"İskoçya’daki Glasgow Üniversitesi’nde önyargılar üzerinde yapılan çalışmaya göre, zengin insanların dar ve dost canlısı yüzleri var.
Buna karşılık araştırmacılar, maddi durumu iyi olmayan kişilerin asık suratlı ve beceriksiz göründüğünü söylüyor.
Araştırmada bilim insanları, insanların birbirleri hakkında verdikleri anlık kararları analiz etti ve "zengin" olarak değerlendirilen yüzlerin aynı zamanda daha güvenilir kabul edildiğini buldu. Bu kişilerin gülen ağızları, keskin hatları, kalkık kaşları, birbirine yakın gözleri ve pembe yanakları olduğu kaydedildi, bunlar aynı zamanda güvenilir, sıcak ve yetkin görünen özellikler.
Bu arada, "fakir" olarak görülen yüzlerin kaşları düşük, çeneleri daha kısa, ağızları çökük ve daha koyu, daha soğuk ten tonları var; bu da onların güvenilmez, soğuk ve beceriksiz görünmesine neden oluyor."
Basından 26.01.2024
Yukarıda yer alan ve "bilimsel sonuç" olarak iletişimi yapılan dezenformatif haberin amacı başkalarının hakkını gasp ederek ve zulmederek zenginleşen "zengin" kitleyi sempatik, sevecen, güleryüzlü, güvenilir, becerikli" algılatmak, hakkı gasp edilen ve zulmedilen "fakir" kitleyi ise nefret edilesi, antisempatik, asık suratlı, güvenilmez ve beceriksiz algılatmaya çalışmaktan ibarettir. Telkin edilmek istenen bu algı yeni dünya düzeni toplumunun benimsemesi istenen algı tipidir.
Fiziki yüz hatları üzerinde yapılan bir analizin kişinin karakteriyle ilgili bilgi verme potansiyeli bulunmaktadır. Ancak yukarıdaki haberde ifade edildiği gibi yüz hatlarının kişinin "maddi durumu"nu yansıttığı gibi genel bir sonuç çıkarılabilmesi mümkün değildir. Zira gerçekte çok farklı durumlar olduğu aşikardır.
Ayrıca, gaspedilerek ve zulmedilerek zarara uğratılmış "fakir"in asık suratlı olduğu varsayılsa bile acaba bunun sebebi maruz bırakıldığı bu durumlar olabilir mi?!
Sözde nükte içeren ve halk arasında yaygın şu cümleler de çok net mesaj vermektedir.
"Zengin çalmasını becerdiği için zengin, fakir çalmasını beceremediği için fakirdir."
"Zenginin malı züğürdün çenesini yorar." *
* Fakirin çenesi hak arama mücadelesi nedeniyle yoruluyor olmasın!!
Bu sözler, finansal ve maddi imkânlar açısından ifade edilen "zengin" ve "fakir" kavramlarının esasen olmaması gerektiğini ancak aldatma, gasp, hırsızlık ve zulüm suçlarının bu duruma sebebiyet verdiğini ortaya koymaktadır. Zira misalen, 10 kişinin olduğu bir ortamda 10 birimlik nimet varsa, olması gereken paylaşım kişi başı 1 birim nimettir. Hal böyleyken 7 birim nimetin 3 kişide toplanabilmesi ve diğer 7 kişiye sadece 3 birim nimet düşebilmesi için ortada bir "hırsızlık, gasp" durumu olması gerekir. Zaten ekonomideki sözde "Kıt kaynaklar" kavramı da bu hırsızlığa, haksızlığa kılıf olması için uydurulmuş kadim bir söylemdir.
Aşağıdaki ayetlerde, maddi imkanlara sahip olmanın sadece bir sınav olduğu, aldanılmaması gerektiği ve insanlar arasında eşitliğin sağlanması için çalışılması gerektiği bildirilmektedir.
16/71 Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. ANCAK O ÜSTÜN KILINANLAR RIZIKLARINI O ELLERİNİN MALİK OLDUKLARINA VERMEZLER o ellerinin malik olduklarına vermezler ki onda eşit olsunlar. Yani Allah’ın nimeti ile cihad mı ediyorlar?
41/10 Ve "Orada, onun üstünde dağlar oluşturdu. Orada bereket verdi. ORADA, GIDALARI AZIKLARI, ARAŞTIRANLAR İÇİN DÖRT GÜNDE EŞİT OLARAK DÜZENLEYEREK ÖLÇÜLENDİRDİ."
Ayrıca bkz.
https://kuranilmi.blogspot.com/2019/08/zenginlesme-ancak-gasp-ile-olur.html?m=1
No comments:
Post a Comment