Çeviri

Tuesday, May 12, 2020

Kuantum hesaplama ve Qubit

Bilgisayar sistemlerindeki en son yenilik Quantum Computers* ( Kuantum Bilgisayar ) teknolojisidir. Konvansiyonel bilgisayarlardan kat kat daha "hızlı hesaplama" yapma özelliğine sahip olan Kuantum Bilgisayarlar "Qubit" ( Quantum Bit ) teknololjisi esasına dayalı olarak çalışmaktadırlar.

( * "Computer" kelimesi "Bilgisayar" olarak tercüme ediliyor olsa da esas anlamı "Hesaplayıcı"dır. )

Standart bilgisayarlar "Bit" kavramı bazında çalışırlar. Bir "Bit", içinde 0 veya 1 kodlarından birini barındıran en küçük depolama ünitesidir. Kuantum hesaplama ise yine 0 ve 1 kodlarını ifade eden "Kuantum Bit" ( Kubit ) bazında çalışırlar. Kuantum Bit, "superposition" adı verilen, aynı anda hem 0 hem de 1 kodlarını içerme özelliğine de sahiptir. İşte bu özellik kuantum hesaplamanın hızlı performansının temelini oluşturmaktadır.

Standart bilgisayardaki "İki Bit", dört farklı halde ( 00, 01, 10 veya 11 ) oluşabilir. Ancak bu ikili kombinasyonlardan sadece bir tanesi t zamanında mümkün olabilmektedir. ( T zamanında labirentteki sadece bir koridoru denemek gibi ) Bu durum da bilgisayarın veri işleme kapasitesini sınırlamaktadır. Oysa ki Kuantum Bilgisayarda "İki Bit" yine dört farklı halde ( 00, 01, 10 veya 11 ) oluşabilmekte ancak "superposition" özelliği nedeniyle bu ikili kombinasyonlardan hepsi t zamanında mümkün olabilmektedir. Bu durum dört bilgisayarın yanyana ve eş zamanlı çalışmasına benzetilebilir.


Yaratılışın kodlarını içeren, tüm bilimsel alanlarda temel bilgi ve esin kaynağı olan Kur'an'da yer alan "Seriül* Hısab" ( Hızlı Hesaplayan ) kavramı hem kavramsal, hem de nümerolojik açıdan "Kuantum Hesaplama / Kuantum Bit" konusuna ışık tutmakta gibidir.

"Seri'" kelimesi "Çabuk, Hızlı. Az vakitte çok iş yapan. İşleri arda arda SIRAlayarak yapan" anlamını taşımaktadır. Kuantum Hesplamanın / Kuantum Bilgisayarın özünde de aynı anda birden çok işlemin dizi halinde yapılması ve buna bağlı yüksek performans bukunmaktadır.

* Batı dillerindeki "Series / Série / Serie " ( Dizi ) kelimelerinin kökeni Arapça'daki  "Seri'" kelimesidir. Türkçe'deki "Sıra" kelimesi de "Seri" kelimesinin farklı telaffuz edilmiş halidir. Hatırlanacağı üzere kelime köken analizinde ünlü harfler değil ünsüz harfler esas alınmaktadır. )

"Seriül Hısab" ( Hızlı Hesaplayan ) ifadesi Kur'an'da ilk kez Bakara suresinin 202. ayetinde geçmektedir.

2/202 - Ülaike (1) lehüm (2) nasıbün (3) min (4) ma (5) kesebu (6) ve (7) allahü (8) SERIU (9) EL (10) HISAB (11)
( İşte onlar, onlara o kazandıklarından nasip vardır. Allah HIZLI HESAPLAYANDIR*. )

( * Kavramın, ayette Allahü Teala'nın sıfatlarından biri olarak verilmiş olması, bu kavramın başka hususlara ışık tutmayacağı anlamına gelmemektedir. )

- Sure numarasının nümerolojik değeri 2, ayet numarasının nümerolojik değeri ise 4 ( 2+0+2 = 4 ) olup, 2 ve 4 sayıları, Kuantum Bit'teki "İkili Dört kombinasyon" açısından uyum arzetmektedir.

- Ayet kodunun nümerolojik değeri ( 2+2+0+2 = 6 ) ile ayetteki kelime adedinin nümerolojik değerinin ( 1+1 = 2 ) toplamı 8 sayısını vermektedir.  

- "Seriul Hısab" ( Hızlı Hesaplayan ) kavramı Kur'an'da 8 kere tekrarlanmaktadır. ( İlgili ayetlerin kodları 2/202, 3/19, 3/199, 5/4, 13/41, 14/51, 24/39, 40/17'dir. )

"Seriül Hısab" ( Hızlı Hesaplayan ) ifadesinin son kez yer aldığı 40/17 kodlu ayette de 8 nümerolojisi dikkat çekmektedir. Ayetin numarasının ( 17 ) ve ayetteki kelime adedinin (17) nümerolojik değeri 8 ( 1+7 = 8 ) sayısını vermektedir.

40/17 - El (1) yevme (2) tücza (3) küllü (4) nefsin (5) bi (6) ma (7) kesebet (8) la (9) zulm (10) el (11) yevm (12) inne (13) allahe (14) SERIU (15) EL (16) HISAB (17)
( Bugün her nefse, o kazandığından dolayı karşılığı verilir. Bugün zulmedilmez. Kesinlikle Allah hızlı hesaplayandır. )

8 sayısı, hem Kuantum Bit'teki "İkili Dört Kombinasyon" açısından ( 2 x 4 = 8 ) hem de standart bilgisayarlardaki 1 Byte'ı oluşturan 8 Bit açısından uyum arzetmektedir.

Ayrıca Bkz.

Monday, May 11, 2020

Üstün Şehirler ve Duvarlar .. Neom City

59/14 - La yukatiluneküm cemian İLLA Fİ KURAN MUHASSENETİN ev MİN VERAİ CÜDÜRİN be'sühüm beynehüm şedidun tahsebuhüm cemian ve kulubühüm şetta zalike bi ennehüm kavmün la ya'kılun

( ÜSTÜN ŞEHİRLERDE veya DUVARLARIN ARKASINDA OLMALARI HARİCİNDE sizinle topluca savaşamazlar. Onların kendi aralarında kötülükleri zorlukları şiddetlidir. Toplanmış olduklarını sanarsın. Onların kalpleri dağınıktır. Bu kesinlikle onların akıl etmeyen kavim olmalarındandır. )

"Üstün Şehir" kavramı Yeni Dünya Düzeni kapsamında planlanan ve tam yapay zeka kontrolünde olması öngörülen "Yeni Şehir" kavramını sembolize etmekte gibidir. Zira, şeytan neferi küresel ailelerin dünya toplumlarını tam kontrol ve tahakküm altına alabilmek için planladıkları uygulamalardan biri de yüksek dijital teknoloji ve robotlarla donatılmış ve 7/24 tam yapay zeka kontrolündeki "Üstün Şehirler"dir. 

Haşr suresinin yukarıdaki 14. ayetinde bildirildiği üzere, korku içinde olan şeytanlar ancak kendilerini güvende hissettikleri "Üstün Şehirlerde" ve "Duvarların Ardından" insanlarla mücadele edebilmektedirler. Ayetteki "Üstün Şehir" kavramı, yüksek dijital teknoloji ve robotlarla donatılmış ve 7/24 tam yapay zeka kontrolündeki yeni şehirleri, "Duvarların Arkası" kavramı ise kendilerini gizlemek suretiyle muhtelif metodlar ve şimdi de dijital teknoloji vesilesiyle uyguladıkları kontrolü ve/veya fiilen inşa edecekleri duvarları temsil etmekte gibidir.

Dolayısıyla, Suudi Arabistan'da 26,500 km2 alan içerisinde oluşturulması planlanan "Neom City" bu bağlamda önem arzetmektedir. Şehirin ilk bölümünün 2025 yılında tamamlanması planlanmaktadır. Neom City'nin yeni dünya düzeninde City of London ve Vatican City gibi bir finans ve paganizm merkezi olması öngörülmektedir.

Şehirin ismi olan "Neom" kelimesinin "Neo" ( Yeni ) ve "Müstakbel" ( Gelecek ) kelimelerindeki N,E,O ve M harflerinden türemiş olması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca Arapça'daki "Niyam" ( Kılıf, Kın ) kelimesi de "Korumalı Bölge" anlamını sembolize ediyor olabilir. )



Neom City'nin haritadaki konumu

Neom City, Siyonizm'in hedefinde olan ard-ı mev'ud ( vadedilmiş topraklar ) sınırları içinde yer almaktadır.

                                                           
                    Vadedilmiş Topraklar

Neom City'nin logosunun satanik sembol pentagrama benzemesi de ayrıca satanik bir mesaj niteliğindedir.

