Çeviri

Wednesday, August 26, 2020

Bu Sa'y o Sa'y mı?

"Say" kelimesi "Çabalamak, Gayret etmek, Koşmak, Koşturmak, Koşuşturmak" anlamlarına gelmekte olup, Kur'an'da da bu anlamıyla ve Allah yolunda gösterilen çabalar anlamında kullanılmıştır.

2/260 - Ve iz kale ibrahımü rabbi erinı keyfe tuhyil mevta kale e ve lem tü'min kale bela ve lakin li yatmeinne kalbı kale fe huz erbeaten minet tayri fe surhünne ileyke sümmec'al ala külli cebelin minhünne cüz'en sümmed'uhünne ye'tıneke SA'YA va'lem ennellahe azızün hakım

( Ve zamanında İbrahim, "Rab’bim ölüleri nasıl diriltirsin bana göster." dedi. "İnanmıyor musun?" dedi. "Bilakis ve lakin kalbimin tatmin olması için." dedi. "O halde kuşlardan dördünü al da onları kendine döndürüp alıştır. Sonra her dağın üzerine onlardan parçalar oluştur. Sonra onları çağır. ÇABALAYIP KOŞARAK sana gelirler. Bil ki kesinlikle Allah yücedir hakimdir." dedi. ) 

17/19 - Ve men eradel ahırate ve SEA leha SA'Yeha ve hüve mü'minün fe ülaike kane SA'Yühüm meşkura

( Ve kim de ahireti ister ve inanan olarak ona güç harcayıp ÇABALARSA, işte onlar, onların ÇABALARI teşekkür edilesidir. )

18/104 - Ellezine dalle SA'Yühüm fil hayatid dünya ve hüm yahsebune ennehüm yuhsinune sun'a

( O dünya hayatındaki ÇABALARI sapmış olanları. Kesinlikle onlar iyilik güzellik ürettiklerini sanmışlardır. )

21/94 - Fe men ya'mel mines salihati ve hüve mü'minün fe la küfrane li SA'Yih ve inna lehu katibun

( Artık kim iyiliklerden yaparsa ve o inanansa, artık ÇABALARI için o inkar edilmez. Kesinlikle biz ona yazanlarız. ) 

37/102 - Fe lemma beleğa meahüs SA'Ye kale ya büneyye innı era fil menami ennı ezbehuke fenzur maza tera kale ya ebetif'al ma tü'meru setecidünı in şaellahü sabirın

( Onunla birlikte KOŞMAYA eriştiğinde, "Ey oğlum, kesinlikle ben uykumda seni boğazladığımı görüyorum. O halde bak, ne görüyorsun?" dedi. "Ey baba, ne emrolunduysan yap. Eğer Allah dilerse, beni sabredenlerden bulacaksın" dedi. )

76/22 - İnne haza kane leküm cezaen ve kane SA'Yuküm meşkuren

( Kesinlikle bu onlara karşılık olarak olmuştur. ÇABANIZ teşekkür edilen olmuştur. )

88/9 - Li SA'Yiha radıyet

( ÇABASINDAN, GAYRETİNDEN razıdır, hoşnuttur. )

92/4 - İnne SA'Yeküm leşetta

( Kesinlikle ÇABANIZ, KOŞUŞTURMANIZ başka başkadır. )

Kabe'nin doğusundaki Safa tepesiyle batısındaki Merve tepesi arasında 7 kere koşarak gidip gelme eyleminden ibaret olan islâmi ritüele de "Sa'y" adı verilmektedir. Sa’y ritüeli, Hz. İbrahim'in eşi olan Hz. Hacer’in henüz emzirmekte olduğu oğlu Hz. İsmail için su bulmak amacıyla Safa ve Merve tepeleri arasında koşması kısasına dayanmaktadır. Hacılar, hacc ziyaretlerinde bu ritüeli icra etmekte ve önemli bir dini vecibeyi ifa ettiklerine inanmaktadırlar.

Samimi ve iyi duygularla yapılan her türlü ritüel elbette ki faydalı ve pozitif frekans vesilesi olmakla birlikte sadece dogmatik yaklaşımla ve adet yerini bulsun diye yapılan ritüeller ise bir o kadar etkisiz, anlamsız ve paganca olmaktadır. Zira Safa ile Merve tepeleri arasında "koşuşturmaktan" ( sa'y ) ziyade, yetim ile yoksul, mazlum ile mağdur arasında yardım için "koşuşturmak" ( sa'y ) çok daha hayırlıdır.

Döngü sonunun idrak edildiği şu süreçte gerçek dinin, gerçek ibadetin ve gerçek iyiliğin ne olduğu konusunda bilinçlenmek tüm inananların öncelikli ihtiyacıdır.

"Yüzü doğuya ve batıya çevirmekte iyilik yoktur." ifadesiyle başlayan Bakara suresinin 177. ayetinde adeta Kabe'nin doğsundaki Safa ve batısındaki Merve tepesi arasında yapılan ritüele işaret edilmiş ve iyiliğin ayrıca tanımı yapılmıştır.

2/177 - Leysel birra en tüvellu vücuheküm kıbelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın ve atel male ala hubbihı zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve fir rikab ve ekames salate ve atez zekah vel mufune bi ahdihim iza ahedu ves sabirıne fil be'sai ved darrai ve hıynel be's ülaikellezine sadeku ve ülaike hümül müttekun

( Yüzünüzü doğu ve batı yönüne, doğrultusuna çevirmenizde iyilik yoktur. Lakin iyilik, o Allah’a , sonraki güne, meleklere, kitaba, habercilere inananlara, sevdiklerine, yakınlarına, yetimlere, yoksula, yolda kalmışa, dilenenlere, boyunduruk içindekilere sevgiyle mal verenlere, duaya kalkanlara, zekatı verenlere, ahdettiklerinde ahdlerini ifa edenlere, zorlukta, sıkıntıda, darlıkta ve zor savaş zamanında sabredenleredir. İşte onlar doğrudurlar ve işte onlar sakınırlar. )

Öte yandan Safa ve Merve kavramı Bakara suresinin 158. ayetinde ilk ve son kez geçmekte olup, ayette yer alan "Safa ve Merveyi tavaf eden üzerine günah yoktur." ifadesi dikkat çekmektedir. Zira ayette bu ritüalistik eylemin hayırlı ve faydalı olduğundan değil sadece günah olmadığından bahsedilnekte, hayır yapma hususu ayrı bir cümleyle vurgulanmaktadır. Yani ayette, eylemin putperestliğe dönüşme riskine dolaylı olarak dikkat çekilmekte gibidir.

2/158 - İnnes safa vel mervete min şeairillah fe men haccel beyte evı'temera fe la cünaha aleyhi en yettavvefe bihima ve men tetavvea hayran fe innellahe şakirun alim

( Safa ve Merve Allah’ ın işaretlerindendir. O halde kim evi hac veya umre olarak ziyaret ederse, onun onları tavaf etmesinde üzerine günah yoktur. Kim isteyerek hayır yaparsa, kesinlikle Allah şükredendir, bilendir. )






No comments:

Post a Comment