İnsanların birbirlerinden uzaklaştırılmaya çalışıldığı, merhamet olgusunun yokedilmek istendiği, bireyselliğin ve bencilliğin körüklendiği şu fani madde dünyasında maddi çokluğun ruhi yokluk, azgınlık ve azab vesilesi olduğu, maddi kanaatkarlığın ise ruhi yükseliş, huzur ve sükunet vesilesi olduğu Kur'an ayetlerinde defaatle zikredilmiştir.
42/27 - Ve lev besetallahür rizka li ıbadihı le beğav fil erdı ve lakin yünezzilü bi kaderin ma yeşa' innehu bi ıbadihı habırun besır
( Ve şayet Allah kullarına rızkı bol verseydi, yerde azarlardı. Lakin dilediğini ölçü ile indirir. Kesinlikle O kullarından haberdardır görendir. )
İyiliğin ve inancın tohum gibi olduğu, ekildiğinde katkat ürün vereceği Nisa ve Şura surelerinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmiştir.
4/40 - İnnellahe la yazlimü miskale zerrah ve in tekü haseneten yüdaıfha ve yü'ti min ledünhü ecran azıma
( Kesinlikle Allah zerrelerin ağırlığı ölçüsünde dahi zulmetmez. Eğer iyilik olursa onu kat kat artırır ve indinden büyük ödül verir. )
Şura suresinin 20. ayetinde dünyadaki maddi çokluğa erişme hırsının manevi yokluğa vasıta olacağı ve gerçek hayat olan ahirette yokluk ve mahrumiyete vesile olacağı bildirilmektedir. Gerçek varlığa, huzura ve ruhi tekamüle erişebilmek için kaba maddenin değil iyiliklerin, hayırların ve güzel ahlakın çoklanması gerektiği bildirilmektedir.
42/20 - Men kane yürıdü harsel ahırati nezid lehü fı harsih ve men kane yürıdü harsed dünya nü'tihı minha ve ma lehu fil ahırati min nesıb
( Kim ahiretin ekinini istemişse ona ekinde artırırız. Kim dünyanın ekinini istemişse ona ondan veririz. Ama ona ahirette nasip yoktur. )
Aşağıdaki ayetlerde ise Allah inancının ve O'nun bahşettiği mevcut nimetlere, imkanlara şükretmenin af vesilesi olacağı, iyiliği, huzuru ve mutluluğu artıracağı bildirilmektedir.
14/7 - Ve iz teezzene rabbüküm le in şekertüm le ezıdenneküm ve le in kefertüm inne azabı leşedıd
( Ve zamanında Rab’biniz, "Eğer şükrederseniz size kesinlikle artırırım ve eğer inkar ederseniz kesinlikle azabım şiddetlidir." diye bildirmişti. )
42/23 - Zalikellezi yübbeşşirullahü ıbadehullezıne amenu ve amilus salihat kul la es'elüküm aleyhi ecran illel meveddete fil kurba ve men yakterif haseneten nezid lehu fıha husna innellahe ğafurun şekur
( Allah' ın, o inanan ve iyilikler yapan kullarını müjdelediği budur. De ki: "Size onun üzerine, yakınlıkta sevgi haricinde ödül sual etmiyorum." Kim güzellik işlerse, ona onda güzelliği artırırız. Kesinlikle Allah affedendir şükredeni görendir. )
42/26 - Ve yestecıbüllezıne amenu ve amilus salihati ve yezıdühüm min fadlih vel kafirune lehüm azabün şedıd
( Ve o inananlara ve iyilikler yapanlara kabul edip cevap verir. Onlara üstünlüğünden lütfundan artırır. İnkarcılar, şiddetli azap onlaradır. )
Bolluğu da darlığı da bir sınav olarak bahşeden sadece ve sadece Allahü Teala'dır. Her türlü kötülüğün kaynağı olan dünya hayatındaki nefsani ve maddi olgulara erişme hırsının ve buna dayalı sanal tatminin gerçekte yok olduğu ve esasen bir azap vesilesi olduğu ahirete vurgu yapılmak suretiyle aşağıdaki ayetlerde zikredilmektedir.
53/48 - Ve ennehu hüve ağna ve akna
( Ve kesinlikle O, gani kılan da kanaat ettiren de O'dur. )
13/26 - Allahü yebsütur rizka li men yeşaü ve yakdir ve ferihu bil hayatid dünya ve mel hayatüd dünya fil ahırati illa meta
( Allah, rızkı dilediği kimseye genişletir ve daraltır. Dünya hayatıyla ferahlayıp sevinirler. Oysa dünya hayatı ahiretin yanında maddi fayda haricindeki değildir. )
13/34 - Lehüm azabün fil hayatid dünya ve le azabül ahırati eşaak ve ma lehüm minellahi min vak
( Onlara dünya hayatında azap vardır. Ahiret azabı daha meşakkatlidir ve onlara Allah’tan koruyucu da yoktur. )
Tekasür ( Çoklama ) suresinin ilk iki ayeti ise maddi çokluk peşinde koşmanın batıl olduğu bildirilmektedir.
102/1 - Elhakümüt tekasür
( Çokla övünme sizi alıkoydu, oyaladı. )
102/2 - Hatta zürtümül mekabir
( Kabirlere varıncaya kadar. )
No comments:
Post a Comment