Düşük frekanslı bir duygu olan "korku", insanın adeta ilahlaştırdığı maddi ve nefsani olgulardan oluşan heveslerine ulaşamama veya elde ettiği maddi olguları kaybetme endişesi olarak tezahür etmektedir.
45/23 - Fe raeyte MEN İTTEHAZE İLAHEHU HEVAHÜ ve edallehüllahü ala ılmin ve hateme ala sem'ıhı ve kalbihı ve ceale ala besarihı ğışaveh fe men yehdıhi min ba'dillah e fe la tezekkerun
( HEVESİNİ İLAHI EDİNEN KİMSEYİ GÖRMEZ MİSİN? Allah onu ilim
üzerine saptırır. Kulağının ve
kalbinin üzerine mühür basar.
Gözünün üzerine perde
oluşturur. Artık Allah’tan sonra
onu kim yönlendirebilir? O halde
hatırlamaz mısınız? )
Madde "sevgisi" ve onu kaybetme "korkusu" insanı, kaba madde frekansı olan beş duyu zindanına yani dünyaya bağlayan, ona her türlü yanlışı yaptıran, idraki yükselişini ve ruhsal tekâmülünü engelleyen kelepçelerdir.
89/20 - Ve TÜHIBBUNEL male
HUBBEN cemmen
( Ve malı yığmacasına,
toplamacasına SEVGİYLE
SEVİYORSUNUZ. )
100/6 - İnnel insane li rabbihı le
kenud
( Kesinlikle insan Rab’bine
nankördür. )
100/8 - Ve innehu li HUBBİL hayri
le şedid
( Ve kesinlikle o mal SEVGİSİNDE
şiddetlidir. )
38/32 - Fe kale innı AHBEBTÜ
HUBBEL hayri an zikri rabbi hatta
tevarat bil hıcab
( "Kesinlikle ben mal servet, at
SEVGİSİNİ Rab’bimi hatırlamanın
üzerine SEVDİM." dedi. Nihayet
perdeye gizlendi. )
9/24 - Kul in kane abaüküm ve
ebnaüküm ve ıhvanüküm ve
ezvacüküm ve aşıratüküm ve
emvalü nıkteraftümuha ve
ticaratün TAHŞEVNE kesadeha ve
mesakinü terdavneha ehabbe
ileyküm min allahi ve rasulihı ve
cihadin fı sebılihı fe terabbesu
hatta ye'tiyallahü bi emrih
vallahü la yehdil kavmel fasikın
( De ki: "Eğer babalarınız,
oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, elde ettiğiniz
mallar, kesatlığından
KORKTUĞUNUZ ticaret,
hoşlandığınız meskenler, size
Allah’tan, resulünden ve O’nun
yolunda cihaddan daha sevimli
ise artık Allah emri ile yetene
kadar bekleyin. Allah
günahkarlar kavmini
yönlendirmez." )
17/31 - Ve la taktülu evladeküm
HAŞYETE İMLAK nahnü
nerzükuhüm ve iyyaküm inne
katlehüm kane hit'en kebira
( Ve FAKİRLİK KORKUSUYLA
çocuklarınızı öldürmeyin. Onları
ve sizleri biz rızıklandırırız. Onların öldürülmesi büyük
suçtur, günahtır. )
Ruhsal tekâmül ve ilim rehberi olan Kur'an ve kutsal kitaplar, insanı kendi ürettiği kelepçelerinden kurtaracak ve onu üst boyutlara taşıyacak anahtar kodları içermektedir.
7/157 - Ellezine yettebiuner
rasulen nebiyyel ümmiyyellezi
yecidune mektuben ındehüm fit TEVRATI vel İNCİLİ ye'müruhüm bil ma'rufi ve yenhahüm anil
münkeri ve yühıllü lehümüt
tayyibati ve yüharrimü aleyhimül
habaise ve YEDAU ANHÜM ısrahüm vel AĞLALETTİ kanet
aleyhim fellezine amenu bihı ve
azzeruhü ve nesaruhü
vettebeun nurallezı ünzile mea
hu ülaike hümül müflihun
( Onlar, yanlarındaki Tevrat ve
İncil' de yazılmış bulacakları o
gönderilen okuma yazma
bilmeyen haberciye tabi olurlar.
O onlara iyiliği emreder ve onları
kötülüklerden meneder. Onlara
temizleri helal kılar. Pisleri,
kötüleri de üzerlerine haram
kılar. ONLARDAN, ÜZERLERİNDEKİ
yüklerini ve KELEPÇELERİNİ ALIR. O halde, ona inanan, onu
kuvvetlendiren, destekleyen,
ona yardımcı olan ve onunla
birlikte indirilen aydınlığı
izleyenler, işte onlar iflah
olanlardır. )
Aşağıdaki ayetlerde "Nar" ( Ateş ) ve "Cehennem" olarak tanımlanan kavram kaba madde planı dünyadır. "Ağlal" ( Kelepçeler ) kavramı ise dünyevi, maddi ve nefsani hevesleri sembolize etmektedir
13/5 - Ve in ta'ceb fe acabün
kavlühüm e iza künna türaben e
inna le fı halkın cedid
ülaikellezine keferu bi rabbihim
ve ülaikel AĞLALÜ fı a'nakıhim ve
ülaike ashabün nar hüm fıha
halidun
( Ve eğer şaşıyorsan, aslında
şaşılacak olan onların "Toprak
olduğumuzda mı? Kesinlikle biz
yeni yaratılış içinde mi
olacağız?" sözleridir. İşte onlar
o Rab’lerini inkar edenlerdir.
Onların KELEPÇELERİ boyunlarındadır. Onlar ateşin sahipleridir. Onlar onun içinde ebedidirler. )
34/33 - Ve kalellezinestud'ıfu
lillezinestekberu bel mekrul leyli
ven nehari iz te'mürunena en
nekfüra billahi ve nec'ale lehu
endada ve eserrun nedamete
lemma raevül azab ve cealnel
AĞLALE fı a'nakıllezıne keferu hel
yüczevne illa ma kanu ya'melun
( Ve o zayıf bırakılanlar o
kibirlenenlere "Bilakis gece ve
gündüz tuzaktı. Zamanında bize
Allah' ı inkar etmemizi ve O’na
eşler oluşturmamızı emrettiniz."
derler. Azabı gördüklerinde
pişmanlığı gizlediler.
Boyunlarında KELEPÇELER kıldık. Sadece yapmış olduklarının karşılığını almıyorlar mı? )
73/12 - İnne ledeyna ENKALEN ve
cahımen
( Kesinlikle KELEPÇELER, zincirler ve cehennem yanımızdadır.
)
76/4 - İnna a'tedna lil kafirine
selasile ve AĞLALEN ve se'ıren
( Kesinlikle biz inkarcılara
zincirler, KELEPÇELER ve
ateş hazırladık. )