                                                                
                         Neom City Logosu

                                                        
                 Satanik Sembol Pentagram

Ayrıca Çin'de üretilen ve 14.02.2016 tarihinde tanıtımı yapılan ilk robot Sophia'ya Suudi Arabistan vatandaşlığı verilmesi de dikkat çekmektedir. "Sophia" kelimesi "Bilgi" anlamına gelmektedir. Neom City'nin vatandaş çoğunluğunu robotların oluşturması planlanmaktadır.

                                   
Robot Sophia Suudi Arabistan'daki tanıtım toplantısında





Sunday, May 10, 2020

Terör ... Bir kontrol aracı

"Terör" kelimesi esas itibarıyla Fransızca "Terreur" kelimesi olup "Korku, Dehşet" anlamına gelmektedir. Bu kelime İngilizce'de de "Terror" olarak yazılmakta ve yine aynı anlamı taşımaktadır.

Evvelki bölümlerde incelendiği üzere "Terör" kavramı küresel şeytan çetesinin büyük dünya toplumunu kontrol ve tahakküm altında tutmak için kullandığı temel araçtır. Savaşlar, salgın hastalıklar, yapay olarak tetiklenen doğal felaketler terör kapsamı içine girmektedir. Ancak "Terör" kelimesi genel olarak "Terörist adı verilen belirli bir grup tarafından belirli bir bölgedeki toplum içinde yaratılan şiddet olayları"nı tanımlamaktadır.

"War on Terror" ( Terörle Savaş / Teröre Dayalı Savaş ) kavramı ise anılan kontrol ve tahakküm sisteminin daim kılınması için küresel çete tarafından üretilmiş bir kavramdır. Zira yüklenici gibi kullanılan gruplara, örgütlere istenildiği zaman şiddet ve dehşet olayları yarattırılması neticesinde bu kısır döngü sürmekte ve insanların hak ve özgürlükleri sürekli olarak kısıtlanabilmektedir. Artık yeni dönemde ülkelerin topyekün birbirleriyle fiziken savaşmaları yerine hedeflenen bölgede kaos yaratılması metodu uygulanmaya başlanmıştır. Başta da söylendiği üzere amaç, önce topluma korku salmak, daha sonra da planlı olarak uygulanan bu "Terör" ( Korku ) sorununu çözmek söylemiyle evvelce planlanan ve kontrolü daha da arttıracak olan uygulamaların devreye alınmasını sağlamaktır. Bu metod "Problem-Reaksiyon-Çözüm" metodu olarak anılmaktadır. 

Son olarak deneyimlenen Coronavirus salgını da esas itibarıyla bir yeni çağ terör uygulamasıdır. Laboratuar ortamında sentetik olarak üretilmiş olan virüs, küresel çete tarafından adeta yüklenici terörist olarak kullanılarak dünya toplumlarına "korku" salmakta ve küresel totaliter rejimin tesis ine vasıta olmaktadır.

Bkz:


Al'i İmran suresinin 175. ayetinde "Terörün / Korkunun" şeytanın temel stratejisi olduğu bildirilmekte ancak asla korkulmaması gerektiği de vurgulanmaktadır.

3/175 - İnnema zalikümüş şeytanü yühavvifü evliyaehu fe la tehafuhüm ve hafuni in küntüm mü'minın
( Kesinlikle bu size şeytandır. Dostlarını korkutur. O halde, eğer inananlar iseniz, onlardan korkmayın da benden korkun. )

Şeytanların "korku tuzakları" nihayetinde kendi başlarına geçmekte ve kendilerini helak etmektedir.

35/43 - İstikbaran fil erdı ve mekras seyyi' ve la yehıykul mekrus seyyiü illa bi ehlih fe hel yenzurune illa sünnetel evvelın fe len tecide li sünnetillahi tebdıla ve len tecide li sünnetillahi tahvıla
( Yerde kibirlenme ve kötülük tuzağıdır. Kötülük tuzağı sahibinin haricindekinin başına geçmez. Ancak evvelkilerin adetlerini mi gözetiyorlar? Allah' ın adetinde değişim bulamazsın. Allah' ın adetinde dönüşüm, başkalaşım bulamazsın. )





CCDH ??!!

Yaklaşık 30 yıldır küresel şeytanların komplolarını, bu şeytanların kökenlerinin reptilian soyu ( cin soyu ) olduğunu, insanları muhtelif metodlarla köleleştirdiklerini anlatan İngiliz araştırmacı yazar David Icke, şu anda Coronavirus ve 5G teknolojisi hakkındaki beyanları nedeniyle sosyal mecralardan uzaklaştırılmaya ve susturulmaya çalışılmaktadır. Son olarak Icke'ın Youtube, Facebook ve Spotify hesapları iptal edilmiştir.

Ayrıca kurulan CCDH ( Center for Counter Digital Hate / Anti Dijital Nefret Merkezi ) bir site kanalıyla dijital teknolojiye karşı - sözde - nefret besleyenler ifşa edilmeye ve itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Sitenin küresel çetenin bir uygulaması olduğu sitenin ismindeki "Hate" ( Nefret ) kelimesinden anlaşılmaktadır. Zira, ancak kalbinde nefret duygusu barındıran kişi veya kurumlar böyle bir ifade kullanabilirler. Bu ifade insanlığa karşı duyulan nefretin de bir yansımasıdır. Ve bu tip uygulamalar insanın sorgulama, tepki verme ve reddetme hakkının elinden alındığı Sosyalizm Görünümlü Küresel Diktatörlük'ün de habercisidir.



Öte yandan söz konusu olan "Dijital teknolojiden nefret etmek" değil, "Dijital teknolojinin amacı dışında kullanılmasına tepki göstermek"'tir. 

Esas itibarıyla böyle bir tepkinin, "Filantrop" ( İnsansever ) sıfatının ardına saklanarak insanların dijital kölelere dönüştürülmesi ( aşılama, çipleme vb. ) projesindeki görevini yapmaya ve küresel emperyalist ailelerinin gözüne girmeye çalışan Bill Gates'e karşı verilmesi gerekmektedir. Gates'in yansıra Elon Musk adı verilen bir diğer şahıs da çipleme projelerinin yaygınlaştırılması için yoğun bir çaba harcamaktadır.

Casiye suresinin 23. ayeti "Bilimi, bilgiyi kullanarak kötülük yapmaya ve nefsani heveslerini tatmin etmeye çalışan şeytanlardan" bahsedilmektedir.

45/23 - Fe raeyte men ittehaze ilahehu hevahü ve edallehüllahü ala ılmin ve hateme ala sem'ıhı ve kalbihı ve ceale ala besarihı ğışaveh fe men yehdıhi min ba'dillah e fe la tezekkerun

( Hevesini ilahı edinen kimseyi görmez misin? Allah onu ilim üzerine saptırır. Kulağının ve kalbinin üzerine mühür basar. Gözünün üzerine perde oluşturur. Artık Allah’tan sonra onu kim yönlendirebilir? O halde hatırlamaz mısınız? )









Kur'an okuma usülü "Tilavet"

Yaratılışın kodlarını içeren Kur'an inananlar için kelimelerden oluşmuş koruyucu bir kalkan, güç ve şifa kaynağı niteliğindedir. Kur'an okumak, herhangi bir kitabı okumaktan çok farklıdır. Zira çok katmanlı bir bilgi ve sembolizm ( teşbih ) hazinesi olan Kur'an'ın idrak edilebilmesi, ilahi kozmik tesirlerine vakıf olunabilmesi ve bereketinden faydalanılabilmesi için belirli koşulları temin etmek gerekmektedir. Bu husus Kur'an'da "Tilavet" ( Usülüne göre okumak, Manasını tefekkür ederek okumak, Takip ederek okumak ) kavramıyla bildirilmektedir.

2/121 - Ellezine ateynahümül kitabe YETLUNEHU HAKKA TİLAVETİH ülaike yü'minune bih ve men yekfür bihı fe ülaike hümül hasirun
( O kendilerine kitap verdiklerimiz ONU GERÇEKTEN TİLAVETİ İLE OKURLAR. İşte onlar ona inanırlar. Kim onu inkar ederse işte onlar hasarlanırlar. )

27/91 - İnnema ümirtü en a'büde rabbe hazihil beldetillezı harrameha ve lehu küllü şey'in ve ümirtü en ekune minel müslimın ( Kesinlikle o emrolunduğum, bu beldenin, onu saygın kılan Rab’bine kulluk etmektir. Herşey O’nadır. Teslim olanlardan olmaya emrolundum. )

27/92 - VE EN ETLÜVEL KUR'AN fe men ihteda fe innema yehtedı li nefsih ve men dalle fe kul innema ene minel münzirın ( VE KUR'AN'I OKUMAYA. Artık kim yönlenirse, kesinlikle nefsi için yönlenir. Kim saparsa, o halde de ki: "Kesinlikle ben uyarıcılardanım." )

Kur'an'ın tesirleri ve okuma usülü ayetlerde şöyle belirtilmiştir.

96/1 - Ikre bismi rabbikellezi halak ( O yaratan Rab’binin ismi ile oku. )

Okuma esnasında Allahü Teala'nın yüce isim ve sıfatlarının zikredilmesi önem arzetmektedir.

