Bu blogda, yaratılışın kaynak kodları olan kelimelerin ve ayetlerin semantik, nümerolojik ve etimolojik açıdan incelenmesi ve bilimsel veriler ile ilişkilendirilmesi sonucunda ortaya çıkan tespitlere yer verilmektedir.
Çeviri
Saturday, November 5, 2022
Bir cin filmi ... "Üçbin Yıllık Özlem"
Friday, November 4, 2022
Özdeş yapılar ... Yerküre ve Kafatası
Friday, October 28, 2022
Kandil Gecesi ve Halloween
"Kandil* Gecesi" kavramı, kutsal bir vakanın tezahür ettiği geceyi temsil eden ve ilgili gecede minare ışıklarının yakılmasıyla sembolize edilen ritüeli tanımlamaktadır.
* Kandil ( Mum ), Candle ( Mum ) ( İng. ), Chandelier ( Işık veren ) ( Fra. )
"Kandil" kavramı Kur'an'da yer almıyor olsa da, nihayetinde her bilginin bir ilahi kozmik kökeni olduğu ve bilgiyi kullananın niyetinin önem arzettiği düşüncesinden hareketle bu bölümde yine sadece semantik ve nümerik tespitlere yer verilmiştir.
Kabul edilegelmiş olan 4 adet "Kandil Gecesi"nin isimleri ve simgeledikleri vakalar şöyledir.
Mevlid Kandili : Hz Muhammed'in doğum günü olup, Hicri** takvime göre Rebiulevvel ayının "11". gecesidir. ( Mevlid = Doğum )
Muhammed suresinin 47. sure ( 4+7 = 11 ) olması ve 38 ayet ( 3+8 = 11 ) içermesi 11 sayısı uyumu açısından dikkat çekmektedir.
** Hicri takvimde 1 yıl, 354 ya da 355 gündür. Aynı zamanda 12 kameri aydan oluşur. Miladi takvimde ise 1 yıl 365 gün 6 saattir ve 12 aydan oluşur. Dolayısıyla iki takvim arasında 11 gün fark bulunur ki bu da yine 11 sayısını öne çıkarmaktadır.
Regaib Kandili : Hz Muhammed'in annesi Hz. Amine'nin ana rahmine düştüğü gün addedilmekte olup, Hicri takvime göre Receb ayının ilk Cuma günüdür. ( Regaib = Talep etme, Rağbet etme )
Mi'rac Kandili : Hz Muhammed'in göğe yükseldiği gün addedilmekte olup, Hicri takvime göre Receb ayının 27. günüdür. ( Mi'rac = Yükseliş ) ( Kur'an'da "Rukiy" kelimesiyle ifade edilen "yükseliş"in bir astral çıkış ve üst planlardan bilgi alma vakası olması kuvvetle muhtemeldir. )
Berat Kandili : Kur'an'ın Levh-i Mahfuzdan dünya semasına toptan indirildiği*** ve günahların bağışlandığı gece addedilmekte olup, Hicri takvime göre Şaban ayının 14. günüdür. ( Berat = Temize çıkma )
*** İslami kültürde Kur'an'ın, Levhi Mahfuz'dan Melek Cebrail'e topluca indirilmesi ( İnzal ) ve akabinde Cebrail tarafından Hz. Muhammed'e bölüm bölüm indirilmesi ( Tenzil ) farklı vakalar olarak tanımlanmaktadır.
Yukarıda anılan 4 geceye atfen, 4 ayrı gecede cami minarelerinin ışıklarının yakılması uygulaması yani "Kandil" uygulaması 1566 tarihinde, 11. Osmanlı padişahı ve 90. islam halifesi sıfatlarıyla tahta geçen II. Selim tarafından başlatılmıştır.
Yukarıda yer alan 1566 sayısı 666 sayısıyla ( 1+5 = 6 ve 66 ... 666 ... 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 ), 11 ve 90 sayıları da hem 11 hem de 9/11 sembolizmiyle uyum arzetmektedir. Ayrıca padişah Selim'in, ismi bazda sıra nunarasının 2 ( 1+1 ) olması da 11 nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir.
Yeni dünya düzeninin formatı olarak planlanan küresel padişahlığın yani emperyalist tahakküm sisteminin topluma telkin edilmesi amacıyla çekilen ve maalesef Kanuni Sultan Suleyman'ın cinsel yaşamının tasvirinden ibaret olan "Muhteşem Yüzyıl" isimli dizinin 2011 yılında vizyona girmiş olması da 11 sayısı uyumu açısından önem arzetmektedir. ( II. Selim, Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan'ın oğludur. )
Batı kültüründe "Halloween"**** ( Kutsallar Gecesi ) ismiyle anılan ritüel gecesi de "Kandil" sembolizmi içermektedir. Zira "Halloween"'in sembolü içi oyulmuş ve "kandil" gibi yakılan bir kabaktır.
**** Halloween ... Hallow ( Kutsallar ) + een / eve / evening ( arefe, gece ) ... "Kutsallar Gecesi"
"Halloween" gecesi ritüelinin kökeninin pagan nitelik arzettiği de kaynaklarda yer almaktadır. Zira güncel haliyle "Halloween" yani "Kutsallar Gecesi" ritüeli "Cadılar Bayramı" adıyla uygulanan bir korkunç kostüm şovuna, kan, vahşet ve dehşet sembolizmi ritüeline dönüşmüş durumdadır.
Ve Suudi Arabistan'da 2021 yılından itibaren "Cadılar Bayramı" kutlamalarının başlatılması da ayrıca dikkat çekmektedir.
Thursday, October 27, 2022
Kur'an kelimesi ve 7 -11 kodlaması
"Kur'an" kelimesi Kur'an'da 70 kere tekrarlanmakta olup, bu sayı Tevbe suresinin aşağıdaki ayetinde bir "isteğin gerçekleşebilmesi" için gerekli olan tekrar ( zikir ) adedi olarak bildirilmektedir. Ayette "gerçekleşmenin" ancak Allah'ın rızasına ve iznine bağlı olduğu da dolaylı misal ile vurgulanmaktadır.
9/80 İSTAĞFİR (1) LEHUM (2) EV (3) LA (4) TESTAĞFİR (5) LEHUM (6) İN (7) TESTAĞFİR (8) LEHUM (9) SEB'İNE (10) MERRATEN (11) fe (12) ley (13) yağfir (14) allahu (15) lehum (16) zalike (17) bi (18) enne (19) hum (20) keferu (21) bi (22) allahi (23) ve (24) rasuli (25) h (26) ve (27) allahu (28) la (29) yehdi (30) el (31) kavme (32) el (33) fasikin (34)
( ONLARA AF İSTE VEYA ONLARA AD İSTEME. ONLAR İÇİN YETMİŞ KERE AF İSTESEN DE Allah onlara af eylemeyecektir. Bu, kesinlikle onların Allah' ı ve resulünü inkar etmelerinden dolayıdır. Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez. )
Ayetin "Seb'ine merraten" ( Yetmiş kere ) ile biten ilk bölümünde 11 kelime bulunması da "halden hale geçiş", "gerçekleşme", "dönüşüm" kavramları açısından dikkat çekmektedir.
"7" ve "11" sayılarının "Kur'an" kelimesiyle ilintisinin "İkili Yedi" ifadesiyle vurgulandığı yegane ayet Hicr suresinin aşağıdaki ayetidir.
15/87 Ve (1) lekad (2) ateyna (3) ke (4) SEB'AN (5) MİN (6) EL (7) MESANİ (8) ve (9) el (10) KUR'ANE (11) el (12) azim (13)
( Ve biz sana İKİLİLERDEN YEDİYİ ve büyük KUR'AN' ı verdik. )
Düalite ve döngü kavramlarını simgeleyen "İkili Yedi" ifadesinin yer aldığı Ayetteki "Kur'an" kelimesinin 11. kelime olması dikkat çekmektedir. Zira "İkili Yedi" ifadesi 11 ve 7 sayılarının etkileşiminin bir yansıması niteliğindedir. ( 11 ... 1+1 = 2 ve 7 )
Ra'd suresinin 31. ayetinde de Kur'an ayetlerinin ve kelimelerinin kudretinden bahsedilmekte ve bu kudretin tesirli olabilmesinin ise Allah'ın rızasına ve iznine bağlı olduğu tekrar vurgulanmaktadır.
13/31 Ve (1) lev (2) enne (3) kur'anen (4) suyyirat (5) bi (6) hi (7) el (8) cibalu (9) ev (10) kuttiat (11) bi (12) hi (13) el (14) erdu (15) ev (16) kullime (17) bi (18) hi (19) el (20) mevta (21) bel lillahil emru cemia ......
( Ve şayet kesinlikle Kur'an ki, onunla dağlar gezse veya onunla yer kesilip parçalansa veya ölüler onunla konuşturulsa. Bilakis tüm işler Allah içindir. .... )
Ayetin ilk cümlesi 21* kelimeden oluşmakta olup, ayet kodundaki ( 13/31 ) rakamlar ile 21 sayısındaki rakamların toplamı ( 1+3+3+1+2+1 = 11 ) yine 11 sayısını vermektedir.
* 21sayısı "Ruh"'un nümerik sembolü olup, "Ruh" kelimesi Kur'an'da 21 kere tekrarlanmaktadır
Kur'an kelimesinin ilk kez zikredildiği ayet ise 2/185 kodlu ayettir.
2/185 Şehru ramedanellezi unzile fihil KUR'ANU huden lin nasi ve beyyinatin minel huda vel furkan fe men şehide minkumuş şehra fel yesumh ve men kane meridan ev ala seferin fe iddetum min eyyamin uhar yuridullahu bikumul yusra ve la yuridu bikumul usr ve li tukmilul iddete ve li tukebbirullahe ala ma hedakum ve leallekum teşkurun
( KUR'AN o Ramazan ayı içinde, insanlar için yönlendirme, yönlendirmeden açık deliller ve fark yaratan olarak indirildi. Sizden kim bu aya şahit olursa oruç tutsun. Kim hasta veya seferde olursa sonraki günlerden müddeti doldursun. Allah, müddeti tamamlamanız ve sizi yönlendirmesine karşılık Allah’ ı yüceltmeniz için size kolaylık verip yardım etmeyi ister ve zorluğu istemez. Umulur ki şükredersiniz. )
Ayet kodundaki ( 2/185 ) rakamların toplamının ( 2+1+8+5 = 16 ... 1+6 = 7 ) nümerolojik değeri 7 sayısını vermektedir. 7 sayısı döngü sonunu, tamamlanmayı, kamil olmayı simgeleyen sayıdır ki bu nedenle yukarıda belirtilen ayetlerdeki anlam içeriğiyle uyumlu olarak tezahür etmektedir.
7 ve 11 sayılarının semantik ve nümerik ilintisine bir örnek de Kur'an'da "Ehadeaşera" ( Onbir ) kelimesinin ilk ve son kez geçtiği ve Hz. Yusuf'un üst planlardan ( frekanslardan ) bilgi ve tesir almasını konu eden 12/4 kodlu ayetteki 7 nümerolojisidir.
12/4 İz (1) kale (2) yusufu (3) li (4) ebi (5) hi (6) ya (7) ebet (8) i (9) in (10) ni (11) raeytu (12) EHADEAŞERA (13) kevkeben (14) ve (15) eş (16) şemse (17) ve (18) el (19) kamera (20) raeytu (21) hum (22) li (23) i (24) sacidin (25)
( Zamanında Yusuf babasına "Ey babam, kesinlikle ben ONBİR yıldız, Güneş ve Ay gördüm. Onları benim için yere kapanırlarken gördüm." dedi. )
- Ayetin kodunun nümerolojik değeri 7 sayısını vermektedir. 1+2+4 = 7
- Ayette 25 kelime bulunmaktadır. 2+5 = 7
Yukarıdaki ayetteki iki adet 7 ve 11 sayısı tezahürü, "İkili Yedi" kavramına da işaret etmekte gibidir.
Tuesday, October 25, 2022
Halit Kıvanç'ın ardından...
Bir döneme yoğun izlerini bırakmış olan ve bugün vefat haberi bildirilen gazeteci, sunucu ve radyocu Halit Kıvanç rahmetle anılmaktadır.
Rahmetlinin şahsiyetinden bağımsız olarak yani batini anlamda ve semantik ve nümerolojik açıdan 11 sayısıyla ilgili ilginç bir durum oluşmuştur.
"Halit" kelimesinin esası Arapça "Halid" ( Ebedi, Daimi ) kelimesidir. Kur'an'da ilk "Halid" ( Ebedi ) kelimesinin geçtiği ayette 47 ( 4+7 = 11 ) kelime bulunmakta olup, "Halid" kelimesi 47. kelimedir.
2/25 Ve (1) beşşiri (2) ellezine (3) amenu (4) ve (5) amilu (6) es (7) salihati (8) enne (9) lehum (10) CENNATİN (11) tecri (12) min (13) tahti (14) ha (15) el (16) enhar (17) kulle (18) ma (19) ruziku (20) min (21) ha (22) min (23) semeratin (24) rizkan (25) kalu (26) haza (27) ellezi (28) ruzikna (29) min (30) kablu (31) ve (32) utu (33) bi (34) hi (35) muteşabiha (36) ve (37) lehum (38) fi (39) ha (40) ezvacun (41) mutahheratun (42) ve (43) hum (44) fi (45) ha (46) HALİDUN (47)
( Ve o inananları, iyilikler yapanları altlarından nehirler akan BAHÇELERİN / CENNETLERİN kesinlikle onlara olduğu ile müjdele. Onların hepsi oranın meyvelerinden, ürünlerinden rızıklanırlar. "Bunlar o önceden rızıklandırıldıklarımızdır." derler. Benzeşenlerinden verilmişlerdir. Orada temiz eşler de onlaradır. Onlar orada EBEDİDİRLER. )
"Halid" olmak yani "ebediyete intikal", kaba madde planından daimi ve kısmi ayrılışı yani "halden hale geçiş"i ifade etmektedir ki bu fenomenin nümerik sembolü 11 sayısıdır.
Ayrıca ayet, "Cennet" ( Bahçe ) tasvirini ve "cennete geçiş" yani "halden hale geçiş" kavramını içermektedir ki bu olgunun nümerik sembolü yukarıda da zikredildiği üzere 11 sayısıdır. Ayetteki "Cennat" ( Bahçeler ) kelimesinin 11. kelime olması da bu bağlamda dikkat çekmektedir.
"Halid" kelimesinin son kez geçtiği ayette ise "Cennat" ( Bahçeler ) kelimesi 6., "Halidine" ( Ebediler ) kelimesi 14. kelimedir. Bu iki kelimenin sıra numaralarının nümerolojik toplamı da 11 sayısını vermektedir. ( 6+1+4 = 11 )
98/8 Cezau (1) hum (2) inde (3) rabbi (4) him (5) CENNATİ (6) adnin (7) tecri (8) min (9) tahti (10) ha (11) el (12) enharu (13) HALİDİNE (14) fi (15) ha (16) ebeden (17) radiya (18) allahu (19) an (20) hum (21) ve (22) radu (23) an (24) hu (25) zalike (26) li (27) men (28) haşiye (29) rabbe (30) h (31)
( Onların karşılıkları Rab’lerinin indinde, altlarından nehirler akan, içinde ebediyen EBEDİ olacakları ikamet CENNETLERİDİR /BAHÇELERİDİR. Allah onlardan razı, hoşnut olmuştur. Onlar da O’ndan razı, hoşnut olmuşlardır. Bu, Rab’lerinden korkan, ürken, ürperen kimseler içindir. )
"Halit Kıvanç" kelimesinin 11 harften oluşması ve doğum günü ve ayının 18.02 ( 18 Şubat ) ( 1+8+0+2 = 11 ) olması da diğer dikkat çekici unsurlardır.
En başta da özellikle belirtildiği ve evvelki bölümlerde benzerleri olduğu üzere bu tespitler merhumun şahsı ile ilintilendirilme gayesi içermemekte olup sadece etimolojik ve nümerolojik uyuma dikkat çekilmektedir. Zira ilahi kozmik mesajlar, batini bilgiler ve farkında olunan veya olunmayan teyidler kelimelerin ve sayıların arzettikleri muhtelif uyumlar vasıtasıyla iletilmektedir.
Dumandaki şekiller
10.11.2018 tarihinde, içilen bir sigaradan tüten dumanların içinde oluşan "Kafa" figürleri, ilginç nitelik arzetmeleri sebebiyle bu bölümde paylaşılmaktadır. ( Not: Sigara sağlığa zararlı olup, fotolar, blog yazarının değil adı ve soyadı toplam 11 harften oluşan bir başkasının içtiği sigaradan tüten dumanların görüntülerini yansıtmaktadır. )
Fotonun çekildiği tarihin 11 nümerolojisi ( 11. ay, yıl 2018 ... 2+0+1+8 = 11 ) içermesi ve oluşan figürlerin niteliği, halden hale geçiş yapan, dönüşen, boyutlar arası geçiş yapan bir varlık / varlıklara ait frekansların kaba madde planındaki süptil ve şekilsel tezahürlerini düşündürmektedir.
Güneş ve Ay toplandığında...
Kıyamet suresinin 9. ayetinde "Güneş Tutulması" fenomeni tasvir edilmektedir. ( Bilindiği üzere Güneş Tutulması, Ay'ın, yörüngesel hareket esnasında Dünya ile Güneş arasına girmesiyle oluşmaktadır. )
75/9 Ve (1) cumi'a (2) eş (3) ŞEMSU (4) ve (5) el (6) KAMERU (7)
( Ve GÜNEŞ ve AY toplandığında, )
Güneş Tutulması bir "Halden hale geçiş" fenomeni olup genel olarak da aynı kavramı simgelemektedir. Güneş Tutulması, yeni döngü başlangıcının, boyutsal portalden geçişin, halden hale geçişin sembolüdür. Bu kavramların nümerolojideki karşılığı ise 11 sayısıdır.
Yukarıdaki ayet bu bağlamda hem semantik, hem de nümerolojik uyum arzetmektedir.
Ayette, Güneş kelimesi 4., Ay kelimesi ise 7. kelimedir. Ayetteki ifade olan "Ve Güneş ve Ay toplandığında" ifadesine istinaden "Güneş ve Ay TOPLANDIĞINDA" yani Güneş ve Ay kelimelerinin ayetteki sıra numaraları toplandığında ( 4+7 = 11 ) ortaya 11 sayısı çıkmaktadır.
Bugün gerçekleşecek olan Güneş Tutulması'nın 15:05'e kadar sürmesi beklenmektedir. ( 1+5+0+5 = 11 )
Bir sonraki Güneş Tutulması'nın ise 02.08.2027 tarihinde gerçekleşeceği bildirilmektedir. ( 2+8 = 10 ve 2+0+2+7 = 11 ... 1 ve 11 ... 111 )
Thursday, October 20, 2022
İlim üzerine sapanların nümeroloji taktiği
İlahi nizamda yani Rab'bin yüce yaratılış sisteminde her şeyin kodlanmış olduğu yani her türlü olgunun, onu tanımlayan belirli bir kodu olduğu Kur'an ayetlerinde açıkça bildirilmektedir.
36/12 İnna nahnu nuhyil mevta ve nektubu ma kaddemu ve asarahum ve KULLE ŞEY'İN AHSAYNAHU Fİ İMAMİN MUBİN
( Kesinlikle biz, biz ölüleri diriltiriz ve o sunduklarını, eserlerini yazarız. HER ŞEYİ APAÇIK DELİL İÇİNDE SAYDIK. )
( Ve KİTAPTA OLMAK ÜZERE HER ŞEYİ SAYDIK. )
İnsanlara tuzaklar** kurarak gasp ve tahakküm sistemini sürdürmek isteyen "heveslerini ilah edinmiş" inkarcı müşriklerin "ilim üzerine sapmış" oldukları, ilahi kozmik bilgileri negatif frekans yayılımı için kullanmaya çalıştıkları ve bu yolda nümerolojiyi kullandıkları aşağıdaki ayetlerde değinilmiştir. ( ** İnkarcıların kurdukları tuzaklar esasen inananlar için sınav ve tekamül vasıtası niteliğinde olup, bu nedenledir ki 35/43 kodlu ayette "Kötülük tuzağı sahibinin haricindekinin başına geçmez." ifadesi yer almaktadır. )
45/23 FE RAEYTE MEN İTTEHAZE İLAHEHU HEVAHU VE EDALLEHULLAHU ALA İLMİN ve hateme ala sem'ihi ve kalbihi ve ceale ala besarihi ğişaveh fe men yehdihi min ba'dillah e fe la tezekkerun
( HEVESİNİ İLAHI EDİNENİ GÖRMEZ MİSİN? ALLAH ONU İLİM ÜZERİNE SAPTIRIR. Kulağının ve kalbinin üzerine mühür basar. Gözünün üzerine perde oluşturur. Artık Allah’tan sonra onu kim yönlendirebilir? O halde hatırlamaz mısınız? )
9/37 İnnemen nesiu ziyadetun fil kufri yudallu bihillezine keferu YUHİLLUNEHU AMEN VE YUHARRİMUNEHU AMEN Lİ YUVATİU İDDETE MA HARRAMELLAHU FE YUHİLLU MA HARREMELLAH zuyyine lehum suu a'malihim vallahu la yehdil kavmel kafirin
( O unutkanlık inkarda artırmadır, fazlalıktır ki inkarcılar onunla saptırılır. ALLAH'IN HARAM KILDIĞINI ADEDİNE UYDURUP DA ALLAH'IN HARAM KILDIĞINI HELAL KILABİLMEK İÇİN ONU BİR YIL HELAL, BİR YIL HARAM KILARLAR. Kötü işleri onlara süslü gösterildi. Allah inkarcılar kavmini yönlendirmez. )
( ONLAR HER YIL BİR VEYA İKİ KERE KENDİLERİNİN KESİNLİKLE SINANDIKLARINI GÖRMÜYORLAR MI? Sonra tevbe etmiyorlar ve onlar hatırlamıyorlar. )
Yukarıdaki ayette de "9" nümerolojisi dikkat çekmekte olup, ayetin sure numarası 9 olup, ayet numarasının ( 126 ) nümerolojik değeri de 9 ( 1+2+6 = 9 ) sayısını vermektedir. Ayrıca ayette yer alan "BİR veya İKİ kere" ifadesi vasıtasıyla yine 11 sayısına işaret edilmiş olma ihtimali mevcuttur.
Wednesday, October 19, 2022
"Bırak onları bataklıklarında oynasınlar!"
Yaratılışın kodlarınını içeren sonsuz ilim kaynağı Kur'an ayetlerinde, gerçeği algılama yeteneği kaybolmuş olanlar tasvir vasıtasıyla net olarak tanımlanmakta ve bu kitleye nasıl davranılması gerektiğine ilişkin yönlendirme de detaylı olarak verilmektedir.
3/20 FE İN HACCUKE fe kul eslemtu vechiye lillahi ve men ittebean ve kul lillezine utul kitabe vel ummiyyine e eslemtum fe in eslemu fe kadihteden ve in tevellev FE İNNEMA ALEYKEL BELAĞ vallahu besirun bil ibad
( EĞER SENİNLE TARTIŞIP MÜCADELE EDERLERSE, De ki: "Ben yüzümü Allah’a teslim ettim ve o bana tabi olanlar da." O kitap verilenler ve okuma yazma bilmeyenler için "Teslim oldunuz mu?" Eğer teslim olurlarsa yönlendirilmiş olurlar. EĞER YÜZ ÇEVİRİRLERSE, SENİN ÜZERİNE OLAN KESİNLİKLE TEBLİĞDİR / ULAŞTIRMADIR. Allah kullarını görendir. )
( Ve cinlerden ve insanlardan çoğunu cehennem için bıraktık. ONLARIN KALPLERİ VARDIR, ONLARLA ANLAMAZLAR. ONLARIN GÖZLERİ VARDIR, ONLARLA GÖRMEZLER. ONLARIN KULAKLARI VARDIR, ONLARLA DUYMAZLAR. BUNLAR HAYVANLAR GİBİDİRLER. BİLAKİS DAHA DA SAPMIŞLARDIR. İŞTE ONLAR HABERSİZLERDİR. )
Sunday, October 16, 2022
Uzayın bükülmesi
"Uzay-zamanın Bükülmesi" fenomeni kaynaklarda şöyle tanımlanmaktadır.
"Yerçekiminin çok güçlü olduğu alanlarda ışık çekimi ve buna bağlı olarak da "Uzay-zaman Bükülmesi" gerçekleşir. Böylece "Uzayın Bükülmesi" ile birlikte zaman akışı yavaşlar. Bir başka ifade ile ışığın yolu uzadığında, bükülen uzayda zamanın akışı da yavaşlar. Buna istinaden kütlenin, uzay-zamanı "büktüğü" ifade edilir. Teorik olarak uzay zamanın "Bükülmesi" ( Distortion ), uzaydaki bir bölgeden diğerine, olması gerekenden daha kısa sürede erişilmesini sağlayan yani bölgeler arası mesafenin kısalmasını sağlayan fenomendir."
Dolayısıyla "Uzayın Bükülmesi", uzaydaki bir konumdan bir başka konuma geçişi yani halden hale geçişi, boyutlar arası geçişi sağlayan ve döngü oluşumuna vasıta olan bir fenomendir.
"Uzayın Bükülmesi" fenomeni Enbiya suresinin 104. ayetinde bildirilmektedir.
21/104 Yevme (1) NATVİ (2) es (3) SEMAE (4) ke (5) TAYYİ (6) es (7) sicilli (8) li (9) el (10) kutub (11) kema bede'na evvele halkin NUİYDuh va'den aleyna inna kunna failin
( O gün GÖĞÜ, yazı kütüklerini, tomarlarını BÜKER gibi DÜRERİZ. Onu, ilk yaratmaya başladığımız gibi, üzerimize vaad olarak onu DÖNDÜRÜRÜZ. Kesinlikle biz yapanlar oluruz. )
Ayette yer alan "Tav" ( Dürmek, Katlamak ), "Tayy" ( Bükmek, Sarmak ) ve "A'ade" ( Döndürmek ) fiilleri "Uzay-zamanın bükülmesi" ve "Döngü" oluşması fenomenlerini tanımlamakta gibidir.
Ayetin, "Göğün dürülüp bükülmesinden" ilk cümlesinin 11 kelimeden oluşması da halden hale geçiş, boyutlar arası geçiş ve döngü olgularının nümerik sembolizmini yansıtmaktadır.
Kehf suresinin aşağıdaki ayetlerinde ise "Uzay-zaman Bükülmesi" kaynaklı "Görecelik" ( Relativity ) fenomeni bildirilmektedir. Kehf ( Mağara ) suresinde, frekans yükselmesine ve boyut atlamaya vasıta olan hipnotik trans* halinde "zamanın daha yavaş akması" fenomeni de vurgulanmaktadır. Kehf ( Mağara ) kelimesi de esasen uzayda bir boyut portalını, bir solucan deliğini simgelemektedir. ( * 18/18 kodlu ayette Ashabi Kehf'in ( Mağara Sahipleri ) trans halinde olduğu tasvir edilmektedir. )
18/12 Summe beasnahum li na'leme eyyul hizbeyni AHSA Lİ MA LEBİSU EMEDA
( Sonra bu iki gruptan hangisinin, KALDIKLARI SÜREYİ DAHA İYİ SAYACAĞINI bilmek için onları dirilttik. )
18/18 Ve tahsebuhum eykazan ve hum rukudun ....
( Ve onları uyanık sanırdın ama onlar uykudaydılar. ... )
18/19 ... kale kailun minhum KEM LEBİSTUM kalu LEBİSNA YEVMEN EV BA'DA YEVM ....
( .... Onlardan sözcü "NE KADAR KALDINIZ?" dedi. "BİR GÜN VEYA GÜNÜN BAZISI, BİR BÖLÜMÜ KADAR KALDIK." dediler. .... )
18/25 Ve LEBİSU fi kehfihim SELASE MİETİN SİNİNE VAZDADU TİS'A
( Ve mağaralarının içinde ÜÇYÜZ SENE KALDILAR VE DOKUZ ARTIRDILAR. )
Aşağıdaki ayetlerde de "Time Distortion" ( Zaman Bükülmesi ) ve "Relativity" ( Görecelik ) fenomenleri misaller vasıtasıyla bildirilmektedir.
23/112 Kale KEM LEBİSTUM fil erdi adede sinin
( “Yerde sene adedi ile NE KADAR KALDINIZ?” dedi. )
23/113 Kalu LEBİSNA YEVMEN EV BA'DA YEVMİN fes'elil addin
( "BİR GÜN VEYA GÜNÜN BAZISI, BİR BÖLÜMÜ KADAR KALDIK. O halde sayanlara sual et." dediler. )
23/114 Kale İN LEBİSTUM İLLA KALİLEN lev ennekum kuntum ta'lemun
( "KESİNLİKLE ANCAK ÇOK AZ KALDINIZ. Şayet kesinlikle siz bilmiş olsaydınız." dedi. )
Ayrıca bkz.
https://kuranilmi.blogspot.com/2016/04/trans-hali-ve-ashab-kehf.html?m=1
https://kuranilmi.blogspot.com/2022/05/ashab-kehf-matrisi-ve-911-numerolojisi.html?m=1
Futbol ... bir portalden geçiş sembolizmi!?
Modern anlamda İngiltere kaynaklı olsa da kökeni antik çağlara dayanan ve Futbol olarak anılan sporun, esasen bir "Portalden geçme / geçirme" olayının nümerik ve teatral sembolizmini yansıtması amacıyla üretilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Oyunun 11'er kişiyle oynanıyor olması bu ihtimali kuvvetlendirmektedir. Zira bilindiği üzere 11 sayısı halden hale geçişin, boyutlar arası geçiş portalının, düalitenin ve döngünün nümerik sembolü olan çok önemli bir sayıdır. ( Ayrıca bir futbol maçının 90 dk. sürmesi, 11 sayısının yanısıra 9 sayısını da gündeme getirmektedir ki bu durum da 9/11 nümerolojisine işaret etmekte gibidir. )
"Gol" anlamında kullanılan Almanca "Tor" kelimesi esasen "Kapı, Kapıdan geçirme, Geçiş kapısı" anlamlarına haiz olan bir kelimedir. Zaten bu kelime İngilizcedeki "Door" ( Kapı ) kelimesinin de bir tezahürüdür. Türkçede "Gol" olarak telaffuz edilen kelimenin İngilizcedeki orijinal yazılışı "Goal" olup, bu kelimenin "Go" ve "El" köklerinin birleşmesinden oluşmuş olması da ihtimal dahilindedir. "Goal" ... "Go El" ... "Go" ( Git 7 Gidiş ) + "El" ( İlah ) ... "İlaha Git / İlaha Gidiş" . Futbolda top, "Kale" adı verilen kapıdan geçince "Gol" olmaktadır.
Türkçedeki "Kale" ve Fransızcadaki "Chalet" kelimeleri de esasen ortak dili kökeninden olan Türkçedeki "Gel / Gele" ve İngilizcedeki "Goal" kelimeleriyle ilintili görünmektedir. ( K, C, G harfleri dillerde birbirlerini ikame edebilmektedirler. ) İngilizcedeki "Goalkeeper" ( Kaleci, Goaleci, Geleci ) kelimesi de kök anlam olarak "Kaleyi koruyan / Gelişi kontrol eden" anlamına gelmektedir. Almancada ise bu kelimenin karşılığı "Torwart" kelimesidir ki kök anlam itibarıyla "Kapıyı Bekleyen / Kapı Gözeticisi" anlamını içerir.
Türkçedeki "Göl" ( Sudan oluşan portal ) kelimesinin de batinen "su ile açılan portal"* anlamını temsil etmesi ve köken bazında "Goal", "Gel", "Kale", "Chalet"* kelimeleriyle ilintili olması muhtemeldir. ( * Bilindiği üzere boyut portalları daima içi su dolu dairesel yapılar olarak temsil edilmektedir. )
"Futbol"un diğer ismi olan "Soccer" kelimesi ise ortak "Sok" kökünden olan Türkçedeki "Sokar" fiilinin tezahürüdür. Yani bu kelime oyunun adını "Portalden içeri SOKucular" oyunu olarak tanımlamaktadır.
Ayağın içine SOKulduğu giysi olan Çorap'ın İngilizce karşılığı da bu nedenle "Sock" kelimesidir. Keza "Socket" ( Priz, Duy ) kelimesi de "Sokulmalık olan" anlamını içeren bir kelimedir.
Saturday, October 15, 2022
Her NE varsa SUdan ibaret...
21/30 .... ve cealna MİNEL MA'İ KULLE ŞEY* hayy ....
( .... ve diri olan HERŞEYİ SUDAN oluşturduk .... )
Enbiya suresinin yukarıdaki ayetinde "Bilinçli olan her şeyin sudan" oluştuğu, yani "Bilinçli her NE varsa SUdan yaratıldığı" bildirilmektedir.
Yaratılışın kodlarının, Rab'bin insana ilk vahyi olan kelimelerde gizli olduğu düşünüldüğünde aşağıdaki kelimeler bu anlamda mesaj içermekte gibi görünmektedirler.
Water ( İng. ), Wasser ( Alm. ), Ma ( Ara. ) = Su
What ( İng. ), Was ( Alm. ), Ma ( Ara. ) = Ne
Dillerdeki "Ne" ve "Su" kelimelerinin fonetik benzerlik arzetmesi, ortak bir semantik kökene de işaret etmekte ve "Eşya"nın ( "Şey"*in çoğulu ) özünün su olduğu bilgisinin kelimelere kodlanmış olduğunu ispatlar niteliktedir.
Ayrıca kök anlamı "Su cinsi" anlamına gelen ve Grek kökenli olduğu bilinegelen "Hidrojen" ( Hudro ( Su ) + Gene ( Cins ) ) kelimesi esasen ortak dil kökeninin bir üyesi olup, "Hudro" kelimesi, Arapçadaki "Hudr" ( Yeşillik ), "Hidr" ( Yeşil ), "Hazir" ( Hazırda olan, Huzurda olan, Meydana gelmiş olan, Gayb olmayan ), "Hazir" ( Su şırıltısı ) kelimeleriyle aynı "HDR / HZR" kökenindendir. ( Arapçada D ve Z harfleri brbirlerini ikame etmektedirler. ) Dolayısıyla "Hazir" ( Hazırda olan, Huzurda olan ), "Hidr / Hudr" ( Yeşil / Yeşillik ) ve "Hazir" ( Su sesi, Su şırıltısı ) kelimelerinin anlamları "Var olanın sudan ibaret olduğu" mesajını vermekte gibidirler.
Yaratılışın tüm kaynak kodları ve ilahi kozmik bilgiler, her gün insanın ağzından sıradan ve rutin bir şekilde dökülen ancak gerçek değeri ve kudreti henüz tam anlaşılamamış kelimelerde gizlidir.
Her şey kelimedir. Kelimenin ( bilginin ) maddi yansıması da SU'dur.
Friday, October 14, 2022
İblis'in vaadi ve zulüm stratejisi
Cinlerden olan İblis'in Allah'tan korktuğu, Enfal suresinin 48. ayetinde dönekliği de vurgulanmak suretiyle şöyle bildirilmektedir.
