İnsanlığın şu anda içinde bulunduğu "Yevmel Kıyameh" ( Ayağa Kalkış Günü, Yükseliş Günü* ) kavramı, döngü sonunda, ilahi nizamın düalite** ilkesi ve kozmik denge gereği rahmani ve ruhani tesirlerin temsili olan pozitif yüksek frekansların yani iyiliğin yükselişi ile birlikte şeytani ve nefsani ( maddi ) tesirlerin temsili olan negatif düşük frekansların yani kötülüğün de yükseleceğini bildirmektedir. Diğer bir deyişle Kıyamet dönemi bir kısım varlıklar için nefsaniyetten, maddesellikten sıyrılma, ruhsal tekamüle bağlı olarak reenkarnasyon sürecinin sonlanması ve üst boyuta ( Cennet, yarı süptil alem Sirius ) geçiş vesilesi olurken bir kısım varlıklar için ise madde obsesyonunun ve nefsaniyetin maksimize olmasına bağlı olarak kaba madde planında ( dünya / cehennem ) tekrar 70,000 yıllık reenkarnasyon döngüsüne tabi olunması ( cehennemde kalınması ) anlamına gelmektedir.
* Gün kavramı bir süreci, dönemi ifade etmektedir. Kur'an'da kozmik plandaki 1 günün, maddi plandaki 1000 güne eşit olduğu bildirilir.
** "Yokluk ve varlık" bir birim düaliteyi temsil eder. Yaratılışta her olgu karşıt frekanslısı ile mevcuttur. Dolayısıyla asla bozulmayan bir denge söz konusudur. Ünite yani Vahdet ( Birlik ) ise "Yokluk, Hiçlik, Yaratılmamışlık" derecesidir ki her varlığın nihai vazifesi "var iken yokluğu idrake gayret" ile kolektif bilince ve ruhsal tekâmüle erişmektir.
Kur'an'da "Yevmel Kıyameh" kavramının ilk kez geçtiği Bakara suresinin 85. ayetinde, inkarcı müşrik satanistlerin "Azaba geri döndürülecekleri" bildirilmektedir. Bu ifade, bu kitlenin yeniden reenkarnasyon döngüsüne gireceklerini ve evvelce insanlara verdikleri azabın bizzat kendilerine deneyimlettirileceğini anlatmaktadır. Esasen etkisi altında oldukları düşük frekanslı negatif duygular ( kibir, öfke, kin, nefret, hırs, açgözlülük, kıskançlık vb. ) zaten onların azabı niteliğindedir.
2/85 - Sümme entüm haülai taktülune enfüseküm ve tuhricune ferıkan minküm min diyarihim tezaherune aleyhim bil ismi vel udvan ve in ye'tuküm üsara tüfaduhüm ve hüve muharramün aleyküm ıhracühüm e fe tü'minune bi ba’dıl kitabi ve tekfurune bi ba'd fe ma cezaü men yef'alü zalike minküm illa hızyün fil hayatid dünya ve yevmel kıyameti yüraddune ila eşeddil azab ve mallahü bi ğafilin an ma ta'melun
( Sonra sizler öylesiniz ki nefislerinizi öldürüyorsunuz ve sizlerden bir kısmınızı yurtlarından çıkarıyorsunuz. Onların üzerine günah ve düşmanlıkta dayanışma halinde oluyorsunuz. Eğer size esirler olarak gelirlerse fidyelerini veriyorsunuz. O çıkarılmaları üzerinize haram kılınandı. O halde kitabın bazı kısımlarına inanıyor da bazı kısımlarını inkar mı ediyorsunuz? O sizlerden bunu yapanlar, dünya hayatında zilletin haricinde karşılık almazlar. Ayağa kalkış gününde azabın en şiddetlisine geri döndürülürler. Allah o yaptıklarınızdan habersiz değildir. )
Kur'an'da "Yevmel Kıyameh" kavramı "Yevmel Fasl" ( Ayrışım Günü ) olarak da zikredilmekte olup, bu kavram da yukarıda bahsedilen, iyi ve kötü varlıklar arasındaki derin ayrışmayı ifade etmektedir.
44/40 - İnne yevmel fasli mıkatühüm ecmeın ( Kesinlikle ayrışım günü, onların toplanma zamanlarıdır. )
No comments:
Post a Comment