16/98 - Fe iza kara'tel kur'ane festeız billahi mineş şeytanir racım ( O halde, Kur'an' ı okuduğunda kovulmuş şeytandan Allah’a  sığın. )
16/99 - İnnehu leyse lehu sültanün alellezine amenu ve ala rabbihim yetevekkelun ( Kesinlikle ki o inananlar ve Rab’lerine dayanıp sığınanlar üzerine, ona kesinlikle hakimiyet yoktur. )

Şeytanın negatif tesirlerinden yani nefsaniyet ve kibir frekanslarını aktive eden tesirlerinden korunmak için Allah'a sığınıldığının sürekli hatırlanması gerekmektedir.

17/78 - Ekımes salate li düluküş şemsi ila ğasekıl leyli ve kur'anel fecr inne kur'anel fecri kane meşhuda
( Güneş’in batışından gecenin karartısına kadar duaya kalk. Tanyeri ağarmasındaki şafak vakti okuması. Kesinlikle şafak vakti okuması şahit olunandır. )

Şafak vakti insan metabolizmasının en aktif ve enerjik olduğu, bilgiyi en etkin şekilde alabileceği ve idrak kapasitesinin maksimum seviyede olduğu zaman dilimidir. 

17/106 - Ve kur'anen feraknahü li takraehu alen nasi ala müksin ve nezzelnahü tenzıla 
( Ve Kur'an' ı sana, onu insanlara sindirerek okuman için ayırdık. Onu bölüm bölüm, azar azar indirdik. )

25/32 - Ve kalellezine keferu lev la nüzzile aleyhil kur'anü cümleten vahıdeh kezalike li nüsebbite bihı füadeke ve rattelnahü tertıla

( Ve o inkar edenler "Kur'an ona topluca, tek olarak indirilmeli değil miydi?" derler. Onu gönlüne işte böyle sabitlemek için, onu dura dura yavaş yavaş okuduk. )

Kur'an, ayetleri habercinin de anlayıp idrak edebilmesini ve insanlara en etkin şekilde, hatasız ve eksiksiz olarak aktarabilmesini sağlayabilmek için vazifeli varlıklar ( melekler ) tarafından Allah'ın izniyle aşamalı olarak vahyedilmiştir. Dolayısıyla Kur'an'ı tek seferde baştan sona okumak da faydalı olmakla birlikte her bir ayetin ve ayetteki kelimelerin üzerinde düşünmeye zaman ayırarak okumak ayetteki derin anlamları keşfedebilebilmesini ve ilahi kozmik enerjinin daha etkin şekilde açığa çıkmasına vesile olacaktır. Bu tıpkı bir sınav kağıdındaki tüm soruları tek seferde okumaya benzemektedir. Oysa ki amaç her bir sorunun üzerinde düşünmek ve ulaşılması gereken sonuca ve mesaja vakıf olabilmektir.

73/20 - ............... fakreu ma teyessere minel kur'ani ............. ( ................. O halde size ondan ne kolay gelirse okuyun, .................... )

Ayette idraki tekamül seviyesinin önemli bir unsur olduğu, inananların her ayetin tüm derin anlamlarına vakıf olabilmelerinin beklenmediği bu nedenle öncelikle anlamakta zorluk çekilmeyen ayetlerden başlanarak ilerlenmesi hususu bildirilmektedir.

17/107 - Kul aminu bihı ev la tü'minu innellezine utül ılme min kablihı iza yütla aleyhim yehırrune lil ezkani sücceda ( De ki: "Ona inanın veya inanmayın. Kesinlikle o ondan önce ilim verilenler, onlara okunduğunda çöküp çeneleri üstüne yere kapanırlar." )

3/113 - Leysu sevaa min ehlil kitabi ümmetün kaimetün yetlune ayatillahi anael leyli ve hüm yescüdun ( Kitap sahiplerinden olanlar eşit değillerdir. Ayakta duran, doğru topluluk vardır ki, Allah’ ın ayetlerini gecenin geç vakitlerinde, yere kapanarak okurlar. )

84/21 - Ve iza kurie aleyhimül kur'anu la yescüdun ( Ve onlara Kur'an okunduğunda ( inanmayanlar ) yere kapanmazlar. )

Ayetlerin okunması esnasında secde ( yere kapanma ) vaziyetinin alınması vücudun fiziki olarak bilgi frekansını en iyi alacağı konuma getirilmesini sağlamaktadır. Zira secde vaziyeti kanın beyine iletisini etkinleştirmekte ve düşünsel performansı artırmaktadır.

62/2 - Hüvellezi be'ase fil ümmiyyine resulen minhüm yetlu aleyhim ayatihi ve yüzekkihim ve yü'allimühümül kitabe vel hikmete ve in kanu min kablu lefi dalalin mübin ( Okuma yazma bilmeyenlerin içine, onlara O’nun ayetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve sırrı öğreten, onlardan resul diriltip gönderen O'dur. Önceden kesinlikle apaçık sapıklık içindeydiler. )

Kur'an kelimeleri varlıklar için ruhsal temizlik kaynağıdır. Kelimelerin tesiri her türlü negatif frekansı yani "kiri" siler süpürür.

17/45 - Ve iza kara'tel kur'ane cealna beyneke ve beynellezine la yü'minune bil ahırati hıcaben mestura ( Ve Kur'an' ı okuduğunda senin ve o ahirete inanmayanların arasına gizlenmiş perde oluştururuz. )

Kur'an, yaydığı pozitif frekanslar vesilesiyle varlıkları negatif şeytani tesirlerden koruyan bir kalkan işlevi görmektedir.

Ve sadece Kur'an'ın kendisi dahi Allahü Teala'nın en büyük ayetlerindendir.

29/51 - E ve lem yekfihim enna enzelna aleykel kitabe yütla aleyhim inne fı zalike le rahmeten ve zikra li kavmin yü'minun ( Onlara okunan kitabı, senin üzerine nasıl indirdiğimiz onlara kafi olmadı mı? İnanan kavim için kesinlikle bunda rahmet ve hatırlatma vardır. )





































Friday, May 8, 2020

Menat

İngilizce'de "Para" anlamına gelen "Money" kelimesinin kökeni Kur'an'da yer alan ve sahte ilah / put ismi olan "Menat" kelimesidir. Ayrıca aynı kökten gelen "Mani" ( Engel ) kelimesi de "Şeytanın doğruluk yolundaki engel*" olması açısından konuyla ilintilidir. ( Kızılderililerin kullandıkları pagan ilah ismi olan "Manitu" kelimesi de "Menat" kelimesinin farklı telaffuz edilmiş halidir. )

* A'raf suresinin 16. ayetinde yer alan şeytanın söylemi "Mani" ( Engel ) kavramına açıklık getirmektedir.

7/16 - Kale fe bima ağveytenı le ak'udenne lehüm sıratakel müstekım ( "Öyleyse, beni azdırmandan dolayı, onlara karşı, senin doğru yolunun üstüne oturacağım." dedi. )

Evvelki bölümlerde incelendiği üzere para, küresel çete tarafından bir gasp ve aldatmaca aracı, pagan ilahın yani şeytanın sembolü bir put olarak ortaya çıkarılmıştır. Bugün insanlık para adı verilen bu şeytani olgunun negatif tesiri altında azp çekmektedir. ABD para birimi olan "Dollar" kelimesinin kökünde de "Dall" ( Saptırma ) kelimesi yer almakta olup, bu kelime sonuna gelen "R" eki ile "Saptıran" anlamını kazanmaktadır.

Detaylar için Bkz:



1988 yılı yapımı olan ve küresel kontrol ve zulüm sistemini özetleyen filmdeki şu sahne şeytanların telkin etmeye çalıştıkları konsepte ilişkin net mesaj vermektedir. Filmdeki ana karakter, gerçekleri gösteren gözlüğü taktığında "Dolar"'ın ( paranın ) aslında hangi mesajın telkini olduğunu farketmektedir.



Kur'an'ın Necm suresinin 19. ve 20. ayetlerinde kadim bir hata ve günah olan Teslis ( Üçleme ) kavramına, üç put ismi misaliyle vurgu yapılmaktadır. Ve son ayette "Üç" ve "Menat" kelimeleri birlikte yer almaktadır. Hatırlanacağı üzere, şeytan elinde "Üç Çatallı" mızrak figürü ile sembolize edilmektedir. Bu figür, Allah'ı inkarın yani teslisin, hem de şirkin ( O'na ortak koşma ) sembolüdür. Zira üç çatal hem üçlemeyi, hem de Allah kelimesinin Arap harfleriyle yazılışındaki "Lam Lam" harflerini sembolize etmektedir.