8/48 Ve şeytan, onlara çalışmalarını süslü gösterdiği zaman, "Bugün insanlardan size galip gelecek yoktur. Kesinlikle ben size yardımcıyım." dedi. İki topluluk göründüğünde topukları üzerinde döndü ve "Kesinlikle ben sizden beriyim. Kesinlikle ben sizin görmediklerinizi görüyorum ve kesinlikle ben Allah’tan korkarım. Allah azabı şiddetli olandır." dedi.
İblis insanı, ona seçenek sunarak aldatır. Esasen o aldatmaz da insan aldanır. İblis'in insana yegane aldatıcı vaadi, daha doğrusu teşbih yaparak ilettiği söylemi "Tanrı gibi olabilirsin" cümlesinden ibarettir ki cahil ve müşrik inkarcılar bu cümleyi gerçekten Tanrı olabilecekleri şeklinde yorumlamaktadırlar. Bu husus kutsal kitaplardaki şu ayetlerde bildirilir.
7/20 Fe vesvese lehumeş şeytanu li yubdiye lehuma ma vuriye anhuma min sev'atihima ve kale ma nehakuma rabbukuma an hazihiş şecerati illa en tekuna melekeyni ev tekuna minel halidin
( Şeytan onların ayıplarından, çirkinliklerinden o onlara gizlenmişleri, örtülmüşleri onlara açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi. "Rab’biniz, ancak iki melek veya ebedilerden olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi. )
1 Genesis 3-1 RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu.
1 Genesis 3-2 Kadın, "Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı,
1 Genesis 3-3 "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi."
1 Genesis 3-4 Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi,
1 Genesis 3-5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız."
Sistemdeki esas "bug" İblis'in insana attığı "İlahlaşma, Tanrılaşma" obsesyonudur. Öyle ki müşrikler, mümķün olmayan bu sapık hedefi insanlığı tahakküm altına alıp zulmetmek olarak tanımlamaktadırlar. Zulüm onlar için bir stratejidir. Halen dünyadaki her türlü sosyal, medikal, ekonomik ve psikolojik sorunun temelinde bu sapkın zulüm obsesyonu yatmaktadır. Ve bu zulüm stratejisi mikro seviyeden makro seviyeye kadar, küresel bazda uygulanmaktadır.
Hud suresinin 101. ayetinde inkarcı ve zalim müşriklerin durumu "Zulüm" kelimesi vasıtasıyla bildirilmekte ve zulmetme gayreti içinde olanların esasen kendilerine zulmettikleri vurgulanmaktadır.
11/101 Ve ma zalemnahum ve lakin zalemu enfusehum fe ma ağnet anhum alihetuhumulleti yed'une min dunillahi min şey'in lemma cae emru rabbik ve ma zaduhum ğayra tetbib
( Ve biz onlara zulmetmedik ve lakin nefislerine zulmettiler. Böylece, Rab’binin emri geldiğinde, Allah’tan başka çağırdıkları ilahları onlara şey kadar bile fayda sağlamadılar. Onlara zararın haricindekini artırmadılar. )
"T" harfinin batini anlamı
Tuesday, October 11, 2022
"Yaşlılar" isimli film!
Yeni vizyona giren filmlerden olan "Old People" ( Yaşlı İnsanlar ) isimli film, küreselcilerin Great Reset ( Büyük Sıfırlama ) projesi kapsamındaki nüfus azaltma planı çerçevesinde kitlesel algı oluşturma ve zihin programlama amacıyla çevirtilmiş bir film izlenimi vermektedir. Daha açık ifadeyle virüs pandemisi vb. gibi muhtelif sebeplerle yaşlı nüfusunun azaltılmasının dünya için olumlu bir aksiyon olduğu telkin edilmeye çalışılmaktadır.
Thursday, October 6, 2022
"Aşk" kelimesi
"Şiddetli sevgi" anlamında kullanılan "Aşk" kelimesi ortak tek dil kaynaklı olan ve "ŞK" ( Yakma, Helak etme, Bedbaht etme ) kökünden türemiş bir kelimedir.
Arapçadaki "Aşak" ( Sarmaşık, Saran* ), "İşk" ( Yakıcı olma, Yakıcı bağlanma, Yakıcı sevgi ) ve "Şaka"** ( Bedbaht olma ), "Şaki / Şeki" ( Bedbaht ) kelimeleri ortak kök anlam olan "Helak olurcasına bağlılık" anlamının tezahürleridir. ( Halk arasında yaygın kullanımı olan "Aşk acısı" ifadesi de esasen ŞK kök kelimesinin anlamını yansıtan bir tamlamadır. )
* Ateş nesneleri sararak yakar.
** Türkçede "Şaka" kelimesinin semantik kökeni "Bedbaht olan ile eğlenilmemesi" anlamına dayanır.
Batı dillerindeki "Shock" ( İng. ), "Choc" ( Fra. ) ve "Schock" ( Alm. ) kelimeleri de ortak dil kökeninden olup yine "Bedbaht olma, Ani ruhsal çöküntü, Ani helak" anlamına gelir ki bu kelimenin Türkçe'deki tezahürü de "Şok" kelimesidir. ( Türkçede yer alan ve ani durum değişikliğini ifade eden "Şak diye" nidasının kökü de ŞK harfleridir. )
11/106 Fe emmellezine ŞEKU fe fin NARİ lehum fiha zefirun ve şehik
( O BEDBAHT / HELAK OLANLAR ATEŞİN içindedirler. Onlara orada hıçkırıkla nefes vererek inlemeler ve haykırışlar vardır. )
Ayette "Şek" kelimesi, kök anlamlarından olan "Nar" ( Ateş ) ile de ilintilendirilmiştir.
19/4 Kale rabbi inni vehenel azmu minni veştealer ra'su şeyben ve lem ekun bi duaike rabbi ŞEKİYYA
( "Rab’bim, kesinlikle ben kemiğimden gevşeyip kuvvetsizleştim. Başım ihtiyarlıktan ağararak alevlendi. Rab’bim, sana çağrım ile ŞAKİ, BEDBAHT olmadım." dedi. )
Ala suresinin 11. ayetinde de "Şeki" kelimesi "Eşka" ( En bedbaht ) olarak yer almaktadır.
87/9 Fe zekkir in nefe'atiz zikra
( O halde eğer hatırlatma fayda verirse hatırlat. )
87/10 Se yezzekkeru men yahşa
( Korkan, ürken, ürperen kimse hatırlayacaktır. )
87/11 Ve yetecennebuhel EŞKA
( Ve EN BEDBAHT olan ondan kaçınacaktır. )
Wednesday, October 5, 2022
Rab ve Abd kelimeleri
"Rabb" ve "Abd" kelimeleri maalesef bazı müşriklerin kavramsal manipülasyonlarına maruz kalan ve "kula kulluk" tuzağının işlemesine alet edilen kelimelerdir. Zira her iki kelime de ayetlerde hem ilahi bağlamdaki hem de insani bağlamdaki anlamları ile yer almaktadır.
"Rabb" kelimesi köken olarak "Yetiştirici, Eğitici" anlamına gelen bir kelimedir. Türkçede de yer alan "TeRBiye" ( Yetiştirme, Eğitme ) kelimesinin kökü de "Rabb" kelimesidir. Dolayısıyla bu kelime "bir insanı eğiten bir başka insan" anlamında da kullanılmaktadır ki Kur'an'da bunun örneği de mevcuttur.
"Abd" kelimesi ise "Hizmetli, Hizmet eden, Kul, Yanında olan" anlamına gelen bir kelimedir ki bu kelime de "iki veya daha çok insana ilişkin olarak" da kullanılabilmektedir. Bunun da örneği Kur'an'da mevcuttur.
Bu bağlamda, ilahi kozmik bilgi hazinesi olması yanısıra bir anlayış ve idrak sınavı niteliğinde de olan Kur'an'a doğru yaklaşım ve ayetlerin anlamlarının doğru anlaşılması her mu'minin özen göstermesi gereken asli husustur.
"Rab" ve "Abd" kelimelerinin ne kadar önemli kavramlar oldukları daha ilk sure olan Fatiha suresinin temel taşı olmalarından da anlaşılmaktadır.
1/2 El hamdu lillahi RABBil alemin
( Övgü alemlerin RAB’bi Allah içindir. )
1/5 İyyake nA’BUDU ve iyyake nestein
( Ancak sana KULLUK EDERİZ ve ancak sana istekte bulunuruz. )
2/21 Ya eyyuhen nasU'BUDU RABBekumullezi halekakum vellezine min kablikum leallekum tettekun
( Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan RAB'BİNİZE KULLUK EDİN. Umulur ki sakınırsınız. )
Yukarıdaki örnek ayetlerde "Rab'be kulluk etmek" kavramı vasıtasıyla "Tüm yaratılmışların, tek yaratıcı ve alemlerin Rab'bi olan Allahu Teala'ya kulluk etmeleri gerekliliği" mesajı net olarak verilmektedir.
"Rab" ve "Abd" kelimelerinin "insani" anlamda kullanıldığı ve kasıtlı olarak anlamsal manipülasyon amaçlı yanlış yorumlanan ayetler ise şöyledir.
24/32 Ve enkihul eyama minkum ves salihine min İBADİKUM ve imaikum in yekun fukarae yuğnihimullahu min fadlih vallahu vasiun alim
( Ve sizlerden bekarları, HİZMETLİLERİNİZDEN ve yardımcılarınızdan iyileri nikahlayın. Eğer fakir olurlarsa, Allah onları üstünlüğünden ganileştirir, faydalandırır. Allah geniştir bilendir. )
Zümer suresinin 53. ayetinde Allahu Teala haberci resule kelamını insanlara iletme talimatı vermekte olduğundan ayet "Kul" ( De ki ) kelimesiyle başlamakta ve sonrasında "Ya ibadiyellezi" ( Ey kullarım ki ) diye devam etmektedir. Müşrikler bu ayeti kasıtlı olarak sanki resul insanlara kendisi sesleniyormuş gibi yorumlamakta ve "Resulün kulları olabilir", "Resule kulluk edilmelidir" sonucunu çıkarmaktadırlar ki nihai amaçları resulün temsilcisi gibi telkin ettikleri kendi şahıslarına kulluk edilmesini sağlamaktır.
39/53 Kul ya İBADİYEllezine esrafu ala enfusihim la taknetu min rahmetillah innellahe yağfiruz zunube cemia innehu huvel ğafurun rahim
( De ki: “Ey nefislerine israf eden KULARIM, Allah' ın rahmetinden ümit kesmeyin. Kesinlikle Allah günahları topluca affeder. Kesinlikle O, O affedendir merhametlidir." )
Yusuf suresinin 41. ayetinde de "Rab" kelimesi insan ile ilintili olarak ve "Yetiştirici, Bakımı üstlenen, Efendi" anlamlarında kulanılmıştır.
12/41 Ya sahibeyis sicni emma ehadukuma fe yeskiy RABBEHU hamra ve emmel aharu fe yuslebu fe te'kulut tayru min ra'sih kudiyel emrullezi fihi testeftiyan
( “Ey benim zindan arkadaşlarım. Sizden biri EFENDİSİNE yine şarap dökecek. Ama diğeri asılacak da kuşlar başından yiyecekler. İşte hakkında fetva bildiri istediğiniz iş böylece yerine getirildi." )
Müşriklerin, insanları Allah yolundan saptırmak için uyguladıkları "bilinçli olarak yanlış yorumlama" taktiğine Al'i İmran suresinin 99. ayetinde değinilmektedir.
3/99 Kul ya ehlel kitabi lime tesuddune an sebilillahi men amene tebğuneha ivecen ve entum şuheda ve mallahu bi ğafilin an ma ta'melun
( De ki: "Ey kitap sahipleri, şahit olmanıza rağmen, onu eğriltmeyi arayarak, neden o inananları Allah yolundan döndürüyorsunuz. Allah o yaptıklarınızdan habersiz değildir." )
"Akl"etmek
Kur'an tüm insanları "Akletmeye" yani ilahi kozmik bilgileri ve yaratılışın kodlarını içeren ayetler üzerinde düşünmeye, onları kalben kavrayarak idrak etmeye yönlendiren sonsuz bir ilim ve yaşam kaynağıdır. Bu nedenledir ki ayetlerde "Akletmek" kelimesi sıkça tekrarlanır.
2/242 Kezalike yubeyyinullahu lekum ayatihi leallekum TA'KİLUN
( Allah ayetlerini sizlere işte böyle açıklar. Umulur ki AKIL EDERSİNİZ. )
"Akl" ( Akletmek ) kelimesinin kökü olan KL harfleri, "Yemek" anlamında kullanılan "Ekele" kelimesinde de tezahür etmektedir. Ancak her iki kelime de köken itibarıyla aynı anlamı içermektedir ki bu anlam "Kavramak, İçine almak, Kapsamak" anlamıdır. ( Zira yemek yerken de besinler ağız ile kavranarak içe alınır. )
Bu bağlamda insanın esas gıdasının ilim olduğu yukarıdaki etimolojik durum vasıtasıyla dolaylı olarak anlatılmakta gibidir. Bir başka deyişle bilgiyi kavramak ( akletmek ) insana esas hayat veren beslenme anlamına gelmektedir.
KL kökünün "Akl" ( Akletmek ) olarak yer aldığı bazı ayetler şöyledir.
8/22 İnne şerrad devabbi indellahis summul bukmullezine LA YA'KİLUN
( Kesinlikle debelelenlerin en kötüleri Allah' ın indinde sağırlar ve AKIL ETMEYEN dilsizlerdir. )
6/32 Ve mel hayatud dunya illa leibun ve lehv ve led darul ahiratu hayrun lillezine yettekun E FE LA TA'KİLUN
( Ve dünya hayatı, oyun ve eğlence haricindeki değildir. Ahiret yurdu ise, o sakınanlar için daha hayırlıdır. O HALDE AKIL ETMEZ MİSİNİZ? )
21/10 Lekad enzelna ileykum kitaben fihi zikrukum E FE LA TA'KİLUN
( Size içinde hatırlatmanız olan kitabı indirdik. O HALDE AKIL ETMEZ MİSİNİZ? )
KL kökünün "Ekl" ( Yemek ) olarak yer aldığı bazı ayetler şöyledir.
( Ve "Ey yer suyunu yut ve ey gök onu YE." denildi. Su çekildi. İş yapıldı. Cudi'nin üzerine seviyelendi. "Zalimler kavmi uzak olsun." denildi. )
12/14 Kalu le in EKELEhuz zi'bu ve nahnu usbetun inna izen le hasirun
( "Eğer, bizler grupken onu kurt YERSE, o zaman kesinlikle biz hasarlananlar oluruz." dediler. )
İncil'in aşağıdaki ayetlerinde yer alan "Bilginin yenmesi" ifadeleri konu bağlamında teyid niteliğindedir.
40 Matthew 4-4 İsa ona şu karşılığı verdi: "'İNSAN YALNIZ EKMEK İLE YAŞAMAZ, TANRI'NIN AĞZINDAN ÇIKAN HER KELİMEYLE YAŞAR' diye yazılmıştır."
Yukarıdaki ayette, Allah'ın kelamı olan ilahi kozmik bilgilerin öğrenilmesinin gerçek gıda ve gerçek yaşam kaynağı olduğu bildirilmektedir.
43 John 6-48 YAŞAM EKMEĞİ BEN'İM.
43 John 6-49 Atalarınız çölde MAN* YEDİLER, YİNE DE ÖLDÜLER.
43 John 6-50 Gökten inen öyle bir ekmek var ki, ondan yiyen ölmeyecek.
43 John 6-51 GÖKTEN İNMİŞ DİRİ EKMEK BEN'İM. BU EKMEKTEN YİYEN SONSUZA DEK YAŞAYACAK. Dünyanın yaşamı uğruna vereceğim EKMEK DE BENİM BEDENİMDİR."
Yukarıdaki ayetlerde ise "Mesih İsa'nın bedeni" ile sembolize edilen "Yaşam ekmeği" ifadesi yine varlıkları ruhsal tekamüle yömlendiren ilahi kozmik bilgileri temsil etmektedir. Mesih İsa'nın temsil ettiği en önemli anlam "İnsanlığı kolektif bilince sevkedecek bilgi" anlamıdır. Dolayısıyla ayetlerde zikredilen "Diri ekmek benim", "Ekmek de benim bedenimdir." ifadeleri teşbih içermektedir.
* Ayrıca Kur'an'da da "Menne" olarak yer alan "Man" ( Göksel Kudret Helvası )'ın da sadece maddesel işlevi olduğu, varlıklara ruhsal tekamül açısından yani sonsuz yaşamı idrak etme açısından işlevi olmadığı bildirilmektedir.
26 Ezekiel 3-1 Bana, "Ey insanoğlu, SANA VERİLENİ YE. BU TOMARI YEDİKTEN sonra git, İsrail halkına seslen" dedi.
26 Ezekiel 3-2 Böylece ağzımı açtım, YEMEM tomarı bana verdi.
26 Ezekiel 3-3 Bana, "Ey insanoğlu, sana verdiğim tomarı ye, mideni onunla doldur" dedi. Bunun üzerine TOMARI YEDİM. Bal gibi tatlı geldi bana.
Yukarıdaki ayetlerde kutsal bilgilerin akledilerek özümsenmesi hususu yine "Yemek" kelimesiyle temsil edilmektedir.
"Akletmenin", Allah bilincinin ve inancının temeli olduğu ayetlerde sıkça tekrarlanmaktadır.
8/22 İnne ŞERRAD devabi INDELLAHİS summul bukmullezine LA YA'KİLUN
( Kesinlikle debelenenlerin EN KÖTÜLERİ ALLAH'IN İNDİNDE sağırlar ve AKLETMEYEN dilsizlerdir. )
21/10 Lekad enzelna ileykum KİTABEN fihi zikrukum E FE LA TA'KİLUN
( Size içinde hatırlatmanız olan KITABI indirdik. O halde AKIL ETMEZ MİSİNİZ? )
"Akledilmemesini" isteyenler, tarih boyunca kurdukları istismar ve sömürü tezgahlarının bozulmasından korkan müşriklerdir. Bu müşriklere itibar eden ve onları savunmada ısrar edenlerin durumu da aşağıdaki ayetlerde zikredilmektedir.
10/42 Ve minhum men yestemiune ileyk e fe ente tusmius summe ve lev kanu LA YA'KİLUN
( Ve onlardan kimileri seni dinlerler. Peki şayet AKIL ETMEZ oldularsa, sen sağırlara dinletebilir misin? )
23/89 Seyekulune lillah kul fe ENNA TUSHARUN
( "Allah için." diyecekler. De ki: "O halde NASIL SİHİRLENİRSİNİZ*?" )
* Ayetteki "Sihirlenmek" kelimesi, muhtelif zihin kontrol metodları ( büyü vb. ) vasıtasıyla birilerine koşulsuz kulluk etmek durumunda bırakılmış olanları tanımlamaktadır.
"Aşk ve akıl her ikisi de insanı Hakk’a götürür. Ancak kapıdan içeri giren aşk olur. Akıl kapıda kalır."
"Akıl kapıda kalır" !! .... Akıl olmaz ise Aşk da olmaz. Akıl olmaz ise Allah bilinci de olmaz. Zira Akıl olmaz ise bilinçli varlık da olmaz. Bu durumda da "varlıktan" söz edilemez ki zaten o safha gayb kapsamında olan ve Rab'bin takdir edeceği "yokluk, hiçlik" safhasıdır.
"Akletmekten" bahsedilen ve yukarıda yer alan 8/22 kodlu ayette "Aklın Allah'ın indindeki / huzurundaki" önemi özellikle vurgulanmaktadır. Ayetteki "İndallah" ( Allah'ın indinde / huzurunda ) kelimesi büyük önem arzetmektedir. Dolayısıyla Mevlana'ya ait olan söylemdeki gibi "Akıl kapıda kalmamalıdır."!
Kur'an ilmine istinaden söylenebilir ki; Kulağa hoş gelen ve bilgelik içerdiği algısı yaratan söylemler vasıtasıyla "aklın bertaraf edilmesini" empoze edenler Allah bilincini yok etme gayreti içinde olanlardır. Müşrik cin şeytanlarının çok tekrarlı telkinlerine kapılarak aklını devre dışı bırakmış ve onlara kul olmuş olanların bir ismi de "Mecnun" ( Cinlenmiş )'dur ki Kalem suresinin 2. ayetinde, cin şeytanlarının sihirlerinden korunmuş olma nimeti bahşedilmiş olan resule ve inananlara hitaben "Sen mecnun değilsin." ifadesi yer almaktadır.
68/2 Ma ente bi ni'meti rabbike bi mecnun
( Sen Rab’binin nimeti ile cinli değilsin. )
Yapay Zeka'nın, insanın temel fonksiyonları olan düşünmeyi, yorumlamayı, analiz etmeyi vb onun yerine yaparak sözde insana büyük kolaylık sağlayacağını ileri süren küreselcilerin de amacı dijital teknolojiyi kullanmak suretiyle "akleden insanın" sonunu getirmektir. Bu durum, aynı amacı güden şeytani tarikatlerin küreselciler tarafından sevk, finanse ve idare edildiğinin diğer bir delili nitelğindedir.