3 Nisan 2020 Cuma

İlahi Nizamda Ödül ve Ceza Kavramları

Ödül ve Ceza, bu kelimelerin bilinen en basit anlamları itibarıyla, bazı varlıkların bazı varlıkları yönlendirebilmeleri için kullandıkları totaliter, diktatorial ve aşağılayıcı bir sistemin bileşenleridir. Esas itibarıyla bu sistem henüz yeterli idrak seviyesine erişmemiş, nefsaniyet olgusundan sıyrılamamış, öz varlık bilinci oluşmamış yani henüz tekamül sürecinin başlarında olan varlıklar için geçerli olan bir sistemdir. Zira tekamül yolundaki varlıklar, eylemlerinin sonuçlarına ilişkin gerçekleşecek karşılıklandırılmanın kendi ruhlarında tezahür edecek hal değişimlerinden başka bir şey olmadığını bilirler. Bu nedenle Kur'an'da "Hesap görücü olarak nefsin sana yeter." ifadesi bulunmaktadır.

17/14 - İkra' kitabek kefa bi nefsikel yevme aleyke hasıba ( Kitabını oku. O gün nefsin, hesap görücü olarak sana yeter. )

Ödül ve Ceza kelimelerinin Kur'an'daki karşılıkları sırasıyla "Ecir" ve "Ceza" kelimeleri olup, anlamları ise şöyledir.

Ecir = Herhangi bir eylem karşılığında verilen maddi veya manevi olumlu karşılık ( Kök anlam olarak sadece "Karşılık" anlamı da bulunmaktadır. )

Ceza = Herhangi bir eylemin karşılığı ( Türkçe'deki "Eczahane" kelimesi "Ecza" ve "Hane " kelimelerinin birleşiminden oluşmakta ve "Karşılık evi" anlamına gelmektedir. Yani "tıbbi soruna tıbbi çare, karşılık bulma evi / yeri" anlamındadır. ) Dolayısıyla "Ceza" kelimesi kök anlam itibarıyla "Herhangi bir eylemden dolayı uygulanan maddi veya manevi mahrumiyet veya olumsuz durum" anlamına gelmektedir.

Kur'an'da "Ecir" kelimesi 108 kere, "Ceza" kelimesi ise 117 kere tekrarlanmaktadır. Her iki kavramın da  tekrar adetlerinin nümerolojik değerlerinin "9" olması aslında "Ecir" ve "Ceza" kelimelerinin özde aynı anlama işaret ettiklerini bildirir niteliktedir. Zira, "Ecir" kelimesi de "Ceza" kelimesi de kök anlam olarak "Karşılık" anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle, nihayetinde varlıkların tekamülü için tesis edilmiş olan ilahi nizamda "Kötü ve olumsuz anlam yüklenmiş" şekilde bir "Ceza" kavramı bulunmamakta sadece "Eylemlerin karşılığını alma" kavramı bulunmaktadır. 

"Ecir" ( Ödül ) kelimesi Kur'an ayetleri itibarıyla incelendiğinde ilahi nizamdaki ödül kavramının algılanandan, bilinegelenden çok farklı olduğu ve tamamen varlığın öz denetimine ve idrakine dayalı bir olgu olduğu görülmektedir.  Aşağıdaki ayetler "Ecir" kavramının ne olduğunun idrak edilmesine yardımcı olmaktadır.

2/62 - İnnellezine amenu vellezine hadu ven nesara ves sabiıne min amene billahi vel yevmil ahıri ve amile salihan fe lehüm ECRUHÜM ınde rabbihim ve LA HAVFÜN aleyhim ve LA HÜM YAHZENUN

( Allah’a ve sonraki güne inananlardan ve iyilikler yapanlardan olan o inanan Yahudilere, Nasıralılara ve Sabiilere, artık onlara Rab’lerinin indinde kesinlikle ÖDÜLLERİ vardır. Onlara KORKU YOKTUR. Onlar HÜZÜNLENMEZLER. )

2/112 - Bela men esleme vechehu lillahi ve hüve muhsinün fe lehu ECRUHU inde rabbihı ve la HAVFÜN aleyhim ve la hüm YAHZENUN

( Bilakis. Kim yüzünü Allah’a teslim ederse ve o iyilik yapan olursa böylece Rab’binin indinde ÖDÜLÜ onadır ve üzerlerine KORKU YOKTUR ve onlar HÜZÜNLENMEZLER. )

7/49 - E haülaillezıne aksemtüm la yenalühümüllahü bi rahmeh ÜDHULÜL CENNETE LA HAVFÜN ALEYKÜM VE LA ENTÜM TAHZENUN
( “Allah onları rahmetine erdirmiyecek." diye yemin ettikleriniz bunlar mıydı? GİRİN CENNETE, ÜZERİNİZE KORKU YOKTUR. SİZLER HÜZÜNLENMEZSİNİZ. )

Adedi artırılabilecek olan bu örnek ayetlerde açıkça görülen husus, Rab'bin en büyük ödülünün "Korku ve "Hüzün duygularından arınma" olduğudur. Zira, bir varlığın frekansının yükselmesi ve ruhsal tekamüle ermesinin önündeki en büyük engel, o varlığı kaba madde frekansına ( dünya / cehennem ) bir pranga gibi bağlayan ve "Azap" kavramının iki temel bileşeni olan düşük frekanslı "Korku" ve "Hüzün" duygularıdır. Küresel şeytanların insanları tam kontrol altına alma projesi kapsamındaki temel silahları da bu iki duygudur. Korku ve hüzün duygularından arınan bir varlık üst boyuta yani yarı süptil alem olan cennete geçişe hazır hale gelir.

"Ceza" kavramı aşağıdaki ayetlerde, "yapılan eylemlerin karşılığının alınması" anlamında yer almaktadır.

6/120 - Ve zeru zahiral ismi ve batıneh innellezine yeksibunel isme SEYÜCZEVNE BİMA KANU YAKTERİFUN
( Ve günahın açığını da, görünürünü de gizlisini de bırakın. Kesinlikle o günah kazananlar, o İŞLEDİKLERİNDEN DOLAYI KARŞILIKLANDIRILACAKLARDIR. )

66/7 - Ya eyyühellezine keferu la ta'tezirül yevme innema TUCZEVNE MA KÜNTÜM TA'MELUN
( Ey o inkarcılar, bugün özür dilemeyin. Kesinlikle O YAPMAKTA ODUKLARINIZLA KARŞILIKLANDIRILACAKSINIZ. )

Rab'bimiz, "Karşılıklandırma" kavramına, "Kalpteki Sükunet" ve "Kalpteki Hastalık / Azap" ifadeleriyle de işaret etmekte ve döngü sonunda tüm insanların yaptıklarına göre cennet veya cehennem* deneyimini tattıracağını ayetlerinde bildirmektedir. Cennet kavramının yarı süptil üst frekans olan Sirius, cehennemin ise kaba madde frekansı olan dünya olduğu hatırlanmalıdır. ( * Cehennem deneyimi, reenkarnasyonlar vesilesiyle dünyada deneyimlenen yaşamlarda maruz kalınan korku ve hüzün olgularıdır. )

48/4 - Hüvellezi ENZELES SEKINETE Fİ KULUBİL mü'minıne li yezdadu imanen mea ımanihim ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü alimen hakıma
( İnananların inançlarını inançlarıyla artırmak için KALPLERİNİN İÇİNE SÜKUNETİ İNDİREN O'dur. Göklerin ve yerin orduları, askerleri Allah içindir. Allah bilendir hakimdir. )

2/10 - Fİ KULUBİHİM MERADUN fe zadehümüllahü merada ve lehüm AZABUN elimun bima kanu yekzibun
( KAPLERİNDE HASTALIK VARDIR. Böylece Allah onlara hastalıklarını artırır ve yalanlamış olduklarından dolayı elim AZAP onlaradır. )












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder