Çeviri

Thursday, April 3, 2025

İlahun vahid

"Allah'ın birliği" yani "Vahdet" (Birlik, Ünite ) kavramının zikredildiği ayetlerdeki kritik ifadelerde 1 nümerolojisi olduğu görülmektedir.

Kur'an'da sadece Taha suresinin 14. ayetinde geçen "Enallah (  اَنَا اللّٰهُ ) ( Ben Allah'ım ) cümlesinin ebced değeri 118 olup, bu sayının nümerolojik değeri 1 olmaktadır. ( 1+1+8 = 10 ... 1 )

20/14 İnne (1) ni (2) ENE (3) ALLAHU (4) la ilahe illa ene fa'budni ve ekimis salate li zikri

( Kesinlikle ben, BEN ALLAH'IM. Benim haricimde ilah yoktur. O halde bana kulluk et ve beni hatırlama için duaya kalk. )

Elif 1 + Nun 50 + Elif 1 + Elif 1 + Lam 30 + Lam 30 + He 5 = 118

Ayetteki ilk cümle olan "İnneni enallah" cümlesindeki kelimelerin sıra numaralarının toplamı olan 10 ( 1+2+3+4 = 10 ) sayısının nümerolojik değeri 1'dir.

Kur'an'da ilk kez Bakara suresinin 163. ( 1+6+3 = 10 ... 1 ) ayetinde geçen "İlahun vahid" (  اِلٰهٌ وَاحِدٌۚ ) cümlesinin ebced değeri 55 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 1 olmaktadır. ( 5+5 = 10 ... 1 )

Elif 1 + Lam 30 + He 5 + Vav 6 + Elif 1 + Ha 8 + Dal 4 = 55 

"Allahe vahdehu" ( Allah'ın birliği ) ifadesinin ilk kez geçtiği A'raf suresinin 70. ayetinin ebced değeri 4060 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 1 olmaktadır. ( 4+0+6+0 = 10 ... 1 )

7/70 Kalu e ci'tena li na'budELLAHE VAHDEHU ve nezera ma kane ya'budu abauna fe'tina bima teiduna in kunte mines sadikin

( قَالُٓوا اَجِئْتَنَا لِنَعْبُدَ اللّٰهَ وَحْدَهُ وَنَذَرَ مَا كَانَ يَعْبُدُ اٰبَٓاؤُ۬نَاۚ فَأْتِنَا بِمَا تَعِدُنَٓا اِنْ كُنْتَ مِنَ الصَّادِق۪ينَ )

( "Sen ALLAH'A, O'NUN BİRLİĞİNE birliğine  kulluk etmemiz ve babalarımızın kulluk ettiklerini bırakmamız için mi geldin? O halde, doğrulardan isen o bizi tehdit ettiğini, bize vaad ettiğini bize getir." dediler. )

"Vahid" ( وَاحِدٌ ) ( Bir ) kelimesinin ebced değeri 19 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 1 olmaktadır. ( 1+9 = 10 ... 1 )

"Vahid" kelimesinin, ilk kez geçtiği 2/61 kodlu ayetteki sıra numarası 10'dur. ( 1+0 = 1 )

2/61 Ve (1) iz (2) kultum (3) ya (4) musa (5) len (6) nasbira (7) ala (8) taamin (9) VAHİDİN (10) ....

( Ve zamanında dediniz ki "Ey Musa TEK yiyeceğe asla sabretmeyeceğiz. .... )

Hatırlanacağı üzere "Allah" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısının nümerolojik değeri de 1'dir. ( 2+7+0+1 = 10 ... 1 )

7 comments:

  1. Allah, allah olmanın sorumluluklarını yerine getirmek yerine suçu şeytana atmış. Halbuki şeytanı da kendisi yarattı. Herkesi mutlu etmek yerine acı dolu bir realite var etmeyi tercih etmiş. Bundan dolayı övgüye değil yergiye layık.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Buna tam bir cevap bulamıyorum ama ahlak bir spektrumsa tanrı herşeyde olduğu gibi bunda da en üstte olmak zorunda. Site sahibinin cevabını da merak ettim.

      Delete
  2. Evvelki bölümlerde ve bazı yorum cevapları kapsamında ifade edildiği üzere, insanın en büyük yanılgısı, her türlü nitelemeden ve kıyaslamadan münezzeh olan Yaratıcı’yı, “insani” kriterlerle ( iyi, kötü, kıskanç, hırslı, suçlu, suçsuz, ahlaklı, ahlaksız vb. ) nitelemeye, değerlendirmeye çalışmak, O’nu yaratılışın bir bileşeni addetmek ve O’nu “şahıslaştırmak” olmuştur. Kendisine “akıl” yani iyi & kötü ayrımını yapabilme yetisi bahşedilmiş olan ve işine geldiği zaman onunla övünmesini bilen, gelmediği zaman ise onu yok saymasını bilen insan, eşsiz “akıl” nimetini iyiliklere vasıta kılmak yerine, “iyi, güzel, hoş, cazip, makul” olduğuna kendini inandırdığı kötülüklere vasıta kılmayı tercih edegelmiş ve esasen kendisinin sebep olduğu olumsuzluklara, acılara şahit olduğunda veya maruz kaldığında ise ilk iş olarak Allah’ı suçlama eğilimi göstermiştir. Tıpkı daha hemen yaratılışı sonrasında yaptığı tercihine ve onun olumsuz sonuçlarına ilişkin, kendisi olduğunu bir türlü farkedemediği / farketmek istemediği şeytanı suçladığı gibi... Kur’an’da yer alan “O gün hesap görücü olarak nefsin sana yeter.” ayeti konu bağlamında derin mesajlar vermektedir. Ayrıca İncil’de “insanı simgeleyen canavarın sayısı” olarak tanımlanan ve “şeytanın sayısı” olarak anılagelen malum sayı da, tanımından da anlaşılacağı üzere, doğrudan insana işaret etmektedir. “Ruhsal tekamül süreci” temalı bölümlerde detaylı incelemeler mevcuttur.

    ReplyDelete
  3. Şeytan insanın kendisi derken? Şeytanın cin soyundan ve insandan önce yaratıldığı söylenmiyor mu kutsal metinlerde? Aradaki birliği sağlayan ne?

    ReplyDelete
  4. "Şeytan" kelimesi, "Şeyt" ( Mahvolmak, Helak Olmak, Yanmak, Kaynamak ) köküne "an" ( gibi olan, ile ilgili, -ı yapan ) soneki ilavesiyle oluşan ve "Mahveden, Helak eden, Yakan, Kaynatan" anlamına gelen bir sıfat olup, bir varlık ismi değildir. "Cinn" ( görünmeyen, örtülü olan, farklı boyutta olan ) ismi verilmiş olan süptil plan ( farklı boyut ) varlıklarının da, kaba madde planı ( dünya ) varlığı olan "İnsan"ın da "şeytani" nitelikleri, "şeytan" özellikleri mevcuttur.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Tamam evet şeytan bir özellik ama iblis adındaki meleğin isyanından tüm kitaplarda bahis geçiyor yani bu kıssaya göre bir baş şeytan var anladınız demek istediğimi.Size göre o da biz miyiz?

      Delete
  5. Her varlık kategorisinin şeytaniyet öncüleri mevcuttur. Dolayısıyla yaratılışı sonrasında, cin ( süptil plan varlığı ) olan İblis’in tesirlerinde kalmak suretiyle şeytani eğilimler içine giren insan ( kaba madde planı varlığı ) olan Adem de kendi varlık kategorisinde, bu hususta öncülük etmiş konumdadır. Zira, insanın en büyük sınavı aklını kullanarak, kendisini şeytani kılan unsurlardan mümkün olduğu kadar sıyrılmayı başarabilmesi ve yanlış tercihleriyle cehenneme dönüştürdüğü dünyanın cennet olabilmesi yolunda gayret göstermesidir. Ancak bu noktada en ilginç ve acı olan, esasen dünyanın nasıl cennet kılınabileceğinin yolunun insan tarafından gayet iyi bilinmesi ancak insanın, irrasyonel nefsani ihtirasları nedeniyle bu yönde adım atmaktan daima imtina etmesidir. Bu durum tıpkı “Sigara sağlığıma zararlı biliyorum ama içiyorum işte..” diyen birinin misali gibidir.

    ReplyDelete