Çeviri

Wednesday, August 19, 2020

İMANlı olan İMMÜNdür.

Evvelki bölümlerde de değinildiği üzere Arapça "İman" ( İnanç, Güven ) ve batı dillerindeki "Immune"* ( Bağışıklığı olan, Korunan, Muaf olan, Güvende olan ) kelimeleri ortak "MN" köküne sahip olup esasen "Güvende olma, Korunma" anlamını içermektedirler. "Emin" ( Güvenli, Korunaklı ) kelimesi de aynı köktendir.

* "Immune" kelimesi aynı zamanda bir tıp terimi de olup "hastalıklara karşı korunmuş olma" anlamına gelmektedir. Bu kelime Latince "In" ( Olumsuzluk ) ve "Munis" ( Yükümlü ) kelimelerinden oluşmakta  ve "Etkilenmeyen, Muaf, Emin" anlamlarını içermektedir. Dillerin ortak kelime kökenlerine sahip oldukları, harflerin ve kelimelerin farklı telaffuz edilmek suretiyle dillerdeki paylaşımları hatırlanmalıdır.

"İman" kökü Kur'an'da 811 kere tekrarlanmaktadır. Bu sayı hem nümerolojik değeri olan 10 yani 1 sayısı, hem de içerdiği 8 ve 11 sayıları açısından dikkat çekmektedir. Zira 1 sayısı ünitenin, vahdetin, 8 ve 11 sayıları ise düalite, yeni döngü başlangıcı, sonsuz döngü ve farklı boyuta geçiş portalı kavramlarının nümerolojik sembolleridir.

Kur'an'da "İman" kelimesi ilk kez 2/143 kodlu ayette geçmektedir. Ayet kodu 811 sayısında olduğu gibi 2 ve 8 ( 1+4+3 = 8 ) sayılarından oluşmakta ve nümerolojik değerin1 olmaktadır. 

2/143 - Ve kezalike cealnaküm ümmeten vesetan li tekunu şühedae alen nasi ve yekuner rasulü aleyküm şehıda ve ma cealnel kıbletelletı künte aleyha illa li na'leme men yettebiur rasule min men yenkalibü ala akıbeyh ve in kanet le kebiraten illa alellezine hedellah ve ma kanellahü li yüdıy'a İMANEKÜM innellahe bin nasi le raufün rahım

( Ve insanların üzerine şahitler olmanız, resulün de üzerinize şahit olması için sizi işte böyle orta yolda olan topluluk kıldık. O üzerinde olduğun kıbleyi, o topukları üzerinde dönenlerden resule tabi olanları bilmemiz amacının haricinde oluşturmadık. Kesinlikle Allah’ ın üzerlerine yönlendirme verdiklerinin haricindekiler kibirlenmekteydiler. Allah İNANCINIZI yitirtmek için değildir. Kesinlikle Allah insanlara esirgeyendir merhametlidir. ) 

Kur'an'da ve kutsal kitaplarda imanın insanlar için immünite ( korunmuşluk ) vesilesi olduğu yani koruyucu ve iyileştirici bir frekans, bir savunma kalkanı olduğu bildirilmektedir.

3/141 Ve li yümehhısallahüllezıne AMENU ve yemhakal kafirın

( Ve Allah’ ın o İNANANLARI temizleyip seçmesi ve inkarcıları imha etmesi, helak etmesi için. ) 

10/103 - Sümme nüneccı rusülena vellezine AMENÜ kezalik hakkan aleyna nüncil MÜ'MİNIN

( Sonra resullerimizi ve o İNANANLARI kurtardık. İşte böyle, İNANANLARI kurtarmamız gerçekten üzerimizedir. )

21/88 - Festecebna lehu ve necceynahü minel ğamm ve kezalike nüncil MÜ'MİNIN

( Böylece ona kabul ettik ve onu gamdan kurtardık. İşte İNANANLARI böyle kurtarırız. ) 

22/38 İnnellahe yüdafiu anillezıne AMENU innellahe la yühıbbü külle havvanin kefur

( Kesinlikle Allah o İNANANLARI savunur. Kesinlikle Allah, inkarcı hainlerin hiçbirini sevmez. )

Neml suresinin 52. ayetinde büyük felaketlerin oluşması durumunda dahi imanlıların korunacakları ve kurtulacakları bildirilmektedir. Yüksek idrakli inananlar yaşamlarının her anında bu koruyucu tesirleri hissetmektedirler. ( Bu noktada "korunma ve kurtulma" kavramları sadece maddi manada düşünülmemelidir. )

27/52 - Fe tilke büyutühüm haviyeten bima zalemu inne fı zalike le ayeten li kavmin ya'lemun

( İşte o zulmetmelerinden dolayı çökmüş, ıssız evleri. Bilen kavim için, kesinlikle bunda ayetler vardır. )

27/53 - Ve enceynellezine AMENU ve kanu yettekun

( Ve o İNANANLARI ve sakınmış olanları kurtardık. )

İncil'de yüksek imanın metapsişik gücüne ilişkin misaller verilmektedir.

40 Matthew 8-13 Sonra İsa yüzbaşıya, "Git, İNANDIĞIN gibi olsun" dedi. Ve uşak o anda iyileşti. 

40 Matthew 9-28 İsa eve girince körler yanına geldi. Onlara, "İstediğinizi yapabileceğime İNANIYOR MUSUNUZ?" diye sordu. Körler, "İNANIYORUZ, ya Rab!" dediler.

40 Matthew 9-29 Bunun üzerine İsa körlerin gözlerine dokunarak, "İMANINIZA göre olsun" dedi.

40 Matthew 9-30 Ve adamların gözleri açıldı İsa, "Sakın kimse bunu bilmesin" diyerek onları sıkı sıkı uyardı. 

No comments:

Post a Comment