş İsrail Devleti örgütüdür.


BOHEMIAN CLUB

1872 yılında kurulmuş olan ve toplantıları San Francisco California'daki Bohemian Ormanı'nda yapıldığı için ismini bu ormandan alan örgüttür.


KNIGHTS TEMPLAR ( TAPINAK ŞÖVALYELERİ )

Duvarcı ustası Tapınak Şövalyeleri veya Mabed Şövalyeleri, Tapınak Tarikatı ( Pauperes commilitones Christi Templique Solomonici / Süleyman Tapınağı ve İsa'nın Fakir Askerleri ), Fransız Hugues de Payens tarafından 1119 civarında Kudüs'te Hıristiyan hacıları korumak için kurulmuş olan ve 9 şövalyeden oluşan bir tarikattır.


ROUND TABLE ( YUVARLAK MASA )

1155 yılında Kral Arthur'un şövalyelerinin oluşturduğu tarikattır.


FREEMASONRY

Tapınak şövalyelerinin devamı niteliğindeki okült ezoterik cemiyettir.


LIONS CLUB

1917 yılında Chicago Illıüinois'da Melvin Jones tarafından, hayır kurumu niteliğiyle kurulan örgüttür. Logosundaki "Farklı yönlere bakan aslan kafaları" düaliteyi ve pagan ilah addedilen Güneş'i sembolize eder.


ROTARY CLUB

1905 yılında Evanston Illinois'de, insani hizmet kurumu niteliğinde kurulan örgüttür. Örgüt logosu Güneş'i sembolize eder.



DRUIDS ( SATANİST CELTIC / KELT RAHİPLERİ )

MÖ 50'li yıllarda ortaya çıkan eski Celtic ( Kelt ) dönemindeki sihirbazlar ve falcılar tarikatıdır.


SABETAYCILAR

17. yüzyılda İzmir ve çevresinde ortaya çıkan Sabatay Sevi'nin kurucusu olduğu, onu Mesih kabul eden mistisizme ve Kabbala'ya dayanan inanç.

YEZİDİLER

Kürtçe konuşan ve şeytanı ilah addeden tarikatttır. Şeytanı "Meleki Tavus" olarak anarlar.

MECUSİLER

Maguşluk veya Zerdüştçülük olarak da bilinen ateşe tapma tarikatıdır. Maguşlar, Kuzey İran'da kurulmuş olan antik Media Krallığı'nın rahip sınıfıydı. Maguşlar sihir yapabilme, hadisleri ve rüyaları yorumlayabilme ve astrolojik öngörülerde bulunabilmeleriyle ünlüydüler. ( Mecusi veya Maguş kelimeleri Magic ( Sihir ) ve Magician ( Sihirbaz ) kelimelerinin de köküdür.

SABİİLER ( MANDEİLER )

Sâbiî (subbâ, subbî) ve sâbiîlik terimleri, Arap komşularınca Güney Mezopotamya’da yaşayan bir topluluk ve onların yıldıza tapma kavramını içeren dinleri için kullanılmaktadır.

MELAMİLER

Allah'ta yok olmak "Fenafillah" ve Allah ile var olmak "Bekabillah" kavramlarının kişiyi şirk fiilinden temizlediğine inanan cemiyettir. Melami kelimesi "Levm" ( Kınama ) kökünden türemiştir.

TASAVVUF / SUFİLER

Mevlana Celaleddini Rumi'yi lider, onun yazmış olduğu Mesnevi isimli kitabı kutsal kitap addeden ve mürşid - mürid ilişkisini temel ilke edinmiş olan tarikattır. Tarikat üyelerine Sufi adı verilir. Ritüellerinin başında ney ve bendir melodisi eşliğinde sema etmek yani uzun kavuklar ve beyaz cübbe giymiş halde dönmektir.