5 Nisan 2020 Pazar

Marka Bağımlılığı ... Çağdaş Putperestlik

"Marka" kelimesinin kök anlamı "İşaret, Alamet" olarak bilinse de kök anlamı "Yılan" ve "Büyük" kelimelerini içermektedir. Bu kelimenin İngilizce'de karşılığı "Mark", Fransızca'daki karşılığı "Marque", Almanca'daki karşılığı ise "Mark" kelimesidir. 

Mar = Yılan, Büyük
-K = gibi olan *

Sonuna "-k" eki gelmiş bazı kelime örnekleri; ÇıkıK, OyuK ( Tür. ), TragiQUE, LogiQUE ( Fra. ) / TragiC, LogiC ( İng. )

Bilinen anlamıyla "Marka" kelimesi, bir ürünü satmaya çalışan bir şirketin*, aynı ürünü satmaya çalışan diğer bir şirketten ayrışabilmek ve o ürünü "daha çok satabilmek" için ürüne verdikleri isimdir. 

Allahü Teala'nın insanlara eşit olarak bahşettiği nimetlerin birileri tarafından toplanıp, maddi menfaat yani para karşılığında diğer insanlara verilmesi eyleminin yani "Satmak" fiilinin satanik bir eylem olduğu, "Satmak" kelimesinde dahi "Şeytan / Satan" kelimesinin "Şeyt / Sat" kısmının bulunduğuna evvelki bölümlerde değinilmişti. 

( * "Şirket" kelimesi "Şirk" ( Ortak ) ve "Et" ( Gibi olma ) kelimelerinden oluşmakta olup, batıni anlam itibarıyla "Şirk"'e ( Ortak Koşmaya ) işaret etmektedir. Zira, insanlığı kendilerine muhtaç durumda görme ve köleleştirme arzusuyla yanıp tutuşan şirket sahiplerinin büyük bölümü insanları kendilerinin nimetlendirdikleri gibi bir düşünceye kapılmakta , kendilerini yeryüzündeki en büyük güç olarak görmektedirler. Bu zihniyet açıkça şirk zihniyetidir. )

Şirketler, "Marka Bağımlılığı" yaratabilmek için büyük çaba sarfetmekte ve bütçelerinin büyük bölümünü bu konsepte tahsis etmektedirler. Neden? Çünkü "Marka" "Put"un, "Marka Bağımlılığı" da "Putperestliğin" çağdaş isimleridir. İnsanlar, bilinçaltlarına gönderilen doğrudan veya sübliminal mesajlar sayesinde farkında olmadan uydurulmuş isimlere bağlanmakta ve onları savunur hale gelmektedirler. Bir insanın bir markaya bağımlı hale getirilmesi süreci hipnoz sürecinden farksızdır. Zira aynı kalitede olmasına rağmen sadece "markası" ve "fiyatının yüksekliği" nedeniyle bir ürünün diğer bir ürüne tercih edilmesi şartlı refleks ve hipnoz altındaki tutum ve davranış tezahürüdür. ( "Takım tutma" eğilimi de buna benzer bir durumdur. Zira "Takım ismi" de bir markadır. ) Bir çok markanın isminin ve logosunun okült ezoterik sembolizm içermesinin sebebi de sembollerdeki enerji frekansından faydalanarak zihin kontrol sağlama düşüncesidir.

"Marka bağımlılığı" yaratmaya yönelik bu süreçler, esas itibarıyla putperestliğe yönlendiren, insanların kaba madde frekansına bağımlı hale gelmesine sebep olan, ruhsal tekamülünü, idraki yükselişini ve süptil üst frekans algısını bloke eden planlı, kasıtlı ve şeytani uygulamalardır.

14/35 - Ve iz kale ibrahımü rabbic'al hazel belede aminen vecnübnı ve beniyye en na'büdel asnam

( Ve zamanında İbrahim "Rab’bim işte şu beldeyi güvenli kıl. Beni ve oğullarımı putlara kulluk etmekten uzak tut." dedi. )

Necm suresinin 23. ayetinde uyduruk isimlerle oluşturulan ve insanların tapması istenen putlardan bahsedilmektedir. ( Bu ayet doğrudan "Marka" kavramına da işaret etmektedir. )

53/23 - İn hiye illa esmaun semmeytümuh entüm ve abauküm ma enzelellahu biha min sultan in yettebiune illaz zane ve ma tehvel enfüs ve lekad caehüm min rabbihimul huda

( Kesinlikle onlar ancak, sizlerin ve babalarınızın o isimlendirdiğiniz isimlerdir. Allah onlar hakkında delil indirmedi. Kesinlikle ancak zanna ve nefislerinin o heveslendiklerine tabi olurlar. Onlara Rab’lerinden yönlendirici geldi. )

"Rekabet" kelimesinin kökünde "Rikab / Rakıb" kelimeleri bulunmakta olup, bu kelimeler "Gözetleme, Teftiş, Boyunduruğa Alma, Kontrol, Üstüne Binme*" anlamlarını içeren ve şirke, hileye, zulme ve zorbalığa sevkeden şeytani ve düşük frekanslı negatif bir olgudur.  Şirketler kendi ürünlerinin daha çok satması için aralarında anlamsız ve batıl bir mücadeleye yani rekabete girmiş durumdadırlar. Bu yolda, insanların zihinlerini kontrol edebilmek için bir çok aldatıcı reklam ve iletişim uygulamaları yapmaktadırlar. Şirketler, kurdukları kölelik sistemi içindeki köleleri de yani çalışanları da aralarında anlamsız ve batıl bir rekabete yani "sözde yükselme ve uyduruk ünvan edinme ( markalanma )" rekabetine sokmaktadırlar. "Rekabet" hususuna ilişkin Beled suresinin 13. ayetinde çok kısa ve net bilgi verilmektedir. ( * "Merkeb" kelimesi "Üstüne binilen" anlamını içermekte olup, dolayısıyla "Rekabet" kelimesi birisinin bir diğerini sömürmesi, köleleştirmesi anlamında "üstüne binmesini" tanımlamaktadır. )

90/13 - Fekkü rekabet ( Boyunduruğu, rekabeti bırakmak. )

Zuhruf suresinin 32. ayetinde açık bir şirk olan "Rab'bin rahmetinin ve nimetinin gasp edilmesi ve bölüştürülmesi" hususuna dikkat çekilmektedir. 

43/32 - E hüm yaksimune rahmete rabbik nahnü kasemna beynehüm meıyşetehüm fil hayatid dünya ve rafa'na ba'dahüm fevka ba'dın deracatin li yettehıze ba'duhüm ba'dan suhriyya ve rahmetü rabbike hayrun min ma yecmeun

( Rab’binin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında, onların aralarında geçimliklerini biz bölüştürdük. Bazılarının bazılarını buyruk vermek üzere edinmeleri için bazılarını bazılarının üstüne derecelerle yükselttik. Rab’binin rahmeti, o toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. )













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder