Küresel komplo sistemini ve bunun yerel tezahürlerini incelemiş ve birçok olayın perde arkasına ışık tutmuş olan ( soyadı gibi ) araştırmacı yazar Uğur Mumcu, 1988 yılında yayımladığı "Tarikat - Siyaset - Ticaret" isimli kitabında okült cemiyetlerin, ülkelerin sosyoekonomik ve sosyopolitik süreçlerindeki etkisini ele almıştır. Mumcu katıldığı bir TV programında, toplumun o dönemki algısıyla "komplo teorisi" olarak nitelenebilecek şu sözleri sarfetmiştir.
"Bazı gözlemlerimiz var altını çizmek gerekiyor. Opus Dei bir Katolik örgütlenmesinin adıdır. Siyaset, ticaret ve din üçgeni arasında gelişir. Türkiye’de de İslamcı ideolojiye buna benzer yeni bir parasal kaynak bulundu. Türkiye’de özellikle son on yıldır tarikat, siyaset ve ticaret üçgeni var. İslamcı ideoloji veya tarikatlar yasaları aşan bir ayrıcalık sahibi oluyor. Bu nedenle devlet eliyle laiklik yok ediliyor, bunun içinde askeri rejim de var”
Mumcu, 1993 yılındaki bir yazısında, yine toplumun o dönemki algısıyla "komplo teorisi" olarak nitelenebilecek şu satırları yazmıştır. "Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra general olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar."
Konfor alanlarından çıkmaktan ve cehaletleriyle yüzleşmekten korkanlar, gizlenmiş gerçekleri ortaya koyanları yıllardır "komplo teorisyeni" olarak niteleyegelmişler ve onları itibarsızlaştırmaya çalışmışlardır. Ancak toplumları felakete götüren en önemli unsur, gerçeklerin zamanında algılanamaması ve bu yönde çaba sarfedenlerin bertaraf edilmek istenmesi olmuştur. Bu yaklaşım maalesef, komploların barizleştiği ve maksimize olduğu şu dönemde dahi büyük bir kitle tarafından hala devam ettirilmektedir.
Portal açılışının ve halden hale geçişin sembolü olan 11 sayısının, Uğur Mumcu'nun hayatında ilginç şekilde! tezahür ettiği görülmektedir. ( Bu blogda defaatle incelenen bu sayı aynı zamanda küreselcilerin alt organizasyonları olan okült cemiyetlerin ve terör gruplarının operasyonlarda kullanmaya özen gösterdikleri bir sayıdır. )
- Mumcu 24.01.1993 tarihinde, aracına konmuş olan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetmiştir. Tarihin nümerolojik değeri 11 olmaktadır.
( 2+4+0+1+1+9+9+3 = 29 ... 2+9 = 11 )
- Mumcu'nun Renault 12 marka aracının plakası 06 YR 245 idi.
0+6+Y (28)+R (21) = 55 ... 10 ... "1"
245 ... 2+4+5 = "11"
1 ve 11 sayılarının yanyana konumlanarak oluşturdukları 111 sayısı da 11 sayısı gibi önemli bir kozmik koddur.
- Olaya ilişkin dava, olaydan 7 yıl sonra! 11.07.2000 tarihinde "Umut Davası" adıyla açılmıştır.
Davanın açıldığı gün Temmuz ayının 11. günüdür.
Tarihin nümerolojik değeri de 11 olmaktadır. ( 1+1+0+7+2+0+0+0 = 11 )
- "Umut Davası" 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüştür.
- Mumcu'nun, son kitabı olan "İsterler ki Susalım" 20"11" yılında yayımlanmıştır.
- Selçuk'ta bulunan Uğur Mumcu anıtının üzerinde yazılı metin 38 ( 3+8 = 11 ) kelimeden oluşmaktadır. Metin, Uğur Mumcu'nun kendi ideolojik yapısını tanımladığı kendi cümleleri yer almaktadır.
Uğur Mumcu'nun oğlunun, 2021 yılında medyada yayımlanan "Komplo Teorileri Tarihi" başlıklı konuşma videolarında, komploları ifşa etmeye çalışan araştırmacıları komplo teorisyeni, tespit edilen önemli hususları da komplo teorisi olarak tanımlaması, babası gibi küresel şeytani sistemi ifşa etmeye ve toplumu aydınlatmaya çalışanları bilim dışı olmakla, delilsiz iddialarda bulunmakla, narsisist ve sezgisel* olmakla suçlaması oldukça çelişkili bir durum arzetmektedir. Konuşma serisinin tanıtım videosundaki sözleri şöyledir.
"Hiçbir şey tesadüf değildir. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Herşey birbiriyle bağlantılıdır. Bu üç önermeye inanıyorsanız komplo teorilerine yatkınsınız demektir. ... İşte Illuminati, oniki tane aile var, işte tapınak şövalyeleri, Siyon protokolleri işte her şeyi kontrol edenler... Bu dört sınıflandırma en çok karşımıza çıkan komplo teorileri ... "
Yaratılış sisteminin temel işleyiş mekanizmasını temsil eden unsurları ve Illuminati**, Tapınak Şövalyeleri, Küresel Aileler, Siyon Liderlerinin Protokolleri gibi küresel şeytani tahakküm sisteminin temel olgularını yüzeysel bir yaklaşımla "komplo teorisi" olarak nitelemesi oldukça düşündürücüdür!
* Bilgiye ve algıya dayalı olarak tezahür eden "Sezgi", tarih boyunca bilimsel gerçeklerin keşfedilmesi sürecinde bilim insanlarına yardım etmiş en önemli olgudur.
** Babasının 90'lı yıllarda dikkat çektiği Opus Dei cemiyeti Illuminati olgusunun alt öğelerinden biridir.
Ayrıca bugün bilimsel teorem veya bilimsel gerçek olarak nitelenen birçok bilginin vaktiyle teori olarak nitelendirildiği de hatırlanmalıdır.
Ayrıca bkz.
https://kuranilmi.blogspot.com/2022/07/conspiracy-theory-komplo-teorisi.html?m=1
No comments:
Post a Comment