53/19 E fe raeytümül late vel uzza ( Artık Lat' ı ve Uzza' yı gördünüz mü? )

53/20 Ve MENAT es SALİSETEL uhra ( Ve diğer ÜÇÜNCÜ olan MENAT' ı? )

4/171 ……fe aminu billahi ve rusülih ve la tekulu SELASEH……. ( O halde, Allah' a ve O’nun resullerine inanın ve ÜÇTÜR demeyin. )

5/73 Le kad keferallezıne kalu innellahe SALİSU SELASEH …. ( O "Kesinlikle Allah, ÜÇÜN ÜÇÜNCÜSÜDÜR." diyenler inkar etmişlerdir. )

Azerbeycan para biriminin ismi "Manat" olup, banknotun üzerinde de ilginç sembolizm bulunmaktadır.

Banknotun sağ alt tarafında 6'şar Hidrojen atomundan oluşan iki hidrokarbon zinciri yer almaktadır. Bilindiği üzere, Hidrojen madde alemi olan kainatın özündeki olgudur. Hidrojenin atom numarası ise 1'dir. Dolayısıyla ortaya 66 sayısı sembolizmi çıkmaktadır. 66 sayısı ise "Allah" kelimesinin Arapça yazılışında yer alan "Elif Lam Lam He" harflerinin Arapça alfabedeki sıra değerlerinin toplamını ifade etmektedir. Kur'an'ın Mürselad suresinin 30. ayetinde "Üç Çatallı Gölge" kavramı, inkarcılar tarafından yalanlanan bir olgu olarak ifade edilmektedir.

77/28 - Veylün yevmeizin lil mükezzibin ( Vay o gün yalanlayanlar için. )
77/29 - İntaliku ila ma küntüm bihi tükezzebun ( O yalanlamış olduğunuza gidin. )
77/30 - İntaliku ila ZILLİN ZİY SELASİ ŞU'ABİN ( ÜÇ ÇATALLI GÖLGEye gidin. )
77/31 - La zalilin ve la yuğniy minel lehebi ( Gölgelendiren değildir ve alevden koruyup fayda vermez. )
77/32 - İnneha termi bi şererin kel kasri ( Kesinlikle o saray gibi kıvılcımlar atar. )

Manat'ın sembolünün de "Ters dönmüş üçlü çatal" figürü olması ilginçtir.




Koyundaki el sembolizmi

Mason cemiyetindeki bir çok okült jest kodundan biri de "Sağ elin koyuna sokulması" ve ritüellerde "Beyaz eldiven giyilmesi"dir. 

                                                         

Kökeni kutsal kitaplara dayanan bu iki okült kod ilahi kudret ve mucize yaratma kavramlarını sembolize etmektedir.

Tevrat ;

2-Exodus-4-6 Sonra, "Elini koynuna koy" dedi. Musa elini koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli bir deri hastalığına yakalanmış, kar gibi bembeyaz olmuştu.

2-Exodus-4-7 RAB, "Elini yine koynuna koy" dedi. Musa elini yine koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli eski haline dönmüştü.

Kur'an;

28/32 - Üslük (1) yede (2) ke (3) fi (4) ceybi (5) ke (6) tahruc (7) beydae (8) min (9) ğayri (10) su'in (11) vadmün ileyke cenahake miner rahbi fe zanike bürhanani min rabbike ila fir'avne ve meleih innehüm kanu kavmen fasikın
( Elini koynuna sok. Kusursuz beyaz olarak çıksın. Korkudan kollarını kendine, senin tarafına çek. Artık, bu ikisi sana Rab’binden, Firavun' a ve ileri gelenlerine karşı iki delildir. Kesinlikle onlar günahkarlar kavmi oldular. )

Ayetin ilk cümlesi 11 kelimeden oluşmakta olup "Beydae" ( Beyaz ) kelimesi 8. kelimedir. 11 ve 8 sayıları düalite, sonsuz döngü ve farklı boyuta geçiş portalını simgelemekte olup, Sirius ile de ilintilidirler. ( Canis Majoris takımyıldızı, Sirius dahil 8 yıldızdan oluşur. )

Bir çok tanınmış kişinin bu jestleri yapması, dünya yönetiminde etkin olanların esas itibarıyla okült bir cemiyetin üyesi olduklarını ve hedeflerinin ortak olduğunu ortaya koymaktadır. Bazı örnekler;


Napoleon


Joseph Stalin


                                                  
        Papa Francis ( Jorge Mario Bergoglio )



Anthony Fauci ( ABD NIAID ( Alerji ve Enfeksiyonlu Hastalıklar Nilli Enstitüsü Direktörü )


Karl Marx


Vladimir Lenin


Wolfgang Amadeus Mozart

                                                                   
                            Barack Obama


Not: Atatürk'ün de bu hareketi yapmış olduğu bilinmektedir. Ancak Atatürk bu cemiyetteki kişilerle iletişim kurarak cemiyetin iç yapısını öğrenmek istemiştir. Zira kaynaklarda Atatürk'ün masonluğu kabul etmediği, 1935 yılında Türkiye'deki mason localarını kapattığı ve silah arkadası ve doktoru olan mason Mim Kemal Öke'ye "Mason cemiyetinin faaliyetini inkilaplarıma muarız gördüğüm için kapatılmasını elzem gördüm. Bu dakikadan itibaren bu cemiyeti ölmüş biliniz. Ve bir daha diriltmeye teşebbüs etmeyiniz." dediği belirtilmektedir.



Thursday, May 7, 2020

Habercilere bahşedilen yetenekler

Kur'an'da bazı haberci resullerin farklı yeteneklerinden bahsedilmekte olup, esas itibarıyla bu misallerle insanın, yoğun iman frekansı ile aktive edebileceği potansiyel yeteneklerine işaret edilmektedir. Herhangi bir haberci resulün bir diğerine göre salt bir üstünlüğünün olmadığı ve habercilerin ayrıştırılamayacağı da ayetlerde bildirilmektedir.

2/253 - Tilker rusülü faddalna ba'dahüm ala ba'd minhüm men kellemellahe ve rafea ba'dahüm deracat ve ateyna ıysebne meryemel beyyinati ve eyyednahü bi ruhıl kudüs ve lev şaellahü maktetelellezine min ba'dihim min ba'di ma caethümül beyyinatü ve lakinıhtelefu fe minhüm men amene ve minhüm men kefar ve lev şaellahü maktetelu ve lakinnellahe yef'alü ma yürıd
( İşte o resulleri, bazılarını bazılarına üstün kıldık. Allah onlardan kimiyle konuştu ve bazılarını derecelerle yükseltti. Meryem oğlu İsa’ ya açık deliller verdik. Onu kutsal ruh ile destekleyip kuvvetlendirdik. Şayet Allah dileseydi, o bazıları, onlara getirdiğimiz açık delillerden sonra savaşmazlardı. Lakin ihtilafa düştüler. Böylece onlardan kimi inandı, kimi de inkar etti. Şayet Allah dileseydi savaşmazlardı. Lakin kesinlikle Allah ne isterse yapar. )

2/285 - Amener rasulü bima ünzile ileyhi min rabbihı vel mü'minun küllün amene billahi ve melaiketihı ve kütübihı ve rusülih la nüferriku beyne ehadin min rusülih ve kalu semı'na ve eta'na ğufraneke rabbena ve ileykel masır
( Resul kendisine Rab’binden o indirilene inandı. İnananların hepsi Allah’a , meleklerine, kitabına, resullerine inandılar. "Resullerinden hiçbirini aralarında ayırmayız. Duyduk ve itaat ettik. Rab’bimiz senin affını dileriz ve varış yeri sanadır." dediler. )

Haberci resuller, kendilerine verilen yeteneklerin kitaptaki tanımları ve ilgili ayetler şöyledir. 

İSA ( Yaratma, Ölüyü diriltme, Suda yürüme, Şifa verme, Körü gördürme, Doğa olaylarına hükmetme, İncil, Kutsal Ruh desteği )

3/49 - Ve ancak İsrailoğullarına resuldür. "Kesinlikle ben size Rab’binizden ayet getirdim. Kesinlikle ben size, çamurdan kuşun şekli gibi olanı yaratırım. Böylece onun içine üflerim de o Allah’ ın izni ile kuş olur. Doğuştan körü, alacalıyı iyileştiririm. Allah’ ın izni ile ölüyü diriltirim. O yediklerinizi, o evlerinizin içinde biriktirdiklerinizi size haber veririm. Eğer inananlarsanız, kesinlikle bunda size ayetler vardır."

40-Matthew-14-25 Sabaha karşı İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı.

40-Matthew-8-26 İsa, "Neden korkuyorsunuz, ey kıt imanlılar?" dedi. Sonra kalkıp rüzgarı ve gölü azarladı. Ortalık sütliman oldu.

SÜLEYMAN ( Mülk, Her şey, Kitap, Sihir, Cinlere hakimiyet, Şeytanlara hakimiyet, Kuşların konuşması, Rüzgarlar, Ekin hakkında hüküm )

2/102 Ve o Süleymanın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o şeytanların okuduğuna tabi oldular. Süleyman inkar etmedi ve lakin şeytanlar inkar ettiler. İnsanlara sihiri ve Babil’ de iki melek olan Harut ve Marut’ un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "Kesinlikle biz sınavız. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı.

21/78 Ve Davud ve Süleyman, zamanında ekin hakkında hüküm verirlerdi. Zamanında kavmin koyunları onun içinde yayılmışlardı. Onların hükümlerine şahitler olduk.

21/81 Ve Süleyman için, onun emriyle, o bereketlendirdiğimiz yere doğru akan kuvvetli rüzgar verdik. Herşeyi bilenler olduk.

21/82 Ve şeytanlardan ona dalgıçlık yapanları ve bundan başka işler yapanları. Onlara koruyucu, gözetici olduk.

27/16 Ve Süleyman Davud' a varis oldu. "Ey insanlar, bize kuşların konuşması öğretildi. Bize herşeyden verildi. Kesinlikle bu, o apaçık üstünlüktür, lütuftur." dedi.

27/17 Ve cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan orduları, askerleri Süleyman için toplandı. Artık onlar düzenlenip hizalanıyorlardı.

27/39 Cinlerden İfrit "Ben onu sana, sen makamından kalkmadan önce getiririm. Kesinlikle ben onun üzerine kuvvetliyim güvenilirim." dedi.

27/40 Kitaptan o ilmi indinde olan "Bakışının sana dönmesinden önce ben sana onu getiririm." dedi. Böylece onu indinde yerleşmiş olarak gördüğünde "Bu, şükür mü ederim, inkar mı ederim diye beni sınamak için Rab’bimin üstünlüğündendir, lütfundandır. Kim şükrederse, kesinlikle nefsi için şükreder. Kim inkar ederse, kesinlikle Rab’bim ganidir, faydalıdır yücedir." dedi.

MUSA ( Asa ile taştan 12 pınar fışkırtma, Asa ile denizi yarma*, Asa ile sihiri ortadan kaldırma, Elini beyaz gösterme, Tevrat ) ( * Farklı boyuta portal açma )

26/63 Böylece Musa' ya "Asan ile denize vur." diye vahyettik de patlayıp yarıldı. Her bölük büyük dağ gibi oldu.

2/60 Ve zamanında Musa kavmi için su istedi de "Asan ile taşa vur." dedik. Böylece ondan oniki pınar fışkırıp aktı. Tüm insanlar içecekleri yeri bildiler. Allah' ın rızıklarından yiyin ve için. Yerde bozgun yaparak asileşmeyin. 

23/49 Ve Musa' ya kitabı verdik. Umulur ki onlar yönlenirler. 

7/116 "Atın." dedi. Attıklarında insanların gözlerini sihirlediler ve onları şaşırttılar. Büyük sihir oluşturdular.
7/117 Ve biz Musa'ya “Asanı at." diye vahyettik de o zaman o onların uydurduklarını yuttu. 

20/22 Ve elini koynuna koy. Diğer ayet olarak, kusursuz beyaz çıksın.

YUSUF ( Rüya yorumlama )

12/43 Ve hükümdar "Kesinlikle ben yedi semiz sığır gördüm. Onları yedi cılız olanı yiyordu. Yedi yeşil başak ve diğerleri kuru. Ey ileri gelenler, eğer rüyayı yorumlarsanız bana rüyam hakkında fetva verin, fikir bildirin." dedi.

12/44 "Karışık rüyalar. Biz rüyaların yorumunu bilenler değiliz." dediler.

12/45 Ve onlardan kurtulanı, uzun zaman sonra kavrayıp idrak etti de "Ben onun yorumunu size haber veriririm. Haydi gönderin beni." dedi.

12/46 Yusuf, ey doğru olan. Yedi semiz sığırı yedi cılız sığırın yemesi ve yedi yeşil başakla diğerleri kuru olanlar konusunda bize fikir bildir. Umarım insanlara dönerim. Umulur ki bilirler.

MUHAMMED ( Kur'an, Mirac )

17/93 Veya sana süsten, altından ev olsun veya tüm misallerden göğe yükselesin. İşte insanların çoğunluğu ancak inkarda diretirler. "Üzerimize, okuyacağımız kitap indirene kadar senin yükselişine inanmayız." De ki: "Rab’bim yücedir. Ben resul olan insanın haricindeki miyim?"

Bakara suresinin 136. ayetinde Haberciler'e farklı bilgi seviyeleri ve yetenekler bahşedildiği ancak sonuç itibarıyla hepsinin görevinin aynı olması nedeniyle aralarında bir üstünlük durumunun olamayacağı bildirilmektedir. Bu ayet aynı zamanda tüm insanlar arasında kibire asla yer olmadığına ve bir üstünlük arayışının da söz konusu olmaması gerektiğini bildirmektedir.

2/136 - Kulu amenna billahi ve ma ünzile ileyna ve ma ünzile ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ma utiye musa ve ıysa ve ma utiyen nebiyyune min rabbihim la nüferriku beyne ehadin minhüm ve nahnü lehu müslimun

( "Allah’a  ve o bize indirdiğine ve o İbrahim’e ve İsmail’e ve İshak’a ve Yakub’a ve torunlarına indirdiğine, o Musa’ ya ve İsa’ya verilene ve Rab’lerinden o habercilere verilene inandık. Aralarında onlardan hiçbirini ayırmayız ve bizler O'na teslim olanlarız." deyin. )

Evvelce de belirtildiği üzere döngü sonu süreci olan Kıyamet Günü'nde ( Ayağa Kalkış Günü ) insanların metapsişik yetenekleri gelişecek ( telekinezi, teleportasyon, telepati, durugörü, medyumluk, çok bedenleme vb. ) ve madde üzerinde hakimiyet kazanarak üst boyutlara hazır hale geleceklerdir.





Tuesday, May 5, 2020

Bu kontrol obsesyonu neden?

Cevabı çok kısa;

"TANRI OLMAK ARZUSU."

İnsanlığı köleleştirme ve insanlığa zulmetme amacıyla düzenlenen komploları her gün herkesin duymakta, konuşmakta ve paylaşmakta olduğuna şahit olunmaktadır. Ancak tüm bunların ana sebebi dikkate alınmadan yapılacak konuşmalar ve yazışmalar insanları sonuca götürmeyecek, sadece soruna daha çok saplayacak, daha çok şikayet eder ve daha çok bunalır hale sürükleyecektir.

Yukarıda zikredilen kök sebep kutsal kitaplardaki ayetlerde açıkça izah edilmektedir. Ayetlerde insanın şeytanın kibir tuzağına düşerek kendini Rab'be ortak koşması, nefsani arzularının tatmini için insanların kaderini belirleme fikrine saplanması ve bu nedenle de zalime dönüşmesi bildirilmektedir.

Tevrat;

1-Genesis-3-1 RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu.
1-Genesis-3-2 Kadın, "Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı,
1-Genesis-3-3 "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi."
1-Genesis-3-4 Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi,
1-Genesis-3-5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek TANRI GİBİ OLACAKSINIZ."
1-Genesis-3-6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.

Kur'an;

2/22 - Ellezi ceale lekümül erda firaşen ves semae binaa ve enzele mines semai maen fe ahrece bihı mines semerati rizkan leküm fe LA TEC'ALU LİLLAHİ ENDADEN ve entüm ta'lemun
( O size yeri döşek ve göğü bina yaptı. Gökten su indirdi de onunla size faydalısından meyveler, ürünler rızıklar çıkardı. O halde bile bile ALLAH İÇİN EŞLER OLUŞTURMAYIN. )

2/35 - Ve kulna ya ademüskün ente ve zevcükel cennete ve küla minha rağaden haysü şi'tüma ve la takraba hazihiş şecerate fe tekuna minez ZALİMIN
( Ve "Ey Adem, sen ve eşin cennette iskan edin. Oradan arzuladığınızca, her nereden dilerseniz bolca yiyin. İşte şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ZALİMLERDEN olursunuz." dedik. )

2/258 - E lem tera ilellezi hacce ibrahıme fı rabbihı en atahüllahül mülk iz KALE İBRAHİMU RABBİYELLEZİ YUHYI VE YÜMİTU KALE ENE UHYI VE ÜMIT kale ibrahımü fe innellahe ye'tı biş şemsi minel meşrikı fe'ti biha minel mağribi fe bühitellezi kefer vallahü la yehdil kavmez zalimın
( Allah kendisine mülkü, hükümdarlığı verdi diye, İbrahim’ le Rab’binin hakkında o tartışıp mücadele edeni görmedin mi? Zamanında İbrahim "O RAB'BİM Kİ DİRİLTİR VE ÖLDÜRÜR." DEDİ. "BEN DE DİRİLTİRİM VE ÖLDÜRÜRÜM." dedi. "Kesinlikle Allah Güneş’i doğudan getirir, o halde onu batıdan getir." dedi. Böylece o inkar eden şaşırdı. Allah zalimler kavmini yönlendirmez. )

İşte bugün gündemde olan ve gelişme, çağ atlama, hayatı kolaylaştırma, süper insan olma hatta daha da ileri gidilerek Tanrı gibi olma gibi aldatıcı söylemlerle sunulan Transhümanizm - Singularity Projesi* kapsamında Implant Microchip, Block Chain, Kripto Para gibi kavramlar esas itibarıyla küresel çetenin - ki bunlar kendilerini Elit ( El + it ... Tanrı gibi olan ) olarak tanımlıyorlar - insanları tam kontrol altına almak, tam köleleştirmek, kaderlerini belirlemek, kendilerine kulluk eder hale getirmek ve dolayısıyla kendilerini Tanrı ilan etmek amacıyla kullanmayı planladıkları araçlardır. Binlerce yıldır bu kontrol sistemini para kanalıyla icra etmektedirler. Cin şeytanı tasallutu ( zihin kontrolü ) altında bulunan ve cinlere kulluk eden bu küresel çete üyeleri kendilerini insan olarak değil insandan daha üstün olduğuna inandıkları cin soyundan gelen varlıklar olarak görmektedirler. İnsanların ise kendilerine hizmet etmek üzere yaratılmış, istedikleri zaman harcayabilecekleri hayvanlar olduklarına inanmaktadırlar. İşte dünyadaki zulmün, kanın ve gözyaşının kök sebebi de bu sapkın inanç sistemidir.

Küresel müşrik kafirler ( şeytanlar ) insanı köleleştirmek ve Allah yolundan ayırmak için uyguladıkları zulmü, bir "din" addettikleri İblis'e kulluğun gereği olarak görmekte ve tüm faaliyetlerini bu motivasyonla yapmaktadırlar. Yani konu bazılarının düşündüğü gibi para ve maddiyatın ötesindedir. Zaten para sistemini kurgulayan ve parayı basanların para ile ilgili ne gibi bir hedefi olabilir ki?! Şirkin ve inkarın din addedilmesi hususu Kafirun suresinde bildirilmiştir.

109/1 - Kul ya eyyühel kafirun ( De ki: "Ey inkarcılar." )
109/2 - La a'büdü ma ta'büdun ( O kulluk ettiğinize kulluk etmem. )
109/3 - Ve la entüm abidune ma a'büd ( Ve siz o kulluk ettiğime kul değilsiniz. )
109/4 - Ve la ene abidün ma abedtüm ( Ve ben o kulluk ettiğinizin kulu değilim. )
109/5 - Ve la entüm abidune ma a'büd ( Ve siz o kulluk ettiğime kul değilsiniz. )
109/6 - LEKÜM DİNÜKÜM VE LİYE DİN ( SİZE DİNİNİZ VE BANA DİNİM. )

* Ayrıca Bkz.


Bu duruma karşı ne yapabileceğini düşünmek zorunda olan insan, "Hepsi bizim suçumuz. Dünyayı biz bu hale getirdik." cümlesini kurmakta bir açıdan haklıdır. Zira başlangıç safhasında şeytanın telkinine kanmayıp özgür iradesini kullanarak doğru olanı seçmesi gerekirdi. Tekamül süreci gereği insan bugün de yine bir çok konuda doğru olana değil yanlış olana yönelmektedir. Ancak nimeti gasp etme esasına dayalı olarak sistemi yöneten küresel şirketler çetesi de ( belirli sayıda aile ) zaten insanın bir kısır döngü içinde sürekli kendisini suçlamasını istemektedir. Bir başka deyişle politikaları şudur;

"Biz hem insanları ekmek için kendimize mahkum edelim. Böylelikle yıkıcı icraatlarımıza ortak olsunlar. Sonra da bu yıkımdan dolayı yine o insanları suçlayalım. Ve onları, kendilerinin suçlu ve kötü olduklarına inandıralım."

İyi ve temiz bir insanın şu aşağıdakileri doğrudan yapma arzusu ve niyeti olabilir mi?

- Rant uğruna yaşam ortamı olan doğayı yok etmek
- Kâr etmek ve zengin olmak saplantısıyla birilerini yoksullaştırılmak
- Adil olmayan gelir dağılımını istemek
- Diğerlerini ezerek onlardan üstün hale gelmeye çalışmak
- Kaynakları gasp ederek diğerlerini mahrum bırakmak
- ......

İyi ve temiz bir insan hakkını gasp edip çalan birine karşı hakkını arayabileceği bir merci bulamadığında ne yapabilir? Suçu gaspçı hırsız gibi olamamak mıdır? Şu malum ve özet gibi söz de zaten şeytani zihniyeti açıkça ortaya koymaktadır. "Zengin çalmasını bildiği için zengin, fakir ise çalmasını bilmediği için fakirdir."

İşte hakkını arayacak bir merci bulamadığı için ( tüm merciler küresel çetenin emrinde olduğu için ) bu kölelik sisteminin bir parçası olmak zorunda kalan yani şirketler tarafından istihdam edilerek geçimini sağlamaya mecbur bırakılan insanlar istemeden de olsa dünyadaki kan ve gözyaşının dolaylı müsebbibi olmaktadırlar. İşin en acı ve cehl yanı ise bir çok insanın kendilerini köleleştiren şirket sahiplerini veli nimet olarak görmeleri, onları saygınlaştırmaları ve adeta ilahlaştırmalarıdır. Yani onlara arzu ettiklerini kendi elleriyle sunmalarıdır.

Peki çözüm nedir? Çözüm insanların sosyal medyada birbirlerine şov yapmayı, batıl dünyevi unsurlarla birbirlerini kıskandırmayı bırakmaları ve doğal hakkın elde edilebileceği eşit ve gerçek bir  sosyalist sistem kurabilmek ve mevcut kölelik sistemini yok edebilmek için gereken kolektif tepkiyi verebilmeleri ve radikal eylemleri icra edebilmeleridir. Başlangıç olarak buna en basit örnek, yakın zamanda küresel bir komplo olan COVID19 virüsü salgını sebep gösterilerek insanlara sunulacak tıbbi ve teknolojik bazı uygulamaları hemen kabul etmemek, sorgulamak ve tepki verebilmektir. İşte bu da insanlığın özgür iradesiyle yapacağı bir seçim aşamasını daha ifade etmektedir.

Monday, May 4, 2020

M Teorisi, Sonsuzluk ve 11

Yeni çağ teorilerinden olan "String Theory" ( İp Teorisi ) ve "M Theory" ( M Teorisi )' ye göre evrende her biri sonsuzluğu ifade eden 11 boyut bulunmaktadır. Bu iki teori, evrendeki tüm fiziksel fenomenlerin birbirlerine bağlı olduğunu ifade eden "Theory of Everything" ( Her Şeyin Teorisi ) ile de ilintilidir. ( M harfinin birbirine bakan iki adet 1 rakamını yani 11 sayısını andırması da ilginçtir. )


Kur'an'da "Sonsuzluk, Ebediyet" kavramının "Halid" ( Sonsuz ) kelimesiyle ilk kez yer aldığı ayette 11 nümerolojisi bulunmaktadır.

2/25 - Ve (1) beşşiri (2) ellezıne (3) amenu (4) ve (5) amilu (6) es (7) salihati (8) enne (9) lehüm (10) CENNATİN (11) tecrı (12) min (13) tahti (14) ha (15) el (16) enhar (17) külle (18) ma (19) ruziku (20) min (21) ha (22) min (23) semeratin (24) rizkan (25) kalu (26) haza (27) ellezi (28) rüzıkna (29) min (30) kablü (31) ve (32) ütu (33) bi (34) hı (35) müteşabiha (36) ve (37) lehüm (38) fı (39) ha (40) ezvacün (41) mütahheratün (42) ve (43) hüm (44) fı (45) ha (46) HALİDUN (47)

( Ve o inananları, iyilikler yapanları altlarından nehirler akan bahçelerin kesinlikle onlara olduğu ile müjdele. Onların hepsi oranın meyvelerinden, ürünlerinden rızıklanırlar. "Bunlar o önceden rızıklandırıldıklarımızdır." derler. Benzeşenlerinden verilmişlerdir. Orada temiz eşler de onlaradır. Onlar orada ebedidirler. )

- Ayetin kodunun nümerolojik değeri olan 9 ( 2+2+5 = 9 ) sayısı ile ayetteki kelime adedi olan 11 sayısı toplandığında 11 sayısı elde edilmektedir. Ayetin 11 kelimeden oluşması ve ayetin kodunun nümerolojik değerinin 9 olması ayrıca sonsuz boyutlara portal açma sembolizmi olan 9/11 nümerolojisine de dikkat çekiyor.

- Ayetteki "Cennet" kelimesinin 11. kelime, "Halidın" ( Ebediler, Sonsuzlar ) kelimesinin de 47. ( 4+7 = 11 ) kelime olması da yine sonsuzluk kavramı ve 11 nümerolojisi açısından ilginç bir durum arzetmektedir.







Sahte Belirti ve Öğreti Tuzakları

İçinde bulunulan dönemde insanları yanlış yöne sürüklemek ve planlanan küresel tuzaklara düşürmek için muhtelif kurgusal vakalar ( deprem, salgın, savaş, UFO kurguları ) senarize edilmekte ve  sapkın öğretiler, ritüeller yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. 

Bu konu Kur'an ve İncil ayetlerinde detaylı olarak yer almaktadır.

Göksel belirtiler ( UFO, Project Blue Beam, Alien İstilası vb. ) ile insanları kandıranlar;

40-Matthew-16-1 Ferisiler'le Sadukiler İsa'nın yanına geldiler. O'nu denemek amacıyla kendilerine gökten bir belirti* göstermesini istediler.

* Ferisililer, Allah yolundan sapmış kitleyi sembolize etmektedir. Bu kitle için göksel belirtiler yaratmak insanları saptırma metodlarından biridir.

66-Revelations-16-14 Bunlar doğaüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar.

Kendilerine ilahi sıfatlar atfederek ahlak ve din dışı öğretilerle insanları saptırmaya çalışanlar;

40-Matthew-7-15 "Sahte peygamberlerden sakının! Onlar size kuzu postuna bürünerek yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır. 

40-Matthew-7-20 Böylece sahte peygamberleri meyvelerinden tanıyacaksınız.

40-Matthew-24-11 Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak.

40-Matthew-24-24 Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar.

61-2 Peter-2-1 Ama İsrail halkı arasında sahte peygamberler vardı; tıpkı sizin de aranızda yanlış öğreti yayanlar olacağı gibi. Bunlar kendilerini satın alan Efendi'yi bile yadsıyarak gizlice aranıza yıkıcı öğretiler sokacaklar. Böyleleri kendi başlarına ani bir yıkım getirecek.

62- 1 John-4-1 Sevgili kardeşlerim, her ruha inanmayın. Tanrı'dan olup olmadıklarını anlamak için ruhları sınayın. Çünkü birçok sahte peygamber dünyanın her yanına yayılmış bulunuyor.

62- 1 John-2-26 Bunları sizi saptırmak isteyenlerle ilgili olarak yazıyorum.
62- 1 John-2-27 Size gelince, O'ndan aldığınız mesh sizde kalır. Kimsenin size bir şey öğretmesine gerek yoktur. O'nun size her şeyi öğreten meshi gerçektir, sahte değildir. Size öğrettiği gibi, Mesih'te yaşayın.

Tekonolojiyi kullanarak ( Singularity, Transhümanizm, Implant Microchip, 5G vb. ) dünya ortamında uygulamalar yapan ve dünyevi vaadlerde bulunanlar;

62- 1 John-4-4 Yavrularım, siz Tanrı'dansınız ve sahte peygamberleri yendiniz. Çünkü sizde olan, dünyadakinden üstündür.
62- 1 John-4-5 Sahte peygamberler dünyadandır. Bu nedenle söyledikleri sözler de dünyadandır ve dünya onları dinler.

66-Revelations-19-20 Canavarla onun önünde doğaüstü belirtiler gerçekleştiren sahte peygamber yakalandı. Sahte peygamber, canavarın işaretini alıp heykeline tapanları bu belirtilerle saptırmıştı. Her ikisi de kükürtle yanan ateş gölüne diri diri atıldı.

İnananların gelişen metapsişik yetenekleri onların döngü sonunda zarar görmesini engelleyecek.

41-Mark-16-17 İman edenlerle birlikte görülecek belirtiler şunlardır: Benim adımla cinleri kovacaklar, yeni dillerle konuşacaklar,
41-Mark-16-18 yılanları elleriyle tutacaklar. Öldürücü bir zehir içseler bile, zarar görmeyecekler. Ellerini hastaların üzerine koyacaklar ve hastalar iyileşecek."

İnsanların idrak seviyelerinin yükselmesine ve ruhsal tekamüllerine vesile olacak kozmik tesir akışı Kur'an'da ve İncil'de "Bulutların yarılması" ve "Gökte kapı açılması" kavramlarıyla bildirilmiştir.

25/25 - Ve o gün gök, bulutlar ile yarılır ve melekler aşamalı olarak inerler. 

78/19 - Ve gök açılmıştır da kapı kapı olmuştur. 

7/40 - O ayetlerimizi yalanlayanlara ve onlara kibirlenenlere, onlara göğün kapıları kesinlikle açılmaz. Deve iğne deliğinden geçene kadar cennete giremezler. İşte suçluları böyle karşılıklandırırız. 

13/23 - İkamet bahçelerine, oraya girerler ve babalarından, eşlerinden, soylarından iyi olan kimseler de. Melekler de tüm kapılardan üzerlerine girerler. 

40-Matthew-24-30 "O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.

41-Mark-13-24 "Ama o günlerde, o sıkıntıdan sonra, 'Güneş kararacak, Ay ışık vermez olacak,
41-Mark-13-25 Yıldızlar gökten düşecek, Göksel güçler sarsılacak.'
41-Mark-13-26 "O zaman İnsanoğlu'nun bulutlar içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
41-Mark-13-27 İnsanoğlu o zaman meleklerini gönderecek, seçtiklerini yeryüzünün bir ucundan göğün öbür ucuna dek, dünyanın dört bucağından toplayacak.
41-Mark-13-28 "İncir ağacından ders alın. Dalları filizlenip yaprakları sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız.
41-Mark-13-29 Aynı şekilde, bu olayların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki İnsanoğlu yakındır, kapıdadır.
41-Mark-13-30 Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan bu kuşak ortadan kalkmayacak.
41-Mark-13-31 Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır."
41-Mark-13-32 "O günü ve o saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir; Baba'dan başka kimse bilmez.










Gözlerin hainliği

"Hain" kelimesi "Sadık olmayan, Nimeti inkâr eden, İyiliğe karşı kötülük yapan" gibi anlamları içermektedir. Bir varlığın bir diğerine "Hain" olabilmesinin yani "İhanet" edebilmesinin kök sebebi  kalbinde kibir kaynaklı "Nefret" duygusunu barındırmasıdır. Zira İngilizce'deki "Heinous" ( İğrenç, Çirkin ) ve Fransızca'daki "Haine" ( Nefret ) kelimeleri de "Hain" kökünden gelmektedir.

Mü'minun suresinin 19. ayetinde "Hain" sıfatı, "Göz" ve "Göğüs" kelimeleriyle ilintilendirilmiştir. 

40/19 - Ya'lemü hainetel a'yüni ve ma tuhfis sudur 
( Gözlerin hainliğini ve o göğüslerin sakladığını, gizlediğini bilir. )

"Göz" satanizmde ihanetin ve inkârın temsilcisi olan İblis'in yani şeytanın yaydığı negatif enerjinin sembolüdür. Halk arasındaki "Göze gelmek", "Göz değdi", "Nazar* değdi" gibi ifadeler bu hususla ilintilidir. ( * Nazar = Bakış )

İsra suresinin 51. ayetindeki "Göğüsün içinde büyüyen yaratık" ifadesiyle de insana tasallut ederek onu negatif frekanslı duygularla ( nefret, hırs, kin, öfke ) dolduran ve hainliğe yönlendiren  cine işaret edilmektedir. İkili ayet setindeki mesaj, nefsaniyet ve kötülük batağına saplanıp tekâmül edemeyenlerin insandan daha alt seviye bir varlık olarak reenkarne olabilecekleri bildirilmektedir. Ayetteki "Kim döndürür, dirlitir bizi?" sorusu da buna işaret etmektedir.

17/50 - Kul kunu hıcareten ev hadıda 
( De ki: "Taş veya demir olun." )

17/51 - Ev halkan min ma yekbüru fı suduriküm fe seyekulune men yüıydüna kulillezı fetaraküm evvele merrah fe seyünğıdune ileyke ruusehüm ve yekulune meta hu kul asa en yekune karıba 
( Veya göğüslerinizin içinde büyüyeninden yaratık. "Kim döndürür, diriltir bizi?" diyecekler. De ki: "O sizi ilk keresinde yaratan." Böylece sana başlarını sallayacaklar ve "O ne zaman?" diyecekler. De ki: "Belki olması yakındır." )

Nisa suresinin 107. ayetinde ise başkasına hainlik ettiğini sanan birinin aslında farkında olmadan bu hainliği kendisine yapmakta olduğu bildirilmektedir.

4/107 - Ve la tücadil anillezıne yahtanune enfüsehüm innellahe la yühıbbü men kane havvanen esıma 
( Ve nefislerine hainlik edenler hakkında mücadele etme. Kesinlikle Allah hain günahkar olan kimseleri sevmez. )

22/38 - İnnellahe yüdafiu anillezıne amenu innellahe la yühıbbü külle havvanin kefur
( Kesinlikle Allah o inananları savunur. Kesinlikle Allah, inkarcı hainlerin hiçbirini sevmez. )


Sunday, May 3, 2020

Toplu Meditasyon ile Kurtuluş

Küresel şeytanlar Kur'an'daki kodları ve bilgileri sihir, hipnoz, zihin kontrol gibi muhtelif metafizik uygulamalarda kullanarak kitleleri negatif frekansların tesiri altına almakta ve sapkın hedefleri doğrultusunda binlerce yıldır yönlendirmektedirler. Bugün dünyanın içinde bulunduğu acı, yokluk, kan ve gözyaşı ortamının temel sebebi bu negatif kitle tesiridir. Küresel şeytanların dünya çapına yayılmış okült neferleri adeta 7/24 çalışan bir güç santralleri gibi sürekli olarak zikir ( kutsal kitaplardaki kelime ve harf kodlarını belirli bir sistematiğe göre aralıksız tekrar edilmesi ) yapmak suretiyle küresel bazda negatif frekans yaymaktadırlar. Bunu baz istasyonu şebekesine benzetmek mümkündür. Okült bilgilere haiz olan küresel şeytanlar kelimelerin madde üzerindeki yaratıcı ve değiştirici tesirini çok iyi bilmekte ve bu gerçeği planlarının uygulanmasındaki en temel silah olarak kullanmaktadırlar.

Kolektif bilinç yükselişini deneyimleyen, aydınlanma ve tekamül yolunda ilerleyişi hızlanmış olan iyi insanlar, insanlığa kurulan bu küresel komploların farkında olmakla birlikte bu olumsuz durumların nasıl bertaraf edileceği konusunda kararsızlık ve tereddüt içindedirler. Bir araya geldiklerinde sürekli olarak mevcut olumsuzluklara, ihanetlere, adaletsiz  ve yanlış uygulamalara, haksızlıklara, işlenen suçlara yönelik tespitlerini paylaşmakta ancak insanlığı kurtaracak olan çözüme ilişkin ortak bir güç oluşturamamakta, bu yönde bir karar alamamaktadırlar. Toplantıları bittiğinde de yine günlük koşuşturmalarına, kaygılarına, korkularına ve bunların sonucu olan sistem köleliklerine devam etmektedirler.

Bir araya gelinmesine rağmen çözüme yönelik gelişme kaydedilememesinin sebebi, çözümün metafizik metodlarda olduğuna inanmamaları veya bu konuya şüphe ve korkuyla yaklaşmalarıdır. Bir başka deyişle Allah'a ve O'nun bahşettiği kelimelerdeki sonsuz güce gerektiği gibi inanmamalarıdır. Oysa ki kolektif düşünce ve duygu yoğunluğunun tesis edeceği inanç, kitlesel ve radikal ortak kararlar alınmasına ve uygulanmasına vesile olacaktır. Söz konusu inancın nelere kadir olabileceği İncil ayetlerinde "Suyun üstünde yürümek" misali, "Kuşku" ve "Kıt İman" kavramlarıyla bildirilmektedir.

40-Matthew-14-25 Sabaha karşı İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı.
40-Matthew-14-26 Öğrenciler, O'nun gölün üstünde yürüdüğünü görünce dehşete kapıldılar. "Bu bir hayalet!" diyerek korkuyla bağrıştılar.
40-Matthew-14-27 Ama İsa hemen onlara seslenerek, "Cesur olun, benim, korkmayın!" dedi.
40-Matthew-14-28 Petrus buna karşılık, "Ya Rab" dedi, "Eğer sen isen, buyruk ver suyun üstünden yürüyerek sana geleyim."
40-Matthew-14-29 İsa, "Gel!" dedi. Petrus da tekneden indi, suyun üstünden yürüyerek İsa'ya yaklaştı.
40-Matthew-14-30 Ama rüzgarın ne kadar güçlü estiğini görünce korktu, batmaya başladı. "Ya Rab, beni kurtar!" diye bağırdı.
40-Matthew-14-31 İsa hemen elini uzatıp onu tuttu. Ona, "Ey kıt imanlı, neden kuşku duydun?" dedi.

Negatif frekansların yok edilebilmesi, sağlıklı, mantıklı, inançlı, açık görüşlü bir zihin yapısına kavuşulabilmesi ve pozitif frekans yoğunluğu oluşturularak sorunların giderilebilmesi için insanların "Toplu Meditasyon" ( Toplu Odaklanma ) seansları düzenlemeleri gerekmektedir. Zaten Kur'an'da yer alan "Duaya Kalkma" ( Kıyamüs Salah ) kavramı meditasyonun farklı kelimelerle ifadesidir. "Dua " kelimesi "Çağrı" anlamına, "Salah" kelimesi de "Kurtuluş, Barış, İyilik" anlamlarını barındırmaktadır. Meditasyon kelimesi de belirli bir düşünceye odaklanarak, kelime zikrederek ruhsal enerjiyi aktive etmeyi, maddeye tesir etmeyi ve böylelikle portal açarak üst frekanslar ile temas kurmayı ifade etmektedir. Sonuç itibarıyla Meditasyon veya Dua iç frekans ve üst frekans enerjisinden faydalanarak iyileştirme operasyonudur.

Kur'an ayetlerinde inananların kötülüklere karşı "topluca savaşmaları" gerektiği öğütlenir. Bu noktada "savaş" kavramı maddi araçlarla ( fizik beden, silah vb. ) yapılan mücadeleden ziyade ilimle, kelimelerle ve frekans enerjisiyle yapılan mücadeleyi tanımlamaktadır. Zira kelimeler, ruhun da maddenin de var olmasını sağlayan temel olgudur. İçinde bulunlan bu dönemde insanları kurtuluşa, refaha ve mutluluğa sevkedecek yegane yol kolektif olarak ve belirli bir düzene göre icra edecekleri bu düşünce yoğunluğu çalışmalarıdır. Örneğin belirli bir saat aralığında, eşzamanlı olarak belirli kelimeleri veya cümleleri eşzamanlı olarak zikretmek çok etkin ve sonuçları pozitif olacak bir seansın gerçekleşmesine imkan verecektir. Toplu meditasyon / dua seansları vesilesiyle açığa çıkan pozitif enerji adeta bir atmosfer gibi ortamı saracak, toplumdaki diğer insanlarda da zihinsel değişimin olmasını sağlayacak ve böylelikle toplumsal değişimi başlatacaktır.

Kur'an'da "toplu mücadele" konusunu içeren ayetler şöyledir.

2/161 - İnnellezine keferu ve matu ve hüm küffarun ülaike aleyhim LA'NETULLAHİ VEL MELAİKETİ VEN NASİ ECMEIN ( Kesinlikle o inkar eden olarak ölen o inkar edenler, işte onlar, ALLAH, MELEKLER VE TÜM İNSANLAR TOPLUCA onlara LANET EDERLER. )

Ayette toplu olarak yayılan olumsuz enerjinin tesir gücü bildirilmektedir.

2/208 - Ya eyyühellezine amenüdhulu fis SİLMİ KAFFEH ve la tettebiu hutuvatüş şeytan innehu leküm adüvvün mübin ( Ey o inananlar, hepiniz TOPLUCA BARIŞIN İÇİNE GİRİN. Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Kesinlikle o sizlere apaçık düşmandır. )

3/103 - VA'TESUMU Bİ HABLİLLAHİ CEMİAN ve la teferraku vezküru nı'metellahi aleyküm iz küntüm a'daen fe ellefe beyne kulubiküm fe asbahtüm bi nı'metihı ıhvana ve küntüm ala şefahufratin minen nari fe enkazeküm minha kezalike yübeyyinüllahü leküm ayatihı lealleküm tehtedun ( VE ALLAH'IN İPİNE TOPLUCA SARILIP BAĞLANIN. Kısımlara ayrılmayın ve Allah’ ın üzerinize olan nimetini hatırlayın. Zamanında düşman olmuştunuz da kalplerinizin arasını birleştirdi. O’nun nimeti ile kardeşler oldunuz. Ateşten çukurun üzerindeydiniz de sizi oradan kurtardı. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki yönlenirsiniz. )

Ayette teşbihi olarak yer alan "Hablillah" ( Allah'ın ipi ) ifadesi Kur'an kelimelerini ve kelimelerdeki iyileştirici gücü tanımlamaktadır.

9/36 - İnne ıddeş şühuri ındellahisna aşera şehran fı kitabillahi yevme halekas semavati vel erda minha erbeatün hurum zaliked dınül kayyimü fe la tazlimu fıhinne enfüseküm ve KATİLÜL MÜŞRİKINE KAFFETEN KEMA YÜKATİLÜNEKÜM KAFFEH va'lemu ennallahe meal müttekın ( Kesinlikle, Allah indinde ayların adedi oniki aydır. Gökleri ve yeri yarattığı günkü Allah yazısında. Onlardan dördü haramdır. Bu daim olan dindir. O halde, onlar hakkında nefislerinize zulmetmeyin. ORTAK KOŞANLARLA, SİZİNLE TOPLUCA SAVAŞTIKLARI GİBİ TOPLUCA SAVAŞIN. Bilin ki, kesinlikle Allah sakınanlarla beraberdir. )

Ayetteki "Katl" ( Savaş ) kelimesi çağımıza uygun olarak yukarıda da bahsedildiği gibi düşünsel mücadeleyi tanımlamaktadır.