Bu bölümün, kelime etimolojisi ve Kur'an ayetlerindeki kelime temsili bazında incelenmesi önem arzetmektedir. Zira herhangi bir kavmin geneline yönelik çıkarsama amaçlanmamıştır. Bölümde bahsedilen "aldatıcılar ve hileciler" her kavimde mevcuttur.
"ÇıFıt" kelimesi Farsça'da "Hileci, Düzenbaz, Sahtekâr" anlamına gelen "Cihud" kelimesi olup, kaynaklarda bu kelimenin Yahudiler için de kullanılmış olduğu yer almaktadır. ( Halk arasındaki "Çıfıt Çarşısı" söylemi de buradan kaynaklanmaktadır. )
"Yahudi" kelimesinin ve İngilizce'de bu anlama gelen "JeWiSH" kelimesinin "ÇıFıT / CiHUD" kelimesiyle olan fonetik benzerlikleri dikkat çekmektedir. Her iki kelimenin de farklı telaffuz edilmiş aynı kelime olmaları kuvvetle muhtemeldir.
Kur'an'da "Hadu" kelimesi Yahudi anlamında yer almaktadır. "Hadi'" kelimesi "Hileci, Aldatıcı" anlamını barındırmaktadır. Telaffuzu biraz farklı olan ve "Hîd / Hïdayet" ( Yönlendirmek / Yönlendirme - Yönlenme ) kökünden türeyen "Hâdî" kelimesi ise "Yönlendiren, Yönlendirici" anlamına gelmektedir. ) "HD" kökünü içeren bu iki kelime nin böylesine yakın telaffuza sahip olmaları batıni mesaj içermekte gibidir.
Bakara suresinin 9. ayetinde "Had''" kökünün "Aldatma" anlamındaki kullanımı yer almaktadır.
2/9 - YUHADİunallahe vellezine amenu ve ma YAHDEUne illa enfüsehüm ve ma yeş’urun
( Allah’ ı ve o inananları ALDATIRLAR DA / ALDATMAYA çalışırlar da nefislerinden, kendilerinden başkasını ALDATMAZLAR ve farketmezler. )
Ayetteki "Aldatırlar" fiili olan "Yuhadiun" kelimesi "Yahudi" kelimesini çağrıştırmaktadır. Zira kelimenin başındaki "Y" harfi 3. tekil şahıs geniş zaman fiil çekimi için kullanılmaktadır. ( "Yönlendirirler" anlamındaki fiil ise "Yehdiun" fiilidir. )
Mesih İsa'ya ihanet eden havarinin isminin YAHUDA İskaryot olması da dikkat çekmektedir.
"Ticaret" adı altında yapılanların yani ticaretin esasen "aldatmaca, dolandırıcık ve hırsızlıktan" ibaret olduğu ve "ticarette" en ileri olanların Yahudi kavminden oldukları düşünüldüğünde semantik bir ilinti açığa çıkmaktadır. Kur'an'da Yahudi kavminden olanların eylemlerine dikkat çekilmesinin, esasen bir kavmin yerilmesi vb. olarak değil o kavmin ilgili dönemdeki durumunun, niteliğinin tasviri olarak değerlendirilmesi doğru olacaktır. Zira Tevbe suresinin 97. ayetinde de Arapların inkârda, ikiyüzlülükte ve bozuklukta en ileri kavim olduğuna yönelik ifade bulunmaktadır.
9/97 - El a'rabü eşeddü küfran ve nifakan ve ecderu en la ya'lemu hudude ma enzelellahü ala rasulih vallahü alimün hakim
( Araplar inkar ve ikiyüzlülük, bozukluk olarak daha şiddetlidirler. Allah' ın, resulüne indirdiği hudutları bilmemeye daha yatkındırlar. Allah bilendir hakimdir. )
Allah'ın insanlara eşit olarak bahşettiği nimetlerin birileri tarafından gaspedilip diğerlerine maddi karşılık koşuluyla kısıtlı olarak verilmesine ( satılması ) "ticaret" demek ve asırlardır bunun yegane meşru sistem olduğunu telkin etmek, tüm toplumsal yaşam sistemini bu zalim ve batıl temel üzerine inşa etmek ancak şeytanlık olsa gerektir. Zira şu anda dünya bir "Çıfıt Çarşısı" niteliğindedir.
Fatir suresinin 29. ayetinde karşılıksız vermenin dışındaki her "ticaretin"* batmaya mahkum olduğu çünkü batıl, yanlış ve şeytani olduğu bildirilmektedir.
( * Ticaret kelimesi "Car / Cari" ( Akış / Akan ) kökünden türemiş olup "karşılıklı fayda akışı"nı ifade etmektedir. )
35/29 - İnnellezine yetlune kitaballahi ve ekamus salate ve enfeku min ma razaknahüm sirran ve alaniyeten yercune TİCARATEN LEN TEBUR
( Kesinlikle o Allah' ın kitabını okuyanlar, duaya kalkanlar ve o onları rızıklandırdıklarımızdan gizlice ve açıkça harcayanlar kesinlikle BATMAYAN TİCARETİ umarlar. )
Kutsal kitap ayetlerinin ( Tevrat, İncil ) tahrif edilmesi eyleminin Yahudilere atfedilmesi de yine Yahudi kelimesiyle "aldatma, hile" kavramları arasındaki ilintiye dikkat çekmekte gibidir.
4/46 Minellezine HADU yüharrifunel kelime an mevadııhı ve yekulune semı'na ve asayna vesma' ğayra müsmeın ve raına leyyen bi elsinetihim ve ta'nen fid dın ve lev ennehüm kalu semı'na ve eta'na vesma' venzurna le kane hayran lehüm ve akveme ve lakin leanehümüllahü bi küfrihim fe la yü'minune illa kalıla
( O YAHUDİLERDEN kelimeyi yerinden değiştirenler, dillerini dürüp eğerek ve din hakkında saldırganlaşarak "Duyduk ve isyan ettik, duy duymaz olası ve bizi gör." derler. Şayet kesinlikle onlar "Duyduk ve itaat ettik, duy ve bize bak." deselerdi onlara daha hayırlı ve daha kuvvetli, sağlam olurdu. Lakin Allah onları inkarları ile lanetler de azı hariç inanmazlar. )
No comments:
Post a Comment