Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlandığı 23 Nisan'da internete yüklenen ve sosyal medyada viral olan kısa bir videoda iki küçük çocuğa söyletilen şu cıngıl dikkat çekmekteydi.
"Demokrasi onların, İslam bizimdir."
"Demokrasi" ve "İslam" kelimeleri anlamsal açıdan incelendiğinde ortaya şu durum çıkmaktadır. Demokrasi kelimesi Demo ( Halk ) ve Krasi ( Güç, Egemenlik ) kelimelerinden oluşmakta olup, "Halkın Egemenliği" anlamına gelmektedir. Bu kavram halkın kendi kendini yönettiği, diktatörlük, sömürü ve istismar sisteminin olmadığı, halk arasında eşitliğin, adaletin ve özgürlüğün hakim olduğu bir sistemi tanımlamaktadır.
İslâm kelimesi ise Selm kökünden gelmekte olup, Kurtuluş, Emniyet ve Barış anlamlarını içermektedir. Bu üç kavramın ancak eşitlik, adalet ve özgürlüğün olduğu bir ortamda tezahür edebileceği aşikârdır. Zira Allahü Teala ayetlerinde insanların adaletten, eşitlikten ve karşılıklı sevgiden sapmamaları gerektiğini, İslâmın yani Teslimiyetin ancak böyle tezahür edebileceğini defaatle bildirmektedir.
Bu çerçevede Demokrasi kavramının yani Ulusal Egemenlik / Halkın Egemenliği kavramının Allah'ın tüm yaratılış üzerindeki mutlak ve sonsuz egemenliği kavramı ile karşı karşıya getirilmesi suretiyle yapılan bu batıl ve fitne içeren karşılaştırma başlıbaşına bir çelişki arzetmektedir. Öte yandan bir insanın, demokrasinin bileşenleri olan özgürlük, adalet ve eşitlik kavramlarına tepki göstermesi ancak şeytanların hipnozu altında gerçekleşebilecek bir durumdur.
Kur'an'ın Şura suresinin 38. ayetinde, inananların işlerini aralarında heyetler ( meclisler ) halinde yani demokratik bir ortamda yönettikleri bildirilmektedir.
42/38 - Vellezinestecabu li rabbihim ve ekamus salate ve emruhüm ŞURA beynehüm ve min ma razaknahüm yünfikun ( Ve Rab’lerini kabul edenler ve duaya kalkanlar, onların işleri aralarında HEYETTİR. O rızıklandırdıklarımızdan harcarlar. )
Allahü Teala'nın Kur'an'da belirttiği hudutlar ve kurallar zaten insanların vicdanlarında da kayıtlı olan temel ahlaki çerçeveyi oluşturmaktadır. İşlerini heyetler halinde demokratik olarak yürüten inananların ana vicdan rehberi zaten Kur'an'dır.
"Demokrasi onların, İslam bizimdir."
"Demokrasi" ve "İslam" kelimeleri anlamsal açıdan incelendiğinde ortaya şu durum çıkmaktadır. Demokrasi kelimesi Demo ( Halk ) ve Krasi ( Güç, Egemenlik ) kelimelerinden oluşmakta olup, "Halkın Egemenliği" anlamına gelmektedir. Bu kavram halkın kendi kendini yönettiği, diktatörlük, sömürü ve istismar sisteminin olmadığı, halk arasında eşitliğin, adaletin ve özgürlüğün hakim olduğu bir sistemi tanımlamaktadır.
İslâm kelimesi ise Selm kökünden gelmekte olup, Kurtuluş, Emniyet ve Barış anlamlarını içermektedir. Bu üç kavramın ancak eşitlik, adalet ve özgürlüğün olduğu bir ortamda tezahür edebileceği aşikârdır. Zira Allahü Teala ayetlerinde insanların adaletten, eşitlikten ve karşılıklı sevgiden sapmamaları gerektiğini, İslâmın yani Teslimiyetin ancak böyle tezahür edebileceğini defaatle bildirmektedir.
Bu çerçevede Demokrasi kavramının yani Ulusal Egemenlik / Halkın Egemenliği kavramının Allah'ın tüm yaratılış üzerindeki mutlak ve sonsuz egemenliği kavramı ile karşı karşıya getirilmesi suretiyle yapılan bu batıl ve fitne içeren karşılaştırma başlıbaşına bir çelişki arzetmektedir. Öte yandan bir insanın, demokrasinin bileşenleri olan özgürlük, adalet ve eşitlik kavramlarına tepki göstermesi ancak şeytanların hipnozu altında gerçekleşebilecek bir durumdur.
Kur'an'ın Şura suresinin 38. ayetinde, inananların işlerini aralarında heyetler ( meclisler ) halinde yani demokratik bir ortamda yönettikleri bildirilmektedir.
42/38 - Vellezinestecabu li rabbihim ve ekamus salate ve emruhüm ŞURA beynehüm ve min ma razaknahüm yünfikun ( Ve Rab’lerini kabul edenler ve duaya kalkanlar, onların işleri aralarında HEYETTİR. O rızıklandırdıklarımızdan harcarlar. )
Allahü Teala'nın Kur'an'da belirttiği hudutlar ve kurallar zaten insanların vicdanlarında da kayıtlı olan temel ahlaki çerçeveyi oluşturmaktadır. İşlerini heyetler halinde demokratik olarak yürüten inananların ana vicdan rehberi zaten Kur'an'dır.
No comments:
Post a Comment