Allahü Teala, geleneklerini bilinçli veya bilinsiz şekilde benimsemiş oldukları toplumların üyesi olan insanların, Allah'a ve O'nun birliğine inanç konusunda bilinçlenmeleri durumunda affedici ve ödüllendirici olduğunu ayetlerinde bildirmektedir.
2/62 - İnnellezine amenu vellezine hadu ven nesara ves SABİINE min amene billahi vel yevmil ahıri ve amile salihan fe lehüm ecruhüm ınde rabbihim ve la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun ( Allah’a ve sonraki güne inananlardan ve iyilikler yapanlardan olan o inanan Yahudilere, Nasıralılara ve SABİİLERE, artık onlara Rab’lerinin indinde kesinlikle ödülleri vardır. Onlara korku yoktur. Onlar hüzünlenmezler. )
22/17 - İnnellezine amenu vellezine hadu ves SABİINE ven nesara vel MECUSE vellezine eşraku innellahe yefsılü beynehüm yevmel kıyameh innellahe ala külli şey'in şehıd ( Kesinlikle Allah, ayağa kalkış gününde, o inananların, Yahudilerin, SABİİLERİN, Nasıralıların, MECUSİLERİN ve ortak koşanların aralarını ayıracaktır. Kesinlikle Allah herşeye şahittir. )
Ayetlerde geçen "Sabi" ve "Mecusi" kelimeleri, "Yahudilik" ve "Nasıralılık" gibi asli ve tek din olan "İslam" / "İman"'dan uzaklaşmak suretiyle dinde bölünmeyi simgeleyen batıl inanç sistemlerini tanımlamaktadır.
"Sabiilik", tek Tanrı inancı formatında görünen ancak çok Tanrılı kabullerin mevcut olduğu, Tanrı'nın Güneş ile sembolize edilerek, Güneş'in Tanrı yerine konduğu pagan bir inanç sistemidir. "Sabi" kelimesi "Seb'a" ( Yedi ) kökünden gelmekte olup, Sabiilerin başta Güneş olmak üzere taptıkları yedi yıldızı simgelemektedir. Söz konusu yedi yıldız, Güneş tanrısı "Şamaş", onun dişil yönü olarak kabul edilen Ay tanrıçası "Sin", ve diğer vasıflarının temsilcileri olan Merkür tanrısı "Nabu", Venüs tanrısı "İştar", Mars tanrısı "Nergal", Jüpiter tanrısı "Marduk" ve Satürn tanrıçası "Ninutra"'dır. ( Sabiiler, bu tanrı ve tanrıçaların yanı sıra, Hermes'i, Pisagor'u, Orfe'yi de birer yarı tanrı olarak görmüşlerdir. )
Sabilerin Taptıkları Yıldızlar
"Mecusilik" ise, başta "ATEŞ" olmak üzere "Timsah"'a ve "İnek"'e tapma eğiliminin hakim olduğu bir pagan inanç sistemidir. Günümüzde "Sihirbaz / Sihirbazlık" anlamına gelen "Magician / Magic" kelimelerinin kökü "Mecusi" kelimesine dayanmaktadır. "Magic", ateşten yani ateşin sembolü olan şeytandan güç alınmak suretiyle normal üstü algısı yaratılarak uygulanan ilüzyonlara verilen genel isimdir.
Mecusilerin tapınaklarına "Ateşgah" adı verilmektedir. Aşağıda bir "Ateşgah" görseli yer almaktadır.
Mecusilerin tapınaklarına "Ateşgah" adı verilmektedir. Aşağıda bir "Ateşgah" görseli yer almaktadır.
Mecusi Ateşgahı
49/14 - Kaletil a'rabü amenna kul lem tü'minu ve lakin kulu eslemna ve lemma yedhulil imanü fi kulubiküm ve in tütıy'ullahe ve rasulehu la yelitküm min a'maliküm şey'a innellahe ğafurun rahım ( Araplar "İnandık." dediler. "İnanmadınız. Lakin "Teslim olduk." deyin. İnanç kalplerinizin içine girmedi. Eğer Allah’a ve O’nun resulüne itaat ederseniz, size çalışmalarınızdan hiçbir şey eksiltmez. Kesinlikle Allah affedendir merhametlidir." de. )
Allahü Teala, Hucurat suresinin 49/14 kodlu ayetinde "Mü'min" kelimesinin "Müslim" kelimesine göre olan öncelik ve üstünlüğüne vurgu yapmıştır. Ayette açıkça "inanmanın teslimiyet sonrası gerçekleşebileceği" bildirilmektedir. Zira bir insanın bir olguya inanabilmesi için öncelikle ruhen tüm önyargılardan ve olumsuz dış etkenlerden bağımsız hale gelmesi, dogmalarından sıyrılması yani sürece kendisini teslim etmesi gerekmektedir.
Allahü Teala, Hucurat suresinin 49/14 kodlu ayetinde "Mü'min" kelimesinin "Müslim" kelimesine göre olan öncelik ve üstünlüğüne vurgu yapmıştır. Ayette açıkça "inanmanın teslimiyet sonrası gerçekleşebileceği" bildirilmektedir. Zira bir insanın bir olguya inanabilmesi için öncelikle ruhen tüm önyargılardan ve olumsuz dış etkenlerden bağımsız hale gelmesi, dogmalarından sıyrılması yani sürece kendisini teslim etmesi gerekmektedir.
No comments:
Post a Comment