Cevabı çok kısa;
"TANRI OLMAK ARZUSU."
İnsanlığı köleleştirme ve insanlığa zulmetme amacıyla düzenlenen komploları her gün herkesin duymakta, konuşmakta ve paylaşmakta olduğuna şahit olunmaktadır. Ancak tüm bunların ana sebebi dikkate alınmadan yapılacak konuşmalar ve yazışmalar insanları sonuca götürmeyecek, sadece soruna daha çok saplayacak, daha çok şikayet eder ve daha çok bunalır hale sürükleyecektir.
Yukarıda zikredilen kök sebep kutsal kitaplardaki ayetlerde açıkça izah edilmektedir. Ayetlerde insanın şeytanın kibir tuzağına düşerek kendini Rab'be ortak koşması, nefsani arzularının tatmini için insanların kaderini belirleme fikrine saplanması ve bu nedenle de zalime dönüşmesi bildirilmektedir.
Tevrat;
Tevrat;
1-Genesis-3-1 RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu.
1-Genesis-3-2 Kadın, "Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı,
1-Genesis-3-3 "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi."
1-Genesis-3-4 Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi,
1-Genesis-3-5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek TANRI GİBİ OLACAKSINIZ."
1-Genesis-3-6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.
Kur'an;
Kur'an;
2/22 - Ellezi ceale lekümül erda firaşen ves semae binaa ve enzele mines semai maen fe ahrece bihı mines semerati rizkan leküm fe LA TEC'ALU LİLLAHİ ENDADEN ve entüm ta'lemun
( O size yeri döşek ve göğü bina yaptı. Gökten su indirdi de onunla size faydalısından meyveler, ürünler rızıklar çıkardı. O halde bile bile ALLAH İÇİN EŞLER OLUŞTURMAYIN. )
2/35 - Ve kulna ya ademüskün ente ve zevcükel cennete ve küla minha rağaden haysü şi'tüma ve la takraba hazihiş şecerate fe tekuna minez ZALİMIN
( Ve "Ey Adem, sen ve eşin cennette iskan edin. Oradan arzuladığınızca, her nereden dilerseniz bolca yiyin. İşte şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ZALİMLERDEN olursunuz." dedik. )
2/258 - E lem tera ilellezi hacce ibrahıme fı rabbihı en atahüllahül mülk iz KALE İBRAHİMU RABBİYELLEZİ YUHYI VE YÜMİTU KALE ENE UHYI VE ÜMIT kale ibrahımü fe innellahe ye'tı biş şemsi minel meşrikı fe'ti biha minel mağribi fe bühitellezi kefer vallahü la yehdil kavmez zalimın
( Allah kendisine mülkü, hükümdarlığı verdi diye, İbrahim’ le Rab’binin hakkında o tartışıp mücadele edeni görmedin mi? Zamanında İbrahim "O RAB'BİM Kİ DİRİLTİR VE ÖLDÜRÜR." DEDİ. "BEN DE DİRİLTİRİM VE ÖLDÜRÜRÜM." dedi. "Kesinlikle Allah Güneş’i doğudan getirir, o halde onu batıdan getir." dedi. Böylece o inkar eden şaşırdı. Allah zalimler kavmini yönlendirmez. )
2/35 - Ve kulna ya ademüskün ente ve zevcükel cennete ve küla minha rağaden haysü şi'tüma ve la takraba hazihiş şecerate fe tekuna minez ZALİMIN
( Ve "Ey Adem, sen ve eşin cennette iskan edin. Oradan arzuladığınızca, her nereden dilerseniz bolca yiyin. İşte şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ZALİMLERDEN olursunuz." dedik. )
( Allah kendisine mülkü, hükümdarlığı verdi diye, İbrahim’ le Rab’binin hakkında o tartışıp mücadele edeni görmedin mi? Zamanında İbrahim "O RAB'BİM Kİ DİRİLTİR VE ÖLDÜRÜR." DEDİ. "BEN DE DİRİLTİRİM VE ÖLDÜRÜRÜM." dedi. "Kesinlikle Allah Güneş’i doğudan getirir, o halde onu batıdan getir." dedi. Böylece o inkar eden şaşırdı. Allah zalimler kavmini yönlendirmez. )
İşte bugün gündemde olan ve gelişme, çağ atlama, hayatı kolaylaştırma, süper insan olma hatta daha da ileri gidilerek Tanrı gibi olma gibi aldatıcı söylemlerle sunulan Transhümanizm - Singularity Projesi* kapsamında Implant Microchip, Block Chain, Kripto Para gibi kavramlar esas itibarıyla küresel çetenin - ki bunlar kendilerini Elit ( El + it ... Tanrı gibi olan ) olarak tanımlıyorlar - insanları tam kontrol altına almak, tam köleleştirmek, kaderlerini belirlemek, kendilerine kulluk eder hale getirmek ve dolayısıyla kendilerini Tanrı ilan etmek amacıyla kullanmayı planladıkları araçlardır. Binlerce yıldır bu kontrol sistemini para kanalıyla icra etmektedirler. Cin şeytanı tasallutu ( zihin kontrolü ) altında bulunan ve cinlere kulluk eden bu küresel çete üyeleri kendilerini insan olarak değil insandan daha üstün olduğuna inandıkları cin soyundan gelen varlıklar olarak görmektedirler. İnsanların ise kendilerine hizmet etmek üzere yaratılmış, istedikleri zaman harcayabilecekleri hayvanlar olduklarına inanmaktadırlar. İşte dünyadaki zulmün, kanın ve gözyaşının kök sebebi de bu sapkın inanç sistemidir.
Küresel müşrik kafirler ( şeytanlar ) insanı köleleştirmek ve Allah yolundan ayırmak için uyguladıkları zulmü, bir "din" addettikleri İblis'e kulluğun gereği olarak görmekte ve tüm faaliyetlerini bu motivasyonla yapmaktadırlar. Yani konu bazılarının düşündüğü gibi para ve maddiyatın ötesindedir. Zaten para sistemini kurgulayan ve parayı basanların para ile ilgili ne gibi bir hedefi olabilir ki?! Şirkin ve inkarın din addedilmesi hususu Kafirun suresinde bildirilmiştir.
109/1 - Kul ya eyyühel kafirun ( De ki: "Ey inkarcılar." )
109/2 - La a'büdü ma ta'büdun ( O kulluk ettiğinize kulluk etmem. )
109/3 - Ve la entüm abidune ma a'büd ( Ve siz o kulluk ettiğime kul değilsiniz. )
109/4 - Ve la ene abidün ma abedtüm ( Ve ben o kulluk ettiğinizin kulu değilim. )
109/5 - Ve la entüm abidune ma a'büd ( Ve siz o kulluk ettiğime kul değilsiniz. )
109/6 - LEKÜM DİNÜKÜM VE LİYE DİN ( SİZE DİNİNİZ VE BANA DİNİM. )
* Ayrıca Bkz.
Küresel müşrik kafirler ( şeytanlar ) insanı köleleştirmek ve Allah yolundan ayırmak için uyguladıkları zulmü, bir "din" addettikleri İblis'e kulluğun gereği olarak görmekte ve tüm faaliyetlerini bu motivasyonla yapmaktadırlar. Yani konu bazılarının düşündüğü gibi para ve maddiyatın ötesindedir. Zaten para sistemini kurgulayan ve parayı basanların para ile ilgili ne gibi bir hedefi olabilir ki?! Şirkin ve inkarın din addedilmesi hususu Kafirun suresinde bildirilmiştir.
109/1 - Kul ya eyyühel kafirun ( De ki: "Ey inkarcılar." )
109/2 - La a'büdü ma ta'büdun ( O kulluk ettiğinize kulluk etmem. )
109/3 - Ve la entüm abidune ma a'büd ( Ve siz o kulluk ettiğime kul değilsiniz. )
109/4 - Ve la ene abidün ma abedtüm ( Ve ben o kulluk ettiğinizin kulu değilim. )
109/5 - Ve la entüm abidune ma a'büd ( Ve siz o kulluk ettiğime kul değilsiniz. )
109/6 - LEKÜM DİNÜKÜM VE LİYE DİN ( SİZE DİNİNİZ VE BANA DİNİM. )
Bu duruma karşı ne yapabileceğini düşünmek zorunda olan insan, "Hepsi bizim suçumuz. Dünyayı biz bu hale getirdik." cümlesini kurmakta bir açıdan haklıdır. Zira başlangıç safhasında şeytanın telkinine kanmayıp özgür iradesini kullanarak doğru olanı seçmesi gerekirdi. Tekamül süreci gereği insan bugün de yine bir çok konuda doğru olana değil yanlış olana yönelmektedir. Ancak nimeti gasp etme esasına dayalı olarak sistemi yöneten küresel şirketler çetesi de ( belirli sayıda aile ) zaten insanın bir kısır döngü içinde sürekli kendisini suçlamasını istemektedir. Bir başka deyişle politikaları şudur;
"Biz hem insanları ekmek için kendimize mahkum edelim. Böylelikle yıkıcı icraatlarımıza ortak olsunlar. Sonra da bu yıkımdan dolayı yine o insanları suçlayalım. Ve onları, kendilerinin suçlu ve kötü olduklarına inandıralım."
İyi ve temiz bir insanın şu aşağıdakileri doğrudan yapma arzusu ve niyeti olabilir mi?
- Rant uğruna yaşam ortamı olan doğayı yok etmek
- Kâr etmek ve zengin olmak saplantısıyla birilerini yoksullaştırılmak
- Adil olmayan gelir dağılımını istemek
- Diğerlerini ezerek onlardan üstün hale gelmeye çalışmak
- Kaynakları gasp ederek diğerlerini mahrum bırakmak
- ......
İyi ve temiz bir insan hakkını gasp edip çalan birine karşı hakkını arayabileceği bir merci bulamadığında ne yapabilir? Suçu gaspçı hırsız gibi olamamak mıdır? Şu malum ve özet gibi söz de zaten şeytani zihniyeti açıkça ortaya koymaktadır. "Zengin çalmasını bildiği için zengin, fakir ise çalmasını bilmediği için fakirdir."
İşte hakkını arayacak bir merci bulamadığı için ( tüm merciler küresel çetenin emrinde olduğu için ) bu kölelik sisteminin bir parçası olmak zorunda kalan yani şirketler tarafından istihdam edilerek geçimini sağlamaya mecbur bırakılan insanlar istemeden de olsa dünyadaki kan ve gözyaşının dolaylı müsebbibi olmaktadırlar. İşin en acı ve cehl yanı ise bir çok insanın kendilerini köleleştiren şirket sahiplerini veli nimet olarak görmeleri, onları saygınlaştırmaları ve adeta ilahlaştırmalarıdır. Yani onlara arzu ettiklerini kendi elleriyle sunmalarıdır.
"Biz hem insanları ekmek için kendimize mahkum edelim. Böylelikle yıkıcı icraatlarımıza ortak olsunlar. Sonra da bu yıkımdan dolayı yine o insanları suçlayalım. Ve onları, kendilerinin suçlu ve kötü olduklarına inandıralım."
İyi ve temiz bir insanın şu aşağıdakileri doğrudan yapma arzusu ve niyeti olabilir mi?
- Rant uğruna yaşam ortamı olan doğayı yok etmek
- Kâr etmek ve zengin olmak saplantısıyla birilerini yoksullaştırılmak
- Adil olmayan gelir dağılımını istemek
- Diğerlerini ezerek onlardan üstün hale gelmeye çalışmak
- Kaynakları gasp ederek diğerlerini mahrum bırakmak
- ......
İyi ve temiz bir insan hakkını gasp edip çalan birine karşı hakkını arayabileceği bir merci bulamadığında ne yapabilir? Suçu gaspçı hırsız gibi olamamak mıdır? Şu malum ve özet gibi söz de zaten şeytani zihniyeti açıkça ortaya koymaktadır. "Zengin çalmasını bildiği için zengin, fakir ise çalmasını bilmediği için fakirdir."
İşte hakkını arayacak bir merci bulamadığı için ( tüm merciler küresel çetenin emrinde olduğu için ) bu kölelik sisteminin bir parçası olmak zorunda kalan yani şirketler tarafından istihdam edilerek geçimini sağlamaya mecbur bırakılan insanlar istemeden de olsa dünyadaki kan ve gözyaşının dolaylı müsebbibi olmaktadırlar. İşin en acı ve cehl yanı ise bir çok insanın kendilerini köleleştiren şirket sahiplerini veli nimet olarak görmeleri, onları saygınlaştırmaları ve adeta ilahlaştırmalarıdır. Yani onlara arzu ettiklerini kendi elleriyle sunmalarıdır.
Peki çözüm
nedir? Çözüm insanların sosyal medyada birbirlerine şov yapmayı, batıl dünyevi
unsurlarla birbirlerini kıskandırmayı bırakmaları ve doğal hakkın elde
edilebileceği eşit ve gerçek bir sosyalist sistem kurabilmek ve mevcut
kölelik sistemini yok edebilmek için gereken kolektif tepkiyi verebilmeleri ve
radikal eylemleri icra edebilmeleridir. Başlangıç olarak buna en basit örnek,
yakın zamanda küresel bir komplo olan COVID19 virüsü salgını sebep gösterilerek
insanlara sunulacak tıbbi ve teknolojik bazı uygulamaları hemen kabul etmemek,
sorgulamak ve tepki verebilmektir. İşte bu da insanlığın özgür iradesiyle yapacağı bir seçim aşamasını daha ifade etmektedir.
No comments:
Post a Comment