"Sekinet" kelimesi "Sekn" ( Sakin olmak, Dingin olmak, Telaşlı olmamak ) kökünden türemiş olan ve "Sakin olma" anlamına gelen bir kelimedir. ( "İskan" ( Yerleşip sabit olma, Sakin olma ) kelimesi de aynı kökten türemiştir. )
"Sükunet" olgusu, öfke, hırs, nefret, kin, intikam gibi düşük ve negatif frekans yayan duyguları nötralize eden, kalbe huzur veren bir karşı frekans ve savunma mekanizması niteliğindedir. Sükunet, sabırla mücadelenin de temel bileşenidir.
Maddeden ve nefsaniyetten arınmanın, bilgeliğin ve ruhsal tekâmülün en önemli göstergelerinden biri olan sükunet, bulunduğu planda ( boyutta, alemde ) ilmi ve ruhi yönden tamamlanma sürecinde olan bir kimsenin de en belirgin özelliğidir.
Sükunet ayrıca, frekans yükselterek üst planlarla ( boyutlarla ) iletişime geçmeyi sağlayan transandantal meditasyonun da temel koşuludur.
Kur'an'da "Sekinet" kelimesi ilk kez Bakara suresinin 248. ayetinde zikredilmektedir.
2/248 Ve kale lehüm nebiyyühüm inne ayete mülkihı en ye'tiyekümüt TABUTÜ FIHİ SEKINETÜN MİN RABBİKÜM ve bekıyyetün min ma terake alü musa ve alü harune tahmilühül melaikeh inne fı zalike le ayeten leküm in küntüm mü'minın
( Ve habercileri onlara, "O'nun mülkünün, hükümdarlığının ayeti, size İÇİNDE RAB'BİNİZDEN SÜKUNET OLAN, Musa’ nın ve Harun’ un ailesinin terkettiklerinden bakiye olan TABUTLA gelmesidir. ONU MELEKLER TAŞIYACAKTIR. Eğer inananlarsanız, bunun içinde kesinlikle size ayet vardır." dedi. )
Teşbihi ifadelerin yer aldığı ayette "Sekınet" kavramı Rab'den büyük bir ayet nimeti ve bir ruhsal hazine olarak tanımlanmaktadır. Aşağıdaki ayetlerde ise "Sekınet" kelimesinin "Nüzulü cünuden lem teravha" ( Görmediğiniz ordular indirilmesi ) kavramıyla birlikte zikredildiği görülmektedir. Bu ikili anlatım vesilesiyle sükunetin gerçek bir savunma mekanizması olduğu bildirilmektedir.
9/26 - Sümme ENZELELLAHÜ SEKINETEHU ala rasulihı ve alel mü'minıne ve ENZELE CÜNUDEN LEM TERAVHA ve azzebellezine keferu ve zalike cezaül kafirın
( Sonra Allah, resulünün üzerine ve inananların üzerine SÜKUNETİNİ İNDİRDİ. GÖRMEDİĞİNİZ ORDULAR İNDİRDİ ve o inkarcılara azap verdi. İnkarcıların karşılığı budur. )
9/40 - İlla tensuruhü fe kad nesarahüllahü iz ahracehüllezıne keferu saniyesneyni İZ HÜMA FİL ĞAYRİ iz yekül li sahıbihı LA TAHZEN innallahe meana fe ENZELELLAHÜ SEKINETEHU aleyhi ve EYYEDEHU Bİ CÜNUDİN LEM TERAVHA ve ceale kelimetellezine keferus süfla ve KELİMETÜLLAHİ hiyel ulya vallahü azızün hakım
( Eğer siz ona yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Zamanında, o inkarcılar onu çıkardıkları zaman sadece iki kişinin ikincisi iken, MAĞARADA OLDUKLARINDA olduklarında arkadaşına "ÜZÜLME, kesinlikle Allah bizimledir." diyordu. ALLAH ONUN ÜZERİNE SÜKUNETİNİ İNDİRMİŞTİ. ONU GÖRMEDİĞİNİZ ORDULARLA DESTEKLEYİP KUVVETLENDİRMİŞTİ. O inkarcıların kelimelerini alçak kılmıştı. ALLAH'IN KELİMESİ, yüce olan O'dur. Allah yücedir hakimdir. )
Tevbe suresinin 40. ayetinde sükunet frekansının, korku, panik ve hüzün duygularının yaydığı negatif frekansları ve olumsuz durumları ortadan kaldırmasına ilişkin bir misal verilmektedir.
48/4 Hüvellezi ENZELES SEKINETE FI KULUBİL MÜ'MİNINE li yezdadu imanen mea ımanihim ve LİLLAHİ CÜNUDÜS SEMAVATİ VEL ARD ve kanellahü alimen hakıma
( İnananların inançlarını inançlarıyla artırmak için KALPLERİNİN İÇİNE SÜKUNETİ İNDİREN içine sükuneti indiren O'dur. GÖKLERİN VE YERİN ORDULARI Allah içindir. Allah bilendir hakimdir. )
Mücadele suresinin 18. ayetinde sükunetin farklı boyuta portal ( kapı ) açılmasına yani yeni bir döngü başlangıcına vesile olduğu "Feth" ( Açılış ) kelimesiyle bildirilmektedir. Ayette 29 kelime bulunması da farklı boyuta geçiş portalının nümerolojik sembolü olan 11 sayısı ( 2+9 = 11 ) açısından dikkat çekmektedir.
48/18 - Lekad (1) radıy (2) allahü (3) an (4) il (5) mü'minıne (6) iz (7) yübayiune (8) ke (9) tahte (10) eş (11) şecerati (12) fe (13) alime (14) ma (15) fı (16) kulubi (17) him (18) fe (19) ENZELE (20) ES (21) SEKINETE (22) aley (23) him (24) ve (25) esabe (26) hüm (27) FETHAN (28) KARIBA (29)
( Ağacın altında sana bağlılıklarını beyan ederlerken Allah o inananlardan razı, hoşnut oldu. O kalplerindekini bildi de onların üzerine SÜKUNET İNDİRDİ. Onlara YAKIN AÇILIŞ isabet ettirdi. )
No comments:
Post a Comment