Küresel şeytanlar Kur'an'daki kodları ve bilgileri sihir, hipnoz, zihin kontrol gibi muhtelif metafizik uygulamalarda kullanarak kitleleri negatif frekansların tesiri altına almakta ve sapkın hedefleri doğrultusunda binlerce yıldır yönlendirmektedirler. Bugün dünyanın içinde bulunduğu acı, yokluk, kan ve gözyaşı ortamının temel sebebi bu negatif kitle tesiridir. Küresel şeytanların dünya çapına yayılmış okült neferleri adeta 7/24 çalışan bir güç santralleri gibi sürekli olarak zikir ( kutsal kitaplardaki kelime ve harf kodlarını belirli bir sistematiğe göre aralıksız tekrar edilmesi ) yapmak suretiyle küresel bazda negatif frekans yaymaktadırlar. Bunu baz istasyonu şebekesine benzetmek mümkündür. Okült bilgilere haiz olan küresel şeytanlar kelimelerin madde üzerindeki yaratıcı ve değiştirici tesirini çok iyi bilmekte ve bu gerçeği planlarının uygulanmasındaki en temel silah olarak kullanmaktadırlar.
Kolektif bilinç yükselişini deneyimleyen, aydınlanma ve tekamül yolunda ilerleyişi hızlanmış olan iyi insanlar, insanlığa kurulan bu küresel komploların farkında olmakla birlikte bu olumsuz durumların nasıl bertaraf edileceği konusunda kararsızlık ve tereddüt içindedirler. Bir araya geldiklerinde sürekli olarak mevcut olumsuzluklara, ihanetlere, adaletsiz ve yanlış uygulamalara, haksızlıklara, işlenen suçlara yönelik tespitlerini paylaşmakta ancak insanlığı kurtaracak olan çözüme ilişkin ortak bir güç oluşturamamakta, bu yönde bir karar alamamaktadırlar. Toplantıları bittiğinde de yine günlük koşuşturmalarına, kaygılarına, korkularına ve bunların sonucu olan sistem köleliklerine devam etmektedirler.
Bir araya gelinmesine rağmen çözüme yönelik gelişme kaydedilememesinin sebebi, çözümün metafizik metodlarda olduğuna inanmamaları veya bu konuya şüphe ve korkuyla yaklaşmalarıdır. Bir başka deyişle Allah'a ve O'nun bahşettiği kelimelerdeki sonsuz güce gerektiği gibi inanmamalarıdır. Oysa ki kolektif düşünce ve duygu yoğunluğunun tesis edeceği inanç, kitlesel ve radikal ortak kararlar alınmasına ve uygulanmasına vesile olacaktır. Söz konusu inancın nelere kadir olabileceği İncil ayetlerinde "Suyun üstünde yürümek" misali, "Kuşku" ve "Kıt İman" kavramlarıyla bildirilmektedir.
40-Matthew-14-25 Sabaha karşı İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı.
40-Matthew-14-26 Öğrenciler, O'nun gölün üstünde yürüdüğünü görünce dehşete kapıldılar. "Bu bir hayalet!" diyerek korkuyla bağrıştılar.
40-Matthew-14-27 Ama İsa hemen onlara seslenerek, "Cesur olun, benim, korkmayın!" dedi.
40-Matthew-14-28 Petrus buna karşılık, "Ya Rab" dedi, "Eğer sen isen, buyruk ver suyun üstünden yürüyerek sana geleyim."
40-Matthew-14-29 İsa, "Gel!" dedi. Petrus da tekneden indi, suyun üstünden yürüyerek İsa'ya yaklaştı.
40-Matthew-14-30 Ama rüzgarın ne kadar güçlü estiğini görünce korktu, batmaya başladı. "Ya Rab, beni kurtar!" diye bağırdı.
40-Matthew-14-31 İsa hemen elini uzatıp onu tuttu. Ona, "Ey kıt imanlı, neden kuşku duydun?" dedi.
Negatif frekansların yok edilebilmesi, sağlıklı, mantıklı, inançlı, açık görüşlü bir zihin yapısına kavuşulabilmesi ve pozitif frekans yoğunluğu oluşturularak sorunların giderilebilmesi için insanların "Toplu Meditasyon" ( Toplu Odaklanma ) seansları düzenlemeleri gerekmektedir. Zaten Kur'an'da yer alan "Duaya Kalkma" ( Kıyamüs Salah ) kavramı meditasyonun farklı kelimelerle ifadesidir. "Dua " kelimesi "Çağrı" anlamına, "Salah" kelimesi de "Kurtuluş, Barış, İyilik" anlamlarını barındırmaktadır. Meditasyon kelimesi de belirli bir düşünceye odaklanarak, kelime zikrederek ruhsal enerjiyi aktive etmeyi, maddeye tesir etmeyi ve böylelikle portal açarak üst frekanslar ile temas kurmayı ifade etmektedir. Sonuç itibarıyla Meditasyon veya Dua iç frekans ve üst frekans enerjisinden faydalanarak iyileştirme operasyonudur.
Kur'an ayetlerinde inananların kötülüklere karşı "topluca savaşmaları" gerektiği öğütlenir. Bu noktada "savaş" kavramı maddi araçlarla ( fizik beden, silah vb. ) yapılan mücadeleden ziyade ilimle, kelimelerle ve frekans enerjisiyle yapılan mücadeleyi tanımlamaktadır. Zira kelimeler, ruhun da maddenin de var olmasını sağlayan temel olgudur. İçinde bulunlan bu dönemde insanları kurtuluşa, refaha ve mutluluğa sevkedecek yegane yol kolektif olarak ve belirli bir düzene göre icra edecekleri bu düşünce yoğunluğu çalışmalarıdır. Örneğin belirli bir saat aralığında, eşzamanlı olarak belirli kelimeleri veya cümleleri eşzamanlı olarak zikretmek çok etkin ve sonuçları pozitif olacak bir seansın gerçekleşmesine imkan verecektir. Toplu meditasyon / dua seansları vesilesiyle açığa çıkan pozitif enerji adeta bir atmosfer gibi ortamı saracak, toplumdaki diğer insanlarda da zihinsel değişimin olmasını sağlayacak ve böylelikle toplumsal değişimi başlatacaktır.
Kur'an'da "toplu mücadele" konusunu içeren ayetler şöyledir.
Kolektif bilinç yükselişini deneyimleyen, aydınlanma ve tekamül yolunda ilerleyişi hızlanmış olan iyi insanlar, insanlığa kurulan bu küresel komploların farkında olmakla birlikte bu olumsuz durumların nasıl bertaraf edileceği konusunda kararsızlık ve tereddüt içindedirler. Bir araya geldiklerinde sürekli olarak mevcut olumsuzluklara, ihanetlere, adaletsiz ve yanlış uygulamalara, haksızlıklara, işlenen suçlara yönelik tespitlerini paylaşmakta ancak insanlığı kurtaracak olan çözüme ilişkin ortak bir güç oluşturamamakta, bu yönde bir karar alamamaktadırlar. Toplantıları bittiğinde de yine günlük koşuşturmalarına, kaygılarına, korkularına ve bunların sonucu olan sistem köleliklerine devam etmektedirler.
Bir araya gelinmesine rağmen çözüme yönelik gelişme kaydedilememesinin sebebi, çözümün metafizik metodlarda olduğuna inanmamaları veya bu konuya şüphe ve korkuyla yaklaşmalarıdır. Bir başka deyişle Allah'a ve O'nun bahşettiği kelimelerdeki sonsuz güce gerektiği gibi inanmamalarıdır. Oysa ki kolektif düşünce ve duygu yoğunluğunun tesis edeceği inanç, kitlesel ve radikal ortak kararlar alınmasına ve uygulanmasına vesile olacaktır. Söz konusu inancın nelere kadir olabileceği İncil ayetlerinde "Suyun üstünde yürümek" misali, "Kuşku" ve "Kıt İman" kavramlarıyla bildirilmektedir.
40-Matthew-14-25 Sabaha karşı İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı.
40-Matthew-14-26 Öğrenciler, O'nun gölün üstünde yürüdüğünü görünce dehşete kapıldılar. "Bu bir hayalet!" diyerek korkuyla bağrıştılar.
40-Matthew-14-27 Ama İsa hemen onlara seslenerek, "Cesur olun, benim, korkmayın!" dedi.
40-Matthew-14-28 Petrus buna karşılık, "Ya Rab" dedi, "Eğer sen isen, buyruk ver suyun üstünden yürüyerek sana geleyim."
40-Matthew-14-29 İsa, "Gel!" dedi. Petrus da tekneden indi, suyun üstünden yürüyerek İsa'ya yaklaştı.
40-Matthew-14-30 Ama rüzgarın ne kadar güçlü estiğini görünce korktu, batmaya başladı. "Ya Rab, beni kurtar!" diye bağırdı.
40-Matthew-14-31 İsa hemen elini uzatıp onu tuttu. Ona, "Ey kıt imanlı, neden kuşku duydun?" dedi.
Kur'an ayetlerinde inananların kötülüklere karşı "topluca savaşmaları" gerektiği öğütlenir. Bu noktada "savaş" kavramı maddi araçlarla ( fizik beden, silah vb. ) yapılan mücadeleden ziyade ilimle, kelimelerle ve frekans enerjisiyle yapılan mücadeleyi tanımlamaktadır. Zira kelimeler, ruhun da maddenin de var olmasını sağlayan temel olgudur. İçinde bulunlan bu dönemde insanları kurtuluşa, refaha ve mutluluğa sevkedecek yegane yol kolektif olarak ve belirli bir düzene göre icra edecekleri bu düşünce yoğunluğu çalışmalarıdır. Örneğin belirli bir saat aralığında, eşzamanlı olarak belirli kelimeleri veya cümleleri eşzamanlı olarak zikretmek çok etkin ve sonuçları pozitif olacak bir seansın gerçekleşmesine imkan verecektir. Toplu meditasyon / dua seansları vesilesiyle açığa çıkan pozitif enerji adeta bir atmosfer gibi ortamı saracak, toplumdaki diğer insanlarda da zihinsel değişimin olmasını sağlayacak ve böylelikle toplumsal değişimi başlatacaktır.
Kur'an'da "toplu mücadele" konusunu içeren ayetler şöyledir.
2/161 - İnnellezine keferu ve matu ve hüm küffarun ülaike aleyhim LA'NETULLAHİ VEL MELAİKETİ VEN NASİ ECMEIN ( Kesinlikle o inkar eden olarak ölen o inkar edenler, işte onlar, ALLAH, MELEKLER VE TÜM İNSANLAR TOPLUCA onlara LANET EDERLER. )
Ayette toplu olarak yayılan olumsuz enerjinin tesir gücü bildirilmektedir.
Ayette toplu olarak yayılan olumsuz enerjinin tesir gücü bildirilmektedir.
2/208 - Ya eyyühellezine amenüdhulu fis SİLMİ KAFFEH ve la tettebiu hutuvatüş şeytan innehu leküm adüvvün mübin ( Ey o inananlar, hepiniz TOPLUCA BARIŞIN İÇİNE GİRİN. Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Kesinlikle o sizlere apaçık düşmandır. )
3/103 - VA'TESUMU Bİ HABLİLLAHİ CEMİAN ve la teferraku vezküru nı'metellahi aleyküm iz küntüm a'daen fe ellefe beyne kulubiküm fe asbahtüm bi nı'metihı ıhvana ve küntüm ala şefahufratin minen nari fe enkazeküm minha kezalike yübeyyinüllahü leküm ayatihı lealleküm tehtedun ( VE ALLAH'IN İPİNE TOPLUCA SARILIP BAĞLANIN. Kısımlara ayrılmayın ve Allah’ ın üzerinize olan nimetini hatırlayın. Zamanında düşman olmuştunuz da kalplerinizin arasını birleştirdi. O’nun nimeti ile kardeşler oldunuz. Ateşten çukurun üzerindeydiniz de sizi oradan kurtardı. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki yönlenirsiniz. )
Ayette teşbihi olarak yer alan "Hablillah" ( Allah'ın ipi ) ifadesi Kur'an kelimelerini ve kelimelerdeki iyileştirici gücü tanımlamaktadır.
9/36 - İnne ıddeş şühuri ındellahisna aşera şehran fı kitabillahi yevme halekas semavati vel erda minha erbeatün hurum zaliked dınül kayyimü fe la tazlimu fıhinne enfüseküm ve KATİLÜL MÜŞRİKINE KAFFETEN KEMA YÜKATİLÜNEKÜM KAFFEH va'lemu ennallahe meal müttekın ( Kesinlikle, Allah indinde ayların adedi oniki aydır. Gökleri ve yeri yarattığı günkü Allah yazısında. Onlardan dördü haramdır. Bu daim olan dindir. O halde, onlar hakkında nefislerinize zulmetmeyin. ORTAK KOŞANLARLA, SİZİNLE TOPLUCA SAVAŞTIKLARI GİBİ TOPLUCA SAVAŞIN. Bilin ki, kesinlikle Allah sakınanlarla beraberdir. )
Ayetteki "Katl" ( Savaş ) kelimesi çağımıza uygun olarak yukarıda da bahsedildiği gibi düşünsel mücadeleyi tanımlamaktadır.
Ayette teşbihi olarak yer alan "Hablillah" ( Allah'ın ipi ) ifadesi Kur'an kelimelerini ve kelimelerdeki iyileştirici gücü tanımlamaktadır.
9/36 - İnne ıddeş şühuri ındellahisna aşera şehran fı kitabillahi yevme halekas semavati vel erda minha erbeatün hurum zaliked dınül kayyimü fe la tazlimu fıhinne enfüseküm ve KATİLÜL MÜŞRİKINE KAFFETEN KEMA YÜKATİLÜNEKÜM KAFFEH va'lemu ennallahe meal müttekın ( Kesinlikle, Allah indinde ayların adedi oniki aydır. Gökleri ve yeri yarattığı günkü Allah yazısında. Onlardan dördü haramdır. Bu daim olan dindir. O halde, onlar hakkında nefislerinize zulmetmeyin. ORTAK KOŞANLARLA, SİZİNLE TOPLUCA SAVAŞTIKLARI GİBİ TOPLUCA SAVAŞIN. Bilin ki, kesinlikle Allah sakınanlarla beraberdir. )
Ayetteki "Katl" ( Savaş ) kelimesi çağımıza uygun olarak yukarıda da bahsedildiği gibi düşünsel mücadeleyi tanımlamaktadır.
No comments:
Post a